Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatların X-RAY cihazından geçirilmesi ve Aranma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-04-2010, 18:36   #31
av.canercivak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Kanuni dayanak bulunmamaktadır. Başsavcılığın yazısında "Adli Önleme ve Arama Yönetmeliği" dayanak yapılmıştır.

Oldukça düşündürücü bir durum. Bir ülkenin başsavcısı kanunu es geçip yönetmeliği üst norm olarak görüyorsa bence o ülkede hukuk artık sona ermiştir.

Saygılarımla...

Başsavcıya gelene kadar bu Ülkede Danıştay yönetmeliği kanun maddesinin üstünde tutuyor sayın meslektaşım. Bilmem hiç soruşturma dosyasını incelemek istediğinizde sizden vekâlet isteyen oldumu.
Old 07-04-2010, 22:28   #32
Av.Barış

 
Varsayılan

sayın meslektaşım hiç istemez olurlar mı.Elbette ki istediler. bir avukat arkadaşımız başsavcı ile görüştü ancak başsavcı yönetmeliği örnek göstermiş ve barolar birliğinin açmış olduğu davanın reddedildiğini dolayısı ile birşey yapılamayacağını belirtmiştir.

Aynı başsavcının kapıya x-ray cihazı ile arama yaptırmasında ben mantık, hukuk, yönetmelik vs hiçbir şey aramıyorum.

tek bildiğim adliyelerde başsavcının yerinin hakimden bile yüksek konumda olduğudur.
Old 15-04-2010, 08:48   #33
m_argun

 
Varsayılan

Bu uygulamanın aynısı danıştayda da var.
Old 23-09-2011, 10:54   #34
Av_Acar

 
Varsayılan Ne demek, "Avukatın üstü aranamaz?"

Alıntı:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin 1. fıkrasına göre, "Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir" dendiğini biliyordum ama bu maddenin devamında, "Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri kesinlikle aranamaz!" türünden bir abukluğun da yer aldığını bilmiyordum!
Açıldığı günden bu yana dün ilk kez ifade vermek için gittiğim Çağlayan Adliyesi'nde öğrendim bu durumu.
Öğrenince de tabii, "Nasıl yani?" oldum...
Elbette ki avukatlık mesleği son derece onurlu, şerefli, haysiyetli bir meslektir. Elbette ki toplum nezdinde onları farklı kılan birtakım özellikleri vardır.
Vardır ama bütün bu değerler neden bu mesleği tercih edenleri ayrıcalıklı kılsın ki?
Böyle saçma sapan bir ayrıcalık olur mu sevgili okurlarım?
Eğer içinizden, "Olur! Bal gibi de olur!" diyen birileri var ise o zaman onlara Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan'ı hatırlatmak isterim. Biliyorsunuz, o da avukattı!
Ve o kimliğini kullanarak girdi belinde gizlediği silahla Danıştay'a.
Lütfen Çağlayan Adliyesi'ni gözünüzün önüne getirin.
Türkiye'nin en kritik davalarına bakan, sürekli kelle koltukta görev yapan yüzlerce savcı ve hâkim o kocaaaa, uçsuz bucaksız binanın içinde görev yapıyor.
Dün gördüm. Başsavcı ve vekili hariç hiçbir savcının ve hâkimin odasının önünde bekleyen özel koruma yok! Hepsi Allah'a emanet bir şekilde görev yapıyor.
Ya o hâkim ya da savcılardan biri bir avukatın canını yakmışsa.
Ya kaybettiği dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalıma girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan avukat intikamının peşine düşmüşse?
Olamaz mı yani?
Yani illa siyasi olması gerekmez tehlike arz edecek avukatın Alparslan Aslan gibi falan!
Basit bir alacak- verecek, boşanma, miras ya da ne bileyim basit bir taciz davası bile böyle bir duruma yol açabilir.
Şimdi...
Hal böyleyken yani Türkiye gerçeği buyken, avukatlık mesleğini icra eden kişilerin ısrarla farklı muameleye tabi tutulmayı istemeleri filan biraz bencillik olmuyor mu?

