Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

olası kast-bilinçli taksir ayırımı

Yanıt
Old 17-05-2007, 20:50   #1
v.emre

 
Varsayılan olası kast-bilinçli taksir ayırımı

ceza mahkemelerinde hakimler karşılarına gelen benzer olaylarda bazen olası kasta göre hüküm vermekte bazen de bilinçli taksir hükümlerine göre karar vermekte.bu ayırım neye göre yapılmakta?
Old 18-05-2007, 13:43   #2
dark

 
Varsayılan

Alıntı:
Kast:tipiklikte yer alan objektif unsurların sanık tarafından bilinmesi ve istenmesidir.Sanık, yaptığı hareketi,hareket sonunda meydana gelecek sonuçları bilerek ve isteyerek yaptığı takdirde kasten hareket etmiş olur.
Olası kast: Suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörüldüğü halde kişi sonucu istememesine rağmen fiili işlemektedir.Diğer bir deyişle ,fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir.


Konu ile ilgili madde gerekçesi aşağıdadır..
MADDE 21.– Kast, kişi ile işlediği suçun maddî unsurları arasındaki psikolojik bağı ifade etmektedir. Suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi, kastın varlığı için zorunludur. Suç tanımında yer almakla birlikte, fiilin ifade ettiği haksızlık üzerinde etkili olmayan koşulların gerçekleştiğinin bilinip bilinmemesi, kastın varlığı açı*sından önem taşımamaktadır. Örneğin objektif cezalandırılabilme koşulunun arandığı suçlarda bu koşulun veya şahsî cezasızlık sebebinin fail tarafından bilinmesi gerekmez.
Madde metninde doğrudan kasttan ayrı olarak olası kast da tanımlan*mıştır.
Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullen*mektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygu*lamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kır*mızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticele*rinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.
Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesin*den çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.
Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü ge*rekir.
Suçun olası kastla işlenmesi durumunda temel cezada indirim yapıl*ması öngörülmüştür.
Kasten işlenebilen suçlar, ilke olarak hem doğrudan hem de olası kastla işlenebilir. Ancak, kanundaki tanımında “bilerek” ifadesine yer veril*miş olan suçlar sadece doğrudan kastla işlenebilir. Örneğin iftira suçunda, failin suçsuz olduğunu “bilerek” kişiye suç isnat etmesi gerektiğinden, bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir.

