Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Okunmayan Dilekçelerin Sıkıntısı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-06-2007, 20:56   #1
OLCAYK

 
Varsayılan Okunmayan Dilekçelerin Sıkıntısı

Arkadaşlar keşke bu bir ilk olsaydı. Hani akşamın hatta gecenin bu saatinde ben bunu yazmasaydım. Niye mi? Dilekçeleri okumayan sayın mahkemelerle ilgili bu sıkıntım. İlk kez başıma gelmedi ama bugün gelen bir görevsizlik kararı ile bunun en uç noktasına ulaştığımı düşünüyorum. Sadece beş maddeden oluşan bir kanunu yanlış yorumlayıp, böyle kararlar verilmesini ben artık sindiremiyorum, elbette karara itiraz edeceğim, sonucuna göre de ayrıntısı ile açıklayacağım. Eminim meslektaşlarım aynı sıkıntılarla karşılaşmışlardır, yazmadan edemedim, bütün günüm bu gereksiz sıkıntı ile doldu.... Offffffffffffffffffffffffffffffffff.
Old 04-06-2007, 21:05   #2
uSaRe01

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan OLCAYK
Arkadaşlar keşke bu bir ilk olsaydı. Hani akşamın hatta gecenin bu saatinde ben bunu yazmasaydım. Niye mi? Dilekçeleri okumayan sayın mahkemelerle ilgili bu sıkıntım. İlk kez başıma gelmedi ama bugün gelen bir görevsizlik kararı ile bunun en uç noktasına ulaştığımı düşünüyorum. Sadece beş maddeden oluşan bir kanunu yanlış yorumlayıp, böyle kararlar verilmesini ben artık sindiremiyorum, elbette karara itiraz edeceğim, sonucuna göre de ayrıntısı ile açıklayacağım. Eminim meslektaşlarım aynı sıkıntılarla karşılaşmışlardır, yazmadan edemedim, bütün günüm bu gereksiz sıkıntı ile doldu.... Offffffffffffffffffffffffffffffffff.

Biz çook karşılaşıyoruz Sayın Meslektaşım. Okulu bitirir bitirmez ilçelere atanan hakimlere tabiri yerindeyse hakimliği biz öğretiyoruz burada o yüzden sıkıntını paylaşıyorum.
Old 04-06-2007, 21:09   #3
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, keşke öyle bir avunma kaynağı olsa - hani bunun da kabul edilir yanı yok ya- İstanbuldayım daha çok özen bekliyorum, bulamıyorum, bırakıp gitsem ne olacak, her yerde aynı
Old 04-06-2007, 21:18   #4
uSaRe01

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan OLCAYK
Sayın meslektaşım, keşke öyle bir avunma kaynağı olsa - hani bunun da kabul edilir yanı yok ya- İstanbuldayım daha çok özen bekliyorum, bulamıyorum, bırakıp gitsem ne olacak, her yerde aynı

Doğru. aynı taraf ve aynı alacakla ilgili açılmış iki dava var birleştirmek istiyorum kabul edilmiyor.Yagıtay öyle istemiş. Birine tüketici birine asliye ticaret bakıyor.Banka davayı açarsa ticaret,vatandaş açarsa tüketici bakacakmış. Böyle komedilerin olduğu yerde bu tür lakayt kararlar maalesef çıkmaya devam edecektir.
Old 04-06-2007, 21:31   #5
OLCAYK

 
Varsayılan

Maalesef öyle, ben olaya hepimiz meslektaşız diye bakıyordum, hani İst. şartlarında hepimiz yoğunuz, bu kadar davaya bakmak kimsenin harcı değil diye bakıyordum, karşılaştığım yanlış kararları hep bu empati ile karşılıyordum, anlamaya çalışıyordum, hani hukuki başvuru yollarına başvurmak ayrı, birde bunu avukat olarak sindirmek ayrı, ama bu son karar, sadece beş maddelik kanunu yorumlayamamak ile ilgili bu karar beni götürdü bir yerlere, getirtmedi....
Old 04-06-2007, 22:10   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın OLCAYK

Kişisel düşüncenizi yazmışsınız ama sayın üyelerimizin de sizin görüşünüze katılmaları için olayı da yazmanız beklenirdi.

Hangi kanunla ilgili hangi mahkemeye dava açmıştınız da görevden reddedildi? Bu sorunun yanıtı tüm üyeler için öğretici olacaktır.

