Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

5941 Sayılı Çek Kanunu: Gerçek kişiye vekaleten çek keşide edildiğinde;

Yanıt
Old 26-06-2010, 14:45   #1
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan 5941 Sayılı Çek Kanunu: Gerçek kişiye vekaleten çek keşide edildiğinde;

Sayın meslektaşlarım,

Yeni Çek Kanunu'nun (diğer gariplikleri yanında) enteresan bir düzenlemesini tartışmaya açmak istedim. İlgili Kanun maddelerini ve ilk etapta aklıma gelen soruları yazıyorum:

5941 S.K. m.5: “…Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir…”

818 S.K. m.388: “…Hususi bir salâhiyeti haiz olmadıkça vekil, dâva ikame edemez, sulh olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, hibe edemez, bir gayrimenkulü temlik veya bir hak ile takyit edemez.”

6762 S.K. m.692: “Çek:…6. Çeki çeken kimsenin (Keşidecinin) imzasını; ihtiva eder.”

6762 S.K. m.730 atfı ile m.590: “Temsile salâhiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salâhiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.”

5237 S.K. m.20: “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz…”

Gerçek kişiye vekaleten çek keşide edildiğinde:
1- Çek, geçerli midir?
2- Çekten dolayı hukuki sorumluluk temsil edene mi; çek hesabı sahibine mi; her ikisine mi aittir? Kambiyo senedine müstenit müşterek-müteselsil sorumluluk söz konusu mudur? Veya?
3- Çek geçerli ise çekte imzası bulunmayan çek hesabı sahibinin cezai sorumluluğunun mesnedi 5237 S.K. m.20 ışığında ne şekilde nitelendirilecektir? (Sitemizde bulunan Sayın Doğan Gedik’in makalesindeki bir belirlemeyi de aktarıyorum: “Çek Kanunu’nun 5/3.maddesinde, “çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir” denildikten sonra, 4.fıkrada “karşılıksız çek düzenleyen …hakkında” denilmek suretiyle hesap sahibi gerçek kişi adına çek keşide eden vekil ve temsilcinin de bu suçun faili olabileceği ifade edilmiştir. Ancak bu kişiler hakkında adli para cezasına hükmedilemez, 5. maddenin 4. fıkrasına göre sadece güvenlik tedbiri olarak “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” verilebilir.)
4- Gerçek kişilere vekalette kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine dair vekaletname düzenlemesinde değişiklik olması gerekir mi?
5- Bu şekilde ibraz edilen çeke dair banka ne şekilde davranmalıdır?

Değerli görüşlerini paylaşacak tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Saygılarımla...
Old 29-06-2010, 00:26   #2
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

[
Sayın Hades,

Esasında Çek Kanunu’nun yorumlanması gereken en önemli maddelerinden birini tartışmaya açtığınız için teşekkür ederim. Bu konudaki görüşlerimi sorularınızı yanıtlayarak belirtmek isterim.

Çek Kanunu m. 5/3’de “Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir.” Denilmek suretiyle gerçek kişinin vekil veya temsilcisi aracılığıyla çek keşide edilmesi yasaklanmıştır. Ancak maddenin devam eden kısmında söz konusu yasaklamaya aykırı davranmanın yaptırımı sorumluluk açısından belirlenmiştir. Başka bir ifadeyle temsilci veya vekil aracılığıyla çek keşide edilmesi sonucunda çek geçersiz olmayacak sadece bu duruma sebebiyet veren gerçek kişi hem cezai hem de hukuki sorumluluğu üstlenecektir. Bence çekin geçersizliği sonucuna gidilmesi çok ağır ve kanuna aykırı bir yaptırım olacaktır. Nitekim m. 2/9 gereğince Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde belirtilen unsurları taşıyan bir çek geçerliliğini koruyacaktır.

Diğer yandan önemli olan bir başka nokta da, gerçek kişinin adına çek düzenlendiği her durumda mı gerçek kişinin sorumlu olacağıdır. Nitekim bu konu da katıldığım bir çek sempozyumunda oldukça tartışılmıştı ve şöyle bir sonuca ulaşılmıştı. Bu durumunda ikili bir ayrım yapılması gerektiği ve şayet gerçek kişi ile temsilci arasında geçerli bir temsil ilişkisi varsa sorumluluğun gerçek kişiye ait olacağı, yetkisiz bir temsilin (temsil yetkisinin aşılması) söz konusu olması durumunda ise gerçek kişinin sorumluluğuna gitmek hukuka aykırı olacağından bu noktada yetkisiz temsilcinin bizzat sorumlu olması gerekeceği belirtilmişti. Kaldı ki bu sonucun hukuki gerekçesi elbette ki sizin de belirttiğiniz gibi TTK m. 730/I,3’un atfıyla m. 590 olacaktır. Konuya bir de ceza hukuku açısından bakıldığında tartışma konusu iştirak hükümlerinin çeki keşide eden vekil veya temsilci açısından uygulanıp uygulanmayacağıdır. Yani iştirak hükümlerinin uygulanması suretiyle temsilci veya vekilin sorumluluğuna gidilebilecek midir? Bence burada iştirak hükümlerini uygulamak mümkün değildir. Çünkü Çek Kanunu açıkça sorumluluğu gerçek kişiye yüklemiştir. Dolayısıyla adli para cezasından sorumlu sadece gerçek kişidir. Ancak çeki keşide eden temsilci ya da vekil hakkında m. 5/4’deki güvenlik tedbirinin uygulanması gerekir.

