Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukatların baroya şikayet edilmesi

Yanıt
Old 19-03-2010, 11:32   #1
Av_Mustafa

 
Varsayılan Avukatların baroya şikayet edilmesi

Merhaba sayın meslektaşlarım.Ben Konya'da staj yapmaktayım.Bir arkadaşım Konya Barosuna kayıtlı bir avukat,arkadaşımın adına başlatılmış herhangi bir takip bulunmamasına rağmen,kendisinden asıl alacağın dışında vekalet ücreti+marsaflar olmak üzere 240 TL istedi.Arkadaşım da bunun 300 TL sini ödedi.Daha sonra Adliye tevzisinden sordurduğumda arkadaşımın adına kayıtlı bir takip bulunmadığını öğrendim.Fakat söz konusu avukat takibin bulunduğunu söyledi.Dosya numarasını istememiz üzerine de,ben sizi arar söylerim demesine rağmen aramadı.Daha sonra biz de -arkadaşın adıyla- bahsi geçen şahsı Konya Barosuna şikayet ettik.Aradan üç-dört ay geçtikten sonra karar verildi.Oybirliğiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.Şimdi Türkiye Barolar Birliği'ne itiraz edeceğiz.Fakat elimizdeki deliller yeterli olabilir mi acaba?Bu konuda deneyimi bulunan meslektaşlarıma sormak istiyorum.Elimizde sadece iki adet kağıt var.Birinde avukat beyin sekreterinin imzası bulunmakta ve "300 TL aldım" yazmaktadır.Diğerinde ise,avukat beyin borcu asıl alacak+vekalet ücreti+masraflar olarak hesapladığı (kendi el yazısı ile) 740 TL (asıl alacak 500 TL+240 TL vekalet ücreti-masraflar) yazmaktadır.Bunların dışında avukat bizim baroya dilekçeyi verdiğimiz gün 200 TL asıl alacak üzerinden takip başlattı.
Yardımcı olursanız sevinirim.
Old 20-03-2010, 16:13   #2
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan

Bir kişinin imzası olmadan el yazısı ürünü ne kadar o kişinin iradesinin ürünü olabilir. Sadece el yazısı bir hesap kitap yazısı diye düşünüyorum.
Old 21-03-2010, 11:49   #3
Av_Mustafa

 
Varsayılan

haklısınız sayın Melik Şengül,bir el yazısı pek bişey ifade etmeyecektir.Benim de tereddüt ettiğim nokta burası.Acaba ne yapabilirim.Elimde başka delil de yok.Teşekkür ederim yardımcı olduğunuz için.
Old 21-03-2010, 17:48   #4
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Acaba ne yapabilirim

Sayın meslektaşım neyi ne yapmak istediğinizi ben anlayamadım.

Ne anladıığımı belirteyim; bir avukat icra takibi başlatmamasına rağmen icra takibi başlatmış gibi, arkadaşınızdan 500 TL asıl alacak 240 TL vekalet ücreti ve masraf istemiş. Arkadaşınız bunun üzerine 300 TL ödeme yapmış. Avukat da bakıye kalan 200 TL için sizin baroya şikayet ettiğiniz gün icra takibi başlatmış.

Sorun aşağıdakilerden hangisidir?

a) Avukat icra takibi yapmadan, icra takibi başlattım demesi mi?

b) Avukat icra takibi yapmadan, icra takibi başlattım demesi üzerine haksız kazanç sağlamak gaye içerisinde olması mı?

c) Hepsi

d) Hiçbiri (ben mi meseleyi yanlış anladım)

Meselenin künhü yukarıda anladığım gibi ise bence hiçbir şey yapmayın...

Kolay gelsin...
Old 21-03-2010, 19:35   #5
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan

'Meselenin künhü yukarıda anladığım gibi ise bence hiçbir şey yapmayın'
Meslektaşım Av. SELİM Balku ya katılıyorum.
Çok fazla bir şey yapma niyetlilisiniz galiba üstadım. Biz avukatlar insanların alacağını hiç masrafsız ve bedelsiz tahsil edenler değiliz. Mesleğimiz bir hizmet işi bunu untmayın. Bi bununla geçiniyoruz birazda bu taraftan yaklaşın.Anlattığınız kadarıyla bunu söyleyebilirim. Tabi Alman Felsefeci Kant 'beni yalan söylemekten iki şey menetti.Biri içimdeki vicdan ve üstümdeki gökyüzü'
Old 21-03-2010, 22:51   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Mustafa
Merhaba sayın meslektaşlarım.Ben Konya'da staj yapmaktayım.Bir arkadaşım Konya Barosuna kayıtlı bir avukat,arkadaşımın adına başlatılmış herhangi bir takip bulunmamasına rağmen,kendisinden asıl alacağın dışında vekalet ücreti+marsaflar olmak üzere 240 TL istedi.Arkadaşım da bunun 300 TL sini ödedi.Daha sonra Adliye tevzisinden sordurduğumda arkadaşımın adına kayıtlı bir takip bulunmadığını öğrendim.Fakat söz konusu avukat takibin bulunduğunu söyledi.Dosya numarasını istememiz üzerine de,ben sizi arar söylerim demesine rağmen aramadı.Daha sonra biz de -arkadaşın adıyla- bahsi geçen şahsı Konya Barosuna şikayet ettik.Aradan üç-dört ay geçtikten sonra karar verildi.Oybirliğiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.Şimdi Türkiye Barolar Birliği'ne itiraz edeceğiz.Fakat elimizdeki deliller yeterli olabilir mi acaba?Bu konuda deneyimi bulunan meslektaşlarıma sormak istiyorum.Elimizde sadece iki adet kağıt var.Birinde avukat beyin sekreterinin imzası bulunmakta ve "300 TL aldım" yazmaktadır.Diğerinde ise,avukat beyin borcu asıl alacak+vekalet ücreti+masraflar olarak hesapladığı (kendi el yazısı ile) 740 TL (asıl alacak 500 TL+240 TL vekalet ücreti-masraflar) yazmaktadır.Bunların dışında avukat bizim baroya dilekçeyi verdiğimiz gün 200 TL asıl alacak üzerinden takip başlattı.
Yardımcı olursanız sevinirim.

