Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Harç ödemeden karar alabilmek!

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-05-2009, 20:40   #61
Nusret

 
Varsayılan Yapılabilecekler...

Hakimin sorumluluğunu dava konusu etmeyi düşündüm, ama bu sistemde sonuç alabileceğimiz pek sanmıyorum. Yine de belli olmaz, bakacağım.

AİHM'ne de başvurmayı düşünüyorum. Bu yolun sonuç vermesi de yılları alıyor. Örneğin Ülger/Türkiye davası 6 yılda karara çıkmıştır. Fakat son çare olarak bunu yapmak gerekiyor. AİHM, o kararında 6 aylık sürenin geçtiğine dair TC'nin itirazını da kabul etmemiş ve sürenin, davanın karara çıktığı tarihten değil kararı alma talebinin reddinden itibaren başlayacağını söylemiştir. Bu nedenle süre sıkıntımızın olmadığını sanıyorum.

Bir türlü tedbir kararı vermiyorlar. Kaldı ki tedbir bile yeterli bir koruma sağlayamaz. Üzerine haciz koydurup garameten paylaşımı sağlayabilirler. Koydurdukları muvazaalı hacizin miktarı büyük olursa bize de pek bir şey kalmaz garameten paylaşımda. Bu nedenle ihtiyati hacze karar vermeleri lazım tesiple birlikte. Ben her defasında ihtiyati haczi de istiyorum. Şimdiye kadar ihtiyati haczi bir kez alabildim. Onda da, işçi arkadaşlar dava masrafını gecikerek verdikleri için kıl payı, birkaç gün farkla kaçırmıştık 85 adet makineyi.

Tekstil işkolunda çalışan işçiler için açtığımız davalarda aldığımız kararların tahsil kabiliyeti pek olmuyor. Birincisi bu sektör müthiş mafyalaşmış bir sektör ve kaç göç de fazla. İkincisi, tekstil işçisi daha eğitimsiz, bilinçsiz olduğu ve işçi sirkülasyonu da fazla olduğu için sorunlar ayyuka çıkmadan kimse hakkını arama yoluna gitmiyor. 6-7 ay ücret almadan çalışıp, fabrika kapanacağı zaman da işten çıkarılanların, çıktıktan sonra dava açmak için ancak çaba gösterenlerin, dava açtıktan sonra patronun bir-iki aylık ücreti ödeyeceği vaadiyle davasından vazgeçenlerin işkolu bu tekstil işkolu. Bunda, tabii ki tekstildeki işçilerin çok daha büyük bir yoksulluk içinde olmalarının da payı var kuşkusuz. Ama Nazım'ın dediği gibi "kabahatin çoğu" da onlarda değil mi canım kardeşim?
Old 08-05-2009, 12:56   #62
Av. Ayris

 
Varsayılan Anayasa Mahkemesi

Alıntı:
Yazan Av.YBayrak
Merhabalar;
Anayasa Mahkemesi, 7 Mayıs Perşembe günü, TCK, CMK ve diğer bazı kanunlardaki bazı hükümlere ilişkin itiraz ve iptal davaları ile birlikte bu konuya ilişkin itirazlar ve iptal taleplerini de görüşerek karara bağlayacak.

Sayın Av. Y.Bayrak,
Konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin 7 Mayıs'taki görüşmesi sonucu hakkında bir bilginiz var mı?
Old 08-05-2009, 16:59   #63
sesenyel

 
Varsayılan

07/05/2009 tarihli oturumda ele alınan konu için Anayasa Mahkemesi esasın incelenmesi kararını almıştır. Biz hukukçuların araştırmacı kimliği bizi diğer meslek gruplarından ayıran bir özelliktir. Bu nedenle bunun sonucunu öğrenen var mı yazan arkadaşlarımın anayasa mahkemesinin sitesine girerek buna bakması ve bunu alışkanlık haline getirmesi daha doğru olacaktır diye düşünüyorum. Nacizane eleştirimi hoşgörün. Saygılar
Old 08-05-2009, 17:40   #64
Av. Ayris

 
Varsayılan Anayasa Mahkemesi

Konuyla ilgili olarak Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan; 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun;
1- 28. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin “Karar ve İlâm Harcı ödenmedikçe ilgiliye ilâm verilmez.” biçimindeki ikinci tümcesinin,
2- 32. maddesinin “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz.” biçimindeki birinci tümcesinin iptali isteminin,
7 Mayıs günü Anayasa Mahkemesi nezdindeki ilk incelemesi sonucunda esasının incelenmesine karar verildiği hususu Anayasa Mahkemesi'nin web sitesinde (7 Mayıs 2009 Perşembe Günü Saat 9.30’da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları kısmında) yer almıştır. İlgilenen arkadaşlara duyurur, beklediğimiz sonucun çıkmasını umarım.
Old 09-05-2009, 23:45   #65
Nusret

 
Varsayılan AİHM'nde dava açma...

BKH mağduru olarak yukarıda sözettiğim olaydan dolayı bugün, AİHM'ne gönderdiğim faksla 47 işçi için TC Devleti aleyhine maddi ve manevi tazminat davasını açtım. Bakalım 6-7 yıl sonra nasıl karara çıkacak. Olumlu karar verilirse, bugünlerde yeni çocuk sahibi olanlardan birinin çocuğunun -o tarihlerde okula başlayacağı için- bir yıllık okul masrafı benden. :-)
Old 14-05-2009, 14:05   #66
guLDe

