Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanmada karşılık dava

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2010, 01:33   #1
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Boşanmada karşılık dava

Müvekkilime boşanma davası açıldı. Cevap dilekçesinde, açılmış davaya karşı, davanın reddine ve kusurlu olan davacı aleyhine 10.000 TL. manevi tazminat talebinde bulunarak karşılık dava ile cevap verdik. Hakim, "karşılık dava demişsiniz ama sanırım bu karşılık dava değil" dedi..Ben tam anlamadım.. Bilgisi olan meslektaşların bilgisine sunarım. Teşekkür ederim.
Old 29-01-2010, 03:15   #2
fidel kadastro

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
Müvekkilime boşanma davası açıldı. Cevap dilekçesinde, açılmış davaya karşı, davanın reddine ve kusurlu olan davacı aleyhine 10.000 TL. manevi tazminat talebinde bulunarak karşılık dava ile cevap verdik. Hakim, "karşılık dava demişsiniz ama sanırım bu karşılık dava değil" dedi..Ben tam anlamadım.. Bilgisi olan meslektaşların bilgisine sunarım. Teşekkür ederim.

HUMK Madde 205 - Takas ve mahsup talebinden başka davayı mütekabile davayı asliyeye mürtebit ise kabul ve tetkik olunur.


Karşılık dava ikame edebilmek için, davayı açmanızda hukuki yarar söz konusu olmalıdır. Derdest davanın reddini talep için, karşılık dava açmakta hukuki yarar yoktur.Çünkü bu talep, halihazırdaki davada cevap dilekçesiyle(karşılık dava açmadan) ileri sürülebilir bir taleptir.

Manevi tazminat istemi ise tek başına, asıl dava ile bağlantılı değildir. Boşanma davasına istinaden açılabilecek karşılık dava; diğer eşin açacağı karşılık boşanma davasıdır.

Baki Kuru'nun altı ciltlik eserinde, karşılık davalar ile ilgili önemli bilgiler ve örnekler mevcuttur.

Kısaca; hakim haklı. Kolay gelsin.
Old 29-01-2010, 04:00   #3
Av. Eugen Huber

 
Varsayılan Teşekkür ederim

O halde şöyle düşünsek: Diğer celsede, "biz de boşanmak istiyoruz; ancak kusurlu eş davacıdır, (Davacı, aylık 750 TL yoksulluk ve 60.000 TL. maddi tazminat istiyor.) Davacının yoksulluk ve maddi tazminat talepleri reddedilsin" diyebilir miyiz? Yoksa bırakalım böyle kalsın mı? (yani sadece red edilsin diye bırakalım mı? Tekrar teşekkür ederim üstadım.
Old 29-01-2010, 04:12   #4
fidel kadastro

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
O halde şöyle düşünsek: Diğer celsede, "biz de boşanmak istiyoruz; ancak kusurlu eş davacıdır, (Davacı, aylık 750 TL yoksulluk ve 60.000 TL. maddi tazminat istiyor.) Davacının yoksulluk ve maddi tazminat talepleri reddedilsin" diyebilir miyiz? Yoksa bırakalım böyle kalsın mı? (yani sadece red edilsin diye bırakalım mı? Tekrar teşekkür ederim üstadım.

Karşı tarafın taleplerinin reddi için -karşılık-dava açmanıza gerek yok. Yalnızca beyanda bulunun. Eğer müvekkiliniz de boşanmak istiyorsa karşılık boşanma davası açıp, tazminat talebinde bulunun.
Old 29-01-2010, 10:41   #5
av.veysel67

 
Varsayılan

Açılan Bir Boşanma Davasına cevap süresi içinde beyanda bulunup eğer kusurun diğer tarafta olduğunu iddia edip dava açanın davasının reddini isteyecekseniz,maddi manevi tazminat ve nafaka talepleriniz olacaksa,cevap dilekçesinde ayrı başlıklarla bunları belirtip;yani ''Davaya Karşı Cevaplarımız'' başlığında savunmanızı yapmanız ve davanın reddini talep etmeniz bunun yanında
''Karşı Dava Sebeplerimiz '' Başlığı altında karşı tarafın kusurlu olduğunu,maddi manevi tazminat ve nafaka talepleriniz olduğunu belirtmeniz ve KARŞI DAVA açtığınız için bu davanın harcını yatırmanız gerekir.
Aksi halde sadece davaya cevap vermiş olursunuz.
SAYGILAR...
Old 29-01-2010, 14:24   #6
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eugen Huber
Müvekkilime boşanma davası açıldı. Cevap dilekçesinde, açılmış davaya karşı, davanın reddine ve kusurlu olan davacı aleyhine 10.000 TL. manevi tazminat talebinde bulunarak karşılık dava ile cevap verdik. Hakim, "karşılık dava demişsiniz ama sanırım bu karşılık dava değil" dedi..Ben tam anlamadım.. Bilgisi olan meslektaşların bilgisine sunarım. Teşekkür ederim.

