Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Meni müdahale davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2009, 14:58   #1
nizar

 
Acil Meni müdahale davası

Değerli Meslektaşlarım,

Meni müdahale davası, mülkiyet ihtilafını çözen bir dava mıdır? Verilen karar kadastro davasında kesin hüküm teşkil eder mi?
Old 26-11-2009, 19:07   #2
üye31284

 
Varsayılan

Meni müdahale davasının mülkiyet ihtilafını çözüp çözmeyeceği daha ayrıntılı bilgi vermeniz halinde çok özel bir durum çıkarsa tartışılabilir.

Ancak esasen mülkiyet probleminin ancak tapu iptal ve tescil yoluyla çözülmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum.

Zira meni müdahale davasındaki taraf ehliyeti dahi mülkiyetin ihtilaflı olması halinde ihtilaflı olacaktır (!).

Tapu iptal ve tescil davasını birlikte açabileceği gibi ayrı açılmaları halinde tapu iptal ve tescil davası meni müdahale yönünden bekletici mesele yapılmalıdır.

Esasen taşınmazın cinsine göre meni müdahale davalarının bazıları kadastro mahkemelerinde dahi görülebiliyor diye biliyorum ama...Taşınmazın nev-i nedir?
Old 03-12-2009, 16:52   #3
nizar

 
Varsayılan önceki davada verilen karar kesin hüküm oluşturur mu

A, yıllar önce elindeki tapuya dayanarak B'ye meni müdahale davası açmış.Yapılan yargılama sonunda mahkeme; dava konusu yerin, tapu kaydına uymadığı, davacının tapulu yerini gösteremediği, davasını ispat edemediği gerekçesiyle vatandaşın meni müdahale talebini reddetmiş.

Şimdi ise meni müdahale davasının davalısı B, vatandaşa karşı KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davası açarak dava konusu yere ilişkin meni müdahale davasında verilen ret kararıyla KESİN HÜKÜM OLUŞTUĞUNU, taşınmazın, tapu kaydına uymadığının kesinleştiğini ileri sürerek, kesin hüküm nedeniyle taşınmazın kendi adına tapuya kaydını istiyor. Meni müdahale davaları mülkiyet ihtilafını çözen davalardır iddiasında bulunuyor.


Bu şekilde önceki meni müdahale davasında verilen hükümle tapunun buraya uymadığına ilişkin kesin hüküm oluşmuş mudur?

Artık kadastro tespitine itiraz davasında tapunun taşınmaza ait olup olmadığı incelenemez mi?

Saygılarımla...
Old 03-12-2009, 17:48   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Birinci davada verilmiş hüküm, kadastro tespitine itiraz davasında, (eğer tarafları aynı ise) "kesin delil" teşkil eder. Zira, El atmanın önlemesi davası aynı zamanda bir tespiti içerir. Bu nedenle El atmanın önlenmesi davasında kesinleşen durum, tespite itiraz davasında hiç tartışılmadan aynen uygulanarak karar verilmelidir.
Old 03-12-2009, 18:12   #5
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Sayın ergül,
El atmanın önlenmesi davasına ilişkin karardaki "dava konusu yerin, tapu kaydına uymadığı" gerekçesi bana biraz kapalı geldi. El atmanın kapsamı (kısmen ya da taşınmazın tümüne el atma) burada önemli gibi. Tapuda yüzölçümü düzeltilmesi davası açılmasını gerektiren bir sorun da olabilir. El atmanın önlenmesi davasının davacısı, el atıldığı iddia edilen taşınmazın el atılan kısmına değil de, el atılan yer dışındaki kısmına da malik olabilir. El atıldığı iddia olunan yer (bölüm) ile kadastro tespitine itiraz davasının konusu olan yerin birebir uyuşuyor olması halinde ben de Sayın KORAY gibi "El atmanın önlenmesi davasında kesinleşen durum, tespite itiraz davasında hiç tartışılmadan aynen uygulanarak karar verilmelidir." diye düşünüyorum.


Kolay gelsin.
Old 03-12-2009, 21:12   #6
nizar

 
Varsayılan

Fakat davaların konusu farklı. Ayrıca sadece hüküm fıkrası kesin hüküm konusu olur. Tapunun uymadığı ise gerekçe bölümüne ilişkin.
Old 04-12-2009, 14:35   #7
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

Meni müdahale davası mülkiyete dayalı bir davadır. Yani malik, vaki tecavüzün kaldırılmasını ister. Bu dava anayasada yazılı mülkiyet hakkına dayalı olarak açılır ve malike üstün hak tanır. Meni müdahale davası mülkiyet sorununu kesinlikle çözmez.

Verilen bilgiye göre ilk dava farklı gerekçelerle reddedilmiştir. İlk dava, açılan kadastro tespit davası için kesin hüküm oluşturmaz kanaatindeyim. Çünkü ilk davada mülkiyet sorunu çözülmemiştir.
Old 04-12-2009, 14:58   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Ergül,

Gerekçedeki maddi vakıalarla, hüküm kısmındaki tespit ve edaya ilişkin hukuki durumu birbirinden ayırt etmek gerekir.

