Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Kolay Ayrılma ve Boşanma Yolları (33 Bölümlük Dev Eser)

Yanıt
Old 21-09-2011, 14:17   #31
hukukbilgisi

 
Varsayılan Facebook, Zina ve Ayrılık Üzerine Notlar

Facebook, Zina ve Ayrılık Üzerine Notlar

* “Amerika`da yapılan bir araştırmaya göre, 2009 yılında hazırlanan her 5 boşanma dilekçesinden birinde `Facebook` geçtiği belirlendi.” Değerli okurlar, boşanma dilekçelerinde 'facebook' sözcüğünün geçmesi elbette ki, çiftlerin bilgisayar ve internete ne kadar aşina olduklarını göstermek için değil. Bunun iki nedeni var. Birincisi, boşanmak isteyen eş, eşinin Facebook'u kullanarak kaçamak yaptığını ileri sürüyor. İkincisi, boşanmak isteyen eş, eşinin Facebook'ta çok zaman geçirerek kendisini ihmal ettiğini ileri sürüyor. Canım Türkiye'miz, Amerika, İngiltere ve Endonezya'dan sonra Facebook'u en çok kullanan 4'üncü ülke durumunda. Diyeceğim odur ki, madem bu kadar kullanıcımız var, neden bu facebook bizim boşanma dilekçelerinde de layık olduğu yere gelemiyor? Bizim Amerikalı çiftlerden ne eksiğimiz var?

* Facebook, ülkemizdeki boşanmalarda henüz hak ettiği yere gelememiş olsa bile, Türk insanının yaratıcılığını da küçümsememeliyiz elbette. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi, Ömer Uğur Gençcan, `Boşanma, tazminat ve nafaka hukuku` adlı kitabında, Yargıtay`ın hangi davranışları boşanma gerekçesi saydığını madde madde yazmış değerli okurlar. Listeye göz attğımızda, facebookçulardan daha az yaratıcı olmadığımız da ortaya çıkmaktadır:

—Alay etmek
—Aşağılamak
—Küçük düşürmek
—Tükürmek
—Küçümsemek
—Başkalarıyla karşılaştırmak
—Çocuğun kendisinden olmadığı ile suçlamak
—Sapık ilişkiyle suçlamak
—Kız çıkmadı diye suçlamak
—İktidarsızlıkla suçlamak
—Eşini sevmediğini söylemek
—Eşinden soğuduğunu söylemek
—Başkası ile evleneceğini söylemek
—Aile ile görüştürmemek
—Eşini tehdit etmek
—Aile yanına bırakmak
—Evden kovmak
—Yurt dışına yanında götürmemek
—Üvey çocuğa kötü davranmak
—Doğumunda ilgilenmemek
—Evi sık terk etmek
—Ağız ve vücut kokusu tedavisinden kaçınmak
—Beden temizliği ile ilgilenmemek
—Bağımsız konut sağlamamak
—Çalışmamak
—Cinsel ilişki kuramamak
—Cinsel ilişkiden kaçınmak
—Sevgilisini unutamadığını söylemek

Şu listeyi okuyunca, insan ister istemez soruyor: Yargıtay olmasaydı halimiz nic'olurdu? Şu listede yapılamayacak, uygulanamayacak ne var Allah aşkına?.. Beden temizliğiyle ilgilenmemek çok mu zor; eşinden soğuduğunu söylemek kaç kalori harcatır insana; tükürmek kadar kolay bir şey var mı?.. Sözün özü, yukarıdaki gerekçeleri gördükten sonra, “Boşanmak istiyorum, ama mahkeme bizi boşamaz.” gibi bir bahanenin ardına asla saklanamazsınız. Tüm bu teşvik edici unsurlara rağmen, hala boşanamıyorsanız, kusuru kesinlikle kendinizde aramalısınız. Geçerken şunu da not etmek isterim. Türkiye'de en çok açılan dava veraset davalarıymış. İkinci sırada ise boşanma davaları geliyormuş. Boşanma davalarının zirveyi zorlamasında emeği geçen tüm insanları (bu arada kendimi de) saygıyla selamlıyor, başarılarının devamını diliyorum. İnsanlarımız ölüm konusunda bu kadar hevesli olmasalar; ölme konusunda gösterdikleri alakayı boşanma konusunda da gösterseler, hiç kuşkusuz 2011 yılında zafer boşanma davalarının olacaktır.

