Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Adli Kontrole Itiraz/adli Kontrolün Kaldirilmasina -hafifletilmesine Ilişkin Itirazda Aleyhe Bozma Yasaği Var Midir?

Yanıt
Old 04-04-2020, 16:06   #1
avukat0512

 
Varsayılan Adli Kontrole Itiraz/adli Kontrolün Kaldirilmasina -hafifletilmesine Ilişkin Itirazda Aleyhe Bozma Yasaği Var Midir?

Merhabalar sayın üstadlarım,
Genç bir meslektaşınız olarak sıkça araştırdığım fakat fikir birliği alamadığım bir konu hakkında görüşleriniz benim için çok önemlidir.
Çoğu CMK dosyalarımda müvekkiller adli kontrol şartı ile imza atmak suretiyle serbest bırakılıyor. Bu kararlara karşı itiraz aşamasında ya da daha sonra adli kontolün kaldırılması/hafifletilmesi hususlarında aleyhe bozma yasağının olmadığını, müvekkilin daha ağır bir yaptırım ile karşılaşacağını birkaç meslektaşımdan duydum. Ama aksi görüşte olan meslektaşarım da daha ağır bir yaptırım olamayacağını söylüyorlar. Siz değerli üstadlarımın görüşleri nelerdir? Şimdiden çok teşekkür ederim.
Old 04-04-2020, 22:23   #2
Lord Mozart

 
Varsayılan

Meslektaşım katıldığım bir konferansta bir meslektaşımız anlatmıştı savcının tutuklama talep ettiği, sulh cezanın ise adli kontrol şartıyla serbest bıraktığı dosyada, yalnızca meslektaşımızın itirazı olması rağmen, itirazen inceleyen sulh ceza aleyhe bozarak tutuklama kararı çıkardığı bilgisini paylaştı. Şimdi burada kararın hukukiliği, doğruluğu veya yanlışlığı bir kenara ve varsayalım ki karar tamamen hatalı bir karar ancak bu kararı müvekkillere, yakınlarına nasıl izah edilecektir? Bu yüzden çok rahatsız edici bir adli kontrol tedbiri değilse itiraz etmemek sizin için daha iyi olabilir.

Bunun dışında Yargıtay daireleri arasında halen aleyhe bozma,hüküm verme,ceza verme gibi ifadelerden kaynaklı kavram karmaşası mevcuttur. Bir kısım daireler aleyhe hüküm verme yasağı kapsamında değerlendirme yapıp hüküm niteliğinde bulunmayan bu tür kararlarda aleyhe bozmanın uygulanmayacağı kabul ediyor. Yine bir kısım Yargıtay daireleri ise aleyhe ceza verme yasağıdır bu ifade diyerek ceza ifadesinin ne olduğunu üzerinde duruyor ve,TCK 45 kapsamında eylemleri değerlendirme yapıyor. Bu sorunun aslında temelinde olan belirsizliklerden kaynaklı bu sorulara farklı farklı cevaplar ortaya çıkabilmektedir. Ama siz yine de yukarıda bahsettiğim olayı gözardı etmeseniz iyi olur diye düşünüyorum
Old 05-04-2020, 14:29   #3
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,

Koruma tedbirleri bakımından aleyhe bozma yasağı söz konusu değildir. Örneğin CMK 112/1’e göre tedbirlere uyulmaması halinde şüpheli yahut sanık hakkında hemen tutuklama kararı verilebileceği belirtilmiştir.

Bunun yanında öncesinde mevcut olmayan adli kontrol yahut tutuklama koşullarının sonradan mevcut olması yahut mevcut olduğunun anlaşılması halinde şüpheli yahut sanığın istem üzerine tutuklanmasına karar verilebileceğini belirtmek gerekmektedir.

Hakkında adli kontrol verilmiş şüpheli hakkında cumhuriyet savcısının yahut sanık hakkında cumhuriyet savcısının ve katılanın tutuklama yönünde itirazı olmaksızın, kararı veren merciinin yahut itirazen inceleyen merciinin tutuklama yapma yahut daha ağır bir koruma tedbirine hükmetme imkanı bulunmamaktadır. Nitekim CMK 268/2’ye göre kararı veren merciinin 271/2’ye göre itirazen incelemeye yetkili merciinin itirazı yerinde görmediği takdirde itiraz konusu hakkında başkaca karar verme imkanı bulunmamaktadır.

