Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ev başkanının sorumluluğu görevli mahkeme

Yanıt
Old 12-12-2011, 16:56   #1
BALDIRAN

 
Varsayılan ev başkanının sorumluluğu görevli mahkeme

Merhabalar.
katkıda bulunacak bütün arkadaşlarıma şimdiden sonsuz teşlekkürler.
Müvekkil, (15 yaşındayken) yine kendisi gibi (15 yaşında olan) bir arkadaşının babasına ait dükkanın çatı katında, babasına ait havalı tüfekle (müvekkile göre kasten, karşı tarafa göre taksirle) tek saçmqa ile kalşbinden vuruluyor ve kalp ameliyatı geçirmek zorunda kalıyor.
Eylemi gerçekleşytiren çocuk hakkında çocuk mahkemesinde açılan dava devam ediyor.
Şimdi müvekkil 18 yaşını doldurdu. Eylemi gerçekleştiren çocukda 18 yaşını doldurdu.
Dava açmak istiyorum.
1) Davayı, 18 yaşını doldurduğu için doğrudan müvekkil adına açmam gerek diye düşünüyorum. Anne babanın zararı doğrudan mıdır, yansıma yoluylamıdır, onlar adına da manevi tazminat davası açsam mı karar veremedim.
2) davalı olarak hem olay tarihinde 15, şimdi 18 yaşında olan çocuğu, hem, gerekli gözetim görevini ihmal ettiği için ev başkanının sorumluluğuna dayanarak baba hakkında açmayı düşünüyorum. (Küçük adına açılan dava kazanılsa bile mal varlığı yok)
3) Ev başkanının sorumluluğu TMK 369 da düzenlendiği ve HGK.nun 2008/4-153 E sayılı kararı da bu yönde olduğüu için davayı Aile Mahkemesinde açmayı düşünüyorum.Davalı olarak küçüğünde (haksız fiil faili) yer alması aile mahkemesinde dava açmama engel olurmu.
Old 12-12-2011, 17:58   #2
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Açacağınız davalar yani maddi ve manevi tazminat talepli davalar açıldıkları tarihte davacı ve davalı olacak küçükler 18 ini doldurmuş olduğundan kendi adlarına açılmalı,sorumluluk açısından düşünülürse olay tarihinde suçu işleyen çocuğun velayetini ortak kullanan anne ve babasının da davalı olarak gösterilmesi mümkün.Zarar gören çocukğun anne babası da olay nedeniyle ayrı ayrı çektikleri sıkıntı,üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteyebilirler,ceza davasının sonucu davalara ışık tutacaktır haliyle...
Old 26-02-2012, 00:51   #3
BALDIRAN

 
Varsayılan

Nazife hanım öncelikle zaman ayırdığınız için teşekkürler. Endişem, anne/baba için görevli olan aile mahkemesi (özel mahkeme) haksız fiil faili olan çocuk içinde görevlimidir. Bir de, anne/baba haksız fiil faili olmadığı için onlar hakkında uzamış ceza zaman aşımı olmaz diye düşünüyorum. Anne babaya açılacak dava hangi zaman aşımına tabidir.Saygılar
Old 26-02-2012, 03:35   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Merhabalar.
katkıda bulunacak bütün arkadaşlarıma şimdiden sonsuz teşlekkürler.
Müvekkil, (15 yaşındayken) yine kendisi gibi (15 yaşında olan) bir arkadaşının babasına ait dükkanın çatı katında, babasına ait havalı tüfekle (müvekkile göre kasten, karşı tarafa göre taksirle) tek saçmqa ile kalşbinden vuruluyor ve kalp ameliyatı geçirmek zorunda kalıyor.
Eylemi gerçekleşytiren çocuk hakkında çocuk mahkemesinde açılan dava devam ediyor.
Şimdi müvekkil 18 yaşını doldurdu. Eylemi gerçekleştiren çocukda 18 yaşını doldurdu.
Dava açmak istiyorum.
1) Davayı, 18 yaşını doldurduğu için doğrudan müvekkil adına açmam gerek diye düşünüyorum. Anne babanın zararı doğrudan mıdır, yansıma yoluylamıdır, onlar adına da manevi tazminat davası açsam mı karar veremedim.
2) davalı olarak hem olay tarihinde 15, şimdi 18 yaşında olan çocuğu, hem, gerekli gözetim görevini ihmal ettiği için ev başkanının sorumluluğuna dayanarak baba hakkında açmayı düşünüyorum. (Küçük adına açılan dava kazanılsa bile mal varlığı yok)
3) Ev başkanının sorumluluğu TMK 369 da düzenlendiği ve HGK.nun 2008/4-153 E sayılı kararı da bu yönde olduğüu için davayı Aile Mahkemesinde açmayı düşünüyorum.Davalı olarak küçüğünde (haksız fiil faili) yer alması aile mahkemesinde dava açmama engel olurmu.