Biz avukatlar birbirimize zarar vermeyi en son düşünmeliyiz. Avukat meslektaşımızın bir hatası varsa onu kibarca uyarmalısınız. Hemen şikayet etmek de neyin nesi?
Old 21-03-2010, 22:56   #7
Yavanna

 
Varsayılan

Yalnız olayda kibarca uyarılacak durum aşılmış anladığım kadarıyla,takip yokken başlattım demesi bunun başlıca göstergesi bence?
UYAP'tan sorgulattığınızda hiçbirşey çıkmadı mı?
Old 22-03-2010, 15:56   #8
Av_Mustafa

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım,son mesajımdan sonra 4 meslektaşım cevap yazmış,sonuncusu hariç diğerleri beni gerçekten çok üzdü.ben belki soruyu anlaşılır yazmamış olabilirim ama,meseleye bakış açınız çok yanlış.ya adam göz göre göre sahtekarlık yapmış,sizse meslektaşlarımızı korumalıyız diyorsunuz.nesini koruyacam ben bu davranışın.adam vekalet ücretini ister ve der ki: "bak takip başlatmayalım vekalet ücretimi ver bi de asıl alacağı,böylelikle anlaşalım."tamam ne alaa.ama buradaki olay öyle değil.adam yüzlerce kişiye yanı sahtekarlığı yapmış ve siz hala meslektaşımızı korumaktan bahsediyorsunuz.böyle onursuzca bi hareketi yapmayı gerektiriyorsa bu meslek ben avukat değilim,ya da ben avukatsam bu adam avukat değil.
[quote]UYAP'tan sorgulattığınızda hiçbirşey çıkmadı mı?[quote]
hayır çıkmadı sayın meslektaşım.adam hakkımızda icra takibi falan başlatmamış.saygıyla.
Old 22-03-2010, 16:04   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
sayın meslektaşlarım,son mesajımdan sonra 4 meslektaşım cevap yazmış,sonuncusu hariç diğerleri beni gerçekten çok üzdü.ben belki soruyu anlaşılır yazmamış olabilirim ama,meseleye bakış açınız çok yanlış.ya adam göz göre göre sahtekarlık yapmış,sizse meslektaşlarımızı korumalıyız diyorsunuz.nesini koruyacam ben bu davranışın.adam vekalet ücretini ister ve der ki: "bak takip başlatmayalım vekalet ücretimi ver bi de asıl alacağı,böylelikle anlaşalım."tamam ne alaa.ama buradaki olay öyle değil.adam yüzlerce kişiye yanı sahtekarlığı yapmış ve siz hala meslektaşımızı korumaktan bahsediyorsunuz.böyle onursuzca bi hareketi yapmayı gerektiriyorsa bu meslek ben avukat değilim,ya da ben avukatsam bu adam avukat değil.




Sayın meslektaşım,

"Adam, sahtekarlık yapmış olsa bile" onu koruyalım diyen hiç kimse yok. Ben tekrar okudum böyle bir ifade olmadığı gibi bu manaya gelecek hiç bir cümle de yok!

Benim söylediğim çok açık: Önce konuşmak ve önemsiz bir hata ise düzeltilmesini istemek lazım. Konu düzeltilemeyecek kadar vahimse zaten kimsenin diyeceği bir şey olamaz ve onu savunmak bize de düşmez!

Açıkçası yazdıklarımıza hemen üzülmenizi ve bizlere kızmanızı anlayamadım.

Kolay gelsin.
Old 22-03-2010, 16:58   #10
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Mustafa
sayın meslektaşlarım,son mesajımdan sonra 4 meslektaşım cevap yazmış,sonuncusu hariç diğerleri beni gerçekten çok üzdü.ben belki soruyu anlaşılır yazmamış olabilirim ama,meseleye bakış açınız çok yanlış.ya adam göz göre göre sahtekarlık yapmış,sizse meslektaşlarımızı korumalıyız diyorsunuz.nesini koruyacam ben bu davranışın.adam vekalet ücretini ister ve der ki: "bak takip başlatmayalım vekalet ücretimi ver bi de asıl alacağı,böylelikle anlaşalım."tamam ne alaa.ama buradaki olay öyle değil.adam yüzlerce kişiye yanı sahtekarlığı yapmış ve siz hala meslektaşımızı korumaktan bahsediyorsunuz.böyle onursuzca bi hareketi yapmayı gerektiriyorsa bu meslek ben avukat değilim,ya da ben avukatsam bu adam avukat değil.
UYAP'tan sorgulattığınızda hiçbirşey çıkmadı mı?
hayır çıkmadı sayın meslektaşım.adam hakkımızda icra takibi falan başlatmamış.saygıyla.

Merhabalar;

Son mesajınıza bir kaç açıdan yanıt yazmak zorunda hissettim kendimi:

Sn. Mustafa, siz avukat değil hakim olmuşsunuz. Öyle ya da böyle hükmü vermişsiniz. Bu tavır, sade vatandaş (güncel deyimle sokaktaki insanın) tavrıdır oysa siz hukukçusunuz ve bir insanın suçu sabit oluncaya kadar suçsuz olduğunu biliyor olmanız gerekir.

Öte yandan (mesajınızdaki üslup açısından) uymak zorunda olduğunuz TBB Meslek Kurallarını bir okuyunuz lütfen... Ben ilgili kısımlarından biraz alıntı yapacağım:
Alıntı:
MADDE 5. Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır.

MADDE 6. Avukat iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu düşmanlıkların dışında kalmalıdır.

MADDE 26. Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.

MADDE 27. Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez.

MADDE 44. Avukat müvekkilinden meslektaşlarına yönelecek sataşmaları önlemeye çalışır; gerekirse vekillikten çekilebilir.

Özellikle 26. ve 27. maddeler yukarıdaki mesajınızı bir daha gözden geçirmenizi sağlayacaktır sanırım.

Baro'ya şikayetinizi yapmışsınız, TBB'ye itiraz edecekmişsiniz... Nihai karar mercii TBB'dir. Burada konu açarak delillerinizi kuvvetlendiremesiniz...

Mesajımı, hakkında konu açılan meslektaşımı (her ne olursa olsun) savunmak amacıyla yazmadım. Üslubunuza ve yürütmek niyetinde olduğunuz mesleğimizin genel kurallarına dikkat çekmek için yazdım.

Saygılarımla...
Old 22-03-2010, 17:56   #11
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

[quote]
Alıntı:
ya adam göz göre göre sahtekarlık yapmış,sizse meslektaşlarımızı korumalıyız diyorsunuz.nesini koruyacam ben bu davranışın

Sayın Meslektaşım, bir meslektaşımızın, bir arkadaşınızla olan hukuki münasebeti sebebiyle olayı, davayı, dosyayı hiç bilmeyen bizlerden görüş beklediniz.

Verdiğiniz bilgilere göre görüşümü bilidiriyorum.

Hukuken olayda sahtekarlık yok, haksız yere menfaat temin edilmemiş, hatta arkadaşınızın yaptığı ödemeyi kabul ederek, arkadaşınız lehine davranış gösterilmiş.

Görüşümü destekleyen kararı zaten ilgili baro birimi vermiş.

Ancak olaya sizin baktığınız gibi bakarsak Türkiye de sahtekar olmayan avukat çıkmayacaktır. Her duyuma göre, her davranışa göre, belgesiz, kanıtsız, baroya bir avukatın şikayet edilmesini siz doğru buluyor musunuz?

Meseleyi daha iyi anlatmak için bir örnek vermek istiyorum.

