Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Anket Sonucu: Avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması bence
Doğrudur 1201 69,95%
Yanlıştır. 516 30,05%
Oy Verenler: 1717. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 266)

avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması

Yanıt
Old 08-10-2009, 16:28   #121
Av. Yavuz Şahin

 
Varsayılan

Mağdur kim olursa olsun her failin kendini savunma hakkı vardır.
Teknik olarak kendini iyi savunamayacağı için bir avukat tutma hakkı vardır. Kimse bu hakkında mahrum bırakılamaz.

Böyle bir kişiyi savunan avukatın yaptığının doğru yada yanlış mıdır şeklinde tartışmaya açılması dahi bence doğru değildir.

Yargılama üyesi olarak hepimiz ( Hakim, Savcı, Avukat vs. ) adaleti tecelli ettirmek için varız, her hangi bir zümreye ayrıcalık tanımak için değil.

Saygılarımla...
Old 08-10-2009, 16:35   #122
Av.Hakan Velidedeoğlu

 
Varsayılan Saldırgan kendi yarasını dikebilir ...

Öncelikle avukat meslektaşımıza yapılan saldırının mesleki faaliyetten mi yoksa özel yaşamı nedeniyle mi gerçekleştirildiği bence önem arzeder.
Mesleki faaliyetten dolayı saldırıya uğramışsa bunun adalette deseniz kutsal savunma hakkı da deseniz affının olmayacağını düşünüyorum.
Bazı arkadaşlar olayı doktorluk mesleğine benzetmekte ve kıyas yapmaktadılar fakat konunun sağlık ile hiçbir benzeşen yanı yoktur. Bizler insanların savunma ve hak arama ihtiyaçlarına yanıt veren serbest meslek kapsamında ve iş reddetme özgürlüğüne sahip vekilleriz.Eğer zorunluluğumuz olsaydı devlet memuru olurduk ve maaşlarımız ödenir ve her sıkıntılı iş için koşturmazdık.Sonucunda ise hiçbir meslektaşımız dayak yemez öldürülmezdi.
Anayasa ve yasalarda herkesin kendi hakkını arayacağı ve kendini özgürce savunacağı hüküm altına alınmıştır.Meslektaşımıza menfur saldırıyı gerçekleştiren saldırgan 18 yaşından büyük olmak kaydıyla kendini her aşamada savunabilir ve avukat tutmasına gerek yoktur.Avukatlar müvekkillerini ameliyat etmezler, her sanığın da bir avukatı olmalıdır şeklinde de bir kural yoktur.
Aslında pariste gerçekleşen olay buradada tam bir dayanışma ile gerçekleştirilmelidir.Hiçbir meslektaşımız savunmayı kabul etmemeli ve zorunlu müdafii arkadaşlar da işi reddetmeli ve sonuçta olayın ülke ve dünya gündemine oturması sağlanarak mesleğin saygınlığı ortaya konulmalı ve her önüne geçen avukatlara yan gözle bakamamalıdır.
Şu da bilinmelidir ki meslek yaşamım ve tecrübelerimden ortaya çıkan biz avukatların kendi haklarını aramada ve kendini savunmada vatandaştan daha aciz durumlara düştüğümüzü bir çok olayda ver kurtul yoluna gittiğimizi gördük.
Meslektaşıma saldıranın savunma hakkı kendisine kutsaldır, bizlere kutsal değildir.
Son olarak soruşturmayı iyi incelemenizi isterim.Her meslektaşa saldırı da olduğu gibi ;saldırgan yargının diğer ayaklarınca kutsanacak ve birçok ödüllerle birlikte muzaffer komutan edasıyla adliyeden kortej eşliğinde siz özgürlükçü ve çağdaş yorum sahibi arkadaşlara gülücükler atarak ayrılacaktır.
Old 08-10-2009, 17:01   #123
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

Avukata karşı asil veya vekil olarak takip edilecek dosyaların baroya bildirilmesine ilişkin kuralın sanık müdafiiliğinde geçerli olmadığı kanısındayım. Bu bildirim baronun devreye girerek avukatlar arasındaki ihtilafı çözme ihtimaline karşılık konulduğu kanaatindeyim. bu nedenle ceza davasında karşı takip edilen hususu olmadığı kanaatindeyim. ben meslektaşıma karşı her hangi bir fiili saldırıyı yapanı savunmayı aklımın ucundan geçirmem geçirene sadece üzülür hiçbir şey deme hakkım olmadığını düşünürüm.
Old 08-10-2009, 20:16   #124
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Eyüp KATI
bu nedenle ceza davasında karşı takip edilen hususu olmadığı kanaatindeyim.
Yukarıdaki cümlenin anlamını kavrayamadım ama görüşünüze katılamayacağımı anladım:

Aşağıdaki TBB Disiplin Kurulu Kararları size hak vermeme engel oluyor.


