Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

6098 Sayılı Borçlar Yasasına Göre İcra Dosyasına Kefil Alabilmek İçin Kefil Olan kişinin eşinin muvafakatı gerekir mi ?

Yanıt
Old 03-07-2012, 21:27   #1
tiryakim

 
Olumlu 6098 Sayılı Borçlar Yasasına Göre İcra Dosyasına Kefil Alabilmek İçin Kefil Olan kişinin eşinin muvafakatı gerekir mi ?

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;
6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunu Artık Yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Bu yasa ile ilgili kafama takılan bazı soruları siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum.
1-)Yeni Borçlar Kanununa göre icra dosyalarına kefil alabilmek için gerekli koşul varmıdır ?
2-)İcra Dosyalarına Kefil Olabilmenin şartları Nelerdir ? Eşin Muvafakatımı gereklimidir ?
3-)1 Temmuzdan Sonra İcra Dosyasına Kefil Olan Bir Kişinin Kefilliğinin geçerli olabilmesi için eşin muvafakatı gerekir mi ?
Mesela ; 2012 yılının 3. ayında ( 6098 Sayılı Yasa Yürürlüğe girmeden önce ) bir icra dosyasına kefil alınan bir kişi ( eşin muvakatı yoksa ) alınan kefillik geçerli olur mu ? Bu Kefillik 6098 Sayılı Yeni Borçlar yasası yürürlüğe girilmeden önce alındığı için Geçerli mi geçersiz mi Olur ? Neden?
Teşekkürler...
Old 03-07-2012, 22:42   #2
noonemins000

 
Varsayılan

yeni kanun ile eşin mufakatı olmadan kefil olunmuyor aksi halde kefillik geçersiz oluyor ayrıca eski kanun dönemindeki kefillikler eşin rıza olmadan olunsa bile (kanunların geçmişe yürümezliği ilkesi) geçersiz sayılmıyor...
Old 03-07-2012, 22:46   #3
kapgan

 
Varsayılan

MADDE 581 - Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.


MADDE 586 - Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.


MADDE 583 - Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.


MADDE 584 - Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.





Borçlar Kanununun yukarıdaki maddelerine göre;

1-Kefili müteselsil kefil olarak almak gerekir.Bu nedenle md.583'teki şekle uygun olmalı.

2-Eşin rızası gereklidir.md.854.

3-Yürürlük kanunu gereği,olayla ilgili olayın olduğu tarıhtekı kanun uygulanacağından,1 temmuzdan önceki kefillere eski kanun,1 temmuzdan sonrakı kefalette yukarıdakı koşullar uygulanacak


Bakalım başka ne fikirler çıkacak...
Old 03-07-2012, 23:00   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kapgan
Bakalım başka ne fikirler çıkacak...

Bakalım...Bekleyelim Görelim...
Old 04-07-2012, 08:45   #5
önceki beyan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, son sorunuzun cevabı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesinin gerekçesinde yer almaktadır:

"Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 1 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe gireceği varsayılırsa,
.....
Yine evli bir kişi, 31 Aralık 2009 tarihinde kefil olmuşsa, bu kefaletin geçerli olması için eşinin rızası aranmayacaktır. Böylece, 1 Ocak 2010 ve daha sonrası itibarıyla eşin rızası, kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşullarından birini oluşturduğu halde, 31 Aralık 2009 tarihinde kefil olan evli bir kişinin eşinin rızasının bulunmaması, bu kefaletin geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır."
Old 04-07-2012, 10:05   #6
CeSu

 
Varsayılan

Merhaba,
Konuyla ilgili bir soru da ben sormak istiyorum. Her evli kişi, girmiş olduğu kefillik müessesesi için eşinden izin almak zorunda mıdır? Yani bir şirket yetkilisi bankadan kredi almak istediğinde, şirket yetkilisi sıfatından ayrıca şahıs olarak kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığında bu sözleşmenin geçerliği açısından eşinin rızası alınmalı mıdır? Kanunda şirket yetkililerinin şirket ile ilgili işlemlerden dolayı şahsi kefilliğine dair bir istisna bulamadım. Ancak şahsi fikrim, devamlı bankalarla kredi sözleşmesi yapan şirket yetkililerini bu "izin" hususunun çok fazla zorlayacağı yönündedir..
Old 04-07-2012, 10:48   #7
avmurat

 
Varsayılan İcra takiplerinde de uygulanacak mı?

