Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

reşit olmayanlar arası cinsel ilişki

Yanıt
Old 20-04-2012, 18:26   #1
Av. Ezgi Olça

 
Varsayılan reşit olmayanlar arası cinsel ilişki

İyi günler sayın Türk Hukuk Sitesi okuyucuları bir sorum olacak, tartışmaya açık;
TCK 104; Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

diyor. Peki fail ve mağdurun ikisinin de 15-18 yaş arası olduğunu farz ettiğimizde durum ne olur? Kim fail, kim mağdur? Sabah adliyeye ilk koşan mı mağdur olacak ve şikayet hakkı onda olacak?
Şimdiden teşekkür ederim. saygılar
Old 21-04-2012, 08:20   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan öğrenci ezgiii
İyi günler sayın Türk Hukuk Sitesi okuyucuları bir sorum olacak, tartışmaya açık;
TCK 104; Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

diyor. Peki fail ve mağdurun ikisinin de 15-18 yaş arası olduğunu farz ettiğimizde durum ne olur? Kim fail, kim mağdur? Sabah adliyeye ilk koşan mı mağdur olacak ve şikayet hakkı onda olacak?
Şimdiden teşekkür ederim. saygılar

Hayır tabi ki.
Fail hakkında, TCK.'nın çocuk failliğine ilişkin hükümleri (TCK.m.31) uygulanacaktır.

Alıntı:
Yaş küçüklüğü
MADDE 31. (3) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
Old 22-04-2012, 18:34   #3
Av. Ezgi Olça

 
Varsayılan

teşekkür ederim öncelikle cevapladığınız için. elbette ki fail için TCK 31 uygulanacak. benim sorum bundan ziyade hangisinin fail hangisinin mağdur olduğunda. ikisi de şikayet etmek isteyince ne olacak? ilk şikayet eden mi mağdur olacak? bu da pek adaletli olmuyor tabi. işte bu durumda ne olacak? ikisi de 15-18 yaş arası olduğunda durum ne olur? şimdiden teşekkür ederim.
Old 24-04-2012, 12:29   #4
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

İlk şikayetçi olan Savcılıktan soruşturma numarası alır ve müşteki olur.Diğeri ise şüpheli... Daha sonra şikayetçi olan savcılıktan bir soruşturma numarası daha alır ve kendisi şikayetçi diğer taraf şüpheli olur. Bunlar ya savcılık tarafından soruşturma aşamasında birleştirilir veya dava açıldıktan sonra birleştirilir. Dava devam ederken her ikisi de müşteki/sanık sıfatıyla yargılanır.
Sorduğunuz sorunun suç tipiyle pek ilgisi yoktur. Bir kavgada birbirini darp eden veya birbirine hakaret eden kişiler için de durum aynıdır.
Old 24-04-2012, 12:32   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan öğrenci ezgiii
teşekkür ederim öncelikle cevapladığınız için. elbette ki fail için TCK 31 uygulanacak. benim sorum bundan ziyade hangisinin fail hangisinin mağdur olduğunda. ikisi de şikayet etmek isteyince ne olacak? ilk şikayet eden mi mağdur olacak? bu da pek adaletli olmuyor tabi. işte bu durumda ne olacak? ikisi de 15-18 yaş arası olduğunda durum ne olur? şimdiden teşekkür ederim.

Kimin mağdur kimin fail olduğu/olacağı olayın esasından incelenmesiyle anlaşılır. Adliyeye önce varmakla, dilekçeyi önce vermekle ilgisi yoktur.

Bu manada, kimin kimi cinsel ilişkiye sürüklediğinin, olayda etken ve/veya edilgen olduğunun incelenmesiyle mağdur/müşteki ve fail/şüpheli sıfatları ortaya çıkar.

Saygılar.
Old 25-04-2012, 06:44   #6
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Kimin mağdur kimin fail olduğu/olacağı olayın esasından incelenmesiyle anlaşılır. Adliyeye önce varmakla, dilekçeyi önce vermekle ilgisi yoktur.

