Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

soruşturma evresinde savcıların vekaletnamesiz dosya inceletmemesi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 3,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-02-2007, 12:48   #1
gencerx07

 
Varsayılan soruşturma evresinde savcıların vekaletnamesiz dosya inceletmemesi

soruşturma evresinde savcıdan vekaletname sunmamış olduğumuz bir dosyayı incelemek istediğimizde cvpları her zaman hayır vekaletnamenizi sunun önce şeklinde oluyor.her nekadar av.kanunu madde 2 den bahsetsem de uygulama bu yönde diyorlar.bunu üzerine talebimin dosyaya konmasını istediğimde de kabul etmiyorlar..peki ben mi yanlış biliyorum bu konuyu yoksa savcıların tutumumu yanlış?yanlış olan tutumu nasıl düzeltebilirm yada...gerçekten canımı cok sıkan bir konu bu...ben bilmediğim bir davaya vekaletname alıp niye sorumlu olayım benim iş seçme hakkım yok mu
Old 28-02-2007, 13:27   #2
ağaoğlu

 
Varsayılan

Yasa maddesi açıkken uygulamadan bahisle hakkımızı kullandırtmamalarını neyle açıklamalı bilmiyorum. Bence talebinizi doğrudan dilekçeyle yapın. Havale etsin savcı, sonra da reddetsin. Hangi gerekçeyle reddedecek bir bakın. Hangi yola başvuracağınızı daha sonra değerlendirirsiniz. Başsavcıya bir dilekçe verilebilir örneğin. Dilekçeyi almamak gibi bir keyfiyet zaten olamaz. İlgili savcı havale etmiyorsa başka bir savcıya havale ettirin ama dilekçenizi mutlaka dosyaya koyun derim.. Kolaylıklar diliyorum..
Old 28-02-2007, 15:17   #3
ragıp

 
Varsayılan

Madde 153 – (1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

(2) Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.

(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/23 md.) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır.

savcıların dayandıkları madde bu. ancak müdafi dosyayı inceleyebilir olarak anlıyorlar
Old 28-02-2007, 19:03   #4
cesur_yürek

 
Varsayılan

Avukatlık kanununa göre vekaletnamesiz dosya inceleyebiliyorsunuz ama Kalem yönetmeliği uygulanarak vekaletnamesiz inceleme yapamıyorsunuz.Tabii olması gereken avukatın hukuki yararı olmak şartıyla vekaletnamesiz dosya inceleyebilmesidir.Ayrıca bu konu oldukça tartışılan bir konu
Old 28-02-2007, 22:59   #5
Turkmen

 
Varsayılan

ŞÜPHELİLERİN MÜDAFİ YARDIMINDAN YARARLANDIRILMASI HAKKINDA GENELGE (CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ)

T.C.

ADALET BAKANLIĞI

Ceza İşleri Genel Müdürlüğü

Sayı : B.03.0.CİG.0.00.00.05/010.06.02/ 23 01/01/2006

Konu : Şüphelilerin müdafi yardımından

yararlandırılması

GENELGE

No : 24

Soruşturma evresi sırasında şüphelilerin müdafi yardımından yararlandırılması konusunda uygulamada bazı tereddütler yaşandığı gibi, kimi zaman da uluslararası kurum veya kuruluşlar tarafından, yakalanarak gözaltına alınan kişilerin talepleri bulunmasına rağmen müdafiîn haberdar edilmediği ya da zamanında haber verilmediği veya gözaltına alınan kişilerden müdafi talebinde bulunmadığı yönünde beyanları alınarak, savunma hakkının engellendiği gibi haksız ve yersiz eleştirilerle karşılaşılabildiği, Bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın;

"Cumhuriyetin nitelikleri" kenar başlıklı 2'nci maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."

"Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36'ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

Hükümlerine yer verilmiştir.

Öte yandan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6'ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde; "Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmak ve eğer avukat tutmak için malî olanaklardan yoksunsa ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek", her sanığın en azından sahip olacağı haklar arasında sayılmış bulunmaktadır.

Ayrıca; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun;

147'nci maddesinin birinci fıkrasında; "Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur" denildikten sonra, (c) bendinde; "Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir."

149'uncu maddesinde; "(1) Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.

(2) Soruşturma evresinde, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir.

(3) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz."

150'nci maddesinde; "(1) Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi hâlinde bir müdafi görevlendirilir.

(2) Şüpheli veya sanık onsekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malûl olur ve bir müdafii de bulunmazsa istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.

(3) Üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır."

153'üncü maddesinde; "(1) Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.

(2) Müdafiin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir.

(3) Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adlî işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, ikinci fıkra hükmü uygulanmaz.

(4) Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.

(5) Bu maddenin içerdiği haklardan suçtan zarar görenin vekili de yararlanır."

154'üncü maddesinde; "(1) Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz."

156'ncı maddesinde; "(1) 150 nci maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;

a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,

b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine,

Baro tarafından görevlendirilir.

(2) Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir.

(3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi hâlinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer."

84'üncü maddesinde; "(1) Keşif yapılması sırasında şüpheli, sanık, mağdur ve bunların müdafii ve vekili hazır bulunabilirler.

(2) Tanık veya bilirkişinin duruşma sırasında hazır bulunamayacağı veya oturduğu yerin uzaklığı nedeniyle bulunmasının güç olduğu anlaşılırsa, bu tanık veya bilirkişinin dinlenmesinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Mağdur, şüpheli veya sanığın huzuru, tanıklardan birinin gerçeğe uygun tanıklık etmesine engel olabilecekse, o işte şüpheli veya sanığın bulunmamasına karar verilebilir.

