Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Kimler Dahidir

Yanıt
Old 05-09-2008, 12:40   #1
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan Kimler Dahidir

KİMLER DAHİ ‘dir?


Bence DAHİ:

Akıl, zekâ, özellik ve yeteneklere sahip olan, zamanında ve yerinde üst düzeyde kullanabilen, insana + insanlığa ve yaşamına değer veren her insan DAHİ’ dir...


Her insan yaşamını ya kendi iradesi ya da çevreden gelen baskılar ile sürekli olarak “ DEĞERLER MÜCADELESİ “ içersinde geçiriyor.Bu süreçler içersinde “ Değerleri sıralamakta “ya var olan kendi aklını kullanıyor ya da çevreye uyuyor. Kimisine göre az olan bir değer bir başkasına göre çok değerli olabilir.

Bu değer sıralamasında;

-Hayati olanlar mı?
-Duygusal olanlar mı?
-Maddesel değerler mi?
-Manevi değerler mi?
-Bilimsel değerle mi?
-Dinsel değerler mi?
-Yeteneksel değerler mi?
-Geleneksel değerler mi?
-Toplumsal önem taşıyan değerler mi?
-Toplum için geçerli olan değerleri mi?
-Bireye özgü geçerli değerler mi?
-Mesleki olanlar mı?

Ve de birçok vs. olan değerler mi?


İşte bu değerlerden hangisini veya hangilerini seçeceğine “Birey bulunduğu bilinç düzeyinde ki mantığı, öziradesi ve kısmen de olsa dış etkenlerin baskısı altında” karar veriyor.

Karar vermeden önce, yaşanacak ömür denen süreçte “ O DEĞER ” hangisi olmalıdır?

Cevabı genellikle bilinmiyor, bilinse de bazı nedenlerle yaşam için önemli olanı seçmekte göz ardı ediliyor. Sonuç ta “O DEĞER” yaşamda diğerlerine üstünlük kazanıyor.


Genelde değerlendirme bilincini gerçekleştiren olgu da “maddeye sahiplenmek” olan değerler ön plana çıkıyor.MADDİ getiriler nedeni ile seçilen bu değer için savaş veriliyor. İşi insanın yaşam biçimi oluyor. Kendini işine kaptırıyor.Yaşamın amacı unutuluyor. DEHA’ sı içersindeki yaşamak ve yaşatmak gibi özellikler de kullanmayı ya ihmal ediyor, ya da unutuyor.

Neden yaşamak ve yaşatmak daha az değerli görebiliyor?

Nedendir? Nedir bu kadar cazip olan? Lütfen düşününüz!!!


Benimsenen değerin süresi uzadıkça o değerin getiri ve götürülerini irdelemek, yargılamak ve de kurtulabilmek zorlaşıyor.

Özellikle mesleğin cazip getirisi maddeyi terk edemeyen insanın yaşamı sıkıcı olamaya başlıyor.

Yıllar geçtikçe sahip olduğu maddesel zenginlik huzurlu yaşam için yetersiz kalıyor. Bıkkınlık, bunalım ve yorgunluk başlıyor.


Yaşamından şikâyetçi olanlar ve sızlananlar neyin daha değerli olduğunu düşünmesi gerekiyor. Ne dersiniz?


CANLAR,

Yaşamı yaşanmaz yapan değerleri değiştirenlerin çok az, devam edenlerin ise çoğunlukta olduğu dünyada yaşamınızı değerlendiren “DAHİ” olmanız dileği ile...


Oscar Wilde diyor ki:

DEHANIZI YAŞAMINIZDA, BECERİNİZİ İŞİNİZDE KULLANINIZ.