 
Mutsuz

Sayın meslektaşlarım ben de bu sayfayı büyük bir heyecanla takip ediyorum. Benzer şekilde kararın harçsız olarak tarafımıza verilmesini ilgili AİHM kararını da ekleyerek bugün Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden talep ettim. Talebim önce kalem müdürünce 'Harçlar Kanununa göre veremeyiz sizin dayanağınız SÖZLEŞME ben kanunu uygularım!' şeklindeki gerekçeyle reddedildi! Müdüre Anayasanın 90. maddesini izah etmeye çalışırken içeri hakimin girmesiyle muhatap olarak ona yönlendirildim. Hakim ise dilekçemi dahi okumadan talebimi red etti. Benzer mahkeme kararlarını olduğunu ve gerekçemi açıklamama rağmen ise 'O karardan benim masamda da var biz Yargıtayla görüştük usul kanunu değişmedikçe kararı veremeyiz' dedi. Sonra da kusura bakmayın diye ekledi . Tek çıkış yolu Anayasa Mahkemesinin iptal kararı olacak sanırım müvekkil o kadar mağdur ki..4 yıldır bitkisel hayatta.. Bu parayı ödeyecek durumu da yok. Çaresizce ve umutla bekliyoruz..Bu sayfada yazan ve hukuki mücadelemize destek veren tüm meslektaşlarıma da yürekten teşekkür ederim.
Old 14-05-2009, 15:50   #67
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan guLDe
Tek çıkış yolu Anayasa Mahkemesinin iptal kararı olacak sanırım
...

AYM dosyayı görüşüp, karara bağlayıncaya kadar ve hatta RG'de yayımlayıncaya kadar yeni HUMK çoktan yasalaşır.

(tasarının 306. maddesi bu sorunu kökünden çözmekte)
Old 15-05-2009, 15:38   #68
glyclk

 
Varsayılan

anayasa 90. maddesi gereğince kanunla çatışma halinde uluslararası sözleşe uygulanır. Mahkeme içtihatları da bu kapsamda olduğundan bu karar karşısında ilamların alınabileceğini düşünüyorum.
Old 15-05-2009, 15:51   #69
Av. M. Yasir Bağce

 
Varsayılan

Konuyla ilgili bir açıklama da İstanbul Barosu'nun internet sitesinde yayınlandı:

MK TASARISINDA İLAMIN ALINMASI, KESİNLEŞME KAYDI VE HARÇLARA İLİŞKİN YENİ DÜZENLEME YAPILDI

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı�nın TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmeleri 15 Nisan 2009 tarihinde tamamlandı. Söz konusu Tasarıda ilamın alınması, kesinleşme kaydı ve harçlar konusunda yeni düzenlemeler yapıldı.

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünden alınan 5 Mayıs 2009 tarih ve 2507 sayılı yazıda 2 Temmuz 1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu dâhil, diğer kanunların yeni düzenlenen HMK 308. maddesine aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı bildirildi.

İstanbul Barosu Başkanlığınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu Başkanlığına, Adalet Bakanlığına, Maliye Bakanlığına ve İstanbul Defterdarlığına yazdığı 6 Nisan 2009 tarih ve 426 Gündem sayılı yazıda, 492 sayılı Harçlar Kanununun, günümüz toplumunun yapısı, ticari ilişkileri ve hukukun işleyişine cevap vermekten uzak kaldığı, değişik zamanlarda çeşitli maddelerinde yeninde düzenleme yapılmış olmasına rağmen, ihtiyacı karşılayamadığı ve yeni bir Harçlar Kanunu'na ihtiyaç duyulduğu belirtilmişti.

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünün bu yazıya ilişkin yanıtı şöyle:

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINA

İlgi: 06/04/2009 tarihli ve 426 Gündem sayılı yazı.



Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısına ilişkin görüş ve önerilerinizi içeren ilgi yazınız incelenmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları gidermek, davaların hızlı, basit, en az giderle ve etkin bir biçimde görülmesini ve bir kısım uyuşmazlıkların nizasız kaza, sulh, uzlaşma gibi yöntemlerle çözümünü sağlamak amacıyla, taslağı Bakanlığımızca kurulan Bilim Komisyonunca hazırlanan "Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı"nın Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonundaki görüşmeleri 15/04'2009 tarihi itibarıyla tamamlanmıştır.
Söz konusu Kanun Tasarısının Adalet Komisyonundaki görüşmeleri sırasında verilen bir önergeyle "İlâmın alınması, kesinleşme kaydı ve harçlar" kenar başlıklı 308. maddesi,

"(1) Taraflar, harcının ödenmiş olup olmamasına bakılmaksızın ilâmı her zaman alabilirler.
(2) Bakiye karar ve ilâm harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına,
takibe konmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.

(3) 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu dâhil, diğer kanunların bu
maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.

(4) Hükmün kesinleştiği, ilâmın altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü
konmak ve başkan veya hâkim tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir."

şeklinde düzenlenmiştir.
Bilgilerinizi rica ederim.

Muharrem BARUT
Hâkim
Bakan a.
Daire Başkanı
Old 22-05-2009, 12:10   #70
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

Sayın Av.N.Ünal'ı vermiş olduğu hukuk mücadelesi için içten kutlamamak ve takdir etmemek mümkün değil.Konuyu buraya taşıyan ve bizlerle paylaşan Sayın Av. Hakan Eker'e çok teşekkürler. İyi bir hukukçu olmak için sürekli bir araştırma ve mücadele içinde olmak gerekiyor. Başka bir meslektaşımızın da değindiği gibi, kendimizi pek çok konuda yeterince girişimde bulunmadığımız ve mücadele etmediğimiz için sorgulamamız gerekiyor.
Hukuğa ve insan haklarına saygılı daha çağdaş bir hukuk devleti olma umudu ve özlemiyle, araştırmacı ve mücadeleci hukukçu arkadaşlarımızın sayılarının artmasını diliyorum.
Old 23-05-2009, 22:32   #71
Referendaire

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım,

Sayın “Avukat Tekin”’in değerlendirmelerine tamamen katılıyorum. Gerçekten de AİHM ile ilgili konu açıkladığı şekildedir.