(4) Bu işlerde hazır bulunmaya hakkı olanlar, işin geri bırakılmasına neden olmamak koşuluyla, işlerin yapılması gününden önce haberdar edilirler.

(5) Şüpheli veya sanık tutuklu ise, hâkim veya mahkeme tarafından ancak zorunlu sayılan hâllerde keşifte hazır bulundurulmasına karar verilebilir."

Hükümleri yer almaktadır.

Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinde de bu yönde uygulamaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Bu itibarla;

Ceza muhakemesi hukukunun, insan haklarına saygılı bir şekilde maddî gerçeğin bulunması amacını taşıması ve savunma hakkının; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın temel haklar ve ödevler kısmında düzenlenmiş bulunması yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde adil yargılanma hakkı kapsamında tanınan ve korunan haklardan olması da dikkate alınarak;

1-Soruşturma evresinde şüphelilerin seçtiği müdafiîne haber verilmesi, müdafiî seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde de kendisine müdafi tayin edilmesinin sağlanması,

2-Şüpheli veya sanık on sekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malûl olur ve bir müdafii de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilmesinin temin edilmesi,

3-Müdafilerin; şüpheli ile görüşme, ifade alma sürecinde yanında olma ve hukukî yardımda bulunma, dosya içeriğini inceleme ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alma haklarına ilişkin usul ve kanun hükümlerinin eksiksiz uygulanması,

Konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.

Cemil ÇİÇEK

Bakan
Old 28-02-2007, 23:00   #6
Turkmen

 
Varsayılan

10/09/2004 - AVUKATLARIN KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA İSTEYEBİLECEĞİ BELGELER ve İNCELEME YETKİLERİ

AVUKATLIK KANUNUNA GÖRE AVUKATLARIN KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA İSTEYEBİLECEĞİ BELGELER VE İNCELEME YETKİLERİ KONUSUNDA DANIŞTAY BİRİNCİ DAİRESİNİN 2002/52 K. SAYILI KARARI