Bu manada, kimin kimi cinsel ilişkiye sürüklediğinin, olayda etken ve/veya edilgen olduğunun incelenmesiyle mağdur/müşteki ve fail/şüpheli sıfatları ortaya çıkar.

Saygılar.

Katılıyorum. Ancak bir nokta daha var ki; öğrenci arkadaşımın belirttiği gibi bu konu biraz gri bölge. İyi bir yer yakalamışsın öğrenci arkadaşım tebrikler, ancak üstadım da güzel cevaplamış.
Old 28-04-2012, 16:59   #7
garani

 
Varsayılan

bu konu zaten TCK'nun yürürlüğe girdiği dönemde baya bir tartışma konusu yapılan bir konuydu va fakülte hocamız bu konuda bize her ikisinin de fail her ikisinin mağdur olduğunu beyan etmiş idi.İspat açısından soracak olur iseniz zor bir durum elbette ama söz konusu kanun maddesinde öncelik veya sonralığa bakmayarak her ikisi de fail her ikisi de mağdurdur.
Old 17-05-2012, 01:26   #8
Emre Can

 
Varsayılan

Ceza hocamız fail ve mağdur sıfatının aynı şahısta birleşmesi dolayısıyla ceza hukukunun bu tarz olaylara müdahil olmaması gerektiğini söylemişti.
Old 26-09-2012, 18:53   #9
PROMETHEUS_KAWA

 
Varsayılan

sayın füsun sokullu-akıncı hocamızın bu konuyla ilgili mukayeseli hukuktan araştırmaları ve görüşleri mevcut olmakla birlikte;doktrinde tartışmalar devam etmekte,öne çıkan fikirler ise ;birinin erkek olması halinde erkeğin fail olacağı,her ikisi erkekse içlerinden büyük olanın fail olacağı yönünde;tabii ki bu diğer cinsiyetler için de böyle.fikirlerin bu yönde toplanmasının nedeni ise ülkemizin sosyolojik durumudur.
Old 02-10-2012, 13:24   #10
avmurat

 
Varsayılan

Uygulamada rastladığımız bir durum olmakla birlikte erkeğin de kızdan şikayetçi olduğunu ben hiç görmedim. Olsaydı ne olurdu? Bence her ikisinin de ayrı ayrı cezalandırılmasını engelleyen bir düzenleme yok.Kimin eylemi başlattığının da önemi olmadığını düşünüyorum; çünkü tanımlanan suç, şekli bir suçtur.
1-Cebir, hile, tehdit yoksa,
2-Karşı taraf 15-18 yaş aralığındaysa,
3-Cinsel ilişkide bulunulmuşsa,
4-Karşı taraf şikayetçi olmuşsa.
Ceza verilmesini engelleyen bir kural yoktur.
Bunun dışında kızın da ceza almasını engelleyecek bir husus aklıma gelmiyor.Her iki tarafın da şikayetçi olması halinde mahkeme kimin azmettirdiğine bakmamalıdır; çünkü suçun unsurları arasında bu yoktur.Eylemin yapılması yeterlidir.
Diye düşünüyorum, saygılarımla.
Old 07-10-2012, 17:33   #11
alper olgun

 
Varsayılan

A ve B 15-18 yaş aralığındadır. A ve ailesi, B'den şikayetçi olmuştur. Yargılama sırasında B ve ailesi de A'dan şikayetçi olur. Neticede her ikisi de ceza alır.
Old 12-10-2012, 14:27   #12
Avukat7806

 
Varsayılan

Reşit olmayan ve 15 yaşın üzerinde olan 2 kişi cinsel ilişkiye girdiğinde, taraflardan hiç biri ceza almaz. Bu durum suç olmaktan çıkar. Bilginize.
Old 12-10-2012, 17:35   #13
üye25928

 
Varsayılan

Kıymetli THS üyeleri;

Ceza Muhakemesinde bir kişi aynı olayda (davaya konu olan mevzu) hem sanık hem de mağdur olamaz.