[FSEK gereğince kısa alıntı yapıldı, makalenin tamamı ilgili gazetenin sayfasından okunabilir-THS Site Yönetimi]

Sevilay Yükselir - SABAH


Sabah gazetesi köşe yazarlarından Sevilay Yükselir hanım gazetedeki köşesinde bu konuyu ele almış ve gerek İstanbul Barosu, gerek Ankara Barosu ve çeşitli barolar bu yazıyı kınamışlardır. Siz değerli meslektaşlarımla üst araması konusunu bir de bu açıdan bakarak tartışalım?
Old 26-09-2011, 12:36   #35
Av.İlker DOLGUN

 
Karar Avukatların Üzeri Aranmalı mı?

21 Eylül 2011 tarihinde sabah gazetesinde Sevilay Yükselir imzası ile yayınlanan makaleyi ve devamında İstanbul Baromuzun 23.09.2011 tarihli cevabi yazısını paylaşıyor; takdir ve değerlendirmeyi kıymetli meslektaşlarıma bırakıyorum.
Alıntı:

Ne demek, "Avukatın üstü aranamaz?"

(http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/yuk...-ustu-aranamaz)

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinin 1. fıkrasına göre, "Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir" dendiğini biliyordum ama bu maddenin devamında, "Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri kesinlikle aranamaz!" türünden bir abukluğun da yer aldığını bilmiyordum!
Açıldığı günden bu yana dün ilk kez ifade vermek için gittiğim Çağlayan Adliyesi'nde öğrendim bu durumu.
Öğrenince de tabii, "Nasıl yani?" oldum...
Elbette ki avukatlık mesleği son derece onurlu, şerefli, haysiyetli bir meslektir. Elbette ki toplum nezdinde onları farklı kılan birtakım özellikleri vardır.
Vardır ama bütün bu değerler neden bu mesleği tercih edenleri ayrıcalıklı kılsın ki?
Böyle saçma sapan bir ayrıcalık olur mu sevgili okurlarım?
Eğer içinizden, "Olur! Bal gibi de olur!" diyen birileri var ise o zaman onlara Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan'ı hatırlatmak isterim. Biliyorsunuz, o da avukattı!
Ve o kimliğini kullanarak girdi belinde gizlediği silahla Danıştay'a.
Lütfen Çağlayan Adliyesi'ni gözünüzün önüne getirin.
Türkiye'nin en kritik davalarına bakan, sürekli kelle koltukta görev yapan yüzlerce savcı ve hâkim o kocaaaa, uçsuz bucaksız binanın içinde görev yapıyor.
Dün gördüm. Başsavcı ve vekili hariç hiçbir savcının ve hâkimin odasının önünde bekleyen özel koruma yok! Hepsi Allah'a emanet bir şekilde görev yapıyor.
Ya o hâkim ya da savcılardan biri bir avukatın canını yakmışsa.
Ya kaybettiği dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalıma girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan avukat intikamının peşine düşmüşse?
Olamaz mı yani?
Yani illa siyasi olması gerekmez tehlike arz edecek avukatın Alparslan Aslan gibi falan!
Basit bir alacak- verecek, boşanma, miras ya da ne bileyim basit bir taciz davası bile böyle bir duruma yol açabilir.
Şimdi...
Hal böyleyken yani Türkiye gerçeği buyken, avukatlık mesleğini icra eden kişilerin ısrarla farklı muameleye tabi tutulmayı istemeleri filan biraz bencillik olmuyor mu?

