Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Araç işleten/uzun süreli kiralama/ tazminat davasında davanın yöneltilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-08-2010, 10:33   #1
fireson82

 
Varsayılan Araç işleten/uzun süreli kiralama/ tazminat davasında davanın yöneltilmesi

Değerli meslektaşlar, bir konudaki düşüncemi paylaşmak istiyorum. Yorumlarınızla katkıda bulunursanız sevinirim. Trafik kazası sonucu araç ruhsatında yazılı olan şirkete karşı tazminat davası açıyoruz. Şirket davaya cevabında aracı uzun süreli kira sözleşmesiyle başka bir şirkete kiraladığını ve sorumluluğu bulunmadığını beyan ediyor. Bizim daha önceden bu kira sözleşmesinden haberimiz yok ve doğal olarak davayı ruhsatta yazılı şirkete karşı açıyoruz. Burda karşımıza çıkan problem bu aşamada davanın aracı kiralayana yöneltilip yöneltilemeyeceği. İdari davalarda yasal düzenleme gereği bu mümkün. Ancak HMUK'da böyle bir düzenleme yok. Şahsi kanaatim mahkemenin böyle durumlarda kira sözleşmesinin davacı tarafından bilinemeyeceğini gözeterek gelişen bu durum karşısında davacıya davanın yöneltilmesi için süre vermesi gerektiği yönünde. Aksi hal, hem zaman kaybına hem de aracı kiralayana karşı açılacak dava yönünden yeniden harç yatırılacağından fazladan masrafa neden olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum. İyi çalışmalar...
Old 25-08-2010, 16:58   #2
RuzgarEzel

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/9922
K. 2005/11148
T. 5.12.2005
• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Kayıt Maliki İşletenin Üçüncü Kişi Olduğunu İspatlaması Halinde Sorumluluktan Kurtulacağı )
• KAYIT MALİKİNİN İŞLETENİN 3. KİŞİ OLDUĞU İDDİASI ( İspatlaması Halinde Sorumluluktan Kurtulacağı - Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat )
• HUSUMET ( Kazaya Karışan Araç İETT İdaresinin Yönetim ve Denetimi Altında Olması/ Devre İdare Tarafından Muvafakat Verilip Verilmediği Araştırılmadan Kayıt Maliki Aleyhindeki Davanın Husumet Yönünden Reddi Hatalı Olduğu - Tazminat Davası )
• İDARENİN YÖNETİMİ VE DENETİMİ ALTINDAKİ ARAÇ ( Devre İdare Tarafından Muvafakat Verilip Verilmediği Araştırılmadan Kayıt Maliki Aleyhindeki Davanın Husumet Yönünden Reddi Hatalı Olduğu - Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası )
2918/m. 3,19
ÖZET : Trafik kaydı, işleteni belirleyen güçlü karine niteliğindedir. Ancak kayıt maliki, işletenin üçüncü kişi olduğunu ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Somut olayda, kayıt maliki aleyhine dava açılmış; kayıt maliki ise dava dışı üçüncü kişinin işleten olduğunu iddia ederek buna ilişkin adi kira sözleşmesi ibraz etmiştir. Yazılı kira sözleşmesi resmi mercilerce düzenlenmediği gibi resmi kurumlara ibraz edildiği de belli değildir. Kazaya karışan araç İETT idaresinin yönetim ve denetimi altındadır. Devre idare tarafından muvafakat verilip verilmediği araştırılmadan kayıt maliki aleyhindeki davanın husumet yönünden reddi hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılama sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalılardan Gazi'ye ait Arif'in sevk ve idaresindeki 34 .. ... plakalı aracıyla müvekkiline ait 34 .. ... plakalı aracına çarptığını, davalılar aleyhine yaptıkları 5.750.000.000TL'sı asıl alacak, 153.333.333.-TL'sı işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.903.333.333.- TL'lık takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, % 40 İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı A., kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı G. vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracın maliki olmasına rağmen kaza tarihinden önce aracın 01.04.2000 tarihli sözleşme ile bir yıllığına M'ye kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını, kusur oranı ve hasar miktarını kabul etmediklerini, davanın M'ye ihbarı ile reddini savunmuştur.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller benimsenen bilirkişi raporu gereğince davalı Gazi'ye husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın reddine, davalı A'nın Üsküdar 3.İcra Müdürlüğü'nün 2005/5515 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı 2.550.019.751.-TL'sı asıl alacak, 62.877.200.-TL'sı işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.612.696.951.-TL'lik kısma vaki İtirazının iptaline, takibin asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, İcra inkar tazminatı ile fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Zarara sebebiyet veren araç trafikte davalı G. adına kayıtlıdır. Davacı bu kayda dayanarak malik ve işleten sıfatıyla davasını ona yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3 ve 19. maddelerinde belirlendiği gibi trafik kaydı işleteni belirleyen güçlü bir karine niteliğindedir.

