Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kaçakçılık Notları

Yanıt
Old 05-08-2014, 10:19   #1
halit pamuk

 
Varsayılan Kaçakçılık Notları

1. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararında, gümrük vergileri ve eş etkili diğer vergilerin toplamı tutarı toplam kamu zararını oluşturur.

Kaçakçılık suçlarında, Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verilebilmesi için;gümrüklenmiş değer değil; yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin toplamı, kamu zararını teşkil eder.
Yargıtay içtihatları bu yöndedir :
“Sanığın sabıkasız oluşu ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan bu gelirin kamu zararı olduğu gözetilmeden sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, (7. CEZA DAİRESİE. 2012/22798 K. 2013/18491 T. 24.9.2013)
aynı yönde (7. CD, 2008/18834 E, 2011/7770)
aynı yönde :
“Sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileriyle diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan miktarın kamu zararı olduğu gözetilmeden, sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK'nun 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,” (7. CD, Esas : 2012/21362 Karar : 2013/12972 Tarih : 12.06.2013)
Her ne kadar Ceza Genel Kurulunun (Esas : 2011/7-135 Karar : 2011/140 Tarih : 21.06.2011) kararında “Somut olayda sanığın, suça konu olan eşyaların teknik bir konu olan ve yıllara göre değişkenlik arzeden gümrüklenmiş değerlerini basit bir araştırmayla öğrenmesinin olanaklı olmadığı gözetilerek, mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen değerin sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR” diyerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için gümrüklenmiş değerinin karşılanması gerektiği gibi bir anlam çıkarılsa da bu içtihadın yanlış yorumlandığını zira 7. Ceza Dairesi, Ceza Genel Kurulunun bahsedilen kararından sonra da hagb kararı verilebilmesi gümrüklenmiş değerinin ödenmesini aramamıştır.


2) Eşyanın özelliğine dikkat edilerek, Eşya ateşli silah veya bıcak, tehlikeli madde, uyuşturucu ise, 5607 sayılı kanun uygulanamayacaktır :
--- 6136 sayılı kanunda sayılı (Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun) kanunsa sayılı eşyaların kaçakçılık fiilerinde 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamyacaktır.
----- Türk Ceza Kanunun 174. Maddesi ( Tehlikeli maddelerinin izinsiz kullanımı) kapsamında maddelerin ithali ihracı halinde, 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamayacaktır. (parlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, zehirleyici, boğucu, radyoaktif, kimyasal ve biyolojik maddeler)
---- Türk Ceza Kanunun 188. Maddesi, (Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti) kapsamında maddelerin ihracı halinde de, 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamayacaktır.

3. Kaçakçılık konusu akaryakıt veya tütün ise Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı davaya katılma talebinde bulunulabilir.
39 sıra nolu BAHUM içgenelgesi
“Yürürlükten kaldırılan 4733 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen suçlar ile 5015 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde düzenlenen suçlar 6455 sayılı Kanunun 54 üncü maddesiyle yapılan değişiklikle 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi kapsamına alınmıştır.
Dolayısıyla, 4733 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin mülga ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen suçlar ile 5015 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde düzenlenen suçlardan açılan kamu davalarında Gümrük ve Ticaret Bakanlığının katılan sıfatını alması mümkün hale gelmiştir.
Bu nedenle; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı birimlerince talep edilmesi halinde, 4733 ve 5015 sayılı Kanunların söz konusu mülga maddelerinde düzenlenen suçlardan açılan kamu davalarına, anılan Bakanlık adına katılma talebinde bulunulması ve davaların takibi ile ilgili diğer işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.”

----Ancak Yargıtay yeni tarihli bir kararında, Gümrük İdaresinin katılma ve hükmü temyiz yetkisi olmadığına karar vermiştir.
“Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin 5015 Sayılı yasaya muhalefet suçundan açılmış bulunan davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 Sayılı C.M.U.K.nun 317. maddesi uyarınca reddine,
Somut olayda, Gaziantep ilinde bulunan Star Boya Yağ San. Ltd. Şti.ne ait boya fabrikasında kullanılmak üzere, tüpraş'dan yüklenen 21.7.2009 tarih ve 88 Sayılı irsaliyeli fatura konusu 17.358 kg solvent yükünün, şoför sanık Abdulkerim Taşkesen'in kullandığı 23 ft 598 plakalı araçtan, sanık Muhlis Çapan'ın işlettiği Diyarbakır - Urfa karayolu üzerindeki Yeşil Diyarbakır Petrol İstasyonunda, tanklara boşalttığı tutanakla tespit edilmiş olup, anılan akaryakıt istasyonunda yapılan aramada, 17.358 kg solventin dışında, 18.600 kg mineral yağ ile bir miktarda ulusal marker seviyesi geçersiz motorin elde edildiği cihetle, atılı suçun oluştuğu gözetilerek, sanıkların eyleminin suç ve karar tarihi itibariyle 5015 Sayılı Kanunun ek 5. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gibi hüküm tarihinden sonra 11.4.2013 gün ve 28615 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 Sayılı Kanunun 54. maddesiyle değişik 5607 Sayılı Kanunun 3/12. madde fıkrasındaki suçu oluşturduğu nazara alınıp, 5237 Sayılı T.C.K.nun 7. maddesi gözetilerek, sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi yerine, oluş ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle, yazılı şekilde beraatlerine hükmolunması, (7. CEZA DAİRESİ E. 2013/20036 K. 2014/5208 T. 17.3.2014)

