Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yabancı Mahkeme İflas Kararının Türkiye'de Tanınması ve Tenfizi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-06-2012, 02:51   #1
Serif YILMAZ

 
Varsayılan Yabancı Mahkeme İflas Kararının Türkiye'de Tanınması ve Tenfizi

Almanya'da bir vatandaşımız Türk hukukunda bulunmayan kişisel iflas yolu ile iflasını Alman mahkemesinden istiyor ve mahkeme kişinin durumunu araştırmak için bir iflas memuru görevlendiriyor. Şahis bu tespit sırasında Almanya'da sadece bir arabası bulunduğunu başka malvarlığının olmadığını, ancak Türkiye'de muris babasından kalan 2 dairede (Kat irtifakı var) 3/32 miras hissesi bulunduğunu beyan ve tapu senedini ibraz ediyor.
Şimdi bu durumda Alman hukukuna göre bir verilecek ve iflas masasına devredilecek bir iflas kararı Türkiye'de nasıl tenfiz edilebilir? Zira bu mal (miras hissesi) Alman hukukuna göre iflas masasına ait ve aktifler arasında. Bu karar Türkiye'de tanıma ve tenfize konu olabilirse bu davayı açmaya kimlerin hakkı var? Alacaklılar mı? Yoksa İflas masası temsilcisi mi?
Ben tanımanın mümkün olduğuna dair bir yargıtay kararı buldum ama açık değil, doktrin ise iflas kararlarının nihai karar olmadığından, sadece külli icrayı devam ettiren kararlar olduğundan MÖHUK'a göre tanınamaz diyor.
Bana yardımcı olursanız sevinirim.
Old 01-06-2012, 11:54   #2
serhattugral

 
Varsayılan

Meseleyi ikiye ayırarak incelemek gerekiyor. Birinci kısımda, Alman Mahkemelerinin vermiş olduğu iflas kararları Türkiye'de tenfize konu edilebilir mi? sorusuna cevap aranmalı, ikinci kısımda ise bunun şartları tartışılmalıdır.

İflasın Ülkeselliği prensibi gereğince, verilmiş bulunan bu kararın Türkiye'de hüküm ifade etmesi için herşeyden önce Türk mahkemeleri tarafından tenfizine karar verilmesi şarttır. Bu boyutuyla normal bir tenfiz davasından hiçbir farkı yoktur. Yargıtay, iflas kararlarının tenfiz davasına konu olabileceğini kabul etmektedir. (Örneğin bkz. Yargıtay 11. HD 2001/7981 E.)

Gelelim ikinci kısma. Eğer Almanya'da kişisel iflas yoluna başvuran kişi Türkiye'de de "iflasa tabi" kişilerden birisi ise tenfiz davasında bir problem yaşamayacaktır. Ancak sorunun soruş şeklinden anlaşıldığı kadarıyla "kişisel iflasına" karar verilen kişi TTK hükümleri uyarınca tacir sayılmayan ve dolayısıyla da iflasına karar verilmesi mümkün bulunmayan bir kişidir. Dolayısıyla davası dava şartı yokluğundan reddolunacaktır.

Meseleyi şöyle özetleyelim. Boşanma davası açmanın ön koşulu evli olmaktır. Türkiyede iflas davası açmanın ön koşulu da "iflasa tabi şahıs" olmaktır. Dolayısıyla meseleye tenfize konu olur yada olmaz açısından değil, dava şartının varlığı ya da yokluğu açısından bakmak lazımdır.

Bana kalırsa asıl sorulması gereken ise, Alman iflas idaresinin masaya dahil saydığı bu aktifleri nasıl tasfiye etmeyi düşündüğü olmalıdır ki cevabı burada değil oradadır diye düşünüyorum.
Old 02-06-2012, 00:57   #3
Serif YILMAZ

 
Varsayılan

Sayın Serhat Tuğral verdiğiniz açıklayıcı bilgi için teşekkür ederim. Ancak takdir edersiniz ki, Almanya dışında bulunan ve Alman İflas mahkemesinin atadığı bir yediemin(Treuhaender) yönetiminde bulunan bir gayrımenkul malın paraya çevrilerek alacaklılara pay edilerek ödenmesi sadece Alman hukukunun çözebileceği bir sorun değildir.
Burada benim çözüm önerim yetkili bu yedieminin asıl olarak veya vekil aracılığı ile Alman iflas idaresi adına ve şahsi iflas edene(borçluya) karşı adi icra takibine girişip gayrımenkul hissesi üzerine haciz konulup, izaleyi şuyu davası yolu ile hissenin paraya çevrilmesi geliyor. Bu yol takip edildiğinde herhangi bir hukuksal sorun yaşanır mı?
Old 02-06-2012, 14:18   #4
serhattugral

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Serif YILMAZ
Burada benim çözüm önerim yetkili bu yedieminin asıl olarak veya vekil aracılığı ile Alman iflas idaresi adına ve şahsi iflas edene(borçluya) karşı adi icra takibine girişip gayrımenkul hissesi üzerine haciz konulup, izaleyi şuyu davası yolu ile hissenin paraya çevrilmesi geliyor. Bu yol takip edildiğinde herhangi bir hukuksal sorun yaşanır mı?

Böyle bir şey söz konusu olamaz. Zira, adi icra takibine girişilmesi için "bir alacağın" tahsili gayesi olmalıdır. Ortada bir alacak yok, iflas memurunun masaya dahil ülke dışındaki bir malı satarak paraya çevirmek suretiyle tasfiyesi hadisesi var.
Bu durumda yapılması gereken şey, iki ülke arasında iflas idarelerinin birbirlerinden yardım isteyip isteyemeyeceğini araştırmak olmalıdır ki uzmanca bir çalışma ve araştırmayı gerektirir.
Old 02-06-2012, 17:26   #5
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Serif YILMAZ
Sayın Serhat Tuğral verdiğiniz açıklayıcı bilgi için teşekkür ederim. Ancak takdir edersiniz ki, Almanya dışında bulunan ve Alman İflas mahkemesinin atadığı bir yediemin(Treuhaender) yönetiminde bulunan bir gayrımenkul malın paraya çevrilerek alacaklılara pay edilerek ödenmesi sadece Alman hukukunun çözebileceği bir sorun değildir.
Burada benim çözüm önerim yetkili bu yedieminin asıl olarak veya vekil aracılığı ile Alman iflas idaresi adına ve şahsi iflas edene(borçluya) karşı adi icra takibine girişip gayrımenkul hissesi üzerine haciz konulup, izaleyi şuyu davası yolu ile hissenin paraya çevrilmesi geliyor. Bu yol takip edildiğinde herhangi bir hukuksal sorun yaşanır mı?

Sayın Serif YILMAZ,
benim düşünceme göre öneri'niz hukuken imkansız. Alman iflas idaresinin Türkiye'deki bir menkul veya gayrımenkul üzerinde herhangi bir tasarrufu söz konusu olamaz, yetkisizdir çünkü. Alman iflas idaresi yetkili olmayınca da Türkiyedeki malların tasfiyesi için ne kendisi bir teşebbüste bulunur ne de herhangi bir vekil tayin edebilir.

Almanyada iflas işlemlerini yürüten İnsolvenzverwalter: normal firma ve tacir iflaslarındaki iflas yöneticisi, ve Treuhänder: tacir olmayan özel kişilerin iflas işlemlerini yürüten iflas yöneticisi, genelde yetkisiz oldukları ülkelerdeki mallar ile ilgilenmezler. Bu ülkelerden birisi de Türkiyedir. İflas eden firmanın veya gerçek kişinin bu ülkelerdeki/Türkiyedeki malları üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan Alman iflas yöneticileri bu malların filas masasına dahil edilmesini iflas edenden isterler; İflas edenden dış ülkedeki malı paraya çevirip karşılığını iflas masasına yatırmasını isterler. İflas eden malı satamadığı zaman veya iflas yöneticisinin belirlediği bedeli masaya yatırmadığı zaman iflas işlemleri yöneticinin isteği üzerine mahkeme tarafından durdurulur.

Saygılarımla
Old 02-06-2012, 22:55   #6
Serif YILMAZ

 
Varsayılan

Sayın Serhat ve Gemici'ye katkılarından dolayı teşekkür ederim. Bildiğim kadarıyla Almanya ile Türkiye arasında ikili veya Almanya ve Türkiye'nin taraf olduğu çok taraflı (nafaka alacaklarını tahsilinde olduğu gibi) iflas ile veya iflas dairelerinin yardımlaşmasıyla ilgili bir uluslararası sözleşme bulunmamaktadır.
Gemici üyenin son önerisi makul bir öneri olarark görünüyor.
Katkısı olanlara tekrar teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yabancı ülkede yapılan evliliğin tenfizi veya tanınması MUSTAFA TUNCER Meslektaşların Soruları 10 23-02-2019 23:55
Mahkeme dışı boşanmanın tanınması tenfizi bsdbsdbsd97 Meslektaşların Soruları 4 25-11-2016 10:38
yabancı mahkeme kararının tenfizi nafaka Av. Tevrat DURAN Meslektaşların Soruları 2 16-10-2010 19:45
Ukrayna'daki Boşanma Kararının Tanınması, Tenfizi av.buğra Meslektaşların Soruları 1 12-10-2010 22:00
Yabancı Mahkeme Kararının Tanınması-Karar ve İlam Harcı Kemosabe Meslektaşların Soruları 1 02-10-2009 15:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05418301 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.