Ancak kayıt maliki, işletenin 3. şahıs olduğunu ispatlarsa sorumluluktan kurtulur. Somut olayda davalı G. işleten'in M. olduğunu iddia ederek 01.04.2000 tarihli adi kira sözleşmesini sunmuştur.

G. ile M. arasında 01.04.2000 tarihli yazılı kira sözleşmesi resmi mercilerce düzenlenmediği gibi, bu sözleşme resmi kurumlara ibraz edildiği de belli değildir. Bu niteliği ile sözleşme sadece taraflarını bağlar. Üçüncü kişileri etkilemez. Davacı taraf sözleşmenin geçerli sayılmayacağını, kazadan sonra dahi düzenlenmiş olabileceğini öne sürmüştür. Aracın işletmesinin İETT idaresinin yönetim ve denetimi altında olduğu düşünülerek devire ait sözleşmeye İETT Genel Müdürlüğü'nün muvafakatı alınıp alınmadığının İEIT Genel Müdürlüğü'nden sorulması, her türlü vergi, harç yükümlülüğü konusunda ilgili vergi dairesine gerekli beyanın yapılıp yapılmadığının araştırılması, toplanacak delil durumuna göre devir işleminin geçerli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

Keza ihbar edilen M'nin ölüm tarihi aile nüfus kayıt tablosu ile belirlenerek sözleşme tarihi ile birlikte değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.

Kabule göre; davacı vekili yararına eksik hesaplanan vekalet ücretine hükmediimesi isabetli görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 05.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-08-2010, 10:46   #3
fireson82

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım cevap için teşekkur ederim. Ancak benim burada tartışmak istediğim konu şu. Uygulamada bu tip hallerde davanın yeni ortaya çıkan, daha önce davacının bilgi sahibi olamayacağı davalılara yöneltilemediğini, Yargıtay kararlarının davanın husumet yönünden reddi gerektiği şeklinde olduğunu biliyorum. Ancak şahsi kanaatimce bu doğru bir yaklaşım değil. Bu konuda HUMK'da bir düzenleme olmamasına rağmen yorum yoluyla buradaki mağduriyetin giderilebileceği inancındayım. Davacı, trafik kazası sonucu ruhsatta yazılı araç sahibine yüklü miktarda tazminat davası açıyor, yüklü miktarda dava harcı yatırıyor, tabi bunu ruhsattaki resmi kayda güvenerek yapıyor ve sonra aracın uzun süreli olarak başkasına kiralandığı ortaya çıkıyor. Yargıtay kararlarına göre araç kiracısına yeni bir dava açıp, tekrar yüklü miktardaki harcı yatırıp, davaların birleşmesini talep etmek gerekiyor. Kanımca Yargıtay'ın bu görüşü hatalı ve mahkemenin davanın husumet yönünden reddine değil, davacıya davayı sonradan ortaya çıkan hasıma yöneltmesi için süre verilmesine karar vermesi gerekiyor.
Old 26-08-2010, 12:58   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

görüşünüze katılıyorum sayın ateşoğulları. ayrıca söz konusu durum sürelerin kaçmasına da neden olabilecektir.
Old 26-08-2010, 15:17   #5
fireson82

 
Varsayılan

Bu uygulama ile araç kiracısı yönünden zamanaşımı sürelerinin kaçması muhtemel. Kaldı ki bir de husumet itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebildiği, bu tür tazminat davaları ceza davalarını beklediğinden bir hayli uzun sürdüğü göz önüne alındığında kötüye de kullanılabilecek bir uygulama. Nitekim davalı kendisi yönünden husumet itirazında bulunulduğunda davanın reddedileceğini ve husumet itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini bildiğinde, kiracıyı koruma adına davayı takip etmeyip dava karar aşamasına geldiği sırada husumet itirazını ileri sürüp zamanaşımını sağlayabilir.
Old 27-08-2010, 14:35   #6
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Emrah ATEŞOĞULLARI
Bu uygulama ile araç kiracısı yönünden zamanaşımı sürelerinin kaçması muhtemel. Kaldı ki bir de husumet itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebildiği, bu tür tazminat davaları ceza davalarını beklediğinden bir hayli uzun sürdüğü göz önüne alındığında kötüye de kullanılabilecek bir uygulama. Nitekim davalı kendisi yönünden husumet itirazında bulunulduğunda davanın reddedileceğini ve husumet itirazının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini bildiğinde, kiracıyı koruma adına davayı takip etmeyip dava karar aşamasına geldiği sırada husumet itirazını ileri sürüp zamanaşımını sağlayabilir.

Sayın Meslektaşım,

Aracın kiralandığını yani aracın işletenini dava devam ederken öğrendiğiniz için, zamanaşımı süresinin geçmeyeceğini düşünüyorum. Bu konuda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesine bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 27-08-2010, 15:11   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Ateşoğulları,

Bilindiği gibi usul hukukumuzda -zorunlu dava arkadaşı olmayan kişiler hariç- dahili dava yoluyla dava dışı kimseyi ıslah vb yolla davaya taraf olarak eklemek mümkün değildir.Yine, davanın asıl husumet sahibine ihbarı mümkünse de, ihbar olunan aleyhine hüküm kurulamaz.

Bu nedenle, yapılan incelemede davalının işleten sıfatını haiz olmadığı saptanırsa dava husumet nedeniyle reddedilecektir.Ne var ki, sizin davayı yasal karine gereği trafik sicilindeki kişiye karşı husumet yönelterek açmış olmanızda hiçbir kusurunuz bulunmamaktadır.Zira bu durum hayatın olağan akışına uygun ve yasal karine gereği olduğu gibi, davalı ile asıl husumet sahibi arasındaki kira sözleşmesini de bilmeniz mümkün değildir.
(Bkz: Aracın noter sözleşmesi ile satıldığınında davacı tarafından bilinememesine göre davacının davalı M. N.'a husumet yönelterek dava açmasında kusuru bulunmamaktadır. Sonuç olarak davacının davalı M. N.'a yargılama gideri ve ücreti vekalet ödemeye mahkum edilmesi doğru değildir.17 HD, 2006/3800 E.)

Bu itibarla yukarıdaki hususu da belirtmek suretiyle ilgili davadan feragat ederek, davanızı asıl işletene karşı açmalısınız. Yargılama gideri ve karşı vekalet ücreti ile ilgili aleyhe bir karar çıkarsa bu yönlerden kararı temyiz edersiniz.