Esas No : 2002/26

Karar No : 2002/52


1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine yönelik istişari düşünce istemine ilişkin Başbakanlığın 15.2.2002 günlü ve B.02.0.KKG/174-49/898 sayılı yazışma ekli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 20.11.2001 günlü ve 26722 sayılı yazısında aynen:
"Avukatlık Kanunu'nun 02.05.2001, Tarih 4667 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 3. fıkrası ile;
"Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir" hükmü getirilmiştir.
Söz konusu hüküm gereğince, Kurulumuz Başkanlığına yapılan müracaatlarda; bazı avukatlar müvekkilleri hakkında, Kurulumuza yazılmış olan yazılar ile ayrı kuruluş ve kişilerin diğer kurumlara yazdığı ve bir şekilde Kurulumuza intikal eden bütün yazı ve eklerinin tasdikli birer fotokopisinin gönderilmesi istenilmektedir.
Bununla birlikte yine sanık vekili bir avukat tarafından Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından yapılan disiplin ve ceza soruşturması ile ilgili dosyanın sureti Kurulumuzdan talep edilmiş ve talebin yerine getirilmesi hususunda tereddüde düşülmüştür. (Ek-1)
Yine üniversite rektörlüklerinden Kurulumuza gelen yazılarda; 'Avukatlık Yasası'nın uygulama sınırları, özellikle avukatların bu kanunun tanıdığı yetki ile isteyebileceği belgelerin sınırları ve muhteviyatı açısından uygulamada güçlüklerle karşılaşıldığı ifade edilmektedir. (Ek-2)
Uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla Avukatlık Yasasının 02.05.2001 tarih ve 4667 sayılı Kanununun 2. maddesi île değişik 3. fıkrası hükmüne göre; avukatlara müvekkilleriyle ilgili olan, konuşu, tarihi, sayısı müşahhas olarak belirtilmeyen her türlü evrakın tamamının verilmesi zorunluluğunun bulunup bulunmadığı yapılmakta olan disiplin ve ceza, soruşturmalarında soruşturma dosyasının gizlilik gözetilmeksizin bir bölümünüm ya da tamamının birer örneğinin verilmesi zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında Danıştay Başkanlığımdan istişari görüş alınması zarureti hasıl olmuş bulunmaktadır.
Danıştay Kanunu'nun 41. ve 42 . maddeleri uyarınca konu ile ilgili olarak Danıştay birinci Daire Başkanlığından, istişari görüş alınabilmesi hususunu tensiplerinize arz ederim." denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünden Hakim Dr. Ali Karagülmez, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Ziya Yergök ve Hukuk Müşaviri Av. Tülay Yılmaz'ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
İstem. 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2. nci maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen birinci fıkrasında, avukatlığın amacının: hukuki münasebetlerin düzenlenmesini her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olduğu, aynı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında ise, yargı organları emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait dernekler, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda oldukları, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü oldukları bu belgelerden örnek alınmasının vekaletname ibrazına bağış olduğu, derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu düzenleme de maddede sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak, kanunlardaki özel hükümler, saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmak yükümlülüğü getirilmiş, incelemeye sunulan belgelerden örnek alınması vekalet ibrazına bağlanmıştır. Ayrıca derdest davalarda müzekke relerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği belirtilmek suretiyle, adli makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma gününden önce avukatlar tarafından mahkemeden alınabilmesine, müzekkere ile istenilen hususların takip edilmesi çabuklaştırılması ve ilgili kuruluşlardan bilgi ve belge toplanması sağlanarak yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine yardımcı olunmasına olanak sağlanmak istenilmektedir.
4667 sayılı Kanunun genel gerekçesinde ve madde gerekçelerinde de, avukatlara görevlerini yerine getirmelerine Yardımcı olacak, kuruluşlara açıklık getirilerek bu kuruluşlardan bilgi ve belge toplayabilme yetkisinin verildiği belirtilmektedir.
Bu hükümlere göre avukatlar, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların her derecede yargı organları hakemler resmi ve özel kişi kurul ve kurumlar nezdinde çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak adalet ve hakkaniyete uygun biçimde uygulanması amacıyla görevlerim yerine getirirlerken maddede sayılan mercilere kendilerine yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Buradaki yardımcı olma zorunluluğu, avukatlık görevinin yerine getirilmesiyle sınırlıdır. Ayrıca bu kurumlara kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunma yükümlülüğü de getirilmiştir. Görüldüğü üzere Yasa hükmüyle kanunlardaki özel hükümler saklı tutulmuş ve avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerden söz edilmiş bulunulmaktadır. Bu durumda avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge ifadesinin ne anlama geldiği .bu ifadeye hangi amacı sağlamak üzere yer verildiği üzerinde de durulması gerekmektedir.
1136 sayılı Kanunun 163 üncü maddesinde avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı kapsaması gerektiği yazılı olmayan anlaşmaların genel hükümlere göre ispatlanacağı yalnız avukatların yapabileceği işler başlıklı 35 inci maddesinde, gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmenin, savunmanın, adli işlemleri takip etmenin, bu işlere ait bütün evrakı düzenlememe avukatlara ait olduğu belirtilmiştir.
Anayasanın 36 ncı maddesinde, herkesin, meşru vasıta veya yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adli yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Savunma hakkı sınırsız bir hak değildir. Bu hakkın sınırı, suç, yargı mercileri ve dava kavramlarıyla da yakından ilişkilidir. Bu arada. Türk Medeni Kanununun hukuki ilişkilerin kapsama başlığı altında dürüst davranma ve iyi niyet kurallarını düzenleyen 2 nci ve 3 üncü maddelerinin hükümlerini de göz önünde bulundurmak zorunludur. Bu hükümlerde, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarım yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeninde korunmadığı, kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olanın iyi niyetin varlığı olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı açık bir biçimde belirtilmektedir.
1136 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve yukarıda anılan diğer hükümleri ile Medeni Kanunun 2nci ve 3üncü maddeleri hükümleri dikkate alındığında, avukatlara bilgi ve belge toplayabilme yetkisi veren hükümlerin genel sınırları ortaya çıkmış olmaktadır. Buna göre maddede sayılan kurum ve kuruluşların, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesi kapsamında, müvekkilinin hukukunu savunabilmesine, haklarını dava etmesine, yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine, adli makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma gününden önce alınmasına bu yazılarda istenilen hususların takip edilmesi ve çabuklaştırılmasına ve gerekli bilgi ve belgelerin toplanabilmesi-ne yardımcı olmaları gerekmektedir.
1136 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge" ifadesinin anlam ve kapsamının da yukarıda belirtilen genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, bu ifadede geçen "gerek" sözcüğünün herhangi bir işin yapılabilmesinin bağlı bulunduğu şey anlamını içerdiği gerekliliği açıklayan nedenlerin ise "gerekçe" sözcüğü ile ifade edildiği gözden uzak tutulmamalıdır. Gerek duymak keyfi, hiçbir nedene bağlı olmaksızın bir şeyi istemek iradesi anlamına gelmemekte, herhangi bir işin yapılabilmesine bağlı bir istemi anlatmaktadır. Böyle olunca avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri hangi işin yapılabilmesine bağlı olarak incelemek istediğini gerekliliği açıklayan nedenlerle birlikte belirtmesi ve bu belgelerin incelemesine sunulması yasa hükmü gereğidir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da incelemeye sunma yükümlülüğüdür, incelemeye sunma işlevi, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşta, gerektiğinde bir görevli eşliğinde uygun bir yerde gerçekleştirilmelidir, incelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesi söz konusu olamayacağından avukatların gerek duydukları bilgi ve belgelerin veya bunların onaylı örneklerinin ya da fotokopilerinin adreslerine gönderilmesini istemeleri yasanın hükümlerine ve amacına uygun düşmeyecektir. Yasa koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Böylece, genel sınırları, içeriği yukarıdaki açıklamalarla belirlenen bilgi ve belgelerden, kanunlarındaki özel hükümler saklı tutularak incelemeye sunulması zorunlu olanların avukatlarca yerinde incelenmesinden sonra, bu belgelerden gerekli görülenlerin tarih ve sayışı belirtilerek örnek alınması suretiyle bilgi ve belge toplayabilme amacının sağlanması gerçekleşecektir.
