Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Belirsiz alacak davası ıslahla kısmi davaya dönebilir mi?

Yanıt
Old 23-01-2020, 20:35   #1
tegese

 
Varsayılan Belirsiz alacak davası ıslahla kısmi davaya dönebilir mi?

Sayın meslektaşlarım

TMK md. 1007 gereğince hazine aleyhine ikame ettiğim tazminat davasını belirsiz alacak olarak açmıştım. Fakat daha sonra Yargıtay ın TMK 1007. Maddesine dayalı davanın belirsiz olarak açılması halinde usulden red kararı verdiğini, davanın kısmi dava olarak açılması gerektiğini okudum. Dosyada bilirkişi incelemesi yapılmıştı fakat talep artırımını henüz gerçekleştirmemiştim. Bu aşamada, bilirkişi raporunda belirlenen tutara talebimi artırarak ve davayı kısmi dava olarak niteleyerek ıslah yapmak istiyorum. Sizce de bu şekilde yapmam uygun mıdır?
Old 24-01-2020, 08:36   #2
gecelerin_yargıcı

 
Varsayılan

Yargıtay HGK’nın 17.06.2015 tarihli ve 2015/22-1052E. – 2015/1612K. sayılı ilamı;

“Davacı vekili, dava dilekçesinin sonuç kısmında talep ettiği her alacak için bir miktar yazdıktan sonra parantez içinde “belirsiz” ibaresini kullanarak işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Ayrıca yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde ise “belirsiz alacak davasındaki” taleplerini artırdığını belirterek davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça beyan etmiştir. Davacı vekilinin talebinin açıkça belirsiz alacak davası olduğu halde mahkemece davanın kısmi dava kabul edilerek karar verilmesi doğru değildir. Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir.”

Karar işçilik alacakları hakkında ancak usuli bir konu olduğu için sizin olayınızda da uygulanır diye düşünmekteyim.
Old 06-03-2020, 10:53   #3
nazlı akalın

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tegese
Sayın meslektaşlarım

TMK md. 1007 gereğince hazine aleyhine ikame ettiğim tazminat davasını belirsiz alacak olarak açmıştım. Fakat daha sonra Yargıtay ın TMK 1007. Maddesine dayalı davanın belirsiz olarak açılması halinde usulden red kararı verdiğini, davanın kısmi dava olarak açılması gerektiğini okudum. Dosyada bilirkişi incelemesi yapılmıştı fakat talep artırımını henüz gerçekleştirmemiştim. Bu aşamada, bilirkişi raporunda belirlenen tutara talebimi artırarak ve davayı kısmi dava olarak niteleyerek ıslah yapmak istiyorum. Sizce de bu şekilde yapmam uygun mıdır?


Merhabalar Sayın meslektaşım,

Ben de benzer bir biçimde TMK 1007. maddeden kaynaklanan tazminat davasını belirsiz alacak olarak açtım. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin bu konudaki görüşleri sık sık değişiyor maalesef. Güncel görüşü bu davaların belirsiz alacak olarak açılamayacağı yönünde. İşimize yarayabilecek bir Hukuk Genel Kurul Kararı buldum, sizinle de paylaşmak isterim:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/22-1166 E, 2019/576 K sayılı güncel kararında; ‘...şartları bulunmamasına başka bir anlatımla talep edilecek alacak miktarının davanın açıldığı anda tam ve kesin bir biçimde belirlenmesinin mümkün olmasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açılan dava, hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile usulden hemen reddedilmemelidir. Zira bir miktar belirtilmek sureti ile açılan belirsiz alacak davası da alacak ister belirli ister belirsiz olsun bir eda davasıdır ve eda davalarında hukuki yarar var kabul edilir. Öte yandan davacının dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşması mümkün olmayıp bir mahkeme kararına muhtaç ise dava açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasızdır.
Davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır...’ denmekle belirsiz alacak davası şartlarını taşımayan bir davanın kısmi dava olarak değerlendirilip sonuca gidilmesi gerektiği hükme bağlanmış.

Benzer bir biçimde Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinde belirsiz alacak davası olarak kabul edilen bir dava, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 2016/430-2018/116 K ile ve TMK 1007. maddesi uyarınca açılacak davaların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle bozularak davanın ıslah edilmesi ve harç tamamlanması şartıyla kabulüne karar verilmiş. Av Özgür Bey'in sitesinde bu davalarla ilgili bir de güzel makale var (https://ozgureraytas.av.tr/orman-ser...-tazminat.html)

Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararının işimize yarayacağını düşünüyorum. İyi çalışmalar.
Old 06-03-2020, 13:34   #4
Matrix

 
Varsayılan

Maalesef Yargitayin Aksi Yönde De Kararlari Mevcut....
Old 06-03-2020, 15:07   #5
nazlı akalın

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Maalesef Yargitayin Aksi Yönde De Kararlari Mevcut....


Meslektaşım güncel tarihli aksi yöndeki kararları paylaşmanız mümkün mü?
Old 06-03-2020, 15:31   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay 20.Hukuk Dairesi
2018-43222 Esas
2019-1770 Karar


"...6100 sayılı HMK'nın 107. maddesi ile 1086 sayılı HUMK'da bulunmayan ''belirsiz alacak davası'' türü kabul edilmiştir. Buna göre; “Madde 107: (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmî eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.''

