Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yetkili mahkeme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-05-2008, 13:26   #1
nazell

 
Karar yetkili mahkeme

arkadaşlar merhaba. bir bina sigorta yaptırılıyor. bina daha sonradan hasara uğruyor ve sigorta şirketi davalı oluyor.davalı şirket yetki itirazında bulunuyor. davalının ikametgahı mahkemeleri yetkilidr diyor.HUMK m:13 ü (gayrımenkulün buşlunduğu yer mahkemeleri yetkilidr) hükmünü bu olay içinde uygulayabilirz diyoruz ve iddia ediyoruz bu iddiamızı doğrulayacak yargıtay kararınız varsa çok sevinirimm
Old 16-05-2008, 13:37   #2
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Burada Hmuk 13'den ziyade sözleşmeden kaynaklı bir ihtilaf söz konusu olduğunu bu durumda da genel yetkili mahkeme yanında sözleşmenin kurulduğu veya ifa edileceği yer mahkemelerinin de yetkili olduğunu düşünmekteyim.

Gayrımenkulün aynına ilişkin bir ihtilaf söz konusu değildir.
Old 16-05-2008, 13:48   #3
avukat72

 
Varsayılan

13.madde gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralıdır.Bunlar,tapu iptali ve tescil,meni müdahale,zilyetlikten kaynaklanan davalar,tapuda düzeltme davaları.
Ama sizin dava gayrimenkülün aynına ilişkin bur dava değildir.Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin bir davadır.Direkt gayrimenkulün aynını ilgilendirmiyor diye düşünüyorum.iyi çalışmalar

HUMK.md.13.Gayrimenkule mütaallik dâvalar, gayrimenkulün bulunduğu mahal mahkemesinde ikame olunur.

Gayrimenkule mütaallik dâva sebebi ne olursa olsun gayrimenkulün aynına veya gayrimenkul üzerinde bir hakka veya muvakkat olsa bile anın zilyedliğine veyahut hakkı hapsine mütedair olanlardar. İrtifak hakların adair iddialarda, üzerine irtifak hakkı taallûk eden malın bulunduğu mahal mahkemesi selahiyettardır.

Dâva birden ziyade gayrimenkule ait ise gayrimenkullerden birinin bulunduğu mahal mahkemesinde ikame olunur.
Old 16-05-2008, 13:50   #4
avukat72

 
Varsayılan

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Tarih : 07.04.2004
Esas No : 2004/4-206
Karar No : 2004/197


818 - BORÇLAR KANUNU 18
1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK) 13
2004 - İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) 277

ÖZET
DAVACININ İSTEMİ, DAVALILARIN HAKSIZ EYLEMİNE DAYANMAKTA OLUP TAŞINMAZIN AYNI İLE İLGİLİ BİR İSTEM OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ VE HUKUK USULÜ MAHKEMELERİ YASASININ 13.MADDESİ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ. DAVACININ YARGILAMASI DEVAM EDEN TASARRUFUN İPTALİ DAVASINI, BORÇLAR KANUNUNUN 18 NCİ MADDESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI OLARAK ISLAH ETMESİ DURUMUNDA DAVA TAŞINMAZIN AYNINA İLİŞKİN HALE GELDİĞİNDEN H.U.M.K.NUN 13 NCÜ MADDESİ GEREĞİNCE TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER MAHKEMESİ YETKİLİDİR

Taraflar arasındaki "tapu iptali-tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3.Hukuk Mahkemesince davanın yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen 21.3.2002 gün ve 2001/758-2002/218 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 3.4.2003 gün ve 2003/3462-4090 sayılı ilamıyla; ( ...Dava, alacağı karşılıksız bırakmak amacıyla yapılan muvaazalı taşınmaz satışının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan Hüseyin Kızılkaya'nın yetki itirazı benimsenerek, Hukuk Usulü Mahkemeleri Yasasının 13. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.

Davacı, banka paralarını zimmetine geçiren davalılardan Ümmügülsüm Kızılkaya'nın, zimmet konusu parayı ödememek amacıyla, taşınmazını eşi olan diğer davalıya muvaazalı olarak devrettiğini belirterek Borçlar Yasasının 18.maddesi gereğince satış işleminin iptal edilmesini istemiştir. Amaç alacağını tahsil etmek olan davacının davası kabul edildiği takdirde alacaklı davacı İİK 283. maddesine göre kaydın iptaline gerek kalmaksızın o taşınmaz üzerinde cebri icra yoluyla haciz ve satış isteyebilme yetkisine kavuşacaktır. Şu durumda davacının istemi, davalıların haksız eylemine dayanmakta olup taşınmazın aynı ile ilgili bir istem olarak nitelendirilemez ve Hukuk Usulü Mahkemeleri Yasasının 13.maddesi kapsamında değerlendirilemez. Mahkemece, davalının yetkisizlik itirazı reddedilip işin esası incelenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, İ.İ.K.nun 277 nci ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali iken, ıslah yoluyla Borçlar Kanununun 18 nci maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine dönüştürülmüştür.

Mahkemenin, "taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine" dair verdiği karar yukarıda belirtilen nedenle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Davacı vekili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 27.9.2001 tarihli dava dilekçesinde, davalının kendisinden alacaklı olan davacı bankayı zarara uğratmak kastı ile taşınmazını 6.9.2001 tarihinde diğer davalı eşine sattığını, İ.İ.K.nun 278 nci maddesine göre tasarrufun batıl olduğunu beyanla, Seferihisar İlçesi, 1012 Ada 1 parseldeki davalıların 6.9.2001 tarihli tasarruflarının İ.İ.K.nun 277. ve devamı maddelerine göre iptalini istemiştir.