[FSEK gereğince kısa alıntı yapıldı, makalenin tamamı ilgili gazetenin sayfasından okunabilir-THS Site Yönetimi]




MESLEKTAŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA DUYURU

(http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=6140)

Basında yer alan bir köşe yazısında, avukata yönelik, bilgi ve ciddiyetten yoksun yaklaşımı kınıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında “Ne demek avukatın üstü aranamaz ?” başlıklı, bilgiden ve bütünlükten yoksun, varsayımlarla ve çelişkilerle dolu, bir yazı yayımlanmıştır.
Hatırlatmak isteriz ki avukat, en kutsal hak olan savunma hakkını yerine getiren ve TCK 6.maddeye göre yargı görevi yapan kişidir. Avukat ile ilgili bir takım “farklı” düzenlemeler bir ayrıcalık olmayıp, savunma hakkının korkusuzca ve keyfi engellemeler olmaksızın yerine getirilmesini sağlamak içindir. Bir başka ifadeyle bu “farklı” düzenleme de aslında avukatın bizatihi kendisi için değil, savunma hakkını kullanabilmesi için vatandaşa getirilen bir güvencedir. Yoksa avukatların kendilerini ayrıcalıklı hissetmek gibi bir düşüncesi ve talebi bulunmamaktadır. Nitekim benzer düzenleme hâkim ve savcılarla ilgili mevzuatta da yer almaktadır.
Hal böyleyken, hiçbir bilgiyi yansıtmayan, bu yasal düzenlemeyi “abukluk” gibi garip ve düzeysiz bir ifade tarzı ile niteleyen yazı, gerçekleri yansıtmadığı gibi, savunma hakkının ve onu temsil eden avukatın önemi hakkında hiçbir fikrin bulunmadığını da göstermektedir. Avukatların üstünün aranamayacağı ile ilgili düzenleme “abukluk” olarak nitelenirken; “bir hâkimin ya da savcının bir avukatın canını yakmış olması(!) “, “bir dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalım girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan bir avukatın intikam peşine düşmüş olması (!) “ gibi film senaryolarını yansıtan zorlama varsayımlara, Danıştay saldırısı gibi uç ve kötü bir örneğe dayanılması iyiniyet ve mantık kuralları ile bağdaşmamaktadır.
Hukuk ve fikir ürütmek ciddi bir iştir; bilgi ve entelektüel düzey gerektirir. Yazıdan öyle anlaşılmaktadır ki “keşmekeşlik”, anılan düzenlemede değil, bu yazıyı kaleme alan kişinin zihnindedir. Neyse ki ilgili kişi ve kurumlar, bu düzenlemenin “yasadan derhal çıkartılması” gibi ciddiyetsiz çağrılara kulak asmayacak kadar sağduyu sahibidirler.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Old 01-10-2011, 10:39   #36
akoguz

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, hiçbir şekilde tartışmaya değer bulmuyorum. Avukatlar olarak meslek örgütlerimizi daha aktif şekilde çalıştırıp, mesleğin uluslararası standartlara kavuşması ve savunmanın hak ettiği saygınlığı kazanması gereğini yapmak ve yaptırmak için mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda bahsi geçen ve hep Danıştay saldırısını örnek vererek tüm avukatları zan altında bırakan insanlara onların anlayacağı basit ve entellektüel birikimden uzak ifadelerle şunu sormak istiyorum.Sülalenizde hırsızlık, cinayet vs. gibi suç işleyen biri var diye sizi hırsız veya katil olarak mı görmeliyiz? Lütfen avukatlara yönelik bu tür ithamlarla tüm toplumun ihtiyaç duyacağı savunma mesleğinin saygınlığını zedelemeyiniz.Saygılarımla...
Old 01-10-2011, 11:15   #37
eser_29

 
Varsayılan

Majestelerinin Dalkavukları, hakim olan irade yönünde kalemşörlük yapacaklar tabi ki, bunda garipsenecek ne var ? Malum dalkavukları yakından tanımak isteyenler dün gece ki en az %12 bilmem kaç küsürlük Doğalgaz zammını kimin manşetten kimin ise iç sayfalardan ufacık verdiğine bakarak tespit edebilirler.