Türkiye de açılan icra takiplerinin çoğunluğu tahsilat olunmadığı için işlemden kaldırılır ancak bu çoğunluğun bir çoğu da aslında tahsil edilmiştir. Harç ve masraf ödememek için haricen tahsil olunur. Haricen tahsilatın devlete külfeti ise tahsil yapamayan devlet emeğinin karşılığını bir anlamda alamamış olur.

Bu örneği çok irdelemek istemiyorum ama konu ile alakalı herkesin ne demek istediğimi anladığını varsayıyorum.

Günün birinde siz haricen tahsilat yapıp, icra dairesine bildirmediğiniz takdirde sizi baroya şikayet mi etmeliyiz?

Kolay Gelsin....
Old 22-03-2010, 18:08   #12
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan

Meslektaşlarıma katılıyorum. Ayrıca elinizde delil yoksa hukuk karşısında iddialarınız bir anlam ifade etmez. Hukukn evrensel ilkesi gereği 'iddia eden iddiasını ispatla mükellefdir' Çok mükemmel bir anlayış.
Sayın Avukat Mustafa bazen bu mesleği yaparken biraz duygusal davranıyoruz. Aynen konunuzla alakalı görüş beyan edenlere karlı davranışınız gibi. Kimse yapılan sahteciliği savunmadı.
Old 22-03-2010, 18:19   #13
Av_Mustafa

 
Varsayılan

gelen son iki cevabı da değerlendirip,izninizle konuyu kapatmak istiyorum.Mehmet Saim bey demiş ki: "ben bu anlama gelecek hiç birşey göremedim.....Uzlaşma yolu varsa düseltilir,yoksa zaten kimse bişey diyemez." Benim ilk mesajımı tekrar okumanızı rica ediyorum.O mesaja baktığınız zaman acaba uzlaşılabilecek bir durum var mı,yok mu net olarak göreceksinizdir sanırım.Zaten uzlaşma yolu olsaydı,ben bu şekilde dile getirmez,şikayet yoluna gitmezdim.Sizin verdiğiniz cevaplar şu şekilde: Melik bey demiş ki: "Biz avukatlar insanların alacağını hiç masrafsız ve bedelsiz tahsil edenler değiliz. Mesleğimiz bir hizmet işi bunu untmayın. Bi bununla geçiniyoruz birazda bu taraftan yaklaşın." Melik bey,size sormak istiyorum,biz avukatlar tüccar mıyız?Gelen müvekkillere ya da borçlulara kazanılacak gözüyle bakalım.Biz hukukçular adaleti sağlamakla görevli insanlar değil miyiz?Burada mesele sizin de malumunuzdur ki 50 lira 100 lira değil.Burada bir yanlış yapılmış ve daha sonra da bu yanlışta ısrar edilmiş(üç hafta önce malum avukat beni arayarak "sen bana ben avukatım dedin halbuki stajyersin,eğer arkadaşın şikayetinden vazgeçmezse seni savcılığa şikayet ederim" dedi ve benim öyle bir söz söylemediğimi de belirtmeme gerek olmadığını düşünüyorum.). Bu yanlışı görmeme rağmen ben hukukçu olarak bana düşeni yapmazsam,doğru olanı kim yapacak söyler misiniz?
Saim bey demiş ki:"Biz avukatlar birbirimize zarar vermeyi en son düşünmeliyiz. Avukat meslektaşımızın bir hatası varsa onu kibarca uyarmalısınız. Hemen şikayet etmek de neyin nesi?" Benim ilk yazdığım mesajı okursanız durumun vehametinmin farkına varırsınız.
" "Adam, sahtekarlık yapmış olsa bile" onu koruyalım diyen hiç kimse yok." demişsiniz Saim bey ama bütün bunları bir araya getirdiğimde nedense bende öyle bir izlenim bırakıyorsunuz.
Son olarak,Özgür bey, "siz hakim olmuşsunuz" demişsiniz.Allah aşkına söyler misiniz banaher şey ortadayken bir kişiyi suçlamak sadece olaya sade vatandaş gözüyle bakmak mıdır?Bir insanın bana yalan söylediğini ben biliyorsam,suçu kanıtlanana kadar o kişi masumdur diyebilir miyim? Ayrıca knaatimce bu şekilde bir ayrıma da gerek yok.Hakimi de savcısı da avukatı da bir kamu hizmetlisidir.Üçü de adaleti yerine getirmek için çalışır.En azından böyle olması gerektiğini biliyoruz.
TBB Hizmet Kuralları'nın 27.maddesinden bahsetmiştiniz.Benim bahsettiğim şahıs Avukatlık Kanunu'nun 5 maddesini birden ihlal etmiş ve siz o kişi suçu kanıtlanana kadar masumdur diyorsunuz ve hizmet kurallarının iki maddesini ihlal ettim diye bana serzenişte bulunuyorsunuz.Ben bir hukukçu olarak diğer hukukçu meslektaşlarımın da benim gibi düşüneceğini zannettiğim için bu başlığı açmıştım.Bu kişinin yaptıkları nazara alınarak doğruya ulaşmakta etkili olmak istedim.Özgür bey son söylediğiniz itham da hiç hoş olmadı."Burada konu açarak delillerinizi kuvvetlendiremesiniz..." demişsiniz.Benim amacım delil kuvvetlendirmek değil.Sadece benim fikrimi paylaşan insanların çoğunlukla bulunduğunu zannettiğim bir ortamda fikir alışverişinde bulunmaktı.Verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim.Bu başlığı açtığım için de üzgün olduğumu belirtmek isterim.Saygıyla.
Old 22-03-2010, 18:35   #14
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan

Av. Mustafa bey duygusal davrandığınızı düşünüyorum.Bir konuda görüş sordunuz. Bizde naçizane görüşlerimizi belirttik.Alınacak veya kızacak bir şey yok.Tartışmalarda amaç kendimizi doğrulatmakdan ziyade mesleki bilgi ve birikim dayanışması olmalı. Saygılar.
Old 22-03-2010, 18:38   #15
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Sn. Av. Mustafa;

Mesajınızdaki, altını çizip koyulaştırdığım ("adam", "sahtekar" veya "onursuz" şeklindeki) ifadeleri kullanmamış olsaydınız veya mesajıma cevap yazarken "Evet, biraz abartılı bir tepki olmuş" diyebilseydiniz, bu ve önceki mesajım (ve diğer meslektaşlarımın mesajları) daha farklı olurdu.

Bir de bu yönüyle baksanız...

