Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargitay Karari Ariyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-09-2014, 10:19   #1
av. ayçe

 
Önemli Yargitay Karari Ariyorum

Kadın asgari ücretle sigortalı bir işte çalışsa da nafakaya hükmedileceğine yönelik HGK kararı arıyorum
Old 01-09-2014, 10:41   #2
MeRReM

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2004/10323
Karar No.
2004/10219
Tarihi
30.09.2004


İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/175/4


KAVRAMLAR
BOŞANMA KARARI KESİNLEŞTİKTEN SONRA YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİ
NAFAKA DAVASI
ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE GELİRE SAHİP OLMAK YOKSULLUK NAFAKASININ REDDİ SEBEBİ DEĞİLDİR


ÖZET
EŞLER, BOŞANMA KARARI KESİNLEŞTİKTEN SONRA YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDEBİLİRLER. ANCAK SONRADAN TALEP EDİLEN YOKSULLUK NAFAKASINDA, BOŞANMA ANINDAKİ ŞARTLARA GÖRE DEĞERLENDİRME YAPILMALIDIR. ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE GELİR SAHİBİ OLMAK YOKSULLUK NAFAKASI BAĞLANMASINA ENGEL TEŞKİL ETMEZ. DOSYA KAPSAMINDAN DAVACI KADININ BOŞANMA İLE YOKSULLUĞA DÜŞECEĞİ ANLAŞILMAKTADIR. UYGUN YOKSULLUK NAFAKASINA KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN YAZILI GEREKÇE İLE DAVANIN REDDİ İSABETSİZDİR


Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay Kararı

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı dilekçesinde, davalının eski eşi olup, 26.06.2001 tarihinde mahkeme kararı ile boşandıklarını ancak bu boşanma karan ile birlikte nafakaya hükmedilmediğini beyan ederek aylık 700.000.000.- Lira yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, yoksulluk nafakasına karar verilebilmesi için yoksulluğa düşme ile boşanma arasında illiyet bağının bulunması, yoksulluğun boşanma sonucu olması gerektiği, yoksulluk nafakasının koşullarının boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirleneceği ve davacı kadının yoksul olmadığı, terzilik yaptığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dava konusu uyuşmazlık, yoksulluk nafakası verilmesi talebine ilişkin bulunmaktadır. Eşler, boşanma davası kesinleştikten sonra da yoksulluk nafakası isteyebilir. Ancak, sonradan talep edilen yoksulluk nafakasında, nafakaya karar verirken, boşanma anındaki şartlara göre değerlendirilip bir karar verilmesi gerekir.

Davacı kadının boşanma davası sırasında terzilik ile geçimini sağladığı ve aylık gelirinin 50.000.000 - 60.000.000.- Lira civarında olduğu anlaşılmaktadır. Önceki dava 10.04.2000 tarihinde açılmış ve 26.06.2001 tarihinde boşanmaya karar verilmiştir. Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı kadının, boşanma nedeni ile yoksulluğa düşeceği görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret düzeyinde gelire sahip olunması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. Davacı kadının mevcut ekonomik durumu davanın açıldığı tarihteki şartlara göre onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir.

O halde mahkemece, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ile ülkedeki ekonomik yapı ve enflasyon nedeni ile, paranın satın alma gücünün düşmesi hususları göz önünde bulundurularak MK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 01-09-2014, 10:50   #3
av. ayçe

 
Varsayılan

yeni tarihli bir hgk kararı olduğunu okudum ancak tam metne ulaşamadım. bu karar sizde mevcut mudur?
Old 01-09-2014, 11:03   #4
MeRReM

 
Varsayılan

Evvelce bağlanan nafakanın kaldırılmasında asgari ücretten elde edilen geliri yoksulluğu ortadan kaldırmadığı şeklindeki ekteki karardan, aynı mantıkla..