Yukarıda açıklanan madde hükmüne göre; alacaklının belirsiz alacak davası açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı veya bu durum objektif olarak imkansız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tesbit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukuki yarar aranacak olup böyle bir durumda hukuki yararın bulunduğundan söz edilemez (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul hukuku Ders Kitabı 2011 Baskı sf.277).

Somut olayda ise; davacılar, tapusu iptal edilen taşınmazlarının değerini talep etmiştir. Davacıların dava açıldığı tarihte taşınmazının değerini belirlemesi objektif olarak mümkün olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü mümkün değildir. Bu husus Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile de sabittir. TMK'nın 1007. maddesine dayanılarak açılan tazminat davaları için kanunda ayrıca bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunun 125.) maddesinde yazılı 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ve birleşen dava tarihi itibarıyla zamanaşımı gerçekleştiğinden birleşen davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmeyip birleşen davaya ilişkin hükmün bozulması gerekmiş, bozma nedenine göre davacılar vekilinin temyiz itirazları da reddedilmiştir.

Kabule göre de, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nispi harca tâbi davalardandır. Davacılar tarafından maktu harç yatırılmasına ve harcın da ikmal edilmemesine rağmen birleşen dava için davacılar lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.

Sonuç: 1- Yukarıda bir nolu bentde açıklanan nedenlerle; Mahkemenin 2017/559 E. - 2017/125 K. sayılı asıl davasında taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin taraflardan alınarak birbirlerine verilmesine,

2- İki nolu bentde açıklanan nedenlerle; Mahkemenin asıl dava ile birleştirilen 2017/572 E. - 2017/827 K. sayılı davasında davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 14.03.2019 günü oybirliği ile karar verildi."
Old 06-03-2020, 16:04   #7
nazlı akalın

 
Varsayılan

Belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı sabit olsa da, HGK kararına göre belirsiz açılan davaya kısmi devam edilebilir, hatta davacı belirsiz alacak olarak devam etmek istese dahi Mahkeme ‘bir ara kararla’ kısmi olarak devam edileceğine karar verebilir diyor..
Old 06-03-2020, 17:20   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Zararın neresinden dönersen dön kârdır..

Alıntı:
Yazan nazlı akalın
Belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı sabit olsa da, HGK kararına göre belirsiz açılan davaya kısmi devam edilebilir, hatta davacı belirsiz alacak olarak devam etmek istese dahi Mahkeme ‘bir ara kararla’ kısmi olarak devam edileceğine karar verebilir diyor..



Alıntı:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/22-1166 E, 2019/576 K sayılı güncel kararında;


Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin sonunda aşağıdaki hukuki sonuca varması sevindiricidir.


"..Zira bir miktar belirtilmek sureti ile açılan belirsiz alacak davası da alacak ister belirli ister belirsiz olsun bir eda davasıdır ve eda davalarında hukuki yarar var kabul edilir. Öte yandan davacının dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşması mümkün olmayıp bir mahkeme kararına muhtaç ise dava açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasızdır.
Davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır..."


Ek Bilgi: Yargıtay belirsiz alacak davası açılsa da, belirli hale getirme dilekçesi değil de ISLAH dilekçesi verilirse, davayı kısmi dava olarak kabul ediyor.


Saygılar,
Old 08-03-2020, 10:24   #9
Matrix

 
Varsayılan

Daireler arasında tam bir fikir birliği olmadığından, her dairenin görüşü farklıdır.TMK'nun 1007 . maddesinden kaynaklanan tazminat istemleri 20. Hukuk Dairesinde görülmekte olduğundan, bu daire " Kısmi dava açılması gerektiği, belirsiz alacak davası açılamayacağı..." görüşünden dönmemiş ve uygulamaya devam etmektedir. Şayet aksi bir kararları varsa ( 2019,2020 tarihli )paylaşmanızı isterim.
Old 07-12-2020, 14:18   #10
Matrix

 
Varsayılan Tamamen Islah

Bu durumda, yukarıda sözü edilen TMK mad. 1007 'e göre " BELİRSİZ ALACAK DAVASI " şeklinde açılan dava TAMAMEN ISLAH EDİLEREK ( Yeni bir dava dilekçesi ile, dava değeri somutlaştırılarak ) TAM EDA DAVASINA dönüştürülebilir mi ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Belirsiz alacak davası-kısmi dava çıkmazı (acil) guLDe Meslektaşların Soruları 20 20-09-2019 11:31
Belirsiz alacak davası mı? Kısmi dava mı? Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 5 21-11-2018 15:04
Kısmi Dava/Tespit Davası/Belirsiz Alacak davası ve HMK 106-107-109 Av.Ufuk Bozoğlu Meslektaşların Soruları 577 11-05-2017 19:34
Belirsiz alacak davası ile kısmi davanın bir farkı daha Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 4 10-09-2014 10:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05052090 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.