Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tüketici hakları

Yanıt
Old 19-09-2006, 11:39   #1
Fatma KAPUÇAM

 
Varsayılan Tüketici hakları

Müvekkilim bir otomotiv şirketinden yabancı markalı 0 km otomobil almış ancak zaman içinde araçta arızalar meydana gelmiş,mesela benzin deposu dolu iken yarım yarı iken boş göstermeye başlamıştır.aracı servise götürdüklerinde polen filtresinin değişmesi gerektiği söylenmiş ancak stoklarda olamaması nedeniyle değiştirilmemiştir.Buna mukabil müvekkil de garantili mallarda uygulanan azami 30 iş gününün geçmesi nedeniyle garantiden doğan hakkını kullanmak üzere otomobili misliyle değiştirmek istemişse de kabul edilmemiştir.aracın misliyle değiştirilmesi için hangi yasal gerekçelere dayanabiliriz?Teşekkürler
Old 19-09-2006, 15:57   #2
hukukçu42

 
Varsayılan

Alıntı:
TÜKETİCİNİN KORUNMASI- GİZLİ AYIP- MALA İLİŞKİN AYIP

Esas Yılı : 2004
Esas No : 4-29
Karar Yılı : 2004
Karar No : 83
Karar Tarihi : 18.02.2004
Daire No :
Daire : HG

ÖZET: Dava, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın aynıyla değiştirilmesi veya değer kaybının telafisi ve tazminat istemine ilişkindir. Bunun yanında uyuşmazlık; araçta bulunan ayıbın hile ile gizlenmiş "gizli ayıp" niteliğinde ve buna göre davalı yanın "zamanaşımı definin" yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir. Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir.
*********

Taraflar arasındaki "tüketiciyi koruma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Birinci Tüketici Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 16.05.2002 gün ve 2001/1790-2002/742 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.02.2003 gün ve 2002/14811-2003/1502 sayılı ilamı ile; (...Dava, davacıların 11.07.1997 tarihinde "0" km olarak satın aldıkları Opel marka aracın direksiyonundan sesler ve gıcırtılar gelmesi üzerine çeşitli defalar imalatçı davalı firmanın yetkili servislerine götürüldüğü halde ayıbının gizlendiği iddiasına dayalı arabanın yenisi ile değiştirilmesi olmadığı takdirde değer kaybının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece istem zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar aracı satın aldıktan sonra ilk defa 28.12.1998 tarihinde yetkili Opel servisine götürmüşler, aracın direksiyon kutusu ve pompası değiştirilmiştir. Şikayetlerin devam etmesi üzerine 23.11.1999, 06.02.2001, 22.05.2001 ve 14.06.2001 tarihlerinde aracın Opel yetkili servislerine götürüldüğü ve zararın devam ettiği dosyada bulunan iş emirlerinden anlaşılmıştır. Yine dosya kapsamına göre söz konusu ayıbın gizli olup imalat hatasından kaynaklandığı en son 14.06.2001 tarihinde yapılan parça değişimi ile anlaşılmıştır. Bu tarih gözetildiğinde ve dava 20.06.2001 tarihinde açıldığından iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Şu durumda işin esası incelenip varılacak sonuca göre karar verilmelidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı asil Süleyman kendi adına asaleten diğer davacı adına vekaleten 20.06.2001 tarihli dava dilekçesinde: davalı şirket tarafından imal edilen 1997 model Opel Vectra Marka arabayı 11.07.1997 tarihinde satın aldıklarını; 28.12.1998 tarihinde 14500 KM de iken direksiyondan sesler geldiğinden yetkili serviste direksiyon kutusunun değiştirildiğini; ancak, arızanın devam ettiğini; her gidişlerinde servisin "yağladık geçer" diyerek kendilerini oyaladığını; 23.11.1999 tarihinde gittikleri aynı servisin gıcırtı olmadığını söyleyip, aracın sabah denenmesi gerektiğini belirttiğini; 06.02.2000 tarihinde tekrar şikayetlerini anlattıklarında serviste daha önce de bu şikayetlerin olduğu, direksiyon pompası ve kutusunun değiştiğini, yapabilecekleri bir şey olmadığını, fabrika ile görüşmesi gerektiğinin söylendiğini; imalatçı firmaya ait fabrikadan görüştükleri bir müdürün bu şikayetin garanti kapsamı dışında olduğunu ifade ettiğini; direksiyondaki gıcırtı ve kırt kırt seslerinin artması ve direksiyonun ağırlaşması üzerine iyice muzdarip olduklarını, 22.05.2001 tarihinde bu kez aracı Opel'in diğer servisi olan Opis'e götürdüklerini, aracı bırakmalarını istediklerini ve aynı akşam telefonla "sakın arabayı böyle kullanmayın, tehlike yaratır direksiyon kutusu ve powerin değişmesi gerekir. Bu da 1.500.000.000 TL tutar" dediklerini, bunun üzerine arabayı serviste bıraktıklarını; satın aldıklarından beri aynı şikayetlerinin sürmesi karşısında duydukları şüphe üzerine TMMOB Ankara Makine Mühendisleri Odasına 24.05.2001 tarihinde başvurarak araç üzerinde yaptırdıkları bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 30.05.2001 tarihli rapor kapsamından aracın imalat hatasının olduğunun anlaşıldığını; 14.06.2001 tarihinde direksiyon kutusu ve diğer ilgili aksamın değiştirilip, bedelinin kendilerinden alındığını; imalat hatasının imalatçı firmanın yetkili servislerince hile ile gizlendiğini, ifadeyle, arabanın yenisi ile değiştirilmesini veya değer kaybının telafisini ve 1.475.894.449 lira tamir ücreti ile 40.000.000 TL bilirkişi ücretinin faizi ile davalı taraftan alınmasını istemiştir.