Alıntı:
Bilinçli taksir : kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın ,neticenin meydana gelmesi halinde meydana gelen fiil.
Taksirin unsurları : suç ve ceza yasada düzenlenmiş olmalı,dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmamış olmalı,sonuç öngörülebilir olmalı, hareket istenmiş ,sonuç istenmemiş olmalı,hareket ve sonuç arasında nedensellik bağı bulunmalı..
Konu ile ilgili madde gerekçesi aşağıdadır..
MADDE 22.– Madde metninde taksire ilişkin hükümlere yer veril*miştir.
Suçlar, kural olarak kasten işlenirler. Ancak, istisnaen taksirle işlenen belli fiiller de kanunlarda suç olarak tanımlanmaktadır.
Taksirli suçların belirgin özelliği, icrai veya ihmali şekilde olabilen iradi hareketin varlığı ve kanunî tanımda yer alan unsurlardan birinin öngö*rülmemiş olmasıdır. Fakat bu öngörmemenin, “gerekli dikkat ve özen” yü*kümlülüğüne aykırılık dolayısıyla ortaya çıkması gerekir. Çünkü, gerekli dikkat ve özen gösterilmediği için kanunda tanımlanmış olan neticenin ger*çekleşeceği öngörülmemiştir.
Bu dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, failin kişisel ye*tenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif esastan hareket edilir. Nitekim toplum hâlinde yaşamanın güvenli bir biçimde sürdürülebilmesi için, çeşitli alanlarda kişilerin dikkat ve özenli davranmalarıyla ilgili kurallar konmaktadır. İnşaat faaliyeti, sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ve trafik dü*zeniyle ilgili kurallar, dikkat ve özen yükümlülüğüne örnek olarak gösterile*bilir.
Taksirli suçlarda fail, kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında, objektif olarak varolan dikkat, özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmalıdır. Bütün bu yeteneklere sahip olmasına rağmen bu yükümlülüğe aykırı davranan kişi, suç tanımında belirlenen neticenin gerçekleşmesine neden olması durumunda, taksirli suçtan dolayı kusurlu sayılarak sorumlu tutulacaktır.
Taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk, bir değerlendirmeyle an*cak olay hâkimi tarafından yapılabilir. Bu nedenle, taksirden dolayı kusur*luluğun matematiksel olarak ifadesi mümkün değildir. Ancak, normatif de*ğerlendirmeyle hâkim tarafından belirlenen kusurluluk göz önünde bulundu*rulmak suretiyle, suçun cezasında belli bir oranda indirim yapılabilir.
Taksir dolayısıyla kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, somut olayda dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlâl edilip edilmediğinin belirlenmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırı*labilir. Örneğin ölümle sonuçlanan bir ameliyat sırasında hastaya yapılan tıbbi müdahalenin tekniğine uygun olarak yapılmış olup olmadığının belir*lenmesi açısından bilirkişi incelemesine gerek bulunduğu muhakkaktır. Keza, ölüm veya yaralanma ile sonuçlanan bir trafik kazasında, sürücülerin trafik kurallarına uyup uymadıklarının, hangi trafik kuralının ne suretle ihlâl edildiğinin, trafiğe çıkarılan aracın teknik bakımdan herhangi bir arızasının olup olmadığının belirlenmesi açısından da bilirkişi incelemesi yapılabilir. Ancak, bu durumlarda, bilirkişinin yapacağı inceleme, işin tekniği ile sınırlı olmalıdır. Bunun dışında, bilirkişi tarafından münhasıran hâkimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamalıdır. Aksi yöndeki tutum, bilirkişilik görevinin sınırını aşmayı ve hâkimin yerine geçmeyi ifade eder.
Hâkim, bu teknik veriler çerçevesinde somut olayda failin kusurlu olup olmadığını takdir edecektir. Failin kusurlu bulunması durumunda, ku*surun ağırlığı ve diğer sebepleri de göz önünde bulundurmak suretiyle suçun kanuni tanımındaki cezanın alt ve üst sınırı arasında bir cezaya hükmede*cektir.
Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuru göz önünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulur. Taksirli suçun kanuni ta*nımında belirlenen netice birden fazla kişinin karşılıklı olarak işledikleri taksirli fiiller sonucunda gerçekleşmiş olabilir. Örneğin bir trafik kazasında sürücü ile yaya veya her iki sürücü de taksirle hareket etmiş olabilir. Bu gibi durumlarda neticenin oluşumu açısından her kişinin taksirli fiili dolayısıyla kusurluluğu bir diğerinden bağımsız olarak belirlenmelidir.
Aynı şekilde birden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bir ame*liyatın ölüm veya sakatlıkla sonuçlanması durumunda, ameliyata katılan kişiler müştereken hareket etmektedirler. Ancak tıbbın gereklerine aykırılık dolayısıyla ölüm veya sakatlıkla sonuçlanan bu ameliyatta işlenen taksirli suçun işlenişi açısından suça iştirak kuralları uygulanamaz. Kanunun suça iştirake ilişkin hükümleri, kasten işlenen suçlarda suçun işlenişine iştirak eden kişilerin sorumluluk statülerini belirlemektedir. Birden fazla kişinin katılımıyla yapılan ameliyat sırasında meydana gelen ölüm veya sakatlık neticeleri bakımından her bir kişinin sorumluluğu kendi kusuru göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmelidir. Bu tespitte diğer kişilerin kusurlu olup olmadığı hususu dikkate alınamaz.
Maddenin üçüncü fıkrasında, bilinçli taksirin tanımı verilmiştir. Bi*linçli taksiri basit taksirden ayıran özellik, fiilin neticesinin failce fiilen ön*görülmüş ve fakat istenmemiş olmasıdır. Bilinçli taksir hâlinde hükmedile*cek ceza üçte birden yarısına kadar artırılacaktır. Böylece bilinçli taksir, iş kazalarını, trafikte meydana gelen taksirli suçları önlemek bakımından cay*dırıcı etki yapacak ve suçların önlenmesinde yarar sağlayacaktır.
Örneğin ülkemizde özellikle kırsal bölgelerde rastlandığı üzere, tak*sirli suçlarda failin meydana gelen netice itibarıyla bizzat kendisinin ve ai*le bireylerinin ağır derecede mağduriyete uğradıkları görülmektedir. Söz gelimi, köylü kadınların gündelik uğraşları ve hayat zorlukları itibarıyla, sayısı çok kere üç dörtten fazlasına varan küçük çocuklarına gerekli dikkati ve itinayı gösterememeleri sonucu, çocukların yaralandıkları veya öldükleri görülmektedir. Aynı şekilde meydana gelen trafik kazalarında da benzer olaylara rastlanmaktadır. Bu gibi hâllerde ananın taksirli suçtan dolayı ko*vuşturmaya uğraması ve cezaya mahkûm edilmesi, esasen suçtan dolayı evladını kaybetmesi sonucu uğradığı ızdırabı şiddetlendirmekle kalmamakta, ayrıca, ailenin tümüyle ağır derecede mağduriyete düşmesine neden olmak*tadır.
Söz konusu fıkraya göre, hâkim suçlunun durumunu takdir ile ceza vermeyebilecektir. Elbette ki hâkim bu husustaki takdirini kullanırken suç*lunun ekonomik durumunu, aile yükümlerini, söz gelimi diğer çocukların bakımını göz önünde bulunduracak, ona göre hüküm kuracaktır. Ancak, dikkat edilmelidir ki, bu fıkranın uygulanabilmesi için fiilden dolayı münha*sıran failin kişisel ve ailevî durumu itibarıyla zararlı netice meydana gelmiş bulunmalıdır; böyle bir netice ile birlikte söz konusu durumlara ilişkin bu*lunmayan başka bir netice de meydana gelmişse fıkra uygulanmayacaktır. Fıkrada yazılı suç bilinçli taksir hâlinde işlenirse ceza yarıdan üçte birine kadar indirilebilir.
_______________***______________