Her ne kadar bu böyle ise de, “yapısal sorunlara” dair AİHM kararlarında AİHS’nin 46. maddesine istinaden bir paragraf eklenmektedir. Böyle durumlarda yerel makamlar gereken tedbirleri almak durumundadır. Hatta bazı durumlarda AİHM bu süreci de yakından takip etmektedir.
Konuyla ilgili detaylı bir örnek için aşağıdaki linkte bulunan Polonya’ya karşı verilmiş karara bakabilirsiniz.

http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/vi...C1166DEA398649


Özellikle idareye karşı açılmış davalarda zaten idarenin kendisi aleyhine verilmiş mahkeme kararını icra etmeme gibi bir seçeneği yoktur. Bu durum direk olarak ya AİHS 6. maddesinin ya da AİHS’ne ek 1. Protokol’ün 1. maddesinin veyahut da duruma göre her ikisinin ihlali anlamına gelir. Bu konuda Türkiye aleyhine verilmiş onlarca belki de yüzlerce karar mevcuttur.

Kanımca sırf harç engeline takılınması nedeniyle icraya konulamayan kararlar da bu çerçevede değerlendirilebilir.

Tartışmanın esas konusuna gelince, ben de bu durumun ancak yasakoyucu tarafından düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum, ki nitekim bu adım da atılmış anladığım kadarıyla.

Saygılarımla
Old 26-05-2009, 15:37   #72
AV.SEDAT

 
Varsayılan

Sanırım uygulama iyiden iyiye yaygınlaşıyor. Bugün bana bir icra emri tebliğ edildi. Çok yüksek meblağlı bir davanın vekalet ücreti icraya konmuş. vekalet cüretinden çok bakiye harçtan korkuyorduk, hatta harcın yüksekliğine güvenip nasıl olsa vekalet ücretini icraya koymazlar diye düşünüyorduk icra emrini görünce şok oldum, ama zarfı açınca sadece vekalet ücreti ve yargılama giderinin talep edildiğini, harcın istenmediğini gördüm, demekki kararı harçsız alabilmişler...
Old 30-05-2009, 17:41   #73
AV.BİLGE KALAYCI

 
Varsayılan

Ben de bu tür bir talepte bulundum. Hakim izinliydi,yazı işleri müdürüne havale ettirip bıraktım. 01.06.2009'da izinden dönecekmiş. Ama yazı işleri müdürüyle konuştuğumda "Bir kişi daha istedi,ama hakim vermedi. Devletin harcı alması lazım, alamayacağı biriyse siz neden dava açtınız" demiş ona. Böyle bir mantık olabilir mi? Eğer reddederse kabul durumundaki gibi gerekçeli karar yazacak mı, ya da şifahen vermiyorum mu diyecek. Diyelim ki yazılı olarak reddetti,bu karara karşı hangi yola gideceğiz. Ya da hiç bir şey yapmadan bekleyecek miyiz. Merakla bekliyorum. Durumu aktaracağım. Ayrıca AİHM'e giden o iki meslektaşa da şükranlarımı sunarım.
Old 03-06-2009, 11:09   #74
Ali Basyurt

 
Varsayılan

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞINA
İZMİR
DOSYA NO: 2006/57

TALEPTE BULUNAN : Asım Cevizci ve diğer davacılar
VEKİLLERİ : Av. Serdar Suat BAŞYURT-Av. Erdal DURAK
TALEP KONUSU : Gerekçeli kararın tasdikli bir örneğinin harç alınmadan tarafımıza verilmesi isteğidir

