Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

MİrasÇilarin Mİrasi Red Etmesİ Halİnde Tazmİnat Davasini Kİme AÇacaĞiz

Yanıt
Old 25-04-2012, 09:43   #1
recepav

 
Varsayılan MİrasÇilarin Mİrasi Red Etmesİ Halİnde Tazmİnat Davasini Kİme AÇacaĞiz

Slm.
Trafik kazasında müvekkilimin eşi vefat ediyor.Trafik kazasına iki araç karışıyor.Asli kusurlu olan sürücü aynı zamanda araç maliki de trafik kazasında vefat ediyor.Diğer aracın sürücüsü ve maliki aynı kişi bu kişi trafik kazasından sağ kurtuluyor.
Müvekkilim ölen kişi aleyhine tazminat davası açacak.Ancak ölen sürücü aynı zamanda araç maliki olan kişinin mirasçıları mirası red ediyor.Bu kişinin adına kayıtlı evleri bulunmakta.Tazminat davası açar iken ölen kişinin mirasçıları mirası red ettiği için tazminat davasında davalı olarak mirasçıları gösterebilirmiyiz.Gösteremez isek davalı olarak kimi göstereceğiz.Syg.
Old 25-04-2012, 16:46   #2
ilhan13

 
Varsayılan

Ölü kimsenin davada taraf ehliyeti bulunmadığından, ölüye dava açılması mümkün değildir.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4428

K. 2005/4695

T. 18.4.2005

• ELATMANIN ÖNLENMESİ TALEBİ ( Ölümle Taraf Ehliyetinin Son Bulması - Ölü Kişiye Karşı Dava Açılamaması ve Mirasçılar Davaya Dahil Edilerek Hüküm Kurulamaması )

• ÖLÜ KİŞİYE KARŞI DAVA AÇILAMAMASI ( Ölümle Taraf Ehliyetinin Sona Erdiğinden Ölü Kişiye Karşı Elatmanın Önlenmesi Talebinin Dinlenemeyeceği - Mirasçılar Davaya Dahil Edilerek de Hüküm Kurulamayacağı )

• TARAF EHLİYETİNİN ÖLÜMLE SON BULMASI ( Ölü Kişiye Karşı Açılan Elatmanın Önlenmesi Davasının Dinlenemeyeceği - Mirasçılar Davaya Dahil Edilerek de Hüküm Kurulamayacağı )

• MİRASÇILAR DAHİL EDİLEREK DAVAYA DEVAM EDİLEMEMESİ ( Ölü Kişiye Karşı Açılan Elatmanın Önlenmesi Davasının Taraf Ehliyeti Yokluğundan Dolayı Dinlenememesi )

1086/m.38

4721/m.28,683/2

ÖZET : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. Davalının 1962 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği Medeni Kanunun 28.maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Nitekim 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamıyacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık ( halefiyet ) kuralı uygulanamıyacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Mahkemece, kendiliğinden ( resen ) gözönünde bulundurulması gereken bu usul kuralı gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, kayden malik olduğu 480 parsel sayılı taşınmaza komşu 435 ve 743 parsellerin tecavüzlü olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.

Davalı M.Bakanlığı, 743 parselin hazine adına kayıtlı olduğunu ve üzerinde okul binası bulunduğunu bildirip husumetin İl Özel İdaresine yöneltilmesi gerektiğinden davanın reddini savunmuştur. İl Özel İdaresi davaya dahil edilmiştir.

Davalı Hasan'nın dava tarihinden önce öldüğü anlaşılmakla,mirasçıları dahili dava yoluyla davaya katılmışlardır.

Mahkemece, davacı iddiası Hasan mirasçıları yönünden sabit görülerek davanın kabulüne diğer davalı ve dahili davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davalı Hasan mirasçıları tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden davada davalı olarak gösterilen Hasan'ın 1962 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. HUMK. taraf Ehliyetini tanımlamamış 38.maddesiyle Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir. Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir. Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği Medeni Kanunun 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, gerek Medeni Kanun gerekse HUMK. dava açıldığı zaman hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş; ölen veya mevhum kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır. Nitekim 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamıyacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık ( halefiyet ) kuralı uygulanamıyacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.

Mahkemece, kendiliğinden ( resen ) gözönünde bulundurulması gereken bu usul kuralı gözardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

Hal böyle olunca dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı Hasan Korsa mirasçıları hakkında açılan davanın reddi gerekirken, işin esasına girilip kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 18.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-04-2012, 09:21   #4
recepav

 
Varsayılan

Sigortadan maddi tazminatı aldık.manevi tazminat davası açacağız.
Old 26-04-2012, 10:55   #5
AV Sezin