Ancak İ.İ.K.277 nci maddesi takip hukukuna ilişkin bir düzenleme olup somut olayda, icra takibi bulunmadığından aciz vesikasının varlığından da söz edilemez.Bu nedenle anılan madde de belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden davacı yargılama devam ederken 11.2.2002 tarihli dilekçe ile tasarrufun iptali davasını, Borçlar Kanununun 18 nci maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.Bu durumda dava taşınmazın aynına ilişkin hale geldiğinden H.U.M.K.nun 13 ncü maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu Seferihisar Mahkemesi yetkilidir.Bu nedenle mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi doğrudur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 7.4.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 16-05-2008, 14:09   #5
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

madde 13 değilde 19 olabilir mi acaba??

Madde 19 - Sigorta mukavelesinden mütevellit tazminat davası sigorta emvali gayrimenkuleye veya muayyen bir yerde kalması şart kılınan emvali menkuleye müteallik ise emvali mezkurenin bulunduğu ve vaziyeti icabı müstakar olmıyan emvale mütaallik ise tehlikenin hadis olduğu ve hayat sigortalarında sigorta olunan şahsın ikametgahının bulunduğu mahallerde dahi ikame edilebilir.
Bu kanunun meriyetinden sonra sigorta mukavelelerine bu maddeye muhalif konulacak şartların hükmü yoktur.
Bu madde bahri sigortalara şamil değildir.
Old 16-05-2008, 14:11   #6
avukat72

 
Varsayılan

YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Tarih : 31.01.2005
Esas No : 2004/3899
Karar No : 2005/443


1086 - HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK) 9 / 19

ÖZET : DAVA, DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNE KASKO SİGORTA POLİÇESİ İLE SİGORTALI ARAÇTA OLUŞAN HASARIN TAHSİLİ İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. HUMK.NUN 19 NCU MADDE HÜKMÜNDE, RİZİKONUN MEYDANA GELDİĞİ YER MAHKEMESİ DE YETKİLİ MAHKEME OLARAK KABUL EDİLMİŞ, SİGORTA SÖZLEŞMELERİNE AKSİNE KONULAN ŞARTLARIN GEÇERSİZ OLACAĞI KESİN BİR ŞEKİLDE BELİRLENMİŞ BULUNMAKTADIR.
SOMUT OLAYDA, DAVA, ZONGULDAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDE AÇILMIŞ OLUP, POLİÇEYİ DÜZENLEYEN ACENTANIN İKAMETGAHININ BULUNDUĞU YER İLE KAZA YERİ İTİBARİYLE DAVACI TARAF, SEÇİMLİK HAKKINI DOĞRU KULLANMIŞTIR. BU İTİBARLA, DAVALI VEKİLİNİN SADECE HUMK.NUN 9 NCU MADDESİNE DAYALI YETKİ İTİRAZI İSABETLİ DEĞİLDİR.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Zonguldak Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.12.2003 tarih ve 2003/509-2003/83 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı sigorta şirketine kasko poliçesiyle sigortalı aracı hasarlandığı halde, tazminat ödenmediğini ileri sürerek, 25.000.000.000 liranın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, sünesinde yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu yer itibariyle, İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalı sigorta şirketine Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı araçta oluşan hasarın tahsili istemine ilişkindir.

Bu tür sözleşmeye dayalı davalarda da genel yetkili mahkeme, HUMK.nun 9/1 nci maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesi ise de, Kasko Sigortası Genel Şartları'nın C.8 nci maddesi hükmünde, sigortacı aleyhine açılacak bu tür davada, davalı sigortacının merkezinin veya sigorta sözleşmesini yapan yetkili acentanın ikametgahının bulunduğu veya rizikonun meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir. HUMK.nun 19 ncu madde hükmünde de, rizikonun meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili mahkeme olarak kabul edilmiş, sigorta sözleşmelerine aksine konulan şartların geçersiz olacağı kesin bir şekilde belirlenmiş bulunmaktadır. Bu hükmün konuluş nedeni, ekonomik yönden güçlü bulunan sigorta şirketlerine karşı kişileri korumaktır. Bu maddedeki yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup, ancak kesin olmayan nitelikte yetki kurallarındandır.

Somut olayda, dava, Zonguldak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılmış olup, poliçeyi düzenleyen acentanın ikametgahının bulunduğu yer ile kaza yeri itibariyle davacı taraf, seçimlik hakkını doğru kullanmıştır. Bu itibarla, davalı vekilinin sadece HUMK.nun 9 ncu maddesine dayalı yetki itirazı isabetli değildir.

Bu durumda, mahkemece, yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi, taraf delileri toplanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yasa ve sözleşme hükümleriyle getirilen alternatif yetki kuralları ve bunların özelliği gözden kaçırılarak, yazılı gerekçelerle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın, davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kayyum yetkili mahkeme Av.Y.Selim ÜSTÜN Meslektaşların Soruları 7 06-12-2015 19:59
yetkili mahkeme Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 10 04-01-2012 16:30
yetkili mahkeme lawyer_721 Meslektaşların Soruları 7 07-12-2010 14:48
yetkili mahkeme av.mansur Meslektaşların Soruları 3 07-06-2007 13:42
yetkili ve görevli mahkeme oquxx Meslektaşların Soruları 4 18-05-2007 15:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05888510 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.