AÇIKLAMALAR
1-Mahkemeniz 2006/57 esas 2009/ ……karar sayılı ve 21.04 2009 tarihli kararı ile davacı tarafından açılmış davanın 741.520 TL miktar için kabulüne bakiye harç miktarının davalılardan tahsiline karar vermiştir. Şifahi isteğimize rağmen karar örneği tarafımıza verilmemiştir.
2-Harçlar Kanunun 28. ve 32. madde hükümleri “karar ve ilam harçları” ödenmedikçe ilgilisine “ilam verilemeyeceğini” biçiminde düzenlenmiştir. Kanundaki “ilgili” sözcüğünden amaç, karar yerinde “ilam ve tahsil harcı” ödemekle yükümlü kılınan taraftır.
3-Karar ve ilam harcının kimin tarafından ödeneceği karar yerinde belirtilmiştir. Bu nedenle “karar ve ilam harcını” ödeyecek olan ilgili taraf, davalı olan taraftır. Kararda sözü edilen “ilam ve karar harcının” davalı tarafından ödenmesine karar verilmiştir.
4-Kararda bakiye ilam ve karar harcının davalı taraftan alınacağı açıkça belirtilmiştir.
5- Sözü edilen kararla davacının “bakiye ilam ve karar harcı” ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
6-“Karar ve ilam harcı” vermekle yükümlü kılınmayan davacılara kararın bir tasdikli örneğinin verilmemesi adalete, hukuka, hak ve nasafete ve evrensel hukuk kurallarına uygun bulunmamaktadır.
7-Kararda, davacı taraf “karar ve ilam Harcı”nı ödemekle yükümlü tutulmamıştır. Davalı tarafın kendi yükümlülüğü yerine getirmemesi sebebi ile davacı tarafın lehine olan parasal değerli ilamı alamaması, bir hak ihlalidir.
8-Davacı taraf, yargılama aşamasında haklılığını kanıtlamış ve mahkeme de davacı lehine karar vermiştir. Davacıların haklılığı mahkeme kararı ile tartışmasız hale gelmiştir. Kararda davacı tarafın yerine getirmesini gerektiren bir yükümlülük de bulunmamaktadır.
9-Davacı taraf, davanın aleyhine sonuçlandırıldığı, davalı tarafa yüklenen karar ve ilam harcını ödemeye zorlanamaz.
10-Davacılar tarafından açılan davanın, yargılaması bitmiştir. Mahkeme, davacıların davasının haklılığını kabul ederek lehlerine karar vermekle işten el çekmiştir.
11- İşin bu safhasından sonraki işlemler ve yapılacak olan karar ve ilam harcına ilişkin ödemeler, verilen kararın içeriğine göre yerine getirilmektedir. Kararda, davacıların yerine getirmekle yükümlü oldukları bir husus bulunmamaktadır.
12-Kararda, davalıya yüklenen “ilam ve karar harcının “ davacılar tarafından ödenmesi gerektiği, davacıların bu harcı ödememeleri halinde kararın davacılara verilemeyeceği konusunda bir açıklama da bulunmamaktadır.
12- Para alacağına ilişkin kararın bir tasdikli örneğinin davacılara verilmemesi halinde, kararın infazının olanaksız hale dönüştürmekte ve açılan davayı fiilen sonuçsuz bırakmaktadır.
13- Mahkemeler nizaların çözüm yeridir. Haksızlığa uğramış olan kişilerin bir an önce haklarına kavuşmasını sağlamakla görevlidirler.
14-Davacılar lehine verilen ve ayrıca davacıların yerine getirmekle yükümlü olan bir hususun da bulunmadığı kararda belirtildiğine göre, bu kararın davacılara verilmemesi durumunda davalı tarafın mallarını kaçırmaya, elden çıkarmaya ve sonuçta davacıların para alacaklarına kavuşmasına fiilen engel olunmak suretiyle fırsat verilmiş olacağı da tartışmasızdır.
15-Bu durumda, davacıların kararla sabitleşmiş olan para alacaklarının kimin tarafından ve ne şekilde tahsil edileceği ve bundan kimlerin sorumlu olabilecekleri gibi problemler de ortaya çıkmış olacaklardır.
16-karar ve ilam harcı devlet alacağıdır. Devlet güçlüdür. Alacağını yasal düzenleme içinde her zaman tahsil etme olanağına sahiptir. Yetkili ve ilgililer kararda belirtilen ve davalıdan alınması gerekli olan “karar ve ilam harcı” için harç tahsil müzekkeresi kesilerek tahsili yoluna gidilebilir.
17-Amme alacağı niteliğinde olan “karar ve ilam harcının” tahsili, kamu alacaklarının tahsili yöntemi ile hazine tarafında her zaman takip ve tahsili mümkündür.
18-Davacı taraftan, davalıdan tahsiline karar verilen devlet alacağının, davalı yerine ödenmesinin istenmesinin hukuk mantığı açısından da kabulü mümkün değildir.
19-a-Bir an için haklılığı kanıtlanan ve lehine karar verilen davacı tarafın, davalıya yüklenen ilam ve karar harcını ödemediği veya ödeme gücüne sahip olmadığını düşünelim. Bu durumda davacı tarafın açmış olduğu davanın yargılaması sonunda lehine verilen kararın anlamsız, etkisiz ve amaçsız olduğunu peşinen kabul edilmiş olacaktır. Böyle bir anlayış, haklılığına karar verilen davacı tarafın kamu güvencesinden mahrum bırakma sonucunu doğuracaktır.
b- Buna karşılık, davalı taraf, kendi aleyhine olan kararın infazını önlemek için karar ve ilam harcını ödeme gereğini duymayacaktır. Mal kaçırma girişiminde bulunacak, zaman kazanacak ve dolayısıyla davacılar lehine verilmiş ve para alacağına ilişkin mahkeme kararını da hukuken sonuçsuz bırakılmış olacaktır.
c-Davacıların lehine verilmiş karara rağmen, davalı tarafa, hukuken olmazsa bile fiili bir haklılık ve dolayısıyla bir başka haksız menfaat sağlama imkanı tanınmış olacaktır.
20-Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraftır. Benzer bir konuda taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bu konuda dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi” verdiği kararda:
Davacının ilamı alabilmesinin, aslında davalı tarafın ödemesi gereken harcı yatırması şartına bağlanması, “mahkemeye erişim” bağlamında adil yargılanma ilkesinin ihlalidir.(AİHS m.6)
Davacının, maddi hak elde ettiği ilamın aynı nedenlerle alamaması ve icraya konu edememesi, A.İ.H.S. EK 1.Nolu Protokolün 1. maddesi ile korunan Mülkiyetin çekişmesiz kullanımı hakkının ihlalidir. Gerekçesi ile açılan dava kabul ederek, devleti tazminat ödemekle sonuçlandırmıştır.
21-Bu karar kuşkusuz davayı açan kişi ile ilgilidir. Sadece o kişi için sonuç doğurur. Ancak evrensel hukuk anlayışı ve yorumu aynıdır. Yargıç karar verirken salt yasa hükmüne değil, Anayasa’ya, Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklara ve hukuka uygun karar vermek, kararıyla çelişki içinde olmamak durumundadır.
22-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ülkemizin de tarafı olduğu ve iç hukukunuzda da uygulanan bir temel hukuk metnidir. Anayasa’nın 90/son maddesi hükmü ”usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmünde” olduğunu kabul etmiştir.

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. ( 5170/7 değişik 2709 Sayılı Anayasa) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.” Hükmü ile normlar hiyerarşisi içinde yasalara üstünlüğü bulunduğu da kabul edilmiştir

