Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Çocuk İsteyenlere.. :)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-10-2008, 09:08   #61
Dilge

 
Varsayılan

Sn. Nur Deniz işiniz epeyce zor görünüyor.Kolaylıklar dilerim. Ama biz bu yumurcağın bir de fotoğrafını görsek Şahsen ben merak ediyorum kendisini!
Old 09-10-2008, 16:00   #62
Envanter

 
Varsayılan

Bir arkadaşım bana aşağıdaki yazıyı yollamış;

Ne yapardiniz?... kararı siz verin. Komik bir cumle beklemeyin, cunku yok.
Yine de okuyun. Sorum su: Ayni karari siz verir miydiniz?

Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması
gereken şeyler nerede?'

Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.

Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.'

Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:

Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'
Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey
beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.

Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.

Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.

Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.

Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına
kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.

Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.

Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.

Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay'

Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'

Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa
kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay
hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.

'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.

Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.

Son NOKTA: E-mail ile hiç düşünmeden binlerce fıkra yolluyoruz, ama hayattaki seçimler konusunda mesaj olduğunda insanlar tereddüt ediyorlar.

Bunu size yollayan kişi hepimizin bir farklılık yaratabileceğimiz inancını taşıyor. Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor 'doğal olan şeyleri' gerçekleştirmek için.

Bilgin bir adam bir zamanlar demişki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.

Gününüz bir Shay günü olsun!
Old 28-01-2010, 12:52   #63
nostaljielif

 
Varsayılan

3 yaşında bir kızım var.HAYATIN TADI diyorum ben kızıma.Anne,baba olmak isteyenlere tavsiye ediyorum bir çocuğunuz olsun.ona her gün İYİKİ VARSIN diyorum oda bana sımsıkı sarılıyor.
Old 29-05-2010, 12:20   #64
Nur Deniz

 
Varsayılan

Cinnet geçirmemeye çalışarak odasını temizliyorum. Sadece iki gün idare ediyor. Son anneler gününe kadar 3 yıl boyunca bütün doğumgünlerimde ve anneler gününde aynı hediyeyi verdi. Son iki yıldır sadece kendi seçtiği kıyafetleri giyiyor. Bir aydır saçlarını hem bana hem de okula rağmen kestirmedi.(Ondan önce kendisi gidip kestiriyordu.) Kahvaltı yapmayı sevmiyormuş, uyanıpta onu okula göndermek benim görevim değilmiş. Okul O'nun işiymiş. Büyüyünce bana kırmızı ferrari alacakmış. Niye evde makyaj yapıp, saçlarımı yapmıyormuşum? Bu son dediği 1000 kez oldu halen kendi yatağında uyuyup sabaha karşı benim yatağıma dalıyor. Benle uyanmayı seviyormuş da. Kendi kendisine tatil planları yapıyor. Yaptığı plana göre 45 gün yalnızım bu yaz. Kitap oku dememeliymişim, o zaten ben istemesem de okuyormuş. Bunu benim için yapmıyormuş. Okul ödevine annenizin hobileri kısmına:İnternet, gezmek, çay ve gevezelik diye yazarak beni utandırıyor. Yeniden evlenme bize lazım değil ama sevgilin olabilir diyecek kadar hoşgörülü. Karnesini almaya değil , yağmur yağarsa okuldan almamı isteyecek kadar kendi sınırları var. Bilgisayarı ve televizyonu istediği zaman kilitleyip beni kendine esir almayı seviyor. Keşke nöbet listeni ben yapsam diyerek bütün tatillerini bana ayıracak kadar özverili. Onlarca saati olmasına rağmen bozuk ben ten saatini sol koluna, diğerlerini de her gün sırasıyla sağ koluna takmaktan hoşlanıyor, güzelden anlıyor. Dolabımı açıp, niye bunu niye şunu giymiyorsun diye sorup duruyor. Biraz kilo alınca anında farkedip ''tombul annem'' diye seven, kilo verince de ''hah şimdi güzel oldun, bir şeye benzedin'' diye dalga geçen, yürüyüş yaptığımızda benden hızlı yürüyüp ,arkasına dönüp bana bakıp sırıtan, hadi gezelim diye benden gezenti çıkan, durmadan konuşan, yaşadığımız yerde tanımadığı kimse kalmayan, çocuk muamelesi görmek istemediğinden halen okul servisine bindiremediğim bisikletle okula giden, öğretmene bozulduğunda bana kızan, o kadar yediği nereye gidiyor diye düşündüğüm, başkası sorunca çok bozulduğum ince, uzun, cılız, uykusu düzenli, kendi sınırlarına beni sokmayan, 8 yaşında esmer bir oğlum var.

O'nunla yaşıyorum, itirazım yok ama bütün bunlara rağmen:

-Bu evde demokrasi yok! demesi bu sabah beni çıldırttı.

Pişman değilim, yine olsun yine yaparım ama zamanı geçmeden öğrensem iyi olacak.

Soruyorum:
-Çocuk nasıl dövülür?
Old 29-05-2010, 19:13   #65
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Soruyorum:
-Çocuk nasıl dövülür?

