Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Türkçenin Ustaları

Yanıt
Old 27-03-2007, 02:32   #1
sseker

 
Varsayılan Onu Öyle Yazmazlar

'Onu öyle yazmazlar!'


ÇOCUKLUKTA bir tekerleme vardı: "Onu öyle demezler" diye başlar, "...peynir ekmek yemezler" diye devam ederdi, sonunu da herkes kendisine göre bitirirdi...
Ali Püsküllüoğlu'nun kitabının adı da "Onu Öyle Yazmazlar", "demezler" değil... (x)
Halk ağzında sözcükler bozulabilir, örneğin halk "payton"der, oysa sözcüğün kabul edilmiş yazım biçimi "fayton"dur. Halk ağzında "abi" de olabilir, "ağbi" de olabilir, önemli olan yazım biçimidir.
Ali Püsküllüoğlu böyle diyor.
* * *
ÖRNEĞİN, önceden her Avrupa ülkesinin kendi para birimi olduğu için Alman parasına mark, Fransız parasına frank, Yunan parasına drahmi diyorduk.
Şimdi paralar birleştiğine göre ne diyeceğiz.
TDK "avro" denmesini öneriyor, kimimiz Fransızın, kimimiz İngilizin, kimimiz Almanın söyleyişine uyuyoruz.
Ali Püsküllüoğlu bunu da eleştiriyor...
* * *
PEKİ ne yapmalıyız, ne demeliyiz?
Püsküllüoğlu'nun önerisi şu:
"Bu sözcüğü (Euro) biçiminde yazdığımıza göre, yazıldığı gibi söyleyelim yazalım, okuyalım yani (e/u/ro) diyelim. İlk başlarda biraz zorlanırız ama çıkar yol budur."
Üzerinde düşünmekte yarar var.
* * *
ALLAH rahmet eylesin, İhsan Sabri Çağlayangil Dışişleri Bakanı iken, başka ülkelerin Dışişleri bakanlarından söz ederken, "Aziz meslektaşım" diye lafa başlardı.
Çağlayangil'in bu söylemi giderek yaygınlaştı, artık her Dışişleri Bakanı, başka ülkelerin Dışişleri bakanlarından söz ederken, lafa "Meslektaşım!" diye başlıyor.
Acaba doğru mu?
* * *
ALİ Püsküllüoğlu'na göre yanlış...
Siyaset meslek midir, siyasetçiler birbirlerine meslektaş diyebilirler mi?
Ali Püsküllüoğlu "Diyemezler!" diyor:
"Meslek nedir? Meslek, kişinin kendisine temel çalışma alanı seçtiği, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iştir. Bakanın yaptığı görev, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli bir iş midir? Değildir. O halde bir meslek de değildir. Dolayısıyla söz konusu iki bakan için meslektaş denemez. Başka dillerde dense bile Türkçede denemez."
Şimdi gelelim "Onu Öyle Yazmazlar"a...
"Abacur değil "abajur", "acanda" değil "ajanda", "acaip" değil "acayip", "başkanvekili" değil "başkan vekili", "beyendi" değil "beğendi", "bulucin" değil "blucin", "büftek" değil "biftek", "ceryan" değil "cereyan", "cimlastik" değil "jimnastik", "ciyer" değil "ciğer", "çeket" değil "ceket", "dalevere" değil "dalavere", "diyolog" değil "diyalog", "elektirik" değil "elektrik", "ezrail" değil "azrail", "fikistür" değil "fikstür", "herhangibiri" değil "herhangi biri", "namkör" değil "nankör"...
* * *
"ONU öyle demezler!" kadar, "Onu Öyle Yazmazlar"a da önem vermek gerekmez mi?
————
(x) Arkadaş Yayınları.

h.pulur@milliyet.com.tr
Old 27-03-2007, 23:31   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Ali Püsküllüoğlu'na saygı ile THS'nin cevabıdır:

Yanlış/Yalnış Yazılan Kelimeler. Yalnız/Yanlız Değiliz.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7060

Konuşma Dili-Yazı Dili Ayrımı
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10300

(Sayın Av.Suat Ergin ve Sayın mutlakadalet'e teşekkürler.)