* 1960–1969 yılları arasında zina nedeniyle 18 bin 832 çift boşanırken, 2000–2006 yılları arasında zina sebebiyle yalnızca 566 çift boşanmış. Tahminlere göre, çiftler gerçek sebep zina bile olsa, şiddetli geçimsizlik nedeniyle davalarını açıyorlarmış. Ayrılık ve Boşanma konusunda çabalarımız göz önüne alındığında, sebepten ziyade sonuçla ilgileneceğimiz açıktır. Bu yüzden, çakma sebeplerle dava açanlar bu duruma üzülmesinler. Ancaaaaak... 18 bin 832 sayısı ile 566 sayısını yanyana koyduğumda rahatsız edici bir nispetsizlik ortaya çıkmaktadır ki, bunu affetmek mümkün değildir. Bu noktada çiftlere tavsiyem, zina konusunu sineye çekmemeleri, hangi nedenle olursa olsun boşanmak için mahkemeye başvurmalarıdır.

* Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Abdulkerim Bahadır, bir soru üzerine: “Dizilerdeki model olarak alınan kişiler yasa dışı ya da ahlak dışı bir davranışta bulunduğunda bu normal gibi gösteriliyor. Model alan kişi bundan etkilenerek `o yapıyorsa bende yaparım` diyerek kendisini bir çıkmazın içerisinde buluyor. Bu da aile yapısını bozarak boşanmalara neden oluyor.” şeklinde bir açıklama yapmış.

Bu konuyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim. 13 bölümde bitirilebilecek bir dizinin 50'inci bölümde hala konuya bile girememiş olmasını ciddi bir şekilde eleştirenlerden biriydim. Doğal olarak, bu dizilerini yayından kaldırılmasını da istiyordum. Ancak, şu açıklama, benim ne kadar hatalı bir düşünce taşıdığımı gösterdi. Artık, bu dizilerin yılmaz bir savunucusuyum. Boşanmaları teşvik edici bir özellik taşıdıklarını bilseydim, hiç laf eder miydim bunlara.
Old 21-09-2011, 14:18   #32
hukukbilgisi

 
Varsayılan Ayrılık ve Alternatif Yöntemler

Ayrılık ve Alternatif Yöntemler

Siz, ey direnenler!
Siz, ey dirençli insanlar!
Sözüm sizedir!

Ayrılık ve boşanma konusunda nice zamandır çeşitli internet sitelerinden dil döküyorum, aydınlatmaya çalışıyorum, ama nafile.

Yine direniyorsunuz, yine direnç gösteriyorsunuz!

Şimdi, sizler için bir-iki ayrılma yöntemi daha önereceğim. Bu yöntemleri de uygulamazsanız, müebbeten ayrılmayın, daha ben ne diyeyim.

Altın değerindeki önerilere geçmeden önce; söz dinleyip boşanan kardeşlerimi tebrik etmek istiyorum.

Kimi köşe, twitter, blog ve facebook yazarları “Ele verir talkını, kendi yutar salkımı. Millete ayrıl diyor, ama kendi ayrılıyor mu bakalım?” diyorlarmış. Değerli okurlar, bu satırların yazarı, bilimi içselleştirmiş bir kimsedir. Kendi benimseyip uygulamadığı herhangi bir şeyi, kimseye önermez. Yine de, bu hayasız saldırıya bir cevap vermeliyim. Son 1 yıl içerisinde, kendi özel hayatım bağlamında 11 kere ayrılmış, 4 kere boşanmış, 16 kere küsüşmüş, 259 gün (%70 gibi yüksek bir yalnızlık oranı eder) sokağa yalnız çıkmış biriyim. Netice itibariyle salkımı hem yiyorum, hem yediriyorum. Okunmamalarından ötürü, köşeleri örümcek bağlamış bu yazar taifesine söyleyeceğim son sözüm şudur ki; yaptığım şu açıklamayı profil resmi olarak kimlik cüzdanlarına yapıştırsınlar...