Mesela, kişinin kendi kolunu kesmesi sonucunda ortaya çıkan durum.

Ayrıca Anayasamız gereğince esasında Anayasa bir tarafa, insanın doğası gereği, bu tarz bir durumda erkek faildir demek veya ikisi de kız/erkek ise büyük olan faildir demek, evrensel hukuk normlarına aykırı düşmektedir.

Zira buradaki cinsel ilişki, eşit şart ve koşullardaki iki kişinin birlikte icra ettiği bir eylem sıfatındadır. Hal böyle iken, aynı koşul ve şartlar altında taraflardan birine, cinsiyetinden dolayı ayrım yaparak diğerini mağdur kabul etmek, hukuk ile bağdaşmaz.

Esasında bu kadar basit ve açık bir mevzunun dahi Türk Hukuk camiasında 2005 yılından beri tartışılarak sonuçlandırılamaması da ayrı bir esef konusudur. İlerleyen vakitlerde gelecek nesiller bugün bu konuda olduğu gibi yapılan tartışmalardan, hukuk ve adalet seviyemizi çok açık bir şekilde tespit etme imkanı bulacaklardır.

Yargılama esnasında esasen iki kişinin de 15 18 yaş aralığında bulunması şahsi kanaatimce Yargılama engelidir.

Çünkü bir kişi birlikte yapılan bir eylemin sonucunda hem sanık olup ceza alıp hem de mağdur olup fiili birlikte icra ettiği kişinin de ceza almasına sebebiyet vermesi mantık dışıdır.

Bu olay iki kişinin birlikte, isteyerek kendi ellerini yan yana koyup, bir testere ile testerenin her iki ucundan ikisinin diğer ellerinin tutması suretiyle, ellerin kesilmesi sonucunda, her ikisinin de cezalandırılamamasına bir örnektir.

Sizin mantığınıza göre, bu ellerin kesilmesi olayında A şahsı B'nin elini kestiği için, B şahsı da A nın elini kestiği için ceza almalıdır.

Kıta Avrupası hukuk sistematiğinde maalesef düşüncenizin aksi kanaatte olan "bir kişi aynı davada hem müşteki hem sanık olamaz." savı hakimdir.
Old 15-10-2012, 00:45   #14
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Konunun teknik yanına değinmek gerekiyor. Teknik deyince de, hemen somut makineler değil, tüm olayların ekonomik, çıkar ilişkilerine dayalı olmasının getirdiği sosyolojisinin de incelenmesini anlamalıyız. Örneğin, kendi bahçesini kirletme niyetinin akıl dışılığı, kendi kolunu kesme fiilini, bu denli çok istemenin doğasını.
Yani girift, çapraşık, paradoks gibi gözüken bir olayda, maddî olarak etkilenmenin ölçülerine, birincil etkilenenlerle ikincil konumdakilerin durumuna bağlı bir usavurum başlatılmış gibi duruyor..
Böylece sorun, hukuksal olmaktan çok daha öncelere; insanın doğasına, ailenin kuruluşuna, reşit olmanın ilkelerine kadar gerilere giden bir sistemin çözülmesini gerektiriyor.
Kaynaklar:
---------------------
Kaynaklar:
1-Zeki Hafızoğulları, “BEŞERİ CİNSELLİK VE YENİ TÜRK CEZA KANUNU”
2-Devrim Aydın, “TCK’da Kadın Bedeni ve Cinsellik”
3-Mehmet Akarca, "ÇOCUKLARIN CEZA HUKUKUNDAKİ YERİ VE ÇOCUKLARIN KORUNMASI"
Old 17-10-2012, 16:54   #15
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Raşit Tavus
Yargılama esnasında esasen iki kişinin de 15 18 yaş aralığında bulunması şahsi kanaatimce Yargılama engelidir.

Böyle bir yargılama engeli yasal olarak düzenlenmemiştir.

Alıntı:
Kıta Avrupası hukuk sistematiğinde maalesef düşüncenizin aksi kanaatte olan "bir kişi aynı davada hem müşteki hem sanık olamaz." savı hakimdir.

Karşılıklı işlenen suçlar açısından (karşılıklı hakaret, tehdit, yaralama gibi) bir kişinin hem şikayetçi hem de sanık mevkiinde olması hukuken pekala mümkündür.
Old 17-10-2012, 21:32   #16
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Gerçekten de karşılıklı işlenen suçlarda, aynı anda aynı kişinin farklı taraflarda bulunamayacağı mantıklı bir çıkarım gibi düşünülür. Ancak hem suçun hangisinin gerçek (gerçek failin hangisi) olduğu ortaya çıkabileceğinden, hem de karşı tarafın da mağduriyetine rağmen tahrikâtla birlikte aynı anda aynı tepkiyi göstermesi mümkün olacağından; aynı tarafın mağdur/fail olması da olasıdır. Aşağılanmayı kabul edemeyenin, aşağılayanı aşağılama gibi bir suça eğilim göstermesi beklenir.
Old 18-10-2012, 08:14   #17
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Böyle bir yargılama engeli yasal olarak düzenlenmemiştir.



Karşılıklı işlenen suçlar açısından (karşılıkllı hakaret, tehdit, yaralama gibi) bir kişinin hem şikayetçi hem de sanık mevkiinde olması hukuken pekala mümkündür.


Sayın Ömer Güntay,

Hangi yargılama engeli teknik açıdan kanunda bir başlık altında düzenlenmiştir? Bahsettiğimiz konu Ceza muhakemesi Hukukuna hakim evrensel ilkelerle alakalı bir durum.

İkinci paragrafta bu suçun karşılıklı işlendiğini yazmışsınız. Sanıyorum ki teknik açıdan yanılgıya düştüğünüz nokta burası. Zira bu suç karşılıklı işlenen suçlardan değil. Çünkü karşılıklı işlenebilen suçlar teknik açıdan tek kişiyle de işlenebilir. Dolayısıyla burada tartışmakta olduğumuz suç tipi, kişinin tek başına işleyebileceği bir suç değil. Bu suç ancak ve ancak iki farklı kişinin birlikte isteyerek aynı iradeyi göstererek işleyebilecekleri suç.

Zaten suç kapsam açısından 15-18 yaş aralığında biri ile 18 yaşından büyük biri arasında vuku bulduğunda küçük kişinin gelişmemiş algı yeteneği, deneyimsizliği gibi durumlar nazara alınarak düzenlenmiştir. Ve Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilen 2. fıkrasında da fail 23 yaşından büyükse bir artışa gidilmesi öngörülmüştür. İlgili maddenin gerekçesine de baktığımız vakit söz konusu suçun düzenleniş amacının 18 yaşından büyük biri ile reşit olmayan bir çocuk arasındaki ilişkiyi konu aldığını rahatlıkla görebiliriz.

Zira işbu maddeyi yazan komisyon üyeleri de zaman zaman konferanslarında bu konu sorulursa, düzenleme amaçlarını iki reşit olmayan kişi arasındaki ilişki için düzenleme yapmadıklarını zaten bu durumda yargılama olamayacağını ifade ediyorlar.
Old 18-10-2012, 23:23   #18
seçil öğün

 
Varsayılan

18 olarak belirttiğimiz kisi reşit ise,15 yaşındaki soruşturma aşamasında şüpheli sıfatını almayacaktır. Şayet 15 olarak belirttiğimiz kisi ise 15 yaşını doldurmuş ve şikayetçi değilse bu durumda zaten soruşturma konusu olmayacaktır. Ancak 15 yaşını dolduranın anne/babası şikayetçi olur ise soruşturma açılacak ve 18 yasindaki sanik olarak yargilanacaktır. Aynı şekilde diğeri de reşit degil ve kendisi yada anne/babası şikayetçi olur ise her ikisi de müşteki sanik olacaktır. Ancak bugüne kadar tck 104 anlaminda müştekinin erkek, sanığın bayan olduğu bir ceza davasi ile karşılaşmadığını söylemeden geçemeyeceğim. Düşündürücü....
Old 19-10-2012, 10:12   #19
yildirimaslan

