Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Adİ Ortaklik Ya Da Hİzmet Tespİtİ

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-12-2006, 09:47   #1
av. aslı uçaravcı

 
Varsayılan Adİ Ortaklik Ya Da Hİzmet Tespİtİ

Müvekkil A, B ve C adlı kişler ile bir araya geliyor D adına kayıtlı bir iş yeri açıyor.1 yılı aşkın süre birlike çalıştıktan sonra müvekkil A bu iş yerinden ayrlıyor.Başta koymuş olduğu sermaye kendisine ödenmiyor.Bu bir yılı aşkın süre içerisinde müvekkil sigortalı da yapılmıyor.Adi ortaklığa dair hiçbir sözleşmede mevcut değil.
müvekkil A'nın bu koymuş olduğu sermaye miktarını geri alması için ticaret mahkemesinde alacak davası mı açmalıyım ve ayrıca sigortalılığın tespiti davası açılabilir mi zira iş yeri bir başkası adına kayıtlı.
Old 08-12-2006, 11:20   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla müvekkiliniz ortaklıktan ayrılmak istiyor. Ortada bir adi ortaklık sözleşmesi de yok. Bu durumda koyduğunuz sermayeyi geri almak isterseniz ortaklığın sona ermesini de istediğiniz göz önüne alınır. Aşağıda ilgili maddeleri yolluyorum. Bir de Yargıtay kararı var.

Bu davanın asliye hukuk mahkemelerinde açılacağını düşünüyorum.

BORÇLAR KANUNU
.....
......
1 - SERMAYELER HAKKINDA YAPILACAK MUAMELE
MADDE 538 - Bir şeyin mülkiyetini sermaye olarak koyan şerik, şirketin feshi üzerine yapılacak tasfiye neticesinde o şeyi aynen istirdat edemeyip o kimsenin sermayesi ne miktar kıymet için kabul edilmiş ise o kıymeti istiyebilir.
Eğer bu kıymet tâyin edilmemiş ise istirdat o şeyin sermaye olarak konduğu zamandaki kıymeti üzerinden yapılır.

BORÇLAR KANUNU
....
.....

D) ŞİRKETİN HİTAMI
I - HİTAM SEBEPLERİ
1 - UMUMİYET İTİBARİYLE
MADDE 535 - Aşağıdaki hallerde şirket nihayet bulur:
1 - Şirketin akdinde maksut olan gayenin elde edilmesi yahut elde edilmesinin imkânsız hale gelmesiyle.
2 - Mirasçılar ile şirketin devamına dair evvelce yapılmış bir mukavele olmadığı halde şeriklerden birinin ölmesiyle.
3 - Şeriklerden birinin tasfiyedeki hissesi hakkında cebri icra vukuu ile yahut bir şerikin müflis olması veya hacredilmesi ile.
4 - Bütün şeriklerin ittifak etmesiyle.
5 - Şirket için tâyin edilen müddetin hitam bulmasiyle.
6 - Şirket mukavelenamesinde bu hak muhafaza edildiği yahut şirket gayri muayyen bir müddet için veya şeriklerden birinin hayatları, müddetince tesis olunduğu hallerde bir şerikin feshi ihbar eylemesiyle.
7 - Haklı sebeplerden dolayı fesih için verilen mahkeme ilâmiyle.
Haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmıyan bir müddet için aktedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir.
2 - MUAYYEN OLMIYAN MÜDDET ÜZERİNE ŞİRKET
MADE 536 - Şirket muayyen olmıyan bir müddet için veya şeriklerden birinin hayatı müddetince devam etmek üzere teşkil edilmiş ise şeriklerden her biri altı ay evvel ihbar eylemek şartiyle feshi talebedebilir.
İhbar, hüsnü niyet kaidelerine tevfikan yapılmalı ve münasip olmıyan zamanda icra edilmemelidir. Şirket hesabatı seneden seneye yapılmakta ise fesih ancak bir hesap senesi nihayeti için istenebilir. Mukavelede muayyen müddetin hitamından sonra zımnen devam etmekte olan şirket muayyen olmıyan bir müddet için tecdit edilmiş sayılır.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/949