1. El atmanın önlenmesi davasında hüküm kısmında da mülkiyete ilişkin olarak bir tespit yapıyor. Bu nedenle mülkiyete ilişkin olarak yapılan bu tespit, kadastro davasında ya da iptal ve tescil davalarında kesin hüküm niteliğinde olduğunu düşünüyorum.


7. hukuk dairesi Esas : 1990/828 Karar : 1992/17806 Tarih : 17.09.1992 sayılı ilamında;




"Dava konusu taşınmazın kadastro tesbitine dayanak yapılan ve davacı Mehmet adına olan 5.3.1957 gün ve 481 sayılı tapu kaydı ile davacı tarafından kadastro tesbitinden önce 22.10.1986 gününde söz konusu tapu kaydına dayanılarak davalı Fahrettin aleyhine açılan dava sonunda, davalının elatmasının önlenmesine karar verilerek kesinleşmiş olan Boğazlıyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.8.1987 gün ve 986/305 esas, 987/136 karar sayılı ilamının kapsamında kaldığı, mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile saptanmıştır. Esasen taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Davalı Fahrettin, taşınmazın davacı tarafından 3.8.1966 gününde Tevfik’e adi senetle satıldığını, Tevfik ile kardeşi Mustafa arasında yapılan paylaşmada Mustafa’ya kaldığını ve Mustafa’dan da kendisiyle birlikte diğer mirasçılarına kaldığını savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü davacının dayandığı kesin hükme mi, yoksa davalının savunmasında ileri sürdüğü tapu dışı satışa mı değer verilmesi gerektiği yönünde toplanmaktadır. Kesin hükmün bulunması halinde taraflar arasında sonradan ortaya çıkan uyuşmazlıkların, kesin hüküm çerçevesinde incelenip sonuçlandırılması zorunludur. Zira, kesin hüküm olumsuz dava koşullarındandır. Bu davanın tarafları ile el atmanın önlenmesi davasının tarafları aynı kişiler olup davanın konusu ve sebebi de aynıdır. O halde, davacının dayandığı ve dava konusu taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine ilişkin ilam bu dava yönünden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237. maddesinde öngörüldüğü şekilde kesin hüküm oluşturur. Diğer taraftan, dava konusu taşınmazın tesbitten üç yıl öncesinden tesbit gününe kadar davacının zilyetliğinde olduğunu da tanık ve bilirkişiler haber vermişlerdir. Şu duruma göre, mahkemece kesin hükme değer verilmek suretiyle davanın kabulüne ve taşınmazın davacı Mehmet adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 17.9.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


2) Hatta Yargıtay daha da ileri giderek, gerekçedeki maddi vakıları dahi "kesin kanıt" niteliğinde olduğuna karar vermiştir.

" .... Davacı, davalı köy tüzel kişiliğinin kendisne ait taşınmaza haksız yere al atarak, toprak aldığını ve sattığını ileri sürerek 695.200 liranın tahsilini talep etmiştir. Mahkeme davalının davalı köyün taşınmazdan toprak aldığını ve sattığının kanıtlanamdığından davayı reddetmiştir- Davacının bu davadan önce, davalıya karşı açtığı dava sonuçlanmış ve davalı köyün "gerçekleşen el atmanın önlenmesine" karar vermiştir. Bu kararın kesinleşen gerekçesinde "davalının davacının taşınmazından toprak aldığı ve sattığı" olgusu kabul edilerek bu sonuca varılmıştır. Kuşkusuz el atmanın önlenmesi kararı ve bu kararda gerçekleşen maddi olgu, kesin hüküm niteliğinde değildir; ancak kesin kanıt niteliğindedir. Bu dava içinde özelliği olan kesinleşmiş maddi olgunun, mahkemece tartışılmaması zorunludur. Değişik ggörüş çelişik mahkeme kararlarını ve bunundoğal sonucunda, yurttaşın yargıya oaln inancının sarsıldığı ortamı çıkarır. Mahkemenin yukarıda açıklanan kesin kanıta karşın bu kesin kanıtı ortadan kaldıracak nitelikte olmayan yeniden topladığı kanıtları tartışarak davayı reddeden mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonucunda; mahkemenin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır." (HGK 27.03.1985, 4/215-257)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
meni müdahale Hukuka Saygı Meslektaşların Soruları 5 22-12-2010 00:59
kiracıya meni müdahale davası av.selim selim Meslektaşların Soruları 4 04-06-2009 08:36
Tedaş A Karşı Meni Müdahale Davası sorina Meslektaşların Soruları 3 17-03-2009 22:27
meni müdahale ve kal talebi davası avukat_12 Meslektaşların Soruları 1 12-06-2008 16:32
meni müdahale bahadırkanmış Meslektaşların Soruları 1 25-02-2008 19:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07395005 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.