----- Başka bir Yargıtay kararında ise; davaya katılma hakkının gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, Gümrük idaresinde olduğuna karar vermiştir.
“Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası kapsamında kalacağı ve katılma hakkının da Gümrük İdaresine ait olduğu gözetilerek…” 7. CEZA DAİRESİ E. 2012/28359 K. 2013/12496 T. 6.6.2013)

4. Müsadereye ilişkin kararlarda;
a)Kaçak eşyanın miktarına bakılacak,
b) Nakil aracında gizli bir tertibat var mı?
c) Aracın taşıma kapasitesine göre, kaçak eşya ağırlıklı bir bölümünü mü oluşturuyor?
d) Kaçak eşyanın gümrüklenmiş değeri ile nakil aracın değeri karşılaştırılacak…

---- Kaçak eşyanın bir kişi tarafından taşınmazı zor ise; araçla taşınmasının zorunlu bulunması ve “kaçak eşyanın naklinin, bu aracın kullanılmasını gerekli kılması” halinde kaçak eşyanın taşınmasında bilerek kullanılan her türlü taşıma aracının müsaderesini zorunlu kılan 5607 sayılı Yasanın 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, suça konu eşyaların taşındığı aracın zoralımına karar verilmesi gerekmektedir. (CEZA GENEL KURULU E. 2011/7–346 K. 2012/124 T. 27.3.2012)

--- Nakil aracında, özel olarak hazırlanmış bir gizli tertibatın da" bulunup bulunmadığına bakılacak.

----- Araçta ele geçen kaçak eşyanın miktar ve hacim itibariyle aracın taşıma kapasitesine göre ağırlıklı bölümünü oluşturup oluşturmadığına dikkat edilecek.

----- TCK'nın 54/3 maddesi gereğince eşyanın gümrüklenmiş değeri ile nakil aracının değeri göz önüne alındığında müsaderenin hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilecek.

5- Üçüncü kişiye ait aracın müsaderesine ilişkin olarak verilecek kararlarda, üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığı araştırılması özellikle malikin dinlenmesi gerekmektedir.
“Suçta kullanılan aracın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla müsaderesine karar verilebileceği nazara alınarak kayıt malikinin bu konuda dinlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,” (5. CEZA DAİRESİ E. 2007/2463 K. 2007/3583 T. 14.5.2007)

6- Dava zamanaşımına uğramış, ya da sanık ölmüş olsa bile yine de müsadereye karar verilebilir
.
7- Kaçak olduğu iddiasıyla açılan salt müsadere davalarında da duruşma açılarak, yapılacak olan yargılama sonucuna göre bir karar verilmelidir. Evrak üzerinde inceleme sonucu karar verilmemelidir. (Yargıtay 7.Ceza Dairesi Kararında; Sanık hakkındaki kamu davasının 4616 sayılı yasa uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesinden sonra talep üzerine dosya ele alındığında, dava konusu eşyanın da bulunduğu dikkate alınıp, duruşma açılarak bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, evrak üzerinde inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,).

8. Müsadere ile ilgili dikkat edilecek diğer hususlar :
a) Bilirkişi raporunda yabancı menşeli olduğu belirtilen eşyanın yurda yasal yolla girdiğine dair delil olması gerekir. (7. CD, 28.01.2008, 17688/384)
b) Gider pusuluları, suça konu malların yasal yollardan yurda girdiğini kanıtlayacak nitelikte delil olmadığına dair.. (7. CD, 28.01.2008, 18820/385)

9. 5607 sayılı kanun 18. Maddesine göre, hazine değil; Gümrük İdaresi katılma talebinde bulunabilir.
Yargıtay 7.Ceza Dairesi, Suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin müdahilliğine karar verilmesi hukuken geçersiz olup hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden Maliye Hazinesi adına hazine vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine, demektedir.

10. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçlarında, suça karışan araçlara 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128/4. Maddesine göre sicile şerh koymak sureti ile el koymak gerekmektedir. Bu işlemin, aracın yakalanmasından itibaren 24 saat içerisinde yapılması gerekmektedir. El koyma işlemi CMK 128/9 maddesine göre hâkim kararı ile olmaktadır.

11. 5607 sayılı Kanun'un 10 ve 13.maddesinde yazılı hususların tespiti ile el koyma-alıkoyma ve müsadere işlemlerinin değerlendirilebilmesi için nakil vasıtası ve yakalanan kaçak eşyalar üzerinde bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alınması gerekmektedir.

12. Sanık etkin pişmanlıktan yararlanmak isterse;
“suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri ve KEMT varakası düzenlenmeden kamu davası açılması nedeniyle eşyanın gümrüklenmiş değerinin tespit ettirilerek bu değerin iki katı tutarının sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.”

13. Sahtecilik suçu dışında diğer suçlarla kaçakçılık suçu birleştirilemez.

“5607 Sayılı Kanunun 17. maddesindeki düzenleme karşısında aralarında bağlantı dahi olsa, sahtecilik dışındaki diğer suçların yargılamalarının, kaçakçılık suçu yargılamasıyla birleştirilemeyeceği gözetilmeden aynı kovuşturmayla her iki suçtan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.”

14. “5271 sayılı CMK.nun 260.maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, şikayetçi vekilinin suçtan zarar görme olasılığına göre kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu kabul edilerek yapılan,,,”
Old 07-05-2020, 14:10   #2
pallanco

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan halit pamuk
1. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararında, gümrük vergileri ve eş etkili diğer vergilerin toplamı tutarı toplam kamu zararını oluşturur.

Kaçakçılık suçlarında, Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verilebilmesi için;gümrüklenmiş değer değil; yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin toplamı, kamu zararını teşkil eder.
Yargıtay içtihatları bu yöndedir :
“Sanığın sabıkasız oluşu ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan bu gelirin kamu zararı olduğu gözetilmeden sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, (7. CEZA DAİRESİE. 2012/22798 K. 2013/18491 T. 24.9.2013)
aynı yönde (7. CD, 2008/18834 E, 2011/7770)
aynı yönde :
“Sanığın kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması ve hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine dair gerekçe gözetildiğinde, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileriyle diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan miktarın kamu zararı olduğu gözetilmeden, sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK'nun 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,” (7. CD, Esas : 2012/21362 Karar : 2013/12972 Tarih : 12.06.2013)
Her ne kadar Ceza Genel Kurulunun (Esas : 2011/7-135 Karar : 2011/140 Tarih : 21.06.2011) kararında “Somut olayda sanığın, suça konu olan eşyaların teknik bir konu olan ve yıllara göre değişkenlik arzeden gümrüklenmiş değerlerini basit bir araştırmayla öğrenmesinin olanaklı olmadığı gözetilerek, mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen değerin sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına karar VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR” diyerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için gümrüklenmiş değerinin karşılanması gerektiği gibi bir anlam çıkarılsa da bu içtihadın yanlış yorumlandığını zira 7. Ceza Dairesi, Ceza Genel Kurulunun bahsedilen kararından sonra da hagb kararı verilebilmesi gümrüklenmiş değerinin ödenmesini aramamıştır.


2) Eşyanın özelliğine dikkat edilerek, Eşya ateşli silah veya bıcak, tehlikeli madde, uyuşturucu ise, 5607 sayılı kanun uygulanamayacaktır :
--- 6136 sayılı kanunda sayılı (Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun) kanunsa sayılı eşyaların kaçakçılık fiilerinde 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamyacaktır.
----- Türk Ceza Kanunun 174. Maddesi ( Tehlikeli maddelerinin izinsiz kullanımı) kapsamında maddelerin ithali ihracı halinde, 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamayacaktır. (parlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, zehirleyici, boğucu, radyoaktif, kimyasal ve biyolojik maddeler)
---- Türk Ceza Kanunun 188. Maddesi, (Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti) kapsamında maddelerin ihracı halinde de, 5607 sayılı kanunun hükümleri uygulanamayacaktır.