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2011/20814
Karar No.
2012/3063
Tarihi
13.02.2012


İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/176


KAVRAMLAR
YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI
ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE SÜREKLİ VE GÜVENCELİ GELİRE SAHİP OLUNMASI
İŞE GİREN KADININ ALDIĞI YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI


ÖZET
DAVALININ İŞE GİRDİĞİ BELİRTİLEREK YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASINA KARAR VERİLMİŞ İSE DE; BU MİKTARIN GÜNÜMÜZ KOŞULLARINDA DAVALININ GEÇİNMESİNE YETİP YETMEYECEĞİ TARTIŞILMADIĞI GİBİ, DAVALININ İŞİN GEÇİCİ OLDUĞU YÖNÜNDEKİ BEYANI ÜZERİNE BU KONUDA BİR ARAŞTIRMA YAPILMAMIŞTIR. DAVALININ ALDIĞI NAFAKA İLE GEÇİNMESİ GÜNÜMÜZ EKONOMİK KOŞULLARINDA MÜMKÜN GÖRÜLMEDİĞİNE GÖRE, 2006 DOĞUMLU ÇOCUĞU İLE BİRLİKTE YAŞAMINI SÜRDÜREBİLMESİ İÇİN İŞE GİRİP ÇALIŞMASI DA ZORUNLULUK ARZETMEKTEDİR. ÇALIŞMAYA BAŞLADIĞI İŞ İSE HER AN İÇİN SONA EREBİLECEK NİTELİKTE OLUP, SABİT VE GÜVENCELİ DE DEĞİLDİR. YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE SÜREKLİ VE GÜVENCELİ BİR GELİRE SAHİP OLUNMASI BİLE YOKSULLUĞU ORTADAN KALDIRMADIĞINA GÖRE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN İTİBAR EDİLMEYEN GEREKÇELER İLE KABULÜ CİHETİNE GİDİLMESİ DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.


Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili; müvekkili ile davalının boşandıklarını, davalı lehine aylık 150,00.-TL yoksulluk nafakasının hüküm altına alındığını, davalının işe girdiğini, yoksulluğun ortadan kalktığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

TMK'nun 176. maddesine göre, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması ya da azaltılmasına da karar verilebilir.

Ancak, HGK'nun yerleşik kararlarında asgari ücretle çalışılmakta bulunulması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği gibi, yoksulluğu ortadan kaldıran bir durum olarak da kabul edilmemiştir.

Somut olayda, davalının fahri öğretici olarak yaz Kur'an kursunda çalıştığı anlaşılmaktadır.

Davalının yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.

Mahkemece, davalının işe girdiği belirtilerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; bu miktarın günümüz koşullarında davalının geçinmesine yetip yetmeyeceği tartışılmadığı gibi, davalının işin geçici olduğu yönündeki beyanı üzerine bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.

Davalının aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görülmediğine göre, 2006 doğumlu çocuğu ile birlikte yaşamını sürdürebilmesi için işe girip çalışması da zorunluluk arzetmektedir. Çalışmaya başladığı iş ise her an için sona erebilecek nitelikte olup, sabit ve güvenceli de değildir.

Yukarıda açıklandığı üzere asgari ücret düzeyinde sürekli ve güvenceli bir gelire sahip olunması bile yoksulluğu ortadan kaldırmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU


Esas No.
2009/3-165
Karar No.
2009/186
Tarihi
13.05.2009


İLGİLİ MEVZUAT
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/176


KAVRAMLAR
YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI
ASGARİ ÜCRET İLE ÇALIŞAN KADININ YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI
NAFAKANIN KALDIRILMASI


ÖZET
SOMUT OLAYDA DAVALI EŞE 250 YTL. YOKSULLUK NAFAKASI VERİLMİŞ OLUP, DAVALI DAHA SONRA BİR TEKSTİL FİRMASINDA 700 YTL. ÜCRET İLE ÇALIŞMAYA BAŞLAMIŞTIR. DAVACI KOCANIN İSE OTO YEDEK PARÇA DÜKKANI OLUP, AYLIK 3000 YTL. GELİRİ OLDUĞU YAPTIRILAN ZABITA ARAŞTIRMASINDAN ANLAŞILMIŞTIR. HER NE KADAR DAVALININ ALDIĞI 700 YTL. ÜCRET ASGARİ ÜCRETİN ÜZERİNDE OLUP, BİR ÖLÇÜDE DAVALININ HAYATINI İDAME ETTİRMEYE YETERLİ OLABİLECEĞİ DÜŞÜNÜLSE BİLE, DAVACININ GELİRİ İTİBARİYLE, HALİ REFAH İÇİNDE BULUNMASI VE DAVALININ ELDE ETTİĞİ İŞ VE GELİRİN SABİT VE GÜVENCELİ OLMASI AÇISINDAN YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI KARARINDA BİR İSABET GÖRÜLMEMİŞTİR. KALDI Kİ DİĞER YANDAN, DAVACI BOŞANMA PROTOKOLÜ İLE YOKSULLUK NAFAKASI ÖDEMEYİ KABUL ETMESİNDEN 1 YIL GİBİ KISA BİR SÜRE SONRA, BU NAFAKANIN KALDIRILMASINI İSTEMESİ DE OBJEKTİF İYİNİYET KURALLARI İLE DE BAĞDAŞMAZ