“Meslektaşı hakkında kamu davası açılması istemiyle cumhuriyet savcılığına başvuran ve başvuruyu barosuna bildirmeyen avukatın eylemi disiplin suçu
oluşturur.''
(20.9.2002 T. E.2002/101 K. 2002/245)
(5.12.2003 T. E.2003/295 K.2003/405 )
(30.09.2005 T. E.2005/216 K.2005/305- TBB Dergisi S. 2006/63 s.387)”
“Avukat hakkında ceza kovuşturmaları başlatılması amacıyla Adalet Bakanlığına yapılan şikâyetin de baroya bildirilmesi gerekir.''
(12.11.2004 T. E.2004/260 K. 2004/3581 TBB Dergisi S. 2005/57 s. 447 )

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_424.htm

Old 09-10-2009, 09:44   #125
Av.Mehmet Demirtas

 
Varsayılan

***kimin haklı kimin haksız olduğuna ne hakim ne savcı ne de avukat tek başına karar veremez. Suçlunun kendisi bile buna karar veremez. Kaldı ki saldırganın suçlu olduğu ''mutlak'' olsa bile '' ne kadar suçlu? olduğu sorun-sorusu karşımıza çıkar. Kişisel değerlerimize aykırı bularak herhangi bir davayı almamak; sanığın vekilliğini üstlenmemek ne kadar doğru ise o sanığın vekilliğini üstlenmek te o kadar doğrudur.
***Yanlış olduğunu düşünebiliriz fakat kesinlikle eleştirmeye ve kınamaya hakkımız olmadığına inanıyorum. En fazla o değerli meslektaşıma karşı duygusal bir soğukluk hissedebilirim ya da etmem.( Nede olsa hepimiz insanız robot değil)
***Selam bile vermem, silerim, meslektaş saymam diyen arkadaşlar bence bu mesleğin ve hukukun özüne aykırı bir davranış modeli benimsiyorlar.
Old 09-10-2009, 10:49   #126
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Ben konuya farklı bir açıdan yaklaşmak istedim ,
sadece avukat kimliği olduğundan m? saldırının/saldırganın savunulup savunulmayacağı tartışılmalı yoksa, Avukatın şahsından kişiye karşı tutumundan kaynaklı bir saldırının varlığını gözardı etmek mümkün mü acaba? avukat sadece avukat olduğu için bürosuna gelen borçluya hakaretvari, rencide edici ve aşağılayıcı davranışları veya haciz mahallinde bu tür davranışları sergilemesi sonucu vaki bir saldırının temelinde tartışılması gerekli bir yaklaşımla da olaya bakılmalıdır diye düşünüyorum...
evet savunma hakkı kutsaldır, ancak savunulması gereken bir savunma olup olmadığı avukat önüne gelen dosyayı alıp almama konusunda ikilem yaşamamak için öncelikli olarak sebep ve sonuçlarını da elbette irdelemeli, ancak her halükarda savunma hakkı kutsaldır, adil yargılanmaya katkısını sunmalıdır diye düşünüyorum...
Old 09-10-2009, 15:56   #127
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

Sayın Konyalı anlatmak istediğim sanık müdafiiliği yapmak her hangi bir avukata karşı yapılan bir işlemi barındırmaz, şikayet karşı bir işlemi barındırır. Bahsetmis olduğunuz kararlar avukatı şikayettir. Kararlarda 'başvuru' dan bahsedilmektedir.
Old 10-10-2009, 00:08   #128
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hakan Velidedeoğlu
Meslektaşıma saldıranın savunma hakkı kendisine kutsaldır, bizlere kutsal değildir.

Sayın Av. Hakan Velidedeoğlu‚ bizlere kutsal değildir‘ derken ‚BİZLER‘ kelimesi ile diğer avukatları ve diğer hukukçuları kast ediyorsanız bu diğerlerinden çoğunun sizinle aynı fikirde olmadıklarını alttaki alıntılardan çıkarabilirsiniz.

Alıntı:
Yazan : M. Sami Sözen
SAVUNMA HAKKI VE AVUKATLIK
Adalete giden yol, gerçeği ortaya çıkaran inanç ve eylemdedir. Gerçeği ortaya çıkaracak inanç ve eylem de o gerçeğe en çok ihtiyacı olan ve kendisinde bağışlanmış bir hak bulunan ‘savunma’ da bulunabilir.
savunma hakkının gerekene yakın düzeyde kullanılabilmesi, savunmayı içselleştirebilmiş avukatlar sayesinde mümkün olabilmektedir.
Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılıyor olabilmesinin olmazsa olmaz koşulu “hukuk devleti ilkesi”nin yaşama geçmiş olmasıdır. Hukuk devleti, bireylerin hukuki güvenlik içinde bulunduğu, devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kuralları çerçevesinde geliştiği bir sistemi ifade ederken; zayıf olan bireyin güçlü olan devlete karşı kendini savunabilmesi, o toplumda hukuk devleti ilkesinin yerleşmiş olmasını zorunlu kılar.
Savunma hakkı üzerinde yazılan yazılar, yapılan tartışmalar yeni değildir. Ancak bu hakkın, sıradan bir hak olamayıp bir insan hakkı olduğu düşüncesi yeni kabul edilen bir düşüncedir….
Hak sahibinin talebi üzerine veya kanunundan kaynaklanan yetkilerden dolayı, savunma hakkının temsil yoluyla kullanılması avukatların tekelindedir. Bu gösteriyor ki, hak, ancak avukatlar eliyle kullanılabilir. Avukat doğası gereği savunma kurumunun asli ve vazgeçilmez unsurudur. O nedenle, avukatlara savunma tekelinin verilmesi, savunma hakkı sahipleri için en önemli teminattır. Bu konuda avukatlık tekelini kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapılmaz, yapılsa dahi hangi gerekçeye dayandırılırsa dayandırılsın, savunma hakkı kavramının ihlalidir. Zira avukatlık sıfatının kazanılmasında baroya kayıtlı olmak kuralı savunma hakkı ve bu hakkı kullanan avukat bakımından önemli bir teminattır…

Devamı için: http://www.turkhukuksitesi.com/makale_979.htm

Savunma Hakkı Ve Avukatlık" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı M. Sami Sözen'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.