O dalkavuklar plansız-programsız her yere üniversite açılmasının da şakşakçılığını yaptıklarından gelecek yıllardaki sıkıntıları göremiyorlar mesela.

O dalkavuklar hukuk-kanun tanımadan yazı yazıp haber yaptıklarında "basın özgürlüğü" lafının ardına sığınmayacak iseler eğer ve "haber değeri var" deyip milletin yatak odasını görüntülemeyi meşrulaştırmayacaklar ise ve insanların özel telefon görüşmelerini çarşaf çarşaf manşet yapmayacak iseler namus sözüdür ben o dalkavukların her birine üstümü aratırım, Sevilay hariç ! Çünkü o kazana düştü.
Old 09-10-2011, 01:59   #38
av.perihan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
21 Eylül 2011 tarihinde sabah gazetesinde Sevilay Yükselir imzası ile yayınlanan makaleyi ve devamında İstanbul Baromuzun 23.09.2011 tarihli cevabi yazısını paylaşıyor; takdir ve değerlendirmeyi kıymetli meslektaşlarıma bırakıyorum.




MESLEKTAŞLARIMIZA VE KAMUOYUNA DUYURU

(http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=6140)

Basında yer alan bir köşe yazısında, avukata yönelik, bilgi ve ciddiyetten yoksun yaklaşımı kınıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazısında “Ne demek avukatın üstü aranamaz ?” başlıklı, bilgiden ve bütünlükten yoksun, varsayımlarla ve çelişkilerle dolu, bir yazı yayımlanmıştır.
Hatırlatmak isteriz ki avukat, en kutsal hak olan savunma hakkını yerine getiren ve TCK 6.maddeye göre yargı görevi yapan kişidir. Avukat ile ilgili bir takım “farklı” düzenlemeler bir ayrıcalık olmayıp, savunma hakkının korkusuzca ve keyfi engellemeler olmaksızın yerine getirilmesini sağlamak içindir. Bir başka ifadeyle bu “farklı” düzenleme de aslında avukatın bizatihi kendisi için değil, savunma hakkını kullanabilmesi için vatandaşa getirilen bir güvencedir. Yoksa avukatların kendilerini ayrıcalıklı hissetmek gibi bir düşüncesi ve talebi bulunmamaktadır. Nitekim benzer düzenleme hâkim ve savcılarla ilgili mevzuatta da yer almaktadır.
Hal böyleyken, hiçbir bilgiyi yansıtmayan, bu yasal düzenlemeyi “abukluk” gibi garip ve düzeysiz bir ifade tarzı ile niteleyen yazı, gerçekleri yansıtmadığı gibi, savunma hakkının ve onu temsil eden avukatın önemi hakkında hiçbir fikrin bulunmadığını da göstermektedir. Avukatların üstünün aranamayacağı ile ilgili düzenleme “abukluk” olarak nitelenirken; “bir hâkimin ya da savcının bir avukatın canını yakmış olması(!) “, “bir dava dolayısıyla maddeten ve manen çökmüş, bunalım girmiş, bu sebeple de intikam hırsı ile yanıp tutuşan bir avukatın intikam peşine düşmüş olması (!) “ gibi film senaryolarını yansıtan zorlama varsayımlara, Danıştay saldırısı gibi uç ve kötü bir örneğe dayanılması iyiniyet ve mantık kuralları ile bağdaşmamaktadır.
Hukuk ve fikir ürütmek ciddi bir iştir; bilgi ve entelektüel düzey gerektirir. Yazıdan öyle anlaşılmaktadır ki “keşmekeşlik”, anılan düzenlemede değil, bu yazıyı kaleme alan kişinin zihnindedir. Neyse ki ilgili kişi ve kurumlar, bu düzenlemenin “yasadan derhal çıkartılması” gibi ciddiyetsiz çağrılara kulak asmayacak kadar sağduyu sahibidirler.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

ben köşe yazarı hakkında hakaret suçundan suç duyurusunda bulunulması taraftarıyım.basın açıklamasıyla bırakılmamalıydı konu.
Old 12-10-2011, 11:00   #39
pia