Diğer yandan. 1136 sayılı Kanunun 2nci maddecinin üçüncü fıkrasında sayılan mercilerin avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunucu yükümlülüğünün istisnası olan bazı özel hükümler şöyle sıralanabilir.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 143 üncü maddesinde, avukatın hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği belgenin bir örneğini alma hakkına sahip olduğu, hazırlık soruşturmasının amacım tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine hazırlık soruşturması sırasında bu hakkın sulh hakiminin kararıyla kısıtlanabileceği, yakalanan kişinin veya sanığın sorgusunu içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve yakalanan kişi veya sanığın hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında hakim kararıyla kısıtlana-bilmeye ilişkin ikinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 11 inci maddesindeki yollama nedeniyle bu mahkemeler için de CMUK'un sözü edilen hükmünün uygulanması sağlanmıştır,
Ayrıca, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 54 ve 55 inci maddelerinde, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 3 üncü maddesinin sekizinci, 22 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkralarında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun vergi mahremiyeti başlıklı 5 inci maddesinde yer verilen hükümlerle bilgi ve belgelerin kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerin dışında üçüncü kişilere açıklanmasını engelleyici ve hangi bilgi ve belgelerin bu kapsamda olduğunu gösteren sınırlamalar getirilmiştir.
Diğer bazı kanunlarda idareye, üçüncü kişilere ve hatta yargı mercilerine bazı bilgi ve belgeleri vermekten imtina hakkı tanınmış, bu hakkın kullanımı ilgili kanunlarda ayrı ve farklı şartlara bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir." denildikten sonra üçüncü fıkrasında "Ancak, istenilen bilgi ve belgeler devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişki ise. Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez." Hükmüne yer verilmiş. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 88 inci maddesinde de benzer bir hüküm yer almıştır.
Yine, 26.10.1994 ünlü ve 4045 sayılı Kanunun 1 inci maddesine dayanılarak çıkarılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinin 2 nci maddesinde bu Yönetmeliğin, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde Devletin güvenliğinin, iç ve dış menfaatlerinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeleri, bunlarla toplanmasını ve "işlemini yürüten bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birim ve kısımlarının belirlenmesini, kapsadığı" belirtilmiş, 4 üncü maddesinin (e) bendinde, "bilmesi gereken" ibaresi, bir gizli evrakı veya dokümanı ancak görevinden dolayı öğrenen, onu inceleyen, uygulayan ve korumaktan sorumlu bulunanlar olarak tanımlanmış ve bu tanımlamadan hareketle 5 inci maddesinde bilmesi gerekenlerin dışında diğer kişilerin bilmelerinin istenmediği ve açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize vereceği zararlara göre gizlilik dereceleri çok gizli, gizli, özel ve hizmete özel olarak sınırlandırılmıştır. Görüldüğü üzere, mevzuattaki özel hükümlerde de, bilmesi gerekenlerin dışında diğer kişilerin bilmelerinin istenmediği, açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize, ceza veya disiplin soruşturmalarının amacına zarar vereceği öngörülen bilgi ve belgelerin açıklanması, incelemeye sunulması ve bunlardan bir suret alınması konularında kısıtlamalar ve sınırlamalar getirilmiş idareye belirli nitelikteki bilgi ve belgeleri yargı mercilerine dahi vermeme olanağı tanınmış bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 128, 129, 130 ve 131 inci maddelerinde de, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde, disiplin kurulunun soruşturma dosyasın; aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildireceği, memurluktan çıkarma cezası için soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna tevdi edileceği, bu kurulların dosyaların incelenmesinde gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkili oldukları, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu. Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği belirtilmiştir.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerim görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olduğu, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri belirtilmek suretiyle CMUK'un yukarıda sözü edilen 143 üncü maddesinin uygulanmasına imkan tanındığı görülmektedir.
Bu hükümler karşısında, hakkında ceza soruşturması yapılan bir devlet memurunun kendisi veya avukat olan vekilinin CMUK'nun 143üncü maddesi hükmüne dayanarak, hazırlık soruşturmasının amacım tehlikeye düşürebilecek durumlarda sulh hakiminin kararıyla kısıtlanabilecek olanlar dışında, hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunmaktadır. 4483 sayılı Yasa uygulamasında da ön inceleme ile görevlendirilenler soruşturmanın amacım tehlikeye düşürebilecek durumlarda bu Yasanın 6 ncı maddesi gereğince sulh hakiminden kısıtlama kararı almak da dahil, CMUK'un Cumhuriyet savcılarına verdiği bütün yetkileri kullanabileceklerdir.
Diğer taraftan, disiplin soruşturması evresinde, bu soruşturma sonucunda yetkili makamlarca bir disiplin cezası verilmesi, icrai ve kesin nitelikleri haiz bir idari işlemdir, idare hukukunda idari işlemin birbirini izleyen birçok safhadan oluşan işlem dizisi ile ortaya çıkacağı kabul edilmektedir. Kamu gücü ve kudretinin üçüncü kişiler üzerinde ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemler icrai niteliktedir. Bu bağlamda, tavsiye, dilek, düşünce, teklif gibi bilgi verici açıklayıcı işlemler yanında hazırlık işlemleri de icrai olmayan işlemler olarak kabul edilmektedir. Disiplin soruşturması işlemleri de, inceleme prosedürünün bir parçası olarak icrai işlemin gerçekleştirilmesine yöneliktir. Disiplin soruşturmasının yapıldığı aşamada bir belirsizlik arz eden bu durum, ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren savunma hakkının gerekleri açısından sonuç doğurabilecek nitelikte kabul edilmesidir. Bu nedenle de disiplin soruşturmasında ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren disiplin soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek belgeler ile sicil dosyası hariç, ilgilinin veya avukatının disiplin dosyasının tamamım incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunduğunu kabul etmek, gerekmektedir.
Bütün bu genel ve özel kısıtlama ve sınırlama hükümleriyle karşılıklı hukuki ilişkilerde hak, yetki ve sorumluluklar arasında kamu yararı fikrine dayalı uygun dengenin sağlanması, sorumlulukların bu dengeye uygun şekilde yerine getirilmesi amaçlanmıştır.
Sonuç olarak: istişari düşünce istemine esas olan maddi olay ve olgular da dikkate alındığında aşağıda sıralanan hususların taraflarca karşılıklı olarak değerlendirilmesinde sorumluluklar arasında uygun ve ölçülü dengenin sağlanması halinde, duraksama konularının ortadan kalkacağı söylenebilir.
1. 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Yardımcı olma zorunluluğunun kapsamını ve sınırlarını belirlemede avukatların görevleriyle ilgili olarak yukarıda yapılan açıklamalar gözönünde bulundurulmalıdır.
Bu kurumlara kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri aşağıdaki kapsam çerçevesinde incelemelerine sunmak yükümlülüğü, getirilmiştir.
a) İncelemeye sunma, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş bünyesinde, gerektiğinde bir görevi eşliğinde uygun bir yerde gerçekleştirilmesi gereken bir işlevdir.
b) incelemeye sunma yükümlülüğünün bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi, yasanın amacına uygun bir talep olarak değerlendirilemez.
c) Avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerin kapsamı, avukatların görevleriyle ve gerek duyma ifadesiyle ilgili açıklamalarda belirtilen sınırlar içinde anlaşılmalı ve değerlendirilmelidir.
d) Yasa koyucu, kurum ve. kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Avukatlarca incelenmesinden sonra bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, tarih ve sayısı belirtilerek örnek alınabilmesi yasa hükmü gereğidir.
2. İncelemeye sunma yükümlüğünün istisnası olan kanunlardaki özel hükümlerin sınırları ve içeriği, ilgili madde metinleriyle bu konuda yukarıda yapılan açıklamalarda belirtilen hukuki çerçeve içinde değerlendirilmelidir.
Duraksama konusu hakkında yukarıda açıklanan görüşle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 10.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye
Abdilkadir O.Temel Yılmaz A.Şahver Cenker
Genelioglu Şahinoğlu Çimen Kobal Karaoğlu
Old 28-02-2007, 23:02   #7
Turkmen

