Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Tüketici mevzuatına kötüniyet tazminatı eklenmesi önerisi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 3,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2012, 14:27   #1
Tractatus

 
Dikkat Tüketici mevzuatına kötüniyet tazminatı eklenmesi önerisi

Bilindiği gibi Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanunu'na göre, eğer bir mal ayıplı ise tüketici malın parasal değerine göre ya hakem heyetine ya da tüketici mahkemelerine başvuruyor. Ancak hak heyetlerinde sonuç alma süresi büyük şehirlerde 1 yılı bulabiliyor, tüketici mahkemelerinde süreç ise temyiz aşaması dahil 3 yıla varabiliyor.

Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanunu'da malı üreten ya da satana, iade ya da değişim talebini kabul etmemesi halnde tüketicinin yasal yola başvurup haklı çıkması durumunda herhangi bir yaptırım ya da tazminat öngörülmediğinden bu durum her zaman tüketici aleyhine kullanılmaktadır. Ayıplı malı satanlar, hakem heyetinde ya da mahkemede haksız çıktıklarında malı değiştirmek veya para iadesi yapmak dışında ekstradan bir zarara uğramadıklarından, malın ayıplı olduğunu bilseler dahi tüketicinin haklı taleplerini kabul etmiyorlar ve tüketicinin hakem heyetine veya mahkemeye başvurmasını tercih ediyorlar. Böylece tüketici yasal yollara başvurmazsa veya başvurup da sonuç alamazsa zaten bir zararları olmuyor. Tüketici yasal yollardan netice alırsa da hakem kararı veya mahkeme kararı kendilerine tebliğ edilene kadar malı iade almıyorlar ve para iadesi yapmıyorlar bu süreci kötüye kullanıyorlar.

Böylece hakem heyetlerinin ve tüketici mahkemelerinin iş yoğunluğu gereksiz yere artıyor ve hatta mahkeme tarafındaki yoğunluk Yargıtay'a bile yansıyor. Ayrıca, tüketici mevzuatındaki bu yetersizlik ve boşluk üretciler ve satıcılar tarafından her zaman kötüye kullanılarak, tüketicinin bariz haklı olduğu durumlarda bile işi yokuşa sürüp 1-3 yıl arasında değişen yasal süreçlerin yaşanmasına ve tüketicinin iyice mağdur olmasına yol açılıyor.

Şöyle bir örnek vereyim. Çok yüksek bir meblağ ödeyerek bir otomobil satın aldığınızı ve otomobilde üretim hatası kaynaklı aşırı bir rüzgar sesi olduğunu düşünelim. Siz malı aldığınız satıcıya gitseniz dahi satıcı, bariz nitelikteki ayıbı görmesine rağmen ürünü değişmeyeceğini veya iade almayacağını ancak istrerseniz yasal yollara başvurabileceğinizi söylüyor. Siz de haklı olduğunuz için yasal yollardan sonuç alacağınız kesin dahi olsa bile tüketici mahkemesine başvurmuyorsunuz. Neden? Çünkü dava açsanız dahi ilk duruşma günü 5 ay sonrasına veriliyor, davanın sonuçlanması 1.5-2 sene sürüyor. Hükmün temyiz edildiğini düşünürseniz bu süreç 3 yılı bile geçebiliyor. Bu durumda dava açıp 3 sene boyunca rüzgar sesi çıkaran araca binip işkence çekmek mi daha iyi yoksa satıcıya lanet okuyup zararına da olsa aracı derhal satıp kurtulmak mı daha iyi?

Benim önerim, aynen icra ve iflas kanununda olduğu gibi kötü niyet tazminatına benzer bir düzenlemenin tüketici mevzuatına eklenmesidir. Bu tür bir düzenleme yapılarak, satıcı veya distribütör, ayıplı mal nedeniyle kendisine başvuran tüketicinin talebini ciddiyetle değerlendirecek ve malın gerçek ayıplı olmadığına bakarak, eğer ayıplı ise hiç tüketiciyi yormadan ve yasal yola başvurmasına gerek kalmadan ürünü değiştirecek veya para iadesi yapacaktır. Eğer satıcı, tüketicinin haksız ve kötü niyetli olduğunu malın ayıpsız ya da tüketiciden kaynaklanan bir sebeple ortaya çıktığını düşünüyorsa ve kendisinden eminse o zaman tüketicinin talebini reddedecektir. Ve hakem heyetinde veya tüketici mahkemesinde sonuç satıcı aleyhine çıkarsa satıcı iade veye değişime ek olarak malın değeri oranında tazminat ödeyecektir.Bu düzenleme sayesinde, ekstradan tazminat ödemek istemeyen satıcılar, konu hakem heyetine veya mahkemeye bile gelmeden derhal tüketicinin sorunu çözecektir.

