Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kefil Olmayan Ipotek Verenin ödediğini Kefillerden Tahsil Etmesi Mümkün Müdür

Yanıt
Old 15-06-2016, 14:39   #1
Ahmet AHMETOĞLU

 
Varsayılan Kefil Olmayan Ipotek Verenin ödediğini Kefillerden Tahsil Etmesi Mümkün Müdür


Öncelikle herkese iyi günler diliyorum.
Müvekkil M, borçlu şirket Ş' nin kredi borcu için kendi adına kayıtlı olan taşınmazını B Bankasına ipotek ettirmiştir. Müvekkil M kredi borcuna kefil olmamıştır. Aynı kredi borcuna A, B, C, D kefil olmuşlardır. Müvekkil M kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi borcunu ödemiş ve ipotek ettirdiği taşınmazının üzerindeki ipoteği kaldırtmıştır.
Müvekkil M' nin ödemiş olduğu kredi sebebi ile ödediği miktarı kredinin kefilleri olan A, B, C, D' den tahsil imkanı var mıdır? var ise kefiller A, B, C, D' nin sorumlulukları nasıldır(müteselsilen tüm ödemeden mi sorumludurlar yoksa 4 kefil olması sebebi ile her kefil 1/4 oranında mı sorumludur, vs. gibi). Tahsil imkanı var ise zamanaşımı süresi ne kadardır?
Konu ile ilgili görüşlerinizi ve özellikle somut olayı aydınlatabilecek Yargıtay kararlarını ekleyebilirseniz çok memnun olurum.
Türk Medeni Kanununun 884. Maddesi aynen
“Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir.
Alacak, borcu ödeyen malike geçer.”
Hükmünü taşımaktadır.
Sorunun cevabının aynı zamanda bu hükmün uygulama alanı ve bu hükmün kapsamı açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.
İlgilenen herkese şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.

Old 17-06-2016, 23:06   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2011 / 549
Karar: 2012 / 661
Karar Tarihi: 24.01.2012

ÖZET: Asıl borçlu davalı dışındaki müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmelerini imzalayan diğer davalıların kefaletlerinin geçerli olduğu dikkate alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.(4721 S. K. m. 884) (818 S. K. m. 484)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada Bor Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.04.2010 tarih ve 2009/192 - 2010/135 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 24.01.2012 günde hazır bulunan davacı vekili Av. K. C. ile davalı M. K. vekili Av. R. E. gelip, diğer davalı A. Y. ve vekili tebligata rağmen duruşmaya katılmadıklarından, duruşmada hazır bulunan taraf vekilleri dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmış olup, Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı şirketin dava dışı bankadan üç ayrı tarihte değişik limitle kredi kullandığını, bu sözleşmelere diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, dava dışı bankanın sonradan sözleşmeler için ek teminat istemesi üzerine müvekkili taşınmazı üzerinde 150.000,00 TL üzerinden ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi alacaklısı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, müvekkilinin borcu indirerek ödemede bulunduğunu, TMK.nun 884. maddesi uyarınca davalılardan alacaklı olduğunu ileri sürerek, 75.000,00 TL’nın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı M. K. vekili, borcun kredi kullanan firma tarafından ödendiğini, sözleşmenin kefil sıfatıyla imzalandığını, bir sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya yanıt vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin dava dışı bankadan üç ayrı tarihte kredi kullandığı, diğer davalıların bu kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kefalet sözleşmesinde kefil oldukları miktarın açık olarak belirtilmediği, BK'nun 484.maddesi uyarınca geçersiz bulundukları, davalı şirket hakkındaki davanın atiye bırakıldığı, davalı gerçek kişilerin sorumlu olmayacakları gerekçesiyle bu kişiler hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındaki davanın tefrikine, davacının talebi olması halinde ayrı bir esasa kaydedilmesine ve bu davalı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, kredi borcunun teminatı olarak taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren ve asıl borcu ödeyen taşınmaz maliki davacının, ödemiş olduğu tutarın TMK'nun 884/2. maddesi uyarınca kredi kullanan asıl borçlu davalı şirket ile müşterek borçlu müteselsil kefil diğer davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