K. 2001/2075

T. 27.2.2001

• ALACAK DAVASI ( Davalı İle Ortak Açılan Salona Davacı Tarafından Masraf Yapılmasına Rağmen Davalının Davacıyı Salona Sokmaması-Ortaklığa Yapılan Masrafların Ödetilmesi Talebi )

• ORTAKLIĞA SERMAYE OLARAK KONAN TUTARIN ÖDENMESİ TALEBİ ( Davacının İsteminin Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesini de Kapsaması )

• ADİ ORTAKLIĞIN FESHİ ( Davacının Ortaklığa Koyduğu Sermayenin Ödetilmesi Talebinin Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesini de Kapsaması )

818/m.538


ÖZET : Davacı, davalı ile ortak bir güzellik salonu açtıklarını, açılan bu salona masraf yaptığını, ortaklık için bankadan çekilen kredi borçlarını ve kiralananın kira borçlarını ödediğini, davalının kendisini ortaklığa sokmadığını ileri sürerek ortaklığa yaptığı masrafların ödetilmesini istemiştir.
Davacı, ortaklığa sermaye olarak koyduğu ve davaya konu ettiği tutarın kendisine davalı tarafından aynen ödenmesi gerektiği halde ödenmediğini ileri sürdüğüne göre bunu sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak davalıdan isteyemez. Davacının talebi, ortaklığa sermaye olarak konulan paranın ve ortaklığa yapılan masrafın tahsiline ilişkin olup, bu durumda mahkemece davacının isteminin ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteğini de kapsadığı göz önünde bulundurularak Borçlar Kanununun 538 ve devamı maddeleri hükmünce gerekli inceleme ve araştırmaları yapıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalıya ortak bir estetik ve güzellik salonu açma konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu amaçla bir dükkan kiraladıklarını, dükkanın amacına uygun hale getirilmesi için bir kısım harcamalar yaptığını, Ağustos-Aralık 1996 dönemi kira parasını ödediğini, ortaklığa alet ve edavat alınması amacıyla davalı adına çekilen kredileri kendisinin ödediğini, buna rağmen davlının kendisini işyerine sokmadığını ileri sürerek dükkanın amacına uygun hale getirilmesi için yaptığı 3.718.444.500 TL masrafın, kira olarak ödediği 175.000.000 TL.nın, kredili olarak çekilen ve tarafınca ödenen 438.926.556 TL ile 212.077.954 TL.nın davlıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıyla aralarında ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davacının yanında işçi olarak çalıştığını, kiralanana yapılan masrafların tamamını kendisinin karşıladığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da davalının tanık dinletilmesine muvafakat ettiğini, bu muvafakat karşısında dinlenen davacı tanıklarının taraflar arasındaki ortaklık ilişkisini doğruladıklarını ve kredi borcu dışında diğer masrafların davacı tarafından yapıldığını beyan ettiklerini, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak davası olduğunu gerekçe göstermek suretiyle bilirkişi raporu esas alınarak toplam 3.724.000.000 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre her iki tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile ortak bir güzellik salonu açtıklarını, açılan bu salona masraf yaptığını, ortaklık için bankadan çekilen kredi borçlarını ve kiralananın kira borçlarını ödediğini, davalının kendisini ortaklığa sokmadığını ileri sürerek ortaklığa yaptığı masrafların ödetilmesini istemiştir. Davalı, her ne kadar ortaklık ilişkisini inkar etmiş ise de onun açık muafakatı sonucu dinlenen tanıklar, ortaklık ilişkisini doğruladıkları gibi davacı tarafından davalıya gönderilen 1.11.1997 tarihli ihtarname içeriğine göre de tarafların 1997 yılı Ocak-Ekim ayları arasında ortaklık ilişkisini fiilen birlikte yürüttükleri, bu tarihten sonra davacının ortaklıktan ayrıldığı, dosya içindeki 24.4.2000 tarihli bilirkişi raporuna göre de keşif tarihi itibariyle ortaklığın faaliyetinin durdurulduğu ve ortaklık için kiralanan taşınmazın boş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, ortaklığa sermaye olarak koyduğu ve davaya konu ettiği tutarın kendisine davalı tarafından aynen ödenmesi gerektiği halde ödenmediğini ileri sürdüğüne göre bunu sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak davalıdan isteyemez. Davacının talebi, ortaklığa sermaye olarak konulan paranın ve ortaklığa yapılan masrafın tahsiline ilişkin olup, bu durumda mahkemece davacının isteminin ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteğini de kapsadığı göz önünde bulundurularak Borçlar Kanununun 538 ve devamı maddeleri hükmünce gerekli inceleme ve araştırmaları yapıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki tavsifte hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan ın her iki taraf yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.2.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
Old 09-12-2006, 13:13   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın av. aslı uçaravcı

