Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Manevi Tazminat Davası Görev Sorusu?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-02-2012, 00:21   #1
Nalezapon

 
Varsayılan Manevi Tazminat Davası Görev Sorusu?

Şimdi bir ödevim var, ona başladım. Dosyaya göre iki şirket arasında dava geçiyor. Biri kargo şirketi, diğeri malzeme sağlayan bir şirket. Malzeme sağlayan şirket kargo şirketinin yanlış teslim yaptığını söyleyip, ticari itibarının sarsıldığını belirtiyor ve manevi tazminat davası açıyor. Davanın değeri 10 000 TL diyor ve dava asliye ticaret te açılıyor. Peki bu dava niye asliye ticarette açılıyor, ben anlayamadım. Eski HUMK'a göre cevaplayalım lütfen, evet parasal sınır aşılmış asliye hukukta davanın açılması gerekiyor. Ama işbölümü olarak niye ticarette davaya bakılır? TTK M.4'e bakıyorum, yani bu dava ticari mi oluyor anlayamadım. Ya da TTK M.21'e göre bu malzemeci şirket ticari iş yaptığından dolayı mı yani bu davayı asliye ticaret mahkemesinde açıyor?

Bir de dava nöbetçi asliye ticaret mahkemesinde açılmış, bir yerde tek bir tane mi nöbetçi mahkeme olur? Yani birden fazla atıyorum ki nöbetçi asliye ticaret mahkemesi bulunabilir mi? Bulunabilirse eğer herhangi birine dava açmak doğaldır sanırım. Özellikle yukarıdaki soruda yürüttüğüm fikir doğru mu yoksa bambaşka bir sebep mi var? Varsa lütfen kanun maddesini de belirtelim eski kanuna göre... Teşekkürler...
Old 28-02-2012, 09:28   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Davanın değeri 10 000 TL diyor ve dava asliye ticaret te açılıyor. Peki bu dava niye asliye ticarette açılıyor, ben anlayamadım.

Olayınızda taraflar tacir.Taraflar arasında da bir ticari ilişki söz konusu. Manevi tazminat isteminin dayanağı ticari itibarın sarsılması. Dolayısıyla ticari işten kaynaklanan bir sebebe dayanılıyor. Şirketin tüzel kişiliği açısından bir manevi tazminat istemi söz konusu. Hal böyle olunca işbölümü açısından Asliye Hukuk Mahkemesi değil Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. TTK m.3,4,5 ve sair ilgili maddeleri birlikte değerlendirebilirsiniz.

Türk Ticaret Kanunu:

2 - TİCARET MAHKEMELERİNİN İŞ SAHASI


MADDE 5 - Aksine hüküm olmadıkça, dâva olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari dâvalara dahi bakmakla vazifelidir.

Şu kadar ki;bir yerde ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4 üncü maddesi hükmünce ticari sayılan dâvalarla hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır.

İkinci fıkrada yazılı hallerde, munhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan işler hariç olmak üzere, bir dâvanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir. İtiraz vârit görüldüğü takdirde dosya ilgili mahkemeye gönderilir; bu mahkeme dâvaya bakmaya mecburdur; ancak, dâvanın mahiyetine göre tatbikı gerekli usul ve kanun hükümlerini tatbik eder. Ticari bir dâvanın hukuk mahkemesi, ticari olmayan bir davanın ticaret mahkemesi tarafından görülmesi hükmün bozulması için yalnız başına kâfi bir sebep teşkil etmez.

Vazifesizlik sebebiyle dâva dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi oldukları müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.


Alıntı:
Bir de dava nöbetçi asliye ticaret mahkemesinde açılmış, bir yerde tek bir tane mi nöbetçi mahkeme olur? Yani birden fazla atıyorum ki nöbetçi asliye ticaret mahkemesi bulunabilir mi? Bulunabilirse eğer herhangi birine dava açmak doğaldır sanırım.

Davalar açılırken belli bir mahkemeyi belirleyip(sayı olarak) o mahkemede dava açamazsınız. Dilekçenizi mutlaka nöbetçi mahkemeye hitaben yazmalısınız. Hangi hukuk davasını açarsanız açın başlığınız "Nöbetçi ....... Mahkemesi Yargıçlığı'na" şeklinde olmalıdır. Daha sonra bilgisayar sistemi ile tevzi yapılır ve ardından davanızın hangi mahkemeye düştüğü belli olur. Her mahkeme türü için bir de nöbetçi mahkeme vardır. Nöbetçi mahkemeler genel olarak haftalık bir döngü ile belirlenir.

