Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yalancı Şahit ve Gizli Ses Kayıtları

Yanıt
Old 19-12-2008, 00:52   #1
kazımturk

 
Varsayılan Yalancı Şahit ve Gizli Ses Kayıtları

Boşanma mahkemsinde kadın zina ile bilgileri bildiği halde mahkemede yalan söyleyip bilmediğini beyan ediyor.Bu ilişki hakkında bildiklerini anlatırken davacı koca sesleri alıyor.1.alınışta herşeyi anlatan bayan 2 .kayıtta ses kaydı varsa ne gibi kaçamak yollara başvuracağını anlatıyor.Bu kayıtlar deşifre edildi.Bayan duruşmada tanıklığa tekrar çağrılacak.Bu konuda bayanın ne gibi kaçamak yolları olabilir meslektaşlarımla tartışmak fikirlerini almak istemekteyim.Herkese iyi çalışmalar.
Old 19-12-2008, 09:55   #2
av.knel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kazımturk
Boşanma mahkemsinde kadın zina ile bilgileri bildiği halde mahkemede yalan söyleyip bilmediğini beyan ediyor.Bu ilişki hakkında bildiklerini anlatırken davacı koca sesleri alıyor.1.alınışta herşeyi anlatan bayan 2 .kayıtta ses kaydı varsa ne gibi kaçamak yollara başvuracağını anlatıyor.Bu kayıtlar deşifre edildi.Bayan duruşmada tanıklığa tekrar çağrılacak.Bu konuda bayanın ne gibi kaçamak yolları olabilir meslektaşlarımla tartışmak fikirlerini almak istemekteyim.Herkese iyi çalışmalar.

Hukuki sorun nedir?
Avukatın amacı kaçamak yolları mı bulmaktır?
Kayıt altına alınan konuşmaları bilmeden nasıl tartışabiliriz?
Kişinin ses kaydının izinsiz kayıt altına alınması, Türk Ceza Kanunu'nda suç değilmidir?

Saygılarımla...
Old 19-12-2008, 11:04   #3
kazımturk

 
Varsayılan Yatak Odası

Hocalarımızın en çok kullandığı örneği tekrarlamakta yarar var: Kadın yatak odasında bir başka adamla olduğu belli.Kocanın bu durumda kapıyı çalarak mi girmesi gerekir?
Old 19-12-2008, 12:06   #4
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Haberleşmenin gizliliğini ihlâl

MADDE 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

MADDE 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlâl

MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi

MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Old 19-12-2008, 13:22   #5
gurhankoc

 
Varsayılan

Anlattığınız olaya göre "EVET" kapıyı çalarak girmeniz gerekiyor.
Old 19-12-2008, 15:19   #6
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gurhankoc
Anlattığınız olaya göre "EVET" kapıyı çalarak girmeniz gerekiyor.

Sanıyorum kast edilen dış kapı değil. Yatak odası kapısı. İnsan evine veya yatak odasına girerken kapı çalacaksa, o eve hiç girmesin derim.
Old 19-12-2008, 15:24   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Konu nereden nereye gelmiş. Sayın kazımturk'ün sorusuna yanıt verirsek: Sayın Av.Mehmet Ali'nin isabetle belirttiği gibi kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi TCK 133'e göre suçtur. Suçu oluşturan kayıt, delil olarak da kabul edilemez.
Old 19-12-2008, 15:29   #8
gurhankoc

 
Varsayılan

Burada söz konusu olan yatak odasına girmek değil hukuk ve hukukçuluktur.
Bir hukukçu olarak yasalara uygun davranmak hepimizin görevi ve sorumluluğudur. Hukuka aykırı iş ve işlemlerin çözüm yeri THS değildir.
Hukuka aykırı ve suç oluşturan fiilerle elde edilen bazı materyallerin delil olarak kabul edilemeyeceğini ve hükme esas alınamayacağını sanıyorum sizler de benim kadar biliyorsunuz.
Old 19-12-2008, 15:30   #9
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.knel
Hukuki sorun nedir?
Avukatın amacı kaçamak yolları mı bulmaktır?
Kayıt altına alınan konuşmaları bilmeden nasıl tartışabiliriz?
Kişinin ses kaydının izinsiz kayıt altına alınması, Türk Ceza Kanunu'nda suç değilmidir?

Saygılarımla...

