Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatın üstünün aranması ve baro kimliği..

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 2,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-08-2008, 11:45   #1
talveq

 
Varsayılan Avukatın üstünün aranması ve baro kimliği..

Merhaba Sevgili Meslektaşlar..Geçtiğimiz günlerde Bodrum'daki bir duruşmam için akşam saat 21:00 sıralarında Kadıköy sahilindeki otobüs yazıhanelerine doğru yürümekte iken "gel bakalım buraya" şeklinde bir ses duydum. 2 polis bana doğru bakıyordu ve bu şekilde yanlarına çağırdılar."evet ne oldu" dedim. "çıkar kimliğini" dediler."kimliğimi çıkarayım evet , ama bu nasıl bir konuşma 'gel bakalım buraya çıkar kimliğini' bunlar nasıl konuşmalar. ayrıca neden beni durduruyorsunuz , bende ters birşeymi gördünüz. Ayrıca ben avukatım"dedim.

Kaldırım kalabalık , onlarca insan yürüyor ve sadece beni durduruyorlar. Üstümde gayet düzgün bir takım elbise ve kravat var ve traşlıyım. Elimde de çantam. Bana aynen "çok konuşma ver kimliğini" dediler."Kimliğimi veriyorum ama sadece avukat olduğumu bilmeniz için" dedim ve baro kimliğimi uzattım. Hemen telsizden GBT sorgusu yapmaya başladılar. Bende "napıyorsunuz siz ben avukatım bana GBT sorgulaması yapamazsınız" dedim. "Çok konuşma döveriz seni zaten avukatları dövmeye bayılırız , çok avukat dövdük biz" dediler.Hemen İstanbul barosu avukat hakları merkezini ve birkaç avukat akadaşımı arayıp durumu anlattım. GBT sorgusundan sonra kimliğimi verdiler ve aynen "yürü git bakalım" dediler. Ben gitmedim ve yanlarında avukat arkadaşlarımın gelmesini bekledim. Bu kez elleriyle beni itekleyerek "yürü git başımıza bela verme" dediler.Ben "burada bekleyeceğim ve gelen avukatlarla birlikte hakkınızda tutanak tutturacağım dedim. Polislerden biri "iktir git lan" dedi. Gitmediğimi görünce kendileri ekip arabalarına bindiler ve bana " sen orda bekle o zaman" deyip sırıtarak uzaklaştılar.

Bu olay aynen böyle oldu. Kesinlikle eksiği var fazlası yok.İnanılmaz derecede moralim bozuldu ve gururum kırıldı. Birkaç avukat arkadaşım geldiğinde polisler gitmişti. Bense otobüse yetişmek zorundaydım ve Bodrum'a duruşmaya gitmeliydim. Yani yaptıkları kar kaldı onlara. Adamlar avukat düşmanı. Saçı sakalı karışmış pejmürde biri olur kuşku duyulur durdurulur kimlik sorulur. Tamam. Ama ben böyle biri değilim. Bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim.
Old 06-08-2008, 16:44   #2
av_sibelll

 
Karar

Bu tür olaylar çok fazla yaşanmakta. Polislerin yetkileri genişletildiğinden beri kendilerinde sürekli insanları durdurup kimlk sormayı alışkanlık haline getirdiler. Aslında suç onalrın değil onalrı bu hale getirenlerin ve yasaların bu konuda çaresiz kalmasının. Keşke o sırada yaka numaralarını ve plakalarının numarasını alabilseydiniz. Yinede savcılığa gidip suç duyurusunda bulunabilirsiniz ancak bu konu hakkında takipsizlik kararının verilmesi çok mümkün. Geçmiş olsun diyorum ve bir daha meslektaşlarımızın ve hiç bir insanın bu muamelelerle karşı karşıya kalmamasını ümit ediyorum.
Old 06-08-2008, 21:46   #3
lawyerdl1

 
Varsayılan Merhaba

Barolar Birliği ve Barolar uyursa böyle şeylerin olması çok normal arkadaşlar.Sayın meslektaşım inanın kendi başıma gelmiş gibi üzüldüm.Sağlam baro olursa bu tip şeyler çok azalır.
Old 06-08-2008, 23:32   #4
Av.YBayrak

