Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Dolandiricilik

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-06-2008, 16:02   #1
av elif

 
Varsayılan Dolandiricilik

Sanık farklı zamanlarda hemen hemen aynı yöntemlerle farklı kişilere karşı üç kez dolandırıcılık suçu işlemiş.Bu halde müteselsil suç hükümleri uygulanabilir mi? Teşekkürler
Old 26-06-2008, 16:09   #2
coşkung

 
Varsayılan

değerli meslektaşım;
Dolandırıcılık suçunun farklı zamanlarda işlenmesi durumunda teselsül olmaz.yani dolandırıcılık suçu açısından 5237 sayılıyasanın 43/1 maddesinin uygulanması imkanı yoktur.Ancak çok sınırlıolmakla birlikte 43/2 deki teselsül hali olabilir.örneğin sanığın bir kahveye gelerek kahvede bulunan kişileri yurt dışına götüreceğini söyleyerek onlardan para alması eylemi 43/2 maddesine uygun bir dolandırıcılık suçunda teselsül örneğidir.
ancak sanık bueylemini değişik kahvelere giderek yapmış olsa idi artık her bir eylem ayrı bir dolandırıcılık suçunu oluştururdu.
sizin somut olayınız nedir bilmek te tabi daha iyi cevap vermem için yararlı olacaktır
Old 26-06-2008, 16:54   #3
av elif

 
Varsayılan

altın bulunduğu iddiası ile farklı zamanlarda farklı kişilere sahte altın dolu bir küp gösterilmiş va paraları alınmış.
Old 26-06-2008, 22:05   #4
DeryaK

 
Karar

T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E:2004/4574
K:2006/2404
T:13.03.2006

SAHTECİLİK-DOLANDIRICILIK
765 s. Yasa m. 503/1
5237 s. Yasa m. 212/1,158/11-d
Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık İ... H... hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin ANKARA 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17/05/2002 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından bozma isteyen 19/02/2004 tarihli tebliğname ile 26/03/2004 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A

I-Katılan A.. Ö..’a yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan E... B...’tan sahte senet vererek aldığı 06 TPD 10 plakalı otomobili katılan A.. Ö..’a 200.000.000 lira kaparo alarak 1.200.000.000 liraya satmak üzere anlaşan sanığın, tanık M... K...’ın vekil olarak atandığına ilişkin aracın kayıt maliki E.. B... adına sahte düzenlenmiş vekaletnameyi vererek kalan 1.000.000.000 lirayı aldığı, adı geçen tanığın da aracı katılan A.. Ö..’a Ankara 42. Noterliğinde satım sözleşmesiyle vekaleten sattığının anlaşılması karşısında; dolandırıcılık suçunda noterin aracı kılınması nedeniyle sanığın eyleminin 765 sayılı TCY’nın 504/3. maddesine uyan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasanın 503/1. maddesiyle hüküm kurulması, suç tarihindeki ekonomik koşullara, paranın satın alma gücüne ve yerleşik uygulamalara göre katılan A.. Ö..’dan alınan dolandırıcılığa konu 1.200.000.000 lira paranın değeri pek aşırı olduğu halde normal kabul edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması; adli sicil kaydı içeriğine göre hırsızlık suçundan 30.8.1999 tarihinde infaz edilmiş, Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 453-420 sayılı 1 yıl 2 ay hapis cezası içeren ilamıyla tekerrüre esas önceki hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 765 sayılı TCY’nın 81/2. maddesiyle uygulama yapılmaması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış,
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine,toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre sanık İ... H...’nun temyiz itirazları yerine görülmemiş olduğundan reddiyle;1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 7/2 ve 5252 sayılı TCK’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasanın 9/3. maddeleriyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 23.2.1938 günlü 1937/23-1938/9 sayılı,Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.5.1999 günlü 133/142 sayılı kararları ışığında; somut olayda Mahkemece uygulanan 765 sayılı TCY’nın 503/1.maddesiyle 5237 sayılı TCY’nın 212/1 ve 158/1-d maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda, Mahkemece 765 sayılı yasa uyarınca kurulan hükmün sanık yararına bulunduğu anlaşıldığından, hakkındaki eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
III-Sanık hakkında yakınanlar M.Y., HNB ile katılan A.. Ö..’a yönelik sahtecilik, yakınan C... A... ve katılan E... B...’a yönelik sahtecilik ve dolandırıcılık, yakınan A.K.’e yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından tarafından işlendiğini kabulde ve yakınan A.K.’e yönelik dolandırıcılık suçu yönünden nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;