23-Davacının, davalının ödemesi gereken harcı ödemeden ilama kavuşamaması “mahkemeye erişim” hakkını zedelediği için adil yargılanma ilkesinin ve parasal sonuçlar içeren ilama kavuşamaması sebebi ile de mülkiyet hakkının ihlali olduğu inancı içindeyiz.
24-Böyle bir ihlale sebebiyet verilmemesi için yüksek Mahkemenizden davacı taraf lehine verilen, parasal alacağına ilişkin kararda, davacı tarafça yerine getirilmesi gerekli bir yükümlülük bulunmadığından, karar ve ilam harcını ödeme yükümlülüğü de davalı tarafa yüklendiği nazara alınarak, davacı tarafın parasal hakkına kavuşması için kararın tasdikli bir örneğinin tarafımıza verilmesini, davalı tarafın kötü niyetine açık kapı bırakılmamasını, “karar ve ilam harcının” harçlar kanuna göre ilgili tarafı olan davalıdan alınması için harç tahsil müzekkeresi ile işlem yapılmasını, davacı tarafın mağduriyetinin önlenmesini istemekteyiz.
SONUÇ ve İSTEM :
Yukarıda ayrıntılı olarak arz ve izah ettiğimiz üzere
1-Davalı taraf mal kaçırma, üzerinde bulunan malları hileli bir biçimde devretme çabası içine girdiğini haricen öğrenmiş bulunmaktayız. Bu durumda davacı tarafın para alacağına kavuşması imkansızlaşacaktır.
2-Davacı müvekkiller lehine verilen, 2006/57 2009/ ….. sayılı 21.04.2009 tarihli kararında, davacı tarafın yerine getirmelerini gerektiren bir sorumluluk ve yükümlülük bulunmamaktadır.
3-Kararda davalı tarafından ödenmesine hükmedilen “karar ve ilam harcının , harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek amme alacakları yöntemi içinde davalıdan tahsili yoluna gidilmesini
4-Davalı tarafın mal kaçırmasını önlemek ve gerekli yasal işlemleri başlatmak için, davacıların parasal alacağına ilişkin 2006/57 E. 2009/…. Sayılı ve 21.04.2009 tarihli kararın, gerekli yasal işlemlerin yapılması için harç ödenmeksizin tasdikli bir örneğinin tarafımıza verilmesini, davacıların mağduriyetinin önlenmesini, arz ve talep ederiz. 28.05.2009
Davacı / vekili
Av.Serdar Suat BAŞYURT-Av Erdal DURAK
Bütün avukat arkadaşların başvuru yapmaları ve dilekçelerinin bir örneğini adalet Bakanlığına göndermeleri halinde bu hukuksuzluğun düzeltilebileceğini düşünmaktayim
Ali Başyurt
Old 05-06-2009, 11:33   #75
Av. Rıdvan

 
Varsayılan harçsız alınan kararın tebliğ tarihi sorunu

Öncelikle bu kararın alınmasında öncülük eden meslektaşlarımı tebrik ediyorum.
Bu karara dayanarak Batman Asliye Hukuk Mahkemesine sözlü olrak başvurdum. Yazı işleri müdürü harç yatırılmadan kararı veremeyeceğini söyledi. Ancak hakim ile görüştükten sonra kararı bana verdi. Verilen bu karar için dosyada yazılı bir başvurum yok. Tebliğ aldığıma dair bir husus da belirtilmemiş. Ayrıca bu karar davalıya da tebliğ edilmedi. Aldığım karar örneğini ilamlı icra yoluya icraya koydum. icra emri ilam örneği ile birlikte davalı tarafa tebliğ edildi.
İcra emrinin tebliği ile (bununla birlikte ilamın fotokopisi de davalının eline geçmiş oldu) birlikte davalı Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını temyiz etti ve tehiri icra talebinde bulundu. ancak bu temyiz bir nevi süre tutum dilekçesi gibi yapılmış. Yani "karar henüz tarafımıza tebliğ edilmemiş" diye gerekçesiz bir şekilde temyiz dilekçesi sunuldu. karar harcı davalı tarafından yatırılarak karar tebliğe çıkartıldı ve bu tebliğe çıkartılan kararın taraflara tebliğinden sonra gerekçeli temyiz layihalarının sunulacağını bildirir bir nevi süre tutum dilekçesi verdiler. (biraz karışık oldu, kusura bakmayın)
Şimdi esas sorun şu: Temyiz süresi ne zaman başlar? harcın yatırılıp kararın mahkeme yazı işleri müdürü tarafından tebliği tarihnde mi yoksa icra emrinin tebliği ile mi? neticede davalı(borçlu) icra emrinin kendine ulaşması ile kararın gerekçelerini öğrenmiş oldu.
(bu husus yeni olduğundan Yargıtay kararı bulamadım. Cevap verecek arkadaşların elinde konu ile ilgili yargıtay kararı varsa onu da yayınlarlarsa ve ya en azından sayı ve tarihini bidirilerse memnun olurum)
Herkese iyi çalışmalar...
Old 05-06-2009, 20:54   #76
yigit

 
Varsayılan

Ahim ilgili kararı verirken harcın ödenmemesi nedeniyle ilamın icra edilmemesini adil yargılanma ilkesine aykırı bulmuştur fakat ihlali adli yardım kapsamındaki kimseler için kabul etmiştir unutulmamalı ki harçlar devletin yargılama faaliyetlerini finanse eden bir kurumdur.
Old 05-06-2009, 23:34   #77
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Sayın Av.Rıdvan karşınızdaki meslektaşımız bu yeni duruma karşı kendince tedbir almaya çalışmış sanırım ama buna gerek yoktu. Karar mahkeme tarafından tebliğ edilmeden temyiz süresi başlamayacaktır. Olayınızda o dilekçeyi yani icra takibi üzerine verilen temyiz dilekçesini kabul ederek hakim de ciddi bir hata yapmış. Bu konuda daha önceki yorumumda bu olayın (harç yatırmadan karar almanın) yasa tarafından düzenlenmedikçe sorunlara yol açacağını yazmıştım. İşte bu da o örneklerden biri.
Sayın Yiğit'e ise katılmıyorum. Devlet harç tahsil etmek adına yargılama kurumuna zarar veriyor. Devlet alacağını vergi dairesi yolu ile tahsil etmeye çalışmalıdır. Nitekim komisyondan geçmiş olan HUMK tasarısında bu durum düzenlenmiş olup tasarının son haline göre, taraflardan her ikisi de harç yatırmadan kararı alabilecek. Umarım tasarı bir an önce yasalaşır.
Old 08-06-2009, 14:33   #78
Ali Basyurt