Davalı şirketin dava dışı bankadan 23.12.2004 tarihinde 80.000.000.000.-TL limitli, 15.12.2004 tarihinde 190.000.000.000.-TL limitli ve 30.06.2005 tarihinde ise, 300.000 YTL limitli kredi kullandığı, diğer davalıların kredi sözleşmelerinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili oldukları, dava dışı kredi kullandıran bankanın kefalet teminatını yeterli görmemesi sonrasında davacının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde anılan kredi sözleşmelerini de kapsar şekilde kredi kullandıran lehine 22.09.2006 tarihinde ipotek tesis ettirdiği, borcun ödenmemesi sonrasında kredi alacaklısının başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonucu davacının ödeme yaptığı ve taşınmazı üzerinde ipoteği kaldırmış olduğu ve ödemiş olduğu tutarın asıl borçlusu ve kefilleri olan davalılardan tahsili için işbu davayı açtığı hususu dosya kapsamıyla sabittir.

Karar gerekçesinde de vurgulandığı üzere, BK'nun 484.maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, yazılı olması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirli olması zorunludur. Kefilin sorumluluğu, kefalet limitindeki miktar ile temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlıdır. Somut uyuşmazlıkta yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, üç ayrı kredi sözleşmesinde de limitler belirlenerek asıl kredi borçlusu davalıya kredi kullandırılmış ve bu sözleşmeler diğer davalı kefillerce de imzalanmıştır. O halde, davalı kefillerin sorumlu olacakları miktarların belirgin olduğunun, başka bir ifadeyle kefaletlerinin geçerli bulunduğunun kabulü gerekir.

Bu durum karşısında, asıl borçlu davalı dışındaki müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmelerini imzalayan diğer davalıların kefaletlerinin geçerli olduğu dikkate alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına, takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2012 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Old 27-06-2016, 11:59   #3
Ahmet AHMETOĞLU

 
Varsayılan

Karar için sayın Av. Ergün Vardar' a teşekkür ediyorum. Ancak bu karar bizim ihtilaf için fikir vermeye yeterli değil sanırım zira ipotek verenin kefillerden alacağı tahsil edip edemeyeceğine ilişkin bir kanaat içermiyor. İlgilenen arkadaşlar olursa şimdiden tekrar teşekkür ediyorum.
Old 27-06-2016, 12:27   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet AHMETOĞLU
Karar için sayın Av. Ergün Vardar' a teşekkür ediyorum. Ancak bu karar bizim ihtilaf için fikir vermeye yeterli değil sanırım zira ipotek verenin kefillerden alacağı tahsil edip edemeyeceğine ilişkin bir kanaat içermiyor. İlgilenen arkadaşlar olursa şimdiden tekrar teşekkür ediyorum.

Karar sizin olayınıza uygun ve Yargıtay kefillerin taşınmaz malikine karşı sorumlu olacağına(ben katılmasam da)karar vermiş.
Old 27-06-2016, 13:14   #5
Ahmet AHMETOĞLU

 
Varsayılan

Sayın Av. Suat ERGİN görüşünüz için çok teşekkür ediyorum. Ancak benim yukarıdaki karardan anladığım sadece kefaletin geçerli olduğu hususudur. Yoksa kefillerin ipotek verene karşı sorumlu tutulacağına ilişkin bir ibare kararda yer almamaktadır. Bu sebeple tekrar görüş istemiştim. İlgilenenlere tekrar teşekkür ediyorum. Yorumların devamını bekliyorum. Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evli olmayan kadının Aile hakiminden uzaklaştırma talep etmesi mümkün mü? Av. Nurten Çelik Meslektaşların Soruları 4 15-04-2014 15:20
Borçtan Şahsen Sorumlu Olmayan(kefil de olmayan) 3. kişi tarafından bankaya verilmiş olan ipotek Av. İsmail Özgün TUNÇ Meslektaşların Soruları 3 21-12-2012 15:03
ipotek verenin temliğe rağmen kefillerden borcu talep edememesi gzmkws Meslektaşların Soruları 0 16-10-2012 14:01
Genel kredi sözleşmesine kefil olup aynı zamanda ipotek veren borçlu garantör müdür. av m bayraktar Meslektaşların Soruları 5 01-05-2012 11:06
akıl sağlığı yerinde olmadığı için ipotek iptali olayımızda mümkün müdür? orodreth Meslektaşların Soruları 1 09-06-2009 13:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05260491 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.