Saygılarımla
Old 04-06-2007, 22:16   #7
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,
Elbette kişisel düşüncelerimi yazacağım hukukçulara özel sohbet alanları kısmında, ben yargılaması devam eden bir konuda açıkça konuşmak istememiştim, 3561 sayılı Kanunun kimleri kapsayacağını tartışırsak banada yardımcı olursunuz olayda çözülür, saygılarımla.
Old 04-06-2007, 22:30   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kimleri kapsayacağı sorusunun yanıtı da kanunda yazılı:

Malmemurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun
(27 Mayıs 1989 tarih ve 20177 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.)
Kanun No : 3561
Kabul Tarihi : 18.5.1989

MADDE 1: Bu Kanunun amacı, gaip kişilerin malvarlıkları üzerindeki Hazine menfaatinin daha iyi korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük malmemurlarının kayyım tayin edilebilmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

MADDE 2: Sulh mahkemesi, Türk Kanunu Medenisinin 377.nci maddesinin 1 numaralı bendine göre kayyım tayin etmeden önce, mahallin en büyük malmemurluğundan, idaresi kimseye ait olmayan mallar üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını ayrıca araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük malmemurunu kayyım tayin eder.
Old 04-06-2007, 22:39   #10
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,
Zaten sorun kimleri kapsayacağının kanunda yazılı olması, ben özellikle kaçınıyorum sayın yargı makamlarını okumamakla yargılamamak için, ama malesef sayın yargı makamı bu kanunu okumaya üşendiğin geçici 2. maddeye göre görevsizlik kararı verdi, daha önce bir kira sözleşmesi olmamasına rağmen, bu kanunu dayanak gösterdi. Oysa bize müşterek halde malik olduğumuz bir gayrımenkülde kullanmadığımız ve kiraya vermediğimiz halde bir ecrimisil ve kira ihbarnamesi yollandı, davamız ona ilişkindi, ki olayda uygulanacak hükümler, Devlete ait taşınmazların kiraya verilmesi,trampa..... vs Yönetmelik ile ilgiliydi.
Old 04-06-2007, 23:59   #11
ays

 
Varsayılan

Aynı sıkıntıyı geçen bir davamda yasadim.Bedel arttırımı davasıydı.Hakimin duruşmalarda dilekçelerimi okumadığını ve kamulaştırma kanununa getirilen değişiklikleri bilmediğini gordukçe her seferinde daha basitleştirilmiş,soru cevap şeklinde açıklamalarla dilekçeler yazdım.Ve karar gunu hakim soyle dedi;Bu sabah(!) soyle bir yazdıklarınıza baktim da....Duruşmaların 09.00 da basladigini dusunursek sayfalarca dilekce ve yargıtay kararlarının ne kadar okunabilecegini de tahmin edebiliriz.Cok iyi calismissiniz avukat hanim diyerek davayi aleyhimize sonuclandirdi.Gerekçeyi dort gozle bekliyorum ama insanin o kadar calismaya bir goz bile atilmamis oldugunu bilmesi de icini sizlatiyor.
Old 05-06-2007, 15:18   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın OLCAYK

Davanız aşağıdaki yönetmeliğin 71.maddesiyle ilgili olabilir mi acaba?

DEVLETE AİT TAŞINMAZ MAL SATIŞ, TRAMPA, KİRAYA VERME, MÜLKİYETİN GAYRİ AYNİ HAK TESİS, ECRİMİSİL VE TAHLİYE YÖNETMELİĞİ
Dayandığı Kanun Numarası ve Tarihi: 2886 - 8.9.1983
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 16 Aralık 1984 - Sayı: 18607

Hazinenin müştereken veya iştirak halinde sahip bulunduğu taşınmaz malların idaresi
Madde 71 - Hazinenin müştereken veya iştirak halinde sahip bulunduğu taşınmaz mal ve hazine hissesi için de taşınmaz malın bulunduğu yer idaresince bu yönetmeliğin 8. maddesinde açıklanan biçimde tesbit ve hesap tutanağı tanzim edilir.
Anılan tutanakla hesap edilen kira bedeli esas alınarak idarece hissedar veya hissedarların adreslerine yazılı tebligatla, hazine ile hissedar olduğu taşınmaz malı kendisinin kullanmak ve kiralamak isteyip istemediği diğer hissedarlara veya üçüncü kişilere kiraya verilmesine muvafakat edip etmeyeceği, aksi takdirde kendisinin veya üçüncü kişilerin işgal veya tasarrufu olmasa dahi bu taşınmaz maldaki hazine hissesinin kiralanamamasından ötürü hazinenin yoksun kaldığı gelirin kendisinden talep edileceği bildirilir ve tebligat yapan idareye tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yazılı olarak cevap verilmesi istenir.
Taşınmaz mal biri hazine olmak üzere iki kişiye ait ise idarenin kiralama, önerisini kabul etmesi halinde hissedarına pazarlıkla kiraya verilir.
İkiden fazla hissedarı olan taşınmaz mallar öteki hissedarların hisse oranı ve hissedar sayısı olarak yarıdan fazlasının yazılı muvafakatının alınabilmesi halinde genel hükümler çerçevesinde kiraya verilir.
Hissedar veya hissedarlardan yukarıda açıklanan biçimde ve tebligatta belirtilen süre içerisinde muvafakat sağlanamadığı veya cevap alınamadığı takdirde muvafakat etmeyen veya cevap vermeyen hissedar veya hissedarlardan hazinenin bu taşınmaz maldaki hissesinin kiralanamamasından ötürü yoksun kaldığı gelire tekabül edecek bir tazminat ecrimisil olarak bu yönetmelik esasları dahilinde tesbit, takdir ve tahsil edilir.
Old 07-06-2007, 15:18   #13
OLCAYK

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,3561 sayılı kanun daha önce kira sözleşmesi olanlara uygulanacak bir kanun. Bizim olayımızda müşterek mülkiyet var, daha öncede bir kira sözleşmesi yok, işgalde yok, mahkeme kararıyla gayrımenkulün boş ve kullanılamaz halde olduğu tespit edilmiş, izaleyi şuyu devam ediyor. Ayrıca gönderilen ecrimisil ihbarnamesi ve kira tebligatına karşı görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğunu düşünüyorum. Görevsizlik kararına itiraz ettim, sonuçlanınca bildiririm.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 1997/246
K. 1997/445
T. 3.10.1997
• İDARENİN ECRİMİSİL İSTEMİ ( Buna Karşı Dava Açma Süresi )
• ECRİMİSİL DÜZELTME İHBARNAMESİ ( Dava Açma Süresinin Başlaması )
• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin Davalıya Tebliğinden İtibaren Başlaması )
• TEBLİGAT ( Dava Açma Süresinin Başlaması )
2577/m.7,11
2886/m.75
ÖZET : İdarenin ecrimisil istemine karşı dava açma süresi ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin ilgiliye tebliğ tarihinden başlar.

İstemin Özeti: Hazineye ait taşınmazın 1.1.1991-31.12.1993 döneminde fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye karşı yapılan başvuru üzerine düzenlenen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen ve mahkemenin Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı bozma kararına uymayarak davanın süre yönünden reddine dair ilk kararında ısrarına ilişkin bulunan 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi N.T.`nin Düşüncesi: Davacının temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Ş.`nin Düşüncesi: Hazineye ait taşınmazın fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü, 15148 sayılı ecrimisil ihbarnamesinin düzeltilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine düzenlenen 29.9.1994 günlü, 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davayı süre yönünden reddeden İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 27.2.1995 günlü E: 95/167, K: 95/198 sayılı kararını temyizen inceleyerek davanın ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin düzenlendiği tarihten itibaren 60 günlük süre içerisinde açıldığı, dolayısıyla süre aşımı bulunmadığı gerekçesiyle bozan Danıştay 6. Dairesinin 12.3.1996 günlü E: 95/2194, K: 96/1115 sayılı kararına karşı 95/198 sayılı kararında ısrar ederek, ecrimisil ihbarnamesinin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yapılan düzeltme istemine 1 ay içerisinde cevap verilmemesi suretiyle 13.6.1994 tarihinde zımni ret işlemi tesis edilmiş olduğundan, belirtilen tarihten itibaren 60 gün içerisinde davanın açılmasının gerektiği nedeniyle, 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca davayı süre yönünden reddeden 10.12.1996 günlü E: 96/1313, K: 96/1398 sayılı kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ise de; temyiz dosyasının incelenmesinden 2886 sayılı Yasanın 74. maddesindeki yetkiye dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 80 ve 81. maddeleri uyarınca davacının adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunması üzerine ancak ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağı tahakkuk ettirilmiş olacağından, düzeltme ihbarnamesinin düzenlenmemesi halinde kamu alacağının tahakkuk ve tahsiline hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle, düzeltme ihbarnamesinin 7.10.1994 tarihinde tebliğini izleyen günden itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesi uyarınca 60 gün içinde dava açılabileceğinden 7.11.1994 gününde yasal süresi içinde açılan davada süre aşımının olmaması nedeniyle aksine verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile ısrara ilişkin idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü: ... sayılı hazineye ait taşınmazın 1.1.1991- 31.12.1993 döneminde fuzulen işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü 15148 sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye karşı yapılan başvuru üzerine düzenlenen 29.9.1994 tarih ve 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 27.2.1995 günlü, E: 1995/167, K: 1995/198 sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararı, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı kararı ile bozulmuş ise de; İstanbul 6. idare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak davanın süre yönünden reddine dair ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı bu kez, idare mahkemesinin 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde, idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren 60 gün olduğu belirtilmiş; aynı kanunun 11 inci maddesinde de, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır, İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır" hükmü yer almıştır.