Sevgiler,

Avni BALLIBABA
Old 05-09-2008, 12:54   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Çok anlamlı mesajlar içeren bu "güzel yazı" için sizlere teşekkür ederim.
Old 05-09-2008, 14:36   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Şehper Ferda Demirel

Güzel yazısını aktardığınız Sayın Avni Ballıbaba'ya saygılarımı iletin ama eleştirimi de iletin:

Değerlerle deha olunsaydı dedem de deha olurdu. Ama değerleri nedeniyle "saf" olarak nitelendirilirdi rahmetli.

Deha olmak için ne gerektiğini bilmiyorum; bilseydim olurdum.

Saygılarımla
Old 05-09-2008, 14:46   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Hemen bir örnek vereyim:

THS'deki misafir yazarın düşüncesini eleştirmek bir dahinin yapacağı şey değil.

(Bu düşünce de bir dehanın ürünü değil, dedemin hatırası. )

Saygılarımla
Old 05-09-2008, 15:04   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,

Yorumunuzu anlayamadım, yazarına sordum, yanıtlamaktan imtina etti

Kendileri de sitemiz üyesi; DAD. Ancak yaşı nedeniyle sitemizde yazar olarak gezinmekte zorlanıyor ve okuyucu olmayı tercih ediyor.

Eğer göz gezdirmek isterseniz, diğer yazıları da aşağıdaki adreste:

http://avnibaba.blogcu.com

Yorumlarınız için, teşekkür ederiz

Saygılarımla...
Old 05-09-2008, 16:23   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yorumunuzu anlayamadım

Şu iki örnekle açıklayabilirim:

1- Dedemin değerleri bütünüyle maddiyata dönük olsaydı, kötü bir yaşam geçirecekti:
Parası olan ama başka hiçbir şeyi, hatta zamanı bile olmayan; kedisini okşayamayan biri olacaktı.

2- Dedemin değerleri bütünüyle maneviyata dönük olsaydı, yine kötü bir yaşam geçirecekti:
Parası olmayan ama her şeye ihtiyaç duyan biri olacaktı, hatta kedisi bile olmayacaktı.

Sonuç: Dedem sahip olduğu değeri diğeri ile değiştirseydi sonuçta yine kötü bir yaşam geçirecekti. Demek ki değerlerle oynamakla dahi olunmuyor.

Ama değerlerle oynamayınca da dahi olunmuyor. Bu nedenle dedem saf olarak nitelendirilirdi.

Sayın Avni Ballıbaba’nın yazısından yeterince ders alamayışımızın nedeni belki de DAHİ olmakla MUTLU olmayı aynı anlamda kullanmasıdır.

Dahi olmak için de zeka gerekir; mutlu olmak için de zeka gerekir. Fakat bu ortak nokta ikisini aynı saymaya yetmez diye düşünüyorum:

Mutsuz dahiler vardır ama aptalların mutlu olduğu görülmemiştir. Zaten bu nedenle Sayın Yazar dehamızı yaşamda kullanmamızı önermektedir.

Saygılarımla
Old 05-09-2008, 16:33   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sayın Armağan Konyalı

Bu nedenle dedem saf olarak nitelendirilirdi.