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım;
Yapılacak bir suç duyurusu ve mobese kamerasından tespitle, o bölgedeki o günün görevlilerinin savcılıkca istenmesi ile bu kişiler tespit edilir ve cezalandırılır. Ancak olay bu kadar basit değil; bu durum da üzülünecek bir durum değil.Ülkemiz şartlarında avukatlığın karşı karşıya olduğu bir durum.
Avukatları sevmemek normal, fakat avukata saygısız davranmak, hatta suç işlemek normal değil. Bu kendini avukata karşı saygısızlık yaparak bişey yaptığını sanan memurcukların kimlikleri istenirse bir dakika içinde bulunur, ve de tekrarını başka memurların yapması bir saniyede üst kademeler tarafından engellenir.
Ancak tam tersi, bu tür yönelimler oluşturulduğu aşikar. Bunun nedeni biz avukatlarla bir alıp veremedikleri olduğundan değil. Bunun nedeni avukatın konumu ve işlevinden kaynaklanıyor. Avukat, bireyin ve toplumun devlet karşısında ağzıdır, dilidir, hukuka uzanan elidir. Devlet, başta toplumsal sözleşmesini, yani Anayasasını kendisi kabullenemiyor ise, toplumu ve bireyleri sadece itaat edecek ve hiç ses çıkarmayacak bir sürü olarak görmek istiyorsa, bu davranışına karşı her oluşuma, sendikalara, çeşitli sivil toplum kuruluşlarına vb. -ki öncelikle ve özellikle sürekli karşı karşıya olduğu, kendisini sözüne sadık kalmaya zorlayacak olan avukatlara karşı- yıpratma politikası izleyecektir. Yapılan da budur. Bu da son derece doğaldır. Baro'ların sahiplenmeme nedeni ise, devletin bu yaklaşımına teslimiyetçilikten kaynaklanmaktadır. Nedenleri, kendi düşünce yapıları ve nitelikleri ile ilgilidir. Sorunların aşılması için, bunu talep edebilecek ve bunun için davanın asıl sahibi topluma ulaşmaktan, topluma ve avukata karşı bu zihniyete karşı savaş açmaktan ve bu savaşa hiç ve asla ara vermeden devam etmekten geçiyor. Hiç olmazsa Pakistandaki avukatlar kadar olabilmekten geçiyor. O zaman, bunu yapabilecek adaylarla çok yakın olan seçimlere girmek ve gerektiği şekilde örgütlenmesini yaparak mücadele edebilecek yönetimleri oluşturmak, sonra da hep birlikte mücadele etmek gerek.
Old 07-08-2008, 10:07   #5
talveq

 
Varsayılan

Yazıyı okuyan bazı meslektaşların aklına benim polis camiasında mesela siyasi yanımla tanınan bir avukat olduğum vb. gelmiş olabilir. Böyle olur ya hani..Bazı meslektaşlarımız siyasi yanı ile ön plana çıkar ve ne acıdır ki polisler de onlara karşı daha br katı ve duyarsız olur. Ama hiç siyasi davam yok ve kesinlikle bu yönümle de tanınmıyorum. Ülkedeki binlerce avukattan biriyim. Aksine olayın cereyan ettiği yer olan İstanbul Barosuna kayıtlı da değilim. Polisleri avukat olmamın verdiği güvenle tahrik de etmedim kesinlikle..Gerçekten yaşadığım trajik bir olaydı. Dehşet haksızlık yapıldı.. Neden şikayetçi olmadım..Zira saat 21 sularıydı ve mutlaka otobüse yetişip Bodrum'a gitmeliydim. Polislerin yaka numaralarını alamadım evet..Aslında burda hata yaptım..Ama yine de bulunduğum İzmir ilinden şikayet dilekçesi yazacağım..
Old 07-08-2008, 11:42   #6
av.semire nergiz

 
Varsayılan

[quote=Av.YBayrak]
Bunun nedeni avukatın konumu ve işlevinden kaynaklanıyor. Avukat, bireyin ve toplumun devlet karşısında ağzıdır, dilidir, hukuka uzanan elidir.



Sorunun cevabı budur aslında ....
Old 07-08-2008, 12:28   #7
Av.Barış

 
Varsayılan

Öncelikle sayın Meslektaşım geçmiş olsun.
BÖyle kişilerle maalesef bizde zaman zaman karşılaşıyoruz.Aslında orda çok doğru davranarak baroya haber vermişsiniz.Fakat unuttuğunuz bir husus var.
Zira yasaya göre adli kolluk sizden kimlik belgesi istediği zaman sizinde onlarda kimlik sormanız gerekirdi.Çünkü kimliklerine bakarak en azından suç duyurusunda bulunduğunuzda muhatapları bilmeniz özellikle önem taşıyan bir husustur.
Ayrıca yanınızda bulundurduğunuz cep telefonunuzda video çekme özelliği var ise böyle olaylarda kullanmanız bence size önemli bir delil kazandıracaktır.