Sayın av. knel, bildiğiniz gibi boşanma davalarında hakimlerin her türlü delili değerlendirmek yetkileri vardır. Nitekim, ses kayıtlarının bilirkişi tarafından çözümü yapıldığı ve tanığın tekrar dinlenmek üzere mahkemeye davet edildiğini anlıyoruz.

Avukatın amacı tabiiki kaçamak yolları kendisi için aramak değildir. Arkadaşımız da burada, müvekkilininin menfaatlerini karşı tarafın kaçamak, bir başka deyişle gerçeğe aykırı davranış veya ifadeleri karşısında nasıl savunabileceğini düşünüyor.

Siz de müvekkilinizi benzer bir durumda korumak istersiniz herhalde. Yanlış anlamıyorsam, kaçamak yollar kendisinin kullanması için değil ama, karşı tarafın muhtemel bir başvurusunu kapsamaktadır. Saygılar.
Old 19-12-2008, 15:43   #10
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Konu nereden nereye gelmiş. Sayın kazımturk'ün sorusuna yanıt verirsek: Sayın Av.Mehmet Ali'nin isabetle belirttiği gibi kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi TCK 133'e göre suçtur. Suçu oluşturan kayıt, delil olarak da kabul edilemez.

Sayın Av. Cengiz Aladağ,

Aile Mahkemelerinde, kanunun gerekçelerinde de belirtildiği gibi, hakimler "her türlü kanıtı" yasal olsun, olmasın değerlendirme konusunda geniş yetkilerle donatılmışlardır. Gerekçede belirtildiği gibi amaç toplumun kutsal varlığı olan aile yapısında alınacak kararın isabetli olmasını sağlamaktır. Boşanma davalarında yasal olmasa da kanıtınızı bal gibi kullanırsınız. Aile Mahkemesi Hakimi suç oluşturuyor diye bir kanıtı geri çevirmez. Dikkate alır. Resen geri çevirmez. İtirazda bulunursunuz, hiç bir şey değişmez.

Ha sonra gider ceza davası açarsınız, o ayrı. Aile hakimini ilgilendirmez, tekrar yazıyorum resen karar alıp, "bu kanıt yasal değildir" demez. Dolayısıyla, konu bir yerden bir yere gitmiyor. Saygılarımı sunarım.
Old 19-12-2008, 15:58   #11
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın Toprak, sorudaki olayda ses kaydının davanın taraflarından birine ait olmadığına dikkatinizi çekmek isterim. Saygılarımla.
Old 19-12-2008, 17:02   #12
Av.Can

 
Varsayılan

olan hukuk açısından değil ama olması gereken hukuk açısından konuşacak olursam aynen ceza usul hukukunda olduğu gibi burada da hukuka aykırı delilin re'sen hukuka aykırı olduğundan değerlendirilmemesi gerekir. Ailenin kutsallığı vs. TCK yi delerek delil elde etmenin gerekçesi olarak kabul edilemez. Gizli kayıtların taraflara ait olsa dahi aile mahkemesinde kullanılmasında şu an için bir engel yok sanırım. Ancak dediğim gibi bu şekilde delil toplanmamalı. Biz hukuka aykırı delili hükme esas alalım. Ancak suç işleyeni aytıca cezalandıralım anlayışı çağdışıdır. Ceza Hukuku Doktrini ve Yargıtay hukuka aykırı delil konusunda net bir tavır almışlardır. Aynı durum hukuk mahkemelerinde de geçerli olmalıdır diye düşünüyorum.
Old 19-12-2008, 17:24   #13
av.knel

 
Varsayılan

[quote=Sadık Toprak]

Sayın meslektaşım ilk cevap yazımdaki altı çizili ve koyulaştırılmış cümleleri tekrar okursanız, hukuki sorunu neden anlamak istemediğimi anlarsınız. Tanığın (kadın, bayan) ifadesinin içeriğini biz forum üyeleri bilmemekteyiz. Dikkat ederseniz sayın Kazımturk'ünde sorusuda bu ses kayıtlarının dinlenip dinlenemeyeceği yönünde değil, açıkcası ben ortada bir hukuki soru göremiyorum.

Bir avukat olarak elbet bende müvekkilimin hukuki menfaatini sonuna kadar korurum. Fakat bu menfaati korurken kaçamak yolları bilerek değil, hukuki savunmaları kullanırım ve bu savunma her olaya göre kendi şeklini bulur ve gerçekliğini ortaya çıkarır.

