Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

HMK.m.393 (1) -İ.Tedbir-Verildiği tarihten itibaren

Yanıt
Old 17-12-2012, 17:32   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan HMK.m.393 (1) -İ.Tedbir-Verildiği tarihten itibaren

İhtiyati tedbir kararının uygulanması

HMK. m.393- (1) İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.

Madde Gerekçesi:
İhtiyatî tedbirin uygulanması bakımından 1086 sayılı Kanunda açık bir süre öngörülmemiştir. Oysa, ihtiyatî hacizde uygulama için bir süre kabul edilmiştir. Geçici hukukî koruma niteliğindeki ihtiyatî tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalması, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkarmakta ve bu hâl tedbir alma amacına da aykırı düşmektedir. Bu sebeple, maddenin birinci fıkrasında, tedbirin belirli bir süre içinde uygulanması, aksi hâlde tedbir kararının kendiliğinden kalkması kabul edilmiştir. Tedbirin gereğinin bir an önce yerine getirilmesini sağlamak için, tedbir kararını alan, asıl davasını açmış ancak süresinde uygulamamışsa bu durumda da tedbirin kalkması öngörülmüştür. Tedbirin ayakta kalması için, süresinde uygulanmasının talep edilmesi yeterli sayılmıştır. Zira, taraf üzerine düşeni yaptıktan sonra, ilgili merciin geç uygulamış olması durumunda taraf aleyhine bir sonuç doğmamalıdır.

Sayın Meslektaşlarım,

m.393- (1) hükmünün birinci cümlesi "İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır"

Uygulamada sorun yaratmıyor mu?

Saygılarımla
Old 18-12-2012, 00:29   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
İhtiyati tedbir kararının uygulanması

HMK. m.393- (1) İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.

Madde Gerekçesi:
İhtiyatî tedbirin uygulanması bakımından 1086 sayılı Kanunda açık bir süre öngörülmemiştir. Oysa, ihtiyatî hacizde uygulama için bir süre kabul edilmiştir. Geçici hukukî koruma niteliğindeki ihtiyatî tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalması, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkarmakta ve bu hâl tedbir alma amacına da aykırı düşmektedir. Bu sebeple, maddenin birinci fıkrasında, tedbirin belirli bir süre içinde uygulanması, aksi hâlde tedbir kararının kendiliğinden kalkması kabul edilmiştir. Tedbirin gereğinin bir an önce yerine getirilmesini sağlamak için, tedbir kararını alan, asıl davasını açmış ancak süresinde uygulamamışsa bu durumda da tedbirin kalkması öngörülmüştür. Tedbirin ayakta kalması için, süresinde uygulanmasının talep edilmesi yeterli sayılmıştır. Zira, taraf üzerine düşeni yaptıktan sonra, ilgili merciin geç uygulamış olması durumunda taraf aleyhine bir sonuç doğmamalıdır.

Sayın Meslektaşlarım,

m.393- (1) hükmünün birinci cümlesi "İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır"

Uygulamada sorun yaratmıyor mu?

Saygılarımla

Üstadım,

Tedbir talep ettiğim dosyaya neredeyse her gün baktığımdan verildiği gün haberdar oluyorum. Bu nedenle henüz bir sorun yaşamadım ama bence de dikkat çekilmesi gereken bir nokta...

En azından "öğrenme tarihi" veya "tebliğ tarihi" gibi bir tarihten başlamalıydı...

Saygılarımla...
Old 18-12-2012, 08:30   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Tebliğ - Tefhim

Sayın KARABULUT,

Katılımınız için teşekkür ederim.

HMK.m.91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.


"verildiği tarihten itibaren"
denilmiş olmasının gerekçesini, Madde Gerekçesinde bulamadım.

Kural, Tebliğ
Yasada Öngörülmüşse Tefhim

olduğuna göre...

m.393/1'in birinci cümlesi m.91 hükmüne aykırı değil midir?

Saygılarımla
Old 18-12-2012, 08:52   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Sayın KARABULUT,

Katılımınız için teşekkür ederim.