saygılar...
Old 07-08-2008, 12:54   #8
talveq

 
Varsayılan

Polislerin resmi üniformalı olduğunu belirtmeliyim..
Old 07-08-2008, 13:55   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan talveq
Yazıyı okuyan bazı meslektaşların aklına benim polis camiasında mesela siyasi yanımla tanınan bir avukat olduğum vb. gelmiş olabilir. Böyle olur ya hani..Bazı meslektaşlarımız siyasi yanı ile ön plana çıkar ve ne acıdır ki polisler de onlara karşı daha br katı ve duyarsız olur. Ama hiç siyasi davam yok ve kesinlikle bu yönümle de tanınmıyorum. Ülkedeki binlerce avukattan biriyim. Aksine olayın cereyan ettiği yer olan İstanbul Barosuna kayıtlı da değilim. Polisleri avukat olmamın verdiği güvenle tahrik de etmedim kesinlikle..Gerçekten yaşadığım trajik bir olaydı. Dehşet haksızlık yapıldı.. Neden şikayetçi olmadım..Zira saat 21 sularıydı ve mutlaka otobüse yetişip Bodrum'a gitmeliydim. Polislerin yaka numaralarını alamadım evet..Aslında burda hata yaptım..Ama yine de bulunduğum İzmir ilinden şikayet dilekçesi yazacağım..

Sayın talveq,

Öncelikle geçmiş olsun. Samimiyetinize güvenerek bir şey sormak istiyorum. Bu olayı siz yaşamamış olsaydınız da, bir başka meslektaşımız aynı cümlelerle yazsaydı, ne düşünürdünüz?
Old 07-08-2008, 14:52   #10
talveq

 
Varsayılan

Sevgili Av. Suat ERGİN..Böyle bir olay başka bir meslektaşımın başına gelseydi muhtemelen o avukatı polislerin daha evvel bir yönü ile tanıdıklarını düşünebilirdim elbette.O Avukatın siyasi yönü ile popüler biri olabileceğini , polislerin de bu nedenle kendisine antipati duyduklarını vb..Sizler de böyle düşünmeyin diye açıklama gereği duydum zaten. Tüm bunların dışında ben siyasi yönüm ile tanınan bir meslektaşınız olsam dahi - ki böyle bir durum yok- polislerin yaptıklarının kabulü asla sözkonusu olamazdı.Ne acıdır ki bu yönü ile tanınan bazı meslektaşlarımıza kolluğun bazı hukukdışı tavırları biz avukatlar tarafından çok da fazla tepki görmüyor...Ben açıklama yaparken işinde gücünde sıradan bir avukata dahi böyle davranıldığını vurgulamak istedim..Umarım sorunuza beklediğiniz yanıtı verebilmişimdir...Saygılar
Old 08-08-2008, 10:13   #11
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan

UNUTULMASIN Kİ HERKESİN BİRGÜN HUKUKA YA DA, HUKUKUN 3 AYAĞINDAN BİRİ OLAN SAVUNMAYA İHTİYACI OLACAKTIR.( Hangi görevde olursa olsun)



Bir tek kişiye
yapılan haksızlık
bütün topluma yönelmiş
bir tehdiddir.
Montesquieu
Old 29-08-2008, 23:35   #12
üye25667

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım talveq sakın ama sakın bir daha kimliğini polis jandarma vs. kolluk kuvvetinin eline verme, elinde kontrol etsinler. Böylece ortada yaşanan psikolojik savaşın ilk aşamasını kazanmış kendini kabul ettirmiş olursun. Sana karşı emin ol el kaldıramayacak zor kullanamayacaklardır, çünkü onların ekmeği pamuk ipliğine bağlı bunun için riske etmeyeceklerdir kendilerini. Geçenlerde benim yaşadığım benzer bir olayda "avukat değil ne olursan ol" diyerek sesini yükseltmeye kalktı en az onun ses tonunun 5 katı bir sesle benimle doğru konuşması gerektiğini hatta şikayetçiyse ve elinden geliyorsa beni karakola götüremesini söyledim. O an halini görmeliydiniz, son söylediği şey "peki avukat bey senin dediğin gibi olsun". Kendi adıma konuşayım böyle durumlarda kesinlikle alttan almam ama mesleğime yakışmayacak hareketi de yapmam. Aciz olan ben değil o olduğunu uygun dille anlatırım. unutma ki yasa seni koruyor bu durumda
Old 30-08-2008, 00:10   #13
Av.Ateş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan murdican
Kendi adıma konuşayım böyle durumlarda kesinlikle alttan almam ama mesleğime yakışmayacak hareketi de yapmam. Aciz olan ben değil o olduğunu uygun dille anlatırım. unutma ki yasa seni koruyor bu durumda

Mesleğe başlayalı daha bir yıl dahi olmadı ama şimdiye kadar üç-dört defa polislerle tatsızlık yaşadım.Konuyla ilgisiz belki ama paylaşmak istiyorum.