Saygılarımla...
Old 19-12-2008, 18:23   #14
kazımturk

 
Varsayılan Lütfen konudan Uzaklaşmayalım.

Arkadaşlar sorudan , konudan uzaklaştık biraz.
Zina davasında ispat zorluğu herkesçe bilinmektedir.Biraz da kocanın yerine kendimizi koymalıyız bence.Amacımız maddi gerçeği ulaşmak değil mi?
Old 19-12-2008, 22:55   #15
gurhankoc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kazımturk
Arkadaşlar sorudan , konudan uzaklaştık biraz.
Zina davasında ispat zorluğu herkesçe bilinmektedir.Biraz da kocanın yerine kendimizi koymalıyız bence.Amacımız maddi gerçeği ulaşmak değil mi?

Kazım bey; tabi ki hepimiz mahkemelerin doğru tespit ve değerlendirmelerle doğru ve adil kararlar vermesini istiyoruz. Sizin de söylediğiniz gibi zina sebebiyle açılmış boşanma davasında zina olgusunun kanıtlanması zordur fakat imkansız değildir. Kanıt bulmaktaki zorluk, kimsenin suç işlemesini haklı göstermesine sebep veya bahane değildir. Bahsettiğiniz olayda TCK'ya göre suç oluşturan fiilerin işlenmesi neticesinde elde edilebilecek delillerin mahkemece kabul edilebilirliği tartışmalıdır. Kabulü yönünde olumlu düşünüyorsak, bir başka suç işleyerek, mesela işkence sonucu alınmış ifade ve kayıtları da delil olarak gösterebilir miyiz? Yargılamada işkence veya tehditle elde edilmiş bir ifadenin delil niteliği var mıdır? Bunlardan başka rızası dışında telefon görüşmeleri kaydedilen kişi mahkemede çıkıp da "İletişimimin rızam dışında kaydedilmesinden ve mahkemece de ifşa edilmesinden dolayı hepinizden şikayetçiyim" derse, haksız mıdır? Rıza dışında veya mahkeme kararı olmaksızın kaydedilen iletişim kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılır mı yapılamaz mı tartışmasına ise hiç girmiyorum.
Old 19-12-2008, 23:05   #16
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kazımturk
Arkadaşlar sorudan , konudan uzaklaştık biraz.
Zina davasında ispat zorluğu herkesçe bilinmektedir.Biraz da kocanın yerine kendimizi koymalıyız bence.Amacımız maddi gerçeği ulaşmak değil mi?

Avukatın görevleri arasında kendini tarafların yerine koymak yoktur. Tam tersine, Meslek Kurallarının 6.maddesi "Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasındaki anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır." şeklindedir.
Yine ceza yargılamasında amaç, maddi gerçeğe ulaşmak olduğu halde, hukuk yargılamasında böyle bir amaç yoktur. Zaten her halde, hukuka aykırı yollarla adalet sağlanamaz.
Old 20-12-2008, 00:16   #17
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kazımturk
Arkadaşlar sorudan , konudan uzaklaştık biraz.
Zina davasında ispat zorluğu herkesçe bilinmektedir.Biraz da kocanın yerine kendimizi koymalıyız bence.Amacımız maddi gerçeği ulaşmak değil mi?

Sayın kazımturk,

Sizin sorunuzdan ve konunuzdan tabii ki uzaklaşıldı. Sizin sorunuzun yanıtı esasen sorunuzun içinde. İkinci ses kaydında kadın, konuşmaları kayda alındıysa ne gibi kaçamak yollara başvuracağını söylüyormuş. Bu kayıtlar da çözümlenmiş. Kadın zaten kaçamak yolları söylemiş. Bunların dışında kaçamak yolları soruyorsanız, kadının söylediği kaçamakları bize anlatın, olabilecekse ilavelerimizi sizinle paylaşalım. Böylelikle sorunuzdan ve konunuzdan uzaklaşmamış olacağımız gibi, istiareye yatma ihtiyacımız da kalmaz diye düşünüyorum. Saygılarımla.
Old 20-12-2008, 10:52   #18
kazımturk

 
Varsayılan

Sayın Toprak,2. kayıtta sarkıntılık yaptı,kadınla aram bozuktu iftira attım derim,adliye elimin altında sen yanarsın....Tüm bunlar var iken hala çıkıp mahkemede yalan söylemesi hakkında endişelerim.
Old 20-12-2008, 12:28   #19
Sadık Toprak

 
Varsayılan

Sayın kazımtürk,

Tüm bu kayıtlar elinizde varsa, bilirkişi tarafından çözümleri de yapılmışsa endişelenecek hiç bir durum yok. 2.kayıttaki ifadeler esasen 1. kayıttaki ifadelerin gerçek olduğunun kanıtıdır. Bazı arkadaşlarımızın düşündüğü gibi, hukuka aykırı delillerin aile mahkemelerinde, boşanma davalarında delil olarak ileri sürülemiyeceği iddialarını da kaale almayın. Bu kayıtları, delil olarak mahkemede rahatlıkla ve bal gibi kullanabilirsiniz. Hakim tarafından da değerlendirilir.