Anne- babanın sorumluluğu TMK 369 gereği ev başkanlığından kaynaklanan sorumluluktur. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir, malumu olduğunuz üzere bunda tereddüt yok.

Olay tarihinde küçük, dava tarihinde reşit olan davalının sorumluluğu BK 41 gereği haksız fiil sorumluluğudur. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

Husumetinizi, tahsilde tekerrür olmamak şartıyla, eylem sahibi için asliye hukuk mahkemesinde, ev başkanları için aile mahkemesinde ayrı ayrı açmanız kanımca gerekmektedir.

Eylem sahibi kişi için açacağınız davada BK 41 hükmüne dayanacağınızdan, davayı aile mahkemesinde açamazsınız. Birlikte açılmış olsa bile, biri için görevsizlik kararı verilmelidir.

Dayandığınız hükümler farklı, istifade etmek istedğiniz mahkemelerin uzmanlığı farklıdır...

Kolay Gelsin...
Old 27-02-2012, 23:54   #5
BALDIRAN

 
Varsayılan

Selim bey teşekkürler. Ev başkanına karşı açılacak davada zaman aşımı süresi hakkındaki düşüncenizi de alabilirmiyim. Zira olayın üstünden 1,5 yıl geçti, zaman aşımına takılırım diye endişem var.Saygılar.
Old 28-02-2012, 01:16   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Selim bey teşekkürler. Ev başkanına karşı açılacak davada zaman aşımı süresi hakkındaki düşüncenizi de alabilirmiyim. Zira olayın üstünden 1,5 yıl geçti, zaman aşımına takılırım diye endişem var.Saygılar.

Ev başkanlığı sorumluluğu ile ilgili özel bir zamanaşımı süresini duymadım, bu sebeple;

Önce
Alıntı:
BK 60/1 : Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblâğ tediyesine müteallik dâva, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz

Burada ki zamanşımı süresine göre 1 yıl,

Ancak
Alıntı:
BK 60/2: Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.

Davalının eylemi, Ceza Hukukuna göre suç kabul edildiği için, zamanşımı süresi için TCK'ya bakmak gerekiyor.

Alıntı:
TCK 66 : Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer

Son fıkraya dikkat ederek, cezanın üst sınırını bilmek gerekiyor;

Taksirle yaralama ise,
Alıntı:
TCK 89: Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.---
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,--- Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır

Kasten yaralama ise,
Alıntı:
TCK 86: Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.---
e) Silahla,
İşlenmesi halinde, "şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır."

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama ise,
Alıntı:
TCK 87: Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, "üçüncü" fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

Zamanaşımı başlangıç tarihi, failin ve zararın ıttıla tarihidir...

Buna göre bulun...

Kolay Gelsin...
Old 28-02-2012, 01:21   #7
BALDIRAN

 
Varsayılan

Gerçekten çok teşekkür ederim.Ancak, anne baba nın, suç faili olmaması sebebiyle, onlar hakkında ceza zaman aşımının geçerli olmayabileceği ve bu nedenle davanın zaman aşımından red edilebileceği yolunda endişem var.4.HD.nin bu şekildeki bir kararını da hatırlıyorum. Emeğiniz için tekrar teşekkürler.
Old 28-02-2012, 01:43   #8
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Gerçekten çok teşekkür ederim.Ancak, anne baba nın, suç faili olmaması sebebiyle, onlar hakkında ceza zaman aşımının geçerli olmayabileceği ve bu nedenle davanın zaman aşımından red edilebileceği yolunda endişem var.4.HD.nin bu şekildeki bir kararını da hatırlıyorum. Emeğiniz için tekrar teşekkürler.