Alıntı:
SAVUNMA HAKKI
Av.
Yasin DIVRAK
Av. Ahmet Hasan KILIÇ
TAKDİM
Adalet idesine kavuşabilmenin yolu, savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılabiliyor olmasıyla mümkündür. Savunma, muhakeme faaliyetinin temeline yerleşmeli ve tüm muhakeme bu temel üzerinde şekillenmelidir. Bu yönüyle hukukçunun ve muhakemenin aslî görevi, gerçeğin tamamen ortaya çıkarılmasıdır. Çünkü adalete giden yol, gerçeği ortaya çıkaran inanç ve eylemdedir. Gerçeği ortaya çıkaracak inanç ve eylem de en yoğun olarak, o gerçeğe en çok ihtiyacı olan ve kendisinde bağışlanmış bir hak bulunan ‘savunma’da bulunabilir.

Devamı için: http://www.genchukukcular.net/page.php?id=16

Alıntı:
Av. Münip ERMİŞ
CEZA YARGILAMASINDA VEKÂLETNAME VE MÜDAFİ

Ayrıca İnsan Haklarının ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesinin 6-3/c maddesinde her sanığın, kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği bir savunucu ya da bir savunucu atamak için parasal olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin esenliği gerektiriyorsa, mahkeme tarafından atanacak bir avukatın ücretsiz yardımından yararlanmak hakkına da sahip olduğu belirtilmektedir. Yine Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin 14 /3-d maddesi de, sanığın müdafiden yararlanması konusunda açık bir düzenleme içermektedir2………….

Devamı için….http://www.inisiyatif.net/document/69_2007.pdf

Alıntı:
SAVUNMA HAKKINA İLİŞKİN İKİ SORU:
SAVUNMA HAKKI KUTSAL MIDIR?
DURUŞMA SALONUNDA MÜDAFİ VE SANIK YAN YANA OTURABİLİR Mİ?

Av. Dr. Metin FEYZİOĞLU
(Ankara Barosu Avukatı ve Ankara Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dalında Profesör)

I. SAVUNMA HAKKI KUTSAL MIDIR?

Savunma hakkına içi boş bir kutsallık atfetmek bugüne kadar savunma hakkının benimsenmesinde etkili olamamıştır. Savunma hakkı kutsal değildir. Savunma hakkı, mahkemelerin varlık sebebidir.

Savunma, sırf savunma hakkı kullanılmış olmak için yapılmaz.

Savunma yapılması, ceza muhakemesinin amacına ulaşması için olmazsa olmaz bir zorunluluktur.

Yargılama makamının görevi, iddia ve savunmayı değerlendirerek sonuca ulaşmaktır. Savunma makamı olmazsa, yargılama makamına da ihtiyaç olmaz.

Devamı için…http://www.turkhukuksitesi.com/makale_931.htm


Saygılarımla
Old 12-10-2009, 09:21   #129
Av.Hakan Velidedeoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Av. Hakan Velidedeoğlu‚ bizlere kutsal değildir‘ derken ‚BİZLER‘ kelimesi ile diğer avukatları ve diğer hukukçuları kast ediyorsanız bu diğerlerinden çoğunun sizinle aynı fikirde olmadıklarını alttaki alıntılardan çıkarabilirsiniz.

Sayın Gemici konu hakkında şahsınıza ait fikriniz bence daha fazla önem arzeder.Çoğunluk bu şekilde olmasaydı, meslekte bu vahim durumda olmazdı. Konu hakkında içtihat taraması yapmamaktayız. Buradaki mesele hakkında vicdani kaanat önemlidir. Normal bir dava hakkında yorum ve öneri yapmamaktayız.
Bu konuda şu şunu demiş, bu bunu demiş bunun hiçbir önemi yoktur.Tümüyle savunmanlık görevini üstlenmek avukatın kendi kişisel ve vicdani kanaatidir.Bu hususta ne alıntı yapmaya gerek vardır ne de hukuk içinde şekil ve maddeler aramaya gerek vardır.
Avukatın işi reddetme özgürlüğü yanında her 18 yaşını dolduranın serbestçe kendini savunma hakkı mutlaktır.
Bu özel sorunda vicdan cephesinden cüzdana yönelen yorumlar mesleğin itibarını daha da zor noktalara getirecektir.
Ve böyle giderse banka gişelerinde geçersiz kimliklerle cebelleşmeye devam edişimiz kıyamete kadar sürecektir.
Çoğunluğumuzun fikri içtihadı sonucu avukat kullanma rehberine yeni eklemeler yapma gereği de doğmaktadır;
Bu ülkede herkese adalet, avukata kalan hak ve nesafet...
Old 12-10-2009, 14:06   #130
Av.Kaan

 
Varsayılan

Birine saldırmak (hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı haricinde) suçtur. Mağdurun kimliği (avukat oluşu) olaya göre cezayı arttırma sebebi olabilir. Her suça ceza verilmelidir. Her suça cezası kadar ceza verilmelidir; zalime zulmünden fazla ceza verilmesi zulümdür. O halde;

Avukata veya manava saldırmak suçtur. Bu suçun failine hakettiği ceza verilmelidir. Bu failin bir de avukatı olmalıdır ki ona da fazla ceza vermek suretiyle haksızlık yapılmasın...