SAyın meslektaşım, öncelikle usulüne göre yapılmış tebliğatın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karşı dava açma hakkınız var. bu bağlamda söz konusu süreye dikkat etmiş olup olmadığınıza bakınız.

İkinci olarak eğer söz konusu karşı davanızı harçlandırmadan sadece davaya cevap dilekçesinde karşı dava olarak belirtmişseniz; bu durumda da harç yatırılmadığından karşı dava olma durumu söz konusu olmuyor.

ayrıca teknik olarak bilmenizde yarar var, boşanma davası açılmadan eş hakkında maddi ve manevi tazminat talep etme hakkınızı kullanamazsınız.

Şuanda yapmanız gereken şey, müvekkilinizde Boşanmak ve devamında nafaka, tazminat vs. talebinde bulunmak istiyorsa, 10 günlük süreyi kaçırmış olduğunuzdan sizin tarafınızdan eşe karşı bir boşanma davası açılmalı ve yeni bir esas numarası aldıında mahkemeden karşı tarafın davasıyla birleştirilmesini talep etmenizi öneririm.
Old 29-01-2010, 15:53   #7
senizozkan

 
Varsayılan

Av.Kadir Polat arkadaşımıza katılıyorum.Davaya cevap süresinde karşı dava açılmalı ve harç ödenmiş olmalı.Eğer bunu yapmamışsanız sizde bir boşanma davası açıp birleştirme talep edebilirsiniz.Aksi durumda, siz açılan boşanma davasını kabul etseniz bile, davacı eş tamamen kusurluysa davanın reddi durumu sözkonusu olabilecektir.Ancak siz dava açarsanız, onun davası reddedilse bile sizin davanız kabul edilebilecektir.
Old 29-01-2010, 18:00   #8
fidel kadastro

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımızın, 'karşılık dava açarken harç ödemesi gerektiği' , 'karşılık davayı esasa cevap süresi içinde açması gerektiği' gibi hususların, diğer meslektaşlarımca defaatle vurgulanması-iyiniyetli olsa da-, meslektaşımızın sorusu açısından gerekli midir?

Saygılarımla.
Old 29-01-2010, 18:00   #9
krizantem

 
Varsayılan

Bildiğim kadarıyla, boşanma davasının her aşamasında karşı taraf olarak siz de maddi - manevi tazminat talebi ile boşanma isteminde bulunabilirsiniz, karşılık dava ise ancak boşanma sebebinin farklı bir nedene dayanması söz konusu ise başvurulabilecek bir yoldur. Örneğin , şiddetli geçimsizlik nedeniyle dava açılmışsa karşı taraf " terk " sebebiyle karşılık dava açabilir gibi...
Old 30-01-2010, 00:49   #10
Songül Yıldız Aksarı

 
Varsayılan

av.kadirpolat'ın cevabına tamamen katılıyorum. Sayın fidel kadastro, meslektaşımız sorusunda hakimin ne demek istediğini anlamadığını belirtmiştir. Diğer meslektaşlarımız da hakimin beyanının olası nedenlerini belirtmişlerdir. Bunları belirteminin gerek olduğunu düşünüyorum.
Sayın Krizantem, aynı dava içinde maddi ve manevi tazminat talep etmek için karşı dava açmak gerekir.(ya da birleşen davanın davacısı) Davacı olunmadan tazminat alınamaz. Karşı dava açmak için davalının boşanmada kendisinin haklı olduğunu, karşı tarafın haksız olduğunu ileri sürmesi yeterlidir. Kanunda sayılı bir başka boşanma nedeni olmasına gerek yoktur. Örneğin her iki taraf da şiddetli geçimsizliğe dayanabilir.
Old 30-01-2010, 01:32   #11
fidel kadastro