Doğada herşeyin safı değerlidir.
Old 05-09-2008, 16:56   #9
üye8180

 
Varsayılan

Değer sıralamasının en üstüne sağlığı koyarım. Sağlık, özellikle kaybedenlerin, örneğin kanser hastalarının birinci asli değeridir. Sağlık değerine/nimetine, fiziksel sağlığın yanı sıra ruhsal sağlığı da katarım. Kanser gibi amansız bir hastalığa düçar olan kişi, ' hayatta en önemli şey sağlıktır. Ne para, pul, ne mevki, ne başkalarının ne dediği, onların dertleri önemlidir ' diye düşünür ve etrafına da bu yönde görüş açıklar. Eğer fiziksel ve ruhsal sağlığımız yerinde ise 'mutlu olmanın' yollarını aramalıyız bu kişilere göre. Yani bir anlamda, bu hayatın yükünü bu yolla kaldırmaya çalışmalıyız. Bu görüş bana da uygun geliyor. Yani önce sağlığımı korumalı, fiziksel ve ruhsal olarak kendimi iyi etmeli, sonra da mutlu olmanın yollarını aramalıyım. Herkes farklı mutlu olur biliyorum. Kimi mesleğine, işine ağırlık öncelik verir. Uzmanlaşmaya çalışır. Kimisi paraya öncelik verir. Kazandığı daha fazla para oranında mutlu olur. Kimisi arkadaşlığa, dostluğa, akrabalık ilişkilerine, geniş anlamda sosyal ilişkilere ağırlık verir. Bu onu mutlu eder. Kimi evladına, yuvasına düşkün olur. Onlara ağırlık, öncelik verir. Aile mutlu oldukça o da mutlu olur. Kimisi dini, geleneksel değerlere ağırlık verir. Bu onu mutlu ve müsterih eder. Böylece değişir çeşitlenir işte. Ama en önemli ve asli değer şüphesiz sağlıktır. Hem fiziksel, hem ruhsal anlamda.
Old 05-09-2008, 17:00   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Oscar Wilde diyor ki:

DEHANIZI YAŞAMINIZDA, BECERİNİZİ İŞİNİZDE KULLANINIZ.


Öz budur!
Old 05-09-2008, 17:09   #11
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Felsefe beni -dahi- yoruyor. Demek ki ben normalim.
Benim dedem -dahi- saftı. Demek ki dedem dahi idi. Evet dedem dahi.
Old 06-09-2008, 00:55   #12
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Mutsuz dahiler vardır ama aptalların mutlu olduğu görülmemiştir.

Aptal mutluluklar yaşarken kendi dahi sananlar da yok mudur?


Yeri gelmişken ek not: Dahi anlaımdaki "de/da"lar ayrı yazılsın.
Old 06-09-2008, 02:42   #13
Nur Deniz

 
Varsayılan

Gerçekten mutlu olabilen insan dahidir..Ben değilim ama azimle çalışıyorum..
Old 06-09-2008, 02:59   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Aptal mutluluklar yaşarken kendi dahi sananlar da yok mudur?
Vardır elbette. Ama onlar kendilerine dahi demiyorlar; ''aşık'' diyorlar. Dehaları şurada ki hepsi dünyadaki en sevilesi sevgiliyi bir bakışta bulmuştur.

Saygılarımla
Old 06-09-2008, 12:26   #16
Hümaniter

 
Varsayılan

Deha dediğiniz kimseleri abarymayın duyguları var İnsanlar sadece daha hızlı anlamak ve daha iyi karşılaştırma yapmak ya da çözümleme ve analiz açısından avantaj taşıyorlar başka bir şey değil, abartıp da özenecek bir tarafı yok hep yalnız kalınıyor.
Old 07-09-2008, 01:05   #17
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hümaniter
Deha dediğiniz kimseleri abarymayın duyguları var İnsanlar sadece daha hızlı anlamak ve daha iyi karşılaştırma yapmak ya da çözümleme ve analiz açısından avantaj taşıyorlar başka bir şey değil, abartıp da özenecek bir tarafı yok hep yalnız kalınıyor.

Tanıdığınız dahiler mi var? (Varsa neden yalnız kalıyorlar ? )


Yazarın anlatımındaki dahiden ve özlenen deha kavramından, mesajınızdaki anlamda dahiliği değil de, akıl, zeka ve diğer özelliklerinin seviyesi her ne olursa olsun, bulunduğu düzey içerisinde, "Yaşama ve yaşatma becerisindeki gelişkinlik" kavramını anlıyorum ben.

Saygılarımla...
Old 07-09-2008, 01:47   #18
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL (Avni BALLIBABA)

Akıl, zekâ, özellik ve yeteneklere sahip olan, zamanında ve yerinde üst düzeyde kullanabilen, insana + insanlığa ve yaşamına değer veren her insan DAHİ’ dir...

