Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdari yargıda temyiz sınırı

Yanıt
Old 16-11-2019, 23:20   #1
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan İdari yargıda temyiz sınırı

İdari yargıda maddi ve manevi tazminat istemiyle birlikte açılan tam yargı davalarında; temyiz/istinaf sınırı, maddi ve manevi tazminat değerleri toplamı üzerinden mi, yoksa her bir tazminat türü için ayrı ayrı mı belirlenir? Örneğin; 2019 yılı temyiz sınırı: 144.000 TL. Hükmedilen maddi tazminat 100.000 TL., manevi tazminat 100.000 TL ise, bu karar temyiz edilebilir mi?
Old 17-11-2019, 12:53   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan Kesinlik reddedilen miktara göre mi kabul edilen miktara göre mi

Sayın Av.Dursun KARACA;

Aynı yargılama sınırları içinde birden fazla bağımsız davanın bulunması hali olarak nitelendirilen dava birleşmesini iki gruba ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi davacı veya davalı ya da hem davacı hem de davalı yanda bir taraf çokluğu olması sebebiyle doğan “sübjektif dava birleşmesi”; diğeri ise aynı yargılama sınırları içinde ve taraflardan birinin diğerine karşı birden fazla davasının bulunması halinden doğan “objektif dava birleşmesidir.”( OBJEKTİF DAVA BİRLEŞMESİ -TBB Dergisi 2015 (117) Elif AKSOY)


Maddi ve manevi tazminat taleplerinin aynı davada ileri sürülmesi durumu objektif dava birleşmesine örnek olmakla;
Temyiz sınırı bakımından da ayrı ayrı değerlendirileceğini düşünmekteyim.

Nitekim Yargıtay bir kararında;

T.C YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas: 2019 / 1717 Karar: 2019 / 6336 Karar Tarihi: 21.10.2019
YARGITAY KARARI
_________________
_______________________
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi



Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

KARAR

1 – Davalı vekilinin davacı lehine takdir edilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırının karar tarihi itibariyle 47.530,00 TL olduğu, Davacının 50.000,00 TL manevi tazminat isteminin Yerel Mahkemece 25.000,00 TL’sinin kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince istinaf kanun yoluna getirilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve manevi tazminat yönünden aynı miktarda 25.000 TL manevi tazminata karar verildiği ve bu kararın davalı vekilince temyize getirildiği dikkate alındığında, davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.

O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı lehine lehine takdir edilen manevi tazminat yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının H.M.K.'nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.

2- Davalı vekilinin davacı lehine takdir edilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise, dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin dayandığı temyiz kapsam ve nedenlerine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün bu yöne ilişkin kısmının ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 21/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
*****************

Yönünde maddi ve maddi tazminatı ayrı ayrı temyiz kesinlik sınırı bakımdan incelemiştir. Bu kararda istenen toplam manevi tazminat karar tarihinde(2018) kesinlik sınırı olan
47.530,00 den fazla olsa da kabul edilen tutar bakımından değerlendirmiştir.


Yine Yargıtay başka bir kararında;

T.C YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas: 2019 / 1545 Karar: 2019 / 6172 Karar Tarihi: 15.10.2019


________________________________________
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi



Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

KARAR

1– Manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi itibariyle 47.530,00 TL’dir.

Davacı vekili, dava ve ıslah dilekçesi ile toplamda 109.488,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece 109.488,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verildiği; ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen 29/11/2018 tarihli kararda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemesi kararını, davalı taraf temyize getirmiştir. Bu kapsamda; manevi tazminat miktarının, aleyhine hüküm verilen yönünden temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.

O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden temyiz kabiliyeti olmayıp, davalı vekiline ait temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK.'nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar verilmiştir.

2- Maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçelere, maddi deliller ile temyiz kapsam ve nedenlerine göre ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine, usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
*******************


Yönünde karar vermiş olmakla talep edilen toplam miktar olan 100.000,00 TL üzerinden değil, hatta reddedilen miktar(70.000,00) kesinlik sınırını aştığı halde reddedilen miktar bakımından da değil, kabul edilen 30.000,00 TL bakımından kesinlik sınırını değerlendirmiştir.
Old 17-11-2019, 13:22   #3
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Adli yargı açısından bir şüphe yok. Ancak, idari yargılama usulünde durumun farklı olduğu kanaatindeyim. Buna örnek Bölge İdare Mahkemesi kararı aşağıdadır. Adli yargıda olduğu gibi olsaydı, maddi tazminat miktarı açısından bu karar istinafa bile gelemezdi. Maddi manevi ayrımı yapılmadan hem istinafa gelmiş, istinaf incelemesi yapılmış, temyiz yolunun açık olduğuna da karar verilmiş. Kısacası toplam tazminat miktarı esas alınmış.