Örneğin bugün, bulunduğunuz ilin adliyesinde 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi ise önümüzdeki hafta 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olur, sonra var ise 3., 4., 5. diye devam eder. Bu, Adliyenin ve Mahkemelerin işleyiş sistemi ile ilgili bir konudur ve sizin kafanıza takmanız gerekmez. Sadece dava dilekçenizin başlığını Nöbetçi Mahkemeye hitaben yazar ve bazı durumlarda sair işlerinizi Nöbetçi Mahkemeler vasıtası ile halledersiniz (örneğin şehir dışına göndereceğiniz dilekçelere muhabere/havale almak gibi). Uygulamaya geçtiğiniz zaman bu konuları rahatlıkla anlayabilirsiniz.

İyi çalışmalar,
Old 28-02-2012, 10:21   #3
Nalezapon

 
Varsayılan

Teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz. Bu ödev ile ilgili yeni sorularım olduğunda yine burdayım, şimdilik iyi günler...
Old 29-02-2012, 17:04   #4
Nalezapon

 
Varsayılan

Tekrar merhaba, yeni bir soruyla karşınızdayım. Yine bu konuyla ilgili olacak. Şimdi bu davada dilekçede yer alması gereken şeyleri yazacağım ve sanırım eski HUMK m.178'den yararlanmam gerekiyor. Ordaki bab'ın başlığına göre asliye hukuk ve sulh mahkemelerindeki duruşma usülleri belirtiliyor. Sanırım bu mantık bahsettiğim dava için doğru? Bu dava anladığım kadarıyla yazılı yargılama usulüne tabi oluyor, ancak bunu kanuna dayandırabileceğimiz bir madde var mı? Atıyorum, şu maddeden dolayı asliye ticaret mahkemeleri yazılı yargılıma usulüne tabidir vs... şeklinde? Şimdiden teşekkür ederim.
Old 29-02-2012, 17:24   #5
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Bence bu kadar kolaya kaçmaktansa ilgili yasaları belirleyip ilgili konuları bir okuyun. Cevaba kendiniz ulaşın. Ödev olarak verilme sebebi de budur zannımca.
Old 29-02-2012, 18:13   #6
Nalezapon

 
Varsayılan

Tamam. Orayı hallettim gibi. Bulamadığım yeni cevaplarda tekrar buluşmak dileğiyle.
Old 08-03-2012, 16:04   #7
Nalezapon

 
Varsayılan

Yukarıda bahsettiğim olayda yerel mahkeme ve Yargıtay BK m.49'a göre kişilik hakkının ihlale uğramadığını ve ticari itibarın ihlalinin söz konusu olmadığını, yasal koşulların gerçekleşmediğini belirtiyorlar. Yani ikisinde de gerekçe bu şekilde ve bu sebeple manevi tazminat tazminat davası reddedilmiş. Ben burasını anlayamadım, yani manevi tazminatın şartlarına baktığımda, Fikret Eren'in kitabında en ufak bir şahsiyet hakkının tecavüzü halinde ihlal gerçekleşmiş olacaktır diyor, çünkü kanunda ağır ya da hafif olması ile alakalı bir durum belirtilmemiş. Peki Yargıtay ve mahkeme niye bu kadar emin bir şekilde, kısa bir cevapla bu davayı reddediyor, çözemedim. Cidden anlayamadım. Sanki, bana davacı taraf haklı gibi geliyor. Gördüğüm kadarıyla kargo şirketinin hatası var ve belgeleri yanlış yere postalıyorlar. Sonra bu hatalarını düzeltiyorlar ama o sırada da ihale yapıldığından dolayı davacı ihaleye katılamıyor. Yargıtay, şahsiyet hakkının ihlali yok diyor. Peki neden?

Mesela manevi tazminatın şartlarından biri de davranışın hukuka aykırı olmasıdır. Şimdi kargo şirketi yanlışlık yaparak belgeyi olması gerekenden bir gün sonra geç teslim ederek hukuka aykırı bir fiilde mi bulunmuş sayılır mı? Kafam burada karıştı. Bu sebeple mi acaba şahsiyet hakkının ihlali söz konusu görülmüyor ve dava reddediliyor?
Old 08-03-2012, 16:51   #8
av.alper tunker

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nalezapon
Yukarıda bahsettiğim olayda yerel mahkeme ve Yargıtay BK m.49'a göre kişilik hakkının ihlale uğramadığını ve ticari itibarın ihlalinin söz konusu olmadığını, yasal koşulların gerçekleşmediğini belirtiyorlar. Yani ikisinde de gerekçe bu şekilde ve bu sebeple manevi tazminat tazminat davası reddedilmiş. Ben burasını anlayamadım, yani manevi tazminatın şartlarına baktığımda, Fikret Eren'in kitabında en ufak bir şahsiyet hakkının tecavüzü halinde ihlal gerçekleşmiş olacaktır diyor, çünkü kanunda ağır ya da hafif olması ile alakalı bir durum belirtilmemiş. Peki Yargıtay ve mahkeme niye bu kadar emin bir şekilde, kısa bir cevapla bu davayı reddediyor, çözemedim. Cidden anlayamadım. Sanki, bana davacı taraf haklı gibi geliyor. Gördüğüm kadarıyla kargo şirketinin hatası var ve belgeleri yanlış yere postalıyorlar. Sonra bu hatalarını düzeltiyorlar ama o sırada da ihale yapıldığından dolayı davacı ihaleye katılamıyor. Yargıtay, şahsiyet hakkının ihlali yok diyor. Peki neden?