20 yıl öncesinde de böyleydi herşey. Bir değişiklik olmamış.
Zamanlama daha önemli tabi.
Otuzuna gelmeden dövemiyorsunuz.
Bekleyin; üniversite bitsin, askerliğini yapsın, işini bulsun, evlensin hele.
Çoluk çocuğa da karışsın bir, işte o zaman elinize ne geçerse onunla istediğiniz gibi dövebilirsiniz.
Kolunuza kuvvet.
Old 29-05-2010, 19:25   #66
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Soruyorum:
-Çocuk nasıl dövülür?

Yaşken.
Old 02-06-2010, 18:57   #67
Nur Deniz

 
Varsayılan

Yazımı okudu oğlum. Hemen gitti saçlarını kestirdi. Kestirir kestirmez de geldi bana çemkirdi:

-Bu kadar baskı uygulanması için henüz çok küçükmüş.
Old 09-06-2010, 09:50   #68
supernatural

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kardan Adam
20 yıl öncesinde de böyleydi herşey. Bir değişiklik olmamış.
Zamanlama daha önemli tabi.
Otuzuna gelmeden dövemiyorsunuz.
Bekleyin; üniversite bitsin, askerliğini yapsın, işini bulsun, evlensin hele.
Çoluk çocuğa da karışsın bir, işte o zaman elinize ne geçerse onunla istediğiniz gibi dövebilirsiniz.
Kolunuza kuvvet.

Üstadım beni korkutuyorsunuz
Old 22-07-2011, 13:43   #69
xploide

 
Varsayılan

Ne para, ne kariyer ne de başka birşey, çocuğunuzun daha konuşmayı dahi bilmezken sizin sesinizi duyup minik gülücükler atması kadar değerli olamaz.
Old 28-09-2011, 08:36   #71
Nur Deniz

 
Varsayılan

Evden en son ben çıkıyorum. Odaları geziyorum.Kesinlikle bizim evden bir sürü çıkmış oluyor ama ne sürüsü ben de bilmiyorum.
Old 06-10-2011, 13:50   #72
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Ben tahmin edebiliyorum.Bir aydır kumanda arıyorum.Artık ümidimi kesmiştim ki Cancığımın gizli yerini buldum.Tabii tüm kayıplarımı da
Old 20-11-2011, 13:22   #73
Nur Deniz

 
Varsayılan

''Seni ömrüm kadar seviyorum!'',''Annecim, sen en güzel yemek yapanların kralısın!'' ,''Ödevlerimi yaptım, sana yardım edeyim mi?'', ''Enfes yemek yapmayı nereden öğrendin?'', ''Elinize kolunuza sağlık.'', ''Bu gömlek niye bu kadar güzel kokuyor?'' diye kelimesi kelimesine konuşan, başım ağrıdığında elleriyle alnımı tutan, uyuyakalmışsam üzerimi örten, 7 yaşında, bembeyaz, sizi hergün şaşırtan,sevgi dolu bir stres topunuz varsa, bir tane daha, bir tane daha, bir tane daha çocuk istersiniz.
Old 29-12-2011, 11:53   #74
üye19891

 
Varsayılan

Çocuk büyüdükçe derdi artar derler ya ben de anne babamın psikolojisini gözlemleyerek bu sonuca varıyorum babam her geçen gün dertlerimizin hiç bitmediğinden yakınıp duruyor tabiki bence bu durum babamın bizim derdimizi kendi derdi gibi görüp ilgilenmesinden ve 5 çocuğu olup ayrı ayrı dertlerle uğraşmasından kaynaklanıyor mesela benim son derdim şu idi senelerdir çalışıyorum baba bir gün güzel günler gelecek sanıyorum ama bir türlü gelmiyor lisede çok çalış hukukta çok çalış daha sonra dil eğitimi derken sabah 6 gece 12 lik yapılan ders çalışma mesaisi hiç bitmiyor hemen ardından da yüksek lisansa başlayınca ben bırakıyorum dedim bir ay önce; babam da yaklaşık birkaç haftadır bunun neden kaynaklandığını düşünüyorondan çocuk sadece küçükken güzel büyük versiyonunun verdiği problemleri küçükün verdiği zevkten o kadar az görüyorum ki ailem üzerinde yaptığım gözlemlerde her ne kadar beni yanlarında istediklerini ve çok sevdiklerini daima dile getirmiş olsalarda
sonuç olarak şu an çocuk düşünmüyorum büyütmek bir dert Türkiye şartlarında iyi bir işe yerleştiklerini görmek ayrı bir dert çünkü günümüz şartlarında öğretmenlik mesleği bitti hukuk çok yaşlandı ölmek üzere tıp sadece orta yaşlı duruyor bizim çocuklarımıza kadar ölür o alanda ...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kaçmak İsteyenlere Laos Mektubu Armağan Konyalı Site Lokali 1 07-01-2011 18:04
Çocuk Ve Şiddet !!! Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 49 07-01-2010 00:34
Bir Çocuk ! Sibel Site Lokali 1 06-11-2007 10:59
Çocuk işçiliğinde son on yıl... Merhaba Çocuk Hakları Çalışma Grubu 1 06-11-2006 18:57
Nişanlanma ve Çocuk ahmetsacit Hukuk Soruları Arşivi 4 24-07-2006 16:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07602811 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.