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Songül Yıldız Aksarı
av.kadirpolat'ın cevabına tamamen katılıyorum. Sayın fidel kadastro, meslektaşımız sorusunda hakimin ne demek istediğini anlamadığını belirtmiştir. Diğer meslektaşlarımız da hakimin beyanının olası nedenlerini belirtmişlerdir. Bunları belirteminin gerek olduğunu düşünüyorum.
Sayın Krizantem, aynı dava içinde maddi ve manevi tazminat talep etmek için karşı dava açmak gerekir.(ya da birleşen davanın davacısı) Davacı olunmadan tazminat alınamaz. Karşı dava açmak için davalının boşanmada kendisinin haklı olduğunu, karşı tarafın haksız olduğunu ileri sürmesi yeterlidir. Kanunda sayılı bir başka boşanma nedeni olmasına gerek yoktur. Örneğin her iki taraf da şiddetli geçimsizliğe dayanabilir.

Sayın meslektaşım, değerli meslektaşlarımın hepsinin iyiniyetli olarak doğru ve bilgilendirici cevaplar verdiklerinin farkındayım. Ben sadece; soruyu soran meslektaşımızın, dava açarken harç ödenmesi gerektiği... gibi, mesleğin temeli olan bazı hususlarda bilgilendirilmesinin(!) gerekli olmadığını düşünüyorum. İyi geceler dilerim. Saygılar.
Old 30-01-2010, 13:36   #12
krizantem

 
Varsayılan

değerli meslektaşlar....Konunun neticeye bağlanması açısından ve yanlış anlatımları önlemek bakımandan; maddi vakı'alar aynı sebebe dayanmıyor ise karşılık dava açılabilir ancak aynı sebebe dayanan maddi vakı'alar var ise karşılık dava açmanın doğru fikir olmadığı kanaatindeyim.Bir başka husus da maddi-manevi tazminatın aynı dava içerisinde karşı tarafça ( davalı ) istenip istenemeyeceğidir.Elbette ki istenebilir. Bu konu ayrıntılı olara dava evvel tartışıldığı için bu hususta şu linki öneriyorum:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=4015
Kolay gelsin....
Old 30-01-2010, 19:19   #13
Songül Yıldız Aksarı

 
Varsayılan

Sayın Krizantem, önerdiğiniz linki inceledim. Burada bazı meslektaşlarımız sizin görüşünüzde. Ancak eklenmiş olan 2004 tarihli Yargıtay kararından anlaşıldığı kadarı ile söz konusu olayda birleşen iki dava var. Tazminata hak kazanan kadın birleşen davanın davacısı.
Ben görüşlerimde ısrarcıyım. Şuana kadar açtığım ve tarafımıza karşı açılan bütün karşı davalar da tazminat talepleri de belirttiğim şekilde olmuştur. Aksine bir uygulama görmedim. Ancak ben 4 yıllık avukatım. Daha önce Yargıtayın görüşü başka olabilir. Yargıtay Yeni Medeni Kanun uygulaması sırasında da sürekli görüşünü değiştirmiştir. Örneğin katılma alacağı davası boşanma davası ile birlikte açılabilirken sonradan katılma alacağı talebinin tefrik edilmesi gerektiğini benimsemiştir. Yine katılma alacağı davası için 10 yıllık zaman aşımı var şeklinde kararları varken birden 1 yıllık zaman aşımı vardır görüşünü benimsemeye başlamıştır. Belki yine 10 yıla dönmüştür.
Old 31-01-2010, 12:05   #14
krizantem

 
Varsayılan

( ****Boşanma davasında veya boşanma kararı kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde, kusursuz VEYA daha az kusurlu olan eş diğer eşten maddi ve manevi tazminat isteyebilir. (Yeni Türk Medeni Kanunu – YTMK 174. madde))

Yine aynı doğrultuda ; Y.2 HD. 2007/13105; K.2008/6033 T. 29/04/2008

Başka bir karar :

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2006/2-521

Karar: 2006/517

Karar Tarihi: 12.07.2006

(4721 S. K. m. 4, 174, 186) (818 S. K. m. 42, 44)

Dava: Taraflar arasındaki <boşanma> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 3. Asliye Mahkemesi'nce boşanma davasının kabulüne, davalının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 06.10.2004 gün ve 2003/26 - 2004/898 E. - K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 15.03.2005 gün ve 515-4018 sayılı ilamı ile,

( ...1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda başka kadınla yaşayan kocanın daha ziyade kusurlu bulunmasına göre davalı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( MK. md. 4, BK. md. 42 ve 44 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.

3- Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. 4 BK. 42, 43, 44, 49 ) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava; boşanma, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı C., davalı ile on yıllık evliliklerinden bir tane müşterek çocukları bulunduğunu, evliliğin son üç yılında davalının kendisine karşı olan güvensizliği, hakaretleri ve küçük düşürücü sözleri ile müşterek hayatı çekilmez hale getirdiğini ve tüm bunların, özürlü olan müşterek çocuğu olumsuz etkilediğini ileri sürerek, davalı ile boşanmalarına ve müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı H. vekili; müvekkilinin, evliliğin ilk günlerinden beri evlilik birliğinin yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, müşterek çocuğun özürlü olması nedeniyle işinden ayrılarak eşi ve çocuğuna fevkalade ilgi ve bakım göstermek zorunda kaldığını, buna karşın davacının son zamanlarda evini ihmal ederek müvekkilini başka bir kadınla aldattığını, nihayet hiçbir gerekçe göstermeden annesinin yanına taşındığını, dolayısıyla kusurlu bulunan davacının dava açmaya hakkı olmadığını savunarak, öncelikle davanın reddine; boşanmaya hükmedildiği takdirde müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine, 20.000.000.000.-TL maddi ve 10.000.000.000.TL manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini cevaben bildirmiş; birleşen davada ise, davacının müvekkilinden aldığı para ile satın aldığı araba bedeli 7.575.806.000.TL'nin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin, <davalının, davacı kocaya hakaret teşkil eden ağır sözler sarf ettiği, davacının da başka kadınlarla birlikte olduğunun tanık beyanlarından anlaşıldığı, bu itibarla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasındaki hadiselerde tarafların eşit kusurlu sayılması gerektiği> gerekçesiyle <tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verilmesine, davalı ve müşterek çocuk yararına nafaka takdirine, davalının tazminat taleplerinin reddine, birleşen davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi yönünden mahkemenin görevsizliğine> dair verdiği karar, özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece <davalı kadının kendisini aldatan davacı kocasına, tartışmalar sırasında, < ..., ..., ..., ...> sözleriyle hakaret ettiği, davacının sadakatsiz olmasının, kadına saldın teşkil eden sözler sarf etme hakkını vermediği, bu nedenle de olayda taraflar eşit kusurlu kabul edilmekle davalı yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı> gerekçesiyle, davalının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine dair önceki kararda direnilmiştir.

Özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının eşit kusurlu olup olmadığı, bu bağlamda davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat takdirinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının, evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla birlikte olduğu, sadakatsiz davranışlar içerisinde bulunduğu, düzenli ve iyi bir gelire sahip olmasına karşın, özürlü müşterek çocuk ve evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar davacı tanıklarından Ü., davalının davacıya sinirlendiğinde < ... , ...> sözleriyle hakaret ettiğini; tanık Z. ise davalı kadının, kayınvalidesine tartışma sırasında <oğlun ... , ...> sözlerini sarf ettiğini ifade etmiş iseler de; tanık beyanlarının yer ve zaman mefhumlarını içermemesi; tanıklardan Z'nin, tartışma sırasında davalı kadını görmediği ve hiç tanımadığını beyan etmiş olması karşısında, bu beyanların inandırıcı olmaktan uzak izah ve açıklamalardan ibaret bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Türk Medeni Kanunu' nun 174. maddesinin 1. fıkrasında, mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği belirtilmiş; 2. fıkrasında ise, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan taraftan manevi tazminat isteyebileceği öngörülmüştür.

Az yukarıda açıklanan sebeplerle ve olayına özgü nedenlerle; bütün gününü özürlü çocuğuna ayıran, yaşamını ona adayan bir annenin, eşinden ilgi beklemesi ve kendisine yardım etmesini düşünmesi kadar doğal bir gereksinim olamaz. Fakat davalı kadın bu ilgiyi göremediği gibi, bir de eşinin ihaneti ile karşılaşmış, bu nedenle bunalımlı bir zamanında şahidin söylediği sözleri de söylemiş olabilir. Tepki ile söylenen sözler nedeniyle kadını eşit kusurlu saymak mümkün değildir. Boşanmayla davalı kadın, on yıllık evlilikten sonra özürlü müşterek çocukla yalnız kalmış, davacı eşinin desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı yararına uygun bir miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, davacının kusurlu hareketleri sonucu, davalının kişilik haklarına ağır bir saldırıda bulunulduğu duraksamadan uzaktır. Bu itibarla mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralı dikkate alınarak davalı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyularak, davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 12.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 31-01-2010, 12:13   #15
krizantem