Taksirde hareket iradi ancak sonuç iradi değildir .
Tedbirsizlik ,dikkatsizlik v.b nedenlerle yapılan hareketin istenmeyen sonuçlar ortaya çıkarması , bilinçli taksir sonuç öngörülür ancak istenmez.

Yukarıda alıntı yapılan kısımlar Tayyar Cem Eralp (Yargıtay Cumhuriyet Savcısı) 'ın karşılaştırmalı ,açıklamalı ,içtihatlı ve gerekçeli yeni TCK ile 765 Sayılı TCK kitabından özet şeklinde alınmıştır..


Saygılar..
Old 18-05-2007, 14:14   #3
Seyda

 
Varsayılan

Sayın v.emre;

Aşağıdaki linke bakmanızı öneririm.Bu konu oldukça kapsamlı bir şekilde tartışıldı :

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=14618

Saygılarımla..
Old 02-06-2007, 01:39   #5
sibel19

 
Varsayılan

ilk önce kast mı yoksa taksir mi var diye bakarız. Daha sonra kastı azsa olası kast, taksiri çoksa bilinçli taksir deriz.
Old 02-06-2007, 22:42   #6
ismisultan

 
Varsayılan

Fail, olası kastta "olmaz olmayabilir ama olursada olsun" der yani failde neticeyi kabullenme vardır; bilinçli taksirde ise "yok canım birşey olmaz" der.yani neticenin gercekleşme ihtimalini kabul etmez
Old 02-06-2007, 23:28   #7
ismisultan

 
Varsayılan

son yazan arkadsım cok güldüm ya farklı bi bakış acısı tabi...
olası kastta fail"olmaz olmayabilir ama olursada olsun " der neticeyi kabullenme vardır
bilinçli taksirde ise nasılsa olmaz gözüyle bakılır ve netice öngörülmesine ragmen istenmez
Old 03-09-2007, 23:16   #8
av.ozancelik

 
Varsayılan

bence bir kimse sonuçları öngörüyor ve halen devam ediyorsa bu direkt kast olmalı..ne o olası kast falan...sadece kafa karıştırıyorlar...hem sonuçları öngör ama neymiş olursa olsun...bence kast olmalı...
Old 19-09-2007, 14:19   #9
kasvetlim

 
Varsayılan

tororsluda klasik örnekler vardır; kalabalık bir mekanda (örn kızılay meydanı) insanları öldürme kastının olmamamsına rağmen onları korkutma kastıyla ancak ölmelerini de göze alarak bomba patlatmak gibi bir fantezi içerisine giren kişi ile sirkte çalışan ve karısının başındaki elmayı adam öldürmeye müsait bir bıçakla vurmak gibi bir sıradışı uğraş(meslek) içerisinde bulunan kişiler toplumumuzda yer aldıkça biz bu olası kast ile taksiri ayırd etmede sanırım oldukça güçlük çekeceğiz. ha dersek ki bunlar hayatın vazgeçilmezleri; işte buyurun mahkeme:

MÜLKÜN TEMELİ ADALETTİR----------mülk=devlet

zeki hafızoğullarının notundaki kaygusuz abdaldan alıntı yaptığı şiiri okumanızı tavsiye ederim.
Old 05-12-2007, 14:35   #10
raistlin

 
Varsayılan

Olası kast alkollü araç kullananlar için düzenleşmiş bir kanun maddesidir. Bu durumda olan sanıkların cezasını arttırmak için düzenlenmiştir. Hem alkol alıp hem de tehlikeli biçimde insanların yoğun olduğu bir caddede sürat yapan bir sürücünün,bunun sonucunda birine zarar verebileceğini öngöreceği ve bu sonucu da umursamadığı yani "olursa olsun" saikiyle hareket ettiği dünülerek daha ağır cezayı öngören olası kast kurumu düzenlenmiştr.
Old 13-12-2007, 21:42   #11
Av.Didem Kutlu

 
Varsayılan

olası kast=öngörme+kabullenme
biliçli taksir=öngörme+istememe+güvenme
kısa formülü budur.
Old 29-12-2007, 15:19   #12
hukukun-üstünlüğü

 
Varsayılan

olası kast halinde,kişi fiilinin neticelerini öngörüyor ve bu neticenin meydana gelmesini istemesede,neticenin meydana gelmemesi için gayret göstermiyor yani neticeyi kabulleniyor.

bilinçli taksir halinde,kişi fiilinin neticesini öngörüyor ve bu neticenin meydana gelmesini istemiyor,meydana gelmemesi için gayret gösteriyor fakat netice meydana geliyor.

bilinçli taksiri olası kasttan ayıran en önemli unsur bilinçli taksir halinde kişinin neticenin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen bunu 'kabullenmemesi' neticenin meydana gelmemesi için gayret göstermesidir.

Bu konuda bilgi verirken teoriye girmeden öğrencinin anlayacağı bir yol tercih edilerek sade bir şekilde anlatım yolu denenirse daha faydalı olur.
Old 29-12-2007, 16:41   #13
Derya Keleş

 
Varsayılan

Failin becerisine göre böyle bir ayrım yapıldığının kanaatindeyim.Yetenek bazen başarı bazen de aşırı güven duygusuna sebep olur.Bu durum insan psikolojisinde bazen bilinç yaratsa da çoğu zaman bir ihmale sebep olur.
Old 03-01-2008, 03:52   #14
Derya Keleş

 
Varsayılan

benim cevabıma gülen arkadaş ben de sizi çok garipsedim.bu konu çok net bir şekilde ceza kitaplarında bulunmakta.asıl endişe verici kısım bu tanımlamalara rağmen hakimlerin aynı koşullara sahip iki olaya da farklı ifadeler yüklemesidir.Ben de olayın özündeki farkı göstermeye çalıştım.Teorik bilgileri heryerde bulabileceğinizin kanaatindeyim.SAYGILAR
Old 29-01-2008, 15:19   #15
Av.Çağdaş YÜKSELEN

 
Varsayılan

Aslında bu kadar derine inilmemeli bir kişi yapmış olduğu fiiliin sonucunu göze alıyorsa olası kasttır.Nedemektir sonucu gmöze almak 1 kişiyi oldurmek için 10 kişinin üstüne ateş eden bir kişi oldürmek istediği kişinin yanında diğer 9 kişininde olebileceğini göze almaktatır.Bilinçli taksirdi kişi sonucu öngörmüştür ancak gerçekleşmeyeceğinden emin şekilde hareket etmektedirKişi piknik yaptıktan sonra havanın bulutlu olduğunu görüp nasıl olsa yağmur yağacak ben bu mangalı söndürmeyeyim diyipte yağmurun yağmayıp ve mangal yüzünden ormanın yanması biliçli taksirdir yani sonuç öngürülmektedir ama gerçekleşmeyeceğinden emin şekilde hareket edilmektedir.
Old 29-01-2008, 19:17   #16
erkanaga

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan cagdas
Aslında bu kadar derine inilmemeli
Eğer ulaşılacak bir bilinçli taksir ya da olası kast kararı mağdurun yıllarına mal olacaksa ki bu bizim ceza sistemimizde böyledir, bu kavramlar olabildiğince derinine inilerek çözümlenmelidir ki daha somut kriterler oluşturulabilsin ve bu konudaki ihtilaflar ortadan kalksın.
Old 29-01-2008, 21:42   #17
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sitemizin üyelerinden Aslıhan Kart'ın Güncel Hukuk Dergisi'nin son sayısında bu konuyla ilgili bir makalesi yayımlanmıştır. Bilgilerinize
Old 11-03-2008, 15:48   #18
ilhan13

 
Varsayılan

Olası kast mı? Bilinçli taksiri mi?Bunu dış gözlemlerle anlamak pek mümkün değil bence.Bu ayrım daha çok failin psikolojik ruh haliyle ilgilidir.Olası kastta fail beklemediği neticeyi gerçekleştirmiş fakat bu durum onda cok ta yıkıcı bir etki bırakmamıştır.Çünkü bu neticeyi göze almış,olursa olsun demiştir,umursamaz ruh hali içerisindedir.
Bilinçli taksirde de yine beklenmedik bir netice gerçekleşmiş ve bu durum failde yıkıcı bir etki bırakmıştır.Burada faile ceza verilmesinin nedeni dikkat ve özen yükümlülüğünün ağır kusurla ihlal edilmesidir.Bilinçli taksiri taksirden ayıran da budur.
netice olarak,bilinçli taksir mi olası kast mı uzlaşmazlığında failin fiilden sonraki ruh hali önemlidir.Fiilin failde yıkıcı etki bırakıp bırakmadığının bilirkişilerce tespiti mümkün mü bilmiyorum.Diğer bir ayrım da failin zaten suç işleme kastının olup olmadığıdır.Fail,zaten cürüm işlemeyi göze almışsa olası kast,cürüm işleme kastı failde hiç bulunmuyorsa bilinçli taksir denebilir.saygılar....
Old 17-06-2008, 15:51   #19
Av.Ezgi ZALOĞLU

 
Varsayılan

Olası kast ve bilinçli taksiri birbirinden ayırmada Frank formülü bana çok yardımcı oluyor."öyle veya böyle fail herhalde hareketi gerçekleştirirdi"diyebiliyorsak olası kast,"neticenin gerçekleşeceğini bilseydi hareketi gerçekleştirmeyecekti"diyebiliyorsak bilinçli taksir vardır diyebiliriz.
Old 29-06-2008, 21:47   #20
fatihbirtek

 
Varsayılan Neden aynı olaylarda farklı sonuçlar ulaşılıyor ?

Yukarıda da bir çok üyenin vurguladığı üzere olası kast ile bilinçli taksir neticenin öngörülüp ongörülememesi ve neticenin kabullenilip kabullenilememesi noktalarında birbirlerinden ayrılır.
Olası kast, netice bakımından olursa olsun denilen kast. Eski adı gayri muayyen kast. Netice öngörülüyor ve kabulleniliyor...
Bilinçli taksir ise, fail neticeyi öngörüyor ( taksirden farkı budur ) ancak NASILSA OLMAZ diyerek neticenin olmayacağını varsayarak eyleme devam ediyor.
bu durum öğretide bu kadar açık olmasına rağmen yargıtay benzer olaylarda farklı kararlar verebiliyor. ÖRneğin maganda kurşunu ( veya düğünlerde havaya ateş etmek ) bu durumun tam karşılığı teorik olarak bilinçli taksir dir. Ancak yargıtay kendince toplumsal bir sorunun çözümünü bu olayı olası kast biçiminde değerlendirerek yapmaya çalışmaktadır. Bilinçli taksir yerine olası kast diyerek magandaları daha ağır cezalandırma yolunu açmakta ve bu surette toplumun adalet duygusunu tatmine çalışmaktadır ki bu yanlıştır....
Old 02-07-2008, 10:19   #21
Av.Kadir Altunbas

 
Varsayılan

Kanun düzenlemesi açısından bilinçli taksir-olası kasıt ayrımı meslektaşlarımızca çok güzel izah edilmiş. İkisi arasında çok ince bir çizgi var. İkisinde de sonuç öngörülebiliyor ama bilinçli taksirde sonuç istenmiyor. Burada kanun koyucunun bu ayrımı koyması yanlış olmuştur diye düşünüyorum.
Olası kasıt yasaya hiç konulmasa daha doğru olacaktı. Örneğin, pazar yerinde hızla araç kullanan kişi, -burası kalabalık, birileri ölebilir ama ben iyi araba kullanırım kimseyi ezmemeye çalışırım-- diye düşünüyorsa bilinçli taksir, --burası kalabalık, birileri ölebilir, ezmek istemiyorum ama ölürse de ölsün--diye düşünüyorsa olası kasıt oluyor.
Yani şüpheli ya da sanık ben şöyle düşündüm derse ona göre niteleme yapılacak. Bu uygulama kanuna uygun ise de hukuka aykırı ve adalete olan inancı zedeleme mahiyetindedir.
Benim şahsi görüşüm, adil olan düzenleme şöyle olmalıdır. Olası kasıt yasadan çıkarılmalıdır. Yukarıda örnekten hareketle şüpheli her türlü tedbiri almasına rağmen ölüm ya da yaralama meydana gelmişse bilinçli taksir, diğer durumda ölürse ölsün diyorsa kasden adam öldürme ya da yaralamadan cezalandırılmalıdır. Ölürse ölsün mantığı bana göre kasıttır.
Old 02-07-2008, 21:16   #22
s. gülün yılmaz

 
Varsayılan

Olası kastta sonucu kabullenme,göze alma,sonuca rıza gösterme durumu mevcuttur. Ör;kırmızı ışıkta geçen bir otobüs şoförünün, kendisine yeşil ışık yanan bir yayaya çarpması durumu. Fail burada sonucu açıkça istemese bile, 'olursa olsun' kastı ile hareket etmiştir. Bilinçli taksirde ise, failde sonuçun gerçekleşmeyeceğine veya başka bir anlatımla sonucun önlenebileceğine dair bir inanç sözkonusudur. En klasik örneğiyle; sirkte canlı hedefe bıçak atan kişi veya bir cadde ortasında sürat motoru ile gösteri yapan kişi, becerisine öylesine güvenmektedir ki, sonucun gerçekleşmeyeceğine dair inanç içerisindedir.
Old 15-11-2008, 08:51   #23
MUSTAFAS

 
Varsayılan hakan hakeri

bu ayrımı hakan hakerinden daha iyi yapan olamaz pratik çalışmalar kitabında bu ayrımı karikatürize etmesi çok hoştu

DOĞRUDAN KAST:ölümü hak etmişti.
OLASI KAST:hak etmedi ama ölürse ölsün.
BİLİNÇLİ TAKSİR:bir şey olmaz;allah ım,ölmesin
BİLİNÇSİZ TAKSİRardon çok üzgünüm
Old 21-02-2009, 14:45   #24
Av.Alper UYSAL

 
Varsayılan

Olası kastta sonuç öngörülmekte ve sonucun gerçekleşmesi göze alınmaktadır. Bilinçli taksirde sonuç öngörülmekte lakın sonucun gerçekleşmemesi istenmektedir. Bir örnekle açıklayacak olursak. A adlı kişi, B adlı kişiyi uçak yolculuğu sırasında yolculuk yaparak bomba ile öldürmek istiyorsa burada fail, B adlı kişiler dışında örneğin C ve D adlı kişilerin de ölebileceğini öngörmekte ve buna rağmen eylemini gerçekleştirmektedir. Bilinçli taksire örnek verecek olursak A adlı kişi usta şoförlüğüne güvenerek arabayı çok hızlı kullandığı düşünülürse. Burada A adlı kişi kaza yapma ihtimalini bilmekte olmasına rağmen kaza yapmayacağı inancını taşımakta başka bir ifade ile sonucun gerçekleşmesini istememektedir...
Sanırım bu örnek açıklayıcı oldu ve umarım bu ayrımı daha iyi anlayabilmişsinizdir
Saygılarımla

Old 25-02-2009, 11:01   #25
corpus iuris civilis

 
Varsayılan

Olası Kast(gayri muayyen kast,dolaylı kast)ile bilinçli taksir arasındaki fark ''İSTEME'' kavramında ortaya çıkıyor,olası kastta failin duyarsızlığı,olursa olsun yeterki ben hedefime ulaşayım(KABULLENME) mantığı mevcutken bilinçli taksirde açıkça neticeyi İSTEMEME durumu vardır hatta fail cogu kez neticenin olmaması için ÖNLEM bile almaktadır.Bir fark da suçun cezasında kendini göstermektedir.Olası kastta,suçun kastlı halinin cezası yasada öngörülen oranda İNDİRİLİRKEN;bilinçli taksirde suçun taksirli haline verilen ceza,yasada öngörülen oranda ARTTIRILIR.İşte bu sonuç cok agır olmakta ki halen-- böyle bir ayrım yok kast kasttır,insanların kafasını karıştırmak istiyorlar diyen arkadaşlarımızı birkez daha düşünmeye davet ediyorum? ceza açısından düşünün bakalım sizce böyle bir ayrım cok mu yersiz?
Old 05-06-2009, 01:32   #26
Alparslan Timuş

 
Varsayılan

Bu ayrım aslında çok kolay. Zorluk kanunkoyucunun bu kavramları beceriksizce koymasıdır.
Sadece kanuna bakarak aslında olası kast ile bilinçli taksir arasında fazla fark bulunamaz.
Burada kanun tanımına eklenmesi gerken unsurlar vardır:

1- Olası kastın kanundaki tanımına "GÖZE ALARAK" ifadesi eklenmelidir.
2- Bilinçli taksirde ise "SONUCU İSTEMEMESİNE RAĞMEN" ifadesi eklenmelidir.

Ayrıca taksirde öngörülebilir bir sonuçtan bahsederken suçun gerçekleştiği esnada öngörülemem unsuru kanunen aranıyor. Burada çelişki vardır.
Önemli olan sonucu istememedir.
Old 09-06-2009, 08:05   #27
Av.M.Telli