İcra takiplerinde alınan kefilliklerde de bu kural geçerli midir?
Old 04-07-2012, 11:27   #8
ssdinler

 
Mesaj

01/07/2012 den önce alınmış kefilliklerde eşin rızası aranmaz..

01/07/2012 den sonra İcra kefilliğinde eşin rızası gerekir şöyle ki;
MADDE 582 - Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir...

MADDE 583 - Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır...


III. Eşin rızası

MADDE 584 - Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Old 04-07-2012, 13:24   #9
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan CeSu
Merhaba,
Konuyla ilgili bir soru da ben sormak istiyorum. Her evli kişi, girmiş olduğu kefillik müessesesi için eşinden izin almak zorunda mıdır? Yani bir şirket yetkilisi bankadan kredi almak istediğinde, şirket yetkilisi sıfatından ayrıca şahıs olarak kefil sıfatıyla sözleşmeye imza attığında bu sözleşmenin geçerliği açısından eşinin rızası alınmalı mıdır? Kanunda şirket yetkililerinin şirket ile ilgili işlemlerden dolayı şahsi kefilliğine dair bir istisna bulamadım. Ancak şahsi fikrim, devamlı bankalarla kredi sözleşmesi yapan şirket yetkililerini bu "izin" hususunun çok fazla zorlayacağı yönündedir..

Sözleşmeye şahsen kefil olarak şirket yetkilisinin kefaleti TBK.m.581 kapsamındadır. m.584'de öngörülen izin şartının aranması gerekir. Bu kefalet sözleşmesinin geçerliliği için olmazsa olmaz koşuldur.
Old 04-07-2012, 16:29   #10
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1'inci maddesi ; " Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir" hükmünü havi olup hüküm gereğince kural olarak Türk Borçlar Kanunu geçmişe etkili olamaz.

Ancak; aynı kanunun 3'üncü maddesi "Türk Borçlar Kanunu hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak, daha önce gerçekleşmiş olsalar bile, içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanır." hükmünü,

2'nci maddesi ise; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.hükmünü içermektedir.

Soruya konu Türk Borçlar Kanunun 584'üncü maddesinde düzenlenen "Kefalet Sözleşmesi", Yürürlük Kanunun 3'üncü maddesinde belirtilen "içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişki niteliğinde olduğundan ve ayrıca yine Yürürlük Kanununun 2'nci maddesi gereğince bu durum aynı zamanda kamu düzenine ilişkin bir kural niteliğinde olduğundan "kefalet sözleşmesi" kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olsa bile Türk Borçlar Kanunun 584'üncü maddesinin uygulanması gerektiği kanaatindeyim.
Old 04-07-2012, 17:21   #11
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Öncelikle saygılar.
Artık kefalet sözleşmelerinin geçerli şekilde kurulabilmesi için Yeni Borçlar Kanunu ağır şartlar getirmiş bulunmaktadır. Kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartlarından ilki kefil olan kişinin el yazısı ile yazılacak(yazılmaz ise kefalet geçersiz olur)hususlardır.