("Konuyu kapatıyorum" şeklinde başlayan mesajınızda soru işareti ile biten cümleler kurarsanız konu kapanmaz )

Saygılarımla...
Old 22-03-2010, 19:13   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Mustafa
gelen son iki cevabı da değerlendirip,izninizle konuyu kapatmak istiyorum.Mehmet Saim bey demiş ki: "ben bu anlama gelecek hiç birşey göremedim.....Uzlaşma yolu varsa düseltilir,yoksa zaten kimse bişey diyemez." Benim ilk mesajımı tekrar okumanızı rica ediyorum.O mesaja baktığınız zaman acaba uzlaşılabilecek bir durum var mı,yok mu net olarak göreceksinizdir sanırım.Zaten uzlaşma yolu olsaydı,ben bu şekilde dile getirmez,şikayet yoluna gitmezdim.Sizin verdiğiniz cevaplar şu şekilde: Melik bey demiş ki: "Biz avukatlar insanların alacağını hiç masrafsız ve bedelsiz tahsil edenler değiliz. Mesleğimiz bir hizmet işi bunu untmayın. Bi bununla geçiniyoruz birazda bu taraftan yaklaşın." Melik bey,size sormak istiyorum,biz avukatlar tüccar mıyız?Gelen müvekkillere ya da borçlulara kazanılacak gözüyle bakalım.Biz hukukçular adaleti sağlamakla görevli insanlar değil miyiz?Burada mesele sizin de malumunuzdur ki 50 lira 100 lira değil.Burada bir yanlış yapılmış ve daha sonra da bu yanlışta ısrar edilmiş(üç hafta önce malum avukat beni arayarak "sen bana ben avukatım dedin halbuki stajyersin,eğer arkadaşın şikayetinden vazgeçmezse seni savcılığa şikayet ederim" dedi ve benim öyle bir söz söylemediğimi de belirtmeme gerek olmadığını düşünüyorum.). Bu yanlışı görmeme rağmen ben hukukçu olarak bana düşeni yapmazsam,doğru olanı kim yapacak söyler misiniz?
Saim bey demiş ki:"Biz avukatlar birbirimize zarar vermeyi en son düşünmeliyiz. Avukat meslektaşımızın bir hatası varsa onu kibarca uyarmalısınız. Hemen şikayet etmek de neyin nesi?" Benim ilk yazdığım mesajı okursanız durumun vehametinmin farkına varırsınız.
" "Adam, sahtekarlık yapmış olsa bile" onu koruyalım diyen hiç kimse yok." demişsiniz Saim bey ama bütün bunları bir araya getirdiğimde nedense bende öyle bir izlenim bırakıyorsunuz.
Son olarak,Özgür bey, "siz hakim olmuşsunuz" demişsiniz.Allah aşkına söyler misiniz banaher şey ortadayken bir kişiyi suçlamak sadece olaya sade vatandaş gözüyle bakmak mıdır?Bir insanın bana yalan söylediğini ben biliyorsam,suçu kanıtlanana kadar o kişi masumdur diyebilir miyim? Ayrıca knaatimce bu şekilde bir ayrıma da gerek yok.Hakimi de savcısı da avukatı da bir kamu hizmetlisidir.Üçü de adaleti yerine getirmek için çalışır.En azından böyle olması gerektiğini biliyoruz.
TBB Hizmet Kuralları'nın 27.maddesinden bahsetmiştiniz.Benim bahsettiğim şahıs Avukatlık Kanunu'nun 5 maddesini birden ihlal etmiş ve siz o kişi suçu kanıtlanana kadar masumdur diyorsunuz ve hizmet kurallarının iki maddesini ihlal ettim diye bana serzenişte bulunuyorsunuz.Ben bir hukukçu olarak diğer hukukçu meslektaşlarımın da benim gibi düşüneceğini zannettiğim için bu başlığı açmıştım.Bu kişinin yaptıkları nazara alınarak doğruya ulaşmakta etkili olmak istedim.Özgür bey son söylediğiniz itham da hiç hoş olmadı."Burada konu açarak delillerinizi kuvvetlendiremesiniz..." demişsiniz.Benim amacım delil kuvvetlendirmek değil.Sadece benim fikrimi paylaşan insanların çoğunlukla bulunduğunu zannettiğim bir ortamda fikir alışverişinde bulunmaktı.Verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim.Bu başlığı açtığım için de üzgün olduğumu belirtmek isterim.Saygıyla.

Sayın Av.Mustafa,

İlk mesajınızda
Alıntı:
bahsi geçen şahsı Konya Barosuna şikayet ettik.Aradan üç-dört ay geçtikten sonra karar verildi.Oybirliğiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
demişsiniz. Konya Barosu Disiplin Kurulu çok sayıda hukukçudan (avukattan) oluşur. Onlar, inceleyip oybirliği ile "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı vermişse, -bu karar bozulana kadar-, kusura bakmayın ama ben sizin soyut iddianıza değil, o karara itibar etmek zorundayım.

BU itibarla benim yazdığım cümlelerden "Avukat sahtekar olsa bile onu koruyalım" manası çıkarmanız en hafif deyişle anlamsız ve haksız olur.

Evet belki haksızlık olarak görmüş olabilirsiniz ve hatta size telefonda "Avukat değilmişsiniz, sizi şikayet edeceğim!" demesine alınmış veya kızmış olabilirsiniz. Buna bir şey diyemem.


Alıntı:
Biz hukukçular adaleti sağlamakla görevli insanlar değil miyiz?[

Kesinlikle öyle olmamız gerekir. Ancak unutmamalıyız ki, öncelikle biz hukukçular adaletin kararına saygılı olmalıyız ve yargılama ile sübut bulmadıkça soyut iddialarla kişileri yargılayıp, bizlerin adını bile bilmediği bir avukatı sahtekarlıkla mahkum etmemeliyiz. Baro Disiplin Kurulu kararı da adaletin bir parçasıdır. Bunu unutmamalısınız! Dolayısıyla bu karara da bozulana kadar saygı duymalıyız!

Sonuç olarak: Lütfen hiç olmazsa bizim cümlelerimizden asla aklımızdan bile geçmeyecek manalar çıkarmayın!
Old 23-03-2010, 15:50   #17
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Senaryo: Gerçekten 500 TL lik bir borç vardır; alacaklı avukata vekaletname verir; avukat borçluyu arar ve
Alıntı:
Yazan Av Mustafa
"bak takip başlatmayalım vekalet ücretimi ver bi de asıl alacağı,böylelikle anlaşalım."

der; borçlu kabul eder, avukatın bürosuna gelir ve asıl alacağın 300 TL sini öder; ayrıca avukata sorar: icra takibi başlatmış olsaydınız ne ödeme yapmamız gerekiyordu, şimdiki haliyle ne kadar ödemiş olacağız? Avukattan şimdiki haliyle ödemenin ne şekilde olacağı ve icra takibi başlatılmış olsaydı ne şekilde olacağına dair hesap tablosu ister; avukat da iki ihtimale binaen çıkardığı “el yazısını havi” hesap tablosunu borçluya verir ve borçlu çıkar gider... Borçlunun elinde, 500 TL lik borcu için avukata 300 TL ödeme yaptığına dair avukatın sekreterinin imzasını havi belge ile avukata sorduğu soruların cevabını havi hesap tablosu bulunmaktadır...



