Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Kadın işçinin evlenmeden dolayı tazminatı ve yeni medeni yasa

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-04-2006, 14:52   #1
Veysel

 
Varsayılan Kadın işçinin evlenmeden dolayı tazminatı ve yeni medeni yasa

Sayın Hukukçu Arkadaşlar ; Eski medeni yasada Kanun koyucu evin reisini "Erkek" olarak tanımlamıştı. Dolayısıyla da İş Kanununda kadın işçi isterse evlenme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde İş akdini fesih ederek tazminat alma hakkı kazanıyordu. Genelde matbu olarak İşçi, " eşim çalışmama izin vermediğinden.....İş akdimi ........ tarihinden itibaren fesih ediyorum." diye bitirirdi. Ki bu madde halen geçerli. Sanırım burdaki temel felsefe aile birliğinin korunması.

Ancak yeni medeni yasada aile tanımı yapılırken aile kavramında erkeğin eğemenliğine son verildiği, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu. Dolayısıyla kadın işçi "eşim çalışmama izin vermiyor" diyemeyecek. Sorum şu ; İş kanununun bu maddesi yeni medeni yasa ile çelişmiyormu? Kanunların bu hali Anayasaya aykırılık teşkil etmiyor mu?
Old 10-04-2006, 22:41   #2
ibrahimkovanci

 
Varsayılan

sayın veysel bey iş kanunda bu hüküm vardr ama ben aile hukukunu medeni kanun komisyonu baskanlığını yapmış olan Turgut Akkıntürk hocadan aldığım dersler doğrultusunda şunu söyleyebilirim ki benim düşünceme göre anayasaya aykırılık yoktur zaten anayasa herkese eşitlik vermiştir. zaten bu değişimler gerekiyordu yeni iş yasası tasarısının hazırlandığını duymuştum.Belki bu düzenlemede dikkate alınır. Saygılarımla...
Old 10-04-2006, 23:44   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın İbrahim Kovancı

Bu soruyu sitemizin KADIN HAKLARI alanında sorunuz. Alacağınız yanıtı şimdiden ben söyleyeyim : POZİTİF AYRIMCILIK..

Pozitif ayrımcılık nedir derseniz, olumlu haksızlık, ya da yazlık çizme gibi bir şey... Doğrusu ben de pek bilmiyorum; Avrupa'dan ithal ettiimiz kavramlardan bu da.

Sitemizin Kadın ve Çocuk Hakları alanında sayın hykayar size gereken açıklamayı yapar.

Saygılarımla
Old 11-04-2006, 14:20   #4
nfb

 
Varsayılan

Bu yasal düzenlemenin evin reisliği ve bunu sonucu olarak eşinin çalışmasını istememe hakkıyla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum.Eski M.K. yürürlükte iken yasa koyucunun MK' na atfen böyle bir düzenleme getirdiğini de sanmıyorum.
Bu düzenleme, çalışırken evlenen eşin 1 yıllık zaman diliminde iş kadını olmak mı, evinin kadını olmak mı gibi ikilemde kalabilecek çalışan bayanlar lehine seçimini yapabilmesi için getirilmiş ve "dost"umun da dediği gibi bayan işçiye tanınmış pozitif ayrımcılık avantajı sağlayan bir düzenlemedir.Elbette ki evinin kadını olmak isteyen bayan işçinin emeğinin karşılığı olan kıdem tazminatından da yoksun kalmasının böylece önüne geçilmiştir.
Maddenin bu düzenlemesi, bayan işçiye tanınmış bir"hak" tır.Dolayısıyla bunun, eski ve yeni MK ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir zira eski MK'nda "karı" nın çalışmasını istemeyen kocaya da, eşinin bu isteğine engel olma "hakkı" verilmişti.Ki bunun da sınırı MK.2.md.sidir.
Dolayısıyla kanatimce yasalar arasında bir çelişki bulunmamaktadır.
Yargıtay kararlarında da, ayrıldıktan sonra başka işyerinde çalışmaya başlayan bayan işçiye ödenen tazminatın işverene iade edilemeyeceği belirtilmiş, tek istisna olarak, çalışırken eşinden ayrılan ve çok kısa bir süre sonra eski eşiyle tekrar evlenen bayanın, evlilik nedeniyle kıdem tazminatı isteği ile işten ayrılması halinde bu durumun MK 2. mad.ne aykırı olacağı nedeniyle kıdem tazminatının ödenmemesi gerektiğine karar verilmiştir.
Old 11-04-2006, 16:33   #5
Veysel

 
Varsayılan kadın işçinin evlenmeden dolayı tazminatı ve yeni medeni yasa

Sayın nfb. ; yasal düzenleme yapılırken bu tercih hakkı sadece kadına tanınmış. Demek istediğim ; bu durum anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmiyor mu? O zaman hakkın bu şekilde kullanımı ile kadın bir nevi evinin kadını olmaya teşvik edilmiyor mu? Kanun koyucu taraflardan kadına imtiyaz tanımış derseniz sözüm yok. Saygılarımla...
Old 11-04-2006, 21:13   #6
msandikli

 
Varsayılan

Sayın ÇİFTEHAN,
Zaten Anayasada kadın ve erkeğin eşit olduğu yazıyordu. Yapılan değişiklikle kadınların eşit olduğunun vurgulanması kadın lehine, erkek aleyhine bir durum oluşturmuştur. Yani eşitlik ilkesi yaralanmıştır. İş Hukukunda ise eskiden kadın çalışmasının karşılığını alamazken, şimdi ispatladığı takdirde haklarını alabilmektedir diye düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 12-04-2006, 17:24   #7
nfb

 
Varsayılan Anayasa Nahkemesi Kararları'nda Eşitlik Kavramı

Anayasa Mahkememiz de değişik tarihlerde verdiği kararlarında “nispi eşitlik” anlayışını benimsemiştir. Örneğin Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 1976 tarih ve K.1976/23 sayılı Kararında şöyle demiştir:

“(Eşitlik ilkesi), herkesin her yönden aynı hükümlere bağlı olması gerektiği anlamına gelmez. Bu ilke ile güdülen amaç, benzer koşullar içinde olan, özdeş nitelikte bulunan durumların yasalarca aynı işleme uyruk tutulmasını sağlamaktır”[243].