Bu düzenleme ilgili kanuna ve yönetmeliğe yapılacak 1 veya 2 maddelik bir ekleme/değişilik ile hayata geçirilebilir. Tazminat miktarı da malın değeri oranında belirlenebilir. Hatta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, haksız çıkma oranı haklı çıkma oranından fazla olan satıcı ve üreticilerin bir listesini mahkemeden ve hakem heyetlerinden alacağı istatistiki bilgilere göre derleyip internet sitesinden ilan etmesini öngören bir düzenleme de mevzuata eklenebilir ve bu sayede tazminata ek bir ifşa yaptırımını da hayata geçmiş olur.
Old 08-01-2012, 14:42   #2
Admin

 
Varsayılan

Önerinize teşekkür ediyor ve kendi adıma aynen katılıyorum.

Ancak dilerseniz somutlaştıralım: Madde size göre nasıl kaleme alınabilir? Önerdiğiniz madde metnini şerhimize girmek ister misiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serhe...id=5736&type=3
Old 09-01-2012, 09:32   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Tractatus
Tüketici mevzuatına kötüniyet tazminatı eklenmesi önerisi
Çok yerinde ve çözüme etkili bir öneri..
Old 14-01-2012, 00:25   #4
Hak Hukuk

 
Varsayılan Pratiğin İçinden

"Tüketicinin şikayeti haklı bulunduğu takdirde, satıcının... şikayet konusu değerin %20 oranında bir parayı ayrıca ödemesine de karar verilir."
Bu bir başlangıç önerisidir...
Old 14-01-2012, 14:55   #5
serhattugral

 
Varsayılan İş yükü yine mi?

Bir şeyin çokluğu orada her zaman bozulmayı, kokuşmayı ve işlevini yitirip hantalaşmayı getiriyor maalesef ülkemizde.

Konunun açılışı ve getirilen çözüm önerisinin kökenine baktığımızda şunu görüyoruz: Açılan davaların 1-3 yıl arasında sonuçlandığı, bunun sebebinin de tüketici mahkemelerindeki "iş yoğunluğu" olduğudur.

İş yoğunluğunun sebebi de de davayı kaybetmekle kaybetmemek arasında fark göremeyen haksız ayıplı mal satıcılarının dürüst tüketicilerin taleplerine olumlu yanıt vermeyerek onları mahkeme yoluna itmesidir.

Çözüm olarak şu sunuluyor: Davayı kaybeden bir de tazminat öderse dava sayısı azalacaktır. Dava sayısı azalınca tüketici mahkemeleri daha hızlı çalışacaktır.

Hukuksal bir düzenlemenin amacı o alandaki adaleti tesis amacını gütmelidir yoksa dava sayısını azaltmayı değil.

Konu bir de böyle izah edilince daha farklı görünüyor değil mi? Peki tüketici haksız çıkınca bir tazminat ödemesi de öngörüyor musunuz acaba? Dilerseniz tazminat ödemesi yerine hapis cezası getirelim böylece kimse tüketicinin talebini reddetmeye cesaret edemez. Neden olmasın?
Old 20-01-2012, 12:57   #6
bilgin

 
Varsayılan Bankaların tüketici hakem heyeti kararlarına rağmen almaya devam ettikleri ücretler

Görüşe aynen katılıyorum ayrıca bazı bankalar tüketiciden kestikleri V.H.İ.ücreti ve yıllık kredi karı aidatını tüketici hakem heyeti kararı üzerine geri ödeyip, bir sonraki yıl yine kesiyorlar, böylece kötü niyetli davranıp nasıl olsa geriye aylar sonra öderiz bir yaptırımı yok düşüncesi içindeler, eğer hesap aynı ise, bu şekilde davranan bankalar hakkında da caydırıcı bir yaptırım tüketici yasalarında belirtilmelidir ki yaptıkları yanlarına kar kalmasın.Selamlar
Old 28-01-2012, 17:29   #7
zedo

 
Varsayılan

adalette önemli olan menfaatleri dengelemek terazinin anlamı da bu zaten eğer getireceğiniz kurallar üreticiyi veya pazarlamacıyı aşırı zorlarsa üretici ve/veya pazarlamacı mal ve hizmet arzında bulunmayabilir bu konunun da düşünülmesini tavsiye ederim
Old 29-01-2012, 17:14   #8
bilgin