Mesela manevi tazminatın şartlarından biri de davranışın hukuka aykırı olmasıdır. Şimdi kargo şirketi yanlışlık yaparak belgeyi olması gerekenden bir gün sonra geç teslim ederek hukuka aykırı bir fiilde mi bulunmuş sayılır mı? Kafam burada karıştı. Bu sebeple mi acaba şahsiyet hakkının ihlali söz konusu görülmüyor ve dava reddediliyor?
açmanız gereken manevi tazminat davası degil altını çizdiğim gerekçe ile müspet-menfi tazminat davasıydı ret kararları dogrudur çünkü ticari itibarınızın zedelendiğine ilişkin dosyaya kanıt sunamazsınız anılı olay nedeniyle
Old 08-03-2012, 17:05   #9
Nalezapon

 
Varsayılan

Yok ben davayı açan değilim, ödev yapıyorum. Dosyayı inceleyip kendi yorumlarımı katmam gerekiyor. Menfi tazminat davasını inceleyeceğim hemen şimdi, teşekkürler. İnşallah artık kafama takılan bir yer olmaz diyeceğim de hep bir yerlerde tıkanıyorum.
Old 08-03-2012, 17:55   #10
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Aslında sadece bu karardan hareket ederek çözüm yapmaya çalışmanız doğru değil. Çünkü dava dosyası içeriğini incelemeden sadece gerekçeli karara yahut Yargıtay kararındaki ifadelere bakarak yargı kurmak çok zordur. Bu nedenle öncelikle kafanızdan bunu çıkarmanızı öneririm.

Ayrıca Yargıtay kararlarında Yerel Mahkeme kararı tamamen yazılmaz, özet olarak geçer dolayısıyla o kadar net diye tanımladığınız şey Yerel Mahkeme kararında sayfalarca açıklanmış da olabilir.

Alıntı:
Sanki, bana davacı taraf haklı gibi geliyor. Gördüğüm kadarıyla kargo şirketinin hatası var ve belgeleri yanlış yere postalıyorlar. Sonra bu hatalarını düzeltiyorlar ama o sırada da ihale yapıldığından dolayı davacı ihaleye katılamıyor. Yargıtay, şahsiyet hakkının ihlali yok diyor. Peki neden?

İhaleye katılamayınca şirketin tüzel kişiliği yönünden şahsiyet hakkı ihlali olacağını neden düşündünüz? Önce bunu sorgulayalım. İhaleye katılamadı diye ne gibi bir manevi zarar doğmuş olabilir?

Alıntı:
Mesela manevi tazminatın şartlarından biri de davranışın hukuka aykırı olmasıdır. Şimdi kargo şirketi yanlışlık yaparak belgeyi olması gerekenden bir gün sonra geç teslim ederek hukuka aykırı bir fiilde mi bulunmuş sayılır mı? Kafam burada karıştı. Bu sebeple mi acaba şahsiyet hakkının ihlali söz konusu görülmüyor ve dava reddediliyor?

Sizin de belirttiğiniz gibi manevi tazminatın şartlarından yalnızca "birisi" bu.Manevi tazminatın koşullarından sadece birinin gerçekleşmesi, manevi tazminata hükmedebilmek için yeterli değildir. Tüm unsurların bir arada gerçekleşmesi gerekir. Zarar ve nedensellik bağı önemlidir.

Sonuç olarak, kargo şirketinin bir gün geç teslim etmesi nedeni ile davacının ihaleye katılamamasından kaynaklanan bir maddi zararının olabileceği (ki dosyayı bilmiyorum o nedenle yine de bu ifadem kesin değil) hususu tamam ama bu illa ki manevi zararın da doğduğu anlamına gelmez. İşlemin hukuka aykırı olması, manevi tazminata hükmetmek için (kusursuz sorumluluk halleri hariç) yeterli değildir.

