Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

18 yaşını doldurmuş kız çocuğuna nafaka

Yanıt
Old 27-02-2007, 15:17   #1
av.sally

 
Varsayılan 18 yaşını doldurmuş kız çocuğuna nafaka

Aklıma takılan bir soru:Bir boşanma davasında davacı(koca) ne eşine ne de çocukları için nafaka vermek istememektedir.Bu durumu sorup soruşturan davalı eşe bir meslektaşımız şöyle demiştir.Kızın 18 yaşını doldurmuş ona hakim nafaka bağlamaz sanada ancak aylık 50 ytl falan bağlar demiş bunun üzerine kadın bunu gurur meselesi yaparak ne kendi ne de kızı için mahkemeden nafaka talebinde bulunmamıştır.Belirtmek isterimki 18 yaşını doldurmuş kız çocuğu ne evli ne de çalışmaktadır.BU kadar emin konuşan meslektaşım kafamı karıştırdı doğrusu.Oysa ben onunla aynı fikirde değilim herne kadar reşit olmuş olsa da çalışmadığı için ve hala annesine bağımlı yaşayacağı için nafaka talebi reddedilmeyeceği kanaatindeyim.Peki siz değerli meslektaşlarım bu konuda ne düşünmekte???
SAYGILARIMLA ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER
Old 27-02-2007, 15:48   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan Yardım nafakası talep edebilir

Ergin çocuk için annenin nafaka isteme hakkı bulunmamaktadır. Tedbir ve iştirak nafakası istenemez.
Ergin çocuk koşulları varsa TMK 364 maddesine göre baba aleyhine yardım nafakası davası açabilir.
Saygılarımla.
Old 27-02-2007, 15:52   #3
özspartaküs

 
Varsayılan

bu konuyla ilgili Yargıtay kararı gönderiyorum inşallah işinizi görür.
HD 02 <> E: 2004/2315 <> K: 2004/3202 <> Tarih: 15.03.2004

* ERGİN ÇOCUK
* BAĞIMSIZ DAVA
* VEKALET
* TEDBİR NAFAKASI

Müşterek çocuk ergin olmuştur. Çocuk tarafından Türk Medeni Kanununun 328 ve 364 maddelerine göre usulüne uygun açılmış bağımsız bir dava yoktur. Çocuğun vekalet vermesi sonucu değiştirmez. Mahkemece reşit olduğu tarihle sınırlı olarak tedbir nafakası takdiri gerekir.

(4721 s. MK. m. 328, 364)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Müşterek çocuk Seda 27.04.2003 tarihinde ergin olmuştur. Seda tarafından Türk Medeni Kanununun 328 ve 364 maddelerine göre usulüne uygun açılmış bağımsız bir dava yoktur. Seda´nın vekalet vermesi sonucu değiştirmez. Mahkemece reşit olduğu tarihle sınırlı olarak tedbir nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Hükmün 2. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyize konu diğer hususların 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.03.2004 pzt.

Kaynak : Corpus
Old 27-02-2007, 16:03   #4
Av. O. TEKGUL

 
Varsayılan

Sn avsevil anlattığınız olayda kız çocuk eğitimine devam ediyor mu veya devam etme isteği var mı? böyle bir durumda bildiğim kadarıyla mağdur olan çocuk için sadece yardım nafakası talep edilebiliyor ve çocuk 18 yaşını geçmiş olsa bile eğitimine devam etmesi durumunda Yargıtayca yardıma mıhtaç olarak değerlendiriliyor

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2005/7849
K:2005/8137
T:18.07.2005
• NAFAKA TALEBİ
• EĞİTİM İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMAYAN REŞİT KIZ ÇOCUĞUNUN YOKSUL SAYILMASI GEREĞİ
• YARDIM NAFAKASI TALEBİ
• REŞİT KIZ ÇOCUĞUNUN EĞİTİM GİDERLERİNİ KARŞILAYAMAYACAK DURUMDA OLMASI
ÖZET : Davacı dilekçesinde; davalı babasının aylık 75.000.000 lira iştirak nafakası öderken, yaşının 18'i geçmesi sebebi ile nafakayı ödemediğini, kendisinin lise mezunu olup üniversiteye hazırlık kursuna katıldığını, üniversitede okumak istediğini ileri sürerek; aylık 250.000.000 lira yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Somut olayda; her ne kadar, davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de; yaşı itibariyle henüz öğrenim çağında olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki kanun hükmünde de belirtildiği gibi eğitimi devam eden çocuğa, ana ve baba eğitimi sona erinceye kadar bakmakla yükümlüdür. Anayasa'nın 27 ve 42 maddesi uyarınca herkes, bilim ve sanatı öğrenmek, fikri ve bedeni kabiliyetlerini geliştirmek hakkına sahiptir. Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir. Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik ( zorunluluktan doğan ) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız çocuğunun yardıma muhtaç bulunduğunun kabulü zorunludur.
Old 27-02-2007, 20:14   #5
üye14072