 
Varsayılan

Mirası reddettikleri taktirde tazminat davasında hasım sıfatı taşımayacakları kanaatindeyim..
Old 26-04-2012, 13:47   #6
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Mirasın reddi alt soy lehine yapılmamış ise ; Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından oluşturulacak tereke iflas idaresine karşı açmanız gerekir. ( Ek Y.kararı 21 HD.2005/13769 E.2006/4668 K)
Old 26-04-2012, 13:47   #7
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13769
K. 2006/4668
T. 4.5.2006
• ÇALIŞMANIN TESPİTİ ( Tespiti İstenilen Süreye İlişkin Sigorta Primlerinin Tahsili İstemini de İçerdiği - Bu Tür Davalarda İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
• HİZMET AKDİ İLE GEÇEN ÇALIŞMALARIN TESPİTİ ( Bu Tür Davalarda İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
• İŞVERENİN ÖLMESİ ( Hizmet Tespiti/Yasal Mirasçılarının Taraf Bulunacağı - En Yakın Yasal Mirasçıların Tamamının Reddettiği Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği )
• MİRASÇILARIN TARAF SIFATI ( Hizmet Tespiti Davalarında İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu - Mirasçıların Tamamının Reddettiği Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği )
• MİRASIN REDDEDİLMESİ ( Mirasın İflas Hükümlerine Göre Tasfiye Edileceği - Hizmet Akdi İle Geçen Çalışmaların Tespiti )
• VERASET İLAMI ( Geçersizliğinin Her Zaman İleri Sürülmesinin Mümkün Olduğu - Hizmet Tespiti )
• HUSUMET ( Hizmet Tespiti Davalarında İşverenin ( İşveren Öldüğünde İse Yasal Mirasçılarının )Taraf Bulunmasının Zorunlu Olduğu )
506/m.80
4721/m.598, 612
ÖZET : Hizmet tespiti davaları sonuçta, tespiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda işverenin ( işveren öldüğünde ise yasal mirasçılarının )taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur.

En yakın yasal mirasçıların tamamının reddettiği mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Mirasçılık belgesinin ( veraset ilamının )geçersizliği her zaman ileri sürülebilir.

DAVA : Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01.03.1989-15.5.2001 tarihleri arasında hizmet akdi ile geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalılardan Kurum vekili ile dahili davalılardan Nilşen Ertan, Yasemin Baklacı ve Nilgün Karaca tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Davacı, işveren Hakkı Ertan mirasçısı Muhterem Ertan ve Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açtığı davada, ölen işverene ait işyerinde 01.03.1989-15.05.2001 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hizmet tespiti davaları sonuçta, tespiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Hal böyle olunca da bu tür davalarda işverenin ( işveren öldüğünde ise yasal mirasçılarının )taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay'ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/211241, K.2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.

Somut olayda, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25.05.2001 tarih ve E:200l/572, K:200l/557 sayılı veraset ilamına göre, ölen işverenin tek mirasçısı kızı davalılardan Muhterem Ertan olduğu, yargılama sırasında söz konusu davalının ibraz ettiği Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 20.09.2001 tarih ve E:2000/692, K:200l/939 sayılı kararından ise, işveren muris Hakkı Ertan'ın mirasım tek mirasçısı olan davalılardan Muhterem Ertan'ın kayıtsız ve şartsız olarak reddettiği ve Türk Medeni Kanunu'nun 549/2. maddesi gereğince reddin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacı, temyize konu davanın görüldüğü iş mahkemesince verilen yetki üzerine, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/278 Esas sayılı dosyasında hasımsız veraset davası açarak ölen işverene ait mirasçılık belgesinin verilmesini istemiş, anılan mahkemece, ölen işverenin kardeşlerinin ve kardeş çocuklarının isimlerinin yer aldığı 10.09.2003 tarihli veraset ilamı verilmiştir. Anılan veraset ilamında ismi geçen kişiler davaya dahil edilmişler, söz konusu dahili davalılardan bir kısmı temyiz dilekçelerinde kendilerinin yasal mirasçı olmadıklarını, muris Hakkı Ertan'ın mirasını reddettiklerini belirtmişlerdir.

T.M.K.'nun 612.maddesinde en yakın yasal mirasçıların tamamının reddettiği mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan aynı Yasanın 598.maddesinde mirasçılık belgesinin ( veraset ilamının )geçersizliğinin her zaman ileri sürülmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu durumda yapılacak iş öncelikle dahili davalılara 10.9.2003 tarihli veraset ilamının iptali yönünde dava açmaları için önel vermek, veraset ilamının iptal edilerek ortadan kaldırılması sağlandıktan sonra mirasın en yakın mirasçılarının tamamının ( tek mirasçı varsa onun birkaç mirasçı varsa hepsinin )reddi halinde tasfiyenin Sulh Hukuk Mahkemesince yapılması gerektiğinden Hakkı Ertan'ın tek mirasçısı olup onun tarafından mirasın reddedildiğini Sulh Hukuk Mahkemesine bildirmek, Sulh Hukuk Mahkemesine tasfiyeye başlandığından davayı tasfiye memuruna ( Sulh Mahkemesince oluşturulacak tereke iflas idaresine )yöneltmek suretiyle davada taraf koşulunun gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde işverenlere iadesine, 04.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
MÜteahhİtten SatiŞ Vaadİ İle Daİre Alan 3. KİŞİnİn Tapu İptal Ve Tescİl Davasini Kİme KarŞi AÇacaĞi Av.Nehir Meslektaşların Soruları 6 03-12-2010 16:55
Evİn Satilmasi Halİnde Eskİ Ev Sahİbİnİn ÖdenmemİŞ Kİra Bedellerİnİ Tahsİl Etmesİ SUCCEED Meslektaşların Soruları 0 27-01-2010 14:16
Tespİt Edİlen Su Akintisi İle İlgİlİ Tazmİnat AÇacaĞiz Ama Zararin Tespİtİ Gerekİrmİ MASSAN Meslektaşların Soruları 3 05-12-2007 12:12
Beraat Halİnde MÜŞtekİye KarŞi Manevİ Tazmİnat damista Meslektaşların Soruları 8 17-11-2007 11:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06329107 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.