 
Varsayılan

Bir avukat olarak avukatların da aramaya tabi tutulmasını destekliyorum, neden bu kadar tepki verildiğini de anlayamıyorum. Aramaya tabi tutmak, muhattabın temiz olup olmadığından şüphe etmek değildir, herkesin güvenliğini sağlamaya yöneliktir, bu sebeple adliyeye giren herkes, savcı ve hakimler dahili aramaya tabi tutulmalıdır.

Bazı meslektaşlarım çok doğal bir şeymiş gibi "Üzerinde silah olan meslektaşlarımız zaten girişte görevlilere silahını bırakacaktır" tarzı söylemlerde bulunmuş, şahsen ben kendi can güvenliğimin, üzerinde sürekli "silah" taşıyan bir avukatın iyi niyetine bağlı olmasından öte önlemlerin alınmasını tercih ederim.
Old 12-10-2011, 12:32   #40
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pia
Bir avukat olarak avukatların da aramaya tabi tutulmasını destekliyorum, neden bu kadar tepki verildiğini de anlayamıyorum. Aramaya tabi tutmak, muhattabın temiz olup olmadığından şüphe etmek değildir, herkesin güvenliğini sağlamaya yöneliktir, bu sebeple adliyeye giren herkes, savcı ve hakimler dahili aramaya tabi tutulmalıdır.

Bazı meslektaşlarım çok doğal bir şeymiş gibi "Üzerinde silah olan meslektaşlarımız zaten girişte görevlilere silahını bırakacaktır" tarzı söylemlerde bulunmuş, şahsen ben kendi can güvenliğimin, üzerinde sürekli "silah" taşıyan bir avukatın iyi niyetine bağlı olmasından öte önlemlerin alınmasını tercih ederim.
İfadeleriniz karşısında "hakim ve savcılar da aranacaksa avukatlar da elbette aransın" şeklindeki bir değerlendirmeyle yanıt vermeyeceğim. Yalnızca, sitemizde daha önce benzer konulardaki tartışmalarda dile getirilen hususları göz önünde bulundurmanızı rica edeceğim. Örneğin silahlı güvenlik görevlilerinin bulunduğu bir ortamda can güvenliğinizin, söz konusu görevlilerin "iyi niyetine" "psikolojik durumuna" vs. vs.. bağlı olmasını nasıl açıklayacaksınız? Savunma dokunulmazlığı kavramından bihaber olan meslektaşlarımızın konuya can güvenliği ya da avukatların bir şeyler ispatlama çabası bağlamında yaklaşmaları gerçekten anlaşılabilir değil.
Old 12-10-2011, 12:41   #41
Av.Barış

 
Varsayılan

işi can güvenliği veya kendini koruma tartışmasına geçersek yasaları atlamış oluruz.

Bizlerin aranmasını istememizin nedeni yasadan kaynaklanmaktadır. Yasa varken tanımadığımız bir kişi "sizi arayacağız" derse elbetteki aratmamalıyız. bu biraz polislere "üzerinizde silah taşımayın" demek gibi birşey olsa gerek. Güvenlik paronoyası vs hiçbir şey yasalardan üstün değildir. güvenliği bahane ederek yada olabilecekleri düşünürsek bütün yasaları atlamamız gerekecek. Avukatı ya da vatandaşı potansiyel suçlu görmek hiçbir mantık ile bağdaşamaz.
Old 12-10-2011, 12:42   #42
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pia
Bir avukat olarak avukatların da aramaya tabi tutulmasını destekliyorum, neden bu kadar tepki verildiğini de anlayamıyorum. Aramaya tabi tutmak, muhattabın temiz olup olmadığından şüphe etmek değildir, herkesin güvenliğini sağlamaya yöneliktir, bu sebeple adliyeye giren herkes, savcı ve hakimler dahili aramaya tabi tutulmalıdır.