Dayanağam yok ama halef-rucu ile ilgili davalarda zamanaşımı açısından farklı bir yön olduğunu hatırlamıyorum, benzer bir dava olduğu düşünülürse problem olmayacağı kanaatindeyim...
Old 16-05-2012, 13:58   #9
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Gerçekten çok teşekkür ederim.Ancak, anne baba nın, suç faili olmaması sebebiyle, onlar hakkında ceza zaman aşımının geçerli olmayabileceği ve bu nedenle davanın zaman aşımından red edilebileceği yolunda endişem var.4.HD.nin bu şekildeki bir kararını da hatırlıyorum. Emeğiniz için tekrar teşekkürler.

Aksi yönde bir karar var mı araştırmak gerekir
T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/9964

K. 2002/14403

T. 23.12.2002

• MANEVİ TAZMİNAT ( Hakaret ve Yaralama Nedeniyle - Evin Başkanı Babaya Karşı Açılacak Davanın Bir Yıllık Zamanaşımına Bağlılığı )

• AİLE BAŞKANININ TAZMİNATTAN SORUMLULUĞU ( Hakaret ve Yaralama Nedeniyle - Babaya Karşı Açılacak Davanın Bir Yıllık Zamanaşımına Bağlılığı )

• ZAMANAŞIMI ( Hakaret ve Yaralama Nedeniyle Manevi Tazminat - Evin Başkanı Babaya Karşı Açılacak Davanın Bir Yıllık Zamanaşımına Bağlılığı )

• YARALAMA VE HAKARET NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Evin Başkanı Babaya Karşı Açılacak Davanın Bir Yıllık Zamanaşımına Bağlılığı )

765/m.465

818/m.47, 60

4721/m.369

ÖZET : Manevi zarar adı ile hak sahibine verilecek tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek tazminat miktarı, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Evin başkanı, suçtan zarar görene karşı malca sorumlu sayılan kişilerden değildir. Bu nedenle ceza davasında mağdur, aile başkanından bir istekte bulunamayacağından M.K. 369. maddesine göre sorumlu olan babaya karşı açılacak dava bir yıllık zamanaşımına bağlıdır.
DAVA : Davacı K. Ş. vekili Avukat E. A. tarafından, davalı V. D. ve N. D. aleyhine 14.9.2000 gününde verilen dilekçe ile hakaret ve yaralama eylemleri nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.5.2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı V. D.'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı V. D.'ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın tarihi; davacının yaralanma derecesi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı lehine taktir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekir.
3- Davalı N. D.'ın temyiz itirazlarına gelince; açılan davada MK. 320 ( Yeni MK. 369 )maddesine dayanılarak ev başkanı sıfatıyla davalı babanın sorumluluğu ileri sürülmüştür. Evin başkanı TCK. 465. maddesinde suçtan zarar görene karşı malca sorumlu sayılan kişilerden değildir. Ceza davasında mağdur aile başkanından bir istekte bulunamayacağından MK. 320 ( 369 )maddesine göre sorumlu olan babaya karşı açılacak dava BK. 60/1 maddesinde yazılı genel zamanaşımı kuralı uyarınca bir yıllık zamanaşımına bağlıdır.
Davalı N. D. davaya karşı süresinde ve usulüne uygun biçimde zamanaşımı definde bulunduğuna ve olay tarihi itibarıyla bir yıllık süreden sonra dava açılmış olmasına göre adı geçen davalı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 )sayılı bentte gösterilen nedenle davalı V. D., ( 3 )sayılı bentte gösterilen nedenle davalı N. D. yararına BOZULMASINA, davalı V. D.'ın diğer temyiz itirazlarının ise ( 1 )sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
kazancı
Old 16-05-2012, 14:40   #10
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Nazife hanım öncelikle zaman ayırdığınız için teşekkürler. Endişem, anne/baba için görevli olan aile mahkemesi (özel mahkeme) haksız fiil faili olan çocuk içinde görevlimidir. Bir de, anne/baba haksız fiil faili olmadığı için onlar hakkında uzamış ceza zaman aşımı olmaz diye düşünüyorum. Anne babaya açılacak dava hangi zaman aşımına tabidir.Saygılar

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/4448

K. 2007/3006

T. 12.3.2007

• HAKSIZ EYLEM ( Fiil Ehliyetine Sahip Olmayan Küçük Tarafından İşlendiği - Küçüğün Fail Olarak Aile Başkanının da Aile Başkanı Olması Nedeniyle Sorumlu Olduğu/Her İkisinin de Kendi Malvarlıkları İle Ayrı Ayrı Sorumlu Oldukları )