Dahi olarak tanımladığımız kişi alıntıda belirtilen kişi midir gerçekten?
Hırsızın, katilin, üçkağıtçının dahisi olmaz mı? Dahi dediğiniz kimse sadece belirli değerlere önem veren kimse midir?

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Değerlerle deha olunsaydı dedem de deha olurdu. Ama değerleri nedeniyle "saf" olarak nitelendirilirdi rahmetli.

Sayın Av.Armağan Konyalı,

dahilik diğerlerinin nitelendirilmesiyle olan veya olmayan bir olgu değildir. Olağanüstülük karakteriyle başkalarının tasdik etmesine gerek kalmaksızın kendisini gösteren bir olgudur. Kendi uğraşı alanlarında birer dahi olarak kabul gören birçok kişi yaşamın diğer alanlarında saf ve dalgın olarak adlandırılır genelde.

Deha saflık veya açıkgözlülükle ilgisi olmayan bir olgudur.

Saygılarımla
Old 07-09-2008, 03:47   #19
Hümaniter

 
Varsayılan

Tanıdığım bir arkadaşım vardı, 23 yaşında görüşleri anayasa ve ceza kanununa girdi ya da bu kanunlara girid.

27 yaşaında Harvard'da Dr.Tezini verdi görüşleri literatüre geçti.Yakın Arkadaşım oradan biliyorum.Ama biraz çatlak oluyorlar.Şimdi Türkiye'de geri döndü yapamadı oralarda kendime bakıyorum ben okulu zor bitirdim.O uçtu gitti.

Niye yalnız kalıyorlara gelince arkadaşım kimsenin kendisini anlamadağını söylerdi.Çok genç yaşta çok iyi yerlere geldi ancak genede kendi zeka sınfındakilerle anlaşamıyor.Belki biraz uyumsuz ne bileyim az konuşuyor, az uyuyor, çok düşünüyor.Bir de dahi deyince aklıma şey geldi yanında kendimi salak gibi hissettiğim oluyor.Adam 4 senede fakülteyi bitirdi derece yaptı, ben 9 senede bitirdim okulu o derslerele dalga geçti bende eşşekledim bir *** olmadı açıkçası kız arkadaşı veya sevgilisi de olsa o hep yalnız, kimse onu anlamıyor. Kötü birşey yalnız hem duygusal hemde fikirsel açıdan bir şekilde hep tartışamların bizler dışına itiyoruz.Bizde de acımasızlık var aslında düşüncesiz davranıyoruz.
Old 07-09-2008, 06:53   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın Av.Armağan Konyalı,

Deha saflık veya açıkgözlülükle ilgisi olmayan bir olgudur.
Sayın Gemici

Konumuz ''değerler'' olduğu için dedemi örnek verdim. Eğer konumuz ''deha'' ile sınırlı olsaydı Bill Gates'i örnek verirdim. Bu iki konu dedem ile Bill Gates kadar farklı.

Saygılarımla
Old 07-09-2008, 08:17   #21
Hümaniter

 
Varsayılan

Biz direk Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN ÖZELLİKLERİNİ sayalım dahi nedir ortaya çıkar hiç tartışmaya gerek yok.
Old 07-09-2008, 08:34   #22
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kendini aptal sanan dahiler olduğu kadar kendini dahi sanan aptallar da elbette olacaktır.

BU itibarla Sayın Hümaniter kendinizi fazla hırpalamayınız. Belki siz bir dahisiniz. Nerden bilelim...
Old 07-09-2008, 11:50   #23
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici

Hırsızın, katilin, üçkağıtçının dahisi olmaz mı?

