|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
11-12-2008, 16:36 | #1 |
|
İdari Dava
Sayın meslektaşlarım, bayramdan sonra açacak olduğum bir idari dava var. Sizlerin de bu konudaki değerli görüşlerinizi almak istiyorum. Müvekkillerim (karı-koca), bundan birkaç ay önce A şehrindeki devlet hastanesinde çalışan doktorun özel muayenehanesine gidiyorlar. Doktor gerekli cihazların hastanede bulunması sebebiyle 10 gün sonrasına randevu veriyor. Müvekkilim 1,5 gün aç bırakılıyor ve şekerinin düşmesine rağmen herhangi bir tedavi yapılmıyor. Hastaneden dışarı çıkıp birşeyler yemek istemelerine rağmen güvenlik tarafından zorla tutuluyorlar.
Müvekkilim çok sinirlenip kendisini pencereden atmaya kalkıyor. Sinir krizi geçiriyor. Eşi bayılıyor ve hemen acile götürülüyor halen de tedavisi sürüyor. Şimdi sorum şu ki, Sağlık Bakanlığı'na karşı A ilindeki idare mehkemesinde dava açmayı planlıyorum.( ?) (Husumet ve yetkili yer olduğundan emin olmak istiyorum.) Ancak ispat sorunu yaşıyorum. Elimizde ağır kusur olduğunu gösteren somut delil olmadığı için davayı kaybedeceğimizi düşünüyorum. Ancak müvekkillerim son derece ısrarlı dava açılması konusunda. Hatta olabildiğince az miktarda tazminat talep edelim ki çok masraf yapmayalım düşüncesindeyim. Malesef fazlaya ilişkin haklarımızı da saklı tutamadığımız için tereddüt yaşamaktayım. Bu konuda bir fikri olan var mı acaba? Veya buna benzer neticelenmiş davası? |
12-12-2008, 01:19 | #2 |
|
Öncelikle geçmiş olsun,
hadisenin seyri itibarı ile müvekkilleriniz olaylardan çok mütessir olmuş.Buna mukabil de bu acıyı doktordan çıkarmak maksadındalar. Açılacak dava tam yargı davası olacağından idari eylemin vuku bulduğu ilin sağlık müdürlüğüne müracaat ederek, onların tutumu minvalinde sürelere uyarak idari dava açabilirsiniz. Zaten idare hukuku rejiminde husumetin yanlış tevcihi dilekçenin reddi sebeplerinden değil. O hususta müsterih olabilirsiniz. somut deliller hususunda ise, teferruatlı bilmemekle birlikte, diabet gibi insan vücüduna fazlasıyla tesir eden bir hastalıktaki ihmal ağır hizmet kusuruna tekabül edebilmektir. son olarak naçizhane bir öneri de bulunduğunuz ilin Tabipler Odasına müracaat etmeniz. Bu şekilde, kısa sürede müvekkillerinizi rahatlatacak bir neticeye nail olabilmeniz mümkün. En azından idari dava ile dolaylı olarak değil ilgili tabibi doğrudan tazyik edebilirsiniz. Saygılarımla... |
12-12-2008, 16:13 | #3 |
|
Sayın Meslektaşım öncelikle yanıtınızdan dolayı size teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
Konuya gelince, müvekkil tarafından BİMER'e (hastanenin bulunduğu il valiliğine) şikayet dilekçesi verilmiş ve bu dilekçede aç bırakıldığı, iğne yapılmadığı, serum takılmadığı, güvenlik görevlileri tarafından dışarı çıkmalarına izin verilmediği, doktorla tartıştıkları belirtilmiştir. İl Valiliği A Devlet Hastanesi Baştabipliği tarafından da "söz konusu hastanın hastaneye gelişinde kimsenin bir etkisinin olmadığı, kendi iradesiyle geldiği, aç bırakılmasının ve kantine gitmesine izin verilmemesinin de modern tıbbın ve hastanın kendi menfaati gereği olduğu, gerekli her türlü takibin de hekim tarafından yapıldığı, başkaca işleme gerek olmadığı..." şeklinde yanıt gelmiştir. Ancak müvekkilimin ve hastanenin bulunduğu iller farklıdır. Hastanenin farklı ilde olması sebebiyle halen ikamet ettiğimiz yer Tabipler Odası'na müracaat etmedik. Zira BİMER başvurusu hastanenin bulunduğu ilde yapılmıştır. Zaten hastane baştabipliğinden de yanıt gelmiştir. Ayrıca İYUK madde 13 ü dikkate aldığımızda BİMER'e müracaat idari başvuru şartının gerçekleşmesini sağlar mı yoksa meslektaşımızın da dediği gibi il müdürlüğüne veya hastaneye yazılı müracaata gerek var mı? Bu davayı kazanma şansımız var mı acaba? Korktuğum husus da karşı taraf avukatına vekalet ücreti hükmedilecek olması. Yoksa davayı açarken bu kadar endişelenmezdim. Bu türde dava açmış olup da akıbeti hakkında bilgi verebilecek meslektaşlarımın fikirlerini beyan etmelerini bekliyorum. |
12-12-2008, 17:15 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Böyle bir davada kesin kusurun kanıtlanması gerekiyor bence. Başarıya ulaşması zor gibi duruyor. Sağlık Bakanlığı sekonder bir sinir rahatsızlığının birincil rahatsızlığa eşlik ettiği konusunda savunma bile yapsa geçerli olacaktır. Bu da sinirsel rahatsızlığın adli tıp tarafından tespitini bu da müvekkilinizin çok fazla yıpranmasına sebep olacaktır. Ama müvekkiliniz suisid girişimde bulunduğu zaman yapılan bir işlem ( Tutanak, konsültasyon vb) varsa bu size yardımcı olabilir. Müvekkilinizin oradan ayrılmasının engellenmesi konusuna hakim "zaten sinir rahatsızlığı varmış" şeklinde yaklaşıp, konunun abartıldığını düşünebilir. Yukarıda da yazdığım gibi, o anda yapılan işlem kayıtları size yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. |
12-12-2008, 20:32 | #5 |
|
Ben de sonucun olumlu olmayacağını düşünüyorum sizin gibi. O yüzden forumda yeni bir konu açmayı düşündüm farklı bir bakış açısıyla karşılaşmak için. Malesef... Ama müvekkilimin bu konuda ısrarlı olması sebebiyle dava açılacak.