Benin aşağıdaki maddelerden anladığım, ortağın sermayesini geri istemesi şirketin feshini istemesi kapsamında mümkündür.

Ortağın şirketin feshini istemesi Borçlar Kanununda 2 ayrı maddede düzenlemiştir :

1- Haklı bir neden yoksa, altı ay öncesinden yapılacak ihbar ile (BK. 536)

2- Haklı bir neden varsa, ihtara gerek olmaksızın mahkemeden şirketin feshi talep edilebilir. (BK.535/7)

Alıntı:
BK madde 535 :
6 - Şirket mukavelenamesinde bu hak muhafaza edildiği yahut şirket gayri muayyen bir müddet için veya şeriklerden birinin hayatları, müddetince tesis olunduğu hallerde bir şerikin feshi ihbar eylemesiyle.

7 - Haklı sebeplerden dolayı fesih için verilen mahkeme ilâmiyle.

Haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmıyan bir müddet için aktedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir.

2 - MUAYYEN OLMIYAN MÜDDET ÜZERİNE ŞİRKET
MADE 536 - Şirket muayyen olmıyan bir müddet için veya şeriklerden birinin hayatı müddetince devam etmek üzere teşkil edilmiş ise şeriklerden her biri altı ay evvel ihbar eylemek şartiyle feshi talebedebilir.

Ancak asıl sorun, dava yoluna gidilirse, iddiaların kanıtlanması olacaktır.

Bu kanıtlama zorluğu karşısında çaresiz kalınırsa, sigortalılığın tespitini istemek bir seçenek olarak düşünülebilir. Bu defa da ücretin miktarının kanıtlanması sorun oluşturacaktır. Ama en azından asgari ücret talep edilebilecektir.

Adi ortaklıkta ortakların kişisel emekleri karşılığı tazminat isteyemeyecekleri kuralı unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, eğer koşulları varsa,
şirketin feshi ile konulan sermaye geri istenebilir, ortaklık kanıtlanamazsa, sigortalılığın tespiti istenebilir kanısındayım.

Saygılarımla
Old 07-09-2013, 14:28   #5
msahinparlak

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla şirketin kurulduğuna dair de bir ispat sorunu yaşanacaktır, bu nedenle iş mahkemesinde dava açmanız, ayrıca alacağınız için de ayrı bir dava açmanız gerekecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kullanilan İlaÇ Bedellerİ Nedenİyle BaĞkur' A BorÇlu OlmadiĞinin Tespİtİ Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 2 24-11-2006 23:32
Nafaka-adres Tespİtİ Yapilamamasi Kavaz Meslektaşların Soruları 5 30-10-2006 14:50
Yurt DiŞi Hİzmet BorÇlanmasi AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 0 20-10-2006 14:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03295803 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.