Saygılarımla...
Old 23-03-2010, 17:10   #18
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan

Sayın Hades analiz yeteneğiniz çok güzel.
Biraz önce yüklü bir icra dosyasında 3. kişi aradı.Biz alacaklı ile anlaşıyoruz.Sizi alacağınız ne kadar evrakı da istiyoruz.Feragat edilecek düşüncesi ile tahsil harcı dahil borçludan alınacak kanuni ücret ve müvekkilden anlaşmamız sonucu olan ücreti vekalet hesapladım.3. kişinin cevabı sizin alacağınız sadece %10 değilmi.Adama ne yazık ki tahsil harcını anlatmakla uğraştım. Yok bizim avukatlar bu kadar almıyor.Biz çok alıyormuşuz. Belkide adamla müvekkilim kafaya kafaya vermiş bu dam ne kadar da çok para alıyor; beni çekiştiriyorlar.Biz avukatların kaderi. İş bitince müvekkiller borçludan alacağınız ücreti vekalet üzerine sizinle pazarlık yaparlar. Vesselam zor işimiz zor.
Old 24-03-2010, 12:22   #19
avseher

 
Varsayılan

Mustafa Bey in yaşadığı olayın aynısı bir tanıdığımın başına geldi. Borçlu benden rica edip alacaklı şirketin avukatını aramamı istedi. Zira meslektaş evlerini arayıp hesap nosu ve borç dökümü bildirmiş.Bende meslektaşın büroyu arayıp borç dökümü istedim. Ardından dosya nosunu sorunca dosyaların bugün istanbul adliyesinde olduğunu , esas nolarının akşama geleceğini, yarın beni arayacaklarını söylediler. Ve bir iki gün önce alacaklı firmanın hesap nosuna borç asıl miktarını borçlu yatırmıştı. Tarihi bildirdim şu tarihte yattı diye meslektaşımız o tarihten önceki bir tarihi söyledi ve ekledi , pardon 5 gün önce açılmış ben bulamaıdm noyu size dönerim dedi. Tabi bu kadar çelişkide, bir meslektaşın yalanını gözüme soka soka söylemesi hiçte hoşuma gitmedi. Ertesi gün takibin açılmadığını anladığım halde tekrar aradım esas nosu istedim. Yine şu an göremiyoruz biz size döneriz dediler. Aynı gün tekrar borçluyu arayıp dosyanız var diyerek avukatlık ücreti, harç masrafı, faiz istemişler. Ve bana meslektaş tamam madem meslektaşız sizin hatırınıza faizi almayalım avukatlık ücretini bugün yatırsınlar uzlaşalım diye lütufta bulundu. Aradan 10 gün sonra eve tebliğ geliyor ve dosya açılma tarihi telefonlardan sonraki tarih. Avukat ilk etapta karşıdaki meslektaşına saygı duymalıdır diye düşünüyorum. Böyle bir saygı dışı davranışı bir meslektaştan görmeyi asla beklemzdim. 10 yıllık meslek hayatımdada hiç rast gelmedim. Tekrar arayıpta neden diye sormayıda düşünmedim zira seviyesini belirtmiştir zaten başta.

Avukat senet geldiğinde takibe geçmeli, işlemini yapmalı ücreti vekaletini almalı haketmelidir. Müvekkil harç masrafını vermiyorsada kusura bakmasın telefonlarla, ricalarla yada korkutmalarla getirin parayı demelerle yapılacak bir meslek dalı değildir. Avukat tefeci yada mafya değildir. Hukuki gereklilik neyse onu yapmalıdır.

Sayın Mustafa hakkını aramaya devam etmelidir diye düşünüyorum...
Old 24-03-2010, 12:48   #20
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Senaryo: Alacaklı, bir avukata vekaletname vererek borçlusu hakkında icra takibi başlatılması yönünde talimat verir. Avukat, icra takibi başlatmaz (bittabi icra müdürlüğü ve icra takip numarasını da veremez) borçluyu arayarak –icra takibi var gibi- hesap dökümü gönderir. Borcunun mesnedini bilen –ve bu telefon görüşmesine değin borcunu ödememiş olan- borçlu, hangi hususa dair olduğunu da belirterek alacaklı adına –asıl alacak ve faizi- havale eder. Akabinde avukat, borçlu hakkında icra takibi başlatır; icra takip tarihinden önce borcu ödeyen borçlu, -ödeme sebepli- borca itiraz eder ve hiçbir harç ve masraftan sorumlu olmadığı gibi senaryodaki gibi kötüniyetli alacaklıdan da tazminat alır.Telefonla, olmayan takip hakkında para talep eden avukat ve onu seçen alacaklı dışında herkes mutludur.

Saygılarımla...
Old 24-03-2010, 21:53   #21
Av_Mustafa

 
Varsayılan

Sayın Avseher sağolsun,az da olsa bu mesleği yapabileceğim inancımı artırdı.Çünkü onun mesajından önceki mesajları okuduğumda "ben bu mesleği yapamam,bana göre değil.acaba ne yapmalıyım"şeklinde çelişkiye düşmüştüm.zaten hakimlik sınavına girip girmeme konusunda çok büyük tereddütteyim.ama sayın meslektaşımın yazısı beni umutlandırdı.öncelikle kendisine daha sonra cevap veren tüm meslektaşlarıma minnettarım.saygıyla.
Old 25-03-2010, 09:57   #22
Av.Şevval

 
Varsayılan

Sayın Av.Mustafa aynı fikirdeyiz.

Mesleğimiz en yüksek derecede dürüstlük ve güven gerektiren mesleklerden.Maalesef öyle meslektaşlarımız var ki azılı suçlulardan daha tehlikeliler.Bu cümlemden ötürü mutlaka bir kısım meslektaşlarım beni haksız görecektir.Olabilir bunca yıl sonra kabullendim.

Bir olay aktarmak isterim.Bir avukat arkadaşımız kendisinin de müvekkili olan bir kişi hakkında,alacaklı olan başka bir müvekkili adına takip başlatıyor.
Borçlu ödeme emrini alınca bu arkadaşımıza geliyor.Avukatım beni icraya vermişsin diyor.
Avukatta bir şey olmaz hallederiz diyor,haliyle süreler geçiyor.2 ay gibi de zaman sonra borçlu emekli olacak.Avukat arkadaşımız borluya maaşından kesinti yapalım taksit taksit öde diyor.Borçlu içinde uygun tamam diyor.Daireye gidiyorlar borçlu bir şeyler imzalıyor tabi avukatı yanında güveniyor.Bir süre sonra öğreniyorki tazminatının tamamı ve maaşının tamamına haciz konulmasını kabul etmiş.Borçlu bu olaydan sonra rahatsızlandı bir süre sonra da vefat etti.
Ve bunun gibi başka hikayeler.

Biz avukatlar herkesten fazla dikkat etmeliyiz.Takip başlatmadan başlattım demek,keşif masrafını yatırmadan yatırdım demek,haciz sırasında mafya vari tehditkar hareketler masum gibi görünebilir ama mesleğimizi yaralıyor.