• KÜÇÜK TARAFINDAN İŞLENEN HAKSIZ EYLEM ( Kendisinin Fail Olarak Aile Başkanının da Aile Başkanı Olması Nedeniyle Sorumlu Olduğu - Her İkisinin de Kendi Malvarlıkları İle Ayrı Ayrı Sorumlu Oldukları/Tekerrüre Sebebiyet Vermemek Kaydıyla )

• VELAYET NEDENİYLE SORUMLULUK ( Küçüğün İşlediği Haksız Eylem Nedeniyle Kendi Malvarlığı İle Sorumlu Olduğu/Küçüğün de Fail Olarak Kendi Malvarlığıyla Sorumlu Olduğu - Tazminde Tekerrüre Sebebiyet Verilmemesi Gereği )

• AİLE BAŞKANININ SORUMLULUĞU ( Küçüğün İşlediği Haksız Eylem Nedeniyle - Küçüğe Ayrı Kendisine Ayrı Dava Açılabileceği/Tahsilde Tekerrüre Sebebiyet Verimemek Kaydıyla İki Ayrı Davada Tazmine Hükmolunabileceği )

• ZARAR GÖREN ( Küçüğün Haksız Fiili Nedeniyle - Küçüğe ve Aile Başkanına Ayrı Davalara Açabileceği/Tahsilde Tekerrüre Sebebiyet Verimemek Kaydıyla İki Ayrı Davada Tazmine Hükmolunabilmesinin Mümkün Olduğu )

• AYNI ZARARDAN AYRI DAVALAR AÇILMASI ( Küçüğün İşlediği Haksız Eylem Nedeniyle Hem Kendisine Hem Aile Başkanına Mümkün Olduğu - Tahsilde Tekerrüre Sebebiyet Verimemek Kaydıyla Her İki Davada da Tazmine Hükmolunabileceği )

• HUKUKİ NEDEN ( Fiil Ehliyeti Olmayan Küçüğün İşlediği Haksız Eylem - Küçüğün Fail Olarak Aile Başkanının Aile Başkanı Olması Nedeniyle Sorumlu Oldukları/Farklı Olduğunun Kabulü )

818/m. 41

4721/m. 369


ÖZET : Dava, tazminat istemine ilişkindir. Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız eylem işlenmesi durumunda sorumluluk iki çeşittir. Küçük haksız eylemin faili olarak, aile başkanı ise zarar görene karşı aile başkanı olması nedeniyle sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve aile başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bir davada zarara hükmolunması diğer dava yönünden, zarar ödenmiş olmadıkça, hukuki önem taşımaz. Tahsilde tekerrüre sebep olunmaksızın aynı zarara iki ayrı davada hükmolunması olanaklıdır. Somut olayda aile başkanına husumet yöneltilerek sorumluluğu istendiğine göre; dosya içeriği itibariyle tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydıyla davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı Orman Genel Müdürlüğü vekili Avukat tarafından, davalı Mustafa ve Sercan aleyhine 18.11.2002 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; talep hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.12.2005 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davalı Mustafa'un çocuğu olan Sercan'un Çocuk Mahkemesinde yargılanarak cezalandırıldığı ve o davada davacının uğradığı zararın çocuktan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 18/11/2002 günlü dava dilekçesinde aile başkanı olan Mustafa'a husumet yönelterek aynı zararını dava konusu etmiştir. Mahkemece, istenen tazminatın Çocuk Mahkemesinde hüküm altına alındığı belirtilerek konusu kalmayan istem hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar başlığında küçüğün de davalı olduğu yazılmıştır.
Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız eylem işlenmesi durumunda sorumluluk iki çeşittir. BK.nun 41. maddesi uyarınca küçük haksız eylemin faili olarak, aile başkanı ise MK.nun 369. maddesi uyarınca zarar görene karşı sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve aile başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bir davada zarara hükmolunması diğer dava yönünden ( zarar ödenmiş olmadıkça ) hukuki önem taşımaz. Tahsilde tekerrüre sebep olunmaksızın aynı zarara iki ayrı davada hükmolunması olanaklıdır.
Somut olayda aile başkanına husumet yöneltilerek sorumluluğu istendiğine göre; dosya içeriği itibariyle MK.nun 369. maddesi uyarınca tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek kaydıyla davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulması ve ayrıca davada taraf durumunda olmayan küçük Sercan'un karar başlığında davalı olarak gösterilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı kurum 5018 sayılı yasa gereğince harçtan muaf olduğundan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-07-2018, 09:33   #11
Övünç Ş.