Bu yorumum olayda saldırganın %100 kusurlu olduğu varsayımı ile yapılmıştır. Ya bir de mağdurun da kusuru varsa? Hatta olayda hukuka uygunluk nedeni varsa? Olamaz mı? Avukatlar hata yapamaz mı? Avukatlar da insan değil mi?
Old 12-10-2009, 22:49   #131
Av.Can

 
Varsayılan

Avukat meslektaşlarımız arasında avukatlık mesleğini olduğundan fazla bir yere götürmek hatta "kutsallaştırmak" gibi bir eğilim var ki doğrusu anlamak güç. Mağdur avukat olunca sanığı neden savunmuyoruz? Ne fark eder. Hukuk karşısında herkes eşit değil mi? Doktora savunan hasta yakınını savunuyoruz. Çocuklara para verip cinsel organını öptüren kişileri savunuyoruz. Avukata saldıranı savunmuyoruz. Neden? Sırf biz yapıyoruz diye avukatlık kutsal mı? İşin ucu kendi mesleğine dokundu diye genel duruştan sapmak hukukçu olmayı sindirememek demektir. Hakime saldıranları savunmak konusunda bu kadar hassas olunacağını sanmam. Dediğim gibi işin ucu kendine dokununca yan çizmek hoş değil.

Ayrıca Avukatlık Kanunu'nun ilgili maddesinde de Av. Eyüp Katı'ya katılıyorum. Bu durumda baroya bildirimde bulunmak gibi bir zorunluluk yoktur. Zira dava iki avukat arasında geçmez. Bir avukat sanık vekili durumunda. Diğeri ise müşteki asil durumunda.
Old 13-10-2009, 22:07   #132
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukatlık mesleğine ihanet mi, sanmıyorum.

Avukatlık mesleğine ihanet mi, sanmıyorum.

Tüm hukukçu ve okuyanlara,

Somut olay (Sanığın olay öyküsü) :

Senede dayalı alacak takibinde evdeki taşınır malların haczi işlemleri yapılıyor; televizyon, masa, sandalye, koltuk takımı vb. mallar haczedilerek 'muhafaza altına alınmak' üzere kamyonete yükleniyor, ev bir anda bomboş kalıyor.

Evde borçlu koca, eşi, çocuğu, arkadaşları, icra memuresi, taşıyıcı işçiler, alacaklı vekili avukat bulunuyor.

İlk başta haczedilenler listesine banyodaki çamaşır makinası da yazılıyor ancak onun sökülmesinin uzun zaman alacağı ve banyo odasından çıkartılmasının olanaksızlığı nedeniyle ilk önce korumaya alınmak istenmiyor.

Borçlu koca, evdeki tüm eşyaların çıkartılmasına ve evin bomboş kalmasına hiçbir itiraz etmiyor, işlemlere karşı koymuyor.

Alacaklı vekili, icra memuresinden 'çamaşır makinasının da muhafaza altına alınmasını' isteyince, icra memuresi "burdan sonra gideceğim çok dosyam var, acele sökülürse muhafaza ederim" diyor.

Borçlunun eşi olan evin hanımı "bir dakika, siz banyodan dışarı çıkıp bana müsaade edin, ben makinayı boşaltayım, sonra onu da alıp götürebilirsiniz" diyor.

İcra memuresi "zamanım yok, acele etmezseniz malı yerinde bırakırım" diyor.

Bu aşamada alacaklı vekili avukat, çamaşır makinasını boşaltılması için makinanın kapısını eliyle açıyor ve çocuğa ait (diyelim) kirli çamaşırlar makinadan yere dökülüyor.

Bu durumu gören borçlu koca, sol eliyle avukatın sağ omuzundan tutup kaldırıyor ve sağ eliyle ise avukatın sol çenesine bir tek darbe vurarak geriye doğru itekliyor.

Polis çağrılıyor, karakola gidiliyor, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınıyor, şüpheli bu öyküyü karakoldaki ilk ifadesinden mahkemedeki son sözüne kadar tekrarlıyor.

Bu olaydaki bu şüpheliye vekaletnamesi önceden bulunan bir avukat savunmanlık görevi üstlenerek davayı sonuna kadar takip ediyor.

Şimdi soralım :

O avukatın yaptığı, "Avukatlık mesleğine ihanet etmek midir ? "

Sanmıyorum.