Bazı meslektaşlarım çok doğal bir şeymiş gibi "Üzerinde silah olan meslektaşlarımız zaten girişte görevlilere silahını bırakacaktır" tarzı söylemlerde bulunmuş, şahsen ben kendi can güvenliğimin, üzerinde sürekli "silah" taşıyan bir avukatın iyi niyetine bağlı olmasından öte önlemlerin alınmasını tercih ederim.

Sayın pia,

Yargı mensuplarının (avukat, hakim, savcı) mesleki çalışma alanlarına girişlerinde ve görevlerini icra ederken aranamamaları bir meslek güvencesidir.

Yanılgılı, tikel ve doyurucu olmayan bu gibi gerekçelerle ellerinden alınamaz.

Avukat, bağımsız savunmayı serbestçe temsil eden bir yargı mensubu ve görevlisidir. Yine, yargıç ve savcı da yargısal görevler icra etmektedir. Konu topyekûn "yargının masuniyeti" ile alakalıdır...

Avukatların, yargıç ve savcıların üst ve eşya (konut-büro) aramalarının yapılamayacağına ilişkin ilgili kanunlarındaki düzenlemelerin esasını anlamadan bu konuda öznel değer yargılarından hareketle ve egemen toplumsal hissiyatla görüş oluşturulması mesleki kazanımlarda gerilemeye yol açar...

Yani, sonucu kabahat-para cezası olabilecek türden bir durum için (O da mahkeme salonuna-duruşmaya girilmesi halinde bence...) avukatlık yasal yetkilerinin tırpanlanmasına cevaz vermenizin kabul edilebilir yanı yok.

Ayrıca, bu nitelikteki genel bir meslek grubuna (hakim-savcı-avukat) ilişkin yüzde kaç oranında tahakkuk edecek bir durumdan bahsediyoruz ki; yasal durumun değiştirilmesinde ve tersyüz edilmesinde dikkate alınabilsin bu dediğiniz... Kaç avukat, üzerinde silahla adliye kapılarında bekliyor sizce? Olsa ne olur?

Avukata, yargıca ve savcıya itimat ilkesi yasal bir karinedir bizim hukuk sistemimizde... Aksi bilfiil isbat edilmedikçe salt "lafla, sözle ve tartışmayla" yıkılamaz... Bilfiil yıkılırsa da sadece fail açısından yıkılır, ana kural ayakta kalır...
Old 12-10-2011, 18:28   #43
av.perihan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pia
Bir avukat olarak avukatların da aramaya tabi tutulmasını destekliyorum, neden bu kadar tepki verildiğini de anlayamıyorum. Aramaya tabi tutmak, muhattabın temiz olup olmadığından şüphe etmek değildir, herkesin güvenliğini sağlamaya yöneliktir, bu sebeple adliyeye giren herkes, savcı ve hakimler dahili aramaya tabi tutulmalıdır.

Bazı meslektaşlarım çok doğal bir şeymiş gibi "Üzerinde silah olan meslektaşlarımız zaten girişte görevlilere silahını bırakacaktır" tarzı söylemlerde bulunmuş, şahsen ben kendi can güvenliğimin, üzerinde sürekli "silah" taşıyan bir avukatın iyi niyetine bağlı olmasından öte önlemlerin alınmasını tercih ederim.

Üyenin kimliğine baktım.Avukatmış.Söyleyecek sözüm kalmadı.Bir avukat böyle düşünüyorsa...
Old 15-02-2012, 12:43   #44
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pia
...

Bazı meslektaşlarım çok doğal bir şeymiş gibi "Üzerinde silah olan meslektaşlarımız zaten girişte görevlilere silahını bırakacaktır" tarzı söylemlerde bulunmuş, şahsen ben kendi can güvenliğimin, üzerinde sürekli "silah" taşıyan bir avukatın iyi niyetine bağlı olmasından öte önlemlerin alınmasını tercih ederim.

