Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kefil nasıl icra takibi yapar

Yanıt
Old 24-09-2006, 21:27   #1
Av. Çetin

 
Varsayılan kefil nasıl icra takibi yapar

Arkadaşlar, asıl borçlu borcunu ödemeyince, buzdolabını satan mağaza sahibi kefililden parayı ister, kefilde tüm borcu öder,ve her bir taksidi ödedikten sonra seneti teslim alır. Kefil bu aşamadan sonra asıl borçludan alacağını alabilmek için nasıl bir yol izlemelidir?

Kefil olduğu elindeki senetler için asıl borçlu aleyhine icra takibi yaparak mı?

Yoksa halefiyet ilişkisini ispatlamak için alacak davası mı açmalıdır? Teşekkürler...
Old 24-09-2006, 22:36   #2
Av.Burhan FILIZÖZÜ

 
Varsayılan

Say1n Av.Çetin; "Bence" konu yarg1lamay1 gerektirmektedir. Dava aç1lmak olay izah edilmek suretiyle hüküm elde edilmelidir! Yap1labilecek bir Ilams1z takibe itiraz edilmez ise bu daha kolay bir tahsil yolu olabilir! diye de düsünüyorum! Sayg1lar1mla !
Old 24-09-2006, 23:04   #3
Av. Çetin

 
Varsayılan

Cevabınız için teşekküler, yani biz kefil olarak da kambiyo takibine direk geçenbiliriz demek istiyorsunuz herhelde ama itiraz durumunda sıkıntılar olabilir.
Old 24-09-2006, 23:30   #4
Av.Nebi

 
Varsayılan

muhtemelen itiraz olacaktır. En güzeli alacak davası ile olayı çözmek ...
Old 25-09-2006, 00:37   #5
Av. Çetin

 
Varsayılan

İtiraz olsa dahi ben itirazını kaldırmak için de alacak davasında ileri süreceğim delilleri sürmeyecek miyim, yani alacak davası açmak uzun bir yol gibi geliyor bunun yerine takip yapmak daha cazip gibi çünkü bir ihtimalde itiraz edilmeyebilir, ayrıca şunu merak ediyorum itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davaları ile alacak davaları arasında ne fark olduğunu bana açıklarsanız sevinirim...
Old 25-09-2006, 02:18   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

**************
KEFALET -POLİÇE
KAYIT NO : 24007
**************
Esas Yılı : 1976
Esas No : 8549
Karar Yılı : 1976
Karar No : 10351
Karar Tarihi : 21.10.1976
Daire No : 12
Daire : HD
**************
Aval özel hükümleri ifade eden bir kefalet türü olup bu hükmün açısından bonodaki müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi altındaki imza sahipleri hakkında aval hükümlerini uygulanmasının kabulü zorunludur
**************
(6762 s. TTK. m. 614) (818 s. BK. m. 487)
DAVA : Mercii kararı alacaklı tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 7.9.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı bono, aleyhine takip yapılan (H) tarafından (N) lehine keşide edilmiştir. Tapi yapan (A) ile takipte ilgisi bulunmayan (İ) bu bonoyu müşterek borçlu ve müteselsil kefilsıfatı ile imza etmişlerdir. Şu halde, bu tabir Borçlar Kanununun 487. maddesinde açıklandığı gibi müteselsil kefaleti tazammum eder. TTK.nun 690. maddesi yolu ile uygulanması gerekli bu yasanın 613. maddesi gereğince aval, "aval içindir" tabiri ile veya buna muadil diğer herhangi bir ibare ile fade edilmesi zorunludur. Aval özel hükümleri ifade eden bir kefalet türü olup bu hükmün açısından bonodaki müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şerhi altındaki imza sahipleri hakkında aval hükümlerini uygulanmasının kabulü zorunludur. Bu halde, sözü geçen TTK.nun 614. maddesi gereğince aval veren kimse bono bedelini ödediği takdirde bonodan dolayı lehine yükümlülük altına girmiş olduğu kimseye karşı bonodan doğan haklara sahip olacağından takip yapanın alacağının bonodan doğduğunun kabulü zorunludur. Bu halde, İİK.nun 167. maddesi gereğince alacak bonoya dayandığından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılabileceği dünüşülmeksizin itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz temyiz itirazı yerinde görüldüğünden mercii kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21.10.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.

