Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

hayatinizda ne icin 6 senenizi verirdiniz?

Yanıt
Old 08-07-2007, 19:45   #91
doktor2002

 
Varsayılan

tabiki okul için verirdim sonuçta altı yılda doktor olunuyor başka hiç bişeye altı yılımı vermeye değmez bence o yuzden bu forumda okul iş falanda olmalı forumu açana duyrulur eksik kalmış bıraz .........
Old 08-07-2007, 20:47   #92
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

...................

Alıntı:
Yazan uSaRe01

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar SABIRLA olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Sezai Karakoç-Mona Roza'dan

Alıntı:
Yazan Av Turan

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler....



Alıntı:
Yazan Sezai Karakoç

Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın
Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum
Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
Old 08-07-2007, 21:08   #93
Av.Turan

 
Varsayılan

Açma pencereni predeleri çek,
Monoroza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Monoroza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Ellerin,Ellerin ve parmakların,
Bir nar çiçeği eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Old 08-07-2007, 21:21   #94
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Bu forumdan çıkan sonuç; beklemek Karakoç'tur ki; esasında bence değil. O beklememiş, vazgeçmiş.
Old 08-07-2007, 21:40   #95
Av.Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Jeanne D'arc
Bu forumdan çıkan sonuç; beklemek Karakoç'tur ki; esasında bence değil. O beklememiş, vazgeçmiş.
o vazgeçmemiş. tam tersi bir ömürdür bekliyor. sanırım sen Mono Rozanın olayını tam bilmiyorsun...
Old 08-07-2007, 21:51   #96
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Vazgeçmiş!
Old 08-07-2007, 21:55   #98
Av.Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Ben buna vazgeçmek bile demezdim!
arkadaşlar vazgeçmemiş ama... hayatını bir daha okuyun...
Old 08-07-2007, 21:59   #100
Av.Turan

 
Varsayılan

kız öldükten sonra birdaha evlenmeyen Karakoçu neden vazgeçmekle itham ettiğiniz sorsam??? bir onu birde Mehmet Niyazi Özdemiri bilirim gerçek aşk acısı yaşayan olarak. Özdemirin İki dünya Arasında romanı da kendi hayatıdır. ve oda vazgeçmedi. birebir şahidiyim...
Old 08-07-2007, 21:59   #101
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Avasas'a teşekkürlerimle!

Alıntı:
Yazan Ahmet Hakan/Hürriyet
Muazzez Akkaya’yı buldum


ŞAİR Sezai Karakoç’un meşhur "Mona Roza" şiirinde, Türk edebiyatının en mahrem akrostişi gizlidir.

Şiirin her kıtasının başındaki harfleri yan yana getirdiğinizde "Muazzez Akkayam" çıkar.

Karakoç, 1950’de Mülkiye’de öğrenciyken yazmıştır bu şiiri.

Ancak 2002 yılına kadar hiç yayınlamamıştır.

Buna karşın tam 50 yıl kuşaktan kuşağa aktarılmıştır bu etkileyici şiir.

60’larda daktiloyla, 70’lerde teksirle, 80’lerde fotokopiyle çoğaltılmıştır.

Bu efsane şiir, bir aşk acısının yürek burkan sesidir.

Şöyle başlar:

"Mona Roza siyah güller ak güller / Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak / Kanadı kırık kuş merhamet ister / Ah senin yüzünden kana batacak / Mona roza siyah güller ak güller."

* * *Ketumluğu, vakarı, onuruna düşkünlüğü, içe kapanıklığı, aşırı kırılganlığı ve küskün bir çiçek oluşuyla tanınan Sezai Karakoç’un, tam 50 yıl Muazzez Akkaya hakkında tek bir kelime etmesi tabii ki beklenemezdi.

Herhangi bir babayiğidin de Muazzez Akkaya konusunu Sezai Karakoç’a sormaya cüret etmesi de düşünülemezdi.

Bundan dolayı Muazzez Akkaya, Türk edebiyatının bir büyük gizi olarak kaldı.