1-Yakınan E... B...’ dan satın aldığı otomobile karşılık Türk Ticaret Kanununun 688/6. maddesinin öngördüğü zorunlu biçimsel öğelerinden “düzenleme tarihini” içermemesi nedeniyle kambiyo senedi ve dolayısıyla resmi belge niteliğini taşımayan sahte düzenlenmiş suça konu özel belgeyi imzalayarak yakınana vermesi, yakınan C... A...’ den satın aldığı otomobile karşılık ise Türk Ticaret Kanununun 688/5-6. maddesinin öngördüğü zorunlu biçimsel öğelerinden “düzenleme tarihini” ile “Kime ve kimin emrine odenecekse onun ad ve soyadını” icermemesi nedeniyle kambiyo senedi ve dolayısıyla resmi belge niteliginı tasımayan sahte duzenlenmiş suça konu özel belgeyi imzalayarak yakınana vermesi eylemlerinin, 765 sayılı TCK.nun 79. maddesi yollamasıyla katılan ve yakınan sayısınca ayrı ayrı dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, resmi belgede sahtecilik suçundan da hüküm kurulması,
2-Tanık M... K...’ın vekil olarak atandığına ilişkin aracın kayıt maliki E.. B... adına düzenlenmiş sahte vekaletnameyi adı geçen tanığa vererek, otomobilin katılan A.. Ö..’a Ankara 42. Noterliğinde düzenleme şeklindeki satım sözleşmesiyle vekaleten satılmasını sağlayan sanığın eyleminin 765 sayılı TCY’nın 342/2, 80. maddesine uyan sahtecilik suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi,
3-Sanığın, yakınan HNB’ ya Ticaret Kanununun 688/6. maddesinin öngördüğü zorunlu biçimsel öğelerden “düzenleme tarihini ve yerini” içermeyen, bu nedenle kambiyo senedi ve dolayısıyla resmi belge niteliğini de taşımayan senetleri vermesi, yakınan M.Y.’ dan devraldığı iş yerine karşılık, Türk Ticaret Kanununun 688/5-6. maddesinin öngördüğü zorunlu biçimsel öğelerinden senetlerde lehtar olarak bildirilen “Ekş... İnşaat San” ibaresi gerçek ya da tüzel kişiyi göstermediğinden “kime ve kimin emrine ödenecekse onun ad ve soyadını” içermemesi nedeniyle kambiyo senedi ve dolayısıyla resmi belge niteliğini taşımayan suça konu özel belgeleri imzalayarak vermesi eylemlerinin ayrı ayrı özel belgede sahtecilik suçları oluşturduğunun gözetilmemesi,
4-Sanığın eylemine uyan, yakınan A.K.’e yönelik dolandırıcılık suçundan 765 sayılı TCY’nın 503/1, katılan A.. Ö..’ a yönelik sahtecilik suçundan aynı Yasanın 342/2 ve 80.maddelerine göre, hükümden sonra 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın yakınan A.K.’e yönelik dolandırıcılık yönünden suça uyan 157/1. maddesinde öngörülen adli para cezasının tutarı, katılan A.. Ö..’ a yönelik sahtecilik sucu yönünden ise 204/1-3 ve 43/1.maddelerinde öngörülen ozgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve ust sınırları bakımından; anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddelerı ısıgında sanık yararına olması ve 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması,
5-1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 7/2 ve 5252 sayılı TCK’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasanın 9/3. maddeleriyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 23.2.1938 günlü 1937/23-1938/9 sayılı,Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.5.1999 günlü 133/142 sayılı kararları ışığında; somut olayla ilgili yakınanlar M.Y. ve HNB’ ya yönelik sahtecilik suçları bakımından 765 sayılı TCY’nın her bir yakınana yönelik sahtecilik eylemi nedeniyle ayrı ayrı 345 ve 80. katılan E... B... ile yakınan C... A...’e yönelik dolandırıcılık suçu bakımından ise ayrı ayrı aynı Yasanın 503/1 ve 522/1. maddeleriyle 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın yakınanlar M.Y. ve HNB’ ya yönelik sahtecilik suçları bakımından 207/1 ve 43/1, katılan E... B... ile yakınan C... A...’e yönelik dolandırıcılık suçu bakımından ise aynı Yasanın 212/1, 207/1 ve 157/1. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda 765 sayılı TCY’nın sanık yararına olduğunun gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
6- Adli sicil kaydı içeriğine göre hırsızlık suçundan 30.8.1999 tarihinde infaz edilmiş, Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 453-420 sayılı 1 yıl 2 ay hapis cezası içeren ilamıyla tekerrüre esas önceki hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, 765 sayılı TCY’nın 81/2. maddesiyle uygulama yapılmaması,
7-Hükümden sonra yürürlüğe giren 5083 sayılı Yasaya 5335 sayılı Yasa ile eklenen 2/3.maddesi uyarınca, para cezalarının hesaplanmasında 1 Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların hesaba katılamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık İ... H...’nun temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca hükmolunan ceza süresi bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 13/03/2006 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın Meslektaşım.
Mağdur veya yakınan sayısınca ayrı ayrı dolandırıcılık olur.
Saygı ile.
Old 27-06-2008, 13:06   #5
coşkung