Davalı imalatçı firma vekili cevap dilekçesinde: Davacının dayanağı 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinde zamanaşımı süresinin malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren 2 yıl olup, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini; ayrıca davanın davalının ikametgahı mahkemesi olan Torbalı'da açılması gerektiğini, bu nedenle de yetki itirazında bulunduklarını; değiştirme şartlarının oluşmadığını; bu güne kadar kullanılmasının haksız zenginleşme olacağını; sürekli kullanıma engel bulunmadığını; ellerinde 1997 model araç bulunmadığından fiili imkansızlık olduğunu; taleplerin iyi niyet kurallarına uymadığını; bir yıllık garanti süresi içinde ikiden fazla arıza şikayeti olmadığını; araçtan yararlanmaya devam olunduğunu; BK.202 ve 205 maddelerinin nazara alınmasını; servise ödenen ücretin iadesinin istenemeyeceğini, davacı delili olan raporu da kabul etmediklerini, ifadeyle, davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme; "Gerek aracın satın alınma gerekse arızanın ortaya çıktığı tarih ile dava tarihi arasında geçen süre nazara alındığında, 4077 sk. 4/4 maddesinde belirlenen 2 yıllık dava zamanaşımı süresinin geçirildiği; davacının dayandığı hile iddiası yönünden herhangi bir açıklama ve kanıt ileri süremediği; servisin tutumunu hile olduğu yönündeki davacı iddiasına itibar olunmadığı; davacı tarafın dört yıla yakın bir zaman hileye inanması ve davayı açmasının hileye bağlanamayacağı, gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.

Davacı tarafın temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; dosya kapsamına göre söz konusu ayıbın gizli olup imalat hatasından kaynaklandığının en son 14.6.2001 tarihinde yapılan parça değişimi ile anlaşıldığı, bu tarih gözetildiğinde 20.6.2001 tarihinde açılan davanın iki yıllık zamanaşımı süresi içinde olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davacı ve davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanılarak açılmış, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın aynıyla değiştirilmesi veya değer kaybının telafisi ve tazminat istemine ilişkindir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; araçta bulunan ayıbın hile ile gizlenmiş "gizli ayıp" niteliğinde ve buna göre davalı yanın "zamanaşımı definin" yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

İlkin, uyuşmazlığın temelinde yatan ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır;

"Tüketici yasası ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme" 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir."denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.

Görüldüğü üzere; Borçlar Kanunundaki ayıp kavramı ile yukarıda açıklanan 4077 sayılı Kanununun 4.maddesinde yer alan ayıp kavramları birbiri ile örtüşmektedir. Borçlar Kanuna göre; bir maldaki ayıp; satıcının zikr ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir. Bunlardan yola çıkılarak ;satıcı ve dolayısıyla teselsül ilişkisi nedeniyle ithalatçıyı maldaki ayıptan sorumlu tutmanın maddi koşulları; ortada ayıp sayılan bir eksikliğin olması, ardından maldaki eksikliğin önemli olması ve ayıbın malın yarar ve zararının alıcıya geçtiği anda varolması, tüketicinin ayıbın varlığını bilmeden malı satın almış olması, olarak sayılabilir.

Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan /gerekse 4822 sayılı kanunla değişerek 14.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren şeklinde satıcının /ayıba karşı sorumlu tutulanların daha uzun bir garanti süresi vermemesi /daha uzun bir süre sorumluluk üstlenmemeleri halinde ayıplı maldan doğan davaların/sorumluluğun ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak, satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının hile ile /ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağı, hükmü yer almaktadır.