Son olarak çek keşide edilmesine ilişkin olarak düzenlenen vekâletnamelerde değişiklik olması gerekir mi konusuna gelince, bence bunun pratik açıdan hiçbir yararı bulunmamaktadır. Sonuçta gerçek kişi sorumluluğu üstleniyorsa ve arada da geçerli bir vekâletname varsa temsilcinin ya da vekilin çek düzenlemesi sonucu değiştirmeyecektir. Alacaklı taraf için de önemli olan gerçek kişinin sorumluluğuna gitmek ise gerçek kişi zaten sorumlu olacaktır. Ancak kanunun getirdiği yasaklama sonucunda belki zamanla vekâletnamelerde içerik değişikliği olabilir. Esasında burada önemli olan husus tacir yardımcıları açısındandır. Örneğin ticari mümessil için vekâletname düzenlemeseniz bile kendisi kanunen tacir adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine sahiptir (BK m. 450/1). Nitekim değerli bir hocamın da belirttiği üzere burada söz konusu genel hükümleri yok saymak mümkün değildir. Bu durumda tacir yardımcıları çek keşide etmeye devam edecektir.

İyi Çalışmalar Dilerim
Old 16-07-2010, 14:57   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Adım Adım...:)

Sayın AYMEN,

Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.

Sanırım ben adım adım ilerleyeceğim

Alıntı:
Yazan Tuğçe AYMEN
...Konuya bir de ceza hukuku açısından bakıldığında tartışma konusu iştirak hükümlerinin çeki keşide eden vekil veya temsilci açısından uygulanıp uygulanmayacağıdır. Yani iştirak hükümlerinin uygulanması suretiyle temsilci veya vekilin sorumluluğuna gidilebilecek midir? Bence burada iştirak hükümlerini uygulamak mümkün değildir. Çünkü Çek Kanunu açıkça sorumluluğu gerçek kişiye yüklemiştir. Dolayısıyla adli para cezasından sorumlu sadece gerçek kişidir. Ancak çeki keşide eden temsilci ya da vekil hakkında m. 5/4’deki güvenlik tedbirinin uygulanması gerekir.

5941 S.K. m.5 te -"çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında"- ibaresi ile "karşılıksız çek keşide etmek" suçu (tabir-i caizse) mülga edilip "çekte karşılıksızdır işleminin yapılmasına sebebiyet verme" suçu ihdas ediliyor. Böylece hamilin şikayeti ile cezai sorumluluğuna hükmedilecek kişi de "çekin ibrazı tarihinde çekin karşılığını bankada bulundurmayarak -karşılıksızdır- işlemi yapılmasına sebep olan" çek hesabı sahibi oluyor. Bu ahvalde adli para cezasından sorumlu olan da keşide eden kişi değil, çek hesabı sahibi olup, ibraz tarihinde çekin karşılığını hesapta bulundurmayan gerçek kişi olarak düzenlenmiş oluyor.

"Karşılıksız çek düzenleyen..." şeklinde başlayan m.5/4 te ise suç: karşılıksız çek düzenlemek ve fail de "karşılıksız çeki düzenleyen kişi" olarak sorumlu tutulmakta; yani suçların ayrı ayrı düzenlenmiş olması söz konusu (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 03-09-2013, 02:01   #4
volkanix

 
Varsayılan

Söz konusu hususla ilgili 03.02.2012 tarihinde 6273 sayılı kanunla 5941 sayılı çek kanununda yapılan değişiklikler başlığı altında 5.maddede idari para cezası kaldırılarak yerine sadece talep halinde keşide eden için çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilmiştir. Söz konusu talep süresi, çekin muhatap bankaya ibra edilip karşılıksızdır ibaresi yazıldığı tarihten itibaren 6 aydır.
5941 sayılı Kanunun 5. maddesinin değişiklikten önceki metninde bulunan para cezasının yürürlükten kaldırılması sebebiyle artık uygulanabilecek yegane yaptırım olan çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararının yalnızca çek hesabı sahibi gerçek ve tüzel kişilere uygulanacağının tespitidir.
Karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında uygulanan adli nitelikteki yaptırım, idari nitelikte bir yaptırıma dönüştürülmüştür.
Bununla ilgili daha bir takım değişiklikler yapılmış olup söz knusu değişiklikler 6273 sayılı kanundan araştırılabilir.
Saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
5941 sayılı Çek kanununda hapis cezası var mı ? Muhsin KOÇAK Meslektaşların Soruları 2 22-07-2010 09:48
5941 sayılı çek yasası ve ceza davasının açılmış sayılacağı tarih Kobaner Meslektaşların Soruları 5 12-03-2010 18:06
Vekaleten Keşide Edilen Çekte Keşideci İmzası Av. Hasan Çakır Meslektaşların Soruları 5 28-11-2007 13:05
vekaleten çek keşide etmek-sanıkların hukuki durumunun birlikte tespiti. seyitsonmez Meslektaşların Soruları 1 01-05-2007 00:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03277802 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.