 
Varsayılan

ADANA 2.SULH CEZA MAHKEMESİ MÜDAFİİN EVRAK İNCELEME TALEBİNİ REDDEDEN CUMHURİYET SAVCISININ KARARINI ORTADAN KALDIRDI


Av. Süleyman Keser, Adana Cumhuriyet Başsavcılığına ait 2005-33885 sayılı dosyanın içeriğinin ne olduğunu konusunda bilgi sahibi olmak için kalemde dosyayı incelemek istediği sırada, Cumhuriyet Savcısı, Adli Yargı İlk derece ceza mahkemeleri kalem hizmetlerinin yürütülmesine dair yönetmeliğin 45.maddesi uyarınca dosyanın incelenmesine engel oldu.



Av. Süleyman Keser, bu kararın usule ve yasalara aykırı olduğunu belirterek; Adana 2.Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak görüşlerini şu hukuki gerekçelere dayandırdı:



“Hiçbir yönetmelik yasaya aykırı olamaz.



Avukatlık Yasasının 46.maddesinde Avukat dava takip dosyalarını vekaletname ibraz etmeden inceleyebilir amir hükmünü içermektedir.



Dosyanın incelenememesi CMK 149 maddesinin 3. fıkrasına aykırıdır.



Soruşturmanın her aşamasında avukatın şüphelinin yanında bulunabileceği ve hukuki yardımda bulunabileceği açıkça yazılı olduğundan dosyayı incelemeden şüpheliye hukuki yardımda bulunmak mümkün değildir. Bu durum savunma hakkının kısıtlanamayacağı ilkesine aykırıdır”.



Av. Süleyman Keser Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesine verdiği dilekçede şu görüşleri savundu: “Dosyayı inceleme isteminin soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürme ihtimali yoktur. Soruşturmanın güvenliğini tehlikeye sokma durumunda Savcının, Sulh Ceza Mahkemesinden gizlilik kararı alması gerekirdi. Dosyanın incelemesi sonucunda belki de davayı çeşitli sebeplerden dolayı gerekçe göstermeden üstlenmeme ihtimalinin bulunması durumunda davanın taraflarının vekâlet çıkararak masraf yapmalarına da gerek kalmayabilirdi.



Müdafi olmak için yasada vekâletname zorunluluğu da bulunmadığından 21.07.2005 tarihli karara itirazın kabulüne karar verilmesini talep ederim”.



Adana 2.Sulh Ceza Mahkemesi 22.07.2005 tarihinde yaptığı inceleme sonucunda Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen evrak inceleme talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına karar verdi.

http://www.gazeteoku.com/go.php?link....google.com.tr
Old 28-02-2007, 23:05   #8
Turkmen

 
Varsayılan

3-4.Şubat.2007 tarihlerinde İSTANBUL BAROSU AVUKAT HAKLARI MERKEZİ olarak YENİ TÜRK CEZA MEVZUATINI DEĞERLENDİRME TOPLANTILARI - I başlığı altında düzenlenen toplantıya Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ , Prof.Dr.Ahmet GÖKCEN , Prof.Dr.Cumhur ŞAHİN , Doç.Dr.Adem SÖZÜER , Doç.Dr.Faruk TURHAN , Yargıtay 6.C.D.onursal üyesi Keskin KAYLAN , İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan CANAK , İstanbul 4.Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Yavuz ÖZTÜRK , Eyüp Cumhuriyet Başsavcısı Vuslat DİRİM ve Zeytinburnu Cumhuriyet Başsavcısı Ayhan GÖDEKMERDAN katılmışlardır. Aynı konu bu toplantıda tartışıldı ve kalem yönetmeliğine rağmen hem Avukatlık Kanunundaki ve hem de CMK'daki hükümlere istinaden herkesin ortak kararı ( AVUKAT SORUŞTURMA DOSYASINI " gizlilik kararı yoksa " VEKALET KOYMADAN İNCELEMEK HAKKINA SAHİPTİR ) şeklinde oluştuğu bilinmektedir.
Old 28-02-2007, 23:08   #9
Turkmen

 
Varsayılan

Yine bayan bir meslektaşımızın (Av. Sultan Aktaş) konu ile ilgili olarak Sivas İdare Mahkemesinde açtığı davanın dilekçesi;
Anılan konuyla ilğili Sivas İdare Mahkemesine açılan dava dilekçesi




SİVAS İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA



DAVACI :Av.Sultan Aktaş-Özel İdare İşhanı.no:66-Zile
DAVALILAR :1-Adalet Bakanlığı-ANKARA
2-Zile Cumhuriyet Başsavcılığı-Zile/TOKAT
İ.KONUSU :Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın 10.08.2006 tarihli dosya inceleme talebimin reddi işleminin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI ve İPTALİ istemidir.