 
Varsayılan

Sayın Yiğit,
Bu güne kadar kuşkusuz sizin de söylediğiniz gibi işlem yapılıyordu. Ancak karada, kalan harcın davalıdan alınması hükme bağlanmıştır. Bu nedenle davalının ödemek zorunda olduğu ve karala hüküm altına alınan harcın davacı tarafından istenmesinin doğru olmadığını söylemekteyiz. Çünkü devletharcı 6183 sayılı kanuna göre davalıdan tahsil etme imkanına sahiptir.
Yıllarca hakimlik yaptım. Ben de uygulamada harcı davacıdan alıyordum. Ben de böyle düşünüyordum. Ancak bunun yanlış olduğunu şimdi anlamaktayım. yanlışın neresinden dönülürse dönülsün, doğru o noktadan başlar. Önemli olan yapılan yanlışı savunmak değil, doğruyu anlamaktır.
Old 09-06-2009, 10:09   #79
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Rıdvan
Öncelikle bu kararın alınmasında öncülük eden meslektaşlarımı tebrik ediyorum.
Bu karara dayanarak Batman Asliye Hukuk Mahkemesine sözlü olrak başvurdum. Yazı işleri müdürü harç yatırılmadan kararı veremeyeceğini söyledi. Ancak hakim ile görüştükten sonra kararı bana verdi. Verilen bu karar için dosyada yazılı bir başvurum yok. Tebliğ aldığıma dair bir husus da belirtilmemiş. Ayrıca bu karar davalıya da tebliğ edilmedi. Aldığım karar örneğini ilamlı icra yoluya icraya koydum. icra emri ilam örneği ile birlikte davalı tarafa tebliğ edildi.
İcra emrinin tebliği ile (bununla birlikte ilamın fotokopisi de davalının eline geçmiş oldu) birlikte davalı Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını temyiz etti ve tehiri icra talebinde bulundu. ancak bu temyiz bir nevi süre tutum dilekçesi gibi yapılmış. Yani "karar henüz tarafımıza tebliğ edilmemiş" diye gerekçesiz bir şekilde temyiz dilekçesi sunuldu. karar harcı davalı tarafından yatırılarak karar tebliğe çıkartıldı ve bu tebliğe çıkartılan kararın taraflara tebliğinden sonra gerekçeli temyiz layihalarının sunulacağını bildirir bir nevi süre tutum dilekçesi verdiler. (biraz karışık oldu, kusura bakmayın)
Şimdi esas sorun şu: Temyiz süresi ne zaman başlar? harcın yatırılıp kararın mahkeme yazı işleri müdürü tarafından tebliği tarihnde mi yoksa icra emrinin tebliği ile mi? neticede davalı(borçlu) icra emrinin kendine ulaşması ile kararın gerekçelerini öğrenmiş oldu.
(bu husus yeni olduğundan Yargıtay kararı bulamadım. Cevap verecek arkadaşların elinde konu ile ilgili yargıtay kararı varsa onu da yayınlarlarsa ve ya en azından sayı ve tarihini bidirilerse memnun olurum)
Herkese iyi çalışmalar...

Bu anlatılan olaydan çıkan bir sonuç da şudur: Dava aleyhine sonuçlanan ve harcı ödemekle yükümlü olan davalı, karşı tarafın icraya başlaması ile kararı temyiz etmek istiyorsa harcı ödeme yükümlülüğünü yerine getirecektir (Burada davalı kararı almak için harcı ödemek zorunda bırakılmalı mıdır o da ayrı bir tartışma konusu). Böylece devlet alacağını büyük oranda tahsil etmiş olacaktır. Çoğu kez tahsil müzekkeresine de gerek kalmayacaktır.
Old 13-06-2009, 00:14   #81
Av. Arzu Mercan

 
Varsayılan

Arkadaşlar denemekten vazgeçmeyin.Izmir 12 SHM den harçsız karar verilmesi yönünde 3 ün önce karar aldım.
Old 17-06-2009, 15:07   #82
Mtaslak

 
Varsayılan ya kazanan taraf temyiz ederse

Benim de başımda bir kaç olay var. Birinde davacı taraf kısmi kabul ile sonuçlanan kararı harcı ödemeden aldı ve kısmi red olan tutar için temyiz etti. Şimdi bana temyiz dilekçesi tebliğ edildi ve fakat karar tebliğ edilmedi. Kararın içeriğinden haberdar olmadan, temyize nasıl cevap yazabilirim? Karşı temyiz nasıl yapabilirim?

Bir sorum da şu: İcra emri ekinde kararın tebliğ edilmesi ile karara muttali olmuş olmuyor muyuz? Bu durumda karar tarafımıza tebliğ edilmiş sayılmıyor mu? Yorum yapan arkadaşlar bu konuda ne kadar eminler?
Old 19-06-2009, 12:45   #83
hilallal

 
Varsayılan

Bu gün harçsız karar alabilme talebimiz rededildi. Ek kararı aldık.
Old 22-06-2009, 09:23   #84
Mtaslak

 
Varsayılan

Arkadaşlar,
Samsun Tüketici Mahkemesinin 'Ek Karar' niteliğindeki kararını sunuyorum. Talebi reddedilen arkadaşlar bence bu kararı ekleyerek red kararlarını temyiz etsinler.
Bu arada sorularıma halen yanıt alamadım. Ne düşünüyorsunuz?