HMK.m.91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.


"verildiği tarihten itibaren"
denilmiş olmasının gerekçesini, Madde Gerekçesinde bulamadım.

Kural, Tebliğ


Yasada Öngörülmüşse Tefhim

olduğuna göre...

m.393/1'in birinci cümlesi m.91 hükmüne aykırı değil midir?

Saygılarımla

Kural tebliğ denmişse de kanatimce kanunun lafzına takılmaya gerek yok. Bu nedenle HMK 91 şu şekilde anlmak gerekiyor. Süreler iki şekilde başlar, tebliğ ve tefhimle.... Yani kural ne istisna sadece bir düzenleme, durumu belirtme...
Old 18-12-2012, 09:06   #5
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Düzenleme, Durumu belirtme...

Sayın Koray,

Katkınız için teşekkürler.

m.91
Alıntı:
sadece bir düzenleme, durumu belirtme...

İSE...

m.393/1'in birinci cümlesinin, madde gerekçesinde bulamadığım, gerekçesi ne olabilir ? Ve hangi gerekçeyle olursa olsun... m.91/1 hükmüne aykırı değil midir?

Saygılarımla
Old 19-12-2012, 09:26   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Sayın Koray,

Katkınız için teşekkürler.

m.91

İSE...

m.393/1'in birinci cümlesinin, madde gerekçesinde bulamadığım, gerekçesi ne olabilir ? Ve hangi gerekçeyle olursa olsun... m.91/1 hükmüne aykırı değil midir?

Saygılarımla

İşte bu nedenle HMK.m.91 aykırı olduğu değil; tam da hmk.M.91 kapsamında yorumlamalı ya tefhimden ya da tebliğden itibaren süreyi başlayacağı kabul edilmelidir.
Old 19-12-2012, 10:02   #7
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
Av.Adnan Koray
Alıntı:
...hmk.M.91 kapsamında yorumlamalı ya tefhimden ya da tebliğden itibaren süreyi başlayacağı kabul edilmelidir.

Biz avukatlar kabul edelim, peki.

Ya mahkemeler?

"verildiği tarihten itibaren" belirlemesi, yoruma açık mı?
Old 19-12-2012, 10:08   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Biz avukatlar kabul edelim, peki.

Ya mahkemeler?

"verildiği tarihten itibaren" belirlemesi, yoruma açık mı?

Kuru, 6 ciltlik dev eserinin 4. ciltinde kararının verildiği tarihten ibaresinin bu şekilde anlaşılması gerektiğini söylüyordu. Ancak ardından da aksi yöndeki CGK 1976 tarihli kararından bahsediyor... Bakalım, uygulama nasıl gelişecek...
Old 19-12-2012, 13:42   #9
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Satırbaşı...

HUMK.
m.109 - İhtiyati tedbir kararı dâva ikamesinden evvel verilmiş ise tatbik edilmiş olsun olmasın kararın verildiği tarihten itibaren on gün zarfında esas hakkında dâva ikamesi lâzımdır

(Kuru, 6 ciltlik dev eserinin 4. cildinde kararının verildiği tarihten ibaresinin “ya tefhimden ya da tebliğden itibaren” anlaşılması gerektiğini söylüyordu. Ancak ardından da aksi yöndeki CGK 1976 tarihli kararından bahsediyor... Bakalım, uygulama nasıl gelişecek... Av. Adnan Koray )

m.160 - Müddetler iki tarafa tefhim ve lâzım ise usulen tebliğ tarihinden itibaren başlar.

Görüş:
Kural, TEFHİM
lâzım ise… TEBLİĞ

YARGITAY:

1.İhtiyati tedbir kararları, karar gününden başlayarak on gün içinde dava açılmaması halinde kendiliğinden ortadan kalkar (YCGK.E. 1976/7-413,K. 1976/465T. 8.11.1976)

2. HUMK.nun 109. maddesi gereğince "İhtiyati tedbir kararı dava ikamesinden evvel verilmiş ise tatbik edilmiş olsun olmasın kararın verildiği tarihten itibaren on gün zarfında esas hakkında dava ikamesi lazımdır (Y.7.CD.E. 1999/338,K. 1999/579,T. 12.2.1999).