Yanıtınız için teşekkür ederim. Peki idareye başvuru açısından ne düşünüyorsunuz? BİMER'e yapılan başvuru yeterli mi yoksa hastaneye veya il müdürlüğüne de müracaat gerekli mi? |
12-12-2008, 22:45 | #6 |
|
Sayın K.
İdarenin bütünlüğü ilkesi gereğince valiliğe yaptığınız başvuru kafidir. Bilindiği üzre Sağlık Bakanlığı tüm illerdeki valilerin hiyerarşik olarak üstüdür. Müracaat tarihinden itibaren sükut-u hak müddeti işlemeye başlayacaktır. |
14-12-2008, 11:38 | #7 |
|
Sayın yu'nus
Kavramları kullanırken anlamlarını bilmek gerekir: - ''İdarenin bütünlüğü ilkesi'' tam yargı davasından önce idareye başvurunun her hangi bir devlet dairesine yapılabileceği anlamına gelmez. Husumetin yöneltileceği idari birime başvurmak gerekir. - ''BİMER'' idarenin kendisi değildir. BİMER'e başvuru tam yargı davasından önce idareye başvuru anlamına gelmez. BİMER hakkında bilgi için bakınız: http://www.basbakanlik.gov.tr/bimer/index.htm -''İdareye başvuru'' ise idareye olayı anlatarak ilgilileri şikayet etmek anlamına gelmez. İdareye başvuru dilekçesinde ''tam yargı davasında istenecek tazminatın'' istenmesi gerekir. Saygılarımla |
14-12-2008, 13:03 | #8 |
|
Armağan Bey bu halde öncelikle Sağlık Bakanlığı'na bir dilekçe ile müracaat edip tazminatı istememiz alacağımız yanıt doğrultusunda da söz konusu davayı açıp açmayacağımıza karar vermemiz gerektiğini vurgulamaya çalıştınız. Peki bu halde söz konusu istenen tazminat miktarını dava açarken gelen yanıt doğrultusunda artırma veya azaltma yetkimiz de bulunmakta mıdır?
Yanıtınız için teşekkürler. Saygılarımla... |
14-12-2008, 17:59 | #9 |
|
Armağan Bey, yaptığınız tashih ve de BİMER hakkında bilgilendirdiğiniz için teşekkürler
Şöyle ki ilgili internet adresinde BİMER uygulamasının şekli ve Genelge minvalinde Başbakanlığa bağlı bu mercie müracaat ile idareye başvuru şartı gerçekleşmiş olacaktır. Nitekim, Bimer başvurusu ile Merkezi yönetm'in taşra ayağı doğrudan haberdar olmaktadır. Kanımca, idarenin bütünlüğü ilkesi tam da bu uygulamanın nirengi noktasını teşkil etmektedir.Bu minval üzere bu yeni uygulamanın tartışılması iktiza eder. Siz ne dersiniz Armağan Bey? Bilgi birikimli ilerler şiarından hareketle bir tashih de ben yapmak isterim. Şöyle ki, idareye başvuru sırasında istenen tazminat miktarı dava dilekçesinde artırılamaz ise de azaltılabilir.Bu hususu bir tam yargı davasında tecrübe etmişliğim vakidir. Saygılarımla... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İdari Yargıda Dava ve Savunmanın Genişletilmesi | av.korcan | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 6 | 21-03-2013 15:32 |
İdari dava türleri hakkında.... | ad-hoc | Meslektaşların Soruları | 2 | 22-11-2010 17:00 |
İdari dava mı, adli dava mı.. | ORATOR | Meslektaşların Soruları | 0 | 10-03-2008 17:36 |
İdari Dava Karar Temyizi İçin Dava Dilekçe Örneği | LİON | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 14-05-2003 13:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |