istirdat davası için süreyi kaçırmış bir kimse sebepsiz zenginleşme davası açabilir mi

Sayın meslektaşlarım merhaba,

Soruma konu somut olay şu şekilde gelişiyor: esnaf olan müvekkil 2007 yılında bir bankadan taşınmaz teminatlı bir ticari kredi kullanıyor. birkaç ödemeyi vadesinde gerçekleştiremeyince banka müvekkilin hesabını katediyor ve icra takibine başlıyor. Müvekkil uzunca süre ekonomik güçlük içinde olduğundan ödeme yapamıyor. Neden sonra Temmuz 2012'de eline toplu bir para geçiyor ve banka vekilini arayıp borcunu kapatmak istediğini söylüyor. Vekil bir protokol hazırlayıp müvekkili çağırıyor. Ödeme sırasında müvekkil, bir değil üç kredi için takip yapıldığını ve diğer iki kredinin kendisinin çektiği krediden birkaç gün sonra sahte imzayla kullanıldığını fark ediyor. Ne var ki müvekkil banka vekilinin çok uzun zaman olmadığı ve ödeme yapılmazsa artık haciz ve muhafaza yapılacağını söylemesi üzerine ödemeyi yapıyor.

Soruma gelince: Burada İİK m.72'ye göre istirdat davası açma süresi geçmiş olduğu halde -6098 Sayılı TBK'de sebepsiz zenginleşme davası açma süresi 2 yıla çıkarıldığından- yine de sebepsiz zenginleşme davası açılabilir mi?
Yoksa ilk yol yerine suç duyurusuyla birlikte haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat davası açmak mı yararlı olur?

Suç duyurusu yapmanız halinde, imza karşılaştırması yapıldığında imza müvekkilinize ait çıkmazsa banka ile pazarlık şansınız olabilir ve dava açmaksızın masada bu işi çözebilirsiniz kanaatindeyim

Üstadım, yanıtınız için teşekkürler. Bankaya ihtarname göndererek işe başladık ancak henüz bir yanıt yok. Sonraki adımda bir süre daha bekleyip suç duyurusunda bulunacağız, akabinde de dava açacağız. Mahkeme bu davada sebepsiz zenginleşme olmadığına kanaat getirse dahi haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat olarak davayı kabul edecektir beklentisi içindeyim.

6098 deki 2 yılı kullanabilmeniz için sebepsiz zengileşme tarihi bk nın yürürlüğe girmesinden sonra olması gerekir (ödeme tarihi)
Ancak eğer imzalar sahte ise özel evrakta sahtecilik, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluştuğu bu sebepten uzamış ceza zamanaşımından faydalanatak alacak davası açabileceğinizi düşünüyorum.

Ödeme yaparken hazırlanan protokol ve sonucunda düzenlenmiş olması muhtemel ibranamelerin önem taşıdığını düşünüyorum. Şayet söz konusu protokol ve varsa ibranamalerde, imza sahteciliği yapıldığını düşündüğü kredilerin de kendi tarafından kullanıldığını beyan edip bankayı bu yönden ibra etmişse, ödenen pararnın bankadan herhangi bir yolla istirdadının mümkün olmadığı kanaatindeyim.

Ancak imza sahteciliğini yapan failin tespiti durumunda, şahıs atılı suçtan cezalandırılırsa, uğranılan zararın kendisinden tazmini mümkün olacaktır.

Sayın "olgu", ödeme tarihi 26 Temmuz 2012, dolayısıyla 6098 Sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra ödeme gerçekleşmiş.

Sayın "ssi", protokolde sadece ilgili icra dosyalarının numaraları, ödenecek bedel ve bankanın müvekkili ibra ettiği kaydı var. Borçlunun alacaklıyı ibra etmesi hukuken söz konusu olamaz, kaldı ki burada bir haksız fiil mevcut, bu nedenle müvekkilin protokolü çekince belirterek imzalayıp imzalamadığının önemi olmadığı kanaatindeyim.