 
Varsayılan

Sayın Baldıran,

Forum sitesine yeni katıldığımdan dolayı söz konusu husus ile ilgili bu gün bilgi sahibi oldum ve sorunuzu cevaplandırmak istiyorum. Fakat, 2011 yılında yazdığınız bu soru için belki size yardımcı olamayacağım ama aynı problemle karşılaşan meslektaşlarım için faydalı olacağını düşünüyorum. Ayrı olarak bu konu ile ilgili bir makale çalışması yürütüyorum yayınlanır yayınlanmaz forumda da paylaşmayı düşünmekteyim.

Sorunuza cevap olarak;

1) Çocuk 15 yaşında olduğu için ceza ehliyeti vardır, bu konu tartışmalı değildir fakat ortada bir haksız fiil olduğu için ortaya çıkan zararın haksız fiil kapsamında telafi edilmesi gerekmektedir. Hukuk mahkemelerinde telafi edileceğinden dolayı ortada maddi veya manevi tazminat istemli bir haksız fiil davası görülecektir.

2) Çocuğun 18 yaşını doldurmuş olması dava tarafı için bir önem teşkil etmez. Çünkü; haksız fiil, çocuk 18 yaşından küçükken işlenmiştir ve TMK. m. 369'a göre ev başkanının sorumluluğu haksız fiil işlendiği tarihte oluşan zarar için ortaya çıkacağından, davada taraf ev başkanı kim ise o kişi gösterilmelidir. Dava, çocuk 18 yaşını doldurduktan sonra açılmış olsa bile ev başkanının söz konusu haksız fiil dolayısıyla sorumluluğu devam etmektedir. Nitekim Yargıtay'ın kararları da bu çerçevededir. Bakınız.. ( T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2015/15788 K. 2016/4505 T. 4.4.2016 ) ( (T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/4622 K. 2017/13442 T. 5.10.2017 )
Ayrıca ev başkanının zararı söz konusu değildir. Ev başkanının, küçüğün işlediği haksız fiil dolayısıyla zararın tazmini noktasında kusursuz sorumluluğu vardır.

3) 2 davayı birlikte açmanızı önermem çünkü ev başkanı kurumu karine olarak ortaya çıkacaktır. Çocuğun vermiş olduğu zararlardan dolayı ev başkanı kurumuna gidileceği açıktır. Belirttiğiniz gibi küçüğün malvarlığının olamayacağını düşünen kanun koyucu fikrimce bu yü<den ev başkanlığı kurumunu düzenlemiştir. Ev başkanı kurumunu açıklayan ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına bakınız.. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu e. 2004/4-642 k. 2004/648 t. 8.12.2004)

4) Ev başkanı kavramı TMK'nın 'Aile Düzeni' başlığı altında düzenlendiği için görevli mahkeme Aile Mah. olacaktır. 4787 sayılı Aile Mahkemesinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullülerine Dair Kanun’ un 4. maddesinde; Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından doğan dava ve işlerin Aile Mahkemesi'nde çözümleneceği belirtilmektedir. Yargıtay kararlarında da görevli mahkemenin Aile Mah. olacağı belirtilmektedir. Bakınız.. ( T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2008/4-153 K. 2008/139 T. 20.2.2008) (T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2009/5021 K. 2009/6644 T. 11.5.2009 )

Umarım sorularınızı cevaplandırabilmişimdir. 2 haftadır bu konu üzerinde çalışıyorum ve bir avukat arkadaşımla beraber bu konu hakkında makale yazıyoruz. Makalemizde konuyu daha detaylı olarak ele aldık. En kısa zamanda sizlerle paylaşmak istiyoruz. Teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarenin Tazminat Sorumluluğu Yol Genişletme Çalışması görevli mahkeme arkhon Meslektaşların Soruları 5 08-08-2011 00:23
kooperatif başkanının sorumluluğu ve haciz ihbarnamesi S.Taşkıran Meslektaşların Soruları 5 21-12-2010 15:02
Askinin trafik kazasından dolayı sorumluluğu-Yetkili ve görevli mahkeme Themis99 Meslektaşların Soruları 1 15-10-2007 10:35
Eski Kooperatif başkanının sorumluluğu hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 1 27-06-2007 16:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06966209 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.