Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bankaların çek karnesi verirken basiret ve özen yükümlülüğü

Yanıt
Old 11-06-2008, 09:34   #1
tolga

 
Varsayılan Bankaların çek karnesi verirken basiret ve özen yükümlülüğü

Merhaba,
3167 sayılı yasanın 2.maddesi bankalara çek hesabı açarken, basiret ve özen gösterme yükümlülüğünü ifade ediyor. Bu basiret ve özen gösterme yükümlülüğünün kriteri nedir? Bankanın bir takım belgeleri talep ediyor olması kendiliğinden basiret ve özen gösterme yükümlüğü anlamına gelir mi?

Soruyu daha netleştirmek için örnek vereyim:
Başkasına ait bir nüfus cüzdanı ve bu kimlik bilgileri kullanılarak kurulan bir sözde şirket var. Bu sözde şirket, bankaya çek hesabı açtırmak için başvurduğunda banka; söz konusu şirketin imza beyannameleri, firma sicil tasdiknamesi, vergi levhası, ticaret odası belgeleri, nüfus cüzdanının istemiş. Bu belgeler ibraz edilince de, başvuru yapan sahtekarlara çek karnesi vermiş.
Banka, kimliğini kaybeden gerçek kimlik sahibinin suç duyurusu neticesinde bu sahteciliği öğrenmiş ama daha piyasada onlarca çek var. Hal böyleyken söz konusu çeklerin bedellerinin tahsil edilememesinden dolayı 3167/2 gereğince bankaya dava açıldığında sırf yukarıdaki belgelerin istenmiş olmasından dolayı gerekli basiretin ve özenin gösterilmiş olduğu kabul edilebilir mi?
Old 11-06-2008, 09:47   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Bankanın sorumlu tutulması gerekir. Zira; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 24/10/200 Tarih ve 2000/6109 E. Sayılı kararı ile; " Davalı bankanın mevcut olmayan bir şirket için çek karnesi vermesi ve sonrasında bu çeklerin karşılıksız çıkması karşısında kusurlu olduğu ve davacı hamile karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir" kanaatine varmıştır.

Benim kanaatim de bu yönde; zira çekle ödemelerde bir bankanın yalnızca ödemeye aracılık etmediği; çekin muhatabı olduğu bu nedenle yalnızca ilgili tebliğler uyarınca istemesi gereken belgeleri istemiş olduğu gerekçeleri ile sorumluluktan kurtulması hakkaniyete pek uygun düşmemektedir. Kaldı ki; bankaların çek karnesi verirken almak zorunda olduğu belgeler Bankacılık mevzuatı ile ilgilidir. Yani Banka ile devlet arasındaki sorumluluk ilişkisini düzenlemektedir. Banka ile hamil arasındaki sorumluluk ilişkisini düzenleyen hükümler TTK'da yer alır. TTK ise somut olarak bankayı bu tarz bir sorumluluktan kurtarıcı hüküm düzenlememiş; basiretli tacir gibi davrandığı sürece sorumlu olmayacağı hükmünü getirmiştir. Yani, bankanın çek karnesi verirken basiretli tacir gibi davranmamıştır diyebildiğimiz her durumda bankanın sorumluluğuna gidebiliriz. Bu konuda ulaşabildiğim bir kaç Yargıtay içtihadı da aşağıda mevcuttur.

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2001/8360
K:2002/509
T:28.01.2002

Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesince verilen 13.2.2001 tarih ve 1998/1296-2001/131 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın, dava dışı Merkez Telekominikasyon İletişim Tic. Ltd. Şti. müdürü olduğunu söylenen Hacı Demir isimli kişiye gerekli araştırmayı yapmadan, sahte belgelere rağmen çek hesabı açtığını, dava dışı şirkete mal satan müvekkiline verilen iki çekin karşılığı bulunmadığını, çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmayan davalının kusurlu eylemi sonrası müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, toplam 6.900 USD.nın 8.9.1998 tarihinden itibaren %98 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yetkili hamil olmaması nedeniyle dava açma hakkı bulunmadığını, çek hesabı açılırken gereken dikkat ve özenin gösterildiğini, kusurun davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına gore, davalı bankanın çek karnesi verilmesi için gerekli olan belgeleri dava dışı şirketten talep ettiği, ancak bunların sıhhati konusunda yeterli araştırmayı yapmadığı, davalı bankanın gerekli araştırmayı yapmaksızın sahte olduğu anlaşılan ikametgah belgesinden hareketle gerektiğinde Ticaret Sicilinden soruşturma yaparak sahteliğini tespit edebileceği ve çek karnesi vermeyeceği icin davacının zararının doğmasına engel olmasının mümkun olacağı, bununla birlikte davacının da ilk defa ticari ilişkide bulundugu bir firma hakkında gereklı arastırmayı yapmayarak basiretli davranmadığı, dava konusu olayda tarafların %50şer oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle, 953.200.500 liranın 28.9.1998 dava tarihinden itibaren %80 ve değişen oranlarda avans işlemlerine uygulanan faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin cevabi temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda davacı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yonunden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince; Dava, davalı muhatap bankanın çek hesabı açarken gerekli araştırmayı yapmaması ve bu hesaptan keşide edilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, çek hamilinin uğradıgı zararın tazmini istemine iliskindır. Çek hesabı acan muhatap bankanın, hesap sahibinin sadece adresi üzerinde araştırma yapması yeterli değildir. Adına çek hesabı açılan dava dışı şirketin ticari itibarı ve ekonomik durumu konusunda yeterli araştırmayı yapmayan davalı muhatap bankanın kusurlu bulunmasına ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 4.960.000 TL. harcın davacıdan alınmasına, 51.500.000.- lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak:YKD - 1999/6 - Sayfa:871