 
Varsayılan AB deki uygulama örnek olmalı

zedo simgeli arkadaşın üretici olduğunu düşünüyorum ancak AB ve ABD de tüketicilerin hangi ölçüde korunduğunu incelerse orada tüketiciyi koruyan şartların ne kadar ağır olduğunu ve arzın hiçde azalmadığını görecektir bizde bunların yarısı bile olsa tüketici bence gerçekten korunur yargıtay kararına rağmen hala kredi kartı yıllık aidatı alan ,tüketici heyetinin aleyhte kararına rağmen ısrarla arka arkaya mudiyi bıktırırcasına V.H.İ.Ücreti alan bankaların olduğunu görürsek olaya daha farklı bakarız
Old 30-01-2012, 13:40   #9
Gijinok

 
Varsayılan

Sayın Tractatus çok doğru ve yerinde tespitlerde bulunmuş. Ek olarak, şikayetinde haklı ya da haksız çıkan taraflarla ilgili tazminat konusunda icra iflas kanunundaki 'icra inkar tazminatı'na benzer bir düzenleme getirilebilir diye düşünüyorum. Yani bahsi geçen tazminat, şikayetinde haksız çıkacak tüketici aleyhine veya tüketicinin haklı bulunması halinde satıcı ya da üretici aleyhine hükmedilmelidir.Saygılarımla.
Old 19-03-2012, 10:13   #10
hatice_bck

 
Varsayılan

bence de çok yerinde bir öneri... çünkü çoğu zaman üretici ve aracı, sağlayıcının ihmalkar ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle tüketici büyük zararlar görmekte, uzun süre beklemek zorunda kalmaktadır.
Old 07-04-2012, 11:53   #11
varolengin

 
Varsayılan

Kesinlikle katılıyorum görüşünüze ama üretici firmalar her zamanki gibi tüketici mahkemesinde korunmak istenicek olursa böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi ne kadar mümkün olur orasını da zaman göstericektir bizlere.
Old 25-04-2012, 13:31   #12
adasakini

 
Varsayılan

Kesinlikle bende destekliyorum; malesef şu aşamada ülkemizde,gerek tüketen gerekse tacir açısından ticari güven ve dürüstlük öğretilen değil alıştırılan olmak zorundadır.
Old 27-06-2012, 13:42   #13
Turgay Kollama

 
Varsayılan

Öneri çok başarılı. Bir ek yapacak olursam;

Malın ayıplı olduğundan, ücretin haksız veya fazla olduğundan bahisle satıcıya yada sağlayıcıya başvuruda bulunan ve Tüketicilerin Korunması Hakkındaki Kanunda yer alan haklarını kullanmak isteyen tüketiciye, ret cevabı veren satıcı yada sağlayıcı bunu 15 gün içinde tüm ayrıntılarıyla tüketiciye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde tüketici bu haklarını sağlayabilmek için doğrudan icra takibine girişebileceği gibi her halükarda Tüketici Hakem Heyetlerine ve değerine göre Tüketici Mahkemelerine de başvurabilir.

Tüketicinin, Tüketici Hakem Heyetleri yada Tüketici Mahkemeleri aracılığıyla hakkını geri almak istemesi halinde, haklı çıkan taraf lehine dava/talep değerinin %40 ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilir.
Old 21-09-2012, 15:42   #14
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Önerinize teşekkür ediyor ve kendi adıma aynen katılıyorum.

Ancak dilerseniz somutlaştıralım: Madde size göre nasıl kaleme alınabilir? Önerdiğiniz madde metnini şerhimize girmek ister misiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/serhe...id=5736&type=3

Bu güzel teklif için naçizane madde metni önerim;


Değeri 2.000,00 TL'nin altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar tarafları bağlar.

Tüketicinin talebinin kabulü hâlinde, talepte bulunulan İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren aleyhine uyuşmazlık konusu miktarın yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata hükmedilir.

Bu kararlar İcra ve İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı onbeş gün içinde tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. İtiraz, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz.

Ancak,hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur.

Talep edilmesi şartıyla hakim, tüketici sorunları hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici sorunları hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.

Değeri 2000,00 TL ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar, tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir. Kararların bağlayıcı veya delil olacağına ilişkin parasal sınırlar her yılın Ekim ayı sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünün Toptan Eşya Fiyatları Endeksinde meydana gelen yıllık ortalama fiyat artışı oranında artar. Bu durum, Bakanlıkça her yıl Aralık ayı içinde Resmi Gazetede ilân edilir.
Old 15-11-2012, 02:31   #15
yigiturk

 
Varsayılan

Teklif harika ancak o halde tüketicinin de kötü niyetli davranabilme durumu konusundaki haklı itirazlara da bir çözüm getirilmesi gerekecek. İcra İflas Kanunundaki düzenlemeden esinlenildiyse eğer, çift taraflı tazminatın olması gerektiği görüşleri de doğacaktır.