Kadın, (tanık) bilgisi dışında konuşmalarının kayda alındığını aile mahkemesinde def-i olarak ileri sürse de değerlendirilmez. Ceza davası açabilir. Açarsa, yalan beyanlarda bulunmak, bir davanın hukuki seyrini saptırmak vs. suçlarından kendini ayağından vurmuş olur. Kolay gelsin. Endişelenmeyin.
Old 20-12-2008, 12:42   #20
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sadık Toprak
Bazı arkadaşlarımızın düşündüğü gibi, hukuka aykırı delillerin aile mahkemelerinde, boşanma davalarında delil olarak ileri sürülemiyeceği iddialarını da kaale almayın. Bu kayıtları, delil olarak mahkemede rahatlıkla ve bal gibi kullanabilirsiniz.
Uygulamada dediğiniz gibi olsa bile görüşünüze katilmiyorum.Hukuka aykırı delilleri hakimlerin resen dikkate almamaları gerekiyor aile mahkemelerinde..
Old 20-12-2008, 13:04   #21
gurhankoc

 
Varsayılan

Müvekkilinize yasalara yakalanmadan suç işlenmesinin yolunu gösterir ve başarılı olabilirsiniz. Sorunun temeli başarının neye göre değerlendirildiğidir. Olaya menfaat temelinden bakarsanız evet suç işleyerek dahi amacınıza ulaşabiliyorsanız başarılısınızdır. Umduğunuz sonucu elde edersiniz ve bir işin daha altından kalkmış olursunuz. Paranızı da alırsınız. Ancak bir hukukçu iseniz siz yasalar çerçevesinde ve Avukatlık meslek ilkelerine göre hareket ediniz derim. Bunun sorumluluğu yarın sizin üzerinizde de tezahür edebilir. Hukuk okuyarak hukukçu hatta Avukat, Hakim ve Savcı hiç olunamıyor maalesef. Olayları yorumlarken tüm mevzuatı gözden geçirmek gerekiyor. Bu hakimler için de geçerli. Sayın Mehmet Ali beyin eklemiş olduğu TCK.nın ilgili maddelerine ek olarak aşağıdaki hüküm de iletişimin tespit edilebileceği durumları sınırlı olarak belirlemiştir.
5271 sy. CMK.
İLETİŞİMİN TESPİTİ, DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI

Madde 135 - (1) (Değişik cümle: 25/05/2005-5353 S.K./17.mad)

(7) Bu Maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.
Old 20-12-2008, 15:11   #22
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Sadık Toprak
Sayın kazımtürk,

Tüm bu kayıtlar elinizde varsa, bilirkişi tarafından çözümleri de yapılmışsa endişelenecek hiç bir durum yok. 2.kayıttaki ifadeler esasen 1. kayıttaki ifadelerin gerçek olduğunun kanıtıdır. Bazı arkadaşlarımızın düşündüğü gibi, hukuka aykırı delillerin aile mahkemelerinde, boşanma davalarında delil olarak ileri sürülemiyeceği iddialarını da kaale almayın. Bu kayıtları, delil olarak mahkemede rahatlıkla ve bal gibi kullanabilirsiniz. Hakim tarafından da değerlendirilir.

Kadın, (tanık) bilgisi dışında konuşmalarının kayda alındığını aile mahkemesinde def-i olarak ileri sürse de değerlendirilmez. Ceza davası açabilir. Açarsa, yalan beyanlarda bulunmak, bir davanın hukuki seyrini saptırmak vs. suçlarından kendini ayağından vurmuş olur. Kolay gelsin. Endişelenmeyin.