 
Varsayılan

Aynı dava içerisinde davalı yanın da maddi ve manevi tazminat istemesi hem TMK'ya hem de usul ekonomisi yönünden uygundur. Ancak, taraflar dilerse ( kusur durumunu da göz önüne alarak ) davanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde maddi ve manevi tazminat isteminde bulunabilirler... diye düşünüyorum ve bu konuda değerli fikirlerine önem verdiğim, sayın Av. Habibe Yılmaz Kayar'ın ekleyecekleri olup olmadığını da merak ediyorum. Diğer meslektaşlarımın da düşüncelerini paylaşması dileğiyle kolaylıklar diliyorum...
Old 01-02-2010, 09:15   #16
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Arkadaşlar, öncelikli olarak maddi ve manevi tazminatın eşler arasında gerçekleşmesi için talepte bulunan tarafın BOŞANMA talebi olmadan karşı eşten talep edilemez. (istisna: Boşanma gerçekleştikten sonra maddi ve manevi tazminat davası açılabilir-feragat yok ise)

Şahsi eşya talebi, adı üstünde tedbir nafakası ve velayetin tedbiren anneye verilmesi hariçinde bir eşin diğer bir eşten boşanma talep etmeden "kişilik haklarım zarara uğradı" diyerek dava açmasının sosyolojik anlamda da sorunlara yol açabileceiğini düşünmek de gerekmektedir.

Meslektaşımız cevap dilekçesinde tazminat talep ediyor. Hakim de bunun karşı dava olarak kabul etmiyor. Aslında HUMK derslerinde bu konuda üniversitede eksik bilgilendirmemiz oluyor. Zira "10 gün içinde karşı dava açılabilir" deniliyor ama harç yatırılma konusu hiç anlatılmaz. Burada ki sorunda buradan gelmekte. Yani 10 gün içinde karşı dava açma hakkı, harç yatırılmadan olmaz.

Dava açan talepte bulunur. Karşı taraf ancak davanın reddini isteyebilir. Varsa bir talebi, karşı dava açar.
Old 01-02-2010, 22:04   #18
senizozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan krizantem
Başka düşüncesi olan üstadlarımız var mı?

Arkadaşlar, talepte bulunmak için dava açılması gerektiği şeklindeki görüşe kesinlikle katılmıyorum.Açılan davada da telipte bulunabilirsiniz.Davanın reddini isteseniz bile kabulü halindeki taleplerinizi sıralayabilirsiniz.Karşı davanın önemi kusur ve tazminat talepleri konusunda önemli.Açılan boşanma davasında, siz, doğal olarak, karşı tarafın kusurlu olduğunu iddia ediyorsunuz.Ama bu arada boşanmayı da istiyorsunuz.Hakim, karşı tarafın kusurlu olduğu kanaatinde ise, davanın reddi riski doğacaktır.Ancak siz karşı dava açarsanız, davacı/karşı davalının açtığı dava reddedilse bile, karşı dava kabul edilecek boşanma gerçekleşebilecektir.Bir meslekdaşın söylediği, boşanmanın farklı sebeplere dayanması halinde karşı dava açılmalı vs. görüşlere de kesinlikle katılmıyorum.
Old 02-02-2010, 12:16   #19
av.kadirpolat

 
Varsayılan Boşanma talebi olmaksızın Tazminat talebi

Daha önceden de belirttiğimi gibi, bir taraf boşanma davası açmış ise; hem davanın reddini isteyip hem de boşanma halinde tazminat istemek kanuna ve uygulamaya aykırı.

Boşanmada hakkı olan taraf ancak tazminat isteyebilir. Bu haliyle Meslektaşımızın sorusunda tazminat talebi boşanmanın reddiyle birlikte karşı dava açılmadan talep ediliyor. O zaman şunun düşünmek gerek;

1- Dava kabul olur ise, davacı davasında haklı sayılacak. Bu haliyle davalının tazminat talebi reddedilecek.

2- Dava reddedilirse, "Boşanmayla "hakları haleldar" olacak kişinin boşanma olmadan tazminat talep etmesi TMK 174/1 ve 2. maddelere uygun düşmemekte.

3- Boşanma talep edilmeksizin tazminat talep etmek, evlilik müessesesinin ne kadar ciddi sıkıntılara sokacağını da sosyolajik açıdan düşünmek gerek.

