Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Basın yoluyla işlenen iftira suçunda sanık

Yanıt
Old 05-10-2008, 16:40   #1
Av. YMuzaffer

 
Varsayılan Basın yoluyla işlenen iftira suçunda sanık

Merhabalar,

Geçenlerde ulusal bir gazetede yayınlanan haberle ilgili olarak iftira suçu oluştuğundan cihetle suç duyurusu hazırlıyorum.

Aklıma takılan bir husus var konuyla ilgili olarak. Suç duyurusunda, sanık olarak, ilgili haberi yayınlanan gazeteci ile birlikte kimin sanık olarak gösterileceği.

Gazetenin değil de imtiyaz sahibi şirketi sanık olarak göstereceğim. Bunun dışında sorumlu müdürü de eklemek gerekir mi? İmtiyaz sahibini sanık olarak göstermem ne kadar doğru? bu konularda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

iyi çalışmalar..
Old 05-10-2008, 17:38   #2
üye18332

 
Kitap Basın Kanununda....

Cezai sorumluluk
MADDE 11. - Basılmış eserler yoluyla işlenen suç yayım anında oluşur.
Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.
Süreli yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında bulunması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde, sorumlu müdür ve yayın yönetmeni, genel yayın yönetmeni, editör, basın danışmanı gibi sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili sorumlu olur. Ancak bu eserin sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlanması halinde, bundan doğan sorumluluk yayımlatana aittir.
Süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde yayımcı; yayımcının belli olmaması veya basım sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması hallerinde ise basımcı sorumlu olur.
Yukarıdaki hükümler, süreli yayınlar ve süresiz yayınlar için bu Kanunda aranan şartlara uyulmaksızın yapılan yayınlar hakkında da uygulanır.
Haber kaynağı
MADDE 12. - Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.
Hukukî sorumluluk
MADDE 13. - Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Bu hüküm, süreli veya süreli olmayan yayınlarda yayın sahibi, marka veya lisans sahibi, kiralayan, işleten veya herhangi bir sıfatla yayımlayan, yayımcı gibi hareket eden gerçek veya tüzel kişiler hakkında da uygulanır. Tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Zararı doğuran fiilin işlenmesinden sonra yayının her ne surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla birleştirilmesi veya sahibi olan gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir surette değişmesi halinde, yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın sahibi gibi hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ve anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde üst yönetici, bu fiil nedeniyle hükmedilecek tazminattan birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Düzeltme ve cevap
MADDE 14. - Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.
Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.
Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili makamın kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.

Dava süreleri
MADDE 26. - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz.
Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava yönünden süre, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilecek beraat kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden itibaren başlar.
Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.
Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez.
Görevli mahkemeler ve yargılama usulü
MADDE 27. - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.
Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.
Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlara ilişkin davalar acele işlerden sayılır.





Meslektaşım yukarıda size yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir kaç madde ekledim.

MEslek hayatınızda başarılar dilerim.

