Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

taahhüdü ihlal davası

Yanıt
Old 30-04-2008, 22:02   #1
Av. Tuncer ÖZYAVUZ

 
Varsayılan taahhüdü ihlal davası

Sayın meslektaşlarım;

Pendik İcra Ceza Hakimliği taahhüdü ihlal davalarında, vekalet ücreti, yargılama gideri, faiz, tahsil harcı ve asıl alacak kalemlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği gerekçesi ile sanıkların beraatine karar vermektedir. daha önce bu konuda birçok karar almışken, bu uygulamanın nereden kaynaklandığı hususunda açıkçası bir bilgi sahibi değilim. Ağır cezaya yaptığımız itirazlar da reddedildi.

Bu konuda bir Yargıtay kararı varsa beni de bilgilendirirseniz, ya da bu ygulama hakkında görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Teşekürler.
Old 01-05-2008, 00:08   #2
avercan38

 
Varsayılan

Emin olmamakla beraber geçen hafta görüştüğüm Kartal İcra memurlarından birisi buna benzer birşeyler söylemişti. Dediğine göre; taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt alınırken dosya kapak hesabının yapılması gerekiyormuş, veya taahhütte yazan miktarı talep edip cezalandırılmasını isteyebiliyormuşuz, yani geri kalan miktardan (faiz,icra giderleri v.b.) feragat etmemiz gerekiyormuş. Sizin olayınızda, memurun dediği gibi, eğer taahhüt alınırken kapak hesabı yapılmadı ise taahhüt geçersiz kabul edilebiliyor.
Old 01-05-2008, 07:56   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/79
K. 2005/1131
T. 23.2.2005
• TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇUNUN OLUŞMAMASI ( Taahhüt Tutanağında Borcun Faiz Masraf ve Ferileriyle Birlikte Ayrıntılı Olarak Gösterilmiş Olmaması )
• BORCUN FAİZ MASRAF VE FERİLERİYLE BİRLİKTE AYRINTILI OLARAK GÖSTERİLMEMİŞ OLMASI ( Taahhüdü İhlal Suçunun Oluşmayacağı )
2004/m.340
ÖZET : İİK’nun 340. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için öncelikle hukuken geçerli taahhüdün olması gerekir. Sanığın taahhütte bulunduğu tutanakta borcun tamamını faiz, masraf ve fer’ileriyle birlikte ayrıntılı olarak göstermediği, dolayısıyla taahüdün geçersiz olduğu gözetilmeksizin sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taahhüdü ihlal suçundan sanık Cahit Eroğul’un İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde yerel C.Savcısı tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığınca dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

KARAR : 1-Son celsede duruşmanın bittiğinin tefhim edilmemesi, yargılama giderinin açıkça hesaplanıp belirtilmemesi ve suça konu İcra Müdürlüğünün dosyasının okunmaması suretiyle CMUK’nun 253/1, 406 ve TCK’nun 39. maddelerine aykırı davranılması,

2-İİK’nun 340. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için öncelikle hukuken geçerli taahhüdün olması gerekir. Sanığın taahhütte bulunduğu tutanakta borcun tamamını faiz, masraf ve fer’ileriyle birlikte ayrıntılı olarak göstermediği, dolayısıyla taahüdün geçersiz olduğu gözetilmeksizin sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi isabetsiz olup;

SONUÇ : Temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA 23.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 01-05-2008, 16:09   #4
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
16.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/925
Karar: 2007/843
Karar Tarihi: 21.03.2007
ÖZET: Taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.