T.C.
SAMSUN
TÜKETİCİ MAHKEMESİ
EK KARAR
ESAS NO : 2009/18
KARAR NO : 2009/63
HAKİM : AYŞE ERKAN 33283
KATİP : HANDAN YENİDOĞAN 110189
DAVACI : S.U. -
VEKİLİ : Av. G. U. - Süleymaniye Cad.No.43/7 Merkez/ SAMSUN
DAVALI : O.T.
VEKİLİ : Av. M.Ö.
DAVA : Alacak
TALEP KONUSU : Karar Harıcı Yatırılmadan Kararın Tebliği İstemi
TALEP TARİHİ : 12/05/2009
KARAR TARİHİ : 12/05/2009
Davacı vekilinin 12/05/2009 havale tarihli dilekçesi incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 12/05/2009 tarihli dilekçesiyle Mahkememizin 2009/18 Esas, 2009/63K. sayılı kararın davalı tarafça 10.911,18 TL. karar harcının ödenmesine karar verildiğini belirterek ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşme ve A.İ.H.M. Kararları esas alınarak mahkememizin 2009/18 E. Sayılı dosyasında verilen kararın harç ödenmeksizin tarafına tebliğini istemiştir.
Türkiye 1954 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış, 28 Ocak 1987 tarihinde bireysel başvuru hakkını tanımıştır. İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990 tarihinde kabul etmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın 23/2. Maddesi gereğince "Tüketici Mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır."
Anayasanın 138. Maddesine göre hakimler kararlarında Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak hüküm verirler. Anayasa'nın 90/5. maddesine göre, "usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir." Aynı maddenin 5. fıkrasının 3. tümcesine göre "usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkacak uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
Bu nedenle Türk mahkemelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve sözleşmenin yorumlanmasına ilişkin AİHM kararlarını hüküm tesisinde resen dikkate almaları Anayasadan kaynaklanan bir yükümlülüktür.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesi'nin 25321/02 başvuru nolu 26 Haziran 2007 tarihli Ülger-Türkiye davası kararında özetle, ".... Başvuranın kararın bir kopyasını almadan mahkeme harcını ödemekle yükümlü tutulmasının, üzerinde aşırı bir yük oluşturduğu ve mahkemeye erişim hakkını bu hakkın özünü zedeleyecek derecede kısıtladığı" yine bu durumun "mülkiyetin çekişmesiz kullanımı hakkına müdahale teşkil ettiği" gerekçesiyle Türkiye Cumhuriyetini maddi ve manevi tazminata mahkum ettiği görülmektedir.

Somut olayda davacının, taraflar arasındaki adi nitelikteki taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi gereğince davalı yanın edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayalı alacak istemi mahkememizce kısmen kabul edilmiştir. Şimdi ise, davacı kararı tebliğe çıkartmak istemekte, ancak Harçlar Yasası'nın 28/a maddesi gereğince alınması gerekli karar harcını yatırmak istemediği için bu talebi karşılanamamaktadır.
A.İ.H.S.'nin 6.1. Maddesi; herkese, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili olarak bir mahkeme tarafından davasının görülmesini isteme hakkı verir. Mahkemeye erişim hakkı bu kapsamda değerlendirilir. Erişim hakkı ise mutlak değildir, sınırlamalara tabidir. Niteliği gereği devletin düzenlemelerini gerektirdiğinden AİHS bu sınırlamalara üstü kapalı müsaade etmektedir. Buradaki sınırlama ise, verilen kararın harç tamamlanmadan tebliğe verilememesidir. Dolayısıyla davacı gerekçeli karara ulaşamadığından bu kararı icraya verme ve uygulatma imkanından yoksun bırakılmaktadır.
A.İ.H.S.'nin Ek 1. Nolu Protokol 1. Maddesinde, "Her gerçek kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.
Yukarıdaki hükümler, devletten mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para alacaklarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka helal getirmez."denilmektedir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa'nın amacı tüketiciyi korumak (4077 sayılı mad. 1) olduğuna ve tüketiciden davayı kaybetmesi halinde dahi hiç harç alınmayacağı öngörüldüğüne göre hem bu yasa hükümleri, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.1. maddesi ile A.İ.H.S.'ye ek 1 nolu Protokol'ün 1. maddesi ile yukarıda belirtilen İnsan Hakları Mahkemesi kararı karşısında çelişen Harçlar Yasası 28/a maddesinin davayı kazanan ve esasen harçtan muaf olan tüketiciye karşı uygulanmaması daha adil ve hakkaniyete uygun bir çözüm tarzı olmasının yanında 4077 sayılı Yasa'nın amacı ve özüne de uygun olacaktır. Devletçe uygulanan sınırlamalar; bireye bırakılan erişimi, hakkın esasına zarar gelecek ölçüde sınırlamaması ya da azaltmaması gerekçesiyle yasak olmalıdır. Belirtilen Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa hükümleri ile, A.İ.H.S. Hükümleri ve harcın zaten davalı yandan tahsili için belli süreden sonra Maliye'ye yazı yazılacağı hususları gözetildiğinde burada devletin bir kaybı da olmayacaktır.
Açıklanan nedenlerle davacının harç almaksızın karar tebliği yapılması yönündeki isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1. TALEBİN KABULÜ ile mahkememizin kararının harç ödenmeksizin talep edene TEBLİĞİNE,
2. Karardan bir suretin gereği için Yazı İşleri Müdürlüğü'ne gönderilmesine,
Dair, dilekçe ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 12/05/2009