Giz devam ettikçe de, efsane üretmeye meyilli tipler girdi devreye.

Neler neler anlatılmadı ki...

En meşhur hikáye şudur:

Güya Sezai Karakoç, Mülkiye’de okuyan Muazzez Akkaya’ya aşkını itiraf etmiş ama karşılık bulamamış, bunun üzerine "Mona Roza" şiirini yazmış, şiiri okuyan Muazzez Akkaya intihar etmiş.

Bu rivayet, "Sezai Karakoç da bu nedenle hiç evlenmemeyi tercih etmiş" diye bitiyor.

* * *Dikkat! Dikkat!

Edebiyatımızın büyük sırrı çözüldü.

Nasıl mı?

Anlatayım:

Bundan bir süre önce bir yazımda Sezai Karakoç’un "Mona Roza" şiirine ve Muazzez Akkaya’ya şöyle bir değinmiştim.

O yazının yayınlanmasının ardından New York’tan bir e-posta aldım.

Şunlar yazılıydı e-postada...

"Selam Ahmet Bey... Ben New York’ta doktorluk yapıyorum. Muazzez Akkaya’nın kızıyım. Yazınız ailecek çok hoşumuza gitti. Annemin adını yazınızda geçirdiğiniz için çok teşekkürler. Ayşe."

Okuyunca "Vay be" diye haykırdım. Muazzez Akkaya’nın izini bulmuştum.

Hemen bir yanıt yazdım: "Lütfen anneniz hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?"

Yanıt şöyleydi:

"Annem Mülkiye’de okumuş. Öğrenciliğinde çok güzel bir kadınmış. Grace Kelly tipinde. Pingpong şampiyonu olmuş okulda. Bugün anneme Sezai Karakoç’un aşkını ve şiirini sordum. Annemin bu aşktan ve şiirden haberi olmamış. Ama şunu anımsıyor: Paltosunun cebinde şairi meçhul aşk şiirleri bulurmuş! Babamla evlenirken babama bu şiirlerden söz etmiş, babam da şiir yazmaya kalkışmış annem için ama tabii ki çocukça şiirler olmuş bunlar. Annem Hazine avukatlığından emekli oldu. Maliye Bakanlığı’nda çalışırken babamla tanışıp aşk evliliği yapmışlar. 48 sene harika bir evlilikleri oldu. Maalesef geçen hafta babamı kaybettik."

* * *Muazzez Hanım’ın Mülkiye’de okurken "pingpong şampiyonu" olduğunu öğrenince...

Hemen aklıma Sezai Karakoç’un "Ping-Pong Masası" adlı başka bir şiiri geldi.

Şiiri bulup okudum...

Şu dizelere dikkat kesildim:

"Ha Sezai ha ping-pong masası / Ha ping-pong masası ha boş tüfek / Bir el işareti eyvallah ve tak tak / Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi / Ne kadar güzel ne kadar sıcak / Tak tak tak tak tak."

Gözümün önüne şöyle bir görüntü geldi:

Ezik ama onurlu Ergani çocuğu Sezai, uzak bir köşeden Muazzez’in pingpong oynamasını izlemektedir. Muazzez topa şımarık bir edayla vurdukça "Ha Sezai ha ping-pong masası" diye içlenmektedir.

Ne dokunaklı değil mi?

Old 08-07-2007, 22:03   #102
Av.Turan

 
Varsayılan

olayın bu şekilde olduğunu kabul edecek olsanız.peki sezai karakoçun hiç evlenmemiş olması vazgeçmemidir???
Old 08-07-2007, 22:11   #103
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

İşte tam "vazgeçmiş" diyen cenahtaki arkadaşlardan ayrıldığım nüansı yazacaktım ki sordunuz:

Bence vazgeçmiştir ama vazgeçtiği de kendi hayatıdır. Çünkü bildiğim kadarıyla müzmin bir münzevidir.

Herkesin kendi hayatı, kendi tercihidir. Dolayısıyla kutsaldır ve bana düşen saygı duymaktır. Fikir beyan etmek cüret ve densizliği ile diyebileceğim bence hatadır, lakin dediğim gibi bana söz düşmez.