4- Davalının "Davanın reddi talebi haricinde talep hakkı yoktur. Ancak kanunun öngördüğü haller istisnadır. Mesela Nafaka, vekalet ücreti vs. gibi yada alacak davalarında icra inkar tazminatı, tedbir niteliğinde velayet vs gibi. Ancak bunun haricinde maddi ve manevi tazminat talep etmesinin davalı bakımından ancak (boşanma davası açılan) karşı dava halinde talebi mümkündür.
Old 02-02-2010, 18:17   #20
krizantem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım...Davacı boşanma ile birlikte maddi manevi tazminat talep edibilir. bunun gibi aynı davada davalı taraf da boşanma isterken maddi ve manevi tazminat talep edebilir ki bunun dayanağı TMK'nun 174. maddesidir.Yukarıda daha evvel yazdığım Yargıtay kararında da bu husus açık bir şekilde görülmektedir.Tabii davalı dilerse " karşılık dava " açmak suretiyle de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir...Diye düşünüyor ve ısrar ediyorum...
Old 02-02-2010, 18:26   #21
senizozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan krizantem
Değerli meslektaşlarım...Davacı boşanma ile birlikte maddi manevi tazminat talep edibilir. bunun gibi aynı davada davalı taraf da boşanma isterken maddi ve manevi tazminat talep edebilir ki bunun dayanağı TMK'nun 174. maddesidir.Yukarıda daha evvel yazdığım Yargıtay kararında da bu husus açık bir şekilde görülmektedir.Tabii davalı dilerse " karşılık dava " açmak suretiyle de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir...Diye düşünüyor ve ısrar ediyorum...


Sayın Meslekdaşım,

Boşanma davasında öncelikle davanın reddini kabulü halinde ise tazminat talep edilmesi hangi kanun maddesine aykırılık teşkil eder???

Davalı, karşı dava açmak istemiyorsa, öncelikle boşanma davasının reddini, davanın kabulü halinde ise tazminat, nafaka vs. talep edebilir ve bunula ilgili delillerini de mahkemeye sunabilir.Bu kanuna aykırılık teşkil etmediği gibi uygulamada da rastlanmaktadır.
Old 03-02-2010, 10:16   #22
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Madde 174 - "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."

Arkadaşlar, boşanmada eşit kusur halinde ve karşı tarafın ağır kusuru halinde BOŞANMA kararı veririlir. Daha fazla kusurlu eşin boşanma davası reddedilir.

Maddi ve Manevi tazminat ta ancak haklı olan eş lehine verilir. Boşanmadan da kimin haklı kimin haksız olduğu ortaya çıkmayacağına göre, bence bu konuda fazla tartışmaya gerek yok.
Old 03-02-2010, 17:43   #23
krizantem

 
Varsayılan

Sayın senizozkan;"Davalı, karşı dava açmak istemiyorsa, öncelikle boşanma davasının reddini, davanın kabulü halinde ise tazminat, nafaka vs. talep edebilir ve bunula ilgili delillerini de mahkemeye sunabilir." şeklindeki yanıtınızdan sanki davalının, boşanma davasının reddini istemek gibi bir mecburiyeti olduğu anlamı çıkmaktadır. Oysa davalının da BOŞANMA'yı istemek ve daha az kusurlu olduğunu farz ve kabul ederek maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı da vardır. Bu, yasa koyucunun iradesine ve kanunun lafzına uygun, usul esaslarıyla da örtüşen bir talepdir.TMK 174 mad. hükümlerinden anlaşılması gereken de budur.Diye düşünüyorum.Saygıyla....
Old 04-02-2010, 15:53   #24
zeynur

 
Varsayılan

merhabalar.benimde aynı konuda bir davam var.bütün yazıları okudum ama herkes farklı birşey söylediği için kafam iyice karıştı.benim müvekkilimde davalı taraf ve cevap dilekçesinde davacının davasının reddini(davacının kusurlu olduğu ve kusurlu tarafın dava açma hakkının olduğu gerekçesiyle),tazminat ve nafaka istemiş.dosyayı ben yeni aldım,yani benden önce cevap dilekçesi yazılmış.şimdi nasıl bir yol izlemeliyim.bu şekilde devam edebilir miyim,yoksa yeni bir dava açıp birleştirme mi talep edeyim.duruşması 2 hafta sonra.yardımcı olursanız sevinirim..
Old 05-02-2010, 11:48   #25
krizantem