**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

Kambiyo takibi yapılacağı açık iken neyin itirazından bahsedildiğini anlamış değilim. Ancak takibin iptali için karşı taraf bir dava açabilecekse de bu davanın da kabul edilmeyeceği yukarıdaki kararda görülmektedir. Herhangi bir dava açmaya gerek olmayıp, direk olarak kambiyo takibi yapılmalıdır. Ödeme emrini alan borçlunun göstereceği tepkiye göre durum şekillenecektir.
Old 25-09-2006, 10:35   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1985/5538

K. 1986/169

T. 15.1.1986

• BONO BEDELİNİ ÖDEYEN KEFİL ( Alacaklının Rücu Hakkını Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla Takip Yaparak Kullanamayacağı )

• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS YOLLA TAKİP ( Bono Bedelini Ödeyen Kefilin Rücu Hakkını Bu Yolla Kullanamayacağı )



ÖZET : Senet borçlusuna müteselsilen kefil olan kimse, bono bedelini öderse kefalet ilişkisi gereği asıl borçludan alacağı için kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapamaz.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 18.4.1985 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosya münderecatına, merci kararında yer alan gerekçeye, senet arkasındaki ciro şerhlerine göre, 28.11.1984 vade tarihli 200.000 Tl. lık bono ve 7.11.1984 tanzim tarihli 220.000 Tl'lık çekle ilgili merci kararı yasaya uygun ve temyiz itirazları yersizdir. 2 - 24.8.1984, 9.9.1984, 24.9.1984 vade tarihli 35.000'er Tl'lık bonolarda takip yapan kişi kefil; borçlu da aleyhine takip açılan durumundadır. Alacaklı bu senetlerden dolayı keşideci ile birlikte müteselsil borçlu olup ödemelerinden ötürü rücu hakkını Borçlar kanunu hükümlerine göre kullanabilir. Alacaklının kambiyo senetine mahsus yolla takip açması, borçluya 163 örnek ödeme emri göndermesi mümkün değildir. Merciin anılan senetlerle ilgili takip bölümünün İİK'nun 170a maddesi uyarınca iptaline karar vermesi zorunludur.

SONUÇ : Açıklanan durum karşısında borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile, yukarıda ( 1 ) numaralı bentde yazılı nedenle ve o senetlere ait merci karar kısmının İİK'nun 366 ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca onanmasına, ( 2 ) numaralı bentde yazılı senetlere hasren ve açıklanan nedenle merci kararının İİK'nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 15.1.1986 gününde, oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5316

K. 2004/9631

T. 19.4.2004

• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Kefil Olarak İmzaladığı Bonodan Dolayı Borçlu Adına İcra Dairesine Yaptığı Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine İstinaden Yapılan Takip Nedeniyle )

• KEFİL OLARAK ÖDENEN PARA ( İcra Dairesine Yapılan Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine Dayalı Olarak Ödenen Paranın Ayrı Bir Dosyada Genel Haciz Yolu ile Talep Edilememesi )

• RÜCU BELGESİNE DAYALI İCRA TAKİBİ ( Rücu Belgesinin Tek Başına İtirazın Kaldırılmasını Sağlayan Belgelerden Sayılmaması )




ÖZET : İlk dosyanın kefili borçlunun icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile diğer borçlulardan talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1999/311 sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan bonoyu Eşref Saltürk borçlu, Kaplan Çalışkan ve Yusuf Saltürk ise kefil sıfatı ile imzalamışlardır. Anılan dosyada takip borçlusu olan bu kişilerin borcun ne miktarından sorumlu oldukları hususu yukarıda açıklanan sıfatları nedeniyle yargılamayı gerektirir. Bu nedenle borçlu Kaplan Çalışkan'ın ( ilk dosyanın kefili ) icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile Eşref Saltürk ve Yusuf Saltürk'ten talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılacağından itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-09-2006, 14:53   #8
erdal7

 
Varsayılan

Saadece küçük bir ekleme yapmak istiyorum.

Gerçekten ödeyen kefilin icra müdürlüğünden aldığı rücü belgesi İİK 68 anlamında belge değildir. Bunun nedeni Ödeyen kefilin borçluya yada diğer kefile hangi oranda gidip gidemiyeceği Borçlar kanunu hükümlerine göre belirlenecek olup YARGILAMAYI GEREKTİRMEKTEDİR.

Fakat , Ödeyen CİRANTA nın kendisinden önceki cirantalara ve keşideciye karşı haiz olduğu haklar yönünden almış olduğu Rücu belgesi İİK 68 anlamında belgedir. İşte bu belge ile ilamsız icra takipi yapılabilinir.

