Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Usulsüz Tebligat Nedeniyle Tahliye Davasının Reddi Durumunda Temyiz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-10-2013, 10:56   #1
AV. MİNE UZUN

 
Varsayılan Usulsüz Tebligat Nedeniyle Tahliye Davasının Reddi Durumunda Temyiz

Sevgili meslektaşlarım: Yaklaşık 7 aydır kira bedelini ödemeyen kiracı bir Şirket aleyhinde, tebliğ tarihinden 30 gün sonra tahliye davası açtık. Yani davamız süresinde idi. Bu arada, davalı vekili, tebligatın yetkili temsilciye yapılmadığı gerekçesi ile usulsüz tebligat ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 19 Nisan 2013 olarak değiştirilmesini sağladı ve aynı tarihte ödeme emrine de itiraz etti. ben de davanın tümünün dahi ıslah edilebileceği kuralından hareketle davayı ıslah ettim ve ödeme emrine itirazın kaldırılması ve tahliye davası olarak davanın gerekçesini İİK 269 a dan 269 c ye çektim. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Mahkeme, "tahliye davasının reddi" dedi. tahmin ettiğiniz üzere esas yönünden borca itiraz vs gerekçeleri açısından hiç bir inceleme yapılmadı. kararın gerekçesi yazılmadı ama gerekçesi "30 günlük süreden önce tahliye davasının açılması" olsa gerek. ben de, aynı icra dosyası ile ilgili olarak yeni bir dava açtım (iik 269 c ye dayalı) nihayetinde esastan inceleme yapılmadı. esasında önceki kararı "ıslahı nazara almadan karar verilmesi gerekçesi" ile temyiz etmeyi düşünüyorum ama bunu yaparsam da aynı konulu 2 dava olacak. bi yandan da kötü niyetli borçlu lehine vekalet ücreti de ödenmesini mantıken kabullenemiyorum. ilk kararı sadece vekalet açısından mı temyiz etmeliyim? yoksa bu temyiz, ikinci davayı karıştırır mı? elinizde bu konuda karar almış ya da fikri olan meslektaşlarım benimle paylaşırsa sevinirim. teşekkürler
Old 28-10-2013, 14:04   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi

Esas: 2013/754
Karar: 2013/5575
Karar Tarihi: 16.04.2013

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI - YENİ BİR DAVANIN AÇILMIŞ SAYILAMAYACAĞI - TAMAMEN ISLAH EDİLEN DAVANIN İLK AÇILAN DAVANIN DEVAMI NİTELİĞİNDE OLDUĞU - TENKİS DAVASI İÇİN ÖNGÖRÜLEN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN İLK DAVANIN AÇILDIĞI TARİHTE KESİLMİŞ SAYILACAĞI

ÖZET: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil iken kamilen ıslah yoluyla tenkis isteğine dönüştürülmüştür. Islah Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK'nin) ilgili maddelerinde, tamamen ıslah ise ilgili maddede düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması 6100 sayılı HMK'nin ilgili maddesi hükmü gereğidir. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda belirtilen durumda yeni bir davanın açılmış sayılamayacağı, tamamen ıslah edilen davanın ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu ve bunun doğal sonucu olarak, tenkis davası için öngörülen hak düşürücü sürenin ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılacağı öteden beri yerleşik ve hakim olan görüştür.

(6100 S. K. m. 176, 180, 182) (1086 S. K. m. 87) (YHGK. 30.01.2002 T. 2002/2-63 E. 2002/23 K.)

Dava: Yanlar arasında görülen tapu iptali tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi F. H.'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil iken kamilen ıslah yoluyla tenkis isteğine dönüştürülmüştür.