 
Varsayılan

eğer okkumuyorsa, veya yukardaki içtihattaki gibi dershane ve sair bir hazırlık içinde değilse, çalışmasını engelleyen bir hal ve durumu da yoksa,

18 yaşını bitirmişse alamaz diye biliyorum.

saygılar

av. m. emin öztürk
Old 28-02-2007, 09:44   #6
adlt-2007

 
Varsayılan

Çocuk kız da olsa erkek te olsa eğer öğrenim görüyorsa nafaka bağlanır.Olağanüstü durumlar da var bakıma muttaç ise kaç yaşında olursa olsun yine alabilir
Old 28-02-2007, 12:51   #7
üye14072

 
Varsayılan

son mesaja iştirak ediyorum.

saygılarımla,

av. m. emin öztürk
kocaeli
Old 16-05-2007, 12:32   #8
nejan

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,
Görülmekte olan boşanma davasında önce müvekkile sonra da yaşları küçük olan iki kızına talebimiz doğrultusunda tedbir nafakasına hükmedilmişti. Bu kararı icraya koymuştuk ve baba nafakaları ödüyordu. Mahkeme mayıs ayındaki duruşmada, çocuklardan biri Şubat ayında 18yaşını doldurmuş olduğu için bağlanmış olan nafakanın Şubat ayından itibaren kesilmesine karar verdi.
Bu durumda vekaletname alarak onun adına yeni bir dava açmayı düşünüyorum.(öğrenim hayatı devam ediyor) Aynı davada vekaletname sunarak talepte bulunabilme yolu varmıdır?
Old 16-05-2007, 13:59   #9
Av.Özgür Özlem Öngel

 
Varsayılan

MK'ya göre, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek, altsoya nafaka ödenir.(nafaka yükümü)
18 yaşını doldurmuş kimse boşanma davasında herhangi bir tarafça temsil olunamayacağından tarafların karşılıklı talep ve haklarından yararlanamaz, kendisi talep etse bile taraf da olamaz. Ancak MK hükmüne göre müstakil bir dava ile elbette nafaka talebinde bulunabilir.
O zaman da yine aynı hükme göre "yoksulluğa düşeceğini" ispat etmek durumundadır.
Oysa, 18 yaşını doldurmuş, eğitimine devam etmeyen, çalışmasına engel olmayan kişinin yoksulluğa düşeceği iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır, Yargıtay içtihatları da bu yöndedir.

Bu arada, mesleki fikrim dışında, şahsi fikrim de şudur: nafaka mefhumu ciddi istismar konusudur; nafaka, kendi hayatını idame ettirme konusunda tıbbi ya da sosyal bir engeli bulunmayan nafaka alacaklıları tarafından istismar edilmektedir. Mahkeme kararları da maalesef buna yol açmaktadır.
Kadının çalışmasına iyi gözle bakılmayan bölgeler dışında, örneğin neredeyse Batı illerinin tamamında, pekala her kadın çalışarak hayatını kazanabilir.

Size bir örnek vermek isterim: Erkek (E) ike kadın (K), 3 ay boyunca evli kalıyorlar. E 27, K 24 yaşında.E, asgari ücretli bir çalışanken, evlilikten hemen sonra gözlerinde ciddi bir rahatsızlık gelişiyor ve hızla ilerliyor, sigortadan malülen emekli oluyor. E'nin babası çok küçük yaşta ölmüş, annesi kapıcılık yaparak büyütmüş, malvarlıkları yok, anne yaşlandığı için ona E bakmak durumunda. K ise varlıklı bir ailenin kızı. Evlenmeden önce sorun olmamasına rağmen, evlendikten sonra müstakil bir ev diye tutturuyor K. İsteği yerine gelmeyince de boşanma davası açıyor ve nafaka talep ediyor. Mahkeme boşama kararı veriyor, aylık 125,00 YTL (o zaman asgari ücret 360 YTL civarındaydı) nafakaya hükmediyor. K baba evine gidip, paşa paşa, yediği önünde yemediği arkasında bir hayat yaşarken bir de E'yi icraya veriyor.
Yargıtay kararı bozuyor. Ya temyiz edilmeseydi? Apaçık bir adaletsizlik bu... Daha niceleri...
Bir de kadın erkek eşitliği derler... Nerde?