Ömer Kavili
Old 14-10-2009, 13:58   #133
MuratCANLI

 
Varsayılan

Avukatlar hayatın olağan akışında sanık olabileceği gibi mağdur da olabilir.Yine avukatlar sanığı savunabilecekleri gibi mağduru da savunabilir.Bu açıdan bakıldığında profesyonel bir avukat için etik olamayacağına katılmıyorum.Nihayetinde avukatlar dava takip ederler,vekilliğini yaptıkları kişileri adli ve idari makamlarda temsil ederler.Bu kişinin bir avukata saldırmış olması mesleğin etik kurallarına aykırı değildir.Hatta mesleğin tüm inceliklerini uygulaması gerekir.
Old 16-10-2009, 15:22   #134
hakan_bjk_01

 
Varsayılan

Savunma hakkı kutsaldır. Avukatlar bir cinayet , tecavüz davalarında savunma yapıyorlarsa bu durumda da savunma yapmaları çok doğaldır.Bir avukata saldırı yapılması hoş bir durum değildir.
Old 20-10-2009, 00:43   #135
av.mehmet berk

 
Varsayılan xx

savunma ve özellikle bahsedilen müdafiden yararlanma hakkı bütün süpheli veya sanınlara tanınan hukuki bir haktır..sözkonusu hareketin avukata doktora veya başka meslekten birine yapılması değil önemli olan bir insana yapılmasıdır,bu yönden bakmak gerekir
Old 24-10-2009, 02:07   #136
safa

 
Varsayılan

Tüm yazılanları okuyamadım ancak; katliam yapan katiller, savunmasız bebeklere tecavüz eden sapıklar savunuluyor ki savunulmaları da gerekir. Bu anlamda bir avukata saldıranı savunurmusun sorusu bilmiyorum gereksiz ve mesleğin ilkeleriyle bağdaşmayan bir soru gibi geldi bana ...
Avukat bir taraf değildir. Her ne kadar bu uygulamada görünmese de sadece hukuki konuda bilgisi yeterli olmayan, haklarını bilmeyen kişiye hukuki anlamda yardım eden kişidir.
Azılı bir katili beraat ettirmek avukatlık değildir dolayısıyla herkesin savunulmaya ihtiyacı vardır. Kişi ne yaparsa yapsın
Old 06-11-2009, 13:03   #137
üye31194

 
Varsayılan Savunma Hakkı...

“Savunma hakkı, Anayasa’nın “Kişinin Hakları ve Ödevleri”ni belirleyen ikinci bölümde yer alan, temel haklardandır. Hukuk öğretisinde olduğu kadar uygulamada da önemi ve erdemi tartışılmaz yüceliktedir. Evrensel konumu nedeniyle, insanlığın ortak değerlerinden sayılmaktadır. Felsefi ve hukuksal nitelikleri ve içerikleriyle adalet kavramı ve yargılama işlevi, birbirini tamamlayan, birbirinden ayrılmaz iddia, savunma, karar üçlüsünden oluşan yargı ile yaşama geçmektedir.

Yargılama süresince, savunma hakkının sanık için yararı ve gereği tartışma götürmez. Ceza usulü hukuku öğretisinde de sık sık vurgulandığı üzere, her sanık mutlaka suçlu değildir. Suçlu olmayanlar da sanık durumuna düşebilirler. Sanık, suçlu olduğu henüz bilinmeyen, fakat suçlu olduğu “sanılan”, yoğun kuşku altında bulunan kimsedir. Bu kuşkunun giderilmesi ve sanığın suçlu da olsa, yasada gösterilenden fazla cezalandırılmaması gerekir. Bu nedenle de savunma, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılamanın vazgeçilmez bir koşuludur.

Savunmanın tam olarak yapılmasında kamu yararı da vardır. Gerçekten savunma, sonuçta kararın doğru olarak verilmesini sağlar. Bu da ceza adaletinin hakkıyla gerçekleşmesine yardımcı olur. Adaletin devletin temeli olduğunu bir kez daha doğrular.

Burada hareketle; her bireyin bir savunma dolayısıyla savunulma hakkı olduğunu,savunmanın tam anlamıyla yapılabilmesi yani hakkın tam anlamıyla aranabilmesi için, M.Ö.ye dayanan sofistlikten bugünkü avukatlık mesleğine uzanan kişinin(şüpheli-sanık-müşteki...) yerine konuşma ve müdafaa için dilekçe-metin hazırlanıp sunulması gerekliliğini belirtmek gerekir.
Bu nedenle ; Anayasal düzenleme ile koruma altınmış bu hak suç kime karşı işlenmiş olursa olsun her halde hayata geçirilmelidir.
Old 07-11-2009, 12:02   #138
serhatçetin

 
Varsayılan Suçluluğu sabit olana dek "avukata saldıran" diye nitelenebilecek bir durum yoktur.

Suçluluğu sabit olana dek "avukata saldıran" diye nitelenebilecek bir durum yoktur!!!
Herkes gibi avukatlar da bir olay içerisinde "haksız, suçlu" olabilir.
Sayın meslektaşım her ne kadar "avukata saldıran biri savunulabilir mi" demiş olsa da "avukata saldırdığı zannıyla gözaltına alınmış birinin emniyet ifadesinden" bahsetmektedir. Dolayısıyla bu tarz bir durumda "ŞÜPHE'-Lİ" kişi için gerek emniyet aşamasında gerekse soruşturma ve kovuşturmanın her anında savunma yapılabilir.