Saygılar.
Old 08-07-2007, 22:14   #104
Av.Turan

 
Varsayılan

İki Dünya Arasında romanını okuyun birde...onun yorumunu da duymak isterim.
Old 09-07-2007, 00:04   #105
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bir şiirin gerisinde neler olup bittiği, ister istemez okuyanların ilgisini çekiyor. Bu anlamda yazanın ne yazdığı kendisinden bağımsızlaşıp, önem kazanıyor. Düşünün ki bir aşk şiiri, yıllar sonra bir sebeple önümüze geliyor. Şiir, hakkıyla, "imkansız aşk" şiiri olarak ünlenince, acaba neden imkansızdı sorusu akıllara düşüyor ve devamında , sahiden imkansız mıydı, sorusu...

Ben görüşümü yukarıda söyledim, şairin tahtında, -asla şahsına değil-, insana ve anlatıya dair görüşüm, buna vazgeçmek dahi denemeyeceği, yönünde.

Yaşamdan vazgeçmek, kendinden vazgeçmek, ya da bir başka yargı. Aslında tümü gerçekten çok farklı da olabilir.

Yeni Türkü'den bir kaç söz düştü şimdi aklıma (şiir elbette M.Mungan), "kimdi giden, kimdi kalan... aslında giden değil kalandır terkeden.. giden de bu yüzden gitmiştir zaten..."


Bizlere kalan da masalları/söylenceleri, yeniden dinlemek, söylemek, hayat hiç birimize aldırmaksızın, geçip giderken.


*Kimseyi 6 yıl bekletmeyin



Saygılarımla...
Old 09-07-2007, 00:35   #106
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Alıntı:
Bizlere kalan da masalları/söylenceleri, yeniden dinlemek, söylemek, hayat hiç birimize aldırmaksızın, geçip giderken.

Doğru söze -hele de bir şair demiş ise- ne denir.

Alıntı:

*Kimseyi 6 yıl bekletmeyin


Kimseyi 6 yıl beklemeyin ya da siz bilirsiniz ne yaparsanız yapın hani aklınıza nasıl eserse!
Old 10-07-2007, 08:25   #107
gözyaşım

 
Varsayılan

Güzel bir soru

ben altı değil 23 yıl bekledim özgürlüğüme kavuşmak için
ve onca çektiklerim onca fedakarlıktan sonra kavuştum

bence özgürlük için değer

tşk ederim bu soruyla neler kazandığımı fark ettim

gözyaşım
Old 12-07-2007, 22:47   #108
Av.Turan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gözyaşım
Güzel bir soru

ben altı değil 23 yıl bekledim özgürlüğüme kavuşmak için
ve onca çektiklerim onca fedakarlıktan sonra kavuştum

bence özgürlük için değer

tşk ederim bu soruyla neler kazandığımı fark ettim

gözyaşım
mahkum muydunuz? peki kime
Old 13-07-2007, 08:28   #109
meyralkan

 
Varsayılan

insan bi seye karar verdi mi yapmasi hic de zor olmuyor aslinda. beklemek de sabir ve kararlilik isteyen bisey. evet ben 5 senedir bekledim hayatimin insanini ve hala bekliyorum ve bu durum bazewn beni cileden cikarmis olsa da bazen isyan etmeye kalsam da suan gercekten beklemeye degdini anliyorum... evet 5 sene bekledim 1 sene daha beklemem gerekiyo sanirim 5 sene bekleyene 1 sene zor gelmez
Old 13-07-2007, 12:12   #110
diclee

 
Varsayılan

niye 6 yıl diye o kadr çok düşünmüştüm ki... şimidi anlaşıldı niye 6 yıl olduğu dediğiniz gibi beklemek zor,çileden çıkartan hatta bezdiren bişey çoğu gitmiş azı kalmış ne güzel umarım bu azıcık süreç çabucak geçer. 5 yıl beklemiş birine sormak istiyorum açıkçası beklediğimiz kimsenin bu süre sonunda bizim olmama ihtimalide varsa yinede küçücük minicik bi ihtimal için bile beklemeye değermi?
Old 13-07-2007, 13:32   #111
ecesaka