Mahkemece, tenkis davasında dava açma süresinin ıslah tarihinden geriye doğru 1 yıllık süreye göre hesaplanması gerektiği, davacıların 09.07.2010 tarihinde davayı ıslah ettiklerinden mirasın açıldığı tarihten 1 yıllık süre geçtikten sonra ıslahın yapıldığı, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

İncelenen dosya kapsamı ve toplanan delillerden; davacılar vekilinin 3.3.2006 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin babaları olan miras bırakan M. S.'nun sağlığında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 925 ada 10 ve 11 parsellerde bulunan 2 dükkan, 1155 ada 9 parseldeki 5 nolu meskeni, 34 TBK 58 plakalı ticari taksiyi ve 2 pazar tahtasını ikinci eşi Y. S. adına tescil ettirdiği, 34M 3620 plakalı hatlı minübüsün 1/2 payını da ikinci evliliğinden olma kızı Tuba adına tescil ettirdiği, miras bırakanın 28.4.2005 tarihinde öldüğü, Y. S. adına olan kayıtların iptaliyle terekeye dahil edilmesi, Tuğba adına olup ta 3.kişilere satılan 34M 3620 plakalı hatlı minübüsün satış bedelinin terekeye dahil edilerek paylaştırılması isteğiyle dava açtığı, daha sonra 09.07.2010 havale tarihli tamamen(kamilen) ıslah dilekçesi ile tenkis iteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Islah 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK'nin) 176 ila 182. maddelerinde, tamamen ıslah ise 180.maddede düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması 6100 sayılı HMK'nin 180. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 87.) maddesi hükmü gereğidir. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda belirtilen durumda yeni bir davanın açılmış sayılamayacağı, tamamen ıslah edilen davanın ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu ve bunun doğal sonucu olarak, tenkis davası için öngörülen hak düşürücü sürenin ilk davanın açıldığı tarihte kesilmiş sayılacağı öteden beri yerleşik ve hakim olan görüştür.

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.12.1957 gün 2/66-64, 30.1.2002 gün 2/63-23 sayılı kararları, Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru <Hukuk Muhakemeleri Usulü> altıncı baskı cilt IV, sh.3998 vd)

O halde, davanın tamamen (kamilen) ıslah edilmesi halinde ıslah olunan dava , ilk dava tarihinde açılmış sayılır ve hak düşürücü süre de bu tarihte kesilmiş olur.Bu nedenle , dava açma süresi ilk dava ile korunmuş olacağından hak düşürücü sürenin hesabında ıslah tarihinin değil ilk dava tarihinin esas alınması gerekir. Mahkemece değinilen hususlar gözetilmeksizin aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 28-10-2013, 14:20   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/8043
Karar: 2005/9496
Karar Tarihi: 17.10.2005


İKİ HAKLI İHTAR NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI - DAVANIN SÜRESİNDEN ÖNCE AÇILMASI - BİR AYLIK SÜRE - DÖNEM SONU

ÖZET : İki haklı ihtar nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için davalının bir kira dönemi içinde iki haklı ihtara maruz kalması ve davanın dönem sonunda bir ay içerisinde açılması gerekir.

(2004 S. K. m. 269/a)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının alacağın tahsiline ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.03.1995 başlangıç tarihi ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava iki haklı ihtar nedenine dayalı tahliye istemine ilişkindir. İki haklı ihtar nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için davalının bir kira dönemi içinde iki haklı ihtara maruz kalması ve davanın dönem sonunda bir ay içerisinde açılması gerekir. İki haklı ihtara konu ihtarlardan birincisi 19.10.2004, diğeri 09.11.2004 keşide tarihlidir. Buna göre 01.03.2004 - 01.03.2005 kira dönemi için iki haklı ihtara maruz kalındığı iddia edildiğine göre davanın en geç 01.04.2005 tarihine kadar açılması zorunluluğu vardır. Oysa dava 01.12.2004 tarihinde açıldığından süresinden önce açılan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle hükmün alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenle kararın tahliyeye ilişkin kesiminin BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 17.10.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)




Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 28-10-2013, 14:24   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Yargıtay kararında da belirtildiği gibi "Islah 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK'nin) 176 ila 182. maddelerinde, tamamen ıslah ise 180.maddede düzenlenmiştir. Davanın tamamen ıslahı durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün işlemlerin yapılmamış sayılması 6100 sayılı HMK'nin 180. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 87.) maddesi hükmü gereğidir. Gerek öğretide gerekse yargısal kararlarda belirtilen durumda yeni bir davanın açılmış sayılamayacağı, tamamen ıslah edilen davanın ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu" gözetildiğinde davanız süresinden önce açıldığı için reddedilmiştir. İlk kararı temyiz etmenizin pratik bir faydası olmayacağını, hatta temyiz etmeniz halinde bu konuda derdestlik itirazı ile karşılaşma riskiniz olduğunu göz önüne alarak temyiz etmeksizin kesinleştirmenizi ve ikinci davaya devam etmenizi öneririm. Kolay Gelsin
Old 28-10-2013, 14:31   #5
AV. MİNE UZUN