Katip 110189



Hakim 33283
Old 23-06-2009, 15:48   #85
Promethos

 
Varsayılan

Bakiye karar harcı yatırılmayan ilamın icra takibine konu edilmesi halinde AİHM kararına rağmen yürürlükteki kanun değiştirilmedikçe ilama konu alacakların tahsili için bakiye karar harcıın yatırılması gerektiğine dair aşağıdaki Yargıtay Kararını bilgilerinize sunarım.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/15602
Karar: 2008/19983
Tarih: 13.11.2008
ÖZET: AİHM'nin kararının karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusu olup, karar doğrultusunda yürürlükteki kanun değiştirilmedikçe anılan kararın eldeki davaya uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu halde harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan harcın ödenmesi istenemez ise de; alacaklının, lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ilama göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir.
(492 sayılı Harçlar K. m. 28, 32)
KARAR METNİ:
Mahalli mahkemece verilen kararırı müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Harçlar Kanunu'nun 28/a maddesine göre "karar ve ilam harcı ödenmedikçe ilgiliye ilam verilmez". Aynı Kanun'un 32. maddesinde ise "yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı" öngörülmüştür. Harçlar Kanunu'nun bu hükümleri doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirdiklerinden resen dikkate alınmaları zorunludur.
Somut olayda, takip dayanağı kararın, karar harcı ödenmeden alacaklı tarafça takibe konu edilmesi üzerine, borçlu vekili icra emrinin iptali için icra mahkemesine başvurmuştur. Mahkemece AİHM'nin 26.06.2007 gün ve 25321/02 başvuru no'lu kararından dolayı ortaya yeni bir durum çıktığını, bu karara göre Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğundan, sözü edilen maddelerin Anayasa'nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesiyle hak arama hürriyetiyle ilgili 36. maddelerine aykırılığı gündeme geleceğinden yukarda belirtilen AİHM'nin kararının uygulanmasının mümkün olduğu sonucuna varılarak borçlunun şikayetinin reddine karar verildiği görülmektedir.
Harçlar Kanunu'nun 28/a ve 32. maddeleri halen yürürlükte bulunmaktadır.
AİHM'nin yukarda belirtilen kararı, bu karara konu olan dava için bağlayıcılığı söz konusudur. İşbu karar doğrultusunda yasama organınca bir düzenleme yapılmadığı sürece anılan kararın bu ihtilafta uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
Dayanak ilamda borçlunun alacaklı aleyhine açtığı dava reddedilmiş, yalnızca o davada takipte taraf olmayan Cafer hakkındaki istek kabul edilmiştir. Burada hüküm altına alınan alacak için 167.254.960.244 YTL karar harcına hükmedilerek bunun da adı geçen Cafer'den tahsiline karar verilmiştir.
Bu halde harçtan sorumlu tutulmayan alacaklıdan bu harcın ödenmesi elbette ki istenemez. Ancak alacaklı lehine hükmedilen vekalet ücretini bu ilama göre borçludan tahsil edebilmesi için karar tarihindeki red harcını yatırması gerekir. Yatırdığı red harcını da yaptığı takipte borçludan tahsil yoluna gidebilir.
Bu sebeplerle mahkemece alacaklıya yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda bir süre verilerek Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi de gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O halde, eksik inceleme ile ve yazılı gerekçeyle sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: YKD Mart-2009 Sf : 481
Old 23-06-2009, 15:49   #86
eyinusruk

 
Varsayılan

Merhabalar,

Konuyu derinden inceleyen, mesleği gereğince ifa eden - etmeye çalışan tüm meslektaşlarıma teşekkürü borç bilirim..

Türk Hukuk Sitesi'ne de, bu paylaşım alanını sağladığı için ayrıca teşekkür ederim..

Konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi 'nin 09.05.2009 tarihli oturumundan anlaşılan, bahsi geçen Bolu Asliye Hukuk Mahkemesi başvurusu yanında aynı konudan Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi de başvuruda bulunmuştur. AYM, iki dosyanın birleştirilmesine karar vermiş ve işin esasına girmiştir.

Umarım ki bu uğraşlar sonuçsuz kalmayacaktır.

Hukuk Fakülteleri'nde de bu tip olayların uygulamalı olarak anlatılması, genç meslektaşlarımıza bu konuda özgüvenin aşılanması ümidiyle,

Saygılar..
Old 26-06-2009, 11:38   #87
Metallicaal

 
Varsayılan

Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden talepte bulundum.Hakim talebimi kabul etti ve kısa bir tavzih kararı yazdırdı.Hem kararı aldım, hem de iki tarafa da tebliğe çıkardım....
Old 26-06-2009, 13:37   #88
Mtaslak

 
Varsayılan

Arkadaşlar. Harç yatırılmadan bana tebliğ edilen karar üzerine bir de bana temyiz dilekçesi tebliğ edilmişti. Temyize cevaplarımla birlikte, karar içeriğinden haberdar olmadan temyize cevap vermemin beklenmesinin adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu belirterek kararın harç yatırılmamış olsa da bana da tebliğ edilmesini talep ettim. İlginç bir şekilde kararlı bir dosyaya hakim duruşma günü verdi. Duruşmamız haftaya. Ne olacağını ben de merak ediyorum. Size bilgi veririm.
Old 13-07-2009, 09:42   #89
Mtaslak

 
Varsayılan

Başvurum üzerine karar bana da tebliğ edildi. Şimdi harç yatırmadan ben de temyiz başvurusunda bulunacağım. Bakalım...
Old 13-07-2009, 11:14   #90
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Ben alamadım...

Mahkeme Hakimi Adalet Bakanlığı'ndan görüş istedi. Bakanlık da özetle; "Ülger davasına somut dava dosyası açısından itibar edilebileceğini, Harçlar kanunu değişmedikçe harç alınmaksızın kararın verilmemesi yönünde" yazılı görüş bildirdi...

Yani Bakanlık dedi ki; sen de AİHM ye git, sana da tazminat ödeyelim, ilginç.... Başvurmayacağım o ayrı

İyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargı Harçlarını Ödemeden Karar Sureti Alabilme Gamze Dülger Hukuk Haberleri 28 26-06-2010 10:07
Karar Aşamasına Gelen Davada Harç İkmali Av.Ersin Ofl Meslektaşların Soruları 9 27-03-2009 18:20
Karar Lehine Olan Taraf Bakiye Harç Ödemeye Zorlanabilir Mi? Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 18-02-2009 19:51
Harç İkmali - Eksik Değer Üzerinden Vekalet Ücreti - Karar Düzeltme Üye7528 Meslektaşların Soruları 5 13-11-2008 10:33
mahkeme tarafından ödemeden meni yönünde karar verilen çek için ihtiyati haciz hırs Meslektaşların Soruları 1 09-09-2008 10:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07894993 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.