 
Varsayılan

Biz işin daha çok teknik kısmına bakıyoruz. Aslında kesin çizgileri yok olası kast ile bilinçli taksirin. Hakimlerin de bu kadar ayrıntılı incelediğini pek düşünmüyorum. Olası kastta ceza doğrudan kasttan daha azdır, bilinçli taksirde ceza bilinçsiz taksirden daha fazladır. Hakimlerin de ağırlaştırıcı ve hafifletici neden olması sebebiyle bu ayrımı dikkate aldıkları kanaatindeyim.
Adli yargı hakim ve savcı adaylığı sınavına hazırlanırken karşılaştığım ilginç bir soru vardı: bakıcı ile baba tartışırlar, çocuk bakıcının kucağındadır. Bakıcı sinilenir ve "al çocuğunu, kendin bak" diyerek çocuğu babaya doğru atar. Baba bebeği tutamaz,bebek yere düşer ve ölür. Burda bilinçli taksir varmış,cevaplarda öyle geçiyordu. Bana göre burda olası kast vardır. Bakıcı çocuğun yere düşeceğini öngörüyor ve tartışmanın siniriyle "aman, ölürse ölsün" diyor bence. ÖSYM nin kabul ettiği cevap farklı ama.
Old 15-07-2009, 00:36   #28
Peregrinus

 
Varsayılan

olası kast ile bilinçli taksirin farkları üzerine tartışan bir çok farklı kitap okumama rağmen bu ayrımın teoride dahi bir çok güçlük barındırdığını, pratikte ise neredeyse imkansız olduğunu düşünüyorum. Bir kimsenin dışarı yansımamış iradesine hüküm bağlayan yasa koyucu bir boşluk yaratmıştır ve böylece birbiri ile çelişik bir çok kararın çıkacağı bir ceza hukuku alanı oluşmuştur.
Old 17-07-2009, 10:37   #29
yusuf.boke

 
Varsayılan

bu iki durumu ayırmanın en iyi yolu belli ismisultan'a katılıyorum teorik olarakta fakültede bu eğitimi alıyoruz;Fail, olası kastta "olmaz olmayabilir ama olursada olsun" der yani failde neticeyi kabullenme vardır; bilinçli taksirde ise "yok canım birşey olmaz" der.yani neticenin gercekleşme ihtimalini kabul etmez ek olarak;olası kastta göze alma söz konusu,bilinçli taksirde öngürelebilir olanı öngermeme....
Old 07-10-2009, 12:17   #30
AV.Onur BÜKÜLMEZ

 
Varsayılan Bilinçli Taksir-Olası Kast

Olası Kasıtta fiil yerine getirildiği taktirde meydana gelecek natice öngörülür.Ancak yinede fail söz konusu eylemi icra eder ve öngörülen olay meydana gelir.Örneğin A kişisi daha önce silah kullanmamış bir zattır.B'yi öldürmek istmektedir.B'nin yanında başka kişileri gördüğü halde,yani onların da zarar göreceğini öngördüğü halde olursa olsun der ardından ateş eder ve diğer şahıslarada isabet ederse,olası kasıt söz konusu olur.Bu kasta bazı Hocalar "OLursa olsun kastı"adını vermiştir.

Bilinçli Taksir de ise Fail meydana gelen olayı hiçbir şekilde istemez ve olursa olsun da demez.Şahis becerisine güvenerek eylemi gerçekleştirir ve istanmeyen sonuç meydana gelir.Örneğin Çok deneyimli bir Kaptanın kendine güvenerek Denize açılması.Veya Sirkteki bıçak atan kişilerin attığı bıçak sonucu diğer kişilerede zarar gelmesi.Yani şahsi beceri durumu bilinçli taksirde söz konusudur.

(Olay sanırım herkesin rahatça anlayabileceği dilde ve açokça anlatılmıştır)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Olası Kast ile Taksirin Yarattığı Kafa Karışıklığı Edo Hukuk Soruları 39 20-12-2021 14:57
En bilinçli Tüketici ! Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 2 25-03-2009 12:16
Cenaze nakil aracı şoför Melih ve Kast-Taksir-Kusursuzluk Sorunu mutlakadalet Hukuk Soruları Arşivi 4 25-12-2006 15:28
Bilinçli Alışverişte Temel İlkeler Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 29-09-2006 12:34
Olası Kasıt Av. Bülent Sabri Akpunar Hukuk Sohbetleri 3 03-11-2003 23:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05256510 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.