Saygılar...
Old 31-05-2007, 16:35   #10
ecesaka

 
Varsayılan

Konuyla alakalı bir soru da ben sormak istiyorum. Bugün izlediğim bir duruşmada eğitimi devam eden 21 yaşındaki kız çocuğuna tedbir nafakasına hükmedildi...

Benim asıl merak ettiğim, dava devam ederken konulan bu tedbir nafakası için eldeki ara kararla borçlu icraya konulabilir mi? Ya da ödemediği için mahkeme kararına riayet etmemesi dolayısıyla ceza alması sağlanabilir mi?
Old 31-05-2007, 16:52   #11
damista

 
Varsayılan

sayın meslektaşım,
18 yaşını doldurmuş olan kız çocuğuna eğer eğitimi devam ediyorsa nafaka bağlanabilir. yargıtay, dersaneye giden kız çocuğu içinde nafaka bağlanabileceğini belirtmektedir.

ancak bunun haricinde, tabiri caiz ise, eli ayağı tutan kız çocuğu için nafaka bağlanmamaktadır. yinede, kız çocuğunun her işte çalışamayacağıda göz önünde tutulmaktadır.
Old 31-05-2007, 16:57   #12
av.sıla

 
Varsayılan

Sayın ecesaka,
Dava devam ederken konulan tedbir nafakası için eldeki ara kararla ilamsız icra takibi yapılır.

Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası1)

Madde 344 – (Değişik: 31/5/2005 - 5358/15 md.)

Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.

Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.
Old 31-05-2007, 17:02   #13
av.medine

 
Varsayılan

Arkadaşlar eğer çocğun eğitimini devam ettirdiğini ispatlar isek o halde mahkeme tedbir veya iştirak nafakasına devam ediyor. Benim gözlemlediğim bir davada eğitim, devam eden çocuk ergin olsa dahi boşanma davasından her yıl nafakanın arttırlması davası açıp nafakayı artırıyor.
Old 31-05-2007, 17:09   #15
av.cemile

 
Rahatsiz

Ben de bu konuda başıma gelmiş bir olayı aktarayım. 18 yaşını doldurmuş bir kız çocuğu yardım nafakası talebi ile müvekkil babaya dava açmıştı. Biz de davacı kızın reşit olduğunu, çalışabilecek durumda olduğunu, hatta daha önce çalıştığını, nafaka almazsa zarurete düşeceğini ispat edemediğini, ayrıca iş ve işçi bulma kurumundan iş arayıp da bulamadığına dair belge de sunmadığını( bu konuda yargıtay içtihadı var:"Reşit çocuklar arasında kız erkek ayrımı düşünülemez, kız, öğrenci değilse, iş ve işçi bulma kurumundan da iş arayıp bulamadığına dair belge getirmedi ise ve nafaka almadığında zarurete düşeceği de ispat olunamamışsa davası reddedilir." şeklinde) gayet hukuki gerekçeleri barındıran bol içtihatlı bir dilekçe ile belirttim. Kazanacağımdan emindim. Ama sürpriz oldu ve hakim nafakaya hükmetti. İşin tuhaf tarafı hükmedilen nafakanın yıllık tutarı temyiz sınırının altında kaldığından dolayı temyiz talebim de reddedildi. yani hukukta tek doğru yoktur derim vesselam...
Old 31-05-2007, 17:14   #16
av.cemile

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.medine
Arkadaşlar eğer çocğun eğitimini devam ettirdiğini ispatlar isek o halde mahkeme tedbir veya iştirak nafakasına devam ediyor. Benim gözlemlediğim bir davada eğitim, devam eden çocuk ergin olsa dahi boşanma davasından her yıl nafakanın arttırlması davası açıp nafakayı artırıyor.