Bu konuda özel kanun niteliğinde olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun uygulanmasını düzenleyen Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya verme, Mülkiyetin Gayrı Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 80 inci maddesinde tesbit ve takdir edilecek ecrimisil tutarının fuzuli şagile ecrimisil ihbarnamesi ile tebliğ edileceği, ecrimisilin bu ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiği tebliğ edilen işlemde bir hata bulunduğu düşünülerek rızaen ödenmek istenilmediği takdirde aynı süre içinde tebliğ eden idareye dilekçe ile müracaat edilerek düzeltme talebinde bulunulabileceği, bu taleplerin milli emlak müdürlüğü veya mal müdürlüğünce incelenerek neticesinin ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile muhataplarına tebliğ edileceği; aynı yönetmeliğin 81 inci maddesinde ise, düzeltme isteminde bulunmuş olması halinde ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin muhatabına tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde ecrimisil alacağının ödeneceği, bu sürenin son gününün ödenmesi gereken ecrimisilin vade tarihi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

İstanbul 6. İdare Mahkemesince; mevzuatta öngörülen usul uyarınca ilgililerin, ecrimisil ihbarnamesinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri gibi, bir ay içerisinde söz konusu ecrimisili ödemek ya da yine bir ay içerisinde düzeltilmesi istemiyle tebliği yapan idareye başvurabilme imkanına sahip oldukları, eğer ilgililer ecrimisil ihbarnamesinin düzeltilmesi isteğiyle ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde başvuruda bulunmuşlarsa başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde idarece cevap verilmesi halinde bu cevabın kendilerine tebliği üzerine 60 gün içinde eğer idarece bu bir aylık sürede cevap verilmemişse olumsuz işlemin oluştuğu kabul edilerek söz konusu bir aylık sürenin bitiminden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde idare mahkemesinde dava açabilecekleri, ilgililer düzeltme isteminde bulunma yolunu kullandıkları takdirde idare tarafından tesis edilecek ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin ya da süresinde cevap verilmemesi halinde zımni ret şeklinde ortaya çıkacak olumsuz işlemi dava konusu yapabilecekleri, ... 6 parsel sayılı hazineye ait taşınmazdan dolayı ecrimisil istenmesine ilişkin 11.4.1994 tarih ve 15148 sayılı işlemin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 1.5.1994 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu, söz konusu itiraz üzerine düzenlenen ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile ilgili 29.9.1994 tarih ve 06869 sayılı işlemin 7.10.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine de 7.11.1994 tarihinde iş bu davanın açıldığı, bu durumda davacının 1.1.1991- 31.12.1993 tarihleri arası için 98.000.000 lira ecrimisil istenilmesine ilişkin 11.4.1994 günlü 15148 sayılı işlemin 15.4.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine düzeltilmesi istemiyle yaptığı 13.5.1994 tarihli başvuru üzerine davalı idarenin, yukarıda yazılı yönetmelik hükmü gereğince bir ay içinde cevap vermemesi sonucu 13.6.1994 tarihinde zımni ret işlemi tesis edilmiş olduğundan, söz konusu olumsuz işleme karşı bu tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken, 7.11.1994 tarihinde açılan davanın süresinde bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre yönünden reddine ilişkin kararda ısrar edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesinin 12.3.1996 günlü, E: 1995/2194, K: 1996/1115 sayılı kararında da açıklandığı üzere; dava konusu ecrimisil ihbarnamesinin 15.4.1994 gününde davacıya tebliğ edildiği, davacının 13.5.1994 gününde davalı idareye düzeltme talebiyle başvuruda bulunduğu, bu talebin reddine ilişkin 29.9.1994 günlü, 06869 sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin 7.10.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davacının 7.11.1994 tarihinde bu davayı açtığı, ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca davacının, adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunması üzerine ancak ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağı tahakkuk ettirilmiş olacağından dava konusu olayda düzeltme ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren kamu alacağının tahakkuk etmiş olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin düzenlendiği tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde 7.11.1994 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, mahkemece davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde yasal isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda BOZULMASINA ve dosyanın İstanbul 6. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 3.10.1997 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 10.12.1996 günlü, E: 1996/1313, K: 1996/1398 sayılı ısrar kararının, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen sebeplerin, bu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından; davacının temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının onanması oyuyla aksine verilen karara karşıyım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamuya Dilekçelerin Cevap Süresi: 30 Gün Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 12 07-05-2003 00:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05560207 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.