 
Varsayılan

Sayın forum yöneticileri yahut Sineji grup herhalde en son içtihatlardan bir kaçını ilave ederek son noktayı koyarlar diye düşünüyorum...
Old 05-02-2010, 11:53   #26
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynur
merhabalar.benimde aynı konuda bir davam var.bütün yazıları okudum ama herkes farklı birşey söylediği için kafam iyice karıştı.benim müvekkilimde davalı taraf ve cevap dilekçesinde davacının davasının reddini(davacının kusurlu olduğu ve kusurlu tarafın dava açma hakkının olduğu gerekçesiyle),tazminat ve nafaka istemiş.dosyayı ben yeni aldım,yani benden önce cevap dilekçesi yazılmış.şimdi nasıl bir yol izlemeliyim.bu şekilde devam edebilir miyim,yoksa yeni bir dava açıp birleştirme mi talep edeyim.duruşması 2 hafta sonra.yardımcı olursanız sevinirim..

Sayın meslektşım, herkesin boşanma davası açmaya hakkı vardır. Ama haklı olan kazanır. Adam dava açıyor, davası kabul ediliyor; üstüne bir de karşı tarafa tazminat mı verecek? Burada cevap dilekçesinden ziyade karşı dava açmanızda fayda var.
Old 05-02-2010, 13:47   #27
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Bu konuyu yeni fark ettim. Mesajlarda birbirine tamamen zıt görüşler olduğunu görüyorum. Ancak ; davalı konumunda iken karşı dava veyahut açılıp birleştirilmiş bir başka boşanma davası yokken davalının tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği kapsamındaki görüşlere kesinlikle katılmıyorum. Kişisel düşüncem, karşı dava (yani boşanma istemi) olmasa dahi boşanma davasının davalısı konumunda olan daha az kusurlu eşin maddi ve manevi tazminat talep edebileceği yönündedir.

Geçen sene neticelenen ve kesinleşen bir dava dosyamdan örnek vermek istiyorum. Davalı müvekkilim aleyhine açılan bir boşanma davasında, müvekkilim kesinlikle eşinden ayrılmayı istemiyordu ve daha fazla kusurlu olan da çok açık şekilde davacı eş idi. Müvekkilim yargılama boyunca az kusurlu konumda kaldı, daha fazla kusurlu olduğu kanıtlanamadı. Zira davacı hem müvekkili aldatıyor, hem oldukça uzun süredir eve gelmiyor, hem saldırgan tavırlar sergiliyordu. Buna rağmen müvekkilim de eşinden ayrılmak istemiyordu.

Biz öncelikle, -müvekkilimizin tamamen kusursuz olduğunu düşündüğümüzden-, aile kurumunun korunması gereği, 30 yıl süren bir evliliğin mevcudiyeti ve müvekkilin hala eşini seviyor oluşu nedeni ile ve özellikle de TMK genel hükümleri uyarınca, bir kimsenin sadece kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini de dayanak ederek kusurlu olan davacı yanın davasının reddinin gerektiğini savunduk.
Alıntı:
Yargıtay 2.HD. 02.06.2003 tarihli, 7043-798 kararı1; ...Davacı kocanın eşini terk edip ... gittiği anlaşılmaktadır. Davalı kadından kaynaklanan bir kusur kanıtlanamamıştır.TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 166. MADDESİ HÜKMÜNÜ TAMAMEN KUSURLU EŞİN DE DAVA AÇABİLECEĞİ VE YARARINA BOŞANMA HÜKMÜ ELDE EDİLEBİLECEĞİ BİÇİMİNDE YORUMLAMAMAK VE DEĞERLENDİRMEMEK GEREKMEKTEDİR. ÇÜNKÜ BÖYLE BİR DÜŞÜNCE, KİMSENİN KENDİ EYLEMİNE VE TAMAMEN KENDİ KUSURUNA DAYANARAK BİR HAK ELDE EDEMEYECEĞİ YÖNÜNDEKİ TEMEL HUKUK İLKESİNE AYKIRI DÜŞER. ...Evlilik birliğinin eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır."

Fakat davanın reddine ilişkin talebimiz kabul edilmez ise davalı müvekkilim boşanma nedeni ile zarara uğrayacağından TMK m.174 uyarınca kusurlu olan davacıdan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduk.