T.C.
ANKARA
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
ONUNCU İDARİ DAVA DAİRESİ
Esas : 2017/597
Karar : 2017/598
Tarih : 21.06.2017
İSTEMİN ÖZETİ : Davacıların müşterek çocuğunun, 29.10.2014 tarihinde Ankara Zekai Tahir Burak
Hastanesi'nde doğumu sırasında ölümü nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00 TL maddi, duyulan
elem ve ızdırap karşılığı 350.000,00 TL manevi tazminatın, idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu ileri
sürülerek olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılan
davada; dosyada bulunan bilgi ve belgeler, Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulu raporu ve sağlık
hizmetlerinin bünyesinde risk barındıran özelliği birlikte değerlendirildiğinde, davacıların müşterek
çocuğunun doğum sırasında ölümü olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı
gerekçesiyle davanın reddine ve davacıların dava dilekçesi ekinde sundukları muhtarlıkça düzenlenmış
fakirlik belgelerinde, bağlı maaşlarının bulunmadığı, yardıma muhtaç suretle geçindikleri, fakir ve yardıma
muhtaç oldukları belirtildiği ve bu nedenle yargılama giderlerinin tahsilinin davacıların mağduriyetine
neden olacağı, davacıların, idare lehine hükmedilecek vekalet ücreti de dahil olmak üzere tüm yargılama
giderlerinden muaf tutulmasına davalı idare için hükmedilen vekalet ücretinin hazineden karşılanmasına
ilişkin olarak Ankara 10. İdare Mahkemesi'nce verilen 09/01/2017 gün ve E: 2015/1281, K: 2017/40 sayılı
kararın, davacılar vekili tarafından, doğum sırasında müvekkilinin çocuğunun başının koparılarak
öldürülmesinde ağır kusurları olan doktorların, yanlış ve eksik değerlendirmelere dayanan Adli Tıp
Kurumu raporuyla kusursuz sayılmasını ve aklanmasını kabul etmelerinin mümkün olmadığı, davalı
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu vekili tarafından ise davalılar lehine hükmedilmiş olan vekalet ücretinin
Hazineden ödenmesinin usul ve hukuka aykırı olduğu, davacılar tarafından ödenmesi gerektiği, bu
nedenlerle, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
DAVACI SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DAVALI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ
KURUMU SAVUNMASININ ÖZETİ : Dava konusu işlemin, konu ile alakalı bulunan mevzuat hükümleri
çerçevesinde usule ve hukuka uygun olarak tesis edildiği, bu nedenle, mahkeme kararında hukuka aykırılık
bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALI SAĞLIK BAKANLIĞI
SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA)
SAVUNMASININ ÖZETİ : Karara esas alınan bilirkişi raporunun bilimsel bilgiler ışığında hazırlanmış
olduğu, bu nedenle, mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin
reddi gerektiği savunulmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi'nce 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 334'üncü maddesindeki koşulların gerçekleştiğinden davacıların adli yardım isteği kabul
edilmek suretiyle dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
Ankara 10. İdare Mahkemesi'nce verilen 09/01/2017 gün ve E: 2015/1281, K: 2017/40 sayılı karar usul ve
hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, tarafların istinaf istemlerinin
reddi ile anılan kararın ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 151,70-TL istinaf yargılama giderinden
davacıların 6100 sayılı Kanunun 339. maddesi uyarınca muaf tutulmasına, davalı idarelerden Türkiye
Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 2577
sayılı Yasanın değişik 46. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30
gün içerisinde Danıştay 15. Dava Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdari yargıda istinaf mı, yoksa temyiz yoluna mı gidilmeli..? Av. Ahmet POYRAZ Meslektaşların Soruları 12 14-03-2017 15:56
İdari yargıda temyiz aşamasındaki dosya, adli yargıda bekletici mesele yapılabilir mi? hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 1 15-12-2011 15:43
İdari Yargıda Temyiz Aşamasında Müdahillik AVUKATBAŞAK Meslektaşların Soruları 1 01-06-2011 21:01
İdari Yargıda Hakimlik memur Hukuk Soruları Arşivi 7 19-07-2006 22:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04689097 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.