Birkaç gün önce tecavüz mağduru olduğu iddiasıyla şikayette bulunan 18 yaşından küçük bir kadının ifadesinde bulunmak üzere polis merkezine gittim.Gittiğimde mağdur,üvey annesi ve birkaç polis memuru karakolun bahçesinde oturuyorlardı.Gider gitmez mağdurla görüşmek için kendisini içeri çağırdım.Tam o sırada sandalyesinde köyün ağası edasıyla oturan bir memur gayet rahatsız edici bir şekilde mağdureye telkinlerde bulunmaya başladı.Adeta şüpheli avukatlığına soyunmuştu.Hemen müdahale ettim ve mağdurun rahatsız olduğunu,kaldı ki kendisinin müdahalesinin yasal olmadığını söyledim.Altta kalmadı tabi.Hemen el kol hareketleri yapmaya küçümser bir eda ile "sen" diye hitap ederek konuşmaya başladı. Elini indirmesini, saygılı olmasını, bana sen diye hitap edemeyeceğini belirttim hem de kendimden beklemediğim bir soğukkanlılıkla. Bu tavırlarla beni nezakete davet etti bir de Mağdur ve ailesinin durumunu da dikkate alarak tartışmayı daha fazla uzatmamayı uygun buldum ve karakola onunla tartışmaya değil işimi yapmaya geldiğimi söyledim ve ilk nezaketsizliği sergileyip kendisi hala konuşurken arkamı dönüp binaya girdim ve işimi yaptım. Bu arada tartıştığım kişinin komiser olduğunu da merkezden çıkarken omuzundaki üç yıldızı görünce fark ettim.

Diyeceğim Sayın talveq mesele binlerce avukattan biri olmakla ya da siyasi bir kimlikle ön planda olmakla alakalı değil bence. Maalesef iyi eğitilmemiş kamu görevlisi bir diğerine saygısız davranma hakkını kendisinde görebiliyor.Eee bir de bunun üzerine hukukun sınırını aşan yetkiler eklenince olan gene hak mücadelecisine oluyor.

Saygılar...
Old 08-10-2008, 23:53   #14
keremyilmaz33

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşım, öncelikle maruz kaldığınız tatsız durum için üzüntülerimi dile getirmek istiyorum, geçmiş olsun. Bu tür durumlarla muhakak ki bir çok meslektaş karşı karşıya gelmiştir. Burada ki en büyük problem genç polis memurlarının konuyla ilgili bilgisizlikleri ve kolluk görevini içlerine sindirememeleridir, tabii ki Barolarında bu konuda yeterince aktif ve müdahil olmadıklarını düşünüyorum. Birkaç defa benim de başım buna benzer olaylar geldikten sonra artık böyle durumlarda kolluğa sert çıkmaya başladım, fakat yeterince stresli bir mesleği ifa ederken birde polislerle tartışmak zorunda kalmak ne kadar sağlıklı bilmiyorum. İsmini vermek istemiyorum ama İstanbul'da ki bir ilçe emniyet amirliğine her girişte GBT sorgusuna tabi tutulmak isteniyorum zamanımın darlığı nedeniyle baro yöneticilerine sözel olarak durumu ifade edebildim, ama Emniyet nezdinde herhangi bir girşim yapıldığını zannetmiyorum, kaldı ki durumdan müzdarip bir tek ben de değilim. Olaylar hep bir kaç memurun işgüzarlığı olarak gösterilmek isteniyor. Saygılarımla
Old 20-01-2009, 22:32   #15
didem kunal

 
Varsayılan

Cidden çok üzücü... Bu veya buna benzer bir çok durumda hepimiz kalabiliyoruz. Umarım çözüm kısa zamnada gelir
Old 23-01-2009, 00:09   #16
Av.M.YILMAZ