3. Kaçakçılık konusu akaryakıt veya tütün ise Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı davaya katılma talebinde bulunulabilir.
39 sıra nolu BAHUM içgenelgesi
“Yürürlükten kaldırılan 4733 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen suçlar ile 5015 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde düzenlenen suçlar 6455 sayılı Kanunun 54 üncü maddesiyle yapılan değişiklikle 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi kapsamına alınmıştır.
Dolayısıyla, 4733 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin mülga ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen suçlar ile 5015 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesinde düzenlenen suçlardan açılan kamu davalarında Gümrük ve Ticaret Bakanlığının katılan sıfatını alması mümkün hale gelmiştir.
Bu nedenle; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı birimlerince talep edilmesi halinde, 4733 ve 5015 sayılı Kanunların söz konusu mülga maddelerinde düzenlenen suçlardan açılan kamu davalarına, anılan Bakanlık adına katılma talebinde bulunulması ve davaların takibi ile ilgili diğer işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.”

----Ancak Yargıtay yeni tarihli bir kararında, Gümrük İdaresinin katılma ve hükmü temyiz yetkisi olmadığına karar vermiştir.
“Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin 5015 Sayılı yasaya muhalefet suçundan açılmış bulunan davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 Sayılı C.M.U.K.nun 317. maddesi uyarınca reddine,
Somut olayda, Gaziantep ilinde bulunan Star Boya Yağ San. Ltd. Şti.ne ait boya fabrikasında kullanılmak üzere, tüpraş'dan yüklenen 21.7.2009 tarih ve 88 Sayılı irsaliyeli fatura konusu 17.358 kg solvent yükünün, şoför sanık Abdulkerim Taşkesen'in kullandığı 23 ft 598 plakalı araçtan, sanık Muhlis Çapan'ın işlettiği Diyarbakır - Urfa karayolu üzerindeki Yeşil Diyarbakır Petrol İstasyonunda, tanklara boşalttığı tutanakla tespit edilmiş olup, anılan akaryakıt istasyonunda yapılan aramada, 17.358 kg solventin dışında, 18.600 kg mineral yağ ile bir miktarda ulusal marker seviyesi geçersiz motorin elde edildiği cihetle, atılı suçun oluştuğu gözetilerek, sanıkların eyleminin suç ve karar tarihi itibariyle 5015 Sayılı Kanunun ek 5. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gibi hüküm tarihinden sonra 11.4.2013 gün ve 28615 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 Sayılı Kanunun 54. maddesiyle değişik 5607 Sayılı Kanunun 3/12. madde fıkrasındaki suçu oluşturduğu nazara alınıp, 5237 Sayılı T.C.K.nun 7. maddesi gözetilerek, sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi yerine, oluş ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle, yazılı şekilde beraatlerine hükmolunması, (7. CEZA DAİRESİ E. 2013/20036 K. 2014/5208 T. 17.3.2014)

----- Başka bir Yargıtay kararında ise; davaya katılma hakkının gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, Gümrük idaresinde olduğuna karar vermiştir.
“Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası kapsamında kalacağı ve katılma hakkının da Gümrük İdaresine ait olduğu gözetilerek…” 7. CEZA DAİRESİ E. 2012/28359 K. 2013/12496 T. 6.6.2013)

4. Müsadereye ilişkin kararlarda;
a)Kaçak eşyanın miktarına bakılacak,
b) Nakil aracında gizli bir tertibat var mı?
c) Aracın taşıma kapasitesine göre, kaçak eşya ağırlıklı bir bölümünü mü oluşturuyor?
d) Kaçak eşyanın gümrüklenmiş değeri ile nakil aracın değeri karşılaştırılacak…

---- Kaçak eşyanın bir kişi tarafından taşınmazı zor ise; araçla taşınmasının zorunlu bulunması ve “kaçak eşyanın naklinin, bu aracın kullanılmasını gerekli kılması” halinde kaçak eşyanın taşınmasında bilerek kullanılan her türlü taşıma aracının müsaderesini zorunlu kılan 5607 sayılı Yasanın 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, suça konu eşyaların taşındığı aracın zoralımına karar verilmesi gerekmektedir. (CEZA GENEL KURULU E. 2011/7–346 K. 2012/124 T. 27.3.2012)

--- Nakil aracında, özel olarak hazırlanmış bir gizli tertibatın da" bulunup bulunmadığına bakılacak.

----- Araçta ele geçen kaçak eşyanın miktar ve hacim itibariyle aracın taşıma kapasitesine göre ağırlıklı bölümünü oluşturup oluşturmadığına dikkat edilecek.

----- TCK'nın 54/3 maddesi gereğince eşyanın gümrüklenmiş değeri ile nakil aracının değeri göz önüne alındığında müsaderenin hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilecek.