Kefil olan kişinin el yazısı ile yazması gerekenler:
-Azami borç miktarı
-Tarih
-Müteselsil olarak sorumlu olduğu
-İmza


Not : Kişi ya da Şirket adına yetki belgesi ile kefil olunuyorsa, noter tarafından düzenlenmiş ve hangi miktara kadar kefil olabileceğini belirten yetki belgesi olması gerekmektedir. (Kanunun yorumlayanların büyük bir kısmı bu şekilde ifade ediyorlar )


Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarından ikincisi ise kefil olacak kişi evli ise eşinin muvafakatinin alınmasıdır. Kaldı ki, kefalet şartları ağırlaştırılacak ise, örneğin adi kefalet - müteselsil kefalete dönüştürülecek ise, yine kefilin eşinin muvafakati gerekmektedir. Bu nedenle şahsi kanaatime göre aşağıdaki unsurların eşin verdiği muvafakat de en azından ileride sorun yaşanmaması için bulunması gerekir diye düşünüyorum.
-Tarih
-Azami miktar
-Müteselsil sorumluluk
-Muvafakat ettiğine dair beyanı (el yazısı)
-İmza (el yazısı)
Muvafakatname de kefil olan kişinin eşi, kefalet sözleşmesiyle en geç aynı anda muvafakatini belirtmesi gerekiyor. Sonradan alınan muvafakatler, kefalet ilişkisini geçerli hale getirmiyor(Maalesef).

Artık kefil almak için, bekar kefil arayışına gireceğiz anlaşılan
Old 04-07-2012, 18:45   #12
tiryakim

 
Varsayılan

Yeni Borçlar yasasına göre Kefilin eşiden alınan muvafakat örneği hazırlayan meslektaşım var mı acaba şayet varsa kefilin eşinden usulüne uygun alınan muvafakatname örneğini ekleyebilir mi ?
Old 05-07-2012, 12:18   #13
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Sanırım ayrıca bir muvafakatname şeklinde olması şart değil, kefil olacak kişinin eşinin yine sözleşmede eşim olan x'in kefilliğine rızam vardır denilmesi yeterli olacağı kanaatindeyim.
Old 05-07-2012, 12:25   #14
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TaitaDragonfire
Sanırım ayrıca bir muvafakatname şeklinde olması şart değil, kefil olacak kişinin eşinin yine sözleşmede eşim olan x'in kefilliğine rızam vardır denilmesi yeterli olacağı kanaatindeyim.

Bence de kefil olunan sözleşmenin bir bölümünde veya en sonunda eşin rızası hanesi açılabilir. Oraya yasanın karşılayacağı bir metin konulur.
Old 07-07-2012, 15:52   #15
m.fahrikoc

 
Varsayılan bonoda kefillik

bono ve çekte nasıl bir uygulama olacak, bonoya kefil olan kişi bono üzerine eliyle müteselsil kefil yazdıktan sonra eşide muvafakat ediyorum şeklinde bir notmu düşecek?
Old 08-07-2012, 17:02   #16
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adalet Bakanı
Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 1'inci maddesi ; " Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir" hükmünü havi olup hüküm gereğince kural olarak Türk Borçlar Kanunu geçmişe etkili olamaz.

Ancak; aynı kanunun 3'üncü maddesi "Türk Borçlar Kanunu hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak, daha önce gerçekleşmiş olsalar bile, içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanır." hükmünü,

2'nci maddesi ise; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır.hükmünü içermektedir.

Soruya konu Türk Borçlar Kanunun 584'üncü maddesinde düzenlenen "Kefalet Sözleşmesi", Yürürlük Kanunun 3'üncü maddesinde belirtilen "içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişki niteliğinde olduğundan ve ayrıca yine Yürürlük Kanununun 2'nci maddesi gereğince bu durum aynı zamanda kamu düzenine ilişkin bir kural niteliğinde olduğundan "kefalet sözleşmesi" kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olsa bile Türk Borçlar Kanunun 584'üncü maddesinin uygulanması gerektiği kanaatindeyim.

Yani şimdi bu maddelere göre hangi kanun uygulanacak..
Old 08-07-2012, 21:12   #17
önceki beyan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adalet Bakanı
"kefalet sözleşmesi" kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olsa bile Türk Borçlar Kanunun 584'üncü maddesinin uygulanması gerektiği kanaatindeyim.