Barolara daha fazla iş düştüğünü düşünüyorum.
Old 25-03-2010, 12:39   #23
avgubse

 
Varsayılan

Avukat Mustafa beyin karşılaştığı bir diğer sorun(avukatın kendisini arayıp sen avukat değil stajersin seni şikayet edeceğim.meslesi) mesleğe ilk başladığım yıllarda benimde başıma gelmişti.Ben takip açmıştım ve borçlu vekili beni arayıp borcun ertelendiği konusunda alacaklı ile borçlu asilin anlaştığını ve beni böyle bir takipten dolayı SAVCILIĞA! şikayet edeceğini söylemişti.Bende böyle bir anlşamanın sözkonusu olmadığını varsa dosyaya sunup itiraz edebileceklerini daha da olmadı beni savcılığa şikayet edebileceğini söylemiştim..Maalesef özellikle yaşça büyük avukatlar genç avukatlara zaman zaman böyle psikolojik baskı uygulamaya çalışıyorlar.yine çok küçük bir şehirde avukatlık yapan arkadaşımı İstanbuldan bir avukat bir dava dosyası ile ilgili bilgi almak için arıyor ve arkadaşım iyiniyetli olarak dosyanın gidişatı ile ilgili bilgi veriyor konuşma esnasında "siz ne bilirsiniz ki , bak sen onu da mı biliyorsun "gibi sözler sarfediyor arayan avukat sonra arkadaşımdan gereken cevabı alıp bir daha arayamıyor..Kendi aramızda bu tür olaylar yaşanmasının çok acı olduğunu düşünüyorum.mesleğin gerektirdiği saygıyı yaşatmalıyız.Bu anlamda bu tür olayların irdelenmesi gerektiğini düşünmüyorum.Av.sehere katılıyor ve mustafa beyi destekliyorum.
Old 25-03-2010, 14:59   #24
mantis

 
Varsayılan Avukatın karşı taraftan vekalet ücreti almaya hak kazanacağı haller

Sorulan soru bakımından azınlık oyuna katılıyorum.

Bu başlık altında "avukatın hangi koşullarda karşı taraftan vekalet ücreti almaya hak kazanacağı" konusuna biraz değinilmesini umuyorum.

Henüz icra takibi yapılmamışken, "takip yapıldığı izlenimi uyandırarak" borçludan vekalet ücreti tahsil etmeye çabalamanın ne hoşgörülür ne de savunurlur yanı var. Tamam, doğrudur; kaba ifadesiyle mesleğimiz fikir satmak, yerine göre işin hallini çabuklaştırmak, yerine göre de müvekkilimizin bizzat dahil olmak istemediği ortama/sürece onun adına dahil olarak müvekkilimizi ve haklarını korumak, belki de onu izole etmek.

Yukarıda aktarılan olayda ya da benzeri örneklerde, avukat müvekkilin alacağını tahsil etme amacıyla işleme başlar: Bu işlem takip yoluyla da olabilir, borçluyla temas kurarak ödeme yapmasını sağlamak şekilde de olabilir (malum san'ımız bazen ürkütücü olabiliyor). Müvekkilin çıkarı alacağına bir an önce kavuşmak olduğuna göre, avukatın takip başlatmadan önce borçluyu "yoklayarak" tahsili denemesi, bazı hallerde, seçenek olmaktan çok gereklilik olmaya yakındır. Ama bu durumda (Hades'in ifade şekli çok hoşuma gitti) benim senaryom,

Alacaklı vekili borçluyu arar, şu kadar borcunuz var; bu borç icra takibi yapılması halinde şu kadar daha artıp bu kadar olacaktır. Bir an önce ödemezseniz yükünüz artacak. Şu kadar zamanda ödemezseniz takibe geçilecektir der.

Kimi durumda ise aramaz, direkt takibe geçer. Bunun nedeni ister arasa da sonuç alamayacağını öngörmek olsun, ister icraya koyarak borçludan alacağı vekalet ücretini hesaplamak olsun. Bunlar, duruma göre değişebilir, avukata değişebilir. Avukatın inisiyatifidir, kimseciklere de söz düşmez.

Peki ne demez; Seher Hanım'ın verdiği örnekte de olduğu gibi, icra takibi yaptım, (gerçekte sarfedilmemiş olan) şu kadar masraf ve (gerçekte hakedilmemiş olan) vekalet ücretiyle birlikte şu kadardır, demez! Durum açığa çıkınca takibe geçmez, ki böyle bir şey benim kanaatimce çok ama çok utanç verici bir durumdur.

Böyle bir davranışın hangi hukuki kurumlar bakımından irdelenebileceği, ne gibi sonuçları olacağı ise elbette tartışılır. Zira davranışın doğurduğu sonuç hiç şüphesiz ki belirleyicidir. Mustafa Bey'in aktardığı örnekte, alacaklı vekilinin meslek etiğine aykırı davrandığı, ancak yanlışında ısrar etmeyerek bakiye alacak için takibe devam ederek "durumu kurtardığı" anlaşılıyor. Olayın dönüp dolaşıp ispat noktasında takılacağı ve itirazın sonuç vermeyeceği kanaatindeyim.
Old 25-03-2010, 18:42   #25
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Bu konuda herkesin affına sığınarak iki küçük anektod eklemek istiyorum.Birincisi 11 yıl öncesine ait.O sıralar 2 aylık avukatım ve müvekkil adına bir eczaneye hacze gittim , eczacı benim yaşlarımda ve benim hangi sebeple icra mahallinde olduğumu öğrenince ağlamaya başladı , yeni evli olduğunu ve ilaçlarını haczedip muhafazaya alırsam evine ekmek götüremeyeceğini , karısına hangi yüzle bakacağını falan söyledi , tabi v.s. bir sürü şey ; ben de etkiledim ve haciz yapmadım ancak genç eczacıya ; ilaçları , tezgahın altına indirmesini çünkü işverenimin asla tölerans gösterecek biri olmadığını ve benim de ona haczi kabil mal bulunmadığını söyleyeceğimi belirttim.3 gün sonra bir markette karşılaştığım genç eczacı beni görünce ; ' hehehe sen gerçekten avukat mısın 'dedi ! İkinci durum ise dün yaşandı.Geçen hafta bir müvekkil yüksek meblağlı bir alacak davası açmam için gerekli evrakları ve masrafı gönderdi bana.Evrakların elime ulaşmasından 2 saat sonra da şirket müdürü beni arayarak dava dilekçesini ve masraf makbuzunu fakslamamı istedi.Ben de müdüre haddi olmadığını söyledim.Bunun üzerine şirkette düzenli olarak yer alan avukatları kalkıp adliyeye giderek tevziiden davanın açılıp açılmadığını araştırmış ve şirkete ; avukat sizi dolandırıyor , davanızı açmamış demiş.Gördüğününz üzere 3 avukat türü var ; birincisi ağlayana ağlayan avukat , ikincisi başka avukatların açtığı davaların kalemde ya da tevziide takibini yapan avukat , üçüncüsü ise avukat olmuş avukat.
Old 26-03-2010, 17:29   #26
Av_Mustafa