Ben aksi kanaatteyim.Çünkü yine takip ettiğim bir davada müvekkilin dava sırasında ergin olan çocuğu için dava tarihinden reşit olduğu tarihe kadar nafakaya hükmetti. Ve bu konuda da çok sayıda içtihat var.Reşit çocuk öğrenci dahi olsa kendi dava açmak zorunda. Annenin reşit çocuk adına dava açma hakkı yoktur.açtıysa bile reddedilir. şayet dava açtığı sırada çocuk reşit değilse dava devam ederken reşit oldu ise anne davadan çekilir. reşit çocuk kendi adına davaya devam eder. Annenin artık dava hakkı kalmamıştır çünkü.bu konuda da elimde örnek dosya mevcut.
Old 31-05-2007, 21:02   #17
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Merhabalar. Ben de bu konuda bir şey sormak istiyorum. Nafaka alacaklısı şu an üniversite son sınıfta ve muhtemelen okulu bitirecek. peki lisansı tamamladıktan sonra yüksek lisans ve doktora yapması durumunda da yine nafaka talep edebilir mi?
Old 31-05-2007, 23:30   #18
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üstsoy altsoy ve kardeşlere nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK 364) . Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana baba eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür ( 328/2)

328.maddeki eğitimi çocuğa meslek kazandıran en fazla lisans eğitimi olarak algılıyorum. Yüksek lisans ve doktora eğitimleri ise meslek kazanmaya değil, kazanılan meslekte ilerleme kariyer edinme gayesine yöneliktir.
Lisans eğitimini tamamlayan çocuk bir meslek sahibi olmuştur ve çalışabilecek durumdadır. Yük.lisans ve doktora eğitimi çalışmaya engel değildir. Olağan koşullarda lisans eğitimini tamamlayan çocuğun yardım nafakası i
isteyemeyeceğini düşünüyorum. Öğretide Lisans sonrası eğitimin T.M.K.nun 328/2 mad.sinin
kapsamına girmediği görüşü hakimdir. ( Bilge ÖZTAN, Aile Hukuku,2004 sh:621)

İstisnai hallerde , lisans eğitimini tamamladığı halde , ergin çocuğun tüm gayretlerine rağmen iş bulamaması böylece zaruret haline düşmesi bedensel, ruhsal engelinin bulunması gibi durumunda eğitimden dolayı değil,
yoksulluk nedeniyle yardım nafakasının söz konusu olabileceği düşünülebilir.
Saygılarımla.
Old 01-06-2007, 10:59   #19
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bu konuda,5.5.2004 tarihli,yeni bir HGK Kararıkız çocuğunun yardım nafakası talebi ile ilgili ölçüleri şöyle belirlemiş :

" Davacı kız 38 yaşındadır ve babasından aylık 400 YTL yardım nafakası istemiştir,mahkemece davacının çalışmasına engel durum bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. HGK nun 7.6.1998 gün,1998/656-688 Sayılı ilamında " ... yeme,giyinme,barınma,sağlık,ulaşım,kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların " yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Somut olayda davacı işsizdir. iş bulma ihtimali de düşüktür. Böylece hiçbir malvarlığı ve geliri olmayan kızçocuğunun zaruret içinde bulunduğunu kabul edilmesi zorunludur.
Mahkemece yapılacak iş,davalının gelirine orantılı bir nafakaya hükmetmektir" gerekçesiyle yerel mahkeme direnme kararını bozmuştur.

Y HGK 5.5. 2004 E 3-251/248 K

Bu kararın kabulüne göre,eğitim döneminde işsiz olan ve çalışmayan kızçocuğuna yardım nafakası verilmesi gerekecektir,kanaatindeyim.
Old 01-06-2007, 12:19   #20
BİHTER ELÇİN

 
Varsayılan

Sanırım bu konuda uygulamada oldukça farklılık var.Ben bu konu üzerinde bir süre araştıma yaptıktan sonra hali hazırda evli bulunan ancak ayrı yaşayan müvekkilimz bayan ve çocukları için nafaka talebinde bulundum.Daha doğrusu yanında çalıştığım avukat bey bulundu(ben şuanda staj dönemindeyim de )

Çocuklardan üçü 18 ini doldurmuş ve bayandı diğeri ise erkek ve henüz küçüktü.18 yaşından büyük olanlar için ayrıca vekalet alındı ve davacı olarak onlar da gösterildi.Mahkeme çocukların çalışmadığı ve bazılarının okuduğu için(bütün çocuklar okumuyordu) yardım nafakasına hükmetti.Hatta bir tanesi dava süresi içinde evlendi ona da dava tarihinden evlenme tarihine kadar nafaka bağlanmasına hükmedildi.
Old 01-06-2007, 12:34   #21
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bihter Hanım,uygulamalar farklı değil,kanuna göre,18 yaşını doldurmuş kızçocuğu için tedbir nafakası değil,yardım nafakası istenebilir. Tedbir nafakası 18 yaşını bitirmemiş,reşit olmamış küçükler içindir.Yardım nafakasının tanımı ve amacı,maddesi farklıdır. Bu ayırım uygulamada pek bilinmiyor. Hatta,zaruret içindeki kardeşlerin,reşit çocukların,anne babanın,birbirinden yardım nafakası isteyebileceği halk arasında pek bilinmiyor. Sosyal bağlarla bu meseleler çözüldüğü için yargı yolu pek kullanılmıyor ve bu kavramlar biraz bilinmezler arasında kalıp karışıyor. Ama yasada tanımlar ve koşullar farklı ve belli.
Old 01-06-2007, 14:02   #22
BİHTER ELÇİN