Taraflar Arasındaki "Nafakanın Kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.01.2008 gün ve 2007/1069 E. 2008/17 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 22.04.2008 gün ve 5314-7096 sayılı ilamı ile;

( ... Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalı eski eşine ödediği yoksulluk nafakasını ödeme gücünün bulunmadığını beyan ederek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davalı kadının çalışmaya başladığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davacının anlaşma protokolü ile davalı eşe 250 YTL. yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, 06.12.2006 tarihinde de tarafların boşanmalarına karar verildiği görülmüştür.

4721 sayılı yasa 176.maddesinin üçüncü fıkrasına göre -sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akdi olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir.

İrat şeklinde maddi tazminat veya nafakayı gerektiren sebep ortadan kalkar ya da önemli ölçüde azalır veya borçlunun mali gücü önemli ölçüde eksilirse iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği gibi değişen durumlara göre ve hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılması da istenebilir.-

Somut olayda davalı eşe 250 YTL. yoksulluk nafakası verilmiş olup, davalı daha sonra bir tekstil firmasında 700 YTL. ücret ile çalışmaya başlamıştır. Davacı kocanın ise oto yedek parça dükkanı olup, aylık 3000 YTL. geliri olduğu yaptırılan zabıta araştırmasından anlaşılmıştır.

Her ne kadar davalının aldığı 700 YTL. ücret asgari ücretin üzerinde olup, bir ölçüde davalının hayatını idame ettirmeye yeterli olabileceği düşünülse bile, davacının geliri itibariyle, hali refah içinde bulunması ve davalının elde ettiği iş ve gelirin sabit ve güvenceli olması açısından yoksulluk nafakasının kaldırılması kararında bir isabet görülmemiştir. Kaldı ki diğer yandan, davacı boşanma protokolü ile yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmesinden 1 yıl gibi kısa bir süre sonra, bu nafakanın kaldırılmasını istemesi de objektif iyiniyet kuralları ile de bağdaşmaz.

Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Yargıtay'ın yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688 sayılı kararı, 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı kararı, 01.08.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı kararı, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95; 16.05.2007 gün ve 2007/2-275-275 sayılı kararı, 11.03.2009 gün ve 2009/2-73-118; sayılı kararı ).

Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki, bilimsel öğretide; evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu" belirtilmektedir.

Somut olayda, her ne kadar davalı kadının 700 TL aylık ücretle bir işyerinde çalıştığı ve aldığı bu ücretin onu yoksulluktan kurtaracağı iddia edilmişse de; davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmaması, davacının oto yedek parçacılığı yapıp maddi durumu itibarıyla davalıya nazaran çok daha iyi bir durumda bulunması nedeniyle, davalı lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleştiğinden söz edilmesi olanaklı bulunmamaktadır.

Dosyada sözü edilen, tarafların sosyal ve ekonomik hayatlarında meydana gelen değişikliklerin eğer koşulları varsa nafakanın arttırılmaması yada indirilmesi nedeni olarak da dikkate alınabilmesinin olanaklı bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargitay Karari Ariyorum Seher Meslektaşların Soruları 3 24-11-2015 14:55
Yargitay Karari Ariyorum Av. Sibel Meslektaşların Soruları 3 01-06-2011 12:14
Yargitay Karari Ariyorum Pınar Meslektaşların Soruları 6 12-05-2010 21:42
Yargitay Karari Ariyorum avsulesahin Meslektaşların Soruları 5 05-05-2010 16:52
Yargitay Karari Ariyorum Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 2 02-07-2008 16:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03789401 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.