Baroya bildirim yükümlülüğü söz konusu ise sonraki aşamalar göz önüne alındığında "bildirimin ilk fırsatta yapılması" gerekliyken bildirimin yapılamayacağı bir saatte emniyet ifadesi için savunmanlık yapan avukatın durumu istisna olarak görülmelidir. Maddi imkansızlık içerisinde baroya bildirim yükümlülüğünün ihlalinin baro tarafından bir müeyyideye bağlanabileceğini sanmıyorum. Kaldı ki emniyette halen "masumiyet karinesine" dayanan şüpheliye savunmanlık yapılamayacağını kabul etmek bu kişinin "savunma hakkının ihlali" anlamına gelir.
Avukatlar kanun anlamında profesyonel olanlardır. Şahsen benim şikayetçi olduğum bir anda şikayet ettiğim kişiyi savunan sayın meslektaşıma karşı hiçbir husumet gütmem söz konusu olamaz. Hatta ertesi gün baro odasında karşılaşsam önceki günden simasını hatırladığım için selamlaşır öyle geçerim.
Olayın ne şekilde gerçekleştiğini ancak olayın içerisinde yer alan şikayetçi şüpheli ve görgü tanıkları bilebilir. Eğer meslektaşım da müvekkilinden duyduklarını gerçeğe aykırı bir kurgulama içerisine girmeden aktarıyorsa (hatta gerçeğe aykırı bir anlatım varsa ve bunu bilmiyorsa dahi) meslek kural ve etiğine zarar vermemiştir.
Bu savunmanın meslek etiğine aykırı olduğunu söyleyen değerli meslektaşlarıma gelince : Avukatlar,hakimler,savcılar veya herhangi bir meslek grubunun "Doğrucu Davut" olarak addedilemeyeceğini ve kimi zaman yalan söyleyebileceğini , kimi zaman iftira atabileceğini, kimi zaman adam öldürebileceğini, daha önce bu tarz olayların yaşanmış olduğunu hatırlatıyorum.

Bu durumda ben de şöyle bir soru gündeme getiriyorum :

Bir avukat başka bir avukata gece saat 23.00'te bir saldırı gerçekleştirse örneğin (olmaz ya !) elindeki çeki gaspetse karşılıklı yaralama,hakaret vs fiiller içerisine girseler ve emniyet güçleri de bu olaya dair ifadelerini almak istese, her şekilde yalnız başlarına ifade vermek zorunda mı kalacaklardır? Niçin ? Çünkü avukata karşı savunma yapılması etik değildir?

Ya da diğer bir öneri; Baro görevli nöbetçi tayin etsin? Bu gibi durumlar için geceleri barolarda nöbetçi temsilci beklesin? Ya da diğer bir öneri ; bu gibi durumlarda Baroya bildirim yükümlülüğünün esnetilmiş bir versiyonu olarak "Karakola bildirim" yapılsın, karakol bunu ertesi gün mesai saatleri başlayınca ivedilikle baroya iletsin? Sonuçta bu bir izin değildir, sadece bir bildirimdir? Meslek kurallarından HİÇBİR TAVİZ VERMEDEN kanunda yazılı olduğu şekle uygun olarak, avukata karşı savunma yapmadan önce baroya bildirim yükümlülüğünü de ihlal etmeden işimizi yapmış oluruz?

Avukatlara yapılan her türlü saldırıya karşı olduğumu ancak "savunma hakkının kutsallığı" ve "masumiyet karinesinin" de çiğnenmemesi gerektiğini savunduğumu bilmenizi isterim. Kaldı ki meslek hayatının başında bir Stj. Av. olarak ileride nelerle karşılaşabileceğimi bilmiyorum ve henüz böyle bir durumla karşı karşıya kalmadan objektif olarak görüş bildiriyorum.
Old 14-11-2009, 05:16   #139
Av.Ömer U.L

 
Varsayılan

Esra hanım size avukat vasfınızdan dolayı saldırılmış olsaydı ve başka meslektaşınız bu kişiyi savunsaydı ne düşünürdünüz?Bana göre avukatlık mesleği sadece para için yapılmamalı.Eğer avukatlık mesleğini sadece para için yaparsak avukata saldıran adamı da daha kötü bir şey yapan birini de savunuruz.Para çok şeydir her şey değildir.Şimdi diyeceksiniz parayı da nerden çıkardın?Eğer bir avukat meslektaşına saldıran kişiyi savunursa avukatlık mesleğini sadece ama sadece para için yaptığını düşünürüm.Ayrıca biz avukatlar hep demezmiyiz birlik olalım avukatlık mesleğindeki sorunları ortadan kaldıralım diye.İşte bu gibi konular bizlerin ne kadar birlik olabileceğimizin en iyi göstergelerinden biri bence.
Old 14-11-2009, 21:32   #140
E.Polat

 
Varsayılan

En doğru ve haklı cevabı 132 numaralı mesajda Sayın Av. Ömer Kavili vermiş bence o mesaj okunmalı ve bir daha düşünülmeli. Avukata yapılan saldırının avukatın mesleğini icra edilirken yapılması, yapılan her saldırının haksızlık içeriğini yüzde yüz yapmaz. Sanığı savunan avukatta maddi gerçeğin ortaya çıkması için sanığın savunmasını yapmalıdır. Aksi düşünülemez benim için.

Misal bu ya.. Bazen haciz sırasında borçluyu içimden tahrik etmek geçiyor. Sözlerimle ve davranışlarımla borçluyu tahrik etsem, o da bana saldırsa. Ne olacak. Saldırganı savunan avukat sadece avukata saldıran birini savunduğu için al aşağı mı edeceğiz..