Sayın Toprak,
Soru sahibi meslektaşımız elbette ki bizim düşüncelerimizi değil, sizin düşüncelerinizi kaale alsın. Ama bari şu hususları açıklayınız da, biz kaale alınmayanlar yanıtınızdaki bilmediğimiz yeni kavramları öğrenelim:

1- "Kadın, (tanık) bilgisi dışında konuşmalarının kayda alındığını aile mahkemesinde def-i olarak ileri sürse de değerlendirilmez." demişsiniz. Tanık, aile mahkemesinde def'i ileri sürebiliyor öyle mi? Bunu gerçekten bilmiyordum. Yasal dayanağını gösterirseniz çok sevineceğim.

2- "Davanın hukuki seyrini saptırmak" suçunu TCK'da aradım aradım bulamadım. Herhalde gözlerim miyop olduğu için bulamıyorum. Hangi maddede düzenlendiğini yazarsanız beni mutlu edersiniz.

Saygılarımla.
Old 21-12-2008, 14:07   #23
Sadık Toprak

 
Varsayılan Hukukçu sakin olmalı

Saygıdeğer hukukçu arkadaşlarım,

Hukukçunun, önüne getirilen hukuki sorunlarda, asabi ve alıngan olmamak durumunda olduğunu düşünüyorum. Aksi davranışın adaletin oluşmasına zarar vereceğini sanırım hepimiz paylaşırız. Sayın kazımtürk'ün boşanma davası ile ilgili endişelerinin değerlendirilmesinde değişik, hatta zıt görüşler ortaya çıktı, olabilir. Ancak olamayacak tek şey adaletin eksik veya en kötüsü, yanlış tecelli etmesidir.

İster zina olsun, isterse adam öldürmek olsun hukuki sonucu yanlış belirlemişsek, işte hukuka, adalete en büyük kötülüğü bununla yapmış oluruz. Kendimi ifade edemediğimi düşünüyorum. Bu nedenle izin verirseniz bir örnek verip, daha anlaşılır olmaya çalışacağım.

Bay (Y) ve bayan (Z) evlidirler. Bir çocukları vardır, 4 yaşındadır. Taraflar 7 yıl önce evlenmişlerdir. Bay (Y) zengindir ve evlilik öncesi yaşamış olduğu gece hayatından kopamamış, evlenmesine rağmen değişik bayanlar ile senelerdir gizlemeye çalıştığı ilişkilerini sürdürmektedir. Eşi ve çocuğu ile duygusal anlamda gereği gibi ilgilenmemektedir.

Bayan (Z) evlliliğin özellikle ikinci yılından sonra eşinin bu durumundan çok rahatsız olmaya başlamıştır. Çocuğu olursa eşinin gece hayatından vazgeçebileceği düşüncesi ile evliliğin üçüncü yılında çocuk sahibi de olmuştur. Bay (Y)nin durumu hiç değişmemiş, aksine gece hayatına düşkünlüğü daha da artmıştır.

Bayan (Z) kocasının ilişkide bulunduğu kadınların telefonlarına da muhatap olmaya başlamıştır. Bu durum artık tahammül edilmez bir hale gelmiştir. Çocuğunu düşünerek yıllardır katlandığı bu durumu daha fazla sürdüremiyeceğini anlar ve boşanma davası açmaya karar verir.

Kişilikleri itibarıyla (Y) de, (Z) de kavgacı, münakaşa eden, hakaretleşen kişiler değillerdir. Bay (Y) evinin masraflarını, geçimlerini karşılamaktadır. Bayan (Y) çalışmamaktadır. Kocası tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Serbest meslek erbabı olup işinde çok başarılıdır. Üçüncü kişilerle gerek iş, gerek sosyal ilişkilerinde saygılıdır. Özetlemek gerekirse, eşine olan sadakatsizliği dışında aile birliğine ters düşen çok belirgin bir durumu yoktur. Kaldı ki, bay (Y) eşinin diğer kadınlarla ilişkisi yönündeki sorularını kesinlikle kabul etmemekte, yalancılıkla itham etmekte ve böylesi bir tutumu olduğunu sürekli inkar etmektedir. Geç gelişlerini iş ilişkilerine, toplantılara, çalışmasına bağlamaktadır.