 
Varsayılan

Sadece bir cevaba ulaşabilmek için 6 ay beklemem gerekiyordu... Şu an sanırım 4. ay başladı ve ben gerçekten beklemek isteyip istemediğimi bilmiyorum... Arayışıma verilecek cevabın iyi ya da kötü olacağını bilmeksizin, boşlukta beklemek... Sonucu bilmeksizin beklemek gereksiz sanki..
Old 13-07-2007, 17:14   #112
Cest la vie

 
Varsayılan

Kişi zaten beklenmeye değip değmeyeceğini, uzakta bile olsa karşı tarafa hissettirir. Bu nedenle beklemek zor olsa da, sonunda gün ışığı varsa neden beklenmesin ki?

Çok sevdiğim bir İngilizce deyim var: 'The darkest time is just before the dawn.'
Yani, günün en karanlık vakti, şafaktan hemen önceki vakittir.
Şafağı görmek için en karanlığa katlanmak gerekiyorsa, mecbur katlanacağız, nasılsa günün doğacağını biliyoruz ya!
Old 13-07-2007, 22:44   #113
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır.
Kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır.
Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu konuda da umutsuzdurlar.
Çünkü kadınlık bekler.

Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.

Murathan MUNGAN




bu başlığa çok yakıştı Murathan Mungan..
Old 25-07-2007, 15:25   #114
SPARTACUS

 
Varsayılan

-- Her şeyi ama her şeyi eksiksiz bilmek için 6 yıl beklerdim. Niye beklemiyeyim ki
Old 25-07-2007, 16:39   #115
uSaRe01

 
Varsayılan

altı yıl önceki altı yılı altı yıl sonra yeniden yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek ve aynı yılı altı yıl sonra yaşarken aynı şeyleri yine yaşayıp yaşamayacağım sorusuna cevap bulabilmek için altı yıl bekleyebilirim. İlginç bir bekleyiş olacak ama
Old 25-07-2007, 16:49   #116
üye18563

 
Varsayılan

Onun için
Old 25-07-2007, 18:34   #117
g_bedirkurum

 
Varsayılan

sayın spartacus;
konuyu ilk okuduğumda aklıma özdemir asaf'ın duvara astığım'ı gelmişti tam yazacakken bir de baktım ki benden önce davranmışsınız, teşekkürler
Old 25-07-2007, 23:42   #118
slide

 
Varsayılan

bekklemek içinn değip değmediğini düşünemez ki insan..hatta aşıksa gözü kördür..beklemek kastııyla hareket etmez..yaşamını idame ettirir..sonra farkeder ki yıllar geçmiş hala yalnız..kabullenmek istemese de bilinçaltında hep onu beklemiştir..elbetteki değeceğini bildiğin insanı beklemek istersin..ama ne yazık ki aşk bunların hiçbirini düşünmesine izin vermio insanın..gelmeyeceğini bilerek dahi beklersin..sorsalar aklına gelmediğini söylersin..oysa aklın fikrin o'dur..bi gün geleceği ümidiyle yaşarsın..
Old 26-07-2007, 01:06   #119
g_bedirkurum

 
Varsayılan

"bekliyorum, öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın"

ORHAN VELİ
Old 31-07-2007, 20:17   #120
OLCAYK

 
Varsayılan

Hiçbir şeyi beklemeye değmez,yaşanılacaksa istesende istemesende yaşanılır zaten...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Stresi yenmek için çay için. nigartp Site Lokali 15 30-04-2008 11:09
Hakim Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz? Av.Suat Ergin Hukuk Sohbetleri 86 16-01-2008 15:46
Siz Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz? Gemici Hukuk Sohbetleri 11 29-09-2007 23:55
Mortgage için son üç ay Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 4 15-05-2007 14:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06988311 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.