Neyse, biz yeniden şu direnenlere dönelim ve yepisyeni önerilerimizi kamunun dikkat ve faydasına sunalım...

Alternatif Yöntem 1 : Fazla kilolu ya da sigara tiryakisi (başka herhangi bir arıza da olabilir) olan eşimizi kolundan tuttuğumuz gibi bir psikoterapiste götürüyor ve “Bu Bey, seni fazla kilolarından hipnoz yardımıyla kurtaracak” diyoruz. Daha öncesinde pembeleşinceye kadar kendisine birkaç yüz EURO takdim ettiğimiz psikoterapist, gerekli hipnoz işlemlerine başlıyor ve boşanma konusunda telkinlerde bulunuyor. Hipnotizmacı terapistimiz en nihayet “5'e kadar sayıp parmağımı şıplattığımda evliliğinizin bittiğini düşünecek, 2 iş günü içerisinde boşanma davası açacak ve 1 tek kuruş nafaka veya tazminat istemeyeceksiniz.” diyerek seansı sonuçlandırıyor ve aldığı paraları fazlasıyla hak ettiğini ispatlamış oluyor.

Alternatif Yöntem 2 : Şimdi anlatacağım yol ve yordam, fazlasıyla inandırıcılık gerektirmektedir. Kısaca anlatayım. Öncelikle, sevgili veya eşimizi uzak bir yerlerde başbaşa tatil yapma konusunda ikna ediyoruz. Tatil teklifine hayır diyecek birini bulmak çok zordur. Tatil yeri konusunda benim tavsiyem Hindistan, Pakistan, Tibet gibi bir yer olmasıdır. Tatil yerine geldikten sonra, partnerinizle uzun uzun sohbetler edin. Işınlanma, zamanda yolculuk, nükleer başlıklı kız gibi fantastik öğelerle süslediğiniz konuşmalarınızın, eşinizi sersemletmesini sağlayın. Kurguladığınız hayal dünyasında fellik fellik gezdirin sevgilinizi. En nihayetinde konuşmanızı şöyle bağlayın: “Bir tanem, sana tüm bu olay ve olguları anlatmamın bir amacı vardı. Ben, aslında NASA’ya iş yapan taşeron bir firmada fizik bilimci olarak çalışmaktayım. Asıl enterasan olan da şu ki; tatil boyunca sana sözünü ettiğim ışınlanma, zamanda yolculuk gibi olaylar tamamen gerçek.” Konuşmanızın bu noktasında, susun ve bekleyin. Eşinizin gözlerinin ta içine derin derin bakın. Anlattıklarınızın onda nasıl bir etki yarattığını gözlemleyin. “Nası yani ya?” şeklinde bir bakış yakaladığınız anda konuşmanıza devam edin: “Bana inanmakta zorlandığını biliyorum sevgilim, ama tüm söylediklerim doğru. Sana bunu ispatlayacağım bir tanem. Şimdi sen burada dur ve bekle. Ben Türkiye’ye geri döneceğim ve keşfettiğimiz özel bir yöntem ve teknikle, zamanı bükmek suretiyle birkaç dakika içinde senin yanında olacağım.” Hiçbir insan, böyle özel bir olaya tanıklık etme ihtimalinden kaçamaz ve söylediklerinize harfiyen uyar. Deneyimli okurlarımız buradaki mizanseni çoktan anlamışlardır tahminimce. Partnerimizi bulunduğu noktada bırakıyor ve çaktırmadan onun pasaport, nüfus cüzdanı gibi ne kadar evrakı varsa yanımıza aldıktan sonra vatan toprağına dönüyoruz. Sonuç itibariyle, ayrılmak istediğimiz insandan, tereyağından ışınlanmış gibi çok uzaklara ışınlanıyoruz... “Buraya kadar iyi güzel de, zamanı nasıl bükeceğiz abi?” şeklinde bir sual eden okurumuz var ise, okura olan saygımızdan ötürü, kendisini acil çıkış kapısına yönlendirmekle yetiniyor ve herhangi bir küfür etmiyoruz.