(2004 S. K. m. 340) (Y
İBK. 20.02.2001 T. 2001/8-19 E. 2001/26 K.)
Ödeme şartını ihlal suçundan sanık Yusuf'un 2004. sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar hapsen tazyikine dair, Ordu İcra Mahkemesinin 15.08.2006 tarih ve 2006/51-215 sayılı kararına yapılan itirazın reddine ilişkin Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2006 tarihli ve 2006/459 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Onaltıncı Hukuk Dairesi'nin 30.05.2005 tarihli ve 2005/2111-4900 sayılı ilamında da benzer bir olay nedeniyle belirtildiği üzere,
1- Sanığın taahhüdünü içeren tutanakta ödenmesi gerekli toplam borç miktarı, tüm ferileri ile birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmesi gerektiği, bu hususları içermeyen 11.10.2005 tarihli taahhüdün hukuken geçersiz olduğunun gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi uyarınca borçlunun kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal edip etmediğinin belirlenmesi gerektiği, bunun için de borçlu sanığın ödeme gücünün bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği, ödeme gücünün tespitinde yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarının neler olduğunun geçim kaynaklarının borcun ödenmesinde yeterli olup olmadığının, borcun ödenmesinden kasten veya hile ile kaçınılıp kaçınılmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilmemesinde,
İtirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemekle, kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 23.02.2007 gün ve 9724 sayılı Kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 01.03.2007 gün ve KYB:2007/41351 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
Gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre, borçlu sanık hakkında Ordu İcra Müdürlüğü'nün 2005/1394 esas sayılı dosyasında yapılan takip sırasında 11.10.2005 tarihinde icra müdür yardımcısı huzurunda alacaklı vekilinin kabulüyle düzenlenen taahhütte, <...Ben bu borcumun 787.500.00 YTL'nin ilk takip tutarı 3.955.20 YTL'yi ilk haciz masrafı 64.80 YTL'yi haciz masrafları 52.762.50 YTL'yi %72 tahsil harcı, 29.640.00 YTL'yi icra vekil ücreti, 8.259.40 YTL'yi takip tarihi ile bugüne kadar işlemiş faiz olarak ve bu kalemlerin toplamı olan 882.181.90 YTL toplam borcumun olduğunu kabul ediyorum, bu miktara herhangi bir itirazım yoktur. Ben dosya borcumun 110.000.00 YTL'sini 15.10.2005 tarihinde, 203.000.00 YTL'yi 15.01.2006 tarihinde, 203.000.00 YTL'yi 30.07.2006 tarihinde, kalan borç tutarı olan 366.181.90 YTL ve bugüne kadar işleyecek faiz tutarını ve yapılacak masraf tutarını ise 20.02.2007 tarihinde ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum> şeklinde beyanda bulunup imzaladığı anlaşılmıştır. Yargıtay CGK'nın 20.02.2001 tarih, 2001/8-19 esas ve 2001/26 sayılı kararında da belirtildiği üzere, taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.
Dosya içerisindeki taahhütnamenin incelenmesinden de görüleceği üzere, borçlu sanık, icra masraf ve faizleri olarak kabul ettiği borç miktarı olan 882.181.90 YTL'yi belirlenen tarihler içerisinde ödemeyi taahhüt etmiş, son ödeme tarihi olan 30.07.2006 tarihine işleyecek faiz tutarını ve yapılacak masraf tutarını ise 20.02.2007 tarihinde ödemeyi taahhüt etmiştir. 20.02.2007 tarihine kadar oluşacak miktar belirli olmadığından, borcun ve taahhüdün miktarının açık olarak saptandığından söz edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde (1) sıra numarası altında isteminin kabulü karşısında (2) numarası ile gösterilen talebinin incelenmesi ve bu konuda karar verilmesinin gereksiz olduğuna karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname kısmen yerinde görülmekle ve kanuna aykırılığın giderilmesinin de başkaca çözümünün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla Ordu Ağır Ceza Mahkemesi'nin 06.09.2006 tarih ve 2006/459 değişik iş nolu kararının BOZULMASINA,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMK'nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;
Borçlu sanık Yusuf'un taahhüdü ihlal eyleminden dolayı BERAATİNE, hükümlü hakkındaki cezanın çektirilmemesine, keyfiyetin mahalline bildirilmesine,
Dosya içerisinde sunulan müddetnameden borçlu sanık Yusuf'un anılan eylemden dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/135 ilamat numarası ile cezasının infazına başlandığı bildirildiğinden, başka suçtan hükümlü ve tutuklu değilse derhal TAHLİYESİNE,
Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 01-05-2008, 16:17   #5
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

Ayrıca aşağıda daha yeni aldığım bir ağır ceza mahkemesi kararındaki ifadeyi de aynen aktarıyorum.