Saygılarımı sunarım. Av.Erdal
Old 25-09-2006, 21:22   #9
Av. Çetin

 
Varsayılan

Yalnız müvekkilimizin elinde herhangi bir rücu belgesi yok, kendisi asıl borçlunun vermesi gereken bocu mağazaya vermip karşılığında senetleri almıştır. yani icra dairesine yatan bir para yok, bu durumda kambiyo takibi yapamayız ancak ben bunu bile bile takip açsam icra müdürü açamazsın diyebilir mi yada uygulamada dikkat etmiyorlar mı?

genel haciz yolu ile takip yapmamda bir sakınca yok galiba...
Old 25-09-2006, 22:27   #11
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Akpunar'ın sunduğu kararlara bakılırsa daire görüşünü değiştirmiş. Buna TTK 614/3 maddesi açık hükmü karşısında neden gerek duyduğunu da anlamış değilim. Ancak son durum bu öte yandan böyle bir durumda ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin kararlar da var. Ancak böyle bir durumda senedi ilamsız takibin dayanağı yapmaksızın ödenen miktar üzerinden ... bonoya aval nedeniyle ödediğim borcun rücuen tahsili gibi bir borç sebebi yazılarak ilamsız takip yapılması halinde itirazın iptali için genel mahkemede dava açılabilir. Bu davada senet delil olarak kullanılıp, senedin elimizde olmasının ödemeye karine kabul edilmesi istenebilir. Ya da direk olarak TTk 614. maddesine dayanan rücu davası açılabilir. Karşı taraf ödemeye hevesli değilse bu yollardan herhangi birinin daha uzun veya daha kısa olduğu tartışmasına girmek anlamsızdır. Çünkü her durumda dava söz konusu olacaksa aşağı yukarı aynı süreyi alacaktır. Mevcut senet üzerindeki imzaya itiraz gibi bir durum söz konusu olmazsa pek uzun sürecek bir dava değildir.
Old 25-09-2006, 22:45   #12
Av. Çetin

 
Varsayılan

"Hukuk bazan da şans işi mi demeli" gerçi bunu diyecek kadar tecrübeli değilim ama ya tutarsa hesabı ben takip açacağım... herkese teşekkürler
Old 25-09-2006, 22:52   #13
ibreti

 
Varsayılan

Yargıtay'ın da bi dediği öteki dediğini tutmuyor gibi.. Benim de kafam karıştı

Takip başlatacaksan elini çabuk tutmalısın. Çünkü, faiz uygulaması ancak rücuu talebiniz ile başlayacak..
Old 29-09-2006, 23:31   #14
özgür

 
Varsayılan

Rucu davası açılarak alacağın ilama bağlanması garanti bir iş olacaktır.Zira bu davada her türlü delili ileri sürme hakkına sahip olacaksınız.Yargıtayın yukarıda ki görüşünün aksıne bir ilamsız takip yapılarak itiraz yapılmadan takibin kesinleşmesi her zaman dava edilebilir bir usul olacaktır.(yani itiraz ve dava süresi sınırsız olacaktır).Hatta bu usul ile tahsilat yapmak ve buna iştirak etmek şikayet konusu bile olabilir.Zira bu hakkı veren açık bir hüküm yok ve yargıtayın en son görüşü de bu yönde değil.
Saygılarımla
Old 31-05-2007, 19:45   #15
KIRLANGIÇ

 
Varsayılan

İcra Kefİlİ İcra MÜdÜrlÜĞÜnde Kefİl Olmayi TutanaĞa GeÇİrdİkten Ne Kadar SÜre Sonra 4-5 Örnek İcra Emrİ GÖnderİlİr
Old 31-05-2007, 20:13   #16
Mr Black

 
Varsayılan alacak dosyada temlik alınabilir.

Bence burada en makulu, alacaklı tarafından kefil ve borçlu aleyhine yapılan takip dosyasında alacaklı ile anlaşarak, bu dosyadan alacağın temliki yapmak, bu sayede kesinleşmiş takip dosyasından alacağı temlik alan sıfatıyla takibe devam edebilirsiniz. bunun için temlik harcı yatırmak gerekiyor. fakat, olayda en pratik çözümün bu olacağı kanaatindeyim.
Old 31-05-2007, 21:43   #17
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Çetin
ayrıca şunu merak ediyorum itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davaları ile alacak davaları arasında ne fark olduğunu bana açıklarsanız sevinirim...