Yazara göre, değiller. Bir eylemin salt zeka ürünü olması, onun aradığı ve anladığı anlamda deha olmuyor. İnsana, insanlığa ve yaşama değer vermesini şart koşmuş

Saygılarımla...
Old 07-09-2008, 12:01   #24
Hümaniter

 
Varsayılan

Carl Schmıtt neydi o zaman adam katilleri meşrulaştırıp Hukuk Devleti diye çıktı ve Faşist iktidarların teorisyeni oldu şimdi o dahi mi?Değil mi?
Old 07-09-2008, 12:42   #25
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hümaniter
Carl Schmıtt neydi o zaman

İlkellikte ileri gidene deha denmez. Öldürmek ilkelliktir.

Bu nedenle de Sayın Yazar Avni Ballıbaba daha en başta dehayı ''insana ve yaşamaya değer veren'' diye tanımlamıştır. Ayrıca yazısının ortalarında bu düşüncesini soru cümlesi ile vurgulayarak yinelemiştir: ''Neden yaşamak ve yaşatmak daha az değerli görülebiliyor? ''

Bu nedenlerle Carl Schmitt eserleriyle ve yaşamıyla ilkelliğin yanında durduğundan deha değildir.

Bakmayın siz liberalizmi eleştirmesine: Onun çağında liberalizm daha yeni doğmuş bebekti. Carl Schmitt'in savunduğu şey liberalizmden daha ileri olsaydı durup bir daha düşünürdük. Ama şimdiki halde savunduğu ölümdür; ilkelliktir.

İlkelliği savunana deha denmez; hatta zeki bile denmemeli.

Saygılarımla
Old 07-09-2008, 22:25   #26
Gemici

 
Varsayılan Dahi"mi Melek"mi?

Türkçe’deki dahi kavramının Almanca’daki karşılığı ‚Genie’dir. Bu kavramın kaynağı Latince’deki genius’tur. Wikipedia dahiyi yaratıcı bir zekaya sahip kişi olarak tanımlıyor. Bilimde, sanatta birşeyler yaratan veya sporda üstün başarı elde eden kimsedir Genie.


Genie Rönesans’tan beri kendiliğinden yaratan sanatçı anlamında kullanılmakta ve tabiatın bir taklitçisi değil, tabiat tarafından başlanmış olupta bitirilmemiş olanın tamamlayıcısı olarak kabul edilmektedir. Dahiyi bir yaratıcı olarak kabul eden bu düşüncenin kaynağı Aristoteles’e kadar geriye gitmektedir.


Kant dahi kavramını sadece sanatçı için kullanmakta ve bir bilim adamı için dahi kavramının kullanılamıyacağını belirtmektedir. Wilhelm von Humboldt dahi kavramının sadece sanatçılar için değil, bilim adamları için de kullanılabileceğini belirtmiştir.


Günümüzde dahi kavramı bazı çevrelerce belirli bir zeka derecesine sahip olan kişiler için kullanılmaktadır. Bu tanımı tenkit eden çevreler, deha kavramının sadece üstün bir zeka ürünü ortaya koyanlar için kullanılacağını savunmaktadırlar. Bunlara göre var olupta kullanılmıyan bir zeka kendi başına hiçbir şey değildir. Deha ancak zekanın yaratıcılık, hayal gücü ve sezgi ile birleşmesinden ortaya çıkar. Dehanın olgunlaşmasının en büyük faktörü olarak psikologlar dehanın desteklenmesini ve dışarıdan tezahüratı ve hayran/taraftar kütlesini gösteriyor.


Dünya’da dahiliği herkes tarafından kabul edilen kişilerin yanında bir de belirli çevreler tarafından dahi olarak kabul edilirken diğer çevrelerce kabul edilmeyen kişiler var. Wikipedia birincilere örnek olarak Aristoteles, Leonardo da Vinci, Johann Wolfgang von Goethe, Gottfried Wilhelm Leibniz , Johann Sebastian Bach, Nikolaus Kopernikus, Salvador Dali, Pablo Picasso, William Shakespeare, Friedrich Schiller, Isaac Newton, Wolfgang Amadeus Mozart, Thomas Alva Edison, Albert Einstein, Immanuel Kant, Charles Darwin’i gösterirken ikincilere örnek olarak Karl Marx, Lenin oder Sigmund Freud’u gösteriyor. Bu da gösteriyorki bir kimsenin dahi olarak kabul edilip edilmiyeceği kültürel bir olay.


Aynı durum Hitler’in Generalleri için söz konusu. Bazıları, en başta Almanlar, onları savaş suçlusu olarak nitelendirirken, diğerleri, İngiliz ve Amerika tarihçileri, ‚taktik deha’’dayanma gücüne sahip, cesaretli ve namuslu’ olarak nitelendiriyor.


Bu da gösteriyor ki birilerine göre dahi olan diğerlerine göre ‚başka birşey’ olabiliyor.


Yazdıklarımın çoğu

Alıntı:
Bence DAHİ:

Akıl, zekâ, özellik ve yeteneklere sahip olan, zamanında ve yerinde üst düzeyde kullanabilen, insana + insanlığa ve yaşamına değer veren her insan DAHİ’ dir.
alıntısı ile aşağı yukarı aynı sonuca varıyor.

Benim problemim cümlenin ikinci yarısı ile. Cümlenin ikinci yarısını ve verilen örnekleri ele aldığımızda, dahi olarak nitelendirdiğimiz kimsenin neredeyse örnek bir insan, her yönü ile mükemmel bir insan olduğu neticesine varıyoruz. Kabul etmek gerekir, bu sonuç bazi dahiler için geçerlidir de. Bu durum dahi olarak tanıdığımız daha doğrusu bazı kimselerin dahi olarak tanıdığı, diğer bazı kişilerinse dahi olarak kabul etmediği tüm kişiler için geçerli mi peki?

İsviçre’nin Basel Üniversitesi profesörlerinden Balz Engler’in Alman Profesör Hans Lenk’e dayanarak belirttiğine göre dahiler, problem çözme ve yeni problem yaratma yeteneklerine göre sınıflandırılıyor. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için dahi olarak bilinen Sigmund Freud, Pablo Picasso, T.S. Eliot, İgor Strawinsky ve Albert Einstrein gibi kişilerin biyografileri incelenmiş. Bu dahilerin hepsinin erkek oluşunu dikkat çekici buluyor Balz Engler.


Bu dahilerin ortak karekter özellikleri şunlar: Hepsi egosentrik, egoist ve narkist, diğer insanlarla ilişkilerinde kendini geriye çekici ve diğerlerine karşı lakayıt, ilgisiz. Bazen diğerlerininin sırtından geçinme temayülü gösteriyorlar. Ayrıca toplum dışına çıkıyor ve kendilerini sosyal ve entelektüel olarak dışa çekiyorlar. Batıl inançları var. Yaratıcı olmak istiyorlar. Yaratıcılık araştırmalarına göre yaratıcılık çalışkanlıktan tamamen değişik bir şey; yaratıcılıkta maddiyat ve mükafatlandırılma söz konusu değil. İnsanın kendi içinden gelen bir güdü var.

Napolyon’un ve İtalyan Heykeltraş Benvenuto Cellini’nin dahi ve suçlu olarak nitelendirildikleri hukukçulara ve suçlularla çalışan diğer meslek mensuplarına el kitabı olarak hazırlanmış “Kriminalpsychologie, Psychologie des Täters” (Kriminalpsikoloji, Suçlunun Psikolojisi)
Adlı eser dahilikle delilik ve dahilikle suçluluk arasında bağlantı kuruyor deha ve delilik ve deha ve suçluluğun aynı kişide birleşebileceklerini belirtiyor.