 
Varsayılan

Alıntı:
Mustafa Bey'in aktardığı örnekte, alacaklı vekilinin meslek etiğine aykırı davrandığı, ancak yanlışında ısrar etmeyerek bakiye alacak için takibe devam ederek "durumu kurtardığı" anlaşılıyor. Olayın dönüp dolaşıp ispat noktasında takılacağı ve itirazın sonuç vermeyeceği kanaatindeyim.

sayın meslektaşım ortada bir yanlışın olduğunu kabul etmenize sevindim.Fakat yanlışı yapan yanlışında ısrar ettiği halde,siz yanlışında ısrar etmediğinden bahsediyorsunuz.Sayın meslektaşım bahsettiğimiz zatın,bakiye alacak için takibe devam etmesinin sebebi yanlışından pişman olup dönmek istemesi değil,durumdan paçayı nasıl kurtarabilirim endişesine kapılmasıdır.zaten yazdıklarımı okursanız görürsünüz yanlışta ısrar edip etmediğini.yukarıda şahsın beni bikaç hafta önce arayıp tehdit ettiğini belirttim.bu cümleden sanırım yanlışa devam edip etmediğini görebilirsiniz.ayrıca bu soruşturmadan bişey çıkıp çıkmayacağının bir önemi yok.önemli olan biz avukatların bu konuda ne düşündüğüdür.her ne kadar bana karşı çıkan epeyce meslektaşım olsa da,beni bu konuda umutlandıran meslektaşlarımın bulunması,adaletin her zaman yerini bulacağına olan inancımı artırmaya yetti.saygıyla.
Old 27-03-2010, 11:03   #27
mantis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av_Mustafa
Ayrıca yukarıdaki cümleyi kuran sayın meslektaşım,benim kimden veya nerden neyi nasipleneceğime karar verecek veya bu konuda yorum yapacak kişi siz değilsiniz.mesleki dayanışma ve hoşgörüden nasibimi sizden fazla aldığım da zaten yukarıdaki kurduğunuz cümleden gayet net anlaşılıyor.Bu konuda yorum yapmak haddiniz değil,haddinizi aşmayın lütfen!

Alıntı:
Mustafa Bey'in uslubü ile ilgili eleştirilere katıldığımı ve olayı kişiselleştirmesinin, ileride hakim de olsa, avukat da olsa, her şey bir yana en çok kendisine zarar vereceğini öncelikle söylemek zorunda hissediyorum kendimi. Diğer yandan, Mustafa Bey'in de kesinlikle olması gerektiğini düşündüğüm mesleki dayanışma ve hoşgörüden, hiç değilse THS'de, evleviyetle nasiplenmesi gerekiyor.

Mustafa Bey, sanırım biraz uzun bir yanıt vereceğim. Sabredip okumanızı dilerim.

Durumun sizi ne kadar sinirlendirdiğini, üzdüğünü anlayabiliyorum. İnanın çok iyi anlıyorum. Bu meslek öyle bir meslek ki, hele bir de umursamaz, ‘adam sende’ci bir yapınız yoksa, manen çok yıpratıcı olabiliyor. Meslekte 6. yılımdayım (özgüven elbette iyi bir şeydir, ancak daha yolun başında olduğumun da farkındayım). Yıpranma katsayısı hesabı yapılacak olursa, (stajda adli yardımda gönüllü çalıştığım için feci şeyler gördüm) 7. yılımdayım. Tekrar söylüyorum, sizi çok iyi anlıyorum ve bu forumdaki pek çok insanın da çok iyi anladığını biliyorum (sanmıyorum, düşünmüyorum; biliyorum). Nitekim foruma yazıp yazmamakta tereddüt ettiğim şu yazıyı, bu başlıktan sonra açtım.

Üslubunuzla ilgili eleştirilere katıldığımı söylemiştim, bu üsluptan ben de payıma düşeni aldım ve sineye çekiyorum. Çünkü biliyorum ki, olayın etkisiyle hareket ediyorsunuz. Çünkü anlıyorum ki, olayı o kadar kişiselleştirmişsiniz ki, üslubunuza yönelik eleştiri dışında başından sonuna kadar size destek olmak için zaman ayırıp (ki hiçbirimizde çok yok) yazılmış bir yazıyı bile yanlış anlıyorsunuz.

Haddimi bildirdiğiniz kısım da, ne yazık ki, size destek olmak amacıyla yazılmış bir cümle idi, sanırım insan öfkeyle okuyunca bir cümleyi, cümlenin anlamını gözden kaçırabiliyor.
"nasip, -bi Ar. na¹³b a. (nasi:bi) 1. Birinin payına düşen şey. 2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey. 3. Kısmet, talih, baht."
"payına düşmek : bölüşmede hisse ayrılmak, belirli bir bölüm verilmek"

Bunları da aynı ruh haliyle okuyacağınız öngörüsüyle, kelime anlamlarını vermekle yetinmiyor ve devam ediyorum. O cümleleri yazmadan evvel tüm başlığı okumuştum, sakince. Yanıtları tek tek ayırmaksızın vardığım ortalama sonuç, size yönelik nispeten katı bir tavır varken, bir yandan mesleki dayanışmadan dem vurulmuş olmasıydı. Ben de dedim ki, bu dayanışmadan, hiç değilse THS'de öncelikle Mustafa Bey payına düşeni alsın: Mustafa Bey'in mesleki dayanışma ve hoşgörüden payına düşeni (nasibini) verin ki, bu sözleri sarf ettiğimizde altı hakikaten dolmuş olsun; şöyle sağlamca hani.

“ve, veya, ya da/olur-olabilir” Bu ayrımlar hukukçulardan başka kimin hayatında bu kadar önemli ki? Hukukçulardan başka kim bu denli önemsiyor, kurulan cümledeki bağlaçları, yüklemin kipini? Bizleriz her sözcüğün sonuca ne kadar etkili olabileceğini tartan. O kızdığınız bölüm “öncelikle” belirtilmiş bir tespitten sonra, “diğer yandan” diye başlayan ayrı bir tespite geçmiş. Belli ki ben haddimi, sizin yazılanı anlamayabileceğinizi hesaba katmadığım an aşmışım.

Alıntı:
sayın meslektaşım ortada bir yanlışın olduğunu kabul etmenize sevindim.Fakat yanlışı yapan yanlışında ısrar ettiği halde,siz yanlışında ısrar etmediğinden bahsediyorsunuz.Sayın meslektaşım bahsettiğimiz zatın,bakiye alacak için takibe devam etmesinin sebebi yanlışından pişman olup dönmek istemesi değil,durumdan paçayı nasıl kurtarabilirim endişesine kapılmasıdır.zaten yazdıklarımı okursanız görürsünüz yanlışta ısrar edip etmediğini.yukarıda şahsın beni bikaç hafta önce arayıp tehdit ettiğini belirttim.bu cümleden sanırım yanlışa devam edip etmediğini görebilirsiniz.