 
Varsayılan

teşekkür ederim. ben de aynı fikirdeyim ama bu sefer de vekalet ücreti sorunu doğacak. salt bu yönü ile temyiz edersem derdestlik olmayacaktır diye düşünüyorum. aksi durumda bir de karşı taraf yararına vekalet gideri doğacaktır.
Old 28-10-2013, 14:34   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. MİNE UZUN
Sevgili meslektaşlarım: Yaklaşık 7 aydır kira bedelini ödemeyen kiracı bir Şirket aleyhinde, tebliğ tarihinden 30 gün sonra tahliye davası açtık. Yani davamız süresinde idi. Bu arada, davalı vekili, tebligatın yetkili temsilciye yapılmadığı gerekçesi ile usulsüz tebligat ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 19 Nisan 2013 olarak değiştirilmesini sağladı ve aynı tarihte ödeme emrine de itiraz etti. ben de davanın tümünün dahi ıslah edilebileceği kuralından hareketle davayı ıslah ettim ve ödeme emrine itirazın kaldırılması ve tahliye davası olarak davanın gerekçesini İİK 269 a dan 269 c ye çektim. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Mahkeme, "tahliye davasının reddi" dedi. tahmin ettiğiniz üzere esas yönünden borca itiraz vs gerekçeleri açısından hiç bir inceleme yapılmadı. kararın gerekçesi yazılmadı ama gerekçesi "30 günlük süreden önce tahliye davasının açılması" olsa gerek. ben de, aynı icra dosyası ile ilgili olarak yeni bir dava açtım (iik 269 c ye dayalı) nihayetinde esastan inceleme yapılmadı. esasında önceki kararı "ıslahı nazara almadan karar verilmesi gerekçesi" ile temyiz etmeyi düşünüyorum ama bunu yaparsam da aynı konulu 2 dava olacak. bi yandan da kötü niyetli borçlu lehine vekalet ücreti de ödenmesini mantıken kabullenemiyorum. ilk kararı sadece vekalet açısından mı temyiz etmeliyim? yoksa bu temyiz, ikinci davayı karıştırır mı? elinizde bu konuda karar almış ya da fikri olan meslektaşlarım benimle paylaşırsa sevinirim. teşekkürler

Öncelikle sunulan ilk kararın derdinize çare olmayacağını düşünüyorum.

Mahkemenin gerekçeli kararının, sizin tahmin ettiğiniz; benimse emin olduğum,"30 günlük süreden önce tahliye davasının açılması" olacağını iddia ediyorum. İcra mahkemesine açılan "temerrüd nedeniyle tahliye" veya "itirazın kaldırılması ve tahliye" davaları, borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 gün geçmesi ile(ödeme süresi) mümkündür.

Siz davanızı açtığınızda (size göre) 30 günlük süre geçmiş gibi olsa da, mahkeme kararıyla tebellüğ tarihi değişmiş(muhtemelen sizin davayı açtığınız tarihten sonraki bir tarihe)ve yeni tebellüğ tarihine göre siz davayı 30 günlük süre dolmadan(hatta hiç başlamadan) açmış olmaktasınız. Bu nedenle mahkemenin kararının doğru olduğunu belirtmek istiyorum. Ben sizin yerinizde olsam, önceki davayı kesinleştirir, usulüne uygun ikinci davayı açardım.

Benzer bir konuyu uzun uzun tartışmışız. Ben, mahkemenin tebligat tarihini re'sen gözeteceğini savunmuştum(halen savunuyorum). Linkini aktarıyorum.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=48445
Old 28-10-2013, 14:38   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
. İlk kararı temyiz etmenizin pratik bir faydası olmayacağını, hatta temyiz etmeniz halinde bu konuda derdestlik itirazı ile karşılaşma riskiniz olduğunu göz önüne alarak temyiz etmeksizin kesinleştirmenizi ve ikinci davaya devam etmenizi öneririm. Kolay Gelsin

Ben mesajı yazarken bu mesajı okumamıştım. Alıntısını yaptığım bölüme aynen katılıyorum.