Öncelikle İcra İflas Hukuku alanında bir kitap tavsiye etmek isterim Sevgili Çetin. Tüm meslektaşlarıma gözümü kırpmadan tavsiye edebileceğim bir kitaptır; anlatımı çok güzel ve yalındır. "Prof. Dr. Baki KURU-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı"(kalınca bir kitap)

İtirazın iptali davası zaten bir alacak(eda)davasıdır; herhangi bir alacak davasından temelde farkı yoktur. Sadece şu var ki; icra takibine konu edilen ve borçlu tarafından itiraz edilen alacağın tahsili için açılacak dava İİK'da belirtilen 1 yıl içerisinde açılırsa bu durumda "itirazın iptali davası" adını alıyor. Herhangi bir icra takibine konu olmayan bir alacağa ilişkin olarak açılan alacak davasından farklı olarak da itirazın iptali davalarında "takibin devamı"nı sağlamanız ve "icra inkar tazminatı" talep edebilmeniz mümkün oluyor. Benim aklıma şimdilik genel olarak gelenler bunlar.

"İtirazın kaldırılması" ise esasen bir dava değil. Takip borçlusunun borçlu olup olmadığının tespitini ve ilamsız icra takibine devam edilmesini sağlayan bir yoldur. İtirazın kaldırılmasında mahkemece yapılacak inceleme, itirazın iptali davalarındakine göre çok daha sınırlıdır. Bu nedenle itirazın kaldırılması prosedüründe, alacağınızı İİK m.68'de belirtilen belgelerden biri ile ispatlamak zorundasınızdır.(Tanık ve yemin delillerİne başvuramazsınız)
Sevgiler,
Old 01-06-2007, 13:35   #18
Av.Burhan FILIZÖZÜ

 
Varsayılan

Sayın Bor;
İ.İ.K.m.38 ' “icra dairesindeki kefaletleri “ de ilam mahiyetini haiz belgeler arasında saymış, ve “ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi” olduğunu belirtmiştir.Buna göre İlamların icrasını düzenleyen İ.İ.K. İkinci Bap m.24 vd. Maddelerinde belirtilen işlemler yapılacaktır.İcra dairesindeki kefalet nedeniyle ortada ilam mahiyetini haiz bir belge olduğuna göre, icra kefiline icra emri tebliği gerekecektir. Borçluya, ödeme, kendisini savunma imkanı tanıyan süreler icra emri tebliği ile başlayacağına, icra emri tebliğ edilmeksizin icra emrindeki belirtilen süreler işlemeyeceğine , icra emri tebliğ edilmeyen kefile karşı bir işlem yapılamayacağına göre, kendisine karşı işlem yapılmak istenen icra kefiline uygun süre içinde icra emri tebliği gerekecektir. Saygılarımla.
Old 23-05-2011, 09:42   #19
ebrub

 
Varsayılan

Benim müvekkilim de kefil olduğu borçlunun bankaya olan borcunu icra dairesine değil de bankaya ödemiş ve banka tarafından kendisine alacaklının haklarına halef olduğuna dair bir RÜCU BELGESİ verilmiş. Sizce bu durumda bankadan alınan rücu belgesine dayanarak yeni bir ilamsız icra takibi mi yapmalıyım yoksa direk bu belgeye dayanarak rücu davası mı açmalıyım? Bir kaç meslektaşıma danıştım ama değişik fikirler söylendi ne yapmam gerektiğine karar veremedim. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
Old 23-05-2011, 09:56   #20
avukat48

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşım bence siz 'Mr Black' e ait cevap doğrultusunda hareket edin,icra dosyasını alacaklı ile anlaşarak temlik alın
Old 08-08-2011, 12:18   #21
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ebrub
Benim müvekkilim de kefil olduğu borçlunun bankaya olan borcunu icra dairesine değil de bankaya ödemiş ve banka tarafından kendisine alacaklının haklarına halef olduğuna dair bir RÜCU BELGESİ verilmiş. Sizce bu durumda bankadan alınan rücu belgesine dayanarak yeni bir ilamsız icra takibi mi yapmalıyım yoksa direk bu belgeye dayanarak rücu davası mı açmalıyım? Bir kaç meslektaşıma danıştım ama değişik fikirler söylendi ne yapmam gerektiğine karar veremedim. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
Merhabalar Sayın Ebrub ;
Benim müvekkilimde sizinki ile aynı şekilde bankaya kefil olmuş ve kredi borcunun tamamını ödemek zorunda kalmış.
Ancak banka tarafından rücu belgesi başlıklı bir belge vs vs verilmemiş. Sadece ödediği miktarın dekontu üzerine banka memuru tarafından '' asıl borçlu olan Y borcu ödemediğinden borç tutarının tamamı kefil A tarafından ..... tarihinde ödenmiştir. '' yazılmıştır.
Sizde ki rücu begesinin içeriğini yazabilirmisiniz acaba?
Ve siz ilamsız icra takibine mi geçtiniz dava mı açtınız ?
Old 24-04-2012, 17:44   #22
eser_29