 
Varsayılan

Sn Kunal çok iyimsersiniz. Boşuna ummayınız, kısa zamanda çözüm falan gelmeyecek. Önümüzdeki dönemde daha çok sorunumuz olacak. Toplum bu kadar duyarsız olduğu, tüm değerlerini yitirmişlikten sıyrılmadığı sürece işimizin çok zor olduğunu düşünüyorum. İleriki günlerde umarım bu günleri aramayız. Saygılarımla...
Old 30-06-2009, 17:19   #17
savasc

 
Varsayılan murdican

Öncelikle murdican;

Eğer avukat kimliğini vermezse bizler onun gerçekmi yada sahtemi olduğunu nasıl anlayacağız. Bu tip yaklaşımlarla karşılaşan kolluktan iyi niyet beklemek ne kadar doğrudur. Sonuçta sizler gibi kolluğunda bir insan olduğu, duygu ve düşünce ile hassasiyet sahibi olduğunu unutmayın. Esas konuya gelince, burada yapılması gereken, olay meydana geldiğinde ve avuklat olsun veya olmasın het vatandaş yanında bulunan cep telefonunu çıkartıp, kamera bölümüne gelip, bu yaşananlarıo çekmeye başladığında ve bunu sözlü ve gayet anlaşılır bir ses tonu ile karşısındaki kolluk görevlisine izah ettiğinde bu durum sizce devam eder mi? Velevki devam etti diyelim. bu durumda bundan güzel delil olur mu?
Not: Lütfen kimse "Ya kameralı cep telefonu yoksa" gibi bir yorum yapmasın. 21. yüzyılda yaşıyoruz.
Old 09-07-2009, 07:21   #19
avhuseyinozbek

 
Varsayılan

AVUKAT,SANIĞIN CEZALANDIRILAMAYAN SUÇ ORTAĞIDIR:

Bir gün asayiş şubede bir komiser,bana aynen "çık lan " dedi.Ben de "Çıkmıyorum lan" deyince ortalık karıştı. Ama oranın kendisine babasından kalmadığını da öğrenmiş oldu.Bir başka gün yine bir komiserle münakaşadan sonra iş savcılığa kadar intikal etti.Gelen savcıya komiser,AVUKATLARI SEVMEDİĞİNİ söyledi.Ben de ORAYA KENDİSİNE EVLENME TEKLİF ETMEYE GELMEDİĞİMİ söyledim.Tabii cevap da vermedi. Herhalde teklifim hoşuna gitmedi.
Old 09-07-2009, 13:51   #20
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan The future is now

Allah sağlık ve uzun ömürler versin, CMK hocamız ısrarla ; "sorun yasa da değil uygulamacılarda" derdi.

Yaşadıkça kendisinin ne denli haksız olduğunu görüyorum.

Sorun uygulamacılarda değil. Sistem yapıcı ve denetleyicilerde.

Derdimi somut olay üzerinden aktarmaya çalışayım.

Bahsi geçen olayda, memurlara öğretilen ve yapmaları beklenen şey, önleyici kolluk görevini yerine getirmeleri.

Anlatılana göre de tam olarak yerine getirmişler.

Halka açık bir yerde, kolluğun üniforması ve son model araç gereci ile hazır bulunduğu, bir olay olduğunda hemen müdahale edebileceği izlenimini yaratmışlar.

Kimlik sorma da bu gösterinin doğal bir parçası.

Uygulamaya bakalım. Diyaloglar genellikle şöyle gelişir. Buyrun abi?Kimlik?Nerelisin? Ben sizin enişteniz olurum. Askerliğini nerde yaptın? Aaa Hakkı memur abi de seninle aynı yerde yapmış askerliğini ya. Ne iş yapıyorsun? Falancayı tanıyor musun? Nerde oturuyorsun? Laf uzar gider. Gösteri devam eder. Kapanış :İyi görevler abi. Göz teması ur. Zoraki gülümse ve sahne.

21. yüzyılda, planlamacılar tarafından uygulanması hedeflenen önleyici kolluk uygulaması budur. Memurlardan, her gün ve gece bıkıp usanmadan bu orta oyununu sergilemeleri bekleniyor. Neden ? Önleyici kolluk. Yıl ? 2009.

Eh işin uzmanı kendileri ne diyelim. Demek ki güvenlik bilimi bu tür uygulamaların yararlı olduğunu ortaya koymuş.

Peki ama orta oyunu anlayışının zamanı çoktan geçip bitmedi mi? Artık yazılı, kişiye göre değişmeyen senaryoların devri değil mi? Soyut hukuk kurallarının nasıl uygulanacağını açıklayan ayrıntılı uygulama yönergeleri ne zaman yapılacak?