Sayın meslektaşım, bu yorumunuz Yürürlük Kanununun 1. maddesinin gerekçesiyle bağdaşmıyor:

"Türk Borçlar Kanunu Tasarısının 1 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe gireceği varsayılırsa,
.....
Yine evli bir kişi, 31 Aralık 2009 tarihinde kefil olmuşsa, bu kefaletin geçerli olması için eşinin rızası aranmayacaktır. Böylece, 1 Ocak 2010 ve daha sonrası itibarıyla eşin rızası, kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşullarından birini oluşturduğu halde, 31 Aralık 2009 tarihinde kefil olan evli bir kişinin eşinin rızasının bulunmaması, bu kefaletin geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır."
Old 08-07-2012, 22:03   #18
tiryakim

 
Varsayılan

Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 3.maddesi biraz karışıklığa yol açıyor gibi 1. madde ile çelişiyor mu yoksa bana mı öyle geliyor...
Teşekkürler...
Old 08-07-2012, 23:40   #19
BALDIRAN

 
Varsayılan

bence çelişmiyor, 1. madde genel kuralı,(kanunun, yürürlük tarihinden sonraki işlemlere uygulanacağı kuralını)koyuyor, 2.ve 3. maddeler istisnayı, (yani, eski kanun zamanında olan işlemlere dahi uygulanabilme özelliğini) anlatıyor. Bütün iş, İÇERİĞİ KANUNLA BELİRLENEN VE KAMU DÜZENİNE VE GENEL AHLAKA İLİŞKİN KURALLARIN HANGİLERİ OLDUĞUNU SAPTAMAKTA. Saygılar
Old 10-07-2012, 09:19   #20
De jure

 
Varsayılan

6098 sayılı Borçlar Kanununda bilhassa kefillik hususunda bazı çekinceler var elbette ki.Meslektaşımız TİRYAKİM in açmış olduğu bu bölüme yeni bir düzenleme sunacağım.Değerli görüş ve düşüncelerinizi bekliyorum.TBK md 201 BORCA KATILMA; özellikle icra dairelerinde yasal unsurları taşımak koşuluyla alacaklı-katılan ile adi yazılı bir sözleşme ile borca müteselsilen katılabilir.Eşin rızasına gerek kalmakzısın işlem yapılabilir mi?
MADDE 581 - Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.


MADDE 586 - Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.


MADDE 583 - Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.


MADDE 584 - Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.

Borçlar Kanununun yukarıdaki maddelerine göre;

1-Kefili müteselsil kefil olarak almak gerekir.Bu nedenle md.583'teki şekle uygun olmalı.

2-Eşin rızası gereklidir.md.854.

3-Yürürlük kanunu gereği,olayla ilgili olayın olduğu tarıhtekı kanun uygulanacağından,1 temmuzdan önceki kefillere eski kanun,1 temmuzdan sonrakı kefalette yukarıdakı koşullar uygulanacak



E. Borca katılma

MADDE 201 - Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir.

Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.


(TASARININ 200. MADDESİ KANUNUN YASALAŞAN METNİNİN 201. MADDESİNE KARŞILIK GELMEKTEDİR.)
MADDE 200 - 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer verilmeyen, "E. Borca katılma" kenar başlıklı yeni bir maddedir.

Tasarının iki fıkradan oluşan 200 üncü maddesinde, borca katılma düzenlenmektedir.

Borç ilişkilerinde, taraf değişikliği her zaman alacaklı veya borçlu tarafın değişmesi şeklinde gerçekleşmemekte, bunlar yanında mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere üçüncü bir kişinin de katılması şeklinde de ortaya çıkmaktadır.

Bilindiği gibi, borcun üstlenilmesi sonucunda eski borçlu borcundan kurtulmakta, onun yerini yeni borçlu almaktadır. Borca katılmada ise, borçlu borcundan kurtulmamakta, "katılan" da borçlu ile birlikte aynı borçtan müteselsilen sorumlu olmaktadır. Uygulamada sıkça karşılaşılan borca katılmanın, yasal bir düzenlemeye kavuşturulması yerinde görülmüştür.