Yapılacak düzenlemedeki miktar üreticinin ilgili riski dikkate alarak maliyet hesabına bu riski de bir gider kalemi olarak ekleyip ürün fiyatında arttırıma gitmeyeceği oranda düzenlenmeli.

Çok sık karşılaşılan tüketici sorunları için harika bir fikir olmuş. Tebrik ediyorum.
Old 15-11-2012, 16:07   #16
bilgin

 
Varsayılan

Arkadaşımızın bu tazminatın iki taraflı olması yani tüketiciyi de kapsaması fikrine katılmıyorum.1-Tüketici Hakem Heyeti kararları yeterli inceleme yapılmadan veya yargıtay kararları iyi incelenmeden verilebildiği için tüketici mahkemesinde bozuluyor ve tüketici üstüne bir de avukatlık ücreti ödemek zorunda kalıyor,
Old 15-11-2012, 16:14   #17
bilgin

 
Varsayılan

yanıtın devamı : 2-Tüketici çoğu zaman bir avukata danışamadığından ,gazete haberlerine inanarak tüketici hakem heyetine başvuruyor ve sonrasında zarar görebiliyor ,oysa şirketlerin avukatı hazır, bu durumda tüketiciye yüklenecek tazminat en fazla %10 ile sınırlandırılmalı ve hatta bu oran %0 a kadar çekilebilmeli ,yoksa bu tazminat korkusu ile tüketici, hakem heyetine başvurmaz ve buradan da satıcı karlı çıkar unutmayalım ki tüketicinin yasalarla korunması devletin görevidir diye düşünüyorum.
Old 15-11-2012, 16:52   #18
yigiturk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bilgin
yanıtın devamı : 2-Tüketici çoğu zaman bir avukata danışamadığından ,gazete haberlerine inanarak tüketici hakem heyetine başvuruyor ve sonrasında zarar görebiliyor ,oysa şirketlerin avukatı hazır, bu durumda tüketiciye yüklenecek tazminat en fazla %10 ile sınırlandırılmalı ve hatta bu oran %0 a kadar çekilebilmeli ,yoksa bu tazminat korkusu ile tüketici, hakem heyetine başvurmaz ve buradan da satıcı karlı çıkar unutmayalım ki tüketicinin yasalarla korunması devletin görevidir diye düşünüyorum.

işte bu yüzden tüketici arzuhalicilere değil, avukatlara gidecek.
Old 18-11-2012, 14:08   #19
bilgin

 
Varsayılan herkes avukata gidemiyor

dilekçelerin hukuk bilgisine sahip ve özümlemiş avukatlar yerine arzuhalcilere yazdırılması tabii ki istenmez, ancak ülkemizin gerçeğini de unutmayalım, aldığı değeri 200 TL olan bir malın, iadesi veya sağlamı ile değiştirilmesi için vatandaş enaz bu değerin yarısı kadar ücret isteyen avukata nasıl gitsin, arzuhalcilik bir ihtiyaçtan doğuyor halkın çoğu zengin değil bakmayın lüks dairelerin peynir ekmek gibi satıldığına bunu alanlar halkın bir kesimi
Old 27-11-2012, 08:51   #20
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Kanun Tasarısı Taslağı

Sayın Tractatus,

“Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı” çalışmaları devam etmekte iken ,

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ( Özel İhtisas Komisyonu) nezdinde bir girişimde bulunabildiniz mi?

Tasarı Taslağı son şeklini almak üzere…

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Barolar Birliği'nin Avukatlık Yasası Değişiklik Önerisi Gamze Dülger Hukuk Sohbetleri 41 09-01-2012 11:21
Avukatlara Yönelik Vergi Denetimi ve KDV Kanununda Değişiklik Önerisi Av.EErdem Hukuk Sohbetleri 0 08-10-2010 15:43
Tüketici,sözleşme şartlarında değişiklik av.AK Meslektaşların Soruları 2 06-04-2010 11:33
Alman mevzuatında avukatın satış yetkisi erdal düzgün Meslektaşların Soruları 0 28-03-2009 15:35
Alman Mevzuatında Vekalet Av. Şehper Ferda DEMİREL Meslektaşların Soruları 2 09-02-2004 00:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08194399 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.