Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yeni borçlar kanununda muacceliyet kaydının hükümsüzlüğüne ilişkin

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-11-2012, 13:49   #1
naif

 
Varsayılan yeni borçlar kanununda muacceliyet kaydının hükümsüzlüğüne ilişkin

Merhabalar,

Soruma bir kısım önel bilgi vererek başlıyorum.
Bilindiği üzere 6098 sayılı borçlar yasasının 346. maddesi ile kira sözleşmelerindeki muacceliyet kaydının hükümsüz olduğu hükmü getirilmiştir.
Yine aynı madde, 6353 sayılı yasa ile değiştirilerek tarafları tacir olan işyeri kiraları açısından 8 yıllık erteleme hükmü getirilmiştir.
İlaveten 6101 sayılı uygulama yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunda 1 ila 4 maddeleri arasında yürürlük öncesi meydana gelmiş fiil ve işlemlerin hangi kanun rejimine tabi olacağı düzenlenmiştir.

Şimdi soruma geleyim. Olayımızda taraflar kira sözleşmesini yürürlük tarihi öncesinde düzenlemiş ve sözleşmede muacceliyet kaydı var.İşlerinin yoğunluğu nedeniyle kira bedellerini ödeyemeyen müvekkile,kiraya veren tahliye ve haciz talepli gönderdiği ödeme emrinde muacceliyet kaydına dayalı kalan kira bedellerini de talep etmiştir.

Bu bilgiler ışığında kanunun yorumlanması ve uygulamadaki durum göz önüne alınarak muacceliyet kaydının hükümsüz olduğuna ilişkin bir anlam ve sonuç çıkarabilir miyiz?
Old 24-11-2012, 16:33   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan naif
Merhabalar,

Soruma bir kısım önel bilgi vererek başlıyorum.
Bilindiği üzere 6098 sayılı borçlar yasasının 346. maddesi ile kira sözleşmelerindeki muacceliyet kaydının hükümsüz olduğu hükmü getirilmiştir.
Yine aynı madde, 6353 sayılı yasa ile değiştirilerek tarafları tacir olan işyeri kiraları açısından 8 yıllık erteleme hükmü getirilmiştir.
İlaveten 6101 sayılı uygulama yürürlük ve uygulama şekli hakkında kanunda 1 ila 4 maddeleri arasında yürürlük öncesi meydana gelmiş fiil ve işlemlerin hangi kanun rejimine tabi olacağı düzenlenmiştir.

Şimdi soruma geleyim. Olayımızda taraflar kira sözleşmesini yürürlük tarihi öncesinde düzenlemiş ve sözleşmede muacceliyet kaydı var.İşlerinin yoğunluğu nedeniyle kira bedellerini ödeyemeyen müvekkile,kiraya veren tahliye ve haciz talepli gönderdiği ödeme emrinde muacceliyet kaydına dayalı kalan kira bedellerini de talep etmiştir.

Bu bilgiler ışığında kanunun yorumlanması ve uygulamadaki durum göz önüne alınarak muacceliyet kaydının hükümsüz olduğuna ilişkin bir anlam ve sonuç çıkarabilir miyiz?

Kiralananın "işyeri" olduğu konusunda net bir ifadeniz olmasa da, 346 ıncı maddeye atıf yaptığınız için, işyeri olduğunu anlıyorum. Bu nedenle, "işyeri" kiralanması sözkonusu ise, muacceliyet kaydı geçerlidir.

Mesken kirası sözkonusu ise, muacceliyet kaydı geçersizdir. Ancak, icra takibi kanunun yürürlük tarihinden önce yapılmışsa bu defa icra takibinin(ve sonuçlarının) geçerli olacağını düşünmekteyim.
Old 05-04-2013, 16:12   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Katkı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 22.01.2013 T., Esas: 2012/17480, Karar: 2013/629: "İcra Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın kaldırılması, tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 500 TL asıl alacak ve 14,52 TL işlemiş faizi üzerinden itirazın kaldırılmasına, kiralanan tahliye edilmiş olduğundan konusu bulunmayan tahliye davasının reddine, her iki tarafın da % 40 icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İcra takibinde ve davada dayanılan 1.10.2011 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 8. maddesine göre, kiracı kiralananı boşaltmak istediği takdirde bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorundadır. Yine sözleşmenin özel 19. maddesinde bir kira parasının ödenmemesi halinde gelecek kiraların muaccel hale geleceği düzenlenmiştir. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Davacı alacaklı Bandırma 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/____ sayılı dosyası ile davalı borçlular hakkında 14.12.2011 tarihinde başlattığı icra takibinde, Kasım- Aralık 2011 aylarından eksik ödenen 250'şer TL ile aylık 1.200 TL'den muaccel hale gelen Şubat- 2012 -Eylül 2012 ayları kirasının tahsilini talep etmiştir. Takibe itiraz eden davalılar ise, Ekim 2011- Şubat 2012 ayları kirasının elden ve banka aracılığı ile ödendiğini, bu tarihten sonra da kiralananın tahliye edileceğine dair ihtarname gönderdiklerini, sözleşme sona erdiğine göre bu tarihten sonraki kiralardan dolayı alacak iddiasında bulunulamayacağını belirtmişlerdir. Dosyada bulunan 2.2.2012 keşide ve 9.2.2012 tebliğ tarihli fesih ihtarnamesi ile davalı kiracı, taşınmazın tahliye edildiğini bildirerek davacı alacaklının gelip anahtarı teslim almasını istemiştir. Kiralanan davacı kiralayana teslim edilene ve onun tasarrufuna geçene kadar davalı borçlular kira paralarından sorumludur. Kira sözleşmesi feshedilmekle birlikte kiralananın davacı alacaklıya teslim edildiği hususu kanıtlanmış değildir. Böyle olunca davacı alacaklının sözleşmenin 19. maddesine dayanarak dönem sonuna kadar olan aylar kira parasının tahsili için icra takibi yapmasında ve taşınmazın tahliyesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmasa da, takip ve dava tarihinden sonra 1.7.2012 günü yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.nun 346. maddesi uyarınca kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz kılınmıştır. Yasanın kamu düzenine ilişkin bu hükmünün 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun 7. maddesi gereğince görülmekte olan davalara da uygulanması gerekmektedir. Ancak, 6217 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi gereğince kiracısı tacir olan işyeri kiralarında, TBK.nun 346. maddesinin uygulanması 1.7.2012 tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle ertelenmiştir. Kiralananın işyeri olduğu ve buna bağlı olarak kiracının tacir olma ihtimali bulunduğundan, davalının tacir olup olmadığı üzerinde durularak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde verilen karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yeni Kanuna göre muacceliyet şartı kira sözleşmelerinde uygulanamayacak mı? sebepsiz zenginleşme Meslektaşların Soruları 7 22-06-2013 16:25
Yenİ BorÇlar Kanununda Farkli ZamanaŞami SÜrelerİ ? Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 0 21-07-2012 11:23
Yeni Borçlar Kanununda Kiraya İlişkin Hükümler avmavi Meslektaşların Soruları 2 09-07-2012 08:54
İkinci Kira Kontratinda Yer Alan Muacceliyet Kaydının Geçerli Olup Olmadığı Hakkında Av.EA Meslektaşların Soruları 1 25-05-2010 18:30
Muacceliyet Yeni Kiracının Muacceliyete Etkisi denipre Meslektaşların Soruları 3 12-11-2009 12:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03978992 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.