"sanığın suça konu taahhüdü alınırken,taahhüt tarihi itibariyle toplam borç üzerinden taahhüt ve kabul beyanlarının tespit edildiği,oysa son taksit tarihi itibariyle toplam borç miktarının taahhüt tarihindeki borç miktarından daha fazla olduğu ve fazlalık olan bu kısma yönelik alacaklı tarafın açık bir vazgeçme-feragat beyanının da icra dosyasında bulunmadığı,bu durumda son taksit tarihi itibariyle toplam borç miktarı üzerinden tarafların beyanlarının uyuştuğu bir taahhüt söz konusu olmadığı özetle,taksitlerin son ödeme tarihi itibariyle toplam borç miktarı belirlenmeden alınan taahhüt geçersiz olmakla,unsurları oluşmayan suçtan sanığın beratine...."

SAYGILARIMLA...
Old 01-05-2008, 20:41   #6
Av. Tuncer ÖZYAVUZ

 
Varsayılan teşekürler...

Katkıda bulunan arkadaşlara teşekür ediyorum.

Yalnız, icra hakimlerinin ve Yargıtay'ın tarafların iradesine bu kadar müdahale etmesi ne kadar doğru acaba.

Özellikle bazı Yargıtay kararlarında işin iyice zora sokulduğu kanaatindeyim. Örneğin, taahhüt edilen kısmın alacaktan az olması durumunda da ceza verilmemesi, alacaklının bakiye kısımdan açıkça feragat etmesi gerektiği anlayışı kabul edilemez.

tarafların ortak imzaladıkları bir taahhüt metninde, tarafların iradesini sakatlayan bir unsur olmadıkça taahhüdün iptal edilmesi, alacaklılara zarar vermekten başka bir işe yaramamaktadır.

Ben Ağır Cezaya yaptığım bir itirazda, "icra mahkemesinin icra müdürlüğüne tezkere yazarak, taahhüt tarihinde kapak hesabı çıkartılmasını istemeli, eğer bu kapak hesabı taahhüt edilen rakamdan fazla değilse taahhüdün geçerli olması gerektiğini, çünkü bir icra dosyasındaki tüm borç kalemlerinin vekalet ücreti, faiz, tahsil harcı, başvuru harcı borçlu tarafından ödeneceğine göre, bunların ayrı ayrı gösterilmesinde borçlunun bir hukuki menfaati bulunmadığını" iddia ederek icra mahkemesi kararının kaldırılmasını istedim. sonuçtan sizleri de bilgilendiririm.

iyi çalışmalar
Old 26-03-2009, 12:18   #7
abykl

 
Varsayılan

Katkıda bulunan arkadaşlara teşekürler. Kararlardan faydalandım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taahhüdü ihlal şikayetinin reddi halinde karara karşı itiraz mı temyiz mi ? Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 15 14-08-2014 15:43
taahhüdü ihlal? avangardea Meslektaşların Soruları 10 24-10-2008 15:46
Alacaklıdan mal kaçırma veya taahhüdü ihlal suçlarında sanık dinlenmeli mi? ares139 Meslektaşların Soruları 2 26-03-2008 23:43
Taahhüdü ihlal şikayetinden sonra yapılan ödeme lawyerrr Meslektaşların Soruları 4 23-10-2007 11:16
mal beyanında bulunmama-taahhüdü ihlal thalassa Meslektaşların Soruları 2 09-10-2007 18:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06833291 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.