Dava neticesinde boşanma davasının kabulüne ve davalı müvekkilim lehine oldukça yüksek bir miktarda maddi-manevi tazminata hükmolundu. Hatta kararın ilgili kısmını da alıntılamak isterim ;
Alıntı:
Mevcut olayda evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış ve davalının az da olsa kusurlu olduğu tespit edilmiştir. TMK nun 166/1-2 maddesinde belirtilen koşullar oluşmuştur. Davacı dava açmakta haklı olup davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının ağırlıklı olarak kusurlu olması ve yaşanan olaylarda davalının kişilik haklarının zarar görmesi ayrıca evlilikte beklediği menfaatin de zedelenmesi nedeniyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak takdir edilen 225.000-YTL maddi tazminat ile 50.000-YTL'lik manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ayrıca 3.000-YTL'lik tedbir ve yoksulluk nafakasının da davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir...

Benim görüşüm de (TMK m.174 gereği), davalı olarak boşanma istemli karşı davanız yahut birleştirilmesini talep ettiğiniz ayrıca bir boşanma davanız olmasa dahi boşanmadan zarar görecek olunması ve boşanmaya neden olan olaylarda daha az kusurlu olunması şartı ile talebiniz var ise ve koşulları da oluşmuş ise maddi ve manevi tazminata hükmolunması gerektiği yönündedir.

Merak ediyorum, boşanma davasında, daha az kusurlu durumdaki davalı olarak maddi ve manevi tazminat talep edebilmek için mutlaka bir karşı dava açılmış olması gerektiği hangi kanun maddesinde yazıyor acaba?

Biraz uzunca bir mesaj oldu ama zahmet edip okuyanlara teşekkürlerimi sunarım. İlaveten Sayın Av. Habibe Yılmaz Kayar ve Sayın Doç. Dr. Şükran Şıpka'nın konu hakkındaki değerli görüşlerini gerçekten merak ediyorum. Dilerim kendileri de bu konuların erbabı olarak açıklayıcı mesajlar yazarlar.


Saygılarımla,
Old 05-02-2010, 14:44   #28
senizozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan krizantem
Sayın senizozkan;"Davalı, karşı dava açmak istemiyorsa, öncelikle boşanma davasının reddini, davanın kabulü halinde ise tazminat, nafaka vs. talep edebilir ve bunula ilgili delillerini de mahkemeye sunabilir." şeklindeki yanıtınızdan sanki davalının, boşanma davasının reddini istemek gibi bir mecburiyeti olduğu anlamı çıkmaktadır. Oysa davalının da BOŞANMA'yı istemek ve daha az kusurlu olduğunu farz ve kabul ederek maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı da vardır. Bu, yasa koyucunun iradesine ve kanunun lafzına uygun, usul esaslarıyla da örtüşen bir talepdir.TMK 174 mad. hükümlerinden anlaşılması gereken de budur.Diye düşünüyorum.Saygıyla....

Sayın Meslekdaşım,

Tabi ki, davalı, boşanmayı isteyip maddi manevi tazminat, nafaka talep edebilir.Bunun aksini söylemedim.İyi çalışmalar.
Old 05-02-2010, 14:48   #29
senizozkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan senizozkan
Sayın Meslekdaşım,

Tabi ki, davalı, boşanmayı isteyip maddi manevi tazminat, nafaka talep edebilir.Bunun aksini söylemedim.İyi çalışmalar.

Av.Duygu Hanıma, kesinlikle katılıyor ve bu konuya son noktayı koyduğunu düşünüyorum arkadaşlar.Herkese iyi çalışmalar.
Old 05-02-2010, 15:03   #30
zeynur

 
Varsayılan

herkese teşekkür ederim sanırım duygu hanımın dediği yolu takip edeceğim.adli yardımdan görevlendirildiğim için ek bir dava açmak hem olmayacak hem de uzun sürecek gibi.Herkese iyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karşılık Dava açılmış bir dosyada Dava Yenileme nefise Meslektaşların Soruları 7 11-11-2015 15:57
boşanma davası- karşılık dava Av.Selim Balku Aile Hukuku Çalışma Grubu 9 28-11-2013 23:04
Boşanmada karşılık dava!!! av.knel Aile Hukuku Çalışma Grubu 9 28-10-2011 11:47
boşanma karşılık dava avde Meslektaşların Soruları 19 25-08-2011 15:24
boşanma davası ve karşılık dava Yekta Meslektaşların Soruları 14 28-02-2009 18:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09519506 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.