Maddenin birinci fıkrasında, borca katılma tanımlanmaktadır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise, borca katılan ile borçlunun, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmektedir.
Old 10-07-2012, 14:13   #21
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Kişisel güvence verilmesine ilişkin tüm işlemlerde (gerçek kişiler bakımından) -sadece kefillikte değil- aval, garanti sözleşmesi, borca katılma gibi kişisel güvence verilmesine ilişkin tüm işlemlerde eşin muvafakati aranmaktadır. (BK m. 603)
MADDE 603 - Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanır.
Old 10-07-2012, 15:46   #22
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Görüş

Yargıtay 11 HD, 14.4.1987 T, E: 1987/1185, K: 1987/2184: "...Aval ile kefaleti birbirinden ayırmak gereklidir. Kefalet, fer`i nitelikte olmasına karşı*, aval bağımsız ve asli bir nitelik taşır**. Aval veren lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerin def`i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def`ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhi mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Bono üzerine "kefil" ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur ( TTK. 614*** )..."

Yargıtay 12 HD, 15.06.2010 T, E: 2010/3441, K:2010/15203: "...Aval ile kefaleti birbirinden ayırmak gereklidir. Kefalet, fer'i nitelikte olmasına karşın, aval bağımsız ve asli bir nitelik taşır. Aval veren lehine aval verilenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini defi veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def'ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhi mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir. Bono üzerine “kefil” ibresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur ( TTK. 614*** ). TTK'nun 636. maddesi**** hükmi gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumludur..."

* TBK m.582/1

** TTK m.702/2

*** 6102 S.K. m.702 : (1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.
(2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir...

**** 6102 S.K. m.724

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13600
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13601
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13602

TBK m.603 kambiyo senetlerine uygulanamaz...

Örn: Kefaletin şekline dair BK m.583 der ki: "...kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ... belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, ... kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır..."

Kambiyo senedinde aval veren kendi el yazısıyla azami miktarı belirtmemişse aval geçersiz mi diyeceksiniz (TTK m.702/1: "Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur..." maddesi gereği diyemezsiniz. Aval, kısmen teminat amacıyla da verilebilir tabii; lakin kısmense bu, belirtilmelidir...)

Her ne kadar şekle dair olmasa da yine "şekil" başlıklı aynı maddede: "...müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır..." düzenlemesi yapılmıştır.

Kambiyo senedinde "aval veren" -müteselsil- veya bu anlama gelen bir ibareyi kendi el yazısıyla senet metnine/alonja yazmazsa "aval"e müteselsil sorumlu değildir mi denmelidir...(TTK m.724/1 gereği denemez...)

(diye düşünüyorum )

Saygılar...
Old 17-07-2012, 13:11   #23
tiryakim

 
Varsayılan

Eşin muvafakatını şu şekilde alsak geçerli olur mu ?

BORÇLU .......... ADINA EŞİM ....................... ' NIN ............. TARİHİNDE ............. TL' LİK BORCA MÜŞTEREK VE MÜTESELSİLEN KEFİL OLMASINI KABUL VE MUVAFAKAT EDİYORUM.

yukarıdaki ifade el yazısı ile yazılacak tabi ki
Old 17-07-2012, 14:14   #24
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
BORÇLU .......... ADINA EŞİM ....................... ' NIN ............. TARİHİNDE ............. TL' LİK BORCA MÜŞTEREK VE MÜTESELSİLEN KEFİL OLMASINI KABUL VE MUVAFAKAT EDİYORUM.
Yazdığınız muvafakat geçerlidir ve eşin el yazısıyla muvafakatini belirtmesi kanunen aranan bir şekil şartı değil. Ancak daha sonra aksini iddia etmemesi için, yani işi sağlama almak maksadıyla, yine de elyazısı ile yazılmasında fayda var.
Old 17-07-2012, 20:16   #25
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tug.capar
Yazdığınız muvafakat geçerlidir ve eşin el yazısıyla muvafakatini belirtmesi kanunen aranan bir şekil şartı değil. Ancak daha sonra aksini iddia etmemesi için, yani işi sağlama almak maksadıyla, yine de elyazısı ile yazılmasında fayda var.