HMK.

m.393- (1) İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
m.91- (1) Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.

Görüş:
Kural, TEBLİĞ
Yasada Öngörülmüşse… Tefhim

İrdeleme:
Tebliğ / Tefhim …
“…(ne) kural ne istisna sadece bir düzenleme, durumu belirtme...” (Av. Adnan Koray)

DEĞERLENDİRME:

İ.Tedbir kararı ….“verildiği tarihten itibaren”

HMK. (m.91)

1.Tebliğden itibaren (mi?)

2.Tefhimden itibaren (mi?)

3. İster Tebliğ, ister Tefhim… “Verildiği tarihten itibaren” (mi?)

Alıntı:
Av.Adnan Koray
Alıntı:
Bakalım, uygulama nasıl gelişecek...
Old 23-11-2013, 10:23   #10
halit pamuk

 
Varsayılan

Yargıtay 11 Kararın tebliğini şart koşmuyor.. )


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/12760

K. 2012/14961

T. 3.10.2012


DAVA : Taraflar arasında görülen davada; İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 25.05.2012 tarih ve 2012/107 Esas sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Vedat Yalçın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı ( karşı davalı ) vekili, davalının müvekkilinin tescilli tasarımını taklit ederek ürettiği ürünleri piyasaya sunarak davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek, tasarım hakkına tecavüzünün tespit ve önlenmesini, tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara tedbiren ve nihai olarak el konulmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı ( karşı davacı ) vekili, davacının tasarım hakkına tecavüz edilmediğini, davacı tasarımı ile davalı tarafından üretilen ürünlerin benzer olmadığını, uyuşmazlığın esasını çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğini savunarak, davanın ve tedbir isteminin reddini talep etmiş, karşı davasında ise, karşı davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığından hükümsüzlüğünü istemiştir.

Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak davacının tasarımına tecavüz oluşturan davalıya ait ürünlerin tedbiren toplatılmasına ve yed-i emine teslimine karar verilmiş, bu karara karşı tedbir kararının süresinde infaz edilmediği, karara esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz ve hatalı değerlendirmeler içerdiği ve tedbir koşullarının oluşmadığı sebeplerine dayalı olarak davalı tarafça itiraz olunmuş, mahkemece tedbir kararının tebliğinden itibaren süresi içerisinde infazının istendiği ve tedbir koşullarında değişiklik olmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı ( karşı davacı ) vekili temyiz etmiştir.

6100 Sayılı HMK'nun 393. maddesinin ( 1 ) fıkrasında “İhtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi halde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar” hükmü getirilmiş olup, bir haftalık sürenin başlaması için kararın tebliği şartı öngörülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemenin 25.05.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı davacı tarafça 08.06.2012 tarihinde tebellüğ olunmuş, kararın uygulanması ise 12.06.2012 tarihinde istenmiştir. Bu durumda, mahkemece, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının anılan maddede belirtilen bir haftalık süre içerisinde istenmediği, böylelikle tedbirin kendiliğinden kalktığı gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle ihtiyatı tedbire itiraz eden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbir Nafakasının Verildiği Boşanma İlamının Bozulmasından Sonra hırs Meslektaşların Soruları 14 11-12-2013 10:35
Faturaya itiraz edilmeyip, takip açıldıktan sonra yapılan ödemede faizin hangi tarihten itibaren işleyeceği juristbtl Meslektaşların Soruları 2 20-10-2010 13:17
Kardeşin saklı payının artık olmaması hangi tarihten itibaren geçerlidir? Stj. Av. Oya Meslektaşların Soruları 2 06-05-2010 09:11
ecrimisil hangi tarihten itibaren istenebilir Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 2 29-09-2009 15:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05346608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.