 
Varsayılan

Hakan Hakeri öğrencisiydim ve bu soruyu yönelttiğini iyi hatırlıyorum.. cevap 'her ikiside mağdur' tarafındadır şeklindeydi..
Old 19-10-2012, 12:33   #20
Gemici

 
Varsayılan

Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Madde şanssız ve hukuk teknıiği bakımından doğru olmayan bir şekilde düzenlenmiş benim düşünceme göre.
1. 'Cebir, tehdit ve hile olmaksızın' demekle her iki tarafın rızasının var olduğu bir durum kast ediliyor. Alan memnun veren memnun.
2. Alan ve verenin memunun olduğu bur durumda, taraflar seslerini çıkarmadıkları sürece ortada herhangi bir problem yok.
3. Problem taraflardan birisinin şikayet etmesi sonucu ortaya çıkıyor.
4. Sayın yasa koyucumuza sormak gerekir: 'Ey Sayın Yasa Koyucu, kendi rızası ile bir eylemde bulunan veya bir eyleme müsaade eden kişinin sonradan bu rızadan vaz geçmesini hangi hukuki gerekçeye dayanarak koruyorsun?'

Not: Bu şekilde bir düzenleme Alman, İsviçre ve Avusturya hukuklarında yok. İsviçre hukuku 16 yaşın altındaki bir çocukla cinsel ilişkiyi, çocukla diğeri arasında 3 yaş farkı olmadığı durumlarda ceza öngörmüyor. Avusturya 14 yaşın altındaki çocuklarla cinsel ilişkiyi yasaklıyor. 16 yaşını bitirmemiş olanlara gerçekleştirilen cinsel ilişkinin cezalandırılması için failin küçüğün gelişmemiş olmasınından, yaptığı eylemin sonuçlarını kavrıyamamasından faydalanmasını şart koşuyor.

Saygılarımla
Old 19-10-2012, 12:43   #21
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Madde şanssız ve hukuk teknıiği bakımından doğru olmayan bir şekilde düzenlenmiş benim düşünceme göre.
1. 'Cebir, tehdit ve hile olmaksızın' demekle her iki tarafın rızasının var olduğu bir durum kast ediliyor. Alan memnun veren memnun.
2. Alan ve verenin memunun olduğu bur durumda, taraflar seslerini çıkarmadıkları sürece ortada herhangi bir problem yok.
3. Problem taraflardan birisinin şikayet etmesi sonucu ortaya çıkıyor.
4. Sayın yasa koyucumuza sormak gerekir: 'Ey Sayın Yasa Koyucu, kendi rızası ile bir eylemde bulunan veya bir eyleme müsaade eden kişinin sonradan bu rızadan vaz geçmesini hangi hukuki gerekçeye dayanarak koruyorsun?'

Not: Bu şekilde bir düzenleme Alman, İsviçre ve Avusturya hukuklarında yok. İsviçre hukuku 16 yaşın altındaki bir çocukla cinsel ilişkiyi, çocukla diğeri arasında 3 yaş farkı olmadığı durumlarda ceza öngörmüyor. Avusturya 14 yaşın altındaki çocuklarla cinsel ilişkiyi yasaklıyor. 16 yaşını bitirmemiş olanlara gerçekleştirilen cinsel ilişkinin cezalandırılması için failin küçüğün gelişmemiş olmasınından, yaptığı eylemin sonuçlarını kavrıyamamasından faydalanmasını şart koşuyor.

Saygılarımla

Düzenleme ile yasakoyucu, onbeş yaşını tamamlamış olanların, bu konuda biyolojik ve psiko-sosyal etmenler çerçevesinde sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmadığını, yasal bir faraziye olarak kabul etmiştir.
Old 19-10-2012, 21:05   #22
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Düzenleme ile yasakoyucu, onbeş yaşını tamamlamış olanların, bu konuda biyolojik ve psiko-sosyal etmenler çerçevesinde sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmadığını, yasal bir faraziye olarak kabul etmiştir.

