Uygulanamayan Tapu Dava Hak DÜŞÜrÜcÜ SÜre

Değerli meslektaşlarım,
Müvekkil 1956 yılında babasından satış yoluyla Bursa ilinde bir gayrimenkul almıştır. Daha sonra müvekkil Amerika'ya yerleşiyor ve uzun yıllar Türkiye'ye gelmiyor. Gayrimenkulün bulunduğu bölgede 1970'li yıllarda kadastro çalışmaları yapılıyor ve müvekkilin oldukça değerli olan gayrimenkulü bu çalışmalar sırasında TAPU KÜTÜĞÜNE: UYGULANAMAMIŞTIR. şerhi konuluyor. Fakat bu gayrimenkul için müvekkilden 90 lı yılların ortalarına kadar vergi alınıyor. Bu zamana kadar bir kaç kez ülkeye gelmiş fakat gayrimenkulünün yok edileceği tahmin etmediğinden tapu kütüğüne bakmak aklına gelmemiştir.

Kadastro açısından hak düşürücü süreler geçmiş görülüyor. Fakat müvekkilden uzun zaman vergi alındığı ve yurt dışında yaşadığı da göz önüne alındığında, Müvekkilin gayrimenkul için Devlet aleyhine tazminat açması mümkün olabilir mi? Olabilir ise görevli mahkeme neresidir?
Saygılarımla...

Alıntı: gayrimenkulünün yok edileceği tahmin etmediğinden

Sorular:
1.Taşınmaz tapulu idi (?)
2.Taşınmaz malik baba tarafından müvekkil oğula satıldı (1956,tescil?)
3.Tadastro çalışması (1970..)
4.Tapunun son durumu (?)

Katkı:
1.Kadastro çalışmaları sırasında tapuda kayıtlı taşınmaz kayıt sahibi adına tespit edilir (3402 s. Kadastro Kanunu,m.13).

2.Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur (TMK.m.705).

3.Taşınmaz mülkiyeti, terkin veya taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona erer (TMK.m.717).

4.“Kanunlar uyarınca Hazine'ye intikal eden taşınmazlar; tapuya kayıtlı olsun veya olmasın, kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilemez.” (Y.8.HD.E. 2008/5398,K. 2009/253,T. 26.1.2009).

5.“…taşınmaz, öncesi itibariyle tapusuz olup da, satış ve devir kadastro tespitinden önce yapılmış ise o takdirde menkul hükmünde bulunan bu payların satış ve devriyle mülkiyeti alıcılarına geçeceğinden böyle bir satışa değer verilmesi gerekir. Bu yönlerden araştırma ve inceleme yapılmadan TMK.nın taşınmaz satışına ilişkin hükümleri göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” (8.HD.E. 2008/5876,K. 2008/6231,T.18.12.2008).

Sayın Meslektaşım,Öncelikle verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.
Taşınmazın tapusu mevcuttur. Müvekkilin babası Kurtuluş Savaşı sonrası edinmiş ve ilk sahibidir. 1956 yılında satış yoluyla müvekkile geçmiş görülmektedir. tapu kütüğünde hali hazirda "kadastro uygulanamamıştır" kaydı mevcuttur. Esasında elimizdeki tapuda gösterilen yer çok net değildir. Zira köy içinde vakıf arkası önünden yol geçen bir alan olarak tarif edilmektedir. bu tarife uygun birden çok yer vardır. Kadastro işlemlerine karşı açılacak davalarda kanunda 10 yıllık hak düşürü süre yer aldığından bu husuta nasıl yol izlenmelidir? Biz özel bir bilirkişe inceleme yaptırdık ve arazinin ortalama değerini ve muhtemel iki taşınmaz yerini bize tespit etti, ancak burası da hali hazırda başkaları adına tescilli görünüyor. Şu durumda garimenkulün mevcut değeri de yüksek olduğundan ve hali hazırda üçüncü kişilere ait görünen tapu bedeli için Hazineye karşı bir tazminat davası açılabilir mi? Açılabilirse görevli mahkeme neresi olmalıdır? Yardımlarınız için çok teşekkür ederim. Saygılarımla...

Alıntı: Biz özel bir bilirkişe inceleme yaptırdık ve arazinin ortalama değerini ve muhtemel iki taşınmaz yerini bize tespit etti, ancak burası da hali hazırda başkaları adına tescilli görünüyor.

Kök tapu araştırıldı mı ?

Üstadım, elimizdeki tapu kayıdına tapu kütüğünden baktırdık. Burada Kırmızı kalemle "UYULANMAMIŞTIR" şeklinde bir yazı mevcut. Tapudaki memura bunun açıklamasını sorduğumuzda, "kadastro çalışmaları yapılırken bu tapunun yeri tespit edilememiştir. " diyor. Kadastro da bölgede 70 li yıllarda geçmiştir. Önce yerin kadastro tarfından tespitini istemeyi düşündük ancak çok uzun zaman sonraya gün verebileceklerini söyledikleri için özel bir rapor hazırlattık.

“..Kadastro yasalarındaki hak düşürücü sürelerin kabulünden amaç,kamu düzenini korumaktır.
Belli bir süre geçtikten sonra kadastrodan önceki haklara dayanarak dava açılmasının önlenmesi uyuşmazlıkların sona erdirilmesi istenmiştir.
Hak arama özgürlüğünün sınırsız olarak kabulü kamu düzenini aksi yönde etkiler.
Hak düşürücü süre ile mülkiyet hakkı değil hak arama özgürlüğü belli bir süre ile sınırlandırılmıştır…”(HGK.E.1995/20-1086,K. 1996/174,T. 20.3.1996).

Adalete ya açılmış ya da açılacak bir yoldan... Mutlaka ulaşıl(malıd)ır...

“Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmaz, kadastrodan önce davacı adına tapuda kayıtlı bir yerdir. Tapu kayıt ve krokisi kapsamında kalması ve niteliğinin de elverişli olması halinde böyle bir yerin tapu maliki adına tescili mümkündür….”
(Karşı oy - HGK.E. 2007/7-748,K. 2007/761,T. 24.10.2007).

Kolay gelsin...

Üstadım;
Katkılarınız için çok teşekkür ederim. Saygılarımla...