Saygılarımla..
Old 16-11-2009, 01:08   #141
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması

Öncelikle tartışmada sayın Konyalı'ya şu anlamda katıldığımı ifade etmek zorundayım;
HİÇ KİMSE SAVUNMA HAKKINDAN YOKSUN BIRAKILAMAZ

Bu bizim mesleki görevimizdir. Biz savunmasmızı yaparken sanığın fiilinin doğru olduğunu tartışmıyoruz.

kim cinayetin haklı olduğunu savundu?

Bu sanığın sorunudur. Bizim sorunumuz sanığın hakkını savunmaktır.

Aklıma bir mesel geldi; biraz açıklayıcı olacağını umduğum için ifade etmek istiyorum:

Hırsızı yakalamışlar; her şeyi söylemiş, yer göstermiş, eşyalar da bulunmuş, mahkemede hakim sormuş: Avukat istiyormusun?

Sanık evet demiş

Hakim burada avukat ne yapacak demiş?

Sanık ben de onu merak ediyorum demiş.

Bu işin güldürücü tarafı idi.

Peki sanığın davasını avukatlar kabul etmez ise 3. tayin edilen avukatın kabul etmek zorunda olduğuna ilişkin hükmü anımsıyormusunuz?

Bu avukatı nasıl değerlendireceğiz?

Bir başka olay daha anlatayım: Suat Yaşa benim arkadaşımdır. Onu bıçaklayan insan da bir başka (benim ve suatın) arkadaşını aramış ve olayı anlatarak davaya girmesini istemiş. O arkadaş da hayır demiş. Başka bir avukat bulunmuş.

Burada iki farklı sorun karışık tartışılıyor.
1- İnsan savunma hakkından yoksun bırakılabilir mi? (Avukata saldıran bir kişi olsa bile)
2- Avukata yapılan saldırının savunulması etik değerlerle bağdaşırmı?

Peki ben burada bir soru sorayım:
Herkesin savunulma hakkı vardır, savunma hakkı kutsaldır derken; saldırı avukata karşı yapıldı diye o insanı savunmaktan nasıl vazgeçeceksiniz? Mesleki dayanışma kadar insanın savunma hakkı da sizin açınızdan etik bir değer değilmi?

Öze gelirsek:
Ben almam.
Adam baroya gider 2 avukat almaz.
3. avukat almak zorunda

Onu nasıl yargılayacağım?

Konuyu açan arkadaşımız hakkında birşey söylemek istemedim. O tamamen kendi takdiridir. Konu mesleki etiğe dayandığı için bu lafları söyledim.

Şundan emin olun. İşkence bir insanlık suçudur. Bunu biliyorum. Zorunlu kalırsam -ZORUNLU KALIRSAM BİR İŞKENCECİYİ SAVUNURUM- çünkü savunulmak, hukuki yardımdan yararlanmak onun da hakkıdır. Ben o hakkı yoksayma hakkını kendimde görmüyorum.

Saygılar.
Old 16-11-2009, 10:02   #142
UgurBulbul

 
Varsayılan

Avukata yapılan saldırıda şüphelinin savunulmaması savunma hakkının kutsallığını anlayamamış bir hukukcunun savunacağı bir görüştür. Bu düşünce ortaçağ hukuk düşüncesini atamamış hukukcuların savunacağı bir düşüncedir. Kimse mahkeme kararı olmadığı sürece suçlu değildir. Avukata saldırdığı şüphesi olan bir kişiye suçlu demek ancak mahkemenin görevidir. Avukatın görevi ise onu savunmaktır.
Kollukla ilgili bir durumda kolluk olaya böyle bakarsa, hakim böyle yaklaşırsa olaylara, avukatlar bu düşünce de olursa, hukuk devleti anlayışından uzaklaşır ortaçağ anlayışına yaklaşırız.
Old 16-11-2009, 10:02   #143
Mehtap TAŞDEMİR TUNÇEL

 
Varsayılan İyi çalışmalar;

Öncelikle durumu baroya haber vermeniz lehinize olacaktır.
Asıl sorun ise acı bir şekilde savunma dokunulmazlığının hiçe sayılıyor olması.
Bir meslektaşın saldırıya uğraması gerçekten acı verici; ama meslektaşların savunma dokunulmazlığını hiçe sayması daha da acı verici. Üstelik daha suçluluğu da ispatlanmış değil... Adalete herkesin ihtiyacı vardır, günün birinde hepimizin ihtiyaç duyacağı gibi.
Old 19-11-2009, 00:36   #144
Av.Seda ALÇINAR

 
Karar

Sayın Meslektaşlarım,
Değerli görüşlerinizin ayrı ayrı doğru yönlerini bulmaktayım. Ben olaya şu yorumu getirmek isterim; meslektaşıma saldıran şüpheli/sanığı savunmayı tercih etmem, savunma görevini üstlenmiş avukatı da dinlemek gerekir elbette, belki de çok ikna edici bir gerekçesi olabilir. Kimi meslektaşlarımız vekil olduğunu zaman zaman unutup kendini müvekkilinin yerine koyuyor ve aslında o sırada avukatlık da yapmış sayılmıyor. Davalı/borçluyu iki defa mağdur etmek hiç doğru değil, eğer böyle bir durumda kişi avukatın mesleğinin haricinde giriştiği işlerden, işlemlerden ya da hareketlerden dolayı saldırıda bulunmuşsa, ki ancak ciddi bir tahrik varsa, kişinin haklı olduğuna inanıyorsam savunma görevii üstlenebilirim. Ama mesleğini gereği gibi yerine getiren bir meslektaşıma saldıran kişiyi ofisime dahi almam.
Old 19-11-2009, 13:00   #145
UgurBulbul