Anayasa Mahkemesi 27 Eylül 1988 tarih ve K.1988/27 sayılı Kararında aynı yönde şöyle demiştir:

“Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi, ‘yasa önünde eşitlik’ olup herkesin aynı hak ve yükümlülüklere sahip olması anlamında değildir. Eşitlik her yönüyle aynı hukukî durumda olanlar arasında söz konusudur. Hukuk felsefesine girmiş bir deyimle, ‘eşitlerin eşitliği’ anlamındadır. Farklı durumlarda olanlara, yani eşit olmayanlara, farklı kurallar uygulanması, yani ‘eşit olmayanların eşitsizliği’ eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz”[244].

Anayasa Mahkemesi, 1 Temmuz 1998 tarih ve K.1998/45 sayılı Kararında şöyle demiştir:

“Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik, eylemli değil, hukuksal eşitliktir. Bu ilke, özdeş nitelikte ve durumda olanlar arasında farklı uygulamaya engel olup, tüm yurttaşların mutlaka her yönden aynı kurallara bağlı tutulmaları zorunluluğunu içermez. Eşitlik kavramı öncelikle Anayasa'nın 10. maddesinin birinci fıkrasında sayılan nedenlerle yasa önünde ayrımını yasaklanmaktadır. Bu nedenle, Anayasa'nın 10. maddesi kanunkoyucuya yasama yetkisini kullanırken eşitlik ilkesine uygun yasa yapma yükümlülüğünü getirmektedir”[245].

Anayasa Mahkemesi, 11 Mayıs 1999 tarih ve K.1999/15 sayılı daha yeni bir Kararında da nispî eşitlik anlayışını şu şekilde dile getirmiştir:

“‘Yasa önünde eşitlik ilkesi’ hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Özelliklere, ayrılıklara dayandığı için haklı olan nedenler, ayrı düzenlemeyi eşitlik ilkesine aykırı değil, geçerli kılar. Anayasa'nın amaçladığı eylemli değil, hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz. Kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar için yasalarla değişik kurallar konulamaz”[246].

Nispî Eşitliğin Kriteri 1: “Haklı Neden ”.- Anayasa Mahkemesi, kanun hükümlerinin eşitlik ilkesine aykırı olup olmadığını denetlerken, kanunun yaptığı ayrımın bir “haklı neden”e dayanması kriterini kullanmaktadır[247]. Yani, Anayasa Mahkemesi, eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edilen bir kanun hükmü “haklı bir neden”e dayanıyorsa, bu hükmü eşitlik ilkesine aykırı olarak görmemektedir.

Örneğin Anayasa Mahkemesi 28 Nisan 1983 tarih ve K.1983/3 sayılı Kararında şöyle demiştir:

“‘Kanun önünde eşitlik ilkesi’... tüm yurtdaşların mutlaka her yönden, her zaman aynı kurallara bağlı tutulmaları zorunluluğunu da içermez. Birtakım yurtdaşların başka kurallara bağlı tutulmaları haklı bir nedene dayanmakta ise böyle bir durumda kanun önünde eşitlik ilkesine ters düşüldüğünden söz edilemez”[248].

Keza Anayasa Mahkemesi 11 Aralık 1986 tarih ve K.1986/29 sayılı Kararında da aynı yönde şöyle demiştir:

“Anayasanın 10. maddesinde öngörülen eşitlik, mutlak anlamda bir eşitlik olmayıp, ortada haklı nedenlerin bulunması halinde farklı uygulamalara imkân veren bir ilkedir”[249].

Anayasa Mahkemesi, 17 Kasım 1998 tarih ve K.1998/69 sayılı daha yeni bir kararında aynı yönde şöyle demiştir:

“Bu ilkeyle (eşitlik ilkesi), aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Ancak, durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Özelliklere, ayrılıklara dayandığı için haklı olan nedenler, ayrı düzenlemeyi eşitlik ilkesine aykırı değil, geçerli kılar. Aynı durumda olanlar için ayrı düzenleme aykırılık oluşturur. Anayasa'nın amaçladığı eşitlik, eylemli değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz. Durumlarındaki değişikliğin doğurduğu zorunluluklara, kamu yararı ya da başka haklı nedenlere dayanılarak yasalarla farklı uygulamalar getirilmesi, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz”[250].

http://www.anayasa.gen.tr/esitlik.htm' den yapılan bu alıntılar sanırım eşitlik'ten ne anlaşılması gerektiğini yeterince açıklıyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşe başlamayan işçinin ihbar ve kıdem tazminatı Av.Onur Tunga Hukuk Sohbetleri 2 13-05-2008 10:42
Yeni Medeni Kanun ceng Hukuk Soruları Arşivi 4 13-04-2006 11:19
Kadın Ve Medeni Kanun- Mal Rejimleri-Ekonomik Şiddet Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 20 01-06-2004 18:25
Yeni Medeni Kanun Ve Mal Rejimi uhaskan Meslektaşların Soruları 2 26-12-2002 18:48
Medeni Yasa Değişiklikleri-bant Çözümleri Armağan Konyalı Adliye Duvarı 0 19-11-2002 19:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04966307 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.