 
Varsayılan

Sayın Olguner haklısınız bende zaten konuyu araştırdıktan sonra yardım nafakası şeklinde dilekçeyi düzenlemiştim. İlk başta yoksulluk mu yardımmı olacağı konusunda bir hayli tartıştık yanında çalıştığım avukat beyle sonuçta yardım nafakası talebinde bulunduk ve telibimiz kabul edildi.
Şimdi karşı taraf nafaka miktarının çok olduğu ve davacıların çalıştığı iddiasıyla dosyayı yargıtaya gönderdi. Sonucunu bekliyoruz
Old 01-06-2007, 15:10   #23
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Bihter Hanım,

Gerçekten araştırarak çalışmak, her türlü soruya ve soruna hukuki kaynaklara başvurarak cevap aramak en doğru ve sağlıklı yol. Ben bir konuyu araştırırken,en azından 5 konuya daha cevap buluyorum. En fazla sorun ve dava üreten yaşam alanlarımızla ilgili bolca yayın edinmek,kitap alıp okumak ve böylece bilgiye,mesleki birikime yatırım yapmak en değerli hazinemiz olsa gerek. İyi çalışmalar dilerim.
Old 13-07-2007, 12:17   #24
av.knel

 
Mesaj Yardım nafakası...

Üniversitede okuyan reşit bir çocuk için M.K.364. maddesi gereği yardım nafakası talebi boşanma davasında -boşanmada dava konusu olur mu?- hükme bağlanabilinir mi; aksine boşanma kesinleştikten sonra ayrı bir dava mı açmak gerekir.
Old 13-07-2007, 15:06   #25
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yardım nafakası davası boşanma davasının eki niteliğinde değildir. Boşanmadan
bağımsız bir davadır. Boşanmadan evvel veya sonra açılacak diye bir kural yoktur. Her zaman harcı ödenerek açılabilir. Boşanma davasının yargılaması sırasında açılması halinde , boşanma davası ile birleştirilerek nafaka durumu boşanma ile birlikte de değerlendirilip sonuçlandırılabilir.
Saygılarımla.
Old 13-07-2007, 19:12   #26
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan Karşı görüş

Boşanma veya ayrılık davası açılınca, hakim davanın devamı süresince gerekli olan, çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alabilirse de (TMK m.169) velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu ifade edilirken (TMK m.182/2) açıkça velayet altındaki çocuk kastedilmektedir.

Kaldı ki, TMK m.328/1 “Ana ve babanın bakım borcunun çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğini ” belirtmektedir.

Bu sebeplerle, Sayın Av.knel'in sorusuna cevaben, üniversitede okuyan reşit çocuğun TMK m.328/2 ve m.364/1 uyarınca açacağı davanın, anne ve babasının boşanma davası ile birleştirilmesinin mümkün olmadığı kanısındayım.

İkinci olarak, reşit çocuğun bu davayı açması için anne ve babasının mutlaka boşanıyor olması gerekli de değildir.

Son olarak, reşit çocuğun davasındaki ihtilaf boşanma davasına nazaran daha basit ve çoğunlukla daha kısa zamanda sona erdirilebileceğinden, boşanma davası ile birleştirilmesinin menfaatine de olmayacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 13-07-2007, 20:09   #27
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yardım nafakası davasının boşanma davası ile birleştirilmesinde bazı olaylarda hukuki kolaylık sağlanabileceği gibi bazı olaylarda birleştirmeden beklenen yarar
elde edilemeyeceği anlaşılmış olabilir. Bunlar somut olayların gelişimine göre değişebilir.

Diyelim ki, boşanma davasında ergin olmayan çocuklarla birlikte ergin olan ve eğitimine devam eden çocukta var. Ergin olmayan çocuklar için iştirak nafakası talebi var. Böyle bir durumda boşanma mahkemesi zaten sosyal ekonomik durum, nafaka borçlusunun ödeme gücü ve çocuklara dağılımı konusunda bir araştırma yapacağından ergin olan çocuğun ayrıca açtığı yardım nafakası davası dosyasının boşanma dosyası ile birleştirilmesinde hukuki yarar ve kolaylık vardır demektir. Böyle bir durumda birleştirme talebi bence yerinde olur.