Meslektaşınız olarak bir tavsiyede bulunmak isterim. Adli kontrol de olsa şüpheli yahut sanığın bir şekilde temel hak ve hürriyeti kısıtlanmaktadır. Bizim görevlerimizden birisi şüpheli yahut sanığı serbestçe savunmak ise kararına itiraz edilmemesi şüpheli yahut sanığın nihayetinde bireysel başvuru ve tazminat alma imkanını ortadan kaldırır. Bu bakımdan görevin bir kısmı olan itiraz usulünün de etkin bir başvuru yöntemi olup olmaması bir yana ne olursa olsun işletilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Old 05-04-2020, 19:24   #4
avukat0512

 
Varsayılan

Sayın üstadım öncelikle çok teşekkür ederim. Kesinlikle bende sizin gibi düşünüyorum ve itiraz etmek istiyorum. Fakat, daha ağır bir yaptırım olursa tutukluluk,ev hapsi gibi o zaman bunları müvekkile nasıl açıklayacağım konusunda bazı endişelerim var. Zira benim başıma gelmedi ama daha ağır yaptırımların uygulandığı örnekler de mevcut.. En iyisi bu hususlar hakkında müvekkili bilgilendirmek ve ona göre hareket etmek gerektiğini düşünüyorum.
Old 05-04-2020, 19:28   #5
avukat0512

 
Varsayılan

Sayın üstadım çok teşekkür ederim. Bende sizin bahsettiğiniz olaylara ilişkin durumları duydum ve açıkçası bu beni rahatsız ediyor. Bir yanda her ne kadar adli kontrol olsa da müvekkilin özgürlüğünü kısıtlayıcı tedbir ve bireysel başvuru diğer yanda acaba daha ağır bir yaptırım uygularlar mı endişesi... Siz dosyalarınız da bunları da gözeterek bu husus da nasıl karar alıyorsunuz? Müvekkilleri bu hususlarda bilgilendirerek kararı onlara mı bırakıyorsunuz yoksa kendiniz somut olaya göre mi karar veriyorsunuz?
Old 06-04-2020, 14:36   #6
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Hiçbir soruşturma yahut kovuşturma dosyasında tercihi şüpheliye yahut sanığa bırakmamak yönünde bir tercihim var. CMK m. 261 avukata koşulsuz şartsız kanun yollarına başvurma imkanı tanımaktadır.

Şüpheli yahut sanıkla müdafii arasında vekalet ilişkisi olsa dahi müdafiilik saf anlamıyla bir vekalet ilişkisinin ötesindedir. Bu sebeple müdafii, şüpheli yahut sanığın tercihleriyle ve talimatlarıyla bağlı değildir. Gerektiği takdirde şüpheli yahut sanığın iradesinin aksini dahi uygulama imkanına sahiptir. Oysaki şüpheli yahut sanık yeterki hukuki bilgi ve donanıma sahip olduğunu düşünse bir avukatın müdafiiliğinden faydalanmak istemeyecektir. Kanun yollarına başvurup başvurmama hususunda da tercihin zaten hukuki yardıma ihtiyaç duyan bir şüpheli yahut sanığa bırakılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Nitekim özellikle CMK dosyalarında ortaya çıkabilecek bu hususta CMK m. 266/3 hükmünü incelemekte fayda var:

150 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kendisine müdafi atanan şüpheli veya sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi geçerli sayılır.

Bunun yanında mevcutta bağlı bulunduğum barodaki bir CMK eğitmeni avukat, sanıkla görüşmelerinde suçsuz olduğuna kanaat getirdiği bir sanık hakkında CMK m. 223/2-e’ye aykırı olarak kurulduğunu düşündüğü mahkumiyet hükmünü temyiz etmemesi için sanığın kendisine yazılı imzalı belge verdiğini, bunun üzerine hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesiyle hükümlünün bir şekilde hayatına son verdiğini ve bundan dolayı ne olursa olsun hükmü temyiz etmediği için üzüntüsünü paylaşmıştı. Demem odur ki şüpheli yahut sanık bizlerin yıllarca eğitim aldığı hatta gelişimini, öğrenimini devam ettirdiği ortamda her hükmün mahiyetini anlamayabilir. Bizler de zaten tam olarak kişilerin hak mahrumiyetine uğramamaları için adalet sistemi içersinde yer alıyoruz. Bu sebeple kanun yollarına başvurmanın her ne olursa olsun şüpheli yahut sanığın kısıtlanan temel hak ve hürriyetleri karşısında mesleki bir görev olduğunu düşünüyorum.

Elbette şüpheli yahut sanığı önemli aşamalarda bilgilendirmek gerekmektedir. Ancak bu bilgilendirmenin şüpheli yahut sanığı olabildiğince endişeye sevk edici olmamasına dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Old 06-04-2020, 18:47   #7
avukat0512

 
Varsayılan

Bu güzel ve uzun açıklamalarınızdan dolayı çok teşekkür ederim üstadım. Umarım fazla zamanınızı almamışımdır. Açıklamalarınızı dikkate alacağım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aleyhe Bozma Yasaği-müktesep Hak- Infaz Rejimi Müddetname cunapiedra Meslektaşların Soruları 3 07-09-2019 10:05
kAMULAŞTIRMA DAVASINDA VEKALET ÜCRETİ-HÜKMÜN TASHİHİ- ALEYHE BOZMA YASAĞI ATARAS Meslektaşların Soruları 4 26-09-2017 14:23
Adli kontrole ilişkin madde Anayasaya uygun mudur? üye20194 Meslektaşların Soruları 8 08-01-2017 18:32
adli kontrole itiraz fountain Meslektaşların Soruları 4 18-10-2013 14:58
Adli kontrole ilişkin hükümlerden parasal güvence urla Meslektaşların Soruları 0 15-08-2010 20:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04577494 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.