Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra Takibi Sırasında Alacaklının Ölümü

Yanıt
Old 06-04-2006, 20:54   #1
Hoca

 
Varsayılan İcra Takibi Sırasında Alacaklının Ölümü

Derdest icra takibi sırasında alacaklı müvekkilimiz öldü. Sağ kalan eşi ve reşit 3 çocuğu olmak üzere 1/4 paylı 4 mirasçısı var. Bizim takip dosyasındaki vekaletnamemiz ölen müvekkil ile sağ kalan çocuklarından birisinin müşterek verdiği vekaletname. Ancak takip dayanağı senet ve icra takibinin alacaklısı ölen müvekkil. Araştırmama rağmen bulamadığım soru şu; "Takibe bu hali ile devam edebilir miyiz? Takip borçlusunun merciye gitmesi halinde "takibin durdulması vs." karar çıkar mı? Mirasçıların tamamının vekaletini almamız mümkün değil. Bir kısmının aralarında husumet var. Takibi bu hali ile sonuçlandırıp, tahsil olunan miktarı miras hisseleri oranında mirasçılara ödemek üzere işlemleri yürütebilir miyiz? Prof. Baki Kuru hoca "zorunlu takip arkadaşlığı" ndan söz ediyor. Ancak ayrıntılı açıklama yok. Av. Talih Uyar'da buna ilişkin bir içtihat bulamadım. Özellikle borçlu tarafın girişimde bulunması halinde (bu olası) yürürtmekte olduğumuz işlemlerde hukuki ya da mesleki bir sorunla karşılaşabilir miyiz? Buna ilişkin içtihat ya da önerisi olan sayın meslektaşların yardımları için şimdiden teşekkürler. (06.04.2006)
Old 07-04-2006, 04:34   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan MÜvekkİlİn ÖlÜmÜ

VEKALETİN DEVAM ETMESİ
Sn. Necdet Basaran
Borçlar Kanunun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre vekalet sözleşmesi tarafların karşılıklı güvenine dayanır, bunun doğal sonucu olarak vekalet sözleşmesinden doğan hak ve borçlar tarafların kişiliğine sıkı surette bağlı bulunmaktadır. Vekil eden, güvenini taşıyan bir kişi seçip, işin görülme biçimi hakkında talimat vermektedir. Vekil edenin ölümü iş görmenin yapılma biçiminde egemen olan iradeyi ve yararı ortadan kaldıracağından, hatta görevin devamını imkânsız hale getireceğinden vekalet sözleşmesini sona erdirir.
Ancak, vekalet sözleşmesinin VEKİL EDENİN ölümünden sonra da devam edeceği sözleşmede kararlaştırılmış veya işin niteliğinden anlaşılıyorsa vekalet sözleşmesinin devam edeceği 7.12.1940 tarih 938/20 Esas-1940/87 karar sayılı inançları Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bilimsel görüşler de bu doğrultuda gelişmiştir. Nitekim, bu ilke BK.nın 35.maddesi ile eş anlamda hüküm getiren aynı yasanın 397/1 maddelerinde (hilafı mükaveleden veya işin maliyetinden anlaşılmadıkça vekalet gerek vekilin gerek müvekkilinin ölümü ile... nihayet bulur.) şeklinde açıklanmıştır.

YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1938/20, K. 1940/87, T. 7.12.1940

1-Vekil edenin ölümünden sonra dahi taşınmaz malının başkasına satışına ve ferağının verilmesine dair olan vekalet ilişkisinin süregeleceği taraflar arasında kararlaştırılmışsa ölümden sonra da vekilin yetkileri süregelir.
2-Ancak miras bırakanın ölümüyle, görevden alma ( azil ) hakkı mirasçılara geçtiğinden bunlar vekili işten uzaklaştırabilirler.

Tahsil olunan miktarı miras hisseleri oranında mirasçılara ödemek konusunda dikkatli olunması gerekir.
Kolay gelsin.
Saygılar
Old 07-04-2006, 09:14   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın necdet basaran

Sayın Av. Hulusi Metin'in görüşüne katılıyorum: İşin mahiyetinden aksi anlaşılırsa vekil edenin ölümü ile vekalet sona ermez; devam eder. Ama sizin olayınızda işin mahiyetinden anlaşılan o ki, bazı mirasçılar takibe devam etmek istemiyorlar. Bu durumda tüm mirasçılar adına takibe devam etmeniz mümkün görülmüyor.

Aşağıdaki kararı da aydınlatıcı olması nedeniyle aktarıyorum. Saygılarımla

YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas: 2004/4922 Karar: 2004/5511 Tarih : 13.9.2004
• ÖLÜ KİŞİ ADINA İPTAL VE TESCİLE KARAR VERİLMESİ ( Davacının Dava Açılmasından Sonra Ölmesi - Mirasçılarından Vekaletname Alınmadan Davaya Devam Olunarak Yazılı Şekilde Hüküm Kurulmuş Olmasının Doğru Olmadığı )
• DAVACININ DAVA AÇILMASINDAN SONRA ÖLMESİ ( Vekalet İlişkisinin Son Bulacağı - Mirasçılarından Vekaletname Alınmadan Davaya Devam Edilemeyeceği )
• VEKALET İLİŞKİSİNİN SON BULMASI ( Davacının Dava Açılmasından Sonra Ölmesi - Mirasçılarından Vekaletname Alınmadan Davaya Devam Edilemeyeceği )
• VEKİL EDENİN ÖLÜMÜ ( Aksi Sözleşmeden ve İşin Mahiyetinden Anlaşılmadıkça Vekalet İlişkisinin Son Bulacağı )
" Dosya arasındaki aile nüfus kayıt örneğine göre; davacı davanın açılmasından sonra ölmüştür. Kayden belirlenen bu duruma karşın mahkemece davaya devam olunarak ölü kişi adına iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir. Ölüm ile kişilik son bulur. Ölü bir kişi herhangi bir hakkın sujesi olamayacağına göre, onun açmış olduğu davaya devam edilemez Bu şekilde yürütülen bir dava sonunda ölü kişi aleyhine hüküm kurulamaz. Borçlar Kanununun 397. maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur. Mirasçılarından vekaletname alınmadan davaya devam olunarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Old 07-04-2006, 11:26   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Yargıtay bir kararında, dava devam ederken müvekkilin ölmesi üzerine davacı vekillerinin "müvekkilimiz ölmüştür davadan feragat ediyoruz" diyerek ölen kişi (aslında halefleri) aleyhine kesin hüküm oluşturmalarını, vekillerin vekalet akdinde özensizlik ve tecrübesizlik göstermiş olmaları olarak nitelemiştir.Bu nedenle müvekkilin ölümü halinde vekillerin sorumluluğu bir süre daha devam etmektedir. Özellikle acil durumlarda işlem yapmaları gerekmektedir. Bu sorumluluk mirasçıların davaya devam etmeyecekleri ve vekile vekalet vermeyeceklerini açıkladıkları ana dek sürer kanısındayım.
Bu itibarla, mirasçılara taahhütlü mektupla veya noterden ihtar çekerek vekalete icazet verip vermeyeceklerinin sorulmasının en azından sorumluluktan kurtulmak için yapılması gereken bir işlem olarak görüyorum.

Kolay Gelsin
Old 07-04-2006, 13:03   #5
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sn.necdetbasaran;
Bu aşamada yapılması gerekenin zorunlu takip arkadaşlığı gereği ya tüm mirasçılardan vekaletname almak bu mümkün olmadığı takdirde terekye mümessil tayininin sağladıktan sonra işlemlere devam edilebilir düşüncesindeyim.
Old 08-04-2006, 20:34   #6
Hoca

 
Varsayılan Ek Açıklama

Konuya ilgi gösteren tüm meslektaşlara saygılar.
Somut olay ile ilgili olarak şunu eklemek isterim. Takibin içinde bulunduğu aşama "mahcuzların satışı" aşamasıdır ve satışa çok kısa bir süre var (mahcuzları alacağa mahsuben almaz isek satış düşer, başka alıcı çıkma olasılığı çok zayıf). Dört mirasçıdan sadece birisine ulaşmakta sorun var. Ulaşılabilecek üç mirasçının "takibe devam edilmemesi" gibi bir talepleri olmaz... Sadece aralarında sorun var... Bu durumda "terekeye mümessil tayini", "ihtarname sureti ile vekaletname verilmesi talebi" gibi işlemler takip muamelelerinin yürümesinde sorun ve gecikmeye meydan verirse takibin başarı ile sonuçlanmasında zaafiyet ortaya çıkmaz mı ve bu durum başka bir yönden mesleki sorumluluk getirmez mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Takibi mehmetaytekin Hukuk Soruları Arşivi 8 14-03-2007 12:35
İcra Emrinde Alacaklının Vergi Kimlik Numarasının Olmamasının Takibe Etkisi? Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 5 07-10-2006 02:26
İcra takibi ve vekalet ücreti hukukçu42 Meslektaşların Soruları 2 05-09-2006 19:57
Köy Tüzelkişiliği Aleyhine İcra Takibi aeyesilkaya Meslektaşların Soruları 2 23-06-2005 15:38
Derneklere Yönelik İcra Takibi taskapan Meslektaşların Soruları 4 17-06-2005 14:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05915403 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.