Saygılar.
Old 24-06-2008, 20:51   #3
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan Türkçenin Ustaları

ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU'NU YİTİRDİK

Dil Derneği'nden Açıklama

Dil Devrimini ödünsüz savunmayı yaşama biçimi edinen, yaşamı boyunca Türkçeye emek veren, birbirinden değerli yapıtlar üreten;
derneğimizin kurulması için atılan ilk adımları hızlandıran ve
Dil Derneği’nin kurucu üyesi olan, dostumuz, abimiz,
Şair, Yazar ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU’nu
yitirmenin acısı içindeyiz.
Düşüncelerini, devrimci duruşunu, ilkelerini ve yapıtlarının önemini gelecek kuşaklara aktarmayı görev biliyoruz.
Ailesinin, tüm yakınlarının, dostlarının acısını paylaşıyoruz.
DİL DERNEĞİ YÖNETİM KURULU

Not: Yarın(25.06.2008'de) Ali Püsküllüoğlu öğle namazında, Küçükesat Camisinden son yolculuğuna uğurlanacaktır.
Old 15-10-2008, 19:18   #4
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan " Türkçem, Benim Ses Bayrağım" Diyen Dağlarca'yı Yitirdik

Fazıl Hüsnü Dağlarca... Yaşayan en büyük şairimiz olarak anlattığımız, "Türkçem, ses bayrağım" diyen ve bunu herkesin yüreğine işleyen, dilin yalın güzelliğini sevip Türkçeyi işleyen ozanımız... Bugün yitirdiğimizi öğrendim. İki şiirini aktarmak istiyorum. Şiirlerinle yaşayacaksın...

TÜRKÇE KATINDA YAŞAMAK

Seslenir seni bana “sonsuz”
Der ki çoğal,
Der ki uzun mutluluğuna
Usun iyiliğin doğruluğun,
Bir bilinmeyenden bir bilinene dek
Türkçe, varolduğumuz.

Türkçe, nice desem seni,
Onca güzelim.
Görünmek derinleşmek,
Dolmak;
Seni düşünürük düşünürüm, yarı karanlıklarda, dal,
Anlarım onca.

Bir bölü beş, bir bölü dokuz,
Bir bölü bin üç!
Ayrılık anlamların öylesine azar azar dağılır,
Ta doğudaki balık,
Duyar kokusunu
Ta batıtaki yoncanın.

Seslenir seni bana yakın uzak,
Yeryüzü mavisinden gökyüzü yeşiline,
Tutsak uluslar var ya geceler boyu
Onlar için
Yitik özgürlükler için,
Türkçe, haykırmak

O süre yaradılış dar iken
Düz iken, yassı iken,
Daha’lar
Daha’lar
Daha’lar daha’lara karışmış,
Sınırlığın getirmiş yarınları.

Konuşamaz iken, o yusyuvarlakta,
Diyemez iken,
Artısı eksisi almış götürmüş
Toprağın bitkilerden arta kalan sağlığını
Sıcak uzun,
Bir kişiler geleceğine.

Seslenir seni bana bir duru su
İçinde masallar kazımış ilk yazıları ilk anıtlara,
yankılanır
Alandan alana, uçsuz bucaksız,
Evrenden akınlarının uğultusu.

Ama bağışla beni unutmuş;um,
Yıldızı güneşini ayını, utanmadan.
Öyle köksüz günlerim gelmiş bozkır çadırlarından
çırılçıplak,

Unutmuşum ana demesini bile,
Öykünmüştüm türküsünü ellerin,
Ağzıma bir kara düşmüş bağışla beni.

İşte and içiyorum,
Bütün ölüler adına
Bütün gençler, bütün doğacak çocuklar adına,
Varacağım deyişine gündüz gündüz,
Varacağım tanrıya dek,
Soluğumda soluğun

Seslenir seni bana “Ova”m, “Dağ’ım,
Nere gitsem bulur beni arınmış.
Bir çağ ki akar ötelere,
Bir ak ... ki yüce atalar, bir al ... ki ulu oğullar,
Türkçem, benim ses bayrağım
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

ÖLÜ

Hangi mahallede imam yok,
Ben orada öleceğim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.
Ölüler namına, azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balık;
Müslüman değil miyim, haşa,
Fakat istemiyorum, kalabalık.
Beyaz kefenler giydirmesinler,
Sızlamasın karanlığım havada.
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
Ki bütün azalarım hülyada.
Hiçbir dua yerine getiremez,
Benim kainatlardan uzaklığımı.
Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Old 17-10-2008, 19:23   #5
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

“Türk Dil Kurumunu kurarken

Mustafa Kemal’in

Tek mutsuzluğu vardı

Türkçeyi sevdiğini

Daha Türkçe söyleyememek

Kimilerinin

Şimdi

Tek mutluluğu var

Türkçeyi sevdiklerini

Daha Osmanlıca söylemek.”