5- Üçüncü kişiye ait aracın müsaderesine ilişkin olarak verilecek kararlarda, üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığı araştırılması özellikle malikin dinlenmesi gerekmektedir.
“Suçta kullanılan aracın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla müsaderesine karar verilebileceği nazara alınarak kayıt malikinin bu konuda dinlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi,” (5. CEZA DAİRESİ E. 2007/2463 K. 2007/3583 T. 14.5.2007)

6- Dava zamanaşımına uğramış, ya da sanık ölmüş olsa bile yine de müsadereye karar verilebilir
.
7- Kaçak olduğu iddiasıyla açılan salt müsadere davalarında da duruşma açılarak, yapılacak olan yargılama sonucuna göre bir karar verilmelidir. Evrak üzerinde inceleme sonucu karar verilmemelidir. (Yargıtay 7.Ceza Dairesi Kararında; Sanık hakkındaki kamu davasının 4616 sayılı yasa uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesinden sonra talep üzerine dosya ele alındığında, dava konusu eşyanın da bulunduğu dikkate alınıp, duruşma açılarak bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, evrak üzerinde inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,).

8. Müsadere ile ilgili dikkat edilecek diğer hususlar :
a) Bilirkişi raporunda yabancı menşeli olduğu belirtilen eşyanın yurda yasal yolla girdiğine dair delil olması gerekir. (7. CD, 28.01.2008, 17688/384)
b) Gider pusuluları, suça konu malların yasal yollardan yurda girdiğini kanıtlayacak nitelikte delil olmadığına dair.. (7. CD, 28.01.2008, 18820/385)

9. 5607 sayılı kanun 18. Maddesine göre, hazine değil; Gümrük İdaresi katılma talebinde bulunabilir.
Yargıtay 7.Ceza Dairesi, Suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin müdahilliğine karar verilmesi hukuken geçersiz olup hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden Maliye Hazinesi adına hazine vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine, demektedir.

10. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçlarında, suça karışan araçlara 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128/4. Maddesine göre sicile şerh koymak sureti ile el koymak gerekmektedir. Bu işlemin, aracın yakalanmasından itibaren 24 saat içerisinde yapılması gerekmektedir. El koyma işlemi CMK 128/9 maddesine göre hâkim kararı ile olmaktadır.

11. 5607 sayılı Kanun'un 10 ve 13.maddesinde yazılı hususların tespiti ile el koyma-alıkoyma ve müsadere işlemlerinin değerlendirilebilmesi için nakil vasıtası ve yakalanan kaçak eşyalar üzerinde bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alınması gerekmektedir.

12. Sanık etkin pişmanlıktan yararlanmak isterse;
“suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri ve KEMT varakası düzenlenmeden kamu davası açılması nedeniyle eşyanın gümrüklenmiş değerinin tespit ettirilerek bu değerin iki katı tutarının sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.”

13. Sahtecilik suçu dışında diğer suçlarla kaçakçılık suçu birleştirilemez.

“5607 Sayılı Kanunun 17. maddesindeki düzenleme karşısında aralarında bağlantı dahi olsa, sahtecilik dışındaki diğer suçların yargılamalarının, kaçakçılık suçu yargılamasıyla birleştirilemeyeceği gözetilmeden aynı kovuşturmayla her iki suçtan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.”

14. “5271 sayılı CMK.nun 260.maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, şikayetçi vekilinin suçtan zarar görme olasılığına göre kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu kabul edilerek yapılan,,,”

Sayın Meslektaşım öncelikle emeğinize sağlık diyorum. İzin verirseniz bir sorum olacak: 5607 S.K. 3/22. maddesinde belirtilen ve kaçakçılığa konu eşyanın HAFİF ya da PEK HAFİF ya da FAHİŞ olduğunu belirleyen parasal sınırlar görecelidir. Bu durumda da mahkeme ve özellikle Yargıtay'ın takdirlerini esas almamız gerekir. Peki, Yargıtay'ın bu değeri HAFİF, PEK HAFiF ya da FAHİŞ kabul etmekle ilgili rakam kriterlerinin yıllara göre ne olduğuna dair bir çalışma var mı ? Varsa bu bilgiye nasıl ulaşabilirim ? Ben özellikle 2014 yılındaki ve günümüzdeki kriterleri merak ediyorum. Cevabınız için şimdiden teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Örnek Hukuk Çalışma Notları ecesaka Hukuk Ingilizcesi Çalışma Grubu (Legal English TEAM) 10 05-04-2021 18:42
Demokrasi Kuramı Ders Notları & Sınav Soruları İsmet Yazıcı Hukuk Lisans Eğitimi 0 14-07-2009 21:11
Mutlu evliliği keşfeden bir erkeğin notları av_aykut Site Lokali 0 02-01-2007 14:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04570699 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.