Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıyay Ceza Genel Kurulu 15.02.1972 gün ve 43-50 sayılı ilamı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-12-2016, 08:25   #1
sskarabal

 
Mutlu Yargıyay Ceza Genel Kurulu 15.02.1972 gün ve 43-50 sayılı ilamı

Merhabalar;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.02.1972 gün ve 43-50 sayılı ilamı ve yine Ceza Genel Kurulunun 02.03.2004 gün ve 44-58 sayılı kararı konusunda yardımcı olursanız sevinirim.
Teşekkürler..
Old 14-12-2016, 16:52   #2
Lord Mozart

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 2004 / 2-44
Karar: 2004 / 58
Karar Tarihi: 02.03.2004

ÖZET: Şikayetten vazgeçme, süresi içerisinde yasanın öngördüğü koşullara uygun olarak takibi şikayete bağlı bir suçtan dolayı yapılan şikayetin geri alınması olup, şikayet hakkından feragat ise, şikayet hakkına sahip olan bir kimsenin bu hakkı kullanmadan önce, şikayet etmeyeceğini beyan etmesi şeklindeki tek taraflı hukuki bir işlemdir. Bu nedenle özgür iradesi ile şikayet hakkını kullanmayacağını beyan eden şikayetçinin bundan feragat ederek, şikayette bulunması olanaksızdır. Yasalarımızda feragat düzenlenmemiş olmakla birlikte, yargısal uygulamalarda ve öğretide, mağdurun yetkili mercilere şikayet etmeyeceği yönündeki bildirimin şikayetten feragat sayılacağı kabul edilmiştir.
Somut olayda ayırt etme gücüne sahip (sezgin küçük) mağdur tarafından hazırlık soruşturması aşamasında şikayetten feragat edilmesi işlemleri usulüne uygun ve geçerli olup, bu hak kullanıldıktan sonra, bundan feragatla yeniden şikayette bulunulamaz.
(765 S. K. m. 459, 460) (4721 S. K. m. 13, 16) (5237 S. K. m. 89)

Taksirle yaralamaya neden olmak suçundan sanık Ahmet hakkında açılan kamu davasının TCY.nın 460. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin Marmara Ereğlisi Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.9.2001 gün ve 77-192 sayılı hüküm, Katılan vekillerinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 16.9.2002 gün ve 14601-15076 sayı ile;

"Mağdurun şikayetçi olmadığını beyan ettiği 26.6.1999 tarihinde 18 yaşını bitirmediği ve kanuni temsilcisinin muvafakatı olmadan şikayetten vazgeçmesinin mümkün olmadığı, mağdurun velisi Necdet'ın da yasal süresinde sanıktan şikayetçi olduğu, müdahil ve mağdurun da yargılama aşamasında şikayetlerinin devam ettiği ve şikayetten vazgeçmenin vaki olmadığı gözetilip yargılamaya devam edilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmuştur.

Yerel Mahkeme ise; 15.1.2003 gün ve 162-9 sayı ile; "Mümeyyiz küçüklerin dava ve şikayet hakkı hususu 15.4.1942 gün, 14-9 sayılı içtihadı birleştirme kararında özetle; mümeyyiz küçüklerin doğrudan doğruya kişiliklerine yönelik işlenmiş suçlardan dolayı dava ve şikayet hakkına sahip oldukları bu küçükleri temsil hakkına sahip kişilerin dava yetkisinin mümeyyiz küçüklerin dava ve şikayet hakkını kullanmadıkları takdirde bu küçüklerin yerine geçerek yararlarını korumaktan ibaret olduğu şeklinde belirlenmiştir.

Bu içtihadı birleştirme kararına göre; küçüğü temsil hakkına sahip olan kişinin şikayet ile şikayetten feragat hak ve yetkisini, bu hakkını mümeyyiz küçük tarafından kullanılmadığı durumlarda onun yerine geçerek ancak küçüğün yararına olabilecek şekilde kullanılabileceği anlaşılmakta olup, olayımızda mağdur şikayetten feragat ettiği 26.6.1999 tarihinde 17 yaşında olup mümeyyizliği konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu değildir.

Bu hal itibariyle mümeyyiz küçük olan mağdur Onur 26.6.1999 tarihinde resmi ifade tutanağı ile şikayetten feragat yetkisini kullanmış olmakla artık temsilcisinin bir şikayet hakkında söz edilemeyecektir. Böyle bir düşünce ile hareket edildiğinde şikayet hakkına sahip mümeyyiz küçüğün şikayetten feragat etme hakkına sahip olmadığı gibi bir durum ile karşılaşılacağı gibi şahsına bağlı olan bir hak ve yetkide temsilci iradesini asıl iradenin üstünde tutmak gibi insan hakları ve evrensel hukuk ilkeleri ile bağdaşmayan bir uygulamaya gidilmiş olacaktır.

Olayımızda mağdurun uğradığı iş kazası nedeniyle 15 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaralandığı, bu haliyle atılı suçun takibi şikayete bağlı olan TCK. 459/1. maddesi kapsamında kaldığı, mümeyyiz küçük mağdur Onur'un 26.6.1999 tarihli resmi ifade tutanağında şikayetinden feragat ettiği tespit edilmiş olup mağdur ve velisi her ne kadar daha sonra yargılama aşamasında şikayetçi oldukları yolunda beyanda bulunmuş iseler de feragatın geri alınamayacağı" gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de, Üst C.Savcısı ve katılan vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının, "Üst C.Savcısının temyiz isteminin reddi ve bozma istekli" 12.1.2004 gün ve 56783 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;

CEZA GENEL KURULU KARARI

469 sayılı Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakim Teşkilatına Ait Ahkamı Muadil Kanu-nunun, 825 sayılı Yasanın 28. maddesi ile değişik 5. maddesi uyarınca Üst C. Savcılarının temyiz süresi otuz gün olduğundan, Yerel Mahkemece 15.1.2003 tarihinde verilen hükmün, Üst C.Savcısı tarafından yasal süresinden sonra 18.2.2003 tarihinde temyiz edildiği saptanmakla, Üst C.Savcısının temyiz isteminin CYUY.nın 317. maddesi uyarınca reddi ile katılan vekillerinin temyizi ile sınırlı olarak yapılan incelemede;

27.9.1982 doğumlu olup, suç tarihi olan 26.6.1999 günü 16 yaşını ikmal eden mağdur Onur olay günü kollukta alınan beyanında, pres işi yaptığını, bir anlık dalgınlık sonucu elini pres makinesine kaptırdığını, olay nedeniyle kimseden şikayetçi olmadığını beyan etmiş, ancak yargılamanın diğer aşamalarında sanıktan şikayetçi olduğunu söylemiş, olaydan iki gün sonra, beyanı saptanan mağdurun babası Necdet, kollukta ve diğer aşamalarda, olay nedeniyle sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmiş, C.Başsavcılığınca eylem TCY.nın 459/2. maddesi kapsamında değerlendirilerek, sanığın TCY.nın 459/2-son maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen raporda, mevcut yaralanmanın 15 gün iş ve güce engel olacağı, uzuv zaafı veya tatili niteliğinde olmadığının belirtilmesi üzerine, Yerel Mahkemece, atılı suçun takibi şikayete bağlı TCY.nın 459/1. maddesindeki suçu oluşturduğu kabul edilerek, sanık hakkındaki kamu davasının TCY.nın 460. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Ayrıntıları yukarıda belirtilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında, oluş, sübut ve nitelendirme konusunda bir uyuşmazlık bulunmayıp, çözülmesi gereken sorun şikayetten vazgeçmenin usulüne uygun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Şikayetten vazgeçme, süresi içerisinde yasanın öngördüğü koşullara uygun olarak takibi şikayete bağlı bir suçtan dolayı yapılan şikayetin geri alınması olup, şikayet hakkından feragat ise, şikayet hakkına sahip olan bir kimsenin bu hakkı kullanmadan önce, şikayet etmeyeceğini beyan etmesi şeklindeki tek taraflı hukuki bir işlemdir. Bu nedenle özgür iradesi ile şikayet hakkını kullanmayacağını beyan eden şikayetçinin bundan feragat ederek, şikayette bulunması olanaksızdır. Yasalarımızda feragat düzenlenmemiş olmakla birlikte, yargısal uygulamalarda ve öğretide, mağdurun yetkili mercilere şikayet etmeyeceği yönündeki bildirimin şikayetten feragat sayılacağı kabul edilmiştir.

CYUY'nın 344/2. maddesinde; "Mağdurun kanuni temsilcisi varsa şahsi dava açmak ona aittir." hükmüne yer verilmiştir. 15.4.1942 gün ve 14/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da; "Temyiz kudretine sahip küçükler, (kanuni temsilcilerinin rızası olsun olmasın) doğrudan doğruya kişiliklerine karşı işlenmiş olan suçlardan dolayı dava ve şikayet hakkına sahiptir........ Kanuni temsilcilerin görevi, sezgin küçükler dava ve şikayette bulunmadıkları takdirde onların yerine geçerek yararlarını korumaktan ibarettir." denilmekte, Ceza Genel Kurulunun 18.12.1971 gün ve 43-50 sayılı kararında da, sezgin küçüklerin kanuni temsilcilerinin rızası olsun olmasın şikayetten vaz-geçebileceği belirtilmekte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, 13. maddesinde, "Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes , bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" hükmüne yer verilmiş, 16. maddesinde ise, ayırt etme gücüne sahip küçüklerin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanmada yasal temsilcilerinin rızasının gerekli olmadığı belirtilmiştir.

Açıklanan bu yasal düzenlemeler ve yargısal kararlara göre, somut olayda ayırt etme gücüne sahip (sezgin küçük) mağdur tarafından hazırlık soruşturması aşamasında şikayetten feragat edilmesi işlemleri usulüne uygun ve geçerli olup, bu hak kullanıldıktan sonra, bundan feragatla yeniden şikayette bulunulamaz.

Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, Özel Daire ilamında belirtilen nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulması yönünde oy kullanmışlardır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle,

1- Üst C.Savcısının temyiz isteminin CYUY.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,

2-Yerel Mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak 02.03.2004 günü oyçokluğuyla karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.11.1962 gün ve 4/140-94 sayılı kararı mefhumu muhalif Meslektaşların Soruları 0 06-06-2014 10:44
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.02.1957 gün ve 1-4-20 sayılı Kararı ümitkar Meslektaşların Soruları 1 02-06-2014 17:22
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 1.3.1982 gün ve 17/76 sayılı kararını hewal65 Meslektaşların Soruları 3 08-06-2011 20:47
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı damla_ Hukuk Soruları 7 13-01-2009 20:27
23.10.1972 Gün Ve 2/12 Sayılı Y.İ.B.K. Hakkında Av.Buğra ERTEM Meslektaşların Soruları 1 25-03-2008 23:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03520107 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.