Yasakoyucu, "Cebir, tehdit ve hile olmaksızın" kendi rızası ile başkası ile cinsel ilişkiye giren onbeş yaşını bitirmiş olan çocuğun, cinsel ilişkiden sonra biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinden kurtulacağını, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olacağını ve buna dayanarak cinsel ilişkiye girdiği kimseyi şikayet edeceğini mi kabul etmiş oluyor peki?

Saygılarımla
Old 19-10-2012, 21:48   #23
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Yasakoyucu, "Cebir, tehdit ve hile olmaksızın" kendi rızası ile başkası ile cinsel ilişkiye giren onbeş yaşını bitirmiş olan çocuğun, cinsel ilişkiden sonra biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinden kurtulacağını, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olacağını ve buna dayanarak cinsel ilişkiye girdiği kimseyi şikayet edeceğini mi kabul etmiş oluyor peki?

Saygılarımla

Yok, sadece fiili suç sayıyor ve faili cezalandırıyor. Ceza kanunu, fiili mağdur etkilense de etkilenmese de cezalandırır. Etkinin mahiyeti bazı durumlarda cezaya tesir eden bir sebep olarak tanzim edilmiştir ancak. (Mesela m.103/6) Dediğim gibi 15-18 yaş arası cinsel davranışlar açısından hala koruma alanında mülahaza edilmiş yasada..
Old 22-10-2012, 14:42   #24
Av. Fatih KOCATÜRK

 
Varsayılan

Kesinlikle önce davranan müşteki olur, diğeri şüpheli..
Old 23-10-2012, 08:00   #25
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Fatih KOCATÜRK
Kesinlikle önce davranan müşteki olur, diğeri şüpheli..

Neden?

Pekiyi biri bu olaydan sonra kaza geçirdi, rapor aldı, iş göremez raporu?

Bu sırada diğeri başvuruda bulundu. Diğeri de raporu biter bitmez başvuru da bulundu, hangisi müşteki o zaman ve neden müşteki?
Old 23-10-2012, 08:39   #26
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

burada, 'silahı önce çeken', 'kurşunu ilk yiyen' anlamında bir zamanlama konusuna girilmesi yersizdir. çünkü, 'karşılıklı rıza' zaten öncelik durumunu yutar.

şikayetlerse, her ikisi de 15-18 olduğundan, daha çok mağduriyetlere ilişkindir. her ikisinin de toplumun evlendirme kurallarına göre, geleceği olmayan bir işe bulaştıklarından (bunu düşünecek yaşta olmadıklarından) mağdur oldukları da açıktır.

eğer yasa koyucu, 15-18 arasında olan her ikisi için de ailevî şikayetleri engelleyecek bir düzenleme öngörmüyorsa; vicdan, karşılıklı suçluluğun ve mağduriyetlerin 'aynı andalığına' ve karşılıklı rıza' oluşuna bakarak bu durumda şikayetlerin gerçekliği sorgulanır. biri veya her ikisinin zorlama olmaksızın gerçekleştiğine dair ispat olduğunda, şikayetlerin yersizliğine hükmeder.

çünkü aileler, olay sonrasında, tanık veya görsel deliller yok olduktan sonra psikolojik patlama ile birlikte şikayet sürecini başlatmaktadır. çoğu kez ispatı mümkün olmayan bu durumlar için, (çoğu kere yapay) tanıkların, sonradan üretilmiş delillerin öne sürülmesi muhtemeldir. ancak (fizikî delillere erişme teknolojisine sahip olmayan) geçmişteki muhakeme süreçlerinin, yalancı tanıklarla çoğu kez erkek olanı mahkum etmesinin yeterli görüldüğü sabittir. neredeyse yargı vicdanının, toplum vicdanına eşitlendiği veya böyle kabul gördüğü sonuçlar üretmesinin, yasa koyucuyu bile yeni düzenlemeler yapmasından alıkoyduğu düşünülebilir.
Old 23-10-2012, 21:20   #27
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Alıntı:

“Zira işbu maddeyi yazan komisyon üyeleri de zaman zaman konferanslarında bu konu sorulursa, düzenleme amaçlarını iki reşit olmayan kişi arasındaki ilişki için düzenleme yapmadıklarını zaten bu durumda yargılama olamayacağını ifade ediyorlar.”
"Aynı şekilde diğeri de reşit degil ve kendisi yada anne/babası şikayetçi olur ise her ikisi de müşteki sanik olacaktır. Ancak bugüne kadar tck 104 anlaminda müştekinin erkek, sanığın bayan olduğu bir ceza davasi ile karşılaşmadığını söylemeden geçemeyeceğim. Düşündürücü...."
"Kesinlikle önce davranan müşteki olur, diğeri şüpheli..."
"Pekiyi biri bu olaydan sonra kaza geçirdi, rapor aldı, iş göremez raporu? Hangisi / niçin müşteki?...."

..................

Değerlendirmeler:

Görüldüğü üzere yargıya başvuru, sadece tarafların adlandırılması / sıfatlandırılması (mahkemede çağrılması) için konulmaktadır. Asıl mesele ise bu tanımların, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ortaya çıkaracağı tek veya çift sıfatlı durumlarıdır. Burada, 'silahı önce çeken', 'kurşunu ilk yiyen' anlamında bir zamanlama konusuna girilmesi yersizdir. çünkü, 'karşılıklı rıza' zaten öncelik durumunu yutar. Eğer çift taraflı rıza yoksa, tek (kadın) taraflı bir şikayetin varlığı kaçınılmazdır; genelde önceliği kız tarafı alır ve bayan müşteki, erkek şüpheli/sanık olarak ortaya çıkar. Ancak bu, her ne kadar önyargılı olarak erkeğin suçlu görülmesine yol açabilse de, genelde kız tarafının rızalı olduğunun perdelenmesi için de kullanılır.

Fizyoloji gereği erkeğin kadına yönlendiği dikkate alındığında, elbette ki normal şartlarda; 'müştekinin erkek, sanığın bayan olduğu bir ceza davası' oluşamaz. Esasen karşı şikâyetin olması, diğer tarafın da kendisini kurtarma amacını taşıyan bir işlem olmaktan /hukukta paradoks yaratıp davayı düşürmekten/ başka anlam taşımayacaktır. Ancak kovuşturma evresinde şikâyetin gerçekliğine hükmedilecek; kanıtlanması halinde bir tarafın şikâyeti doğru, diğeri yanlış /iftira/ olarak kesinleşecektir.

Mevcut mevzuat, fizyolojinin etkisinde kalarak, erkek şüpheliyi varsaymaktadır. Yani, kadın tarafının saklı rızasını perdelemek, yahut erkek tarafını kurtarmak için kullanılan karşı şikâyet tekniği; mevzuattaki açığı kullanarak, mevcut durumun çözümünü var göstermektedir. Oysa gerçekte bu paradoks, çözümsüzdür. Birkaç fâcia daha yaşanmadan 15-18 yaşın (ergen cinselliğindeki serbestiler veya kısıtlamalar) durumu yasa koyucu tarafından âcilen ele alınmalıdır.
Old 27-10-2012, 23:59   #28
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Alıntı:

“Düzenleme ile yasakoyucu, onbeş yaşını tamamlamış olanların, bu konuda biyolojik ve psiko-sosyal etmenler çerçevesinde sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmadığını, yasal bir faraziye olarak kabul etmiştir.”
............
“Yasakoyucu, "Cebir, tehdit ve hile olmaksızın" kendi rızası ile başkası ile cinsel ilişkiye giren onbeş yaşını bitirmiş olan çocuğun, cinsel ilişkiden sonra biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinden kurtulacağını, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olacağını ve buna dayanarak cinsel ilişkiye girdiği kimseyi şikayet edeceğini mi kabul etmiş oluyor peki?”