Somut olayda memurların uygulama sırasında başvurabilecekleri,uymaları gerekli ayrıntılı bir el kitabı yahut anlık bilgi alabilecekleri bir birim olsaydı : avukat kimliği olana nasıl muamele edileceği hususunda çelişkiye düşmeleri söz konusu olmazdı.
-----------------------------------

Polis merkezi amirlerinin, yahut grup amirlerinin bilindik tutumlarını ele alalım.

Sizce uyguladıkları davranış kalıpları ile sarfettikleri sözler arasında bir benzerlik yok mu? Bulunduğum tüm merkez amirliklerinde sergilenen davranış kalıpları yukarıda anlatılanlara benziyor.

Neden böyle davranıyorlar? Neden böyle konuşuyorlar? Topluluk üzerinde otorite kurmanın, işleri halli yoluna sokmanın başka yolunu bilmiyorlarda ondan.

En eski yöntemdir uyguladıkları.

Otoritenin zayıfladığını, işlerin istediğin gibi yürümediğini hissettiğin anda o topluluk içinde en öne çıkan, en güçlü kişilik sergileyen kişiye, sana karşı gelmese dahi insafsızca saldır ve kişiliğini ez. Asıl sorun çıkaranlar korkup sineceklerdir.

Somut olaya dönelim. O anda, otorite temsilcisi şahsiyet figürünün(merkez amirinin) hedef alabileceği kişi kimdir? Seçkinler gibi giyinmiş, kanun hukuk diye başka bir dili konuşuyor. Bağımsızım diyor bir de.

Burada kabahat merkez amirinde değil diye düşünüyorum. Kabahat merkez yönetiminin modern kural ve tekniklerini araştırıp yaşamımıza aktarma görevini yeterince iyi şekilde yerine getiremeyenlerde.

Yöneticilere: artık farklı bir çağda yaşadığımız; şimdi konuşmamız gereken dilin hukuk, insan hakları olduğu; hedefin suçlu ile değil suçla mücadele olduğu; alfa erkek davranışı sergileyerek otorite kurmanın yönetim biliminde yerinin kalmadığı anlatılmak zorunda.

Planlamacıların, merkez idaresinin modern yollarına kafa yorup, amirleri babadan kalma doğaçlama yol ve yöntemlere başvurmak zorunda bırakmamaları gerekiyor.
-----------------------------------

Planlamacılar tarafından somut olaya ilişkin ayrıntılı uygulama yönergeleri hazırlanmadıkça, buna ilişkin düzenli eğitimler ve geri beslemeler yapılmadıkça, denetim görevlileri tarafından geri bildirimlerle mevcut yönergeler geliştirilmedikçe bu tür olumsuzlukların yaşanmaya devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.

21. yüzyıldayız. Şu an gelecekteyiz.
Old 20-07-2009, 08:50   #21
av.ozancelik

 
Varsayılan

Barolar...avukatların haklarını savunması gereken meslek kurulları...Ama nedense resepsyonlarında hakim savcı konuşturmaya bayılırlar...İnşallah bu tip olaylar hiç bir avukat arkadaşın başına gelmez...
Old 02-09-2009, 01:50   #22
Av. Bilal

 
Varsayılan savcılığa suç duyurusunda bulunun.

Alıntı:
Yazan keremyilmaz33
Saygıdeğer meslektaşım, öncelikle maruz kaldığınız tatsız durum için üzüntülerimi dile getirmek istiyorum, geçmiş olsun. Bu tür durumlarla muhakak ki bir çok meslektaş karşı karşıya gelmiştir. Burada ki en büyük problem genç polis memurlarının konuyla ilgili bilgisizlikleri ve kolluk görevini içlerine sindirememeleridir, tabii ki Barolarında bu konuda yeterince aktif ve müdahil olmadıklarını düşünüyorum. Birkaç defa benim de başım buna benzer olaylar geldikten sonra artık böyle durumlarda kolluğa sert çıkmaya başladım, fakat yeterince stresli bir mesleği ifa ederken birde polislerle tartışmak zorunda kalmak ne kadar sağlıklı bilmiyorum. İsmini vermek istemiyorum ama İstanbul'da ki bir ilçe emniyet amirliğine her girişte GBT sorgusuna tabi tutulmak isteniyorum zamanımın darlığı nedeniyle baro yöneticilerine sözel olarak durumu ifade edebildim, ama Emniyet nezdinde herhangi bir girşim yapıldığını zannetmiyorum, kaldı ki durumdan müzdarip bir tek ben de değilim. Olaylar hep bir kaç memurun işgüzarlığı olarak gösterilmek isteniyor. Saygılarımla