Mesela bir örnek vereyim ;
Şirket bu ihaleye katılacağı hususunu da kapsayacak şekilde, dava dışı bir 3. kişi ile sözleşme akdetmiş olsun ve sadece, kargo şirketinin belgeyi geç teslimden kaynaklanan kusuru nedeni ile ihaleye girememiş olsun. Bu durumda sözleşme akdettiği 3. kişiye karşı sözleşmede yükümlendiği bu edimini yerine getirmediği için ticari itibarı zedelendi, manevi zarar var, 3. kişiye karşı güvenilirliğini kaybetti, manevi zararı doğru ve sorumlusu kargo şirketi denilebilirdi. (Benim aklıma böyle bir örnek geldi, örnekler çoğaltılabilir.)

Yahut dosya kapsamından ilerlersek belki de davacı Şirket manevi zararını geçerli yasal deliller ile kanıtlayamamış da olabilir...

Sorularınızı sorun ki öğrenerek ilerleyebilin.
Ben okurken hocalarımdan başka soru soracak kimsem yoktu ve sıkıntısını çok yaşadım.
Old 08-03-2012, 18:09   #11
Nalezapon

 
Varsayılan

Diğer şartlara tabi baktım, ödev dosyamda da detaylı olarak açıkladım ancak benim orada asıl merak ettiğim; kargo şirketi görevlilerinin yanlış teslim yapmalarının ardından, hatalarını farkedip doğru adrese teslim yapmalarının hukuka aykırı bir durum teşkil edip etmeyeceğiydi.

Örneğinizle alakalı Yargıtay kararlarını da dün internette incelemiştim. Ancak işte bu dosyada öyle bir sözleşme yok. O yüzden sanırım manevi zararın kanıtı olmuyor. Menfi tespiti inceleyip, onun üzerinden gitmeyi düşünüyorum.

Tekrar teşekkür ederim, mümkün olduğunca az hata yapmaya çalışıyorum, o yüzden biraz ağır ama emin gidiyorum. İyi günler...
Old 27-03-2012, 17:10   #12
Nalezapon

 
Varsayılan

Ödevin sonuna geldim, ancak kafamdaki son buhranları aşmam lazım. Öncelikle, biraz son durumdan bahsedeyim.

Her şeyi tamamen açıkladım. Manevi tazminat talebinin şartlarını yazıp, değerlendirdim ve sonucunda manevi tazminat için gerekli şartların gerçekleşmediğini belirttim. Bir nokta daha dikkatimi çekti. Dosyada, konu olan taşıma faturasında davacı tarafın imzası var ve orada adres yanlış belirtilmiş, buna rağmen davacı tarafın çalışanları imza atmış. Ancak, kargo ambalajında adres doğru yazılmış. Ben, hukuken taşıma faturası geçerli olacaktır diye bir görüş belirttim ve davacı tarafın kusurlu olduğunu yazdım. Yalnız, mahkeme gerekçeli kararında bu husus üzerinde özel olarak durmamış, sadece manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını, şahsiyet hakkının hukuka aykırı olarak tecavüze uğramadığını belirtmiş. Benim bu şekilde belirttiğim nokta doğru mudur acaba?

Bunun haricinde sizin de yukarıda belirttiğiniz görüşle ilgili bir örnek yazdım; yani ortada bir sözleşme olsaydı manevi zarardan bahsedilebilirdi dedim.

Son olarak merak ettiğim, böyle bir durumda bu kişinin açması gereken dava yukarıda da bir beyfendinin belirttiği gibi menfi müspet zararın tazmini davası mı olacaktır?

O konuda emin değilim, en azından biraz daha düşünüp bir yol gösterirsem daha güzel olur diye düşünüyorum. Ama anlayamadığım, atıyorum taşıma faturasının üzerindeki adres tamamen doğru olsaydı ve yanlış yere kargo gönderilip, o hata düzeltilseydi bu sefer manevi tazminat istenebilir miydi? Yoksa bu şekilde de mi bu dava reddedilirdi? Ticari itibarın zedelendiğini nasıl kanıtlayabiliriz ki? Yani belirttiğiniz gibi üçüncü kişi ile başka bir sözleşme mi yapılması gerekiyor?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Temyizden feragat dilekçesini imzaladığı halde avukat hakkında temyiz etmeme sebebiyle tazminat davası açan davacıya karşı manevi tazminat davası furugferruhzad Meslektaşların Soruları 14 20-02-2012 18:15
Banka ve GSM şirketine Tazminat davası - Görev Av. Oktay Meslektaşların Soruları 1 25-07-2011 20:51
Manevi tazminat davalarında birden çok davalı için görev sınırı koraygokcen Meslektaşların Soruları 3 16-03-2011 12:32
Yolcuyu Unutan Otobüs Firmasına Manevi Tazminat - Görev M. Emre Bulut Meslektaşların Soruları 6 13-08-2010 13:09
Özel hastaneye karşı açılan maddi manevi tazminat davasında görev-yetki? Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 11 01-03-2010 13:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04092908 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.