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2000/6109
K:2000/8171
T:24.10.2000

TaRaflar arasındaki davanın Denizli 4.Asliye Hukuk Mahkemesince görulerek verilen

13.01.2000 tarih ve 1999/211 - 2000/39 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı ölarak davalı Gen. Müd. vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için delirlenen 24.10.2000 günde davalı avukatı İ. P. gelip, davacı avukatı tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilince hamili bulunduğu iki adet çekin karşılıksız çıkması sonrası
davalı bankaca hayali bir şirkete hesap açıp, çek karnesi verdiğinin öğrenildiğini bankanın
kusurlu işleminden sorumlu olduğunu ileri sürerek, (2.352.000.000.-) lira'nın keşide tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, hamil davacının bütün başvuru haklarını kullanmadan bankaya başvuramayacağını, çek hesabının hayali kişi adına açılmadığını savunarak gerek husumet ve
gerekse esastan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sunulan kanıtlara, banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve bilirkişi
raporuna dayanılarak, çek keşidecisi şirketin mevcut olmadığı, davalı bankanın gereken dikkat ve özeni gostermediği gibi hesap dahi açmadığı bir şirket adına çek hesabı üzerinden çek karnesi düzenleyip vermekle kusurlu hareket ettiği ve zarardan Çek Kanunu'nun 2 nci maddesi uyarınca sorumlu oldugu gerekçesiyle davanın kabulu ile cek bedellerinın keside tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davacının hamili bulunduğu çeklerin karşılıksız çıkması üzerine davalı bankanın
mevcut olmayan (hayali) bir şirket adına çek hesabı açarak çek karnesi vermesi nedeniyle kusurlu olduğu savına dayalı olarak açılan çek bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece 3167 sayılı Çek Kanunu'nun 2 nci maddesinin buyurduğu özen ve dikkati gostermediği sonucuna varılan davalı bankanın bu kusurundan dolayı çek bedellerinin tamamından sorumlu olduguna karar verilmiştir.

Anılan yasal duzenleme uyarınca, çeki karşılıksız çıkan keşidecinin bankada hesap
açtırmasında bankanın kusurlu olması halinde karşılıksız çek nedeniyle hesap açan bankada
sorumlu olur. Somut uyuşmazlıkta ise, yapılan araştırma sonucu davalı bankanın mevcut olmayan bir sirket içın cek karnesi vermesi ve sonrasında bu çeklerin karşılıksız çıkması karşısında kusurlu olduğu ve davacı hamile karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ancak, tacir olan davacı hamilin çekleri alırken bu çekleri keşide edenin yetkili olup olmadığını, böyle bir tüzel kişiliğin bulunup bulunmadığını ve çek hesabının varlığını araştırmaması da BK.nun 44 ncü maddesi hükmü uyarınca birlikte kusur oluşturur. Bu bakımdan, davacı hamilin birlikte kusurunun değerlendirilmesi gerekirken, davalı savunmasında değinilen bu yönün gözden kaçırılarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü
ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 100.000.000.- lira vekillik ücretinin davacıdan
alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sağlık Karnesi Kullanımı Sona Erdi! Kemal Yıldırım Hukuk Haberleri 2 10-11-2008 17:16
bankanın dikkat ve özen yükümünde zamanaşımı günseligonca Meslektaşların Soruları 1 26-05-2008 13:41
işçinin özen borcu - rücuen taminat Av. Nurgül Meslektaşların Soruları 3 21-08-2007 10:52
Bankaların Sır Saklama Yükümlülüğü-Avukatın Araştırma Yetkisi ad-hoc Meslektaşların Soruları 6 13-03-2007 12:55
Çifte Sağlık Karnesi raktas Meslektaşların Soruları 2 06-10-2006 14:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05072999 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.