Saygılarımla,
Old 05-10-2008, 17:50   #3
üye18332

 
Varsayılan

T.C.YARGITAYHUKUK DAİRESİ 4
Esas No.2001/2560Karar No.2001/3615Tarihi10.04.2001
2709-TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI/28743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/24818-BORÇLAR KANUNU/49
MANEVİ TAZMİNATBASIN ÖZGÜRLÜĞÜYAYIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIKÜÇÜLTÜCÜ İNCİTİCİ SÖZLER SARFETME
ÖZETTEMELİNİ ANAYASANIN 28. MADDESİNDEN ALAN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRSIZ OLMAYIP ÖZEL HUKUK ALANINDAKİ SININ MK. NUN 24 VE BK. NUN 49. MADDELERİDİR. HABER VERİLİRKEN VEYA ELEŞTİRİ YAPILIRKEN KAMU YARARI, TOPLUMSAL İLGİ VE GÜNCELLİK OLMALI, KONU İLE İFADE ARASINDA DÜŞÜNSEL BİR BAĞ BULUNMALI, ÖZ İLE BİÇİM ARASINDA BİR DENGE SAĞLANMALIDIR. KONU İLE İLGİSİ OLMAYAN YERSİZ VE GEREKSİZ SÖZLER İLE KÜÇÜLTÜCÜ, İNCİTİCİ SUÇLAYICI İFADELERDEN KAÇINILMALIDIR.
DAVA : Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 31.10.2000 gün ve 2000/6559-2000/9468 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR : Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldın nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemiz Kurulunca onanmıştır.
Davalılar vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Temelini Anayasanın 28. maddesinden alan basın özgürlüğü sınırsız olmayıp özel hukuk alanındaki sının MK. nun 24 ve BK. nun 49. maddeleridir. Haber verilirken veya eleştiri yapılırken kamu yaran, toplumsal ilgi ve güncellik olmalı, konu ile ifade arasında düşünsel bir bağ bulunmalı, öz ile biçim arasında bir denge sağlanmalıdır. Konu ile ilgisi olmayan yersiz ve gereksiz sözler ile küçültücü, incitici suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalıdır.
Somut olayda, davalıya ait televizyon kanalında 9.7.1998 tarihinde yapılan yayında, X Gazetesinin aynı günlü sayısında yayınlanan "Ya bankacı ol ya gazeteci", "Bir kartel medyasının çirkin yüzü, Maliye Bakanı göreve", "Y'e mal varlığı tokatı" başlıklı yazılar okunmuş, "Medya ahlaksızlığı" başlıklı yazı ise hem okunup hem ekranda gösterilmiştir. Yazılarda, "...Zafer Mutlu'nun dillere destan zenginliği, medya çalışanları tarafından alay konusu yapılıyor. Yakın bir zaman öncesine kadar Murat 124 marka arabasından başka bir mal varlığı bulunmayan S... Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni .............. nun birdenbire zenginleşmesinin arkasındaki kaynak merak edilmeye başlandı. Sabah'ın eski bir muhasebe elamanı da, Mutlu'nun maaşını maliyeye eksik bildirerek vergi kaçırdığım iddia etti. S.....'ın eski muhasebe elemanı M .....'nun malvarlığının kaynağı araştırıldığında nasıl servet edindiğim ispatlayamayacağını söyleyerek, şirket tarafından ödenen gelir vergisi stopajlarına bakıldığında Z.... M.....'nun hala yerli bir otomobilden başka otomobile sahip olamayacağı açıkça görülür ifadesini kullandı...Maliye Bakanından, bu hükümet döneminde hasıraltı edilen D.BNİNsuç dosyalan hakkında açıklama bekliyoruz. Aksi takdirde Bilgin'in Bosluscani'nin akıbetine uğrayacağını ve Bakanlığıma zan altında kalacağına dikkat çekiyoruz. Bilgin'i kimler korudu? X Gazetesi olarak, Maliye Bakanından S...., Y... Y... Gazeteleri ve QTV.nin sahibi, Etibank'ın %50 ortağı Dinç Bilgin hakkındaki iddialara açıklık getirilmesini istiyoruz. Bilgin'in hasıraltı edilen suç dosyalan hakkında acilen açıklama yapmasını bekliyoruz" denmiştir. Medya Ahlaksızlığı başlıklı yazıda ise; hiçbir dönemde medyanın bu kadar kirlenmediği, yalan, ahlaksızlık, iftira ve başka hesaplarla kamuoyu oluşturma çabalarının bugün olduğu kadar medyayı teslim almadığı, medyanın gündemi belirlediği, hükümeti yönlendirdiği, sanki bu ülkenin düşmanlarının Türkiye'yi teslim almaya çalıştığı, toplumun kültür, ahlak ve değerlerine saldırıldığı, bir avuç azınlık, bir avuç dönmenin ellerindeki kitle iletişim kanallarıyla ruhumuzu ve kimliğimizi teslim almayı hedefledikleri, Selanik'te gazete çıkarıp Milli Mücadele aleyhine yayınlar yapan, Yunanlılara alkış tutanların torunlarının sahnede olduğu kudurmuşlukla bu ülkenin topraklarına salya saçtıkları, değişik işgal senaryoları olduğu yazıldıktan sonra, "defolup gidecekler. Bu topraklar dönmelerin ve Sebetay Sevi'nin torunlarının ihanetini bundan fazla kaldıramaz. Karısının, kızının, oğlunun ve damadının iğrenç ve çarpık cinsel hayatları ortadayken, büyük bir aymazlıkla sağa-sola salya saçanların bunların sonuçlarına katlanmaları gerekir. Sapkınlık fantezilerini tatmin için ithal sapık arayışına girenlere milletimizin daha fazla tahammülü kalmamıştır. Eline bir iki gazete ve televizyon geçirip üçbuçuk koministle ittifak yaparak, bu ülkeye hizmet etmiş insanları ve kurumları karalayanların akibetleri, Yunanlı atalarından farklı olmayacaktır. Paçavra gazeteleri ve kanalizasyon haline gelen televizyonları ile birlikte defolup gideceklerdir...Tıpkı babalarının, dedelerinin Yunanlı atalarının gittikleri gibi" denilmiştir. Televizyonda "Talancılar arasında yapılan anket. Yeni Yüzyıl tarafından yayınların strateji-Mori'nin anketinin talancılar arasında yapıldığı öğrenildi..." sözleri de alt yazı olarak geçilmiştir.
Bu sözlerle haber verme ve eleştiri sınırlan aşılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Haberin verilmesinde kamu yaran varsa da, haberin veriliş biçiminde özle-biçim arasındaki denge bozulmuştur. Kullanılan sözcükler, konunun gereği kullanılması zorunlu olmayan, amaç bakımından olduğu kadar araç yönünden de aşırıya kaçan, gereksiz sözcüklerdir. Bu nedenle hukuka aykırılık mevcuttur. Öte yandan, televizyon kanalında aynen verilen yazılar nedeniyle X Gazetesi sahip, sorumlu yazı işleri müdürü ve yazan hakkında açılan davada, davanın kısmen kabulüne ilişkin Şişli Asliye 5. Hukuk Mahkemesinin 1998/682 esas, 1999/1136 karar sayılı kararı Dairemizce onanmıştır.

Davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulması nedeniyle uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Dairemiz onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.





T.C.
YARGITAY
CEZA DAİRESİ 4

Esas No.
2003/2986
Karar No.
2004/1789
Tarihi
23.02.2004

765-TÜRK CEZA KANUNU ( TCK )/482

HAKARET
KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ DEĞER YARGILARINDA BULUNULMASI

ÖZET
SANIĞIN SUÇA KONU YAZISINDA KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ DEĞER YARGILARINDA BULUNDUĞU VE SUÇU HUKUKA UYGUN KILAN ELEŞTİRİ ÇERÇEVESİNİ AŞTIĞI GÖZETİLMELİDİR.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın suça konu yazısında "...Yüksel yerel bir gazeteye verdiği demeçte yönetici sıfatlarını taşıma konusunda yetersiz olduğu bir kez daha ortaya koymuştur... Sayın Başkan... yalan beyanda bulunmaktadır....Sayın Yüksel yaptığı... yalan açıklamalarla...Hiçbir il yöneticisi yoktur ki... şahsi düşüncelerini çirkin iftira ve ifadelerle kussun..." biçiminde sözlere yer verecek küçük düşürücü değer yargılarında bulunduğu ve suçu hukuka uygun kılan eleştiri çerçevesini aştığı gözetilmeden bilirkişilerin yetersiz raporu doğrultusunda beraat kararı verilmesi,
Old 05-10-2008, 22:33   #4
BaharB

 
Varsayılan

TCK'nun 125.md.nin 4.fıkrası 29/06/2005 tarih ve 5377 sy.kanunun 15.md.ile değiştirilmiş ve hakaret suçunun basın yoluyla işlenmesi özel bir artırım nedeni olmaktan çıkarılmıştır. İftira suçu ise, TCK.da "Adliyeye Karşı Şuçlar" bölümünde 267. madde de düzenlenmiştir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
basın yoluyla işlenen suçlarda yetkili mahkeme djazz Meslektaşların Soruları 6 22-03-2012 08:57
bilişim yoluyla işlenen hakaret suçunda yayınlayanın sorumluluğu caty Meslektaşların Soruları 2 07-04-2008 20:03
manevi tazminat basın yoluyla çiçero fadi Meslektaşların Soruları 9 29-09-2007 08:59
basın yoluyla hakaret tiyerianri Meslektaşların Soruları 1 18-05-2007 13:44
iftira suçunda ceza zamanaşımı başlangıcı Metis Meslektaşların Soruları 3 01-12-2006 17:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05302691 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.