Bayan (Z)'nin boşanma davasında avukatlığını üstlenirsiniz. (Z)'nin şikayetleri sizi boşanma davasını, zina özel sebebinden dava açmaya mecbur bırakmaktadır. Sayın kazımtürk'ün de dediği gibi kanıt bulmakta zorlanırsınız. Bay (Y) tabir caizse, karda yürüyüp, iz bırakmayan bir beceriye de sahiptir. Bayan (Z)'nin kocasının gayrımeşru ilişkide bulunduğu kadınlar ile yaptığı telefon görüşmeleri vardır. Kadınların bay (Y) ile görüşmek istedikleri, onu özledikleri, bayan (Z)'nin evin hizmetçisi mi olduğunu sordukları, mesajlarını bay (Y)'ye ulaştırması ricaları vs. gibi ifadeleri olmuştur. Bu konuşmalar banda alınmamıştır. Zaten alınmış olsa da kanuna aykırı delil olacağı gerekçesiyle kullanmayı aklınızdan bile geçirmezsiniz.

Bay (X), bayan (Z)'nin erkek kardeşidir, yeğenidir, babasıdır, herhangi birisidir. (X), bir gece geç saatlerde koca (Y)'nin tapusu adına kayıtlı işyerindeki ofisine
kapıyı maymuncukla açarak girer. (Y)'nin çalışma odasında bulunan kasasını da zorlayarak açar. Kasada, bay (Y)'nin banka hesapları, gizli iş evrakları, nakit parası, çek ve senetleri de bulunmaktadır.

Bay (Y)'nin eşiyle dahi ilişkide bulunurken, ilişki görüntülerini filme almak gibi bir fantazisi (ne derseniz deyin) de vardır. Eşi bayan (Z) de bu duruma izin vermektedir. Dolayısıyla, bayan (Z) eşinin bu tutumunu bilmektedir.

İşte bu nedenle, bay (Y)'nin işyerine girilmiş, kasası da zorlanarak açılmıştır. Tahmin edildiği gibi bir sürü fotoğrafların yanısıra, filim kasetleri de bulunmuştur. Yine tahmin edildiği gibi fotoğraf ve filimler bay (Y)'nin gayrımeşru ilişkide bulunduğu kadınlarla yatak sahnelerinden ibarettir. Bay (X) fotoğraf ve filim kasetlerini alır, bunların dışında kasadaki hiçbir şeye dokunmaz.

Fotoğraf ve kasetler müvekkiliniz tarafından size getirilir, kasetlerdeki görüntüler iddiayı fazlası ile doğrulamaktadır. Sadist ilişkiler de vardır. Bunların nasıl ele geçirildiğini sorarsınız. Doğrusu size anlatılır. Siz kanuna aykırı delil diye kesinlikle kullanmayı reddedersiniz.

Bayan (Z) ve yeğeni olduğu anlaşılan bay (X) hangi avukata giderlerse, bu delillerin kanuna aykırı olarak ele geçirildiği, bu nedenle boşanma davasını üstlenemeyecekleri yanıtını alırlar. Bayan (Z) ve bay (X) yolunu yordamını öğrenirler davayı vekilsiz açar ve yürütürler. Gereksiz ayrıntılarına girmiyorum, davayı zina gerekçesiyle açarlar ve Mahkeme de zinadan boşanmaya karar verdiği gibi davanın ferilerini de, talep üzerine, buna bağlı olarak belirler. (Mahkeme kesinlikle kanuna aykırı delil diye, kanıtları geri çevirmez. Dava dosyasında muhafaza eder)

Saygıdeğer arkadaşlarım, şu anda bir çoğunuzun, bay (Y)'nin işyerine girilmesi ve kasasının açılmasını neden mahkeme kararı ile yapılması yoluna gidilmediğini sorduğunuzu hisseder gibiyim. Yine hepinizin gayet iyi bildiği gibi, bu kararların gerek çıkartılması, gerek uygulanması hiçbir zaman arzulanan gizlilk içerisinde yapılamamakta ve çok önemli delil ve bulgular heba edilmektedir. Bu nedenlerle bay (X) arzu edilmeyen bu yolu seçmiştir. Ama belki kanıtlanamayacak, belki seneler sürüp, havanda su dövülecek bir davanın, adaletin gereği veçhile tecellisini sağlamıştır.

Bay (Y) tabiiki, bay (X) hakkında ceza davası açabilir. Mesken masuniyeti, özel hayatın gizliliği gibi unsurlardan dolayı bay (X)'in cezalandırılmasını ister. Ceza mahkemesi hakiminin nasıl bir yol izleyeceğini, bay (Y) bu davayı yüzü tutar da açarsa, hakimin ne karar vereceğini de size bırakıyorum.