Benim ilk yanıtımda değindiğim husus, yardım nafakası davası açıldığında ortada bir boşanma davası varsa birleştirme imkanının bulunduğu şeklindedir.Kuşkusuz taraflar birleştirmenin yararını veya zararını değerlendireceklerdir. Fakat yardım nafakası dosyasının boşanma dosyası ilme birleştirmesi imkanı yoktur. Şeklinde bir kural koymanın mümkün olmadığı kanısındayım.

Saygılarımla.

Dosyaların birleştirilebileceğine dair bir örneK;

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/10914

K. 2001/12614

T. 27.9.2001

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm boşanma davası ve Tennurun açtığı yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : 1- Davacının boşanma davası nedeniyle aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle *davalının davacıya ağır hakaretler ettiği bıçakla tehdit ettiği, davacının da evin kilidini değiştirip davalıya hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
3- Tennurun açtığı nafaka davasına ilişkin kararın temyizine gelince;
Tarafların reşit kızı Tennur, annesiyle birlikte kendisi için yardım nafakası talebiyle dava açtığı, nafaka davası da boşanma davasıyla birleştirildiği halde, karar başlığında Tennur ... ismine yer verilmemesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 388/2. maddesine aykırıdır.
4-Tennur için hükmedilen nafakanın niteliği Medeni Kanunun 315. maddesindeki yardım nafakası olduğu halde, kararda tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve nafaka süresi yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davacının Tennur için hükmedilen nafakanın esasına ve miktarına yönelik temyiz itirazının reddine,
2. bentteki bozma sebebine göre boşanma davası yönünden sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)
Old 14-07-2007, 19:29   #28
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Geçmiş yıllarda reşit çocuk yararına yürüttüğüm yardım nafakası davasında; boşanma davası ile birleştirilmesi talebinin, savunmamız üzerine tarafları aynı olmadığından bahisle reddedildiğini hatırlıyorum.

Ancak, Sayın Kocabaş'ın sunduğu Yargıtay kararının tarihinden önceki tarihli olduğu gibi, karşı tarafça temyiz sebebi yapılmadığından ve Yargıtay tarafından “usule ve yasaya uygun hükmün onanmasına” şeklinde karar verildiğinden, bu hususun inceleme konusu yapılmadığı sonucuna ulaşmak da mümkündür.

Sunulan Yargıtay Kararının daha ziyade günlük pratik zaruretler nedeniyle ortaya çıktığını düşünsem de, uygulamacı açısından yeteri kadar açık olup, reşit çocuğun yardım nafakası davası ile anne babasının boşanma davasının birleştirilebileceğine örnek teşkil etmektedir.

Sayın Kocabaş'a katkısı dolayısıyla teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Old 05-12-2013, 22:07   #29
oz9978

 
Varsayılan

Peki reşit kız çocuğunun annesi evlenmiş ise ve reşit kız çocuğu üniversiteye gidecekse kendi adına açacağı dava ile nafaka bağlanır mı? yani anne evlenmiş ise artık tüm sorumluluğunu ailesi yani yeni babası ve kızın annesinin alması gerekmez mi?
Old 25-02-2014, 12:51   #30
av.cemile

 
Varsayılan

Bu soruya cevap alma konusunda ısrarcı olmayışınızdan cevabı bulduğunuzu/bildiğinizi tahmin ediyorum.
Reşit çocuğun nafaka talep edeceği kişiler ve haller bellidir. Anne ise evlenmekle hukuken yeni bir eş edinir, çocuklara yeni bir baba değil. Yani çocukların baba hanesinde değişiklik olmaz. Dolayısı ile kadın evlendi diye eski eş babalık görevinden kurtulmuş, sıyrılmış, yırtmış (artık ne derseniz) olmaz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafaka ozkanozden Hukuk Soruları Arşivi 1 19-05-2005 08:04
Nafaka nejatsami Hukuk Soruları Arşivi 4 30-03-2004 19:19
Nafaka saime erdoğan Meslektaşların Soruları 2 17-11-2002 15:46
Nafaka EFELEK Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 19:27
Nafaka Ahmet Gül Hukuk Soruları Arşivi 1 18-02-2002 01:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06800604 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.