Ek Not: İlk mesajım sunulan 2. karar da görülmeden yazılmıştır.
Old 28-10-2013, 14:40   #8
AV. MİNE UZUN

 
Varsayılan

suat bey ilginiz için teşekkür ederim. o linki detaylıca incelemiştim. bence de temyiz etmemeliyim ancak bu sefer karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücreti konusunda kararsız kalıyorum. zira, haklı olmadıkları bir ücreti onları ödememiz çok ağır. sadece bu yönü ile usuli açıdan temyiz edersem durumu çok karıştırmış olur muyum acaba?
Old 28-10-2013, 14:43   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. MİNE UZUN
suat bey ilginiz için teşekkür ederim. o linki detaylıca incelemiştim. bence de temyiz etmemeliyim ancak bu sefer karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücreti konusunda kararsız kalıyorum. zira, haklı olmadıkları bir ücreti onları ödememiz çok ağır. sadece bu yönü ile usuli açıdan temyiz edersem durumu çok karıştırmış olur muyum acaba?

Evet, karıştırmış olursunuz. Çünkü temyiz gerekçeniz ne olacaktır?"Tebligatın usulüne uygun olduğunu" iddia edeceksiniz. Yani aslında ilk davanın esasına ilişkin temyiz edeceksiniz. Bence "zararın neresinden dönersem kardır" diye düşüneceksiniz.
Old 28-10-2013, 14:52   #10
AV. MİNE UZUN

 
Varsayılan

karşı taraf 8 aydır yüksek tutarlı kirayı vermiyor. sonra bir de onlara vekalet gideri ödersek izahı kabil olmaz. paranın onlara ödenmesini önleyici bir yol bulursak temyiz etmeyelim tabi de tehiri icra dışında nasıl yol bulunur?
yeni davanın duruşması aralık ayına verildi. tehiri icra kararı alıp icrayı durdurursak ve mahkemeye ilk dosyanın sadece usuli yönüyle temyiz edildiğini beyan edersek dosyayı beklemez sanıyorum???
Old 28-10-2013, 14:59   #11
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Kanımca temyiz edip, tehir-i icra gibi yorucu yöntemlerle kendinizi meşgul etmeyin. Çünkü temyiz etmeniz halinde karar onanacaktır. Bu durumda vekalet ücreti ödemekten yine kurtulamamış olursunuz.
Old 28-10-2013, 15:04   #12
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

6100 SAYILI HMK.

Yargılama giderlerinden sorumluluk

MADDE 326 - (1) Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.

(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.
Old 28-10-2013, 16:26   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. MİNE UZUN
karşı taraf 8 aydır yüksek tutarlı kirayı vermiyor. sonra bir de onlara vekalet gideri ödersek izahı kabil olmaz. paranın onlara ödenmesini önleyici bir yol bulursak temyiz etmeyelim tabi de tehiri icra dışında nasıl yol bulunur?
yeni davanın duruşması aralık ayına verildi. tehiri icra kararı alıp icrayı durdurursak ve mahkemeye ilk dosyanın sadece usuli yönüyle temyiz edildiğini beyan edersek dosyayı beklemez sanıyorum???

Temyiz gerekçeniz ne olacak?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Temerrüt nedeniyle tahliye davasında usulsüz tebligat Hukuka Saygı Meslektaşların Soruları 26 13-08-2017 13:39
mirasın reddi davasının düşmesi ve yenileme süresininde geçmesi durumunda difensore Meslektaşların Soruları 4 07-04-2011 17:12
Usulsüz tebligat yargılamanın yenilenmesi temyiz Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 4 15-04-2009 23:14
ilamsız tahliye takibinde usulsüz tebligat altiokebru Meslektaşların Soruları 5 08-02-2007 14:40
Bosanma Davasının Reddi Durumunda Gecimin Nasıl Saglanacagı Betul Aile Hukuku Çalışma Grubu 3 15-02-2002 00:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10174394 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.