Saygıdeğer meslektaşım dediğiniz gibi ilçe emniyet amirliğine her girişinizde Gbt sorgusuna tabi tutulmak istenmeniz başlı başına bir görevi kötüye kullanma suçudur.Bu durumda bir iki meslektaşımızla tutanak tutup savcılığa suç duyurusunda bulunmanızı tavsiye ederim. Bence bu şikayeti de en sonuna kadar takip etmelisiniz, ceza çıkması için kendinizi paralamalısınız..Aslında biz yani tüm avukatlar başımıza gelen bu ve benzeri durumlarda haklarımızı sonuna kadar kullanmaktan çekinmemeliyiz..Kendimize bahaneler üretmemeliyiz..Müvekkilin hakları için kesin hüküm çıkana kadar kendimiz yırtan bizler, bize karşı yapılanlara sessiz kalmamalıyız..Şikayet etmeli, dava açmalıyız ve aleyhimize mahkeme kararlarını yüksek yargıya taşımalıyız..Aksi takdirde birimizin başına gelen nahoş olayı sadece bir kaç arkadaşımız daha öğrenecek fakat yapılan haksızlık, keyfiyet ve hukuka aykırılık yapanın yanına kar kalacaktır..
Ayrıca unutmayalım bir avukata bu şekilde davranabilen bir memur bu cesareti de kendisine zamanında haklı tepkiyi vermeyip pasif kalan diğer avukat arkadaşlarımızdan almışlardır..
Old 02-09-2009, 09:39   #23
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

Çok üzücü bir durum. Bu gibi olayların tekrarlanmasının engellenmesi için hem bireysel olarak hem de baroların önderliğinde girişimlerde bulunmamız lazım.
Old 04-09-2009, 13:43   #24
emrahcevik

 
Varsayılan

saygıdeğer meslektaşlarım,

burada mesele meslektaşımızın başına gelen üzücü olayın münferit bir vaka olmasından ziyade bir zihniyetin sonucu olarak ortaya çıkmış olmasıdır.

eğer orada avukat değil de savcı veya hakim kimliği gösterilmiş olsaydı bu türlü bir davranışın olmayacağını kestirebiliriz.

ülkemizde kendisine küçük de olsa yetki verilmiş bir kişi yerini unutuyor. o polis devletin somutlaşmış tezahürüdür. ve devlet benim için vardır. devletin varlık sebebi benim. varlık sebebini unutan bir devletin ne kadar vahim hareketlerde bulunabileceğini somut olayda görebiliyoruz. aynı şeyi baran tursun cinayetinde ve daha nicelerinde de görmüştük.

ülkemizdeki her bürokrat -yani 657'ye tabi herkes- oturup düşünmeli. icra memuru, kalem katibi, hakim, savcı, müsteşar, polis vs. ben nerede başlıyorum, nerede bitiyorum?

şiddet, yolsuzluk ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması konusunda ancak o zaman mesafe almaya başlayabiliriz. yoksa zavallı bir üçüncü dünya ülkesi olmaktan öteye geçemeyeceğiz.

saygılarımla.
Old 09-09-2009, 09:19   #25
ALİ RIZA KARABUĞA

 
Varsayılan Sayın Meslektaşım

Daha önce size bir yanıt vermiştim. Ama her nedendir bilinmez site yöneticileri tarafından yanıtım ekrana konulmadı. Eğeğr iddianız da samimi iseniz suç duyurusunda bulunun aksi durum ispatlanamayacak hususların iddia edilmesi anlamına gelir ki bu her şeyden önce bir hukukçuya yakışmaz. Sizi iddianızı ispata davet ediyorum. saygılarımla
Old 09-09-2009, 10:47   #26
JACELYN

 
Varsayılan

Sayın talveg "Saçı sakalı karışmış pejmürde biri olur kuşku duyulur durdurulur kimlik sorulur. Tamam." demişsiniz. Kusura bakmayın ama bu ifade doğru gelmedi bana. Yoldan geçen insanlara kılık kıyafetine göre, daha açık söyleyelim kafasına göre kimlik sormak kadar ilkel ve çağdışı bir yöntem olamaz. Kime neye göre kimlik soruyorlar belli değil.Bunun hukuki dayanağı ne?. Şüpheli şahıs nasıl tespit edilir?. Şüpheli kişi kimdir v.s, v.s. Tüm bunlar demokratik bir devlet olmamamızdan kaynaklanıyor.Bir meslektaşımızın başına gelmesi üzücü ama kimin başına gelirse gelsin ayno oranda üzücü ve yanlış
Old 13-10-2009, 22:14   #27
coskunomer38

