Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Husumetin Kime Yöneltileceğinin Bilinmemesi

Yanıt
Old 24-05-2019, 15:12   #1
hasan_ant

 
Varsayılan Husumetin Kime Yöneltileceğinin Bilinmemesi

Merhabalar. Müvekkile ait araç park halindeyken fırtına sebebiyle bina çatısının uçup, üzerine düşmesi sebebiyle hasar görüyor. Hasara ilişkin sulh hukuk mahkemesinden tespit yapılmıştır.
Çatının ait olduğu apartmanda yönetim bulunmamakta, kat malikleri tarafımızca tanınmamakta, apartmanın ada, parsel bilgileri bulunmamaktadır. Bu durumda açacağımız davada davalı taraf olarak kimi göstereceğimiz, nasıl bir yol izleyeceğimiz hususunda kararsızım.
.... Apartman Yönetimi şeklinde husumet yöneltebilir miyim veyahut alternatif bir yol var mıdır?. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 24-05-2019, 23:18   #2
avktderya

 
Varsayılan

Merhaba
Binanın bulunduğu adresi öğrenirseniz , yakında bulunan herhangi bir işyerinden veya başka bir meskenden nüfus müdürlüğünden talep edebilirsiniz , adrese dayalı ikametgah sonuçta kayıtlar , tapu müdürlüğünden de adrese dayalı malikleri öğrenebilirsiniz diye düşünüyorum .
İyi çalışmalar
Old 25-05-2019, 06:32   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Merhaba,

1) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri (HMK.m.119-1-a)

2) 4541 s.Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun… kapsamında… Muhtara uğradınız mı?

3)T.C. YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/4537
K. 2019/2383
T. 8.4.2019
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Dava dilekçesinde, ikamet ettiği konutun içinde bulunduğu sitede genel kurulda almış oldukları kararla aidat ücretini 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun ilgili maddelerine tamamen aykırı bir şekilde hem konut sahibinden hemde aynı konutta ikamet eden kiracılardan ayrı ayrı talep edemeyeceği, bu nedenle 2012 yılındaki genel kurul toplantısında alınan kararın iptal edilmesini ayrıca hukuksuz yere tahsil edilen 4 aylık 120 TL aidat ücretinin yasal faizi ile birlikte tarafına iade edilmesi istenilmiştir.

Mahkemece davanın HMK'nın 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kat malikleri kurulu kararı iptali ve ödenen aidat bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının dava dilekçesinde davalıların bildiği adreslerini eklemiş olduğu mahkemece bir kısım davalıların adreslerinde bulunmadığı ve yeni adreslerinin bildirilmesi için davacıya 19/06/2015 tarihinde muhtıra çıkarak bir ay içerisinde yeni adreslerinin bildirilmesinin istendiği davacı tarafça 01/07/2015 tarihinde dilekçe verilerek davalıların TC. kimlik numaraları ile birlikte bir kısım adres bildirdiği ancak mahkemece verilen süreye rağmen usuli eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay Dergisi, Ocak-Nisan 2015, Cilt 41, Sayı 1-2, Sayfa 235 ve devamında yayınlanan Mesude Altunel imzalı, ''Dava Dilekçesinde Davalının Adres Bilgisi'' konulu makalede;

"Davacı taraf, davalının adresini bilmiyorsa; dava dilekçesine yazamaz. Bazen de gönderilen tebligatın iade olması neticesinde, davacının dava dilekçesinde bildirdiği adresin davalının geçerli adresi olmadığı anlaşılır. Kişisel verilerin gizliliği kuralından mütevellit davacı, davalının adresini ilgili mercilerden bizzat araştıramaz; örneğin, nüfus müdürlüğünden adres bilgisini elde edemez; emniyet birimlerinden adres araştırması isteyemez" Hal böyle iken, ''mahkemece davalının adresinin araştırılması zorunlu değildir.'' yaklaşımı yanlıştır.

Davanın açılması sırasında, davalının adresinin gösterilmesinin mutlak zorunluluk olarak aranması, adalete erişimi engelleyebilir. Davalı adresinin gösterilmesi HUMK uygulamasında olduğu gibi, HMK bakımından da zorunlu içeriğe dâhil olarak yorumlanmamalıdır. Aksi durumun kabulü, davacıya dilekçesinde yanlış veya uydurma bir adres göstermesi yolunu açacaktır.