 
Varsayılan

Sayın Av. Seda Gölbaşı, konu ile ilgili düşüncelerinizi okudum. Herşeyden önce ilginize teşekkür ederim ama görüşlerinizi payaşmamaktayım. Meslegini gereği gibi yapmış bir avukata dahi saldırmış olsa, ben o şüpheli/sanığı savunurum. Herkesin adil yargılanma hakkı olduğu düşüncesindeyim. Adil yargılanma için ise savunma vazgeçilmezdir. Kişinin en temel hakkı olduğunu düşündüğüm bu hakkı yerine getirmek icin her şüpheliyi savunurum. Mesleğimizin gereğinin de bu olduğunu düşünmekteyim. Önemli oan kişinin adil yargılanması olduğu kanısındayım, bu nedenle savunma ayagının eksik olmayacağı bir yargılamayı sağlamak adına ilgili savunmayı yaparım.
Old 22-11-2009, 15:38   #146
Av.Seda ALÇINAR

 
Varsayılan

Sayın Uğur Bülbül, ben de ilginize teşekkür ederim. Siz çok haklısınız ama ben burada savunma hakkı ile ilgili değil de savunulacak sanık ile ilgili üsteleneceğim savunma görevi hakkında tercihimi belirttim. Herkesin sonuna kadar savunulmaya hakkı olduğu muhakkak. Hatta ben her zaman %100 suçlu olduğunu bilsem de adil yargılanma hakkına verdiğim önem dolayısıyla savunma görevimi üstlenirim. Ancak kimi suçlar ya da suçlular vardır ki bir avukat olarak işi reddetme hakkımı kullanırım. Ben mesleğimi profesyonelce yerine getirmeye çok özen göstersem de vicdanım da bir o kadar önemlidir. Netice itibariyle bahsi geçen sanık/şüphelinin savunulması gerekir ama ben savunmam, şeklinde özetleyebilirim düşüncemi.
Saygılarımla.
Old 23-11-2009, 09:25   #147
UgurBulbul

 
Varsayılan

Sayın Av. Seda Gölbaşı, ilk düşüncelerinizi sanırım ben yanlış anlamışım. Sizin de ,genel bir düşünce olarak, ilgili sanık veya şüphelinin savunulmaması gerektiğini düşündüğünüzü sanmıştım. Ben kendi fikrimi genel bir düşünce olarak dile getirdim. Herkesin savunulması gerektiği kanısındayım, sizinde yazdığınız gibi. Ama sizin kişisel fikriniz, yanılmıyorsam, ilgili savunmayı almamak. Bu tercihinize saygı duyuyorum. Tekrar teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim.
Old 24-11-2009, 20:30   #148
Av.Seda ALÇINAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan UgurBulbul
Sayın Av. Seda Gölbaşı, ilk düşüncelerinizi sanırım ben yanlış anlamışım. Sizin de ,genel bir düşünce olarak, ilgili sanık veya şüphelinin savunulmaması gerektiğini düşündüğünüzü sanmıştım. Ben kendi fikrimi genel bir düşünce olarak dile getirdim. Herkesin savunulması gerektiği kanısındayım, sizinde yazdığınız gibi. Ama sizin kişisel fikriniz, yanılmıyorsam, ilgili savunmayı almamak. Bu tercihinize saygı duyuyorum. Tekrar teşekkür ederim. İyi çalışmalar dilerim.

Ben de size iyi çalışmalar dilerim.

Saygılarımla
Old 26-11-2009, 10:34   #149
poisonblack

 
Varsayılan

Benim de size bu konuda bir sorum olacak.

Bir avukata diğer bir avukatın saldırması durumunda saldırgan avukatı savunur musunuz?
Old 27-11-2009, 15:13   #150
Av.Seda ALÇINAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan poisonblack
Benim de size bu konuda bir sorum olacak.

Bir avukata diğer bir avukatın saldırması durumunda saldırgan avukatı savunur musunuz?

Bir avukat herhalde kendini savunabilir ama herhalde bu koşulda da mağdur bir avukat olduğundan savunma görevini üstlenmemeyi tercih ederim. Tabi herkesin savunulma hakkı olduğu kuralını tekrarlamama gerek yoktur. Yine kişisel bir bakış olacak ama işi reddetme hakkımı kullanırım özetle.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatın başka bir avukatla ücret sözleşmesi yapması... sailor1981 Meslektaşların Soruları 3 09-09-2014 20:13
Avukatın savunma dilekçesinde başka bir avukata yalancı demesi sailor1981 Meslektaşların Soruları 45 16-03-2012 10:50
ilamın icrasında başka avukata vekalet verilmesi Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 10 28-08-2009 23:46
Avukatın avukata verdiği sözlü yetki Avukat Canip Kazan Meslektaşların Soruları 2 19-06-2007 16:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09078193 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.