Sn pia,

Belli meslek gruplarına belli şartlarla silah taşıma ruhsatı verilir. Avukatlar için de böyle bir hak vardır. Kanun koyucu ve idare, şartları yerine getiren bir avukata güvenerek bu silahı taşıma hakkını verir. Şüphesiz ki ruhsatıyla silah taşıyan avukatlar, ruhsatı olmaksızın silah taşıyan herkesten çok daha güvenilir insanlardır. cebindeki ruhsat, bu karineyi doğurur.

Kaldı ki adliyeler silahtan tam manasıyla arındırılmış yerler değildir. Güvenlik görevlileri, hakim ve savcılar binaya silahla girmektedir. Hal böyleyken, tek sorununuz silahlı avukat olsa size hak verirdim ancak bu durumda aynı fikirde olmadığımı beyan etmek durumundayım.

Saygılarımla
Old 28-08-2013, 13:23   #45
av.sahin67

 
Varsayılan Adliyelerin Girişinde Avukatların araması ve İstanbul Barosuna Açık Mektup

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI’NA

KONU : Bakırköy Adliyesinde avukatların çantalarında yapılan arama faaliyeti
AÇIKLAMALAR :

1- İstanbul Adliyesinde avukat çantalarında yapılmak istenen aramalarda gerek bilinçli avukatların gerekse makamınızın yapmış olduğu itirazlar neticesinde hiçbir kanunu mesnedi bulunmadığını ve keyfilik içerdiği anlaşılmıştır.

2- Halen İstanbul Adliyesinde bu faaliyetlerin yapılıp, çantasını X-Ray cihazından geçirmeyen avukarların sicil numaralarının alınması kabul edilemez. Bu hususta yazılı emri veren Cumhuriyet Başsavcılar hakkında HSYK nezdinde kurum olarak şikayette bulunmak gerektiğini düşünmekteyim.

3- İstanbul Adliyesinden sonra Bakırkırköy Adliyesinde de bu uygulama başlamıştır. Kişisel olarak çantamın cihazdan geçirilmesi ve bu konuda Başsavcılığın yazılı emri olduğu söylendi. İstanbul Adliyesinde olduğu gibi çantamı cihaza koymadım. Sicil numaram istendiğinde ise kartvizitimi takdim ettim ve yazılı emri veren şahıs/kuruma şikayet edebileceklerini söyledim. Bu durumu her adliyeye girişte yaşamak avukatlık onurunu zedeler niteliktedir. Bu durumda yapılacaklar yukarıda ifade edilmiştir. Şahsi olarak makamınıza, HSYK ve Adalet Bakanlığına müracaatta bulunacağımı ifade etmek isterim.

4- Makamınızdan bu hususta sessiz kalmamanızı ve gerekli tepkiyi göstermenizi, yazılı emri verenler hakkında HSYK ve Adalet Bakanlığı nezdinde kurumsal olarak şikayette bulunmanızı talep etmekteyim. Çünkü bu yapılanlar avukatlık mesleğinin saygınlık ve güvenilirliğini zedeler niteliktedir. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.

Av.Şahin ÇARŞANBALI
İstanbul Barosu- 41587
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
x-ray cihazından geçiş BirBilen Meslektaşların Soruları 8 09-02-2010 11:46
Boşanma Velayet Ve polis tarafından aranma kararı Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 18-12-2009 11:59
temyize cevap süresinin geçirilmesi Av.Yasemin Işık Meslektaşların Soruları 3 04-05-2009 09:08
taşınmazdan elektrik direği geçirilmesi ladre Meslektaşların Soruları 1 11-04-2009 21:13
Öndeme Süresinin Geçirilmesi Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 1 05-02-2008 16:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07775092 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.