Kuru/Arslan/Yılmaz'ın görüşü de: ''... Davalının adresi bilinmiyor (meçhul) ise, davacı dava dilekçesine davalının adresini yazamaz. Bu halde, dava dilekçesi davalıya ilanen tebligat yolu ile tebliğ edilir. (Teb.K.m.28-30;Teb.Tüz.m.46-50)'' şeklindedir.

Davalı adresinin bilinmemesi durumunda, MERNİS adresine tebligat yapılır. MERNİS adresinin de bulunmaması halinde; mahkemece ilgili yerlerden sorularak (örneğin, emniyet birimlerinden adres araştırması istenmesi, davalının ilgisi olabilecek kurumlardan adres sorulması, cep telefonu operatörlerinden sorulması vs.), adres araştırması yapılmalı; son çare olarak; ilanen tebliğ yoluna başvurulmalıdır." hususlarına yer verilmiştir.

Aynı makalede geçen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.12.2013 tarih ve 5492 Esas- 21835 Karar sayılı ilamında, ''Mahkemece, davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen, davalıların adreslerini bildirmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de verilen sonuç 6100 Sayılı HMK'nın 119. maddesiyle getirilen düzenlemeye uygun değildir... Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, dava açılmamış sayılmaz. Bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekir. Bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılması gerekmektedir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhmmed, Medeni Usul Hukuk, 14.Baskı, s.503 vd)'' açıklamalarına yer verilmiş ve mahkemece davalıların adres ve kimlik araştırmasının yapılarak adreslerinin tespit edilmesi, ancak adreslerinin tespit edilememesi halinde ise, 6099 Sayılı Kanun ile değiştirilen 7201 Sayılı 21, 28 ve 35. maddeleri dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, gerekli araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilmiştir.

Somut olayda davacının kat malikleri kurulu toplantısının iptali ile aidat ödemelerinin iadesini istemiş olduğu, karar iptallerinin yönetici aleyhine de açılabileceği ve dava dilekçesinde yöneticinin Semiha Işıklı olduğunun bildirilmesi karşısında zaten davacının bu talebi açısından ilgili davalıya tebligat yapılmış taraf teşkili sağlanmıştır, diğer talebine yönelik olarak ise davacının 01/07/2015 tarihli dilekçesi ile davalıların TC. kimlik numaralarını bildirmiş olduğundan mahkemece usul ekonomisi gözetilerek, davacı tarafın dava dilekçesinde, davalının adresini göstermiş olması ve dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu gözönüne alınarak; davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması, davalıların tespit edilen adresine tebligat yapılması ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/04/2019 günü oybirliği ile karar verildi.
**
Taslak bir dilekçe hazırlayıp, bizlerle paylaşmak ister misiniz?

Saygılar
Old 25-05-2019, 15:10   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan katkı..

Alıntı:
Yazan hasan_ant
Çatının ait olduğu apartmanda yönetim bulunmamakta, kat malikleri tarafımızca tanınmamakta, apartmanın ada, parsel bilgileri bulunmamaktadır. Bu durumda açacağımız davada davalı taraf olarak kimi göstereceğimiz, nasıl bir yol izleyeceğimiz hususunda kararsızım.
.... Apartman Yönetimi şeklinde husumet yöneltebilir miyim veyahut alternatif bir yol var mıdır?. Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Apartman yönetimi şeklinde davalı göstermek hatalı olur. Çatı ortak yerdir ve tüm kat maliklerinin ayrı ayrı davalı gösterilmesi gerekir. Hukuki dayanak bina sahibinin kusursuz sorumluluğudur. Taşınmazın tapu kayıt bilgilerine ulaşmanız gerekir. Kiremitin hangi binadan düştüğü de kesin olarak belirlenebiliyorsa sıkıntı olmaz. Diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karşılıksız Çek Suçunda Failin Bilinmemesi Ali Haydar Güleç Meslektaşların Soruları 2 23-01-2019 14:46
kiracının kim olduğunun ve husumetin kime yöneltileceğinin tespiti Av.Onur İnanlı Meslektaşların Soruları 4 18-08-2015 14:57
Husumetin tespiti kerimo Meslektaşların Soruları 1 07-12-2013 13:44
İşçi alacağı davası ve husumetin kime yöneltileceği uugur Meslektaşların Soruları 7 07-04-2013 20:37
Husumetin Yöneltilmesi Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 2 01-03-2008 23:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04941702 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.