AÇIKLAMALAR :9.08.2006 tarihinde Müvekkilem Bahar Çakmak hakkında Sivas İdare Mahkemesi’ne açacağım davaya delil olabilecek Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın 2006/860 sayılı soruşturma dosyası ile ,Soruşturması tamamlanmış ve takipsizlik kararı verilen 2005/1673 sayılı Soruşturma nolu ve ve 2005/811 Takipsizlik Nolu dosyada şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Oktay Aranmaz’ın şikayetçi Bektaş Altınışık hakkında manevi tazminat davası açacağını bildirmesi üzerine dosyayı incelemek için Zile Cumhuriyet Savcılığından talep ettim.Ancak dosyada vekaletnamem olmadığından bahisle dosya inceleme talebim sözlü olarak reddedilmiştir.

Dosya inceleme talebime ilişkin reddin ve red gerekçesinin dilekçem altına şerh verilmesini Savcılıktan talep ettim.

Savcılık, dosyada vekil veya müdafii sıfatım olmadığı,5271 sayılı CMK ‘nın 157.maddesinde …..soruşturma evresindeki usul işlemlerinin gizli olduğu ve aynı Kanunun 149-150 maddeleri gereğince, dosyada vekillik veya müdafilik ilişkimin tespit edilemediğinden bahisle 10.08.2006 tarihinde dosya inceleme talebimi dilekçem altına düşülen açıklama ile reddetmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 46. maddesinin 2.fıkrasında AVUKAT VE STAJYER ,VEKALETNAME OLMAKSIZIN DAVA VE TAKİP DOSYALARINI İNCELEYEBİLİR .BU İNCELEME İSTEĞİNİN İLGİLİLERCE YERİNE GETİRİLMESİ ZORUNLUDUR.”hükmü yeralmaktadır.
Anılan hükümde avukat ve stajyerin vekaletname olmaksızın dosya inceyebileceğini ve bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesinin bir ZORUNLULUK OLDUĞU da yasa metninde hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı CMK’nın 149. maddesinde :ŞÜPHELİ VEYA SANIK ,SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMANIN HER AŞAMASINDA BİR VEYA BİRDEN FAZLA MÜDAFİİN YARDIMINDAN FAYDALANABİLİR….”

SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA EVRELERİNİN HER AŞAMASINDA AVUKATIN ,ŞÜPHELİ VEYA SANIKLA GÖRÜŞME ,İFADE ALMA VEYA SORGU SÜRESİNCE YANINDA OLMA VE HUKUKİ YARDIMDA BULUNMA HAKKI ENGELLENEMEZ ,KISITLANAMAZ”

5271 sayılı CMK’nın 153.maddesinde “MÜDAFİİ,SORUŞTURMA EVRESİNDE DOSYA İÇERİĞİNİ İNCELEYEBİLİR VE İSTEDİĞİ BELGELERİN BİR ÖRNEĞİNİ HARÇSIZ OLARAK ALABİLİR”
BU MADDENİN İÇERDİĞİ HAKLARDAN SUÇTAN ZARAR GÖRENİN VEKİLİ DE YARARLANIR.


Anılan yasa hükümlerinde, avukatın soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında dosya içeriğini inceleyebileceği ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabileceği, şüpheli veya sanıkla görüşme,ifade alma ve sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkının ENGELLENEMEYECEĞİ ve KISITLANAMAYACAĞI amir bir hüküm olarak düzenlenmiştir.
.
Savcılığın Avukatın soruşturma dosyasını inceleyebilmesini ,Baro tarafından görevlendirme yazısına ve vekaletname ibrazına bağlı kılmasını yukarda belirttiğimiz açık yasa maddeleri karşısında anlamak mümkün değildir.
.

Avukat Ceza Yargılamasının niteliği gereği vekaletnamesiz her aşamada hukuki yardımda bulunur.Avukat Ceza Hukukunda yaptığı görev bakımından şüpheli tarafında ise MÜDAFİİ,müşteki tarafında yeralıyorsa VEKİL olarak adlandırılmıştır.Savcılığın red gerekçesinin aksine müdafiilik ve vekillik sıfatları vekaletname ile yada Baro tarafından görevlendirme yazısıyla kazanılmamaktadır.


Savcılığın Avukatın soruşturma dosyasını inceleyebilmesini ,Baro tarafından görevlendirme yazısına ve vekaletname ibrazına bağlı kılması CMK’nın 150/1 ve 156/3 maddelerinde “vatandaşın KENDİ İSTEĞİYLE DE MÜDAFİİ SEÇEBİLECEĞİ “ hükümlerine ve 5271 sayılı CMK’nın 153.maddesinde “MÜDAFİİ,SORUŞTURMA EVRESİNDE DOSYA İÇERİĞİNİ İNCELEYEBİLİR VE İSTEDİĞİ BELGELERİN BİR ÖRNEĞİNİ HARÇSIZ OLARAK ALABİLİR”
BU MADDENİN İÇERDİĞİ HAKLARDAN SUÇTAN ZARAR GÖRENİN VEKİLİ DE YARARLANIR “hükümlerine açıkça aykırı olduğu gibi AVUKATLIK MESLEĞİNİN NİTELİĞİYLE KESİNLİKLE BAĞDAŞMAZ . Avukatlık mesleğinin niteliği gereği Baro (Adli Müzaheret Büro Başkanlığı) avukatın İŞVERENİ değildir.Aksi kabul serbest meslek olan avukatlığın inkarıdır.Vatandaşın kendi tercih ettiği avukattan müdafii olarak veya vekil olarak hukuki yardım talep etmesi vatandaşın yasal hakkıdır.Yine aksi kabul Hukukun Genel İlkelerinden biri olan ve Anayasamızda da güvence altına alınan “SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ İLKESİNE” açıkça aykırıdır. Adli Müzaharet kurum olarak müdafii tayininin zorunlu olduğu hallerde hukuki yardımın sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