Kısaca belirtmek gerekirse, dahi de en son aşamada bir insandır. Dahasını iyi değerlere yönlendierbileceği gibi kötü işlere de yönlendierbilir. İyiye veya kötüye yönelişi onun dahiliği konusunu etkilemez

İnsan çok yönlü bir kişiliğe sahiptir. Ve biz bu insanı değerlendirirken tüm yönleri ile değerlendirmek zorundayız. Bir insan belirli bir konuda başarılıdır ve bir dahidir demek, o kişi diğer alanlarda da mükemmeldir anlamına gelmez. Bu bir Karl Schmitt’te olduğu gibi diğer kişilerde de böyledir. İnsanın birisi belirli bir konuda dahi ise, diğer konularda da böyledir diye kutsallaştırmayalım derim.


Saygılarımla
Old 08-09-2008, 15:23   #27
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan

Dehaya, değerlere ve hayata dair değerlendirmelerin ve irdemelerin dikkate alınmayı hak eden düşüncelerdir. Dehaya kendi özgün pencerenden bakarak yaptığın tanımlama, değerlerin öncelikleri konusunda da ortaya attığın sorular yeni düşünce açılımları bakımından önemlidir. Paylaşımın için teşekkür ediyorum.
Konuya katkı sağlamak üzere getirilen yorumlar mutluluk üzerinde yoğunlaşmış.
Öncelikle kavramsal derinlik ve sınırlar doğru değerlendirilmelidir.
Mutluluk ve zevk farklı şeylerdir örneğin.
Mutluluk insanın doğrudan bir organıyla hissetmediği, süresi belirli olmayan içsel hazlardır. Erdem, sevgi gibi.
Zevklerse herhangi bir organımızla hissettiğimiz süresi dınırlı hazlardır. Örneğin yemek yersiniz damak zevki olur kısa sürede hazzı biter.
Mutlu olmak için mutlu olmayı bilmek de gereklidir.
Deha ile mutluluk arasında doğru bir orantı kurulamaz.
Onun için felsefe tartışılır hep. "Mutlu bir çoban olmak mı mutsuz Sokrat olmak mı?" diye.
Mutluluk iç başarıların ürünüdür genelde. Erdem, sevgi, bilgi, iç barış gibi.
Dış başarı diye niteleyeceğimiz, servet, makam, şöhret bize genelde mutluluktan ziyade zevk araçlarının kapılarını açar.
Refahın bunalımı diye adlandırılan ve intiharla sonuçlanan varlıklı insanların hali zevki mutluluk olarak algılamalarından kaynaklanır. Zevkte ileri gidildiğinde doyumsuzluk ve bedensel ve ruhsal sağlık sorunları oluşur. Mutluluklar ise arttıkça paylaşılmayı paylaşıldıkça artmayı beraberinde getirir. Fazla mutluluk bir zarar vermez.
Selamlarımla...
Old 02-12-2008, 19:46   #28
carlito

 
Varsayılan

Dahi deyince;Emekli ton ton,babacan bir Hakim Amca'nın şu lafları aklıma geldi birden:''Herkesin ukala olmaya hakkı yoktur;Yanlızca dahiler (ki çoğu hafif kaçıktır),çalışkan, dürüst ve şerefliler böyle bir hakka sahiptir!''
Atın iyisine doru,yiğidin iyisine deli derler!!
Old 02-12-2008, 22:00   #29
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan carlito
Yanlızca dahiler (ki çoğu hafif kaçıktır),çalışkan, dürüst ve şerefliler böyle bir hakka sahiptir!''

Ki böyleleri de genellikle "ukala" olmaz!
Old 02-12-2008, 22:10   #30
abdurrahman üşenmez

 
Varsayılan

''Akılsız yaşam olabilir ama yaşamsız akıl olmaz''Nietzche
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
evlenmeye izin, kimler davacı olabilir Av.fatboz Meslektaşların Soruları 6 03-03-2016 14:07
mirasın reddi kararını kimler verir. hermes53 Meslektaşların Soruları 9 22-08-2008 23:28
isim tashihinde davalılar kimler olacaktır? SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 1 18-08-2008 09:55
veraset ilamını kimler isteyebilir Avozgur Meslektaşların Soruları 2 29-09-2006 16:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09197903 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.