Ayrı kalın…
Old 21-09-2011, 14:19   #33
hukukbilgisi

 
Varsayılan Şiddetsiz Geçimsizlik ve Ayrılık

Şiddetsiz Geçimsizlik ve Ayrılık

Öyle çiftler vardır ki, görenler “İşte dünyanın en mutlu, en barışık, en sevişik çifti!” filan derler. Ancak, bir zaman sonra bu çift, hiç kimsenin beklemediği ve ummadığı bir anda ayrılıverir. Yakın çevresi hayretler içindedir. Oysa ne kadar mutlu görünüyorlardı onlar. Ne kadar uyumluydular...

Bu uyumlu çiftin ayrılmasına insanlar ne kadar şaşırıyorsa, ben de bu şaşkınlara şaşırıyorum, sevgi değer okurlar. Ortada anlaşılmayacak bir durum yok, hayret edilecek bir durum da yok.

İyisi mi gelin bu çifti biraz analiz edelim...

Çiftimizden erkek olanına Murat, kadın olanına da Lale diyelim. Murat ve Lale, özünde çok iyi insanlardır. Birbirlerine de samimi olarak büyük önem vermektedirler. Birbirlerinin kalbini hiç kırmamaktadırlar. Cemiyet içinde her zaman birbirlerini onore etmektedirler. Hiç kimse, Murat ve Lale'nin ağızlarından birbirleri aleyhine tek bir kötü söz duymamıştır.

Peki ne olmuştur ve nasıl dolmuştur da, bunlar ayrılma noktasına gelivermiştir?..

Diyelim ki bir futbol takımının teknik direktörüsünüz ve elinizde öyle bir teknoloji var ki, dünyanın en golcü futbolcusundan 11 klon elde edebilecek durumdasınız. Pekiiiii, 11 süper golcü sizi şampiyon yapmaya yeter mi?.. Elbette yetmez değerli okurlar, çünkü sizin 11 tane golcüye değil; iyi bir kaleciye, iyi bir savunmaya, iyi bir orta saha oyuncusuna da ihtiyacınız var. Demek oluyor ki, temel sorun, bir ekip kurma işidir.

Evlilikler de böyledir. Ayrı ayrı iki iyi insan olan Murat ve Lale, birbirlerine hiç uyumlu olmayabilirler. Örneğin entelektüel olarak çok iyi anlaşıyorlardır da, seksolojik bakımdan durumları faciadır (Bakınız: Sarı Tebessüm filmi. Şahika Tekand-Mahir Günşiray).

Bu çift, uzunca bir dönemi, her şeyin düzeleceği inancıyla vakit kaybederek geçirir. Durumun vehametini anladıklarında ise, hayata yeni bir başlangıç yapabilecekleri yaşı, az bir şey geçirmiş olurlar.

Görüldüğü üzere, mutluluk oyunu üzerine kurulu bu tür evlilikler akıllara zarar evliliklerdir. Sinema eleştirmeni Tunca Arslan'ın “Akla Zarar Filmler” kitabının tanıtım yazısında geçen "Kötü filmden iyi anlarım!" ifadesini “Kötü evlilikten iyi anlarım!” şeklinde yorumlamalı ve bu anlama işini lafta bırakmamalıyız değerli okurlarım.

Ayrılalım ve keyfimize bakalım!


---0---000-- BİTTİ --000---0---
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kolay Affedebİlİr Mİsİnİz? üye27169 Site Lokali 55 01-04-2010 18:49
Kolay Harcamak, Kolay Harcanmak thecoderman Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 3 10-06-2007 12:38
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? Aslı Hukuk Soruları Arşivi 6 27-12-2006 01:32
Yurtdisinda Mi Turkiye De Mi Daha Kolay Olur Bosanmak MuratNehir Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 18:33


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04067612 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.