Yukarda incelenmesini talep ettiğim dosyalarda olduğu gibi açılacak davalara delil durumunda olan dosyaları incelemek bir avukat olarak benim yasal görevim ve hakkımdır. Avukat her incelediği dosyada vekalet sunamaz.Dosyayı inceler ,vekalet almaktan vazgeçebilir .Avukat alamayacağı bir dava için vekalet sunarsa taraflara boş yere masraf yaptırılacak ve üstlenmeyeceği bir iş için avukat hukuken sorumlu olacak ve gereksiz bir vergi yükümlülüğü altına girecektir.

Türkiye Barolar Birliği’nin her yıl yayımlamış olduğu tarifeye göre avukat Danışma Hizmeti,dosya inceleme,dilekçe yazma, vekaletle dava alma v.s hizmetlerini yapmaktadır.Anılan bu hizmetler ayrı ayrı ücrete tabidir.Bu açıdan bakıldığında bile Savcılığın red işlemi Avukatın çalışma hak ve özgürlüğünü engellemektedir.

Savcılık 10.08.2006 tarihli red gerekçesinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 149 ve 150.maddesi hükümlerine de dayanmıştır ki aksine CMK 149.maddesinde ,yukarda ayrıntılı şekilde açıkladığımız gibi avukatın dosya incelemesinin engellenemez,kısıtlanamaz bir hak olduğu düzenlenmiştir. CMK 150 .maddesinde de isteğe bağlı müdafiilik ve zorunlu müdafilik kurumları düzenlenmiştir.

Savcılık dosya inceleme talebimin reddini, 5271 sayılı CMK ‘nın 157.maddesine de dayandırmıştır.5271 sayılı CMK’nın 157.maddesinde “ Kanunun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir”hükmünde :”KANUNUN BAŞKA HÜKÜMLER KOYDUĞU HALLER SAKLI KALMAK VE SAVUNMA HAKLARINA ZARAR VERMEMEK” esas koşuldur.Kaldı ki anılan hükümde USUL İŞLEMLERİNİN gizliliğinden bahsediliyor.Avukatın dosyayı incelemesi usuli bir işlem değil,CMK’ya göre ENGELLENMEMESİ VE KISITLANMAMASI GEREKEN SAVUNMANIN ESASINA İLİŞKİN BİR İŞLEMDİR.

İncelenmesini talep etmiş olduğum her iki dosyada da CMK 153.maddesi hükümlerine göre alınmış bir gizlilik kararı mevcut değildir.Kaldı ki müvekkilim Oktay Aranmaz’ın incelenmesini talep ettiği 2005/1673 Soruşturma nolu ve 2005/811 sayılı takipsizlik nolu dosya zaten soruşturması tamamlanarak 2005 yılında takipsizlik kararı verilerek kesinleşmiştir.
.
5271 sayılı CMK’nın 153. maddesinin 2.fıkrasında :MÜDAFİİN DOSYA İÇERİĞİNİ İNCELEMESİ VEYA BELGELERDEN ÖRNEK ALINMASI ,SORUŞTURMANIN AMACINI TEHLİKEYE DÜŞÜREBİLECEK İSE CUMHURİYET SAVCISININ İSTEMİ ÜZERİNE ,SULH CEZA HAKİMİNİN KARARIYLA BU YETKİSİ KISITLANABİLİR.”hükmüne göre avukatın tüm dosyayı inceleme yetkisi ancak Sulh Ceza Hakimi’nin kararıyla kısıtlanabilir.

Sulh Ceza Hakimi’nin kısıtlama kararına rağmen CMK 153. maddenin 3.fıkrasında belirtildiği gibi “YAKALANAN KİŞİNİN VEYA ŞÜPHELİNİN İFADESİNİ İÇEREN TUTANAK İLE BİLİRKİŞİ
RAPORLARI VE ADI GEÇENLERİN HAZIR BULUNMAYA YETİKİLİ OLDUKLARI DİĞER ADLİ İŞLEMLERE İLİŞKİN TUTUNAKLAR HAKKINDA “KISITLAMA KARARI VERİLEMEYECEKTİR.


Yukarda açıkladığımız gibi 5271 sayılı CMK ‘nın 153. maddesi hükmü karşısında Savcılığın soruşturmanın gizliliğinden bahisle de dosya inceleme talebimi reddi açıkça usul ve yasaya aykırıdır.

Avukat 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre “AVUKAT OLMASINDAN ve YAPTIĞI İŞİN NİTELİĞİ GEREĞİ “dosya inceleme hak ve yetkisine sahiptir.


Savcılığın dosya inceleme istemimi reddi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu gibi telafisi imkansız zararlar doğurmaktadır.Dosya inceleme ücretini aldığım müvekkillerime karşı görevimi yerine getiremedim.Delil durumunda olan dosyaları inceleyemediğim için dava açamıyorum. Hepsinden önemlisi ve üzücü olanı bir avukat olarak bu durumu müvekkillere açıklayamamak.