-------------------------------------

Değerlendirme:

Anlaşılıyor ki; 15-18 yaşları arasında bulunan her iki taraf da “biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinde olan, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmayan” kişiliği haizdir.

Aktif olan yani (şikâyete yol açan) taraf da böyle olunca; 15-18 yaşındaki (muhtemelen suçlanacak) bireyin cezalandırılması için mevzuat, ergene uyumlu ıslâh edici hükümleri burada işletmekte midir?

Aksine, yeni Türk Ceza Yasasının, 15-18 arası yaş dönemi için kanunla değiştirilen şeklinde de; sadece 1/3 oranına gönderme yapan indirimler söz konusudur. Aslında tam da bu noktada; “dürtü kontrolünün yetersiz olması nedeniyle” cezada indirim yapıldığına dikkat çekilmelidir.

Çapraz yaş gruplarının birbirine karşı işleyeceği suçlarda; her biri, kendi yaş aralığına karşılık gelen cezalara matuf olacağından; mağdurun grubu düştükçe failin yükü artacaktır. Bu artışın tek üst limiti 12 yıl olup, fazlasına dayanamayacağı yahut ıslâh olacağı varsayılmıştır. Daha küçük (mağdur) olanın bulunduğu grup aşırı ceza gerektirdiğinden; büyük (fail) olanın ara gruplarda olması önemli değildir.

Aynı yaş grubuna farklı uygulama olarak değerlendirilmesi gereken bu aktif/pasif muhalefette; aktif olanın da, aynı yaş grubunun biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerine maruz kalacağına ilişkin bir kabullenme yoktur.

Henüz oy verme ve araba kullanma yetkinliğinde olmayan, ergen kişiliklerini geliştirmeyi, ebeveyninden ders almayı sürdüren bir grubun; yetişkinlerin yetkinlikle işlediği suçlar gibi değerlendirilerek aldığı cezalarla, yetişkinlerin ortasında aynı muameleye tabi tutulması sonucu doğar. Yetişkinlere, bu dürtüleri nedeniyle erken katılırlar; muhtemelen kendi yaş grubunun öğrenmeye /keşfetmeye dayalı (kendilerini karşı cinse hazırlamalarına yönelten) oyunlarının yol açtığı kazaların, kasti suçlarla aynı kefeye konulması anlamına da gelir.

Nitekim, “Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2012’de çocuklar için önemli bir karar verdi. Yargıtay, 15 yaşından büyük ve 18 yaşından küçükler için “sanık” ifadesinin kullanılmasını hukuka aykırı buldu. Yargıtay, kanunlarda suç sayılan fiilleri işledikleri için soruşturma ve kovuşturma yapılan 18 yaşından küçükler için “suça sürüklenen çocuk” ifadesi kullanıldığını hatırlattı.”
Old 28-10-2012, 13:47   #29
seçil öğün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Fatih KOCATÜRK
Kesinlikle önce davranan müşteki olur, diğeri şüpheli..
Böyle bir genelleme yapmak hatta kesin yargı oluşturmak hatalı. Bilindiği üzere şikayet kolluk kuvvetlerine yapıldıysa, fezlekeyi hazırlayanlar hukukçu değil, memurdur. Müşteki şüpheli ayrımını yanlış yapmış olsalarda, savcilik aşamasında bu hata duzeltilecektir.
Kimin öncelikle şikayetçi olduğunun hiç bir önemi yoktur.
Kanun maddesinde suçun failinin de magdurunun da tanımı açıktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Reşit olmayanla cinsel ilişki gastamoney Ceza Hukuku Çalışma Grubu 20 13-05-2014 16:49
reşit olmayanla cinsel ilişki miraypamuk Hukuk Sohbetleri 30 23-11-2012 00:21
Reşit olmayanla cinsel ilişki üye29588 Meslektaşların Soruları 9 17-06-2011 17:53
15-18 yaş arası çocuklar ve cinsel davranışlar Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 7 17-09-2010 10:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09838605 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.