Zamanaşımı açısından Sayın Karaca'nın görüşüne katılıyorum.
"Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar."
Old 27-08-2010, 16:34   #8
fireson82

 
Varsayılan

Sayın Karaca, Sayın Akpunar görüşlerinize katılamıyorum. Şöyle ki;
KTK madde 109: "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar."
Bildiğiniz gibi bu tip tazminat davaları ceza davalarının kesinleşmesini bekliyor. Ceza davasının 10 sene sonra kesinleştiğini düşünelim. Ceza davası kesinleştikten sonra da hukuk davasında davalının haklı bir husumet itirazında bulunduğunu. Zamanaşımı öğrenmeden itibaren 2 yıl ancak herhalde 10 yıl. Yani hem KTK'daki 10 yıllık zamanaşımı, hem ceza zamanaşımı geçmiş oluyor.
Old 27-08-2010, 16:46   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Ceza davasının beklenmesi esas sorumluya karşı dava açmanızı engellemez.Kiracıyı korumak adına bu tür bir yol işletilmesi hukuken mümkünse de, uygulamada yerinde olduğunu düşünmüyorum.Zira bir davayı gerekiz yere uzatan kişiden yargılama gideri alınabileceği gibi para cezası da sözkonusu olabilir.Kaldı ki, bir davada en önemli savunma sebebinin ileri sürülmemesi de savunma pratiğine aykırıdır.Yine ceza davasının kesinleşmesi üzerine 1 (KTK 2) yıllık süre içerisinde tazminat davası açılabilir.
Old 27-08-2010, 17:01   #10
fireson82

 
Varsayılan

Verdiğim örnek uygulamada olmuş mudur olmamış mıdır bilemiyorum. Sadece Yargıtay'ın bu yöndeki kararlarının yanlış olduğunu düşünüyorum ve bu yanlışlığı açıklamak için verilmiş bir örnek. Verdiğim örnekte kiracıya ceza davası devam ederken dava açılmaması kiracıdan haberdar olunmamasından kaynaklanıyor. Daha önceden de belirttiğim gibi husumet itirazı için bir süre öngörülmemiş ve 10 sene hiçbir duruşmaya girmeyip 10 sene sonra husumet itirazında bulunmak mümkün. Bu durumda davalı olması gereken kişiden 10 yıl sonra haberdar olunmuş oluyor ve her açıdan zamanaşımı dolmuş oluyor.
Old 27-08-2010, 17:22   #11
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
  1. Kimsenin tazminat davası açmak için 10 yıl boyunca ceza davasını bekleyeceğini sanmıyorum,
  2. Kimsenin, kendisine/müvekkiline karşı açılan bir davada 10 yıl boyunca pasif husumet yokluğu itirazında bulunmayacağını sanmıyorum.
Bahsettiğiniz ihtimal teoride mümkün olsa da, uygulamada pek mümkün görünmüyor.

Ayrıca, bu ihtimal gerçekleşse dahi basit bazı tedbirlerle zamanaşımının geçmesi bertaraf edilebilir. Malumunuz olduğu üzere zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı dava açıldığında, işletene karşı da zamanaşımı kesilir. Bu durumda, tazminat davasını açarken zorunlu mali sorumluluk sigortacısının da davalı olarak gösterilmesi halinde, zamanaşımı zaten kesileceğinden, işleteni sonradan öğrenseniz bile zamanaşımı def'inin kabulü mümkün olmayacaktır.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
uzun süreli kira sözleşmesi - satış - Kiracı eski malikten tazminat isteyebilir mi? Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 3 24-08-2009 18:52
Aracın uzun süreli tamirde kalması nedeniyle manevi tazminat talep hakkı doğar mı? şahika Meslektaşların Soruları 3 15-07-2009 15:32
uzun dönemli araç kiralama sözleşmesi onur lengerli Meslektaşların Soruları 1 20-12-2008 18:43
Dava devam ederken husumet yöneltilmesi veya davanın ihbarı... av.alem Meslektaşların Soruları 1 16-04-2008 14:04
Uzun süreli ayrılığın boşanma davasında dikkate alınması av.mustafapak Meslektaşların Soruları 3 04-02-2007 02:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07186103 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.