 
Varsayılan

evet bahsettğiniz olayda mağdur sayısı kadar suç vardır.daha önce de dediğim gibi 43/1 uygulanmaz dolandırıcılıksuçunda
Old 01-04-2010, 12:22   #6
av.sevgi aynur

 
Varsayılan

Merhaba arkadaşlar. müvekkil 157/1 (16 kere) den asliyede yargılanıyor, ancak her bir yakınan kadar suç var sayılacaksa ceza tayininde nasıl bir yol izleniyor yani üst hadden düşünecek olursak 16.5=80 yıl şeklinde mi olacak? şimdiden teşekkürler.
Old 01-04-2010, 14:51   #7
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

Davaların birleştirilmesi halinde belirttiğiniz şekilde her mağdur için en üst ceza sınırında mağdur sayısı kadar birleştirilmedi ise her dava da ayrı ayrı hüküm tesis edilecek.
Old 20-04-2010, 12:05   #8
av.sevgi aynur

 
Varsayılan

Şeyda hanım cevabınıza teşekkür ederim. Olay şöyle 16 kişi birden aynı yer savcılığına şikayette bulunmuşlar dolayısıyle, sevk maddesi 157/1 (16 kere) şeklinde belirtilmiş olmasına rağmen, asliyede görülüyor dava. Asliyede görülüyor olması ceza miktarı açısından kafamı karıştırdı. Yani 16 kere olsada, 80 yıla tekabül etsede asliyede görülmesi mümkün mü? yoksa acaba olayın özelliğine göre; Mesela şikayetçilerden sadece 2-3 tanesinde senet oluşu diğerlerinin hiç bir kanıtı olmayışı, anlatımları nedeni ile midir savcının asliyede açma nedeni. Tabi bir de tuzla da görülüyor dava orada ağır ceza da yok bu da bir neden olabilir mi?( eğer öyleyse zaten diğer sorular anlamsızlaşıyor sanırım
Old 20-04-2010, 12:16   #9
Av.Kaan

 
Varsayılan

Kanıt durumuna göre görev belirlenmez.
Her bir mağdur için ayrı ayrı cezaya hükmedilir. Toplam bir ceza değil, her birine ayrı ayrı ceza veya beraat veya HAGB vs.. Örn: A şahsını dolandırmaktan 1 yıl + adli para cezası (ve HAGB), B için aynen, C şahsını dolandırmaktan beraat vs olabilir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nitelikli Dolandiricilik Av.Ceylan Pala Karadağ Ceza Hukuku Çalışma Grubu 9 01-09-2008 14:32
DoĞrudan Gelİr DesteĞİ-dolandiricilik Avukat Neslihan Meslektaşların Soruları 1 21-02-2007 16:42
İs Yapma Vaadi İle Dolandiricilik ziya onsoz Hukuk Soruları Arşivi 2 15-01-2007 01:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03574491 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.