“sayın meslektaşım ortada bir yanlışın olduğunu kabul etmenize sevindim.” Ortada bir yanlış elbette var. Ancak benim “kabul etmem” söz konusu değil. Ben olayın tarafı değilim ki bir şeyi kabul edeyim. Siz olayın tarafı değilsiniz ki, iddia eden konumunda olup da, doğrusunu kabul ettirmeye çalışasınız. Ortada siz ve biz, ben ve diğerleri yok. Bu ayrım sadece sizin olayı kişiselleştirmenizden kaynaklanıyor.

“Fakat yanlışı yapan yanlışında ısrar ettiği halde,siz yanlışında ısrar etmediğinden bahsediyorsunuz.Sayın meslektaşım bahsettiğimiz zatın,bakiye alacak için takibe devam etmesinin sebebi yanlışından pişman olup dönmek istemesi değil,durumdan paçayı nasıl kurtarabilirim endişesine kapılmasıdır.zaten yazdıklarımı okursanız görürsünüz yanlışta ısrar edip etmediğini.yukarıda şahsın beni bikaç hafta önce arayıp tehdit ettiğini belirttim.bu cümleden sanırım yanlışa devam edip etmediğini görebilirsiniz.

Farklı fiillerin hukuki nitelemeleri hepsini bir araya toplayarak yapamayız. Hele de "durumu kurtardığı" anlaşılıyor demişim, aklamamışım, şu yazdıklarınızdan pek farklı bir şey dememişim…

Gerçi benim ne haddime ki size kişiselleştirmeyin falan gibi cüretkar laflar edebiliyorum?! Cüretim, başlık altına yazdıklarımı elimden geldiğince sizin yerinize kendimi koyarak ve son derece içtenlikle yazıyor olmamdan kaynaklanıyor. Bunları yazıyorum; birey olarak değil ama hukuki deneyim açısından sizden bir adım önde olan biriyim ve bu alanlarda yazan benden binlerce adım önde olan, mücevher gibi parlayan pek çok üstadın varlığının farkındayım. Yukarıda da dediğim gibi, özgüven iyidir. “Doğru”yu kabul ettirmeye çalışacağım, tek bir doğru olduğunu, (kendi) aklın (aklımın) yolunun bir olduğunu iddia edeceğim ölçüye varmadıkça. (Bu noktadan çıkış çok derin konulara iniyor, şimdi bu kadar derine inmek uygun düşmez.)

Son bir iki cümle: Bir gün sıramı beklerken duruşma izliyordum. Trafik kazasından doğan tazminat davası. Davalı vekili “kazada bizim kusurumuz yoktur” dedi. Davacı vekili “elbette sizin kusurunuz yok, siz taraf değil vekilsiniz” dedi. İlk yılımdı, bu kısa diyalogdan 3 cilde sığmaz bilgi çıkarmıştım.
Old 27-03-2010, 11:19   #28
Av_Mustafa

 
Varsayılan

anladım sayın meslektaşım.yardımcı olduğunuz,cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.benim de hatalarım var elbette.ben de bu konuda kendimi sorgulamalıyım. mesleğimiz konusundaki görüşleriniz beni etkiledi ve dersler alacağımdan emin olabilirsiniz.takdir edersiniz ki bu staj döneminde siz sayın meslektaşlarımızdan öğreneceğimiz çok şey var.iyi günler dilerim.saygıyla.
Old 27-03-2010, 11:32   #29
av.araf

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mantis
Son bir iki cümle: Bir gün sıramı beklerken duruşma izliyordum. Trafik kazasından doğan tazminat davası. Davalı vekili “kazada bizim kusurumuz yoktur” dedi. Davacı vekili “elbette sizin kusurunuz yok, siz taraf değil vekilsiniz” dedi. İlk yılımdı, bu kısa diyalogdan 3 cilde sığmaz bilgi çıkarmıştım.

Öncelikle bu tespiti dile getiren ve bizimle paylaşan Değerli Meslektaşlarımı tebrik ediyorum.
Syn Av_Mustafa
THS her zaman anlayışlı, saygılı, hoşgörülü insanların bilgi ve birikimlerini paylaştığı bir site oldu. Bu siteye üye olduğum günden beri görüş belirttiğim ya da danıştığım bir tek mesajım sebebiyle kırılmadım ya da kızgınlık hissetmedim. Herkes bilgisi ve tecrübesi çerçevesince birşeyler paylaşıp katkı sağlamaya çalışır.
Bazen doğrudur paylaştıklarınız ve istifade edenler teşekkür ederek nezaketlerini gösterirler.
Bazen eksiktir, engin bilgileri ile eksiklerini tamamlarlar, yol gösterirler.
Bazen baştan sona yanlış yorumlamışsınızdır olayları , tecrübeniz yetersizdir, bilginiz henüz olgunlaşmamıştır ve yanlıştır yazdıklarınız o zaman da yol haritası çizer ve doğruyu ulaşmanıza yardımcı olurlar.
Ama olayları kişiselleştirmez, kişileri küçümsemez, yanlışı da bile bile asla desteklemezler.
Bir de bu yönden değerlendirin mesajları , eminim size açılan farklı pencereler ilerde çok işinize yarayacak.
Old 27-03-2010, 12:00   #30
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

22 Mart
Alıntı:
Yazan Av.Özgür KARABULUT
Sn. Av. Mustafa;
... mesajıma cevap yazarken "Evet, biraz abartılı bir tepki olmuş" diyebilseydiniz, ... daha farklı olurdu.

27 Mart
Alıntı:
Yazan Av_Mustafa
benim de hatalarım var elbette.ben de bu konuda kendimi sorgulamalıyım. ... takdir edersiniz ki bu staj döneminde siz sayın meslektaşlarımızdan öğreneceğimiz çok şey var.


Yukarıdaki mesajımda anlatmaya çalıştığım şey tam da buydu. Teşekkürler Sn. Av Mustafa...

Bir kaç yıl sonra, THS'deki bu ilk mesajlarınıza tesadüfen denk gelip güleceğinizden eminim.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Acaba Davalı Vekilini Baroya Şikayet Mi Etsem? Brusk Meslektaşların Soruları 5 08-09-2011 13:41
avukatı şikayet ederken baroya ödenen ücret Av.Mehmet_Ali Meslektaşların Soruları 2 07-08-2009 23:39
Alacaktan Dolayı Meslektaşı Baroya Şikayet Etmeli miyim? erkoc17 Meslektaşların Soruları 1 22-08-2008 21:07
Meslektaşı baroya şikayet etmeli miyim? Av.ibrahim şen Meslektaşların Soruları 10 15-05-2007 08:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08355808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.