El yazısı kanunen aranan bir şekil şartı üstad...Yeni borçlar kanunu 583 ve 584 ü incelemenizi öneririm...
Old 17-07-2012, 22:02   #26
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Kefalet tarihinin, kefil olunan miktarın el yazısı ile yazılması gerekir. Bu koşula, kefilin müteselsil kefil olacağı durumlarda, müteselsil kefil olunduğu hususunun da el yazısı ile yazılması gerektiği koşulu eklenmektedir.
Old 18-07-2012, 13:25   #27
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
El yazısı kanunen aranan bir şekil şartı üstad...Yeni borçlar kanunu 583 ve 584 ü incelemenizi öneririm...
Belirttiğiniz maddeler uyarınca kefil olan kişinin el yazısıyla tarih/kefil olunan miktar/müteselsil sorumluluk gibi unsurları yazması kanunen aranan geçerlilik şartına tabidir.
Ancak uygulama da, Yargıtay uygulamasında herhangi bir sorunla karşılaşmamak için, kefil olan kişinin eşinin de el yazısıyla belirtilen unsurlara muvafakatini almaktayız. Ancak kefil olan kişiye eşinin muvafakat vermesine ilişkin olarak aynı geçerlilik şartları kanunen sayılmamıştır. Bu nedenle kefil olan kişinin eşinin verdiği muvafakat bakımından, aynı geçerlilik şartlarının birebir uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum. (Tek şart muvafakatin kefil olma anından önce ya da o anda verilmiş olmasıdır)
Tabi bu benim şahsi düşüncem olup, kefilliğe ilişkin geçerlilik şartlarının, kefil olan kişinin eşinin vereceği muvafakate de uygulanması gerektiği görüşü de uygulama da hakim olabilir. Bu nedenle eşin muvafakatinde de kefilliğe ilişkin şartların yerine getirilmesinde, en azından ileride sorun yaşamamak adına, fayda var.
Old 19-07-2012, 21:45   #28
Av.Can

 
Varsayılan

ben bu hükmün açık biçimde anayasaya aykırı olduğu kanaatindeyim. Aykırılık itirazı yapacağım ilk dosyada mutlaka bir mahkeme benimle aynı kanaatte olacaktır. Anayasa Mahkemesi nin reddedeceğini sanmam. işlem yapma özgürlüğü ve hukuki işlem yapma ehliyetinin ağır bir ihlali olduğu kanaatindeyim. bir tahmin: yaklaşık 1 yıl içinde iptal edilir bu hüküm.
Old 20-07-2012, 10:14   #29
tiryakim

 
Varsayılan

Anayasanın hangi maddesine aykırılık teşkil ediyor peki
Old 25-07-2012, 17:11   #30
Godfather

 
Varsayılan

hangi icra memuru haciz esnasında kefil aldığı bir borçluya el yazısı ile kefaletini yazdırır ki? burada BK hükümlerinin uygulanmasının mümkünü yoktur. ancak İİK 38. md. göre "icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir." eski uygulamanın aynen devamı gerekir kanaatindeyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6098 sayılı Borçlar Kanunu Madde 100 ile ilgili yefe Meslektaşların Soruları 7 26-06-2012 16:28
Haciz Sırasında Borçlunun Eşinin Kefil Alınması Hk. erergin Meslektaşların Soruları 3 06-08-2009 13:09
haciz sırasında kefil olan 3. kişinin muhafazaya muvafakati AvTürk Meslektaşların Soruları 8 19-03-2009 18:05
Kefil Hakkında Ihtiyati Haciz Kararı Alabilmek Için Protesto Tebliğ Şerhine Gerek Var Şimal Yıldızı Meslektaşların Soruları 4 12-09-2008 21:21
Finansal Bir Kuruluşa Kefil Olmaktan Kaynaklanan Faiz Tutarını Kefil Ödemek Zorundamı YAŞAR PÜLLÜ Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 00:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08590603 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.