 
Varsayılan

Kefil icra müdürlüğünden aldığı rücu belgesine dayanarak ilamsız takip yoluna başvuruyor, borca itiraz ediliyor. Kefil/alacaklı "itirazın kaldırılması" istemi ile dava açıyor, mahkeme doğal olarak rücu belgesini ilam niteliğinde saymadığından reddediyor.

Sorum; kefil şu durumda rücu davası açabilir mi? Kefilin "itirazın iptali" davası açması mümkün mü ?
Old 25-04-2012, 16:00   #23
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Elinizde sadece kefilinde imzası bulunan ve alacaklısına ödenmiş bono senetleri var.. Senette kefilsiniz ciro yolu ile haklı hamil değil.. ödeme banka yolu ile değil-elden yapılmış... Bu durumda senet alacaklısından senetlere dair borcun ödendiğine ve senetlerinde tarafınıza bu sebeple teslim edildiğine dair bir yazı alın ve ödediğiniz bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ( kefil ödemesi nedeni ile ödenen bedele faiz işletilmesi için temerrüt şartı aranmaz) genel haciz yolu ile icra takibi yapın. Borcun sebebini senet bilgileri ile birlikte kefalettenden dolayı rücu alacağı olarak gösterin . İtiraz gelirse itirazın iptali davası açarsınız. Alacak likit kabul edileceğinden karşı taraf için %40 tazminata da hükmedilecektir.
Old 19-02-2019, 16:05   #24
Av. Suat

 
Varsayılan

12. Hukuk Dairesi 2011/16358 E. , 2011/15732 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Denizli 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2010
NUMARASI : 2010/818-2010/786
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine 30.03.2010 keşide tarihli 16.500 TL. bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştir. Takibin kesinleşmesinden sonra dosya borcunun tüm ferileriyle birlikte haricen borçlulardan (ciranta) tarafından takip yapan alacaklı (yetkili hamil) ..A.,,,'ye ödendiği, alacaklının tüm ferileriyle birlikte 21.371,95 TL'yi, dosya borcunu ödeyen borçlu cirantaya temlik etmeye muvafakat ettiği, borçlunun da bu miktar alacağı temlik almayı beyan ettiği icra dosyasında bulunan 19.08.2010 tarihli temlik tutanağından anlaşılmaktadır.
Kambiyo senedinin bedelini ödemiş ciranta ( kendisinden önceki senet borçlularına karşı yaptığı takipte ( kambiyo senedinin yetkili hamilidir. ( Baki Kuru El kitabı sayfa:648 ( ; ( TTK. 636/3, 638, 639/2, 690, 730/12-13 ( senedin yetkili hamili, kendisinden önce gelen senet borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilir. Ancak kendisinden sonra gelen senet borçlularına karşı takip yapamaz.
Somut olayda, dosya borcunu ödeyen ciranta tarafından temlik tutanağına dayanarak aynı takip dosyasında takibe devam edildiği görülmektedir. Takip yapan alacaklı tarafından dosya alacağının tüm ferileriyle birlikte borçlu cirantaya temlik edilmiş olması itfa sonucunu doğurur. Her ne kadar dosya borcunu ödeyen ciranta borçlunun rücu hakkı var ise de, takip dosyası itfa nedeniyle son bulmuş olmakla aynı takip dosyasında alacaklı ve borçlu sıfatı birleşen ciranta tarafından takibe devam edilemez. O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/07/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yurt dışındaki borçluya karşı icra takibi ve haciz işlemi nasıl yapılır askeri hakim Meslektaşların Soruları 15 25-12-2019 15:13
Borçlu ölü hakkında icra takibi uye9493 Meslektaşların Soruları 38 23-05-2013 15:08
Alacak Davaları,icra Takibi feyza Hukuk Soruları Arşivi 3 30-07-2002 14:11
icra takibi-ACİL!!!!!!! nermin ömeroğlu Hukuk Soruları Arşivi 1 11-02-2002 02:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07072997 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.