Hemen burada somut olaya baktığımızda; davacıların satın aldığı ve davalı tarafından üretilerek satışa sunulan aracın satın alma tarihi olan 11.07.1997'den sonra direksiyon sisteminde arızanın varlığının davalının yetkili servisince tespit edilip, parça değişikliklerinden sonra da aynı arızanın ortaya çıktığı, davacı tarafın aracı götürdüğü yetkili servisçe parça değişiklikleri ve yağlama gibi geçici tedbirlerle sorunun giderilmeye çalışıldığı ancak davacıların araçtan beklediği verimi almasını önleyecek ölçüde aynı arızaların tekrarladığı, davacıların bu kez fabrikaya başvurup, başka bir yetkili servise de aracını götürmesi ve bu serviste arızanın hayati öneme haiz olduğunun belirtilmesi karşısında araç üzerinde Makine Mühendisleri Odasınca belirlenen bilirkişiye yaptırdığı inceleme ve tespitle aracın üretim arızasının bulunduğunun belirlendiği, davalıya ait yetkili serviste ücreti karşılığı yeniden parça değişikliği yapıldığı, mahkemece yapılan incelemede de bilirkişilerin üretim hatası tespit ettikleri, hatta dava devam ederken araçta aynı arızanın 18.04.2002 tarihinde yeniden ortaya çıktığı ve yine serviste tamir yoluyla giderilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda; olayın açıklanan gelişimi ve deliller karşısında araçta üretim hatası bulunup, bunun gizli ayıp olduğunda kuşku yoktur. Zira, Davalı üretici onarımı yetkili servis istasyonları eliyle yapmaktadır. Bu istasyonlar satılan araçların teknik özellikleri itibariyle arıza ve ayıbı doğru ve tam teşhis edebilecek, en kısa sürede ve tam anlamıyla giderebilecek elemanlar bulundurmak zorundadır. Deneme yanılma ile aracı tamire çalışan ve parça değişikliği yoluna giden servis çalışanlarının serviste bulundurulmasının sonuçlarının tüketiciye mal edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, üretim hatasının varlığını rahatlıkla tespit edebilecek nitelikte olması gereken servisin tüketiciyi sonuç alınamayan tamirlerle oyalaması ve arızanın belli periyotlarla tekrarlaması karşısında davada zamanaşımının varlığından da söz edilemez.

Şu durumda mahkemece işin esası incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksine gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Direnme kararı açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


Çalışmalarınızda Başarılar Dilerim.
Old 19-09-2006, 16:46   #3
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Kapuçam öncelikle lütfen böyle konularda marka vermeyelim. Bu husus site kuralları arasında geçiyor. O bakımdan uyarmak istedim. Öncelikle ayıp hususunda garanti kapsamındaki hakkınızı kullandı iseniz de arıza giderilmemiş, bu durumda,
Alıntı:

Garanti Belgesi
Madde 13. - İmalatçı veya ithalatçılar ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi malları için Bakanlıkça onaylı garanti belgesi düzenlemek zorundadır. Mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içeren garanti belgesinin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcı, bayi veya acenteye aittir. Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıldır. Ancak, özelliği nedeniyle bazı malların garanti şartları, Bakanlıkça başka bir ölçü birimi ile belirlenebilir.
Satıcı; garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlüdür.
Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.
Tüketicinin malı kullanım kılavuzunda yer alan hususlara aykırı kullanmasından kaynaklanan arızalar, iki ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamı dışındadır.
Bakanlık, hangi sanayi mallarının garanti belgesi ile satılmak zorunda bulunduğunu ve bu malların arızalarının tamiri için gereken azami süreleri Türk Standartları Enstitüsünün görüşünü alarak tespit ve ilânla görevlidir.

Hükmü gereğince 4. maddedeki seçimlik haklar kullanılacaktır. Eğer hakkın kullanımına ilişkin yazılı bir ihbarda bulunmadı iseniz misli ile değiştirilmesini talep eden bir ihtarname gönderebilirsiniz. İhtara uyulmaması halinde Tüketici Mahkemesinde dava açılır.
Old 20-09-2006, 09:53   #4
Fatma KAPUÇAM

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım ilginize teşekkür ederim bir sorum daha olacaktı.Karşı taraf bu kadarlık bir ayıptan dolayı malın misliyle değiştirilmesinin iyiniyete aykırı olacağını savunuyorlar.nasıl bir savunma yapmam gerekiyor?bence bir insan o km bir otomobile bu kadar para bağlıyorsa 2.el bir arabada çıkabilcek bu tür aksaklıklarla karşılaşmamak için.Siz ne düşünüyorsunuz.teşekkürler
Old 20-09-2006, 10:10   #5
hukukçu42

 
Varsayılan

Alıntı:
tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez.

Alıntı:
Karşı taraf bu kadarlık bir ayıptan dolayı malın misliyle değiştirilmesinin iyiniyete aykırı olacağını savunuyorlar.