Savcılığın red işlemi nedeniyle tüm meslektaşlarımız açısından da Savcılık dosyalarını inceleme hakkımız halen engellenmekte ve telafisi imkansız zararlar doğmaktadır.Bu nedenle Savcılığın red işleminin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI talep ediyorum.

TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE ZİLE CUMHURİYET SAVCILIĞI HARİÇ BÖYLE BİR SORUN YAŞANMAMAKTADIR.

DELİLLER :Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın 10.08.2006 tarihli ret dilekçesi ve ilgili mevzuat

İ.SONUCU :Belirtilen nedenlerle,

1-Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın 10.08.2006 tarihli dosya inceleme talebimin reddi işleminin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA,
2-Anılan ret işleminin İPTALİNE,
3-Yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla talep ediyorum.

Av.Sultan Aktaş
EKLER
1- Zile Cumhuriyet Savcılığı’nın 10.08.2006 tarihli ret dilekçesi
2- İlgili mevzuatla ilgili fotokopi
Old 01-03-2007, 13:56   #10
Av.Derya Onatlı

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlar; bizim başımıza da aynı durum geldi. Savcı vekalet istedi. Bizde dilekçe ile başvurduk ve talebimiz reddedildi. Durumu baro başkanımızla görüştük. Kendisi C. Başsavcısı ile görüştükten sonra sorun ortadan kalktı. Olayın ertesi günü hiçbir sorun yaşamadan dosyayı inceledik.
Old 01-03-2007, 18:30   #11
Av.G.K.

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gencerx07
soruşturma evresinde savcıdan vekaletname sunmamış olduğumuz bir dosyayı incelemek istediğimizde cvpları her zaman hayır vekaletnamenizi sunun önce şeklinde oluyor.her nekadar av.kanunu madde 2 den bahsetsem de uygulama bu yönde diyorlar.bunu üzerine talebimin dosyaya konmasını istediğimde de kabul etmiyorlar..peki ben mi yanlış biliyorum bu konuyu yoksa savcıların tutumumu yanlış?yanlış olan tutumu nasıl düzeltebilirm yada...gerçekten canımı cok sıkan bir konu bu...ben bilmediğim bir davaya vekaletname alıp niye sorumlu olayım benim iş seçme hakkım yok mu

Sayın gencerx07,

Böyle bir durumda bir başka meslektaşımızla birlikte savcıdan tekrar talepte bulunmanızı ve ''ret''cevabı aldığınızda bu durmu yanınızdaki meslektaşımızla bir tutanağa geçirip gerek baro gerekse adliye bakanlığı nezdinde ve söz konusu savcı hakkinda''görevi ihmal''ve ''görevi kötüye kulllanma ''suçlaması ile şikayette bulunmanızı tavsiye ediyorum.
Old 03-03-2007, 00:11   #12
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Dikkat

Arkadaşlar,

Bu konu THS, Hukuk Sohbetleri bölümünde iki ayrı başlık altında incelenmiş ve ayrıntılı inceleme bu satırların yazarı tarafından yazılmıştır.

Ayrıntılı inceleme şuradadır:
"Avukatın Mahkeme Esas Defterini İncelemesi - Hakimin Talebi Reddi"
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9955

Benzer ikinci konu şuradadır:
Avukatların dosya inceleme usulü !
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10302

Saygılarımızla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu

" Hak, huk, hukuk; gak, guk, guguk !!! "
Old 21-01-2011, 23:39   #13
adnan özdemir

 
Varsayılan

17 ocak 2011 tarihinde alınmış olan olumlu karara da şu linkten ulaşlabilirsiniz:

http://web.e-baro.web.tr/uploads/35/...eza2011-79.pdf
Old 24-01-2011, 20:32   #14
GECE

 
Varsayılan

AVUKATI yargı sürecinin "olsa da olur olmasa da" unsuru olarak gören zihniyetin ürünüdür bu tür uygulamalar. Yasal hüküm açıkça avukata bu yetkiyi vermişken; buna aykırı genelge, yönetmelik, uygulamadaki alışkanlık vs bağlayıcı olmaz - olamaz. Tavsiyem: Bağlı olduğunuz baroda av. hakları kurulu tarzı kurul varsa orayı arayarak bir meslektaşınızın size yardımını talep ederek ya da bir tanıdığınız meslektaşınızdan rica ederek onunla birlikte gidin, talebi yineleyin. Reddedilirse meslektaşınızla olayı TUTANAĞA BAĞLAYIP gerekli makamlara bunu sunun. Ank.'da bu nedenle bir savcı hakkında soruşturma açıldığını duymuştum. Bu tür uygulamalar CAYDIRICI oluyor. Mesela bu tarz bir red olayında ben "peki o zaman hemen meslektaşlarımı arayayım da gelsinler olayı tatanağa bağlayalım" dediyince hakim tutuştu ve "neyse avukat hanım bu defalık yapalım" dedi
Old 25-01-2011, 15:29   #15
adnan özdemir

 
Varsayılan

konu ile ilgili olarak mahkemeye başvurulmuştur. likte açılan sayfada alınan lehte mahkeme kararı da görülmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim Ve Savcıların Niteliği Sorunu!! aristo Hukuk Sohbetleri 14 25-05-2007 17:09
Soruşturma evresinde uzlaşma mağdur tarafından kabul edilip uzlaşma tamamlanmadan bub İNCİ Meslektaşların Soruları 2 29-11-2006 17:13
Hakim ve savcıların maaşları artacak. fkb Hukuk Haberleri 10 01-09-2006 15:33
Hakim ve savcıların maaşınnda artış yapacak kanun taslağı PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 0 21-08-2006 11:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10084796 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.