Saygıdeğer arkadaşlarım, sözkonusu kaset ve fotoğraflar, zina davası ile ilgili de olmayabilir. Başka bir durumu düşünelim. Müvekkiliniz kasten adam öldürmek suçundan cezaevine konmuştur. Sözkonusu kasetlerde maktülün esasında başkası tarafından öldürüldüğü kayıtları vardır. Müvekkiliniz suçsuz olduğunu haykırmaktadır. İsyan etmektedir, siz de inanmaktasınızdır. Katil bir başkasıdır, siz de anlamışsınızdır, ancak elinizde hiçbir delil yoktur veya olanlar katili yeter derecede suçlayacak nitelikte değildir.Sözkonusu deliller yine bay (X) gibi birisi tarafından bulunur ve size getirilir.

Af buyrun, asla ukelalık yapmak gibi bir niyetim yok. Ama, kanuna aykırılık ile hukuka aykırılık kavramlarını iyi değerlendirmemizde fayda var diye düşünüyorum. Çok uzun olmaması için elimden geldiği ölçüde basit bir anlatımla ayrıntılarına girmediğim örnekleri takdirlerinize sunuyorum. Saygılarımla
Old 21-12-2008, 14:23   #24
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın Toprak, "Hukukçu sakin olmalı" taşı bana galiba. Tamam, sakin olalım da, hukuk çerçevesinden de çıkmayalım, değil mi? Uzun mesajınızda sorularıma yanıt yok. Örnek vermişsiniz ve bu örneğe göre yazdıklarınızdan, adaletin sağlanması için hukuka aykırı delillerin kullanılabilmesi gibi bir sonuç çıkarıyorsunuz. Bu yol, "adaletin sağlanabilmesi için" işkence ile alınmış ifadelerin de delil olarak kullanılabilmesine dek gider. Sonuçta sağlanan adalet, adil olmaz ama.
Old 21-12-2008, 15:14   #25
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Boşanma davalarında,tarafların ortak yaşam alanında elde edilen ve taraflara ait mektup, fotoğraf, günlük vb. materyaller, davadaki iddiaları kanıtlamak için delil olarak kullanılabilir.

Ancak hiçbir davada tanığa ait ve hukuka aykırı yolla elde edilmiş delil kullanılamaz.

Soruda da ses kaydı hukuka aykırı olarak kaydedilmiş ve davanın taraflarına değil, tanığa aittir.

Ve sonsöz: Hukuka uygun olmayan yolla sağlanacak adalete adalet denmez.
Old 21-12-2008, 15:31   #26
kazımturk

 
Varsayılan

Hukuk Yorumdur tezinden hareketle soruma katkıda bulunan tür meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Sayın Aladağ,burada suçlu olan bildiğini anlatmayan tanık mı?Anllattıklarını kayda alan koca mı?Davamızda tanık buluyoruz,aman beni karıştırmayın gibilerden kaçmaktadır.Geç gelen adalet adalet midir?Kadın 2 kere tanıklığa çıkarılıp sorulmasına rağmen yalan söylüyor , bir şey bilmediğini söylüyor.Ses kayıtlarında herşeyi çok iyi bildiği anlaşılıyor.Bu kayıtlardan yola çıkarak davalı kadının adama tıraş makinesi aldığı bulunuyor.Hukuk ama haklının hakkını koruyan , haklıyı mağdur etmeyen bir hukuk.
Old 21-12-2008, 15:36   #27
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın kazımturk, ses kaydının izinsiz alınması suçtur. Bunu bildiğinizi düşünüyorum. Tanığın yalancı tanıklık ettiğine dair başka ve yasal deliliniz varsa (doğruları anlattığını duyan bir başka tanık gibi) şikayet etmenizde bir engel yok. Ama hukuksuzluktan yola çıkarak adaletin sağlanacağını düşünüyorsanız, aynı kanıda olmadığımı daha önce yeterince yazdım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukat Yalancı Mı? tiny lady Hukuk Sohbetleri 71 19-04-2017 15:18
muhtar ve iki şahit huzurunda bağışlama -betül- Meslektaşların Soruları 4 21-04-2008 15:57
şufa davasında şahit şubat Hukuk Soruları Arşivi 1 08-05-2006 18:56
Yalancı Şahitlik hislim Hukuk Soruları Arşivi 0 14-09-2005 16:48
Boşanma Ve Şahit renata Hukuk Soruları Arşivi 1 21-07-2003 17:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05841398 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.