 
Varsayılan

sayın meslektasım başınıza gelen bu olay cok üzücü ancak bunda biz avukatların kabahati bence cok büyük çünkü;bizi savunması gereken ve bizi temsil etmekle görevli olan barolar birliği bu konuda üstüne düşeni ne yazıkkı yapamıyor bizler de kendi haklarımızı savunamıyor barolar birliğine sesimizi duyuramıyoruz...olur mu böyle yaa...kendi hakkını savunamayan avukatlar olur mu hiç bizi barolar birliği bu yola doğru sürüklüyor...bun adur demek lazım...en kısa zaman da bu tip alanlarda birleşerek çeşitli kampanyalar ile sesimizi meslektaslarımızın nerdeyse tamamına duyurmalızı ki barolar birliğine karşı güçlü bir etki yapalım...basında bu şekilde etkili bir haberimiz yapılsın ki herkes sesimizi duysun...yoksa böle gitmez...bazı polis memurları sanki hukuk bilgisine sahipmişler gibi bizlere ders vermeye kalkıyorlar...geçen parkta basımaz bir olay geldi şimdi anlatmıcam ama gbt ye bakıcaklardı...biraz atıştık polis memurunu dinleseniz gülersiniz kendinde anayasadan bahsediyor yönmetmelikk diyor...ptt kurum kartıyla resmi bir belge hükmünde olan avukat kimlik kartını bir tutuyor...küçümser bir edeyla sanki oranın kralıymış gibi davranıyor...bunlara dur damak için bizlerin sesi gür çıkmalıdır...bizleri temsil etmesi gereken bir yer bizlerin haklarını neden savunmuyor bir anlam veremiyorum...siyasi demeçler vermek yerine herkes üzüerine düşen görevi yapmalıdır...burada meslek onuru söz konusudur...bizler kendi hakkımızı aramazsak kimse bizim haklarımızı aramaz takipçisi olmaz...saygılar...
Old 03-11-2009, 18:41   #28
AV.FURKAN90

 
Varsayılan

Ben henüz hukuk fakültesi öğrencisiyim ve bu yazılanları okuyunca gerçekten çok rahatsız oldum. Sayın AV.Bilal Bey'in dediklerine katılıyorum ve bence barolar birliğinin de bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorum.
Old 04-11-2009, 16:16   #29
AV.FURKAN90

 
Varsayılan

Okuduğum yazılardan ve çevremde duyduklarımdan kafama takılan bir kaç soru sormak istiyorum sizlere, cevaplarsanız sevinirim:

1) Avukat silahını her yerde (adliyede,havaalanında,alısveriş merkezlerinde vb...)üzerinde taşıyabilir mi?

2) Avukat izin vermese bile polis istediği zaman avukatın üzerini veya arabasını arayabilir mi? Bu tür durumlarda avukatın yetkisi nedir?

3) Polis avukattan zorla kimlik isteyebilir mi?

Şimdiden çok teşekkür ederim.
Old 10-11-2009, 19:47   #30
ufukyener

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.FURKAN90
1) Avukat silahını her yerde (adliyede,havaalanında,alısveriş merkezlerinde vb...)üzerinde taşıyabilir mi?
Bildiğim kadarıyla hayır heryerde taşıyamaz.Taşımaması da gerekir.
Alıntı:
Yazan AV.FURKAN90
2) Avukat izin vermese bile polis istediği zaman avukatın üzerini veya arabasını arayabilir mi? Bu tür durumlarda avukatın yetkisi nedir?
Polis bu avukat dinlemez üzerini de arabasını da arar. Hele stajyer ise ....
Alıntı:
Yazan AV.FURKAN90
3) Polis avukattan zorla kimlik isteyebilir mi?
İsteyebilir ve istemelidir de.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Baro kimliği ve arama! üye18721 Meslektaşların Soruları 30 13-02-2012 02:24
Stajer Avukatın Aranması Hk. Ramazan ŞAHİN Meslektaşların Soruları 31 14-11-2011 17:59
avukatın üzerinin aranması abdullahekinci Meslektaşların Soruları 7 13-11-2008 17:29
işçinin beyaz kağıda imza atması ve üstünün ibraname şeklinde doldurulması avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 5 15-02-2008 15:23
Baro Kaydı Olmayan Avukatın, Baroya Kayıtlı İken Almş Olduğu Vekalet mkdep Meslektaşların Soruları 5 27-03-2006 21:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06676507 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.