Yukarıda belirtildiği üzere misli ile değiştirme garantisini veren zaten kendileri. Azami süre aşılmış ve firma yükümlülüklerini yerine getirmemiştir. Siz de yasal hakkınızı kullanmışsınız. Bunun iyiniyete aykırı bir tarafı olamaz. Hakimin bu savunmayı ciddiye alacağını düşünmüyorum.
Old 26-03-2009, 17:29   #6
Yusuf ayık

 
Karar Arizanin Önemlİ Olup Olmamasi

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun "Maldan faydalanamamaın kısmen dahi olsa" ayıplı mal sayılacağını düzenlemiştir. Bu nedenle meydana gelen problemin önemli olup olmamasına satıcı değil bizzat tüketici karar vermelidir. Sonuçta satıcı aracı (veya diğer malları) satarken mükemmel ve en ufakkusuru olmayan mallar olarak satıyor. Ufak tefek kusurları olabilir, diye ilan eden satıcı gördünüz mü? Aşağıda aldığım bir mahkeme kararı nı dikkatinize sunuyorum. Bu kararda aracın yol bilgisayarının araçtaki benzin miktarını ve gidebileceği kilometreyi tam olarak doğru göstermemesi nedeni ile araç (mal) ayıplı mal sayılmıştır.

T.C
İSTANBUL 6.TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Karar Özeti:
Dava konusu olan araç ilk kez arızalanmış ve servise başvurularak tamiri yönünde işlem gerçekleştirilmiştir. O halde davacı 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasa ile değişik 4 maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan onarım hakkını kullanmıştır. O nedenle bu maddeye göre değişim talebinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda 4077 sayılı yasanın 13 ve Tebliğin 14. ve 6.maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Bilirkişiler raporlarında halen devam eden arızanın önemli olmadığını belirtmişlerse de, kullanım hatasından meydana gelmediğini ve ayrıca ayıp niteliğinde bulunduğunu da belirtmişlerdir. Satıcı, üretici-imalatçı, genel dağıtıcının sorumluluğu aracın satımı ile sona ermemektedir. Araçta herhangi bir arıza ortaya çıktığında arıza nedenini doğru şekilde ve kısa sürede tespit edebilecek ve arızayı gidererek tüketiciye aracı ayıptan ari olarak teslim edebilecek nitelikte servis istasyonları kurmak zorundadır. Somut olayda kullanıcı hatasından meydana gelmediği ve ayıp niteliğinde olduğu belirtilen arız çeşitli kereler servis hizmeti alınmasına ve iki kez yol bilgisayarının değişmesine rağmen giderilememiştir. Bu arıza yol emniyetini engelleyen bir arızdır. Arıza halen giderilememiştir. O halde 30 günlük tamir süresi de aşılmış olmaktadır. 4077 Sayılı yasanın 13.maddesi ve tebliğin 14 ve 6.maddelerindeki koşullar oluşmuştur. Davanın kabulü ile aracın yenisi ile değiştirilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM
1-) Davanın kabulü ile dava konusu olan ------------- plakalı, …………………….. marka 2004 model…………………………….. tipindeki aracın aynı model ve nitelikte "0" km. yeni bir araç ile değiştirilmesine, davacıda bulunan aracın davalı tarafından geri alınmasına, ……………………………………….ilişkin Yargıtay Yolu açık olmak üzere verilen karar ----- açıkça okunup usulen anlatıldı.
Yukarıda verilen karar Yargıtay 13.Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir.

Kaynak: http://www.yusufayik.av.tr/tuketici.html
Old 26-03-2009, 18:25   #7
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı yasa çerçevesinde açılan davada; Maldaki ayıbın önemli, önemsiz, basit - nitelikli, katlanılabilir-katlanılamaz şeklinde ayrılması mümkün değildir. Ancak 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 818 Sayılı Borçlar Kanunu çerçevisinde "ayba karşı tekeffül" hallerinde bu ayrım sözkonusu olur. Çünkü 4077 sayılı yasada ayıbın önem derecesi diye bir kavram yoktur.
Old 04-05-2013, 22:54   #8
zedo

 
Varsayılan

Servisin polen filtresi arızası deyimi de ilginç geldi bana filtre ile gösterge arasındaki ilişkiyi anlayamadım konu eski gerçi ama dikkatimi çekti
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bilgisayar gibi elektronik eşyaların satışında iade ve benzeri tüketici hakları ibrahimkovanci Hukuk Soruları Arşivi 6 20-10-2006 10:53
Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı ve Tüketici Hakları Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 08-09-2006 12:39
Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 06-09-2006 13:59
Evrensel Tüketici Hakları Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 05-09-2006 13:05
Bilişim Sözleşmeleri Ve Tüketici Hakları DenizSu Hukuk Soruları Arşivi 4 30-10-2002 16:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05252099 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.