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Old 25-10-2008, 14:48   #6
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Dil Derneği, Çağdaş Türk Dili Dergisi'nin Ekim 2008 sayısını Ali Püsküllüoğlu Özel Sayısı olarak yayınladı. Sayıda Ali Püsküllüoğlu'nun özgeçmişi ve yapıtları üzerine çeşitli yazılar yer almaktadır.
Old 29-10-2008, 12:53   #7
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

29 EKİM

Ürünleri bitmez tükenmez
Erdem verir
Uygarlık verir
Yiğitlik verir
Orman verir
Buğday verir
Sevgi verir
Çalışkanlık verir
Aydınlık verir
Yaz ekimi kış ekimi değil
Türkiye'nin 29 Ekimi

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Old 29-10-2008, 19:29   #8
Av.Mürsel SARI

 
Varsayılan Af AkŞami

Yazdıklarım yazmaya çalıştıklarım, beli belirsiz ama; bilseydim en belirlisini bile dudaklarımla bile söylemiyecektim.
Hani şiirlerine ömrün soğuk mührünü işlemiş bir şahsiyete laf yetişmek tarzı sayardım. Artık yazmak ne için olacak."Af" istemek geç mi olacak ya da oldu.
Bir sır varki oda bana ikinci doğumgünü gibi sır kalacak.


AF AKŞAMI




Af buyruğuyla açılmıştı hapishane kapısı
Taşıyordu koca burunlar tıraşlı enseler kara çeneler
Dizleri eğri omuzları çarpılmış sırtlar çıkık dökülüyordu
Vakitlere kapanmış büyük karanlıklardan
Taşıyordu vay dökülüyordu vay
Yırtık pis bitli çirkin
Sokağı dolduruyordu terli can uğultusu

Geçiriyordu avucunu şaşkınlıkla saçından saçından
9 yıl yatmış

Kolunda anası kucağında yavrusu
Doldurmustu kapının önünü kalabalık
Kimi ta dağ köylerinden koşmuş
Kimi ta denizlerden
Bir özlem sarmış bağrı ölümden yüce
Sevgiyle arıyorlar parçalarını
Heybelerinde ekmek destilerinde su

Bir türlü inanamıyordu sokaklara sokaklara
20 yıl yatmış

Gönüllere sığmaz olmuş kavuşmak duygusu
Öyle sarılır ki geçmişe
Erir göğsü göğsünde tutuklunun
Pişmanlık kavaklar tarlalar davarlar için
Pişmanlık gemilere düğünlere ırmaklara
Pişmanlık beşiklerden kağnılardan sessiz
Yerce gökçe değil insan dolusu

Çılgınca kucaklıyordu hepimizi hepimizi
5 buçuk yıl yatmış

Taşar içerde kalanların sorusu
Çubuk demirler arkasından maviliğe
Hem esenliğe ermiş hem yaşlı yelcek
Bir yurt türküsü yeniler karanlığı
Zaman yeğnik değildir yeğniktir
Dön de gör ananı belleyecek
Boş koğuşlar kurmuş pusu

Sönük gözü aydınlıkla büyüyordu büyüyordu
8 yıl yatmış

Çıkınlarda gecenin binlerce gecenin uyunmamış uykusu
Bir yorgunluk çökünce yürünmüş yeryüzünden
Kalabalıkta dağılır birer ikişer özgür
Doğuya batıya kuzeye güneye özgür
Yüreklerinde bir çığ
Yaşamak sevinci vay
Yaşamak korkusu

İnmeli yani sıçrıyordu havaya havaya
17 yıl yatmış.


FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
Old 29-10-2008, 19:36   #9
Av.Mürsel SARI

 
Varsayılan

Yücel hanım, öncelikle "Türkiye'nin 29 Ekimi"ni kutlarım: Böylesi bir paylaşım içinde teşekkürler. Aklımda tasarladığım ama tembelikten şu yazmaya çalıştığım yazamadığım mısraları yazmama siz aracı oldunuz.

Vefa: öylesi bir şey ki; hani daha iyisini yapmaya teşvik eden bir duygu sarmalı.
Old 04-03-2009, 15:26   #10
UĞUR_08

 
Varsayılan

iSmini çok duyduğum ve benim çok beğendiğim bir şairdi bir şairdi gerçekten..yakınlarına sabır diliyorum...

saygılar.
Old 04-03-2009, 15:30   #11
UĞUR_08

 
Varsayılan

Ağaç taşı anlamaz
Gökyüzü MAVİ iken
Ağaç susuzluğu anlamaz
Gökyüzü MAVİ iken
Ben seni
Çok sevdiğimi anlarım
Gökyüzü MAVİ iken...
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Old 27-09-2009, 11:08   #12
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Dil yurttaşlığı
Yurttaşlıktan büyüktür
Sürüp gider o
Kişi öldükten sonra bile

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Türkçenin Renkleri: Çocuklar İçin Dil ve Ekin Dergisi Doç. Dr. Özge Yücel Site Lokali 6 23-04-2010 11:20